23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 ŞUBAT 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hükümet, ‘katkıkatılım’, ‘ilaç katılım’, ‘reçete katılım’ payı kesintileriyle sağlık hizmetini ücretlendiriyor ANTALYA’DA ÇALIŞIYOR İDDİASI 9 AKP’nin sistemi çöktü SİBEL BAHÇETEPE AKP’nin devrim niteliğinde olduğunu savunduğu ve özel hastanelerin kapılarını yurttaşlara açtığı söylemi, yurttaşların maaşlarından yapılan kesintilerle ortaya çıkınca gerçek geç de olsa anlaşıldı. Sağlık harcamalarının artması üzerine kısıtlamalara giden hükümet, özelkamu fark etmeksizin “katkıkatılım payı, ilaç katılım payı, reçete katılım payı” ile yurttaşın cebinden bu açığı kapatmaya çalışıyor. Kamudan ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) anlaşması bulunan özel hastanelerden sağlık hizmeti alan yurttaşlar, özellikle de emekliler çoğu kez bu kesintilerin de farkına varmıyor. Sağlığın paralı hale geldiğini belirten yurttaşlar, “Hani sağlık hizmetlerine ulaşım ücretsizdi? Prim ödüyoruz, vergimizi veriyoruz, buna karşın bir de katkı/katılım, ilaç payı, reçete parası adı altında bir dünya para ödüyoruz. Parası olmayan sağlık hizmetine ulaşamayacak. Bu gerçeği geç de olsa fark ettik” dediler. Tabip odası üyeleri de hükümetin önce “sağlığı tüketim alışkanlığı” haline getirdiğini, ardından da paralı yaparak yurttaşı zor durumda bıraktığını kaydettiler. Hükümetin 9 yıldan bu yana sağlık alanında yaptığı her düzenleme yurttaşları, hekim ve eczacıları daha da çıkmaza soktu. ‘Sağlıkta Dönüşüm Politikası’nın ilk adımı olarak SSK ve devlet hastanelerini Sağlık Bakanlığı çatısı altında birleştiren hükümet, ilacın serbest eczanelerden alınabilmesi ve özel hastanelere gidilebilmesinin yolunu açtı, kamu hastanelerindeki sevk sistemini kaldırdı, performansa dayalı ödeme sistemini getirdi. Kamu ve SGK anlaşması bulunan özel hastanelere giden yurttaşlardan “ilaç katılım payı, eşdeğer ilaç fark payı, muayene katılım payı” adı altında kesintiler yapılmaya başlandı, anlaşmalı özel hastaneler A, B, C, D, E sınıfına ayrıldı ve bu hastanelere giden yurttaşlardan yüzde 70 ile yüzde 30 arasında fark ücreti alınmaya başlandı. Sağlık hizmeti almak için her geçen gün daha çok ödeme yapan ve kesintilerle karşı karşıya kalan yurttaşlar, özellikle emekliler, maaşlarındaki yüksek miktarlarda kesintileri gördüklerinde şaşırdıklarını söylediler. Yurttaşlar, hükümetin ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın “sağlıkta yıkıma neden olduğunu” belirterek, parası olmayanın sağlık hizmetine ulaşamaz hale geldiğini vurgulayıp “Vatandaş artık gerçeği görmeli, sağlık hizmeti paralı hale geldi” diyerek sağlık sistemini eleştirdiler. İstanbul Eczacı Odası Başkanı Semih Güngör, önümüzdeki günlerde ilaç ve sağlık hizmetlerine bugünkünden daha fazla katkı payı verilmesi ile karşı karşıya kalınabileceği uyarısında bulunarak “Bugüne de hasta katılım payı, muayene ücreti, ilaç fiyat farkı alınıyordu. Ama bugün başka bir şey daha vermeye başlayacak. Her zaman birinci basamak hizmetlerin ücretsiz olduğunu öne süren hükümet, birinci basamak olan aile hekimliği hizmetinden de bir katkı payı almaya başlayacak” dedi. Milyonlarca reçetenin yüzde 6070’inin aile sağlığı merkezlerinden çıktığını, buralardan da katkı payı alınmaya başlanmasının SGK için ciddi kaynak oluşturacağını vurgulayan Güngör, “Ayrıca 3 kalemi aşan reçetelerden 1 TL alınması da kaynağı arttıracak. SGK’nin yaptığı tasarruftan ziyade ticarettir” diye sordu. SGK’nin geri ödeme listesindeki ilaçlar ile raporlu ilaçların kapsamını daraltabileceğini, raporların alınmasının zorlaştırılabileceğini, bunların da yine yurttaşın cebinden ilave katkı payları olarak çıkacağını anımsatan Güngör, uygulanan sağlık politikaları nedeniyle de eczacılar ile yurttaşların karşı karşıya kaldığını kaydetti. Güngör, “Aile hekimliği ve kutu başına ilaçtan katkı payı almaya başladığımızda, hastalar ‘Bu nereden çıktı?’ diyecek ve sorumlusu olarak eczacıyı görecekler ve tartışmalar yaşanacaktır. Ayrıca katkı payları nedeniyle doktora gitmeden direkt eczaneye giderek ilaç alınması gündeme gelecek, gereksiz ve yanlış ilaç kullanılmaları da olacaktır” değerlendirmesini yaptı. AKP hükümeti döneminde kamu hastanesi ve SGK anlaşmalı özel hastanelere giden yurttaştan ‘ilaç, reçete, muayene katılım payı’ ile ‘eşdeğer ilaç farkı’ adı altında çok sayıda kesinti yapılıyor. Özel hastanelerden katkı paylarının yanında bir de fark ücretleri alınıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu anlaşması bulunan özel hastanelerden sağlık hizmeti alan yurttaşlar, özellikle de emekliler çoğu kez bu kesintilerin farkına varmıyor. Yurttaşlar, hükümetin ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın “sağlıkta yıkıma neden olduğunu” belirtti. Kızını satan baba aranıyor ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Antalya’da kızını sözleşmeyle satan baba Osman Y’nin mahkemeye verdiği adresler sahte çıktı. Osman Y’nin bir dahaki duruşmaya getirilmesi için işlem başlatıldı. Babası tarafından satılan E.Y’nin ise annesiyle birlikte Sivas’ta yaşadığı ortaya çıktı. Anne Gülay E. eşinin 4 ay önce çalışmak için Antalya’ya gittiğini iddia etti. Antalya’da kızını 5 bin TL sözleşmeyle satan ve tutuksuz yargılanan baba Osman Y. tüm aramalara rağmen bulunamadı. Mahkeme, Osman Y’nin bir sonraki duruşmaya getirilmesi için işlem başlattı. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin de Antalya Emniyet Müdürlüğü’nü arayarak bilgi aldı. Bunun üzerine Asayiş Şube Müdürlüğü çalışma başlattı. Gazetemize konuşan Antalya Barosu Genel Sekreteri avukat Mustafa Murat Bilgin, “Sanıklardan biri bulunmuş. Diğeri bulunma aşamasında. O yüzden bu sene kararın çıkacağını düşünüyorum. Mahkeme sanıklara ulaşamazsa, bir adım bile ilerleyemez” dedi. Bilgin, davaya konu olan protokolün de hiçbir geçerliliği olmadığını belirterek “Bu durum bana Roma’daki köle satışlarını anımsattı” dedi. Bilgin, olaya ilişkin hürriyetin nitelikli kısıtlanması, cinsel istismar ve insan ticareti suçları iddiasının bulunduğunu söyledi. Küçük kızı sözleşmeyle satın alan ve 6 yıl sonra mahkemece tutuklanan Yusuf A’nın avukatı Hacı Ömer Çelebi ise sanığın cezaevinde öldürülebileceği olasılığı üzerine tedbir alınmasını istedi. AKP’nin sağlık politikalarına yurttaşlar kadar sağlık çalışanları da tepki gösteriyor. Sık sık meydanlara çıkan sağlık çalışanları, öğrenciden profesöre kadar hükümet politikalarını protesto ediyor. Sağlık personeli, AKP’nin ‘dönüşüm’ adı altında yaptığı uygulamaların, ‘yıkım’a neden olacağı konusunda hükümeti sık sık uyaracak eylemlere imza atıyor. ‘Şimdi bu nereden çıktı?’ Koruma altında olması gereken E.Y, Sivas’ın gecekondu mahallelerinin birinde iki katlı eski bir evde annesiyle birlikte kalıyor. Gazetecilerin ziyaretiyle, Yusuf A’nın tutuklandığını öğrenince şaşıran anne Gülay Y, “Biz olayın kapandığını biliyorduk. Şimdi bu nereden çıktı. Biz bir şey bilmiyoruz” dedi. Gülay Y, eşi Osman Y. ve oğlu 21 yaşındaki İsmail Y.’nin 4 ay önce çalışmak için Antalya’ya gittiğini iddia etti. Sivas Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne bağlı aile danışma merkezinden iki uzman eve gelerek E.Y. ile görüştü. ‘Tamamlayıcı sigorta’ İstanbul Tabip Odası yönetim kurulu üyesi Dr. Güray Kılıç, AKP’nin bütün sağlık sisteminin yalan üzerine kurulu olduğunu savunarak “Bu yalana çok uygun dozlarda, yavaş yavaş getirdiler. Sistem esas olarak SGK bütçesinden daha az para çıkması, yurttaşın da bu sürece katkı vermesi üzerine kurgulanmıştı. Yıllardır SGK’nin kara deliğinin kapatılması için çalışıldı” dedi. Geçen günlerde “Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunların Değişiklik Yapılmasına Yönelik Kanun” ile GSS’nin bazı maddelerinde düzenlemelere gidildiğini anımsatan Kılıç, düzenlemelere göre SGK’nin her yıl hangi ilaçları, hangi sağlık hizmetlerini ödeyeceğini kendisinin belirleyeceğini, böylelikle zaman içinde ödeme listesini daha da daraltacağını ve yurttaşın cebinden ilaca ve sağlık hizmetlerine ulaşmak için daha çok para çıkacağını vurguladı. Kılıç, yurttaşın ödediği primlerin sağlık hizmetlerine erişimde yetersiz kalacağını ve bu durumda “tamamlayıcı sağlık sigortalarının” devreye gireceğini, özel sağlık sigortalarının bu konuyu gündemine aldığını iddia ederek şunları söyledi: “Geri ödeme listesindeki ilaç ve sağlık harcamalarını belirleme yetkisini eline alan SGK, zamanla birçok ilaç geri ödeme listesinden çıkarılacak, eczacı ile yurttaş karşı karşıya kalacak. Özel sağlık sigortalarının şu an için 10 milyon kişiyi hedeflediği belirtiliyor” diye konuştu. Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel ise “Yasanın bu maddesinin etkileri önümüzdeki yıllarda daha da belirgin hale gelebilir. SGK birden ödeme listesinde daraltmaya gitmez, yardımcı sağlık sigortasını da hemen devreye sokmaz, bunu yavaş yavaş yapar.” İstanbul Tabip Odası Sağlık Komisyonu üyesi Dr. Süheyla Akkoç da AKP hükümetinin sağlığı önce tüketim malzemesi haline getirdiğini ardından da “Hizmet alabilirsiniz ama paranızı vermek koşulu” ile dediğini anımsatarak sağlık politikalarını eleştirdi. Katkı katılım paylarının emekli maaşlarına yansımasına değinen Akkoç, “Özellikle bakmakla yükümlü olduğu insanların, eşlerinin kesintileri de maaşlarına yansıdığında bu oran daha da artıyor. Katlanarak büyük meblağ haline geliyor” ifadelerine yer verdi. BAKAN ŞAHİN SORUYLA YETİNDİ: Ceza yasaları ne yapsın? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Antalya’da 12 yaşındayken babası tarafından sözleşme imzalanarak satılan E.Y’nin durumunu, “Eğer aile, anne ve baba çocuğunu istismar ediyorsa, ceza yasaları burada ne şekilde hareket edecek” sorusunu yöneltmekle yetindi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise olayı “insanlık suçu” sözleriyle değerlendirdi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Bakan Şahin ile Yeni Anayasa Çalışmasında Çocuk Görüşü Çalıştayı kapsamında il çocuk hakları komitelerinden çocuk temsilcilerini kabul etti. Kabulde, çocuk işçiliğinin azaltılması ve çocukların sigara ve içki gibi zararlı alışkanlıklardan korunması gerektiğini açıklayan Bakan Şahin, çocuk tacizi ile ilgili koruyucu ve cezai yaptırımların daha da arttırılacağı yeni bir anayasa bakışını önemsediklerini söyledi. E.Y’nin durumunu da değerlendiren Şahin, “Ailede çocuk nasıl olması gerekiyor, çocuk hakkı evde nasıl güçlenecek? Eğer aile, anne ve baba çocuğunu istismar ediyorsa, ceza yasaları burada ne şekilde hareket edecek? Çocuklarımız bu konularla ilgili olarak da çalıştılar” diye konuştu. Fatura yine yurttaşa Yurttaştan nerede, ne kadar kesinti yapılıyor? Kamu hastaneleri: 3 TL reçete katılım payı + 5 TL muayene ücreti: Toplam 8 TL kesinti. SGK anlaşmalı özel hastaneler: 12 TL muayene ücreti + 3 TL reçete ücreti: Toplam 15 TL kesinti. SGK anlaşması olan özel hastaneler “poliklinik, yoğun bakım, ameliyathane, tedavi standartları, hasta hakları ve güvenliği, enfeksiyon kontrolü, tesis yönetimi, yatak, doktor ve hemşirde sayısı” gibi kriterlere göre ABCDE olmak üzere 5 grupta sınıflandırıldı. A sınıfı özel hastane yüzde 70, B grubu yüzde 60, C grubu yüzde 50, D grubu yüzde 40, E grubu ise yüzde 30’a varan oranda ayrıca fark ücretini de hastadan talep ediliyor. Bugüne dek ücretsiz olarak hizmet veren aile hekimlerinden de ücret alınması gündemde. 1 Ocak’ta yürürlüğe giren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda yapılan yeni değişiklikler, aile hekimine giden bir yurttaştan 3 TL katılım ve her kurumdan yazılan reçete bazında 3 kalem ilaçtan sonra 1 TL payı alınması gündeme getirildi. SGK talep ettiği takdirde aile hekimlerinden de ücret alınacak. İYSAD BAŞKANI ÇELİK UYARDI: Hazır yemekte taşeron riski İstanbul Haber Servisi Keyveni Catering Genel Müdürü ve İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği (İYSAD) Başkanı Sadık Çelik, merdiven altı yemek hizmeti veren şirketlerin milyonlarca çalışanın sağlığını ve sektörün geleceğini tehdit ettiğini belirterek “İnsan sağlığını hiçe sayan bu düzenbazları bir an önce sistemden ayıklamalıyız. Sağlık kapkaççılığına dur demeliyiz” dedi. Çelik, yaptığı yazılı açıklamada, “Yemek hizmetini alan şirketin yetkilisi rüşvet yani kibarcası komisyon sevdasına, saygın catering firması kapasitesi yetmediği halde pazarın her segmentini ele geçirme sevdasına ve taşeron hizmeti veren kayıt dışı merdiven altı üretici de ekmek parası davasına el birliği ile milyonlarca çalışanın sağlığını, ülkemizin, sektörümüzün geleceğini tehdit ediyorlar” diye konuştu. Hazır yemek taşeronluğunun toplum sağlığı açısından ciddi sorunlara yol açtığını vurgulayan Çelik, “Sterilize edilmemiş üretim ortamı nedeniyle enfeksiyon riski doğuyor. Sağlıksız besinler nedeniyle obezite ve kalpdamar hastalıklarının yanı sıra son kullanım tarihi geçmiş ürünlerden ötürü zehirlenmeler can kaybı ile sonuçlanıyor” dedi. ‘Sınıflandırmalar yanlış’ Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Dr. Reşat Bahat da özel hastanelerden fark ücreti alınmasının ve hastanelerin sınıflandırılmasının doğru olmadığını belirterek, şunları söyledi: “Hastane, doktor sınıflandırılır mı? Hastaneyi ve doktoru sınıflandırmak hastayı sınıflandırmak değil midir? O zaman ucuz hizmette bazı eksikliklerin olmasını beklememiz gerekmez mi? Hasta haklarının olmadığı yerde sağlık düzgün işlemez. Bazı özel hastanelerin gereksiz tahlil ve tetkikler istediği zaman zaman gündeme geliyor. Hekimlerin ve hastanelerin hastaları suiistimal edecekleri her türlü yöntemin önüne geçmek gerekir. Bunların önüne geçecek bir denetim mekanizmasının olması gerekir. Sağlık Bakanlığı, tabip odaları ve meslek örgütleri bununla etkili mücadele ederse sektörde ciddi bir temizlenme sağlanabilir. Kamu sıkıntısını hazineden aldığı payla azaltıyor. Ancak bizler vatandaştan aldığımız farkla yaşayabiliyoruz, bunun için düzgün bir ödeme sistemi kurmamız lazım.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle