23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ŞUBAT 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kılıçdaroğlu, ‘kindar gençlik’ mesajı veren Erdoğan’a sordu: Hangi dinde nefret var? 5 Akyürek... İstanbul Valisi Muammer Güler... İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah... ??? Güler AKP milletvekili oldu, Cerrah Osmaniye valisi... Akyürek ise Emniyet Genel Müdürü Teftiş Daire Başkanı... Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü kim bilir nerede!.. Trabzon Jandarma Komutanı görevi kötüye kullanmak ve ihmal suçundan altı ay hapis... Yüzbaşı Metin Yıldız da yine altı ay hapis... DDK’nin bir yıllık çalışmasının ardından hazırladığı 653 sayfalık raporu okumadım henüz. Aslında raporun özeti bilindik olayları içeriyordu. Hrant Dink’in öldürüleceğini devletin istihbarat birimleri önceden bildikleri halde koruma önlemi almadı. Neden, niçin? Asıl bu soruya yanıt vermek gerekir. ??? Biz öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, ölümler, cinayetler toplumumuzun çok küçük bir kesimini ilgilendiriyor. Erzurum’da bir okul müdürü ne diyor: “Suçluların gen haritasını çıkarsınlar. Çocuk doğduktan sonra analizi yapılsın. Vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa yürümeden yok edilsin...” Haberi okuyunca içim titredi... Müdür açığa alınmış.... Ne olacak birkaç ay sonra? Bir başka kente atanacak ve görevine devam edecek! Bu ülkede bir öğretmen derneği, laikliğin yeniden tanımlanmasını isterken terörün “din kardeşliği”yle çözümlenmesini savunuyor, gençlerin “flört” etmesini dinsizlik olarak görüyor. ??? Bir müftü çıkıp Noel Baba’nın neden kapıdan değil bacadan girdiğini, cami hutbesinde anlatıyor... Müftü devam ediyor: “Müslüman Hıristiyan gibi eğlenmez... İçkili eğlence yapılırsa o kişi günahkâr olur. Noel Baba doğru dürüst birisi olsaydı bacadan değil kapıdan girerdi. Müslüman kapıdan girer bacadan değil.” Haber olunca ise ne diyor: “Şaka yaptım!” Tüm bunları yaşıyor yurdum insanı... Ölümlere bakıp bir süre sonra unutuyor. Alıştırıldık! ‘Kin tohumu ekiyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ ı “kurtarma” yasasına jet onay veren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e “Bir rekorun altına imza attınız. Başbakan söyler Sayın Cumhurbaşkanı imzalar, algısı yarattınız” eleştirilerini yöneltti. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “kindar gençlik” mesajına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “İlk kez Sayın Başbakan’ın ruh sağlığından endişe duymaya başladım” dedi. Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında yaptığı açıklamalar ana başlıklarıyla şöyle: ? Erdoğan’ın AKP’li gençlere yönelik ‘kininizin davacısı olun’ mesajına sert tepki gösteren Kılıçdaroğlu, AKP liderinin ruh sağlığından endişe duymaya başladığını söyledi. ‘’Kin tutuyorsan insan değilsin’’ diyen Kılıçdaroğlu, MİT Yasası değişikliğine ilişkin olarak da, ‘’Başbakan, Türkiye’nin adalet duygusunu, hukuka ve yargıya güveni harcadı. Hırsızlığa, yolsuzluğa bulaşan dostlarını ise harcamadı‘’ yorumunu yaptı. Hırsızlık devrimi: Bu hükümet hırsızlıkta devrim yaptı. Aklımıza gelmeyen, bilmediğimiz, duymadığımız hırsızlıkları öğrendik. Hiç aklınıza fitre hırsızlığı gelir mi? Fitre hırsızlığını yapanlar, asrın yolsuzluğu denen Deniz Feneri yolsuzluğu duruyor yerli yerinde... Savcıları yargılanıyor. Hırsızlığı yapanlar Başbakan’ın kankaları, yakın arkadaşları arasından çıkıyor. Hatta iş ortağı, namı “köstebek”tir. . Alman Cumhurbaşkanı’nın istifası: Bir savcı, Cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açtı. İstifa etti. Alman Başbakanı Merkel, bu Almanya’nın hukuk devleti özelliğinin göstergesidir, diyor. Erdoğan gülmüştür, ne beceriksiz adam bunlar, çıkarırsınız bir kanun, savcıyı derdest edersin, cumhurbaşkanı hakkında kimse soruşturma açamaz, dersin, yetkiyi de Merkel’e verirsin... İhale yolsuzlukları: İhale yolsuzluklarını kaldırmak için Kamu İhale Kurumu kuruldu. Bir gördük ki, bu kurum yolsuzlukların merkezi. Kamu İhale Yasası 54 kez değiştirildi. Yolsuzluklar daha rahat yapılsın diye. Dertleri cebimizi nasıl doldururuz, siyaseti nasıl finanse ederiz. Şeytanın aklına gelmeyecek yolsuzluk modelleri bunların aklına geliyor. Ba CHP KURULTAYI Önder Sav ekibi boykota hazırlanıyor TÜREY KÖSE Kılıçdaroğlu, grup toplantısında Erdoğan ve Gül’e sert eleştiriler yöneltti. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) ANKARA CHP’de “çifte kurultaya” doğru geri sayım başlarken; eski Genel Sekreter Önder Sav ekibi 26 Şubat kurultayını “boykot”a hazırlanıyor. Eski Genel Başkan, Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın da kurultaya katılmaması bekleniyor. Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, “Her iki kurultay da toplanacaktır, delegelere güveniyorum” dedi. Eski genel başkanlar Hikmet Çetin, Altan Öymen ve Murat Karayalçın’ın da özel olarak kurultaya davet edildiği bildirildi. CHP PM ve milletvekilleri toplantılarında olgunlaştırılan tüzük değişikliği taslağına son biçimini vermek üzere çalışmalar sürdürülüyor. 23 Şubat Perşembe günü 81 ilin temsilcileri ile PM üyeleri ve grup temsilcilerinden oluşan tüzük hazırlık komisyonu taslağı oylayacak. Kurultaydan bir gün önce, 25 Şubat Cumartesi günü de il başkanları toplantısı yapılacak. 26 ve 27 Şubat kurultaylarında Denizli Milletvekili Adnan Keskin’in divan başkanı olması planlanıyor. Genel merkez her iki kurultayın da toplanması ve katılımın yüksek olması için çaba sarf ederken; ikinci kurultay için imza verenlerin bir bölümünün imzalarını geri çektiklerine dikkat çekildi. Toplam 1248 delegenin bulunduğu, Ankara dışındaki tüm delegeler için “iki günlük” otel rezervasyonlarının yapıldığı bildirildi. 26 Şubat kurultayının Arena Spor Salonu’nda toplanması, muhaliflerin çağrısı üzerine toplanacak 27 Şubat kurultayının ise Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda seyircisiz yapılma kararı tartışma yarattı. Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak’ın 27 Şubat kurultayının da Arena Spor Salonu’nda yapılması için girişimde bulunduğu, ancak salonun o gün dolu olduğu yanıtını aldığı bildirildi. Olağanüstü tüzük kurultayı için 362 imza toplayan muhaliflerin bir bölümü 26 Şubat kurultayına katılmama eğilimi içine girdi. Eski Genel Sekreter Önder Sav’ın yakın çevresinde “26 Şubat kurultayına katılmamızın anlamı kalmadı. Ondan sonra 27 Şubat kurultayı toplanacak mı o da meçhul, 26’sında tüzük değişince ertesi günkü kurultayın anlamı kalmayacak” dediği belirtildi. Eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın da 26 Şubat kurultayına katılmama eğilimi içinde olduğu öğrenildi. Baykal, tüzük değişikliklerinin zorlaştırılması ve çifte kurultayları engellemek için genel başkana birleştirme yetkisi verilmesine karşı çıkmıştı. Tüzük taslağında bu görüşler dikkate alınarak bazı değişiklikler yapıldı. Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, “Kurultayın toplanması konusunda hiçbir endişeleri olmadığını” söyledi. Matkap, “CHP’lilere güveniyorum, delegelere güveniyorum. Herkes CHP’ye sahip çıkacak. Bütünlük içinde çıkacağız. Deniz Bey’in de, Önder Bey’in de gelmesini önemsiyorum. Kendilerini bekliyoruz. Bu partide emeği olan insanlar” dedi. Matkap, taslakta Deniz Baykal’ın endişelendiği düzenlemelerin değiştirildiğini de vurguladı. ANAYASA MAHKEMESİ’NE ÇİFTE BAŞVURU MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı “kurtarma” yasasını bugün Anayasa Mahkemesi’ne götürecek olan CHP, arkasından Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresini 7 yıla çıkaran yasayı mahkemeye götürmeye hazırlanıyor. MİT Yasası: Sayın Başbakan, devletin kurumları uyum içinde çalışıyor, diyor. Öyleyse neden bu yasayı çıkarıyorsun? Topluma nasıl kin tohumları ekiyorsan devletin kurumlarına da kin tohumları ekiyorsun. Emniyet MİT’e ve Başbakan’a güvenmiyor, MİT savcıya ve Emniyet’e güvenmiyor, Başbakan Emniyet’e ve savcılığa güvenmiyor, savcılık MİT’e güvenmiyor. Bu yanlışın altına imza atanlar tarih önünde sorumlu olacaktır. Cumhurbaşkanı da olsalar hukuk cinayetine imza attılar. Başbakan, Türkiye’nin adalet duygusunu, hukuka ve yargıya güvenini harcadı. Hırsızlığa yolsuzluğa bulaşan dostlarını ise harcamadı. Gül’e tepki: Sayın Cumhurbaşkanı bu yasayı imzalayarak bir başka rekorun altına imza attı. Bu kadar süratle olmasının karşılığı olarak Guiness rekorlar kitabına girmelidir. Demek ki bir yasayı onaylamak için o yasayı okumaya da gerek yokmuş. Sayın Cumhurbaşkanı’na şunu söylemek isterim: Korkunun ecele faydası yoktur. Cumhurbaşkanlığı koltuğu çok önemlidir, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ediyorsunuz. Bu, Cumhurbaşkanlığı makamını yıpratır. kalım, Başbakan bunlara nasıl sahip çıkacak. Savcılar görevden alınıyor, yargı önüne çıkarılıyor. Öte yandan, Erzurum’da 17 yaşındaki Leyla 9 yıllık hapis istemiyle yargılanıyor. Hiç meraklanma Leyla, CHP senin yanındadır. Başbakan’ın ruh sağlığı: Başbakan bir konuşma yaptı. İlk kez Sayın Başbakan’ın ruh sağlığından endişe duymaya başladım. Mantık, gerçeklik, bilim, sağduyu yok. Toplumu bölüyorsun, toplumun arasına kin tohumları ekiyorsun. İnsanda biraz vicdan, Allah korkusu, dine saygı olur. Seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz, medya bunu öne çıkardı. Öbürünü çıkarmıyor, “kin tohumu ekmek” haber, manşet değildir de nedir? Seçilmişle atanmış arasındaki farkı da bilmiyor. Peki bu hapisteki milletvekilleri seçilmemiş mi? Beyefendinin söylediği lafa bakın. Çete kurmak için yandaşlarına gece yarısı yasası çıkarıyorsun, onlar uluslararası anlaşmalara aykırı olarak içeride. İçeride olmalarının sorumlusu sensin. İkincisi de TBMM Başkanı, asıl sorumlu o. Kindar gençlik: Erdoğan tipik bölücüdür. Kininizin davacısı bir gençlik olun, diyor. Başbakan’ın yakınlarına, hekimlerine soruyorum, bu konuşmayı yaparken ruh hali nasıldı? Ruh sağlığı konusunda doktorlardan açıklama yapılmasını bekliyoruz. Hepimiz hasta olabiliriz, ameliyat olabiliriz. Hastalık hali dolayısıyla kimse böyle konuşma yapamaz. Hatta hastaysanız daha yumuşak bir üslup kullanırsınız. Hangi dinde nefret vardır, hangi ahlakta kin vardır? Yunus Emre “Biz kimseye kin tutmayız” der. Gençler, bunu dinleyin, Başbakan’ı değil. Kin tutuyorsan insan değilsin. Hrant Dink Davası: Devlet Denetleme Kurulu raporu çıktı. Söylediklerimizin tamamı orada var. Kamu görevlilerinin ne yaptığını Başbakan okusun. Biz terfi ettirmiştik, ne yazıyorlar, desin. Okusun, arzu ederse Sayın Cumhurbaşkanı ile kavga da edebilir? Alıştıra Alıştıra... Hrant Dink cinayetine ilişkin Devlet Denetleme Kurulu’nun raporu dün Cumhuriyet’in manşetiydi: “Örtülü zırh kalksın...” Kurulun saptamalarının büyük bölümünü Cumhuriyet, okuruna 27 Ocak günü yayımlanan manşet haberinde duyurmuştu: “Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, Dink cinayetiyle ilgili önemli verilere ulaştı: Belgeler yok edildi...” Neredeyse bir ay kadar önce vermişti bu haberi Cumhuriyet... ??? Cumhuriyet’ten Fırat Kozok başarılı bir gazetecilik örneği sergilemişti. Zaten Cumhuriyet’in öteki gazetelerden farkı buydu... Ben bu köşeden hem haberi yazan Ankara büromuzdan Fırat Kozok’u hem de yazıişlerindeki tüm arkadaşlarımı kutluyorum. Peki, örtülü zırh kalkar mı Hrant Dink cinayetinde? Bence hayır! Uğur Mumcu, Gaffar Okkan, Hrant Dink, Musa Anter, Mehmet Sincar, Ahmet Taner Kışlalı, Çetin Emeç, Turan Dursun vb. cinayetlerinde kalkmış mıydı? Salt tetikçiler bulunmuştu o kadar! Üç beş genç kahvede tavla oynarken mi Hrant Dink’i öldürmeye karar vermişlerdi? ??? Az daha unutuyordum... Necip Hablemitoğlu da oturduğu apartmanın bahçesinde otomobilini park ettikten sonra silahla öldürülmemiş miydi? Hablemitoğlu cinayetinin tetikçileri aradan yıllar geçmesine karşın bulunmadı daha... DDK, örtülü zırhın kalkmasını istiyor... Polisin ve jandarmanın gerekli önlemleri almadığını hazırladığı raporda belirtiyor... Yaşam hakkının korunması yükümlülüğünün yerine getirilmediği, kamu hizmeti kusuru oluşturulduğu vurgulanıyor... Zaten “ağır hizmet kusuru” işledikleri belirlenen adlar yargı sürecinde hep gündeme getirildi Dink ailesinin avukatları tarafından. Adı en çok öne çıkan kimdi? Dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan GÜL, DDK’NİN YANLIŞ BULDUĞU UYGULAMAYI ONAYLADI ‘Diktatörlüklerde böyle olur’ kâğıt üstünde kaldı MHP lideri Bahçeli, AKP hükümetinin MİT Yasası’yla hukuk devletini tamamen rafa kaldırdığını söyledi edilen MİT Yasası ve yaşanan süreci anımsattı. AKP’nin hukuk devletinin tüm gereklerini itiraz ve uyarılara karşın rafa kaldırdığını belirten Bahçeli, “Bu yasal adım antidemokratiktir, siyasi ilkelliğin ve kabile mensubiyetinin bir görüntüsüdür” dedi. AKP’nin “maç oynanırken kuralları değiştirdiğini” ifade eden Bahçeli, “İşin daha da manidar yanı, Sayın Cumhurbaşkanı hızını alamayıp sanki arkasından yetişen varmışçasına değişikliği anında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MİT krizinin ardından “Seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz” diye açıklama yapan Başbakan Tayyip Erdoğan’ı “Milletin yetkisini almış milletvekilleri dört duvar arasına bırakılmışken siz bu ifadeleri ne hakla ağzınıza almaya cüret edersiniz?” diye eleştirdi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada geçen hafta TBMM’de kabul onaylamıştır” diye konuştu. AKP’nin süren bir soruşturma sürecine müdahil olduğunu belirten Bahçeli, böyle bir uygulamanın ancak diktatörlükle yönetilen rejimlerde yaşanacağına işaret etti. Erdoğan’ın “Seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz” açıklamalarını eleştiren Bahçeli, milletin yetkisini almış milletvekillerinin dört duvar arasında bırakılmışken Başbakan’ın bu ifadeleri nasıl kullanmaya yeltendiğini sordu. kapsamlarındaki ayrışmanın doğurduğu dengesizliği artırıcı etki ANKARA Cumhurbaşkanlığı yaptığı ifade edilen raporda, AİHM Devlet Denetleme Kurulu’nun kararlarına da işaret edilmişti. kamuoyunda geniş yankı uyandıran Türkiye’de uygulanan kamu Hrant Dink raporunda “Zımni görevlilerinin yargılanması ile kurumsal korunma” ve “örtülü ilgili mevzuatın AİHM dokunulmazlık” diye eleştirilen kararlaryla da sıkça eleştirildiği kamu görevlilerinin soruşturulması kaydedilen raporda, “Kamu konusunda idari izin yöntemi, görevlileri hakkında etkin çarpıcı bir çelişkiyi de gün yüzüne soruşturma yapılmadığı çıkardı. Cumhurbaşkanı Abdullah gerekçesi ile mahkeme Gül, daha 3 gün önce MİT’çiler tarafından Türkiye hakkında için apar topar çıkartılan ve çok sayıda ihlal kararı verilmiş bulunmaktadır. Bu soruşturma için nedenle kamu Başbakan onayı ? Cumhurbaşkanlığı görevlilerinin getiren yargılanması ile ilgili iç düzenlemeyi jet DDK’nin raporunda hukuk hızıyla imzalamıştı. soruşturma izni ile düzenlemelerinin DDK raporunda, ilgili süreç geliştirilmesine ihtiyaç kamu görevlilerinin eleştirilirken Gül daha duyulmaktadır” yargılanmasına ilişkin yasal 3 gün önce MİT’çilere denildi. Raporda, konuyla ilgili mevzuat kapsamlı Başbakan koruması düzenlemelerin bir şekilde ele alındı. getiren düzenlemeyi toplumda “eşitsizlik Mevzuata göre yarattığı” ve “adalet kamu görevlilerinin 4.5 saatte duygusunu görevleri nedeni ile imzalamıştı. zayıflattığı” belirtildi. işledikleri suçlardan dolayı haklarında MİT için bu uyarılar dava açılabilmesinin, görevlinin unutuldu amiri konumundaki yetkili mercinin vereceği soruşturma DDK tüm bu eleştirileri yapıp iznine bağlı olduğu belirtilerek önerilerini sunarken yasada kamu görevlilerinin idari Cumhurbaşkanı Gül’ün geçen güvencelerinin, hukuki sonuçları cumartesi günü MİT Müsteşarı zayıflatılmış bir “izin sistemi” ile Hakan Fidan ile diğer MİT’çilerin sağlandığına işaret edildi. soruşturulmasında “Başbakan Anayasada da benzer bir kalkanı” getiren düzenlemeyi jet düzenleme olduğunu değinilen hızıyla onaylaması, çelişkili bir raporda, kamu görevlilerinin tabloyu ortaya çıkartmış oldu. Gül, işledikleri iddia edilen suçların o yasayı 4.5 saatte onaylayarak inceleme, soruşturma ve yargılama Başbakanlık’a göndermiş, böylece süreçlerinde de farklılıklar MİT’çilerle ilgili ifade çağırma ve bulunduğu belirtildi. Bu durumun yakalama kararları ortadan özel yargılamaya tabi suçların kalkmıştı. FIRAT KOZOK Dokunulmazlık eleştirisi BDP’Lİ KIŞANAK’TAN ‘SEÇİLMİŞLERİ ATANMIŞLARA KUL ETMEYİZ’ DİYEN ERDOĞAN’A YANIT: Cezaevindekiler seçilmiş değil mi? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılmasına “Hiçbir zaman seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz” diye tepki gösteren Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “Cezaevindeki milletvekilleri seçilmiş değil mi? Seçilmiş olmak için AKP listesine mi girmek gerekiyor” sözleriyle yanıt verdi. Tutuklu milletvekilleri Selma Irmak ve Faysal Sarıyıldız’ın bir hafta önce başlattığı “süresizdönüşsüz” açlık grevine destek vermek için 2 günlük açlık grevine giren BDP milletvekilleri, dün Meclis grup toplantısında da eylemlerini sürdürdü. Üzerlerinde “açlık grevindeyiz” ve “çözüm diyalogda”, “çözüm müzakerede” yazılı grev önlükleri ile grup toplantısına katılan BDP’liler, “Dünya Anadili Günü” olduğu gerekçesiyle, geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da toplantıyı, Kürtçe konuşarak açtılar. Başbakan Erdoğan’ın MİT görevlilerinin özel yetkili mahkemece ifadeye çağrılmasına “Seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz” sözleriyle tepki gösterdiğine dikkat çeken Kışanak, “Seçilmiş olmak için Başbakan tarafından mı seçilmiş, atanmış olmak gerekiyor. AKP listesine girmek mi gerekiyor? Cezaevindeki milletvekilleri seçilmiş değil mi” sözleriyle tepki gösterdi. Uludere katliamı ile ilgili Heron görüntülerine de değinen Kışanak, hükümetin karanlık olayları “meczuplara” yıkarak kurtulmaya çalıştığını belirterek “Herhalde Heronlara, savaş uçaklarına hükmedecek kadar devletin en tepesine gitmiş meczup yoktur. Varsa onu da açıklasınlar. Kim bunun emrini veren, bu savaş uçaklarını kaldıran, bir saat boyunca çocukları paramparça edercesine bomba yağdıran zalim, katil, vicdansız, şerefsiz kim ise ortaya çıkacak” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle