18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT 2012 ÇARŞAMBA [email protected] 14 KÜLTÜR ‘Yazının Rengi’ sergisi Hasan Rastgeldi’nin resimleriyle Bekir Coşkun’un yazılarını buluşturuyor Yazı ile resmin birlikteliği ? Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi’ndeki sergide, resimler ve eşzamanlı sunulan köşe yazıları, aynı sorunsalı payda edinmiş iki farklı disiplinin bakış açılarını sunuyor. EBRU NALAN SÜLÜN Jan Garbarek İstanbul’da ? Kültür Servisi İskandinav cazının önemli isimlerinden saksofoncu Jan Garbarek, 24 25 Şubat’ta Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda iki konser verecek. Jan Garbarek’e sahnede piyanoda Rainer Brüninghaus, basta Yuri Daniel ve perküsyonda Trilok Gurtu eşlik edecek. 40 yılı aşkın müzik kariyerinde Garbarek, birçok Fransız ve Norveç filminin özgün müziklerini de yaptı. ‘Led Zeppelin Tribute’ Babylon’da ? Kültür Servisi Babylon’da bu hafta, farklı müzik türlerinde renkli etkinlikler yer alıyor. Yarın akşam, Babylon’un Buğday Derneği’nin 10. yılına ev sahipliği yapacağı etkinlikte, “Led Zeppelin Tribute” gecesi gerçekleştiriliyor. 23 Şubat’ta Hollanda’nın son dönemlerdeki en önemli seslerinden Selah Sue konseri gerçekleşirken 24 Şubat’ta !F İstanbul Rainbow Partisi düzenleniyor. 25 Şubat Cumartesi gecesi ise Hotflush plak şirketinin sahibi Scuba house ve post dubstep DJ setiyle ve Kompakt’ın yıldızı Walls, canlı performanslarıyla Babylon’da olacak. Bekir Coşkun ve Hasan Rastgeldi’nin birlikteliğiyle şekillenen “Yazının Rengi” sergisinde yer alan metinler ve resimler, barındırdıkları yapıtaşları ile izleyenlere şaşırtıcı deneyimler yaşatıyor. Sergi izleyicisi öncelikle resim görmeyi umarak mekâna girdiğinde aniden farklı bir disiplin ile de yüzleşiyor. Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi’ndeki sergide resimler ve eşzamanlı sunulan Bekir Coşkun’a ait köşe yazıları, aynı sorunsalı payda edinmiş iki farklı disiplinin bakış açılarını sunuyor. Bu sunuşta göze çarpan en önemli ayrıntı, ressam ve gazeteci arasında beliren ortaklıkların aynı samimiyet ile dışa vurulmuş olması. Bu dışavurumda iki ismin çocukluğuna uzanan anılar, yakın kan bağları ve yaşadıkları deneyimlerin benzerliklerinin önemli bir etkisinin olduğu açık. Bu birlikteliğin oluşum fikri Hasan Rastgeldi’den doğmuş. Bekir Coşkun’un yıllardır ülkenin nabzını tutan ve samimiyet barındıran yazıları bu kez izleyene hem okuma hem de izleme deneyimini yaşatıyor. Köşe yazılarını okuma sürecinde, yıllara dağılan yazıların seçilmiş olması izleyene düşünsel bakımdan hem Türkiye’nin hem de yazarın biyografisini gözden geçirme deneyimini de sunuyor. Bu birliktelik, disiplinler arası sanatın oldukça yoğun bir şekilde yaşandığı ve önemsendiği güncel sanat ortamında gazeteciressam beraberliği açısından da bir ilki barındırıyor. Serginin resimsel portföyünde ise özellikle yazmayı resminin odağına yerleştiren sanatçının kullandığı materyal ve renkler dikkat çekici. Birbirinden renkli yazmaların tuvallerin saf rengi ile sağladığı uyumu ve tuval lerden taşarak mekân ile kurduğu ilişki, ilk bakışta resimsel süreci destekleyen ana elemanlar olarak öne çıkıyor. Serginin ismi ile de referanslanan yazıresim birlikteliği ise ilk önce farklı beklentilerin oluşumuna açık bir ifadeye sahip. Yazının resim ile sağladığı bütünsellik ya da ilişki sanat tarihinin derinliklerinde sıklıkla izlenecek bir durum. Özellikle 20. yüzyıldan sonra bu birliktelik farklı kullanım yolları ile karşımıza çıkmıştır. Burada değerlendirilebilecek yazıresim ilişkisi ise bu anlamda farklı bir kulvarda yol alarak bu ilişkiyi yapıbozumuna uğratıyor ve dönüştürüyor. Yazıların çıkardıkları sesler resimler aracılığı ile çehresini genişleterek gücünü yükseltiyor. Bekir Coşkun’un resimler üzerine söylediği “Ben çok az yazmışım” yorumu da ayrıca resim sanatının olanakları hakkında ipuçlarını barındırıyor. Resmin görsel dilinin gücü sergide yazının önüne geçiyor. Bir köşe yazısından alıntı yapmak gerekirse: “O göbeğini kaşır. Göbeğinin tombik olması ona mutluluk verir, çünkü bu yaşamın tadını çıkardığı anlamına da gelir. Ayağını altına alıp oturur. Elinde bayraklarla yürüyen kadınlar görünce ‘Ne vıyaklıyo bunlar len…’ diye kızar. Haberleri sevmez. O TiVi eğlence programına bakar… Kitap okumaz… Gazete bilmez… İlgi duyduğu tek gazete turşu kavanozlarının altına serdiği geçen senenin gazetesidir. Liderlerle ilgili en kapsamlı düşüncesi ‘Müslüman adam’, demokrasi ile ilgili tek fikri ise ‘çalsın ama iş yapsın’dır. Sonra göbeğini kaşır…” Bu metin ve devamı Rastgeldi tarafından yapılan “Göbeğini Kaşıyan Adam” isimli resimde görselleşiyor. Daha önce 7 Ocak’ta İstanbul Caddebostan Kültür Merkezi Sanat Galerisi’nde de izlenen serginin daha sonra İzmir, Antalya, Eskişehir gibi farklı şehirlerde izleyenlerle buluşturulması planlanıyor. Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi’ndeki sergi ise 29 Şubat’a kadar sürecek. TRT TÜRK’ÜN YENİ TARİH PROGRAMI ‘Geniş Zaman’da yolculuk Kültür Servisi TRT Türk’ün yeni tarih programı “Geniş Zaman” bu akşam izleyiciyle buluşuyor. Tarihi şimdi ve gelecekle ilişkilendiren, bugünden yola çıkıp geleceğe bakarak tartışan programın sunucusu gazeteci Cem Erciyes, sürekli konuğu ise tarihçi Ayşe Hür. Güncel tartışmalardan, yıldönümlerinden, unutulmuş ama mutlaka hatırlanması gereken detaylardan beslenen programın ilk konusu “Osmanlı’da İstihbarat” olacak. En eski bilgi toplama ağlarından Abdülhamit’in hafiyelerine oradan İttihat Terakki’nin Teşkilatı Mahsusa grubuna uzanacak bu güncel konu üzerine soruları, istihbarat tarihini çok iyi bilen araştırmacı yazar Orhan Koloğlu yanıtlayacak. (Geniş Zaman, her çarşamba saat 22.30’da TRT Türk’te) ‘Göbeğini Kaşıyan Adam’ Kapanışı Blur yapacak ? Kültür Servisi Ünlü brit pop topluluğu Blur, 2012 Londra Olimpiyatları’nın kapanışını yapacak. Londra Hyde Park’ta 12 Ağsutos’ta gerçekleşecek kapanış töreninde sahneye çıkacak olan topluluk, ardından “müziğe olağanüstü katkıları nedeniyle” Brit Awards’da onur ödülü ile ödüllendirilecek. Munch’un son Çığlık’ı ? Kültür Servisi Norveçli dışavurumcu ressam Edvard Munch’un dört orjinal örneği bulunan “Çığlık” tablolarından biri New York’taki Sotheby’s Müzayede Evi’nde satışa çıkacak. Tablonun 80 Milyon Dolar’a (Yaklaşık 140 milyon TL) satılması bekleniyor. Tablonun bu örneği Munch’un özel bir koleksiyonda bulunan son “Çığlık” tablosu. Bu fiyata satılması halinde tablo, bugüne kadar müzayedelerde satılan en pahalı sanat eserlerinden biri olma ünvanına kavuşacak. 77 yıl sonra aynı prelüd Rus mezzosoprano Maria Petrovna Maksakova 28 Şubat’ta CRR’de Kültür Servisi Rusya’nın önde gelen müzisyen ailelerinden Maksakovalar’ın son üyesi Maria Petrovna Maksakova, tek konser için Türkiye’ye geliyor. 28 Şubat Salı günü saat 20.00’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirilecek konserde sanatçı, “Carmen” operasından “Habenera” prelüdünü seslendirecek. Maria Petrovna Maksakova’nın aynı ismi taşıyan anneannesi de 77 yıl önce, Mustafa Kemal Atatürk ile İsmet İnönü’nün de katıldığı bir gecede konser vermiş, aynı prelüdü seslendirmişti. Rusya klasik müzik dünyasının en tanınan mezzosopranolarından biri olan Maria Petrovna Maksakova, hem St. Petersburg Mariinskiy Operası’nın solisti hem de bir film yıldızı. Maksakova ayrıca, 2011 Aralık ayından bu yana Birleşik Rusya Partisi Dağıstan Milletvekili olarak görev yapıyor. Carlos Saura’nın ilk canlı projesi ‘Flamenco Hoy’, dünya turnesinde Türkiye’ye de uğrayacak Saura’nın Kültür Servisi 1980’lerde “Kanlı Düğün”, “Carmen” ve “Büyülü Aşk” adlı filmlerden oluşan “Flamenko Üçlemesi”nde dansla yaşamı ustalıkla harmanlayan ünlü İspanyol yönetmen Carlos Saura’nın ilk canlı projesi “Flamenco Hoy” (Flamenko Bugün), 2012 yılı içerisinde aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkeleri kapsayan bir dünya turnesine çıkıyor. Her biri kendi alanında başarılı 20 sanatçının yer aldığı “Flamenco Hoy”un dans bölümünde, Rafael Estevez ve Nani Paños’un koreografisiyle 11 sanatçı, geleneksel temalarla caz ve çağdaş müziği buluşturuyor. 4 ses sanatçısı ise dünyaca ünlü piyanist Chano Dominguez’in bestelerini yorumluyor. Yanı sıra 5 müzisyen de, gitar virtüözü Antonio Rey ile birlikte canlı performans sergiliyor. “Flamenco Hoy”, flamenkonun Nanas, Sevillanas, Tangos, Peteneras, Farrucas, Saetas, Fandangos, Guajiras, Malagueñas, Seguiriyas, Soleares, Zambras, Alegrías, Bulerías gibi farklı makamlarını, Carlos Saura’nın gözünden, ışığı ve boşluğu, tempoyu ve hareketi bir araya getiriyor. Gösterinin yapımcısı Julio Martí, birçok kez Grammy’ye aday gösterilmiş başarılı bir isim. Gösterinin kostüm tasarımcısı Antonio tutkusu Alvarado, Pedro Almodóvar gibi yönetmenlerle çalışmış. Işıkçı Paco Belda ise bugüne kadar çok sayıda büyük prodüksiyonda yer almış. Prömiyeri 2011’de Madrid’de yapılan “Flamenco Hoy”, Polonya, New York ve Barselona’daki gösterimlerinin de ardından dünyanın en iyi flamenko gösterilerinden biri olarak gösterildi. Ayrıca European TV Kanal ARTE’de 3D teknolojisiyle yayımlanacak. “Flamenco Hoy”, kesin tarihleri henüz netleşmeyen 2012 turnesi kapsamında, aralarında Almanya, Fransa, Lübnan, Kanada, İspanya, Türkiye ve Hollanda’nın bulunduğu bir dizi ülkeyi gezecek. Belkıs Akkale dinleyenleriyle buluştu ? Kültür Servisi Bakırköy Belediyesi Çağdaş Halk Müziği Korosu, şef Belkıs Akkale yönetiminde Bakırköy Belediyesi Yunus Emre Kültür Merkezi’nde dinleyenleriyle buluştu. Koro, bu konserde Türk Halk Müziği’nin sevilen sanatçılarından İzzet Altınmeşe’yi de ağırladı, onun türkülerine de eşlik etti. Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, konserin ardından Belkıs Akkale ve İzzet Altınmeşe’ye çiçek takdim etti. Auschwitz’deki Chopin portresi ? Kültür Servisi Ünlü besteci Frederic Chopin’in Auschwitz’de yapılan bir portresi, aradan geçen 69 yılın ardından yeniden gün ışığına çıktı. Auschwitz’de esir olarak bulunan Polonyalı sanatçı Mieczyslaw Koscielniak’ın 1943 yılında yaptığı portre, Jagiellonian Üniversitesi Profesörü Aleksander Skotnicki tarafından bulundu. 1993 yılında hayata veda eden Koscielniak’ın diğer eserleri Naziler tarafından yok edilmişti. Maria Petrovna Maksakova C MY B C MY B Altın Portakal afişi yarışma ile seçilecek Kültür Servisi Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı’nın düzenlediği 49. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin festival afişi yarışmayla belirleniyor. Son katılım tarihi 30 Nisan 2012 olan yarışmada birincilik ödülü 5 bin, ikincilik ödülü 2 bin, üçüncülük ödülü 1000 TL olarak belirlendi. Seçici kurulunda Prof. Dr. Süleyman Saim Tekcan, Prof. Dr. Hasip Bektaş, Cihan İşbaşı, Himmet Öcal, Tufan Dağıstanlı, Akgün Keskin Sakarya, Yrd. Doç. Dr. Merih Taşkaya’nın yer aldığı yarışma, amatör profesyonel tüm grafikerlere açık.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle