15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 HABERLER CHP’Lİ CİHANER; KCK, ERGENEKON, BALYOZ GİBİ DAVALARI SİYASİ SOYKIRIM OLARAK NİTELENDİRDİ Tarhan’dan Ömeroğlu’na tepki ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, eski Yargıtay üyesi Mehmet Nihat Ömeroğlu’nun kamu başdenetçiliğine seçilmesini eleştirerek “Bireylerin hakkını, özgürlüklerden yana hiç tavır koyamamış bu iktidarcı anlayışla nasıl koruyacaksın” diye sordu. Tarhan; Ömeroğlu’nun, bazı sermaye gruplarıyla samimi ilişkiler, makamını kötüye kullanma gibi meslek etiğiyle bağdaşmayan tavırlar içerisinde olduğu iddialarını anımsattı. İddianameler çağı yaşıyoruz TÜREY KÖSE ‘Fantezi yapacak halimiz yok’ ? TBMM (AA) Uludere Alt Komisyonu Başkanı, AKP Ordu Milletvekili İhsan Şener, önceki operasyonlarda emri kim verdiyse, Uludere olayında da emri o kişinin verdiğini belirterek “Komisyon olarak sadece fotoğraf çekeceğiz. Bizim ‘Mehmet tetiği çekmiştir, Hüseyin ateş etmiştir, Ali yanlış yorumlamıştır’ gibi fantezi yapacak halimiz yok” dedi. Alt komisyon, bu ayın 15’inde çalışmalarını tamamlayarak raporunu üst komisyona sunacak. Mersin’de polise saldırı ? MERSİN (AA) Mersin’de merkez Toroslar ilçesi Yumuktepe Mahallesi’nde devriye görevi yapan polis aracına pompalı tüfekle saldırı düzenlendi. Saldırıda araç içerisinde bulunan iki polis memurunun yaralandığı bildirildi. Olayın ardından polis ekipleri çevrede geniş çaplı operasyon başlattı. Bu arada yaralanan polis memurlarının hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Kandil’e hava operasyonu ? Haber Merkezi PKK’nin Kuzey Irak’ta Kandil Dağı’ndaki kampları, dün Diyarbakır’dan kalkan savaş uçakları tarafından bombalandı. Yaklaşık 2 saat süren operasyonda örgüte ait bazı hedefler vurularak imha edildi. Operasyona katılan Pars Hava Filosu’na bağlı F16 uçaklarının güvenli biçimde üslerine döndükleri belirtildi. Bu arada Elazığ’da Arıcak ve Alacakaya bölgelerinde düzenlenen operasyonlarda 2’si kadın 4 teröristin öldürüldüğü bildirildi. ANKARA Kamuoyunda daha çok “ulusalcı” olarak bilinen CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, “CHP’de henüz kanat diye adlandırılabilecek yapılar yok. Ulusalcılığı politik bir referans olarak kullanmamalıyız. Ben kendimi, solda görüyorum” dedi. KCK davasını “siyasi soykırım” olarak nitelendiren Cihaner, “Ergenekon, Balyoz, Devrimci Karargâh, hatta son zamanda buna RedHack davasını da dahil ediyorum, bu davaların tamamı istedikleri toplum tasarımını hayata geçirmek için özgürlükleri boğan davalar” görüşünü dile getirdi. Eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner, seçimlerde aday gösterilmemiş, YSK’nin kontenjan kullanılması yönündeki kararı üzerine Denizli’de “son dakika”da aday gösterilerek milletvekili seçilmişti. “AKP; Kürt sorunu ya da idam konusunda 6 ay içinde inanılmaz radikal yalpalaSon kurultayda da CHP lideri Kemal malar sergiledi. CHP’de seviyeli, gerekçeli, anlaşılabilir görüşlerin dillendirilmesi Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinde niçin yolunu arayan parti olarak değerlendiriliyor onu anlayamıyorum. Hüseyin yer almadı, ancak listeyi “delerek” Aygün bir öneride bulunur, başkası farklı bir şey söyler. Farklı söylemleri bölündü, PM’ye girdi. CHP’nin “ulusalcı” çatladı diye algılarsak siyaseti, zihinsel üretimi anlamsız hale getiririz. 20 yıl öncekanadından bilinen Cihaner’in sol nin tezleriyle ortaya çıkamazsınız. CHP’nin temel ilkelerinden biri devrimciliktir.” çevrelerle ilişkileri de dikkat çekiyor. Nitekim, Odatv davasında tanık tutuyorum. Ben kendimi, solda, dünKCK davaları siyasi soykıolarak dinlenen gazeteci Aslı Aydın yanın geleceğini sol değerlerde gören rımdır: KCK davaları siyasi soykıtaşbaş’ın “Ulusalcı konuşacağını bir kişi olarak görüyorum. rımdır. Diğer davalarla birlikte Ergedüşünmüştüm. Solcu olduğunu Sosyalistlerin Meclisi: Sosyanekon, Balyoz, Devrimci Karargâh, söyleyen, sosyolojiyi bilen, sosyalistlerin Meclisi TKP’nin değil, hatta son zamanda buna RedHack dalist jargonla konuşan biriydi” sözTKP’li politikacıların öncülük ettiği vasını da dahil ediyorum, bu davaların leri kamuoyuna yansıdı. Ergenekon, bir oluşum, içerisinde çok farklı partitamamı istedikleri toplum tasarımını Balyoz davalarının yanı sıra KCK lerden, sol siyasetin değişik renklerin hayata geçirmek için özgürlükleri boduruşmalarını da izliyor. Cihaner, den birçok kişi var. Sosyalistlerin ğan davalar. Yurttaşlarımızın bu tuzason olarak RedHack duruşmasını izMeclisi daha renkli bir yapı. ğa düşmeden yaşadığımız sorunun ledi. Cihaner ayrıca, “Sosyalistlerin Kürtçe birdenbire ‘bilinmetopyekun bir özgürlük ve adalet soruMeclisi” üyesi. Cihaner’le ulusalcıyen dil’ oldu: Anadilinde savunma nu olduğunu görüp tavırlarını özgürsolcu, eskiyeni CHP tartışmaları, konusunda Avrupa İnsan Hakları Sözlükten yana almaları gerekir. KCK soanadilinde savunma hakkı ve Kılıçleşmesi, AİHM içtihatları ve Ceza ruşturmasında 100 bin sanıktan söz daroğlu’na kırgın olup olmadığı koMuhakemesi Kanunu’nun 202. madnularında sohbet ettik. desi var. Bu mevzuatın özgürlükçü yo ediliyor. Bu 100 bin kişi de, evet suçluyuz, deseler ne yapacaksınız? Hangi CHP’de kanat yok: Parti içi derumu uygulansa böyle bir sorun yacezaevine koyacaksınız? mokrasiyi işleten partilerde, hele hele şanmaması gerekir. Bir kişi yeterince İktidar illegal: AKP döneminde milyonlarca üyesi olan kitle partilerin Türkçe bilmiyorsa tercümanın devlet siyaset kriminalleşti. Ben, iddianamede son derece doğaldır kanat denilen tarafından atanacağı öngörülüyor. ler çağı, diyorum. Dönüşümü hep huyapıların oluşması. Ancak CHP’de Böyle de işliyordu. Ama ne olduysa kuk eliyle yapıyor. Muhalif belediyehenüz bu boyutta bütünlükçü dünya KCK davaları belli bir aşamaya gelip, lere yönelik saldırılar mesela, hukukgörüşü oluşturup aynı program, aynı özel yetkili mahkemelerle Başbaçizgi etrafında kümelenmiş, toplankan’ın papaz olmasından sonra birden suz dinlemeler, bunların servis edilmesi tamamı kriminalize edilmiş bir mış, buna dair politika üreten kanat bire Kürtçe bilinmeyen bir dil oldu ve süreç. Siyaseti imkânsız hale getirdiğiolarak adlandırılabilecek yapılar yok. mikrofonlar kapatılmaya başlandı. Ulusalcılık referans değil: CHP belirsiz kriterleri bir yana bıraka nizde mesela seçilmişleri, eline hiç silah değmemişleri tutukluyorsuUlusalcılığın belli bir kesim tarafınrak bir öneri hazırladı. Türkçe bilmedan aşağılayıcı anlamda kullanılmasıdiğini beyan ediyorsa bir kişi, o zaman nuz, silahlı olanlarla görüşüyornı anlamıyorum. Partide kendisini anadilinde savunma yapabilecek. Bun sunuz. Seçim barajı duruyor, antidemokratik siyasi partiler ulusalcı olarak tanımlayan milletvekilar zaten Türkçe biliyor, CHP niye mevzuatı orada duruyor. Bunli arkadaşlarımızın vurgu yaptığı iki böyle yapıyor, denmesin. Açlık grevkonu var; antiemperyalizm, bağımsız leri bir soruna dikkat çekmek için yaların hepsini hukuk eliyle krilıkçılık. Ben de antiemperyalistim, ba pıldı. Bu durum geçince Türkçeyi daminalize ediyorsunuz. Bunlağımsızlıkçıyım. Ancak ulusalcılığı he ha iyi bilen kendini Türkçe, Kürtçeyi ra karşı bir şey uç verdiği nüz bir siyasi akım olarak herhangi zaman bunları illegal olarak daha iyi bilen kendisini Kürtçe savubirinin politik görüşünü tanımlayabinitelendiriyorsunuz. İllegal nacaktır. Bir insan eğer “aptal” değillecek operasyonel bir kavram olarak olan devletin kendisi, iktise bilmediği bir dilde savunma yapgörmüyorum. Kendimi bunun dışında darın kendisi. maz, daha iyi bildiği dilde yapar. , Anayasa sürecini ciddiye almıyorum Genel Başkan defalarca açıkladı değiştirilemez maddelerin kırmızı çizgi olduğunu. Bu anayasayla bile bu sorunların yaşanmadığı ortamları görebiliriz. Anayasayı uygulamayan bir devlet var karşımızda. Anayasa sürecini ciddiye almıyorum. Başbakan birilerini kaçırmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. 3 ARALIK 2012 PAZARTESİ Farkında Değiliz: Ekonomik Kriz Var CHP, yolunu aramıyor Kürt sorunu TBMM’de Kürt sorununun Türkiye’nin siyasi iradesinin temsil edildiği Meclis’e hapsedilmesi en önemli adım. Siyasi temsilci olmayan adamlarla kapalı kapılar ardında görüşerek sorunu çözemezsiniz. Öcalan’ı da kastediyorum, Oslo’yu, Habur’u da. Hukuku manivela olarak kullanarak bu kadar büyük bir sorunu çözemezsiniz. Kırgın değilim PM’ye 2 bine yakın kişi aday oldu. PM 60 kişi, CHP gibi çok nitelikli donanımlı politikacıların olduğu yerde 60 kişiyi nasıl seçerseniz seçin birileri dışarıda kalacaktır. Birileri aday olabilir, demokratik haktır, ben de aday oldum. Hele hele milletvekili adaylarının belirlenmesi sürecinde eleme çok daha büyük sayılar üzerinden yapılıyor. Bir pozisyona talipseniz, oraya gelme yöntemine razıysanız, oradan çıkacak sonuca da razısınız demektir. Kesinlikle kırgınlık yoktur, Kılıçdaroğlu genel başkanımızdır. Uluslararası Şeker Örgütü’nün 21. konferansı Londra’da gerçekleştirildi Türkiye birkaç aydır derin ekonomik kriz yaşıyor. Biz kriz deyince dövizin hızla fırlamasını, bankaların iflasını veya zora girmesini, borsanın çökmesini, satışların kesilmesini, ithalat ve ihracatın belki de büyük miktarlarda azalmasını falan anladığımız için, yaşadığımız olaya kriz demiyoruz! Daha doğrusu, belki de ekonomi literatüründe, böyle bir tanımıkarşılığı bulunmuyor! Mesela Mahfi Eğilmez’in Ekonomik Krizleri Anlama Rehberi’nde (15 Kasım 2012, Kendime Yazılar), bir tanımını göremedim! ??? Peki o zaman konuya girelim: Bu krizin adı ne? Büyüme krizi! Belki de “fazla büyüme” krizi! Ürettiğinizden fazla tüketme/harcama krizi... Ekonomi literatüründe veya ekonomi yazarlarının dilinde, cari açık arttı ve tehlike oranlarına yükseldi, diye okuyoruz ya... Anladığım kadarıyla mekanizma şöyle işliyor (Mustafa Sönmez umarım kızmaz!): Fazla harcamalarınızı kendi tasarruflarınızla gerçekleştiremiyorsunuz, dışarıdan borç alıyorsunuz. Bu borç örneğin borsanıza, bankalarınıza, devlet tahvillerine yatırım olarak geliyor. İçeri giren bu parayla, açığınızı dengeliyorsunuz... Veya dengeleyemiyorsunuz... Açık, örneğin toplam yurtiçi üretiminize (GSYİH) oranı büyüyor. Türkiye’de bu oran bir ara yüzde 10’u bile aşar oldu. Büyük bir oran! Dünyada öyle kabul ediliyor. Ekonominiz sürekli bu açığı veriyor ve üretiminiz açığı kapatacak veya düşürecek biçimde artmıyorsa, ekonominiz bu yolda gelişmiyorsa, açık giderek büyüyorsa tehlike çanları çalıyor, ekonominize güven azalıyor vb. Bizim ekonominin yüzde 8’lerde büyüdüğü zamanlar oldu. Nasıl büyüyor? Dışarıdan gelen paralarla. Bu paraları, ekonomiyi döndürmek için dışarıdan gerekli hammadde, yarı mamul madde, elektronik, bilgi teknolojileri araçları gibi, piyasanın ve sanayinin mal ve hizmet üretimi ve tüketim için talep ettiği malların alımında harcıyorsunuz. Dışarıdan bu paralar gelmezse, talep edilen dış mal ve hizmetleri satın alamıyorsunuz veya gereği kadar satın alamıyorsunuz, bu kez ekonominin çarkları büyüme yönünde dönmüyor. ??? Türkiye dışarıdan para ihtiyacı sıkıntısı çekmiyor yıllardır. Ama cari açığın artmasını önleyemiyor. Tehlikeli noktaya geldiğinde, uluslararası piyasa sizden cari açığın düşürülmesini istiyor. Bunun yolu da ekonomiyi soğutmak yani üretimi, ekonomik büyümeyi azaltmak! Dünya büyümek için çırpınırken, siz büyümeyi azaltıyorsunuz! Dünya ekonomileri sürekli büyüme üzerine kurulu olduğu için, büyüyemek, çeşitli biçimlerde kriz yaratıyor. Çarkları yavaşlattığınızda örneğin işini kaybeden yığınlar artıyor veya işsizler iş bulamıyor. En önemli kriz! Para var ortalıkta, çarklar hız almışken, siz tekere çomak sokuyorsunuz. Makineleri durduruyorsunuz. Gazetelerde haberler okuyoruz: Müjde; cari açık bu ay biraz daha düştü!! Mal ve hizmetler üretimi azaldı, müjdeler olsun!! Başarılı bir şekilde ekonomi soğuyor!! Cari açık 2011’de 78 milyar dolardı, bu yıl 5455 milyar dolara geriletilmeye çalışılıyor. Açık, GSYİH’nin yüzde 7.0’si olacak, deniyor. Böylece büyümenizi de düşürmüş oluyorsunuz! Oh ne alâ! Şimdi şu sonuca da bakın: “Ağustos ortalamalı işsizlik oranı yüzde 8.4’ten yüzde 8.8’e yükselirken, mevsimsel olarak düzeltilmiş işsizlik oranı ise yüzde 9.2’ye yükseldi…” Resmi işsizlik yüzde 10’lara dayandı yine! ??? Özetle diyorum ki kriz durumuna sokuldu ülke! Kriz sonucu büyümenin hızla azalmasıyla benzer sonuçlar çıkıyor. Büyüme yüzde 8’lerden yüzde 3’ün de altına geriliyorsa, talebi iç üretimle hiç karşılayamıyorsanız, işsizlik artıyorsa, ekonomik krizdesiniz demektir! Ekonomistler, bu krizin adını koymak size düşüyor! Niye lafı eveleyip geveliyorsunuz? Bu krizin en azından daha kolay yönetilir olmasından mı? Türkiye siyasetinin bu ekonomik hastalığı kroniktir... Bugün krizi böyle kontrol eder hükümet, ama yarın ise yaşadığımız önceki krizler kapıya dayanır. Bu her zaman mümkündür! AB şeker kotasını kaldırıyor LEYLA TAVŞANOĞLU Savcılık ‘Yeşil öldü’ iddiasını araştıracak Haber Merkezi Tunceli’de 1994’te ölü bulunan Albay Kâzım Çillioğlu soruşturmasını yürüten Malatya Savcılığı, olayın şüphelilerinden ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ın 2001 yılında düşen Casa tipi uçakta öldüğünü iddia eden Şemdin Sakık’ın ifadesini Ergenekon davasına bakan mahkemeden istedi. Buna göre, ilk olarak 34 askerin şehit olduğu uçakta sivillerin de yaşamını yitirdiği iddiası araştırılacak. Ardından da kazada yaşamını yitirenlerin kimlik tespiti yapılarak alınacak DNA örnekleri Yeşil’in mevcut kayıtlardaki kan grubu ve parmak iziyle karşılaştırılacak. Malatya Savcılığı’nın Çillioğlu soruşturmasıyla ilgili hazırladığı bilirkişi raporunda Albay Kâzım Çillioğlu’nun öldürüldüğü belirtilmiş, Mahmut Yıldırım ile ‘Bozo’ kod adlı Yusuf Geyik hakkında da yakalama kararı çıkarılmıştı. Demiryolunda el bombası ? MANİSA (AA) Alaşehir ilçesine bağlı Göbekli köyünde bağcılık yapan Lütfi ve Yunus Aksoy kardeşler, bağlarının yakınından geçen demiryolu kenarında bir adet el bombası olduğunu fark etti. El bombası, bölgeye gelen uzman ekiplerce boş alanda fünye ile patlatıldı. LONDRA Dünya şeker piyasasının kalbi geçen hafta Londra’da attı. Her yıl periyodik olarak düzenlenen Uluslararası Şeker Örgütü’nün (ISO) Londra’da düzenlenen 21. konferansında ana başlıklardan birisi AB şeker üretimine yönelik kota uygulamasının masaya yatırılmasıydı. Toplantıda AB Şeker Kullanıcıları Derneği, AB Şeker Rafinerileri Derneği ve AB Pancar Üreticileri Birliği kota uygulamasının kaldırılmasında fikir birliğine varırken kota uygulamasının planlandığı gibi 2015’te mi yoksa 2020’de mi kaldırılarak beş yıllık bir geçiş sü resi verilmeli mi tartışması üzerinde yoğunlaştı. Oturumlarda yapılan değerlendirmelerde AB’nin 1970’li yıllardan bu yana uyguladığı dışa kapalı, pancar ve şeker üretiminin subvanse edildiği şeker rejimini rekabetçi yapıya kavuşturmak için 2006 yılında reform stratejisinin uygulamaya konulduğuna dikkat çekildi. Bu strateji doğrultusunda AB’de pancar verimi, ölçek ekonomisi ve coğrafi şartlar açısından rekabetçi olamayacak ülke ve üreticilerin teşvik edilerek şeker sektöründen çıkmalarıyla şeker üretim maliyetlerinin dünyayla rekabet edebilir düzeye gelmesinin sağlandığı belirtildi. Bu süreçte AB genelinde 83 fabrikanın kapatılarak sektörden çıkması ve aynı dönemde şeker pancarı üreticilerinin verimliliklerini yüzde 40 artırdığı, böylece dünya fiyatlarıyla rekabet edebilir hale gelindiği vurgulanan önemli konulardan birisi oldu. Öte yandan AB’de uygulanmaya başlanan reform sürecinde ekonomik olarak değer üretmeyen net ihracatçı konumundan kontrollü ithalatçı konuma gelindiği de altı çizilen konulardan biriydi. ISO konferansına katılan Türkiye Şeker Kurumu Başkanı Hüsnü Tekin de toplantıya ilişkin yaptığı değerlendirmede AB’nin kota uygulamasının kaldırılması yönünde baş latmış oldukları reform sürecini yakından izlediklerini belirterek Türkiye şeker sektörünün dünyayla paralel geliştiğini ifade etti. Buna bağlı olarak da 2001’de Şeker Kanunu’nun çıktığını ve 2012’de de stratejik plan hazırladıklarını belirtti. Türkiye şeker sektörünün dünyayla rekabet edebilmesi açısından önünde hiçbir engel olmaması gerektiğine dikkat çeken Tekin, “AB’de devam etmekte olan reform sürecinin son aşamasını oluşturan kotaların kaldırılmasıyla ilgili kararın netleşmesinin ardından bunun Türk şeker sanayiindeki yansımaları değerlendirilecektir” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle