19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 2012 ÇARŞAMBA 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara B B B B B Y B B B B B B Y 26 32 29 26 29 30 30 24 25 25 25 25 25 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y B Y PB Y Y Y PB PB PB PB PB Y 25 27 22 28 32 31 32 34 29 29 27 23 23 Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y BudapeştePB Madrid B Viyana PB HABERLER 12 13 15 14 16 16 17 17 19 19 23 25 20 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam PB Y PB PB PB Y B PB B PB PB PB PB 25 26 23 28 19 15 27 27 25 23 24 32 29 Ülkemizin genelinin parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, İç Ege, İç Anadolu’nun kuzey ve doğusu, Doğu Akdeniz, Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısı ile Balıkesir, Manisa, Isparta, Burdur, Aksaray, Bingöl, Muş ve Ağrı çevrelerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Bugün ve perşembe günü Kuzey, İç ve Doğu kesimlerinde 3 ila 5 derece azalarak mevsim normalleri civarında seyredeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 3 Ekim GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada ayrımına geldiklerini olanca çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Cumhurbaşkanı Gül kürsüye giden merdivenlerden inerken gözü Başbakan’da. Başbakan RTE ise, kollarını aşağıya sarkıtmış, sap gibi duruyor. Alkışlamıyor Gül’ü. Bir zamanların eller üstünde tutulan, Genel Başkan’ın toz kondurmadığı Cumhurbaşkanı; pek çok konudaki eleştirilerini sıralarken kameralar, RTE’nin dudakları sarkmış, ekşimiş yüzünü ekranlara yansıtıyor. Medya Gül’ün eleştirilerinden sadece birini, “halkın oylarıyla seçilmiş tutuklu milletvekillerinin yerinin Meclis olduğunu” vurgulayan irdelemelerine RTE’nin “aynı görüşte değiliz” yanıtını manşetlere taşıdı. Oysa Gül, örneğin Başbakan’ın hırçın saldırgan üslubunu, başkanlık sistemi tutkusunu, Avrupa Birliği’ne kayıtsız kalışını, ifade özgürlüğüne bakışını ve uygulamalarını, kimi gazetelerin AKP kongresine katılmalarını yasaklayan tavrını eleştirdi. Meclis’in çalışmalara başladığı gün; Çankaya’daki AKP’linin Batı’ya; Batı’ya açıldığı varsayılan Başbakan’ın da Doğu’ya yöneldiğini kanıtlayan manzaralar izlendi. Bir zamanların el bebek gül bebek AKP’lisi Bay Gül; RTE’ye göre gerçekten daha demokrat, daha Avrupalı, daha barışçı, daha reformcu bir lider kimliğine mi kavuştu acaba? Yoksa zamana, zemine koşut açıklamalarla RTE’den farklı, Çankaya’ya daha uygun bir Cumhurbaşkanı olduğunu kanıtlamaya çalışarak toplumsal destek pekiştirmenin peşinde mi? Neden ama neden, Cumhurbaşkanlığı sürecinin sona ermesine beş kala, bir yıl öncesine oranla daha demokrat, daha Avrupalı, daha barışçı ve reformcu bir kimlik sergiliyor? ??? Hafızai beşer yine şaşıyor. Son yıla kadar AKP doğrultusundaki bütün yasaları, kararnameleri onaylayan, RTE’nin aykırı davranış ve uygulamalarını Köşk’ten destekleyen Gül mü reformist, Avrupalı, barışçı bir Cumhurbaşkanı? Gül, üniversitelerde türban yasağını kim ki eleştirmiş; üniversitelerde en az oyu almış olanları rektörlüğe atadı. Anayasa Mahkemesi’ne atadığı kişilerde hukuksal birikim aramak yerine AKP eğilimlerine uygun kişileri seçti. Yurtiçi gezilerinde halkın gösterdiği sevgiyi yanlış yorumladı. Halkın seçeceği cumhurbaşkanı günleri yaklaşırken; “kardeşinin” tersine, muhalif olsun iktidar partisinden olsun, halkta ayırım gözetmediğini kanıtlayan tarafsız ve partisiz bir Cumhurbaşkanı rolü oynamaya başladı. Tarihsel olaylar tanıktır. Halkımız dün dündür, bugün bugündür der; dün alkışladığı insanları, iktidarları unutuverir. ??? RTE ise; 2007 yılında basınla yaptığı söyleşilerde Çankaya’ya çıkmayı istediğini yinelerken, Kayseri’den Gül’ün, “Halk benim cumhurbaşkanı olmamı istiyor” diyen demecinden sonra parti içinde olası kaynaşmaları, bölünmeyi önlemek amacıyla “kardeşini” aday ilan ettiği, kalbindeki yarayı, o grup toplantısını yıllardır unutamıyor. Ama bu kez, hayır! Bu kez Gül’e kapıyı kapatacak! Cumhurbaşkanı adayını parti yetkili organlarının saptaması yolunu açtı, açmak üzere. Partili cumhurbaşkanı formülüyle Gül’ü bertaraf etmekle kalmayacak; bir başkan gibi, partiyi de hükümeti de yukarıdan yönetecek! ??? Her beş veya yedi yılda sorunların kaynağıdır Çankaya! Ne ki, yıllardır Çankaya rejimsel bir kaygı kaynağı olmadı. Ya bugün? Kendini, ulusu yeni dünyalara devşirmeye görevli sanan, siyasal ikbal arzuları mantığı ve sağduyuyu aşmış bir lidere hazırlanıyor Çankaya! 2023’e kadar partisinin iktidar olacağını açıkladı ama artık 2023’le de yetinmiyor. Batı’ya giden geminin rotasını Doğu’ya, 2071’e çevirdi. Bir yüzyıldan 29 yıl noksan AKP iktidarları müjdeledi. Amaçları Allah’a havale. Sık sık nasip olursa Çankaya diyor. Nasip olacak mı? Başbakan Tayyip Erdoğan dün partisinin grup toplantısında yeni anayasa konusunda ilk kez ‘AKP’nin tek başına yürüyebileceği’nin sinyalini verdi. Daha geçen haftalarda yeni anayasa süreciyle ilgili “Dört parti olmazsa da anlaştığımız partiyle devam ederiz. Dörtle olmazsa ikili olur” demişti. Bu sözler “AKP ile MHP’nin anayasayı birlikte yapacağı” yorumlarına yol açmıştı. Ancak Erdoğan dün ilk kez, anayasa sürecini tek başlarına da götürebileceklerini grup konuşmasındaki “Anayasa masasından kalkan taraf asla olmayacağız. O masada tek başımıza kalsak dahi elimizden gelen gayreti göstereceğiz” sözleriyle ifade etti. Erdoğan’ın sözleri önümüzdeki günlerde olası birkaç kritik gelişmeye işaret ediyor. Erdoğan’ın “referandum kartı”nı bu kadar rahat gösterebilmesinde, 12 Eylül 2010’da aynı partilere karşı kazandığı yüzde 58’lik halkoylaması sonucuna güvendiğine şüphe yok. ERGENEKON DAVASI Erdoğan’dan ‘Anayasayı Kendimiz Yaparız’ Sinyali meşgul etmeyin’ diyeceğiz” şeklindeki sözlerinin, hem de “tek başımıza kalsak da” ifadesinin önümüzdeki dönem çalışmalarını olumsuz etkileyeceğine şüphe yok. Başbakan “tek başımıza yürürüz” diyerek muhalefet partilerine de gözdağı veriyor. İsteklerinin yeni anayasada yer almasını istiyorlarsa uzlaşmayı tercih etmeleri gerektiği mesajını verirken bunun olmaması halinde referandumda halkın karşısına çıkmak zorunda kalacaklarını hissettiriyor. ört sandalye tartışması AKP’nin Meclis’te anayasayı değiştirmek için gerekli 367 sandalyesi bulunmuyor. Anayasa değişikliğini referanduma götürmelerine imkân tanıyan 330 sayısı dahi yok. Bunu sağlamak için 4 sandalyeye daha ihtiyaçları olacak. Yıl sonuna kadar partiler arasında uzlaşı sağlanamaz ve AKP tek başına gitme kararı alırsa sandalye açığının hangi partilerden, nasıl kapatılacağı konusu yeni yılda siyasi gündemin önemli tartışma konularından biri olacak. D İşkence değil polisin tikiymiş! İstanbul Haber Servisi Silivri’de devam eden Ergenekon davasının 238. duruşmasında söz alan tutuksuz sanık Ümit Oğuztan, “Emniyet’te 8 gün işkence gördüm. Doğu Perinçek ve Veli Küçük arasında bağlantı kurulması için özel bir çaba gösterildi” diye konuştu. Eski emniyet amiri, tanık Ahmet İhtiyaroğlu ise Tuncay Güney’in Mart 2001’deki sorgusunda işkence seslerinin olduğu ses kaydındaki inleme ve çığlıkları “Bizim polis memuru Selahattin’in tiki” diye açıkladı. Soruşturma sürecinde, iddiaları uzun süre gündemden düşmeyen Tuncay Güney’in 2001’deki sorgusunu yapan emniyet amiri Ahmet İhtiyaroğlu’nun tanıklık ifadesi 3 duruşmadır sürüyor. Duruşmada mahkeme heyetine başkanlık eden hâkim Hüsnü Çalmuk ile eski İstanbul Organize Suçlar Şube Müdür Yardımcısı Ahmet İhtiyaroğlu arasında ilginç diyaloglar geçti. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, İhtiyaroğlu’na İstanbul Haber Servisi “Güney’in CIA ajanı Eski İstanbul Organize olduğunu söylediğiSuçlar Şube Müdürü ve ni belirttiniz. ‘CIA Ergenekon davasının tuajanını Veli Küçük tuksuz sanığı Adil Seryanına nasıl alır’ dedar Saçan hakkında, Ermediniz mi” diye genekon davasının tusordu. İhtiyaroğlu, tuksuz sanığı Ümit Oğuz“Keşke sorsaydım. tan ve firari şüpheli TunKeşke mülakata gircay Güney’e işkence yapmeseydim” derken tığı iddialarına ilişkin taaraya giren Çalmuk, kipsizlik kararı verildi. İs“Keşke doğmasaytanbul Cumhuriyet Başdık. Keşkeler” diye savcılığı tarafından Mart konuştu. Geç saatlere kadar süren du 2001 yılında gözaltında Tuncay Güney ve Ümit ruşmada Çalmuk, Oğuztan’a işkence iddiaMİT’ten dosyaya ları üzerine yürütülen sogönderilen “Tuncay ruşturmada takipsizlik kaGüney’in görüntülü rarına gerekçe olarak “demülakatından öncelil yetersizliği ve zamasi sorgusu olduğu naşımı süresinin dolduanlaşılan ses kaydığu” gösterildi. nın dinletileceğini” söyledi. Ses kaydında Tuncay Güney’in bir süre acıyla “ah” diye inlemesi, çığlık atması sırasında İhtiyaroğlu “Bu bizim polis memuru Selahattin Kıvanç. Tiki vardır. Onun çıkardığı sesler” dedi. Başkan Çalmuk “Sık ta..ğını kim diyor” diye sorunca İhtiyaroğlu, “Böyle bir enstantane yok. Bunlar monte” dedi. Adil Serdar Saçan ise polisin kim olduğu sorusuna itiraz etti. Çalmuk sorgudaki polisin kim olduğu sorusunu yinelerken İhtiyaroğlu, polisin Saçan olduğunu söyledi. İhtiyaroğlu’na Tuncay Güney’e “Kim bağırttı seni” diye seslenen polisin kim olduğu sorulunca Saçan “Benim” diye seslendi. Muhalefete gözdağı içek’in önündeki engel Öncelikle TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in inisiyatifiyle başlayan yeni anayasa çalışmaları şu anda parlamentoda grubu olan 4 partinin eşit katılımına dayalı Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nca yürütülüyor. Çiçek, siyasi partilerin lider ve yöneticilerinin polemikleri ve başka müdahalelerinden sürecin etkilenmemesi ve masanın dağılmaması için büyük gayret içinde. Ancak Başbakan Erdoğan’ın hem “yıl sonuna kadar oldu oldu, olmadı ‘artık bizi daha fazla Ç 10 YIL SONRA GÜL VE ERDOĞAN AKP kongresi ve TBMM’nin açılışı birer gün arayla gerçekleşince, Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün art arda yaptığı konuşmalar kamuoyunda karşılaştırmalar yapılmasına yol açtı. Bize göre iki konuşmadaki en büyük fark “Avrupa Birliği üyelik sürecine” gösterilen önemdir. Hem AKP kongresinde hâkim olan Ortadoğucuİslamcı hava hem de Erdoğan’nın iki buçuk saatlik konuşmasında Avrupa’nın bahsinin dahi geçmemesi, artık iktidar partisinin AB gibi bir hedefi bulunmadığını ortaya koyuyor. Gül ise AB üyelik sürecine verdiği önemi ve hükümetten bu konudaki beklentilerini TBMM kürsüsünden yaptığı konuşmada net ifadelerle kayda geçirdi. Erdoğan ve Gül, Milli Görüş çizgisinden ayrılarak 2002’de AKP’yi kurarken her şeyden daha fazla AB hedefini savunurlardı. Bu ikili 3 Kasım seçimlerini kazanmalarının ardından tüm Avrupa’yı dolaşarak bu konuda güvenceler vermişlerdi. 10 yıl sonra Arena ve TBMM’den bir gün arayla yapılan konuşmalardan çıkan manzara şu: Gül hâlâ AB hedefini öncelik olarak korurken o hedeften giderek uzaklaşan ismin Erdoğan olduğu iyice belirginleşiyor. İşkenceye zamanaşımı KCK davasında sanıklar iddianame okunurken tepki gösterdi Sırtı dönük dinlediler HATİCE TUNCER SİLVAN SALDIRISI Tanık askerler komutanı suçladı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Silvan ilçesinde geçen yıl 14 Temmuz’da 13 askerin şehit olduğu, 7 askerin de yaralandığı PKK saldırısıyla ilgili davaya Diyarbakır 7. Kolordu Askeri Mahkemesi’nde devam edildi. Talimatla ifade veren askerlerin tümü olay yerine helikopterlerin 1.5 saat sonra geldiğini, askerlerin bazılarında çelik yelek olmadığını, biksi silahların tutukluk yaptığını, bazı askerlerin yorgunluk ve susuzluktan bayıldığını belirtti. Şehit Noyan Aydın’ın annesi Ayşe Aydın, “Yardım neden geç geldi? Operasyon emrini verdiği halde o ana kuzularını yalnız bırakan Ünal Karaosmanoğlu neden sanık sandalyesinde değil?” dedi. Şehit Aykut Velimehmetoğlu’nun babası Beytullah Velimehmetoğlu ise evlerine isimsiz kişilerce teröristlerin telsiz konuşmalarının gönderildiğini söyledi. KCK davasında sanık avukatları, davaya bakan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi heyetini “tarafsız olmadıkları, aleniyet ilkesini çiğnedikleri, savunmayı yok saydıkları” gerekçesiyle reddetti. Mahkeme de reddi heyet talebini “duruşmayı uzatma amaçlı” olduğu gerekçesiyle reddetti. Yaklaşık 50 avukat dünkü duruşmadan çekildiğini açıkladı. İzleyicilerin salondan çıkarıldığı duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, TRT spikerleri tarafından okunan iddianameyi bir süre ayakta ve sırtlarını heyete dönük bir şekilde dinledi. Mahkemenin sanıkları da salondan çıkarması üzerine iddianame avukat, sanık ve izleciyinin olmadığı salonda okundu. PKK’nin üst yapılanması olduğu iddiasıyla İstanbul’da açılan Birinci KCK davasına Silivri Cezaevi Yerleşkesi’nin bitişiğindeki büyük salonda devam edildi. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın dün 10. duruşması yapıldı. Önceki gün salondan çıkarılmasına karar verilen Ercan Kanar, Eren Keskin’in de aralarında bulunduğu 50 sanık avukatı oturum açıldığı sırada salona toplu halde girdi. Başkan Ali Alçık, oturumu açtığı sırada açıklama yapmak için söz isteyen avukat Sinan Zincir’e “Açıklamayı dışarıda yapın” diye tepki gösterdi. Avukatların ortak olarak imzaladığı; Başkan Ali Alçık, üye hâkimler Kazım Kahyaoğlu, Alpaslan Uz hakkında “tarafsız olmadıkları, yanlı yargılama yaptıkları, aleniyet ilkesini çiğnedikleri gerekçeleriyle” reddi hâkim talebinde bulunulan dilekçeyi Avukat Ercan Kanar okudu. Dilekçede şu ifade yer aldı: “1 Ekim 2012 günü duruşmada hukuk tarihimize kara bir sayfa olarak geçecek uygulama yaşanmıştır. Heyetinizi oluşturan siz yar PerinçekKüçük bağlantısı için özel çaba Tuncay Güney ile birlikte Mart 2001 yılında gözaltına alınan ve mülakat görüntüleri salonda gösterilen tutuksuz sanık Ümit Oğuztan, duruşmada söz alarak “Ben 8 gün işkence gördüm. Sorgu anında gözlerim bağlı ve çırılçıplaktım. İşkencenin ardından böyle bir sorgulama yapıldı. İşkence odasında Ümit Oğuztan öldü” dedi. Başkan Çalmuk’un “Bu şekilde söyleyeceksin diye zorlama mı yapıldı, yoksa doğrusunu mu anlat denildi” sorusu üzerine Oğuztan, “Doğu Perinçek ve Veli Küçük hakkında ciddi yönlendirme yapılmaya çalışıldı. Perinçek ile Küçük arasında bağlantı kurulması için özel bir çaba gösterildi” diye konuştu. Çalmuk, Ümit Oğuztan’ın bu sesleri dinlemek istemediğini söyleyerek çıkmasına izin verdi. TÜBİTAK’A 8 YENİ SORU Duruşma salonunun önünde avukatlar adına Filiz Kerestecioğlu tarafından okunan basın açıklamasında avukatsız yargılama yapılmak istendiği belirtildi. İstanbul Haber Servisi Odatv davasına bakan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, dosyadaki dijital delillere ilişkin, ek rapor istediği TÜBİTAK’a 8 yeni soru yöneltti. Heyet, ek raporu hazırlaması için 20 gün süre verdiği TÜBİTAK’tan, dosyaya gönderilen rapordaki çelişkili ifadelerin yalın ve bilgisayar kullanım düzeyinde birinin anlayacağı şekilde açıklanmasını istedi. Heyet ayrıca tutuklu eski emniyet müdürü Hanefi Avcı ve gazeteci Soner Yalçın’ın avukatlarının sorularının da yanıtlanmasını istedi. gıçların talimatı sonucu 12 Eylül sıkıyönetim yargılamalarını dahi aratacak tarzda duruşma salonu Robocop ekipleriyle adeta işgal edilmiş, halkın hak arama özgürlüğünün ve savunma hakkının temsilcileri, yargının üç kurucu unsurundan biri olan savunma makamı çembere alınarak zorla salondan çıkarılmıştır.” Duruşma savcısı Hüseyin Kaplan, reddi heyet talebinin “Duruşmayı uzatma amaçlı olduğu” gerekçesiyle reddedilmesi yönünde görüş bildirdi. Kısa bir aranın ardından Başkan Ali Alçık tarafından açıklanan kararda reddi heyet talebi reddedildi. Sanık avukatlarından Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı, “mahkemenin kendi kendini övdüğünü” belirterek karara itiraz etti. Başkan Ali Alçık, talep almayacağını belirterek, TRT spikerine iddianameyi okutmaya başladı. İddianame okunurken bir yandan da avukat Selçuk Kozağaçlı sözlerini sürdürünce başkan Ali Alçık ile tartışma çıktı. Bunun üzerine yaklaşık 50 sanık avukatı duruşmayı terk etti. Tutuklu sanıkların ayağa kalkarak sırtlarını dönmeleri ve izleyicilerin de alkışlamaları üzerine salon boşaltıldı. Duruşmanın öğleden sonraki bölümü izleyicisiz yapılırken, sanıklar heyete sırtlarını dönerek ayakta durma eylemini sürdürdü. BALYOZ’DA 3 TUTUKLAMA İstanbul Haber Servisi “Balyoz Planı” davasının karara bağlanmasının ardından yakalama kararı çıkarılan 69 sanıktan, yarbaylar Timuçin Eraslan ve Hakan Ilıca ile emekli Yarbay Mehmet Seyfettin Alevcan tutuklandı. Son tutuklamalarla birlikte, bugüne kadar haklarında yakalama kararı çıkarılan 69 sanıktan 48’i tutuklanmış oldu. Her eylem her etkinlik suç! MAHMUT ORAL C MY B C MY B DİYARBAKIR Eski DEP Milletvekili Hatip Dicle, BDP milletvekilleri Kemal Aktaş ve Selma Irmak’ın da yargılandığı 175 sanıklı KCK ana davasında yine Kürtçe savunma krizi yaşandı. Sanıklar ve avukatları Nevruz ve 8 Mart gibi her türlü etkinliğe katılmanın “terör suçu” olarak gösterilmesine isyan etti. KCK ana davasının 57. duruşması Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde geniş güvenlik önlemleri arasında yapıldı. 66 sanık raporlu olduğu için duruşmayı katılmazken, duruşmayı aralarında 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can ile çok sayıda sanık yakını izledi. Duruşmada DTP MYK üyesi Bergüzar Kaygısız hakkındaki suçlamalar okundu. Öte yandan 12 kentte düzenlenen KCK operasyonunda 32 kişi gözaltına alındı. 14 PKK’Lİ ÖLDÜRÜLDÜ DİYARBAKIR/TUNCELİ (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Gediktepe bölgesinde önceki gece sızma yapan PKK’lilerin fark edilmesi üzerine sıcak temas yaşandı. Helikopterler PKK’lilerin barındıkları alanları bombalarken çatışmada ikisi kadın 12 terörist öldürüldü. Çok sayıda mühimmat ve 2 sığınagın ele geçirildiği açıklandı. Suriye’den Mardin’in Kızıltepe ilçesine sızmak isteyen bir grup PKK’li askerlerle çatışmaya girdi. Çatışmada 2 PKK’li öldürüldü, biri yakalandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle