27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 2012 ÇARŞAMBA 6 Turgut Özal’ın naaşı Adli Tıp’ta HABERLER Analiz sonuçları iki ay sonra medi. Cenazenin bulunduğu noktada su çıktığı için cenazeyi çıkarma işleminin uzun sürdüğü kaydedildi. Suyun bir cihaz marifetiyle çekildiği ve sonrasında işlemin tamamlandığı belirtildi. Türk bayrağına sarılı çinko kaplı tabut, polislerin omzunda cenaze aracına taşındı. Tabut, daha sonra Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’ne ait cenaze aracına konularak Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce, cenazenin mevcut durumunun incelemeye uygun olduğunu, analiz sonuçlarının iki aydan önce çıkmasının mümkün olmadığını belirterek “Analizler bittikten sonra raporlama sürecini Cumhuriyet Başsavcılığı’na ileteceğiz, açıklamayı da onlar yapacak” dedi. CİHAN ORUÇOĞLU Ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın kabri dün açıldı. Özal’ın naaşı sekiz saatlik bir çalışmanın ardından mezardan çıkarılarak Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Özal’ın cenazesinin çıkarılmasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Oktay Erdoğan’ın başkanlığında, Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç. Dr. Haluk İnce ile bir adli antropolog, bir jeoloji mühendisi, kimya ihtisas dairesinden bir kişi, morg ihtisas dairesinden 3 kişi çalıştı. Çalışmalarda Özal ailesinin avukatı ve ailenin temsilcileri de hazır bulundu. Ancak daha önce çalışmaları yerinde inceleyeceğini açıklayan Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal mezarlığa gel Kısa 20. Yüzyıl Şimdi Bitti Şili’de seçimle iktidara gelmiş sosyalist Allende hükümetini deviren askeri darbenin ABD tarafından ateşli bir şekilde desteklendiğini biliyoruz. Aslında bir süredir hazırlıkları tamamlanan neoliberal dönemin tipik darbesidir denilebilir Pinochet darbesine. 1973’teki bu alçaklıktan sonra neoliberal fırtına dünyayı kasıp kavuracak, (bizim 24 Ocak kararlarını ve 1980 darbesini de unutmayalım) Avrupa’da sosyal demokrasiyi teslim alacak, 1974’te Friedrich von Hayek’in ve iki yıl sonra da Milton Friedman’ın Nobel ödülü almasıyla da sanki “bilimselleşecek” ve 20. yüzyılın son çeyreğine damgasını basacaktır. Zaten Nobel Ekonomi Ödülü de neoliberalizm için icat edilmiş gibidir. Neoliberalizmin yoksullar dünyasına saldırması, diktatörlüklere ya da demokrasi kılıklı zorbalıklara hayat vermesi, serbest piyasa ekonomisi ile demokrasi arasında var olduğu iddia edilen bağlantı ve paralelliği ısrarla savunanlara bir ders olmalıydı. Ama olmadı işte. ??? Onlar serbest piyasanın bu yeni buhran ekonomisinin demokrasinin kaçınılmaz koşulu olduğunu, bunların birbirine muhtaç olduğunu savunup durdular. Demokrasinin görece yerleşik olduğu gelişmiş kapitalist ülkelerde bile işçi hareketinin, sendikaların neredeyse zorbaca bastırıldığını, sosyal demokrat partilerin neoliberal partiler haline getirildiğini görmezden geldiler. Peki, yaşadığımız ve acısını çektiğimiz ekonomik büyük bunalım neoliberalizmin sonunu getiriyorsa sevinmek gerekmez mi? Evet gerekir, ama sevinemiyoruz; çünkü giderken öldürüyor. Son demlerindeki vahşilik, hayata tutunmak için elinden geleni yapan ihtiyar bir çılgının hali gibidir. Zorbalığı daha da artıyor, oraya buraya saldırıyor, ortalığı ateşe veriyor, bunalımdan çıkış için tarih boyunca kullandığı büyük söndürücüye, savaşa başvuruyor. Ve galiba dünyayı yakmaya bile hazırdır. Neoliberalizmin son kalelerinden birisi de Türkiye. Musa Eroğlu’nun son demlerine yaklaşmış insanın çaresizliğini anlatan türküsündeki sözler bizim ülkemizdeki duruma, bizim halimize pek denk düşer: “Kılavuzun gereği yok / Yolun sonu görünüyor” Görünüyor da, yaşadığımız çılgınlıkları, artan baskıyı, zorbalığı, dışarıda sonu belirsiz bir maceraya doğru yürüyüşe boyun mu eğelim? Keşke bir kılavuz olsaydı. Hem gidene, hem gelecek olana yolu gösterseydi... ??? İnsan ömrü uzun değil. Neoliberal çılgınlığın sona erdiğini görmek insanı küle, toprağa çeviren kısa zamana sığmayabiliyor. Pazartesi günü yitirdiğimiz, “kısa 20. yüzyılı” neredeyse boydan boya yaşamış ünlü tarihçi Eric Hobsbawm da doğrusu gelecek hakkında umut verici sözlerle bitirmedi hayatını. “Kısa 20. Yüzyıl 19141991 Aşırılıklar Çağı” (Everest Yayınları2006) adlı eserini şu sözlerle bitirmişti: “Nereye doğru gittiğimizi bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey, tarihin bizi bu noktaya nereden getirdiğidir. Gene de açıkça görülen bir şey var. İnsanlığın anlatılabilir bir geleceği olacaksa, bu geçmişin ya da şimdiki zamanın sürdürülmesiyle olamaz. Üçüncü bin yılı bu temelde kurmaya çalışırsak başarısızlığa uğrarız. Ve başarısızlığın bedeli, yani değişmiş bir toplumun alternatifi, karanlıktır.” ??? Dünya henüz kendini yok etmeyi başaramadı. İntihar etmek için belki de yeteri kadar “cesur” değil. Ama bunu sık sık denediğini biliyoruz. Tüm öteki ülkelerde olduğu gibi, kendi ülkemizdeki çılgınlıkları, yıkılan bir dünyanın son demlerinde zorbalıkta bu kadar ısrarı, alkışçılardaki saflığı gördükçe “Maymundan geldik koyuna gidiyoruz” diyen Çarşı grubunun sözlerine neredeyse hak vereceğiz. Maymundan geldiğimiz gerçektir de peki, koyuna mı gidiyoruz biz? Bahçeşehir Üniversitesi’nin yaptığı araştırma Türkiye’nin hızla muhafazakarlaştığını bir kez daha ortaya koydu Tutuklu KESK’lilere destek DİSK, KESK, SGBKK, TTB, TMMOB üyeleri KCK operasyonu kapsamında tutuklanan KESK’li kadınlarla dayanışmak ve 4 Ekim’de Ankara’da görülücek davaya çağrı amacıyla Galatasaray Lisesi önünden Taksim Meydanı’na yürüdü. Burada grup adına yapılan açıklamada, “Sözde yargı reformları ile katliam sanıklarını dışarı salarken, KESK yöneticisi ve üyesi arkadaşlarımızı demir kapılar ardında tutmaya devam etmekle suç işliyorsunuz” denildi. Avrupa’nın en sağında B ahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi ve Dünya Değerleri Araştırmaları Yönetim Kurulu üyesi Prof. Yılmaz Esmer tarafından gerçekleştirilen “Türkiye Değerler Atlası 2012” araştırma sonuçlarına göre, Türk toplumunun Avrupa ve dünyanın en dindar toplumlarından biri olduğu belirlendi. Araştırmada orduya güven azalırken yine de ordunun kurumlar arasında birinci sırada yer aldığı ortaya çıktı. 47 Avrupa Birliği ülkesinin içinde siyasi yelpazenin en sağında Türkler ilk sırada yer alırken Türk olmaktan gurur duyanlar ise Karadeniz’de yüzde 88, Güneydoğu’da ise yüzde 23 oranında çıktı. ‘Susturulmak isteniyoruz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) KESK’e bağlı sendikalarda yönetici ya da üye olan 9’u tutuklu, 15 kadın, yarın terör örgütü üyeliği suçlamasıyla yargılanmaya başlanacak. KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, davanın açılmasındaki hedefin, “KESK’in sokağa çıkmasını, muhalefet etmesini engellemek olduğunu” vurguladı. Artık 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefetten de art arda üyeleri hakkında dava açıldığını kaydeden Tombul, Mersin’deki üç şube yöneticisinin bu yasaya muhalefetten şu anda cezaevinde olduğunu bildirdi. Tombul, arkadaşlarının “KCK üyeliği”ne delil olarak Diyarbakır’daki bir toplantıya katıldıklarının iddia edildiğini, İzmir’de de benzer bir dava görüldüğünü ve mahkemenin dönemin Diyarbakır Emniyeti’ne böyle bir toplantı yapılıp yapılmadığını sorduğunu anlattı. Tombul, “Sedat Selim Ay imzasıyla mahkemeye gönderilen yazıda, Diyarbakır’da böyle bir toplantı yapılmadığı belirtildi. Arkadaşlarımız, Emniyet’in yapılmadığı dediği bir toplantının katılımcısı oldukları varsayılarak örgüt üyeliği ile suçlanıyorlar” dedi. Kadın kocasına itaat etmeli 69’u ‘kadın her zaman kocasına itaat etmeli, onun sözünden çıkmamalı’ diyor. Bu oran, İzmir’de yüzde 40, Doğu Anadolu’da ise 71. İşsizlik varsa, işe almada erkeklere öncelik verilmesini isteyenler, Türkiye’de yüzde 60 iken Danimarka’da sadece yüzde 2. Fransızların yüzde 36’sı, Türklerin yüzde 6’sı evliliğin artık modası geçmiş bir kurum olduğunu düşünüyor.” ‘Eğitimdeki kaos ortada’ ? Araştırmaya göre Türkleri Avrupa’dan ayıran en önemli özellik kadınerkek eşitsizliği ve kadına toplumda biçilen rol. Inglehart ve Norris’in cinSİNAN TARTANOĞLU siyet eşitliği ANKARA EğitimSen’in aktardığı bilgiye göre 10 Eyölçeğinde lül’de sınıflarını alarak göreve başlayan yaklaşık 20 bin sınıf Türkiye’nin 60 öğretmeni, kendilerine tanınan yan dal hakkını kullanarak ülke arasında branş öğretmeni oldu. EğitimSen “Bakan ‘kaos gördü48. sırada yer nüz mü’ diyor. Yanıt ortada” açıklamasını yaptı. Eğialdığını belirten timSen’e göre 20 bin sınıf öğretmeni, yan dal hakkınProf. Yılmaz Esmer dan yararlanarak 10 Eylül’de okutmaya başladıkları şu verileri de paylaştı: sınıfları bıraktı. EğitimSen, “Atamalar konusun“Kadınların yüzde da MEB hem öğretmenlere hem de öğrencilere 71’i ‘ailenin reisi çok büyük sıkıntı yaşatıyor. Okullar açılmadan erkek olmalı’ önce yapılması gereken tüm işlemler eylül ayında, derken erkeklerde okullar açıldıktan günler sonra yapılıyor” açıklabu oran yüzde masını yaptı. EğitimSen açıklamasında “MEB’e so81’e çıkıyor. ruyoruz: Boş sınıflara hangi öğretmenler verileKadınların cek? Norm fazlası öğretmenler mi verilecek, yeniyüzde 59’u, den görevlendirme mi yapılacak, ücretli öğreterkeklerin yüzde men mi görevlendirilecek” denildi. İstanbul Haber Servisi “Türkiye Değerler Atlası 2012” araştırma sonuçları dün Ceylan InterContinental Otel’de düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Araştırma sonuçlarını slayt gösterisi eşliğinde açıklayan Yılmaz Esmer; bir toplumda siyaseti, ekonomiyi, sosyal yaşantıyı anlayabilmek için o toplumun kültürel yapısını anla? Türk Silahlı Kuvvetleri’ne mak gerektiğini söyledi. güvenin her yıl azaldığı, güven Araştırmada Türk topluoranının yüzde 76’ya düştüğü, munun Avrupa’nın, hatta siyaset kurumuna olan güvenin dünyanın en dindar toplumise yüzde 62’ye çıktığı belirlenlarından biri olduğunun ordi. TBMM’ye olan güven taya çıktığını belirten Prof. 1990’dan bu yana yüzde 58 ciEsmer, “Dinin, Türklerin varında seyrederken, AB’ye güyaşantısında çok önemli ven dalgalı bir biçimde yıllara yeri var. Araştırmaya katıgöre düşüş ve çıkış kaydediyor. lanların yüzde 76’sı dini Araştırmada Türkiye’de, insanbu dünya ile değil, ölümların yaklaşık onda biri genelde den sonrası ile ilişkilendiinsanlara güvenilebileceğini ifariyor. Yüzde 64’ü ise dinin de ederken İskandinav ülkeleözünün kurallara uyma olrinde bu oran yüzde 80’lere duğunu söylüyor. Avrupa yaklaşıyor. İnsanlara güven noktasında Batı Anadolu ve ülkeleri ile kıyaslandığınTrakya’da yüzde 7 iken da Tanrı’nın insanların yaen yüksek oran yüzşamındaki yerinin en yükde 16 ile Orta Anasek olduğu toplum olarak dolu’da yer alıyor. yine Türkiye çıkıyor”dedi. Güven azalıyor Lise öğrencisi tutuklandı Tek delil var: Kapalı telefon İstanbul Haber Servisi İstanbul’da molotoflu eyleme katılmaktan tutuklu olarak yargılanan lise öğrencisi B.B’nin, suçlanmasına “delil” olarak eylem saatinde telefonun kapalı olması ve kuzenlerinin onu yemeğe çağırdığı telefon konuşması olduğu belirtildi. Bianet’te yer alan habere göre, Mardin Dargeçit doğumlu B.B. (15) İstanbul Kurtuluş’ta 18 Ağustos’taki molotoflu eyleme katılmaktan dolayı 17 Eylül’de gözaltına alındı. B.B, İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nce yaşı 18’den küçük üç çocukla birlikte “KCK/ PKK’nin gençlik yapılanması Demokratik Yurtsever Gençlik (DYG) üyeliğinden” 19 Eylül’de tutuklandı. B.B’nin hakkında “delil” olarak kuzenlerinin aralarında yaptığı bir telefon konuşmasında adının geçmesi ve “eylem zamanlarında telefonunun kapalı olması” gösterildi. B.B’nin telefonunun saldırı anında kapalı olması, örgüt üyeleriyle birlikte eyleme katıldığının “kanıtı” olarak kabul edildi. B.B’nin el konulan cep telefonunun SIM kartı ile SD hafıza kartında ise “suç unsuruna” rastlanmadı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi polisleri, B.B’nin kuzenleriyle yaptığı konuşmayı “şifreli olduğu” iddiasıyla “suç unsuru” olarak tanımlarken B.B’nin avukatları aracığılıyla tutuklamasına yapılan itiraz da reddedildi. B.B’nin gözaltına alındığı ev baskını sonrası, komşuları da ailesine saldırdı. Aleviler eylem hazırlığında MEHMET MENEKŞE ’ Müslümanım’ 7 Ekim Pazar ? Ankara Sıhhiye Meydanı Kendisini dindar olarak adlandıranların oranında artış olduğunu vurgulayan Yılmaz Esmer şöyle konuştu: “Yaklaşık her üç kişiden biri hem 30 gün oruç tutuyor, hem günde beş vakit namaz kılıyor. Kendisini ‘dindar bir kişi’ olarak tanımlayanların oranı, son 22 yılda 10 puan kadar yükseldi. 1996’da üniversite mezunlarından yüzde 46’sı kendini dindar olarak adlandırırken 20112012 yılında bu oran yüzde 73’e çıktı. Türk ve Müslüman kimliğinizden hangisini önce kullanırsınız yönündeki bir soruya ise katılımcıların 2/3’ü Müslümanım yanıtını veriyor. Türk olmaktan mutlu olanların oranı Karadeniz’de yüzde 88 iken Güneydoğu’da bu oran yüzde 23 çıkıyor.” Esmer, 47 Avrupa Birliği ülkesinin içinde siyasi yelpazenin en sağında Türklerin ilk sırada olduğunu, en solda İzmir’in en sağda ise Doğu Anadolu Bölgesi’nin yer aldığını söyledi. Önce AMASYA Alevi Bektaşi Federasyonu ve Alevi Dernekleri Federasyonu tarafından düzenlenen “Laik Demokratik Türkiye İçin Eşit Yurttaşlık Mitingi” 7 Ekim Pazar günü Ankara’da Sıhhiye Meydanı’nda yapılacak. Binlerce Alevinin katılacağı mitinge Arif Sağ, Yaşar Kemal, Cahit Berkay, Erdal Erzincan, Rahmi Saltuk, Yavuz Bingöl’ün de aralarında bulunduğu 86 aydın ve sanatçı yayımladıkları bildiriyle destek verdi. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahattin Özel, “Bizler, bu mitingde cemevlerinin yasal statüsünün tanınması, zorunlu cami uygulamalarına son verilmesi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması, zorunlu din derslerinin kaldırılması için sesimizi yükselteceğiz” diye konuştu. Uludere mağduru korucular silah bıraktı ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet ) Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu köyünde, 28 Aralık 2011’de sınırdan geçen 34 köylünün savaş uçakları tarafından bombalanarak öldürülmesinin üzerinden 9 ay geçmesine karşın soruşturmada ilerleme kaydedilmedi. Olayda yakınlarını yitiren korucular Abdullah, Süleyman ve Ahmet Encü koruculuğu bıraktı. Korucular, “Bizim çocuklarımızın failleri ortaya çıkarılmadığı gibi, bir de bize göreve çıkın dayatmasında bulundular. O silaha bakınca çocuklarımızın ölümü geliyor aklımıza. Onun için silahları bıraktık” dedi. CHP’li başkanın eşine bombalı tuzak ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet ) CHP Bingöl İl Başkan Yardımcısı Sema Kaygalak’ın eşi, Bingöl Devlet Hastanesi Müdür Yardımcısı Hayri Kaygalak’a ait otomobile yerleştirilmiş bomba bulundu. Uzmanlar bombayı imha etti. CHP Bingöl İl Başkanı Mustafa Kurban, “Emniyet yetkililerinin ilk tespiti bu olayın, siyasi amaçlı veya bölgedeki terör faaliyetlerinin bir sonucu olmadığı şeklindeydi. Mobese kameraları, telefon kayıtları, kontrol noktalarının tespitleri sonucunda Emniyet’in sonuç verici açıklama yapmasını bekliyoruz” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle