27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 EKİM 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Vergi reformunun elzem olduğunu belirten Boyner, bugünkü vergi kayıt dışı ilişkisine dikkat çekti Kayıt dışı özendiriliyor ? Gümrük ve Ticaret Bakanı Yazıcı’nın alınan önlemlerle büyümesinin durdurulduğunu ileri sürdüğü kayıt dışı ekonomi için TÜSİAD Başkanı Boyner; vergi gelirlerindeki dengesizlik nedeniyle oluşan en önemli olumsuzlukların başında kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin aksaması ve hatta kayıt dışının özendirilmesinin geldiğini dile getirdi. Ekonomi Servisi TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Türkiye’de artık bir vergi reformunun elzem olduğunu belirtti. Boyner, Türkiye Genç İşadamları Derneği’nin (TÜGİAD) düzenlediği “Kayıtdışı Ekonominin Etkileri” konulu sempozyumda yaptığı konuşmada, Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Strateji Eylem Planı’nın 2011’de güncellendiğini hatırlattı. Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Boyner, Türkiye ekonomisi açısından dolaylı vergilerin payının artışı nedeniyle oluşan en önemli olumsuzlukların başında kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin aksaması ve hatta kayıt dışının özendirilmesinin geldiğini söyledi. Dolaylı vergilerin toplam içinde büyük paya sahip olmasının gelir dağılımı, vergi adaleti, kayıt dışı ve vergi bilinci açısından önemli olumsuzluklar oluşturacağının tartışıldığını aktaran Boyner, “Ülkemizde de giderek dolaylı vergilere dayalı hale gelen vergi sisteminin düşük gelir gruplarına zarar vereceği açık. Ayrıca dolaylı vergide harç ve ceza gibi kamu tahsilatları artırılarak kamu geliri elde edilmesi, düşük gelir grupları açısından vergi adaletinin ve sosyal adaletin bozulmasına yol açıyor” diye konuştu. Boyner, “Kamu harcamalarında krizlere karşı direnç ve esneklik getirecek bir reformla beraber vergi ve gelir dağılımı adaleti, rekabet ortamı ve kaynak dağılımı etkinliği alanlarında katkıda bulunarak kayıt dışıyla mücadeleyi güçlendirecek yeni ve kapsamlı bir vergi reformunun artık elzem hale geldiğini bir kez daha dikkatinize sunmakta fayda görüyorum” dedi. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı da “Türkiye’de alınan tedbirlerle kayıt dışı ekonominin artışı durmuştur yahut artış eğilimi yavaşlamıştır, demek mümkündür” dedi. Yazıcı konuşmasının devamında, dolaylı vergilerin vergi gelirlerine oranındaki bir birimlik artışın; kayıt dışı ekonomide 2.41 birimlik artışa yol açtığını belirterek “Dolaylı vergilerdeki artış ve kayıt dışılık birbirini körüklemektedir, eğer toplumda toplanan vergilerin kötü harcandığına ilişkin genel bir kanı oluşmuşsa, mükellefin vergiye karşı direnci artmaktadır” saptamasında bulundu. Maliye Politikalarında ‘Sarp Kayalıklar’ Türkiye ekonomisi metaforlarla yönetiliyor. Bir yanda “Sisli yolda giderken frene basmak gerekli”; diğer yanda “Ayağınızı frende çok tutarsanız, hareket etmek hiç mümkün olmaz; balatalar eskir” türü sözcükler basın organlarımızı süslemekte. Çıplak gerçek şudur: Türkiye ekonomisinde 2012’ye ilişkin resmi makro ekonomik öngörüler büyük ölçüde şaşmıştır. Öngörülen büyüme hızı geriledikçe, kamu maliyesinin dolaylı vergilere dayalı yapısı nedeniyle vergi gelirleri de azalmakta ve bütçe açığı genişlemektedir. Bütçe açığının öngörülenin üstünde genişlemesi üzerine maliye idaresi paniğe kapılarak büyük oranlı zamlar yoluyla gelirlerini arttırma yoluna gitmek zorunda kalmıştır. Oysa, Başbakan’ın ilk yorumlarında “Kriz Türkiye’yi geçen sefer teğet geçmiş idi, bu sefer teğet dahi olmayacak; Türkiye büyümeye devam edecek” şeklinde vurguladığı siyasi mesaj, giderek ekonomi idaresinin resmi hedefi haline dönüşmüş ve 2012’nin Türkiye ekonomisi için bir “ayrışma” yılı olacağı ilan edilmiş idi. Küresel gerçekler giderek belirginleştikçe inişin “yavaş” mı; “sert” mi olacağı tartışmalarının ardından bu sefer de ekonominin öngörülenin altında büyüyeceği gerçeği kabul edilmek zorunda kalındı. Bu koşullar altında bütçe açığının hızla küçültülmesi gereği, dış yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisinin sürdürülmesi ve dış finans kaynaklarının canlı tutulması nedeniyle bir zorunluluk olarak dile getirilmektedir. Bütçe dengelerinin kötüleşmesi ve mali kırılganlığın artması sonucu Türkiye “güvenilir bir liman” olarak değerlendirilmez ise Türkiye’ye gelmekte olan yabancı sermaye girişleri yavaşlayabilir, hatta yön değiştirebilir. Bu da cari işlemler açığının finanse edilememesine; dolayısıyla dış dengelerinin daha da bozulmasına ve üretim ve yatırımlar için gerekli ara malı ve teçhizatın ithal edilememesine neden olabilir. Sonuç olarak, Türkiye üretim, yatırım ve ihracatını sürdürebilmek için yurtdışından gerekli ithalat finansmanını sağlamak zorundadır. Bu da, ancak ve ancak yabancı yatırımcının Türkiye’ye olan “ilgisinin” canlı tutulmasını gerektirmektedir. Yani Türkiye bütçe açığını kapatmalı ve daraltıcı maliye politikaları izlemelidir. Bu olgu, aslında iç tasarruflarına dayandırılmayan ve sürdürülebilir olmayan bir spekülatif büyüme süreci yaşayan Türkiye ekonomisinin dışa bağımlılığının doğrudan bir sonucudur. Nitekim böylesi ekonomilerde bu tür politikalar bir sözcük oyunuyla “genişleyici daraltıcı mali politikalar” diye anılmaktadır. ??? Öte yandan, kapitalizmin merkez ekonomisi ABD’de ise durum çok farklı gözüküyor. ABD’de eski başkan George Bush döneminde beş seneliğine getirilmiş olan canlandırma paketindeki vergi indirimleri ve mali teşvikler 2013’te sona eriyor. Dolayısıyla, başkanlık seçimi sonrasında Amerikan ekonomisinde kamu maliyesinde 800 milyar dolarlık bir daralmanın söz konusu olacağı öngörülüyor. Kongre Bütçe Dairesi’nin tahminlerine göre bu daralmanın 100 milyar doları kamu harcamalarındaki kesintilerden, 500 milyar doları vergi gelirleri üzerindeki artışlardan, gerisi de federal hükümetlerin kısıntılarından kaynaklanacak. Tahminlere göre, ABD kamu maliyesindeki söz konusu daralma Amerikan milli gelirinin yüzde 3.8’ine ulaşarak, işsizlik oranının yüzde 9’un üstüne çıkmasına ve Amerikan ekonomisinde yeni bir resesyon tehlikesinin derinlemesine neden olacak. Avrupa Birliği ise, aynı Türkiye benzeri bir konumda, kendi ekonomilerinde güven sağlayabilmek için daraltıcı maliye politikaları ile ekonomik durgunluğun aşılmasını sağlayacak ara reçeteler arayışı içerisinde gözüküyor. Küresel ekonomide durgunluğu aşabilmek için kapitalizmin merkez ekonomisinde genişleyici; fakat diğer bölgelerde daraltıcı maliye politikalara duyulan gereksinim kapitalizmin anarşik yapısının doğal bir sonucu olarak değerlendirilmelidir. Küresel ekonomiyi bir bütün olarak koordineli bir biçimde canlandırabilecek bir topyekun canlandırma paketinin uygulanamaması, süregelen büyük durgunluğun giderek derinleşerek kalıcı bir yapı kazanmasına neden olmaktadır. Bu olgu ise iktisat yazınına yeni giren bir başka metafor ile, “sarp mali kayalıklar” (fiscal cliff) olarak anılmakta. Türkiye benzeri dışa bağımlı, gelişmekte olan piyasa ekonomilerini en iyi anlatan sözcük belki de zaten bu: Sanal dünyanın metafor ekonomisi. Kaçakçılık arttı Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Başkanı Mürsel Ali Kaplan da kayıt dışı ekonominin kalitesiz, verimsiz ve markasız üretime yol açtığını belirterek şu bilgileri verdi: Sigarada 2011’de ele geçirilen kaçak paket sayısı 69 milyon 730 bin 125 adete ulaştı. Ele geçen sigaranın değeri yaklaşık 418 milyon 380 bin lira. 2011’de ele 5 milyon 831 bin liralık içki, 10 milyon 345 bin litre de akaryakıt ele geçirildi. Zamlar sanayiciyi de Zamma ilişkin gelen tepkilerde hükümetin işçi ve memura kaşıkla verdiğini kepçeyle aldığı vurgulandı vurdu Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) BaşEkonomi Servisi kanı Süleyman Onatça, Dalga dalga gelen son bir yılda yüzde 48’lere ulaşan doğalgaz ve elektrik zamlara ülkenin zamlarının; ihracatçı, sanadört bir yanından yici ve iş insanlarının üretim tepkiler gelmeye maliyetlerine ve rekabet güdevam ediyor. cüne zarar verdiğini kaydetti. CHP Genel BaşOnatça yaptığı yazılı açıklakan Yardımcısı mada, “Enerji fiyatlarındaki Umut Oran, son artış sanayicinin yüksek malibir yıl içerisinde yetlerle üretim yapmasına netoplamda doğalden oluyor. Elektrik ve doğalgaza yüzde 48.9, gaz zamlarıyla birlikte sanayielektriğe yüzde cinin rekabet gücünün olum32.6 zam yapılsuz etkilenmesi kaçınılmaz. dığını belirterek, Bu durumun yatırımların önükurşunsuz benzinü keseceğini ve istihdamı nin litre fiyatının etkileyeceğini de unutmamalıyız” dedi. Ege Bölgesi Saise yılbaşından bu nayi Odası Yönetim Kurulu yana yüzde 14.55 Başkanı Ender Yorgancılar arttığını vurguladı. da, belirsizlik ortamında; Oran, ekonomide tesanayi elektriğine yapılan mel girdi niteliğinyüzde 4.03 ve doğalgaza deki enerji ürünlerine yapılan yüzde 13 zamyapılan zamların, zinmın, demir çelikten gıcirleme biçimde iğnedaya, tekstilden ulaşden ipliğe tüm mal ve tırmaya kadar tüm hizmetlerin fiyatına yansektörleri olumsuz sıyacağını açıkladı. Oran, etkileyeceğini di“Ülkenin, halkın ihtiyacı olle getirdi. Memura 6, doğalgaza yüzde 48 ve zamlar yoluyla vatandaşın cebine el atıyor” dedi. CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın da yılın ilk 8 ayında 8.5 milyar TL’yi bulan bütçe açığının azaltılması için akla gelebilecek her türlü zammın yapıldığını dile getirdi. Ayaydın, “Oysa memura yapılan zam yüzde 4+4 olup, yıllık yüzde 6’ya tekabül etmektedir. Doğalgaza, elektriğe bir yılda yüzde 2030 oranında zam yapmayı bilen AKP hükümeti, memura verdiği yüzde 6’yı dahi çok görmektedir” diye konuştu. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Özcan Uğurlu, elektriğe yapılan yüksek orandaki zamları eleştirerek “İktidara geldiği ilk günden itibaren uluslararası sermayenin talepleri doğrultusunda özelleştirme politikalarını ısrarla uygulayan AKP hükümeti, elektriğin kilovatsaat bedelini 2000’li yıllardan bu yana 7.4 kat artırmıştır” dedi. Öte yandan, Merkez Bankası yetkilileri zamların temmuz raporunda yer alan yüzde 6.2’lik yıl sonu enflasyon tahmininin içinde yer aldığını belirttiler. Mersin’de Sosyalist Demokrasi Partisi üyesi 6 genç, hükümetin akaryakıt, elektrik ve doğalgaz fiyatlarına zam yapmasını protesto etmek için zincirli eylem düzenledi. Bir saatlik eylemin ardından polis, gösterici gençlerin yanı sıra onlara destek veren 6 kişiyi gözaltına aldı. (Fotoğraf: ABİDİN YAĞMUR) Zamlara ‘çıkartmalı’ protesto DENİZLİ (Cumhuriyet) Denizli CHP Merkez İlçe Örgütü, son yapılan benzin zamlarını, araçlara yapıştırılacak “Uyan ey halkım, bu araçta dünyanın en pahalı benzini kullanılıyor” yazılı çıkartmalar dağıtarak protesto etti. Merkez İlçe Başkanı Ömer Yurtseven, bu iktidar döneminde Türkiye’nin benzinde dünya şampiyonu olduğunu vurgulayarak “CHP olarak bu zamları protesto etmek ve halkımızın hislerine tercüman olmak amacıyla üzerinde ‘Uyan Ey halkım. Bu araçta dünyanın en pahalı benzini kullanılıyor’ yazılı 10 bin afiş hazırlattık. Araçların arka kapı camlarına yapıştırılacak afişlerle halkımızın yaşadığı rezilliği birileri görsün, duysun diye teşhir edeceğiz. Sessiz kalmadığımızı, halkın da uysal koyun olmadığını ispat edeceğiz” dedi. mayan alanlara hovardaca para harcayan AKP, vergi artışları Boyner Holding, BackUp’ı satıyor Ekonomi Servisi Yeni Karamürsel’i aldıktan sonra Benetton Giyim’deki yüzde 50 hissesini devreden Boyner Holding şimdi de BackUp’ı satıyor. Satış için Hollanda merkezli Bassae Holding’le masaya oturan Boyner, gerekli açıklamayı Rekabet Kurulu’na da gönderdi. Boyner daha önce de 1989’da piyasaya sürdüğü Advantage kartı 2002’de HSBC’ye satmıştı. Boyner Holding tarafından 2003’te kurularak birey ve kurumlara, yol yardımından checkup ve görüntüleme hizmetine, konut yardımından tıbbi destek hizmetlerine, seyahat organizasyonundan acil durum ambulans hizmetine kadar geniş bir çerçevede hizmet veren BackUp’ın 200 bini aşkın üyesi var. Bu yıl satın alma ve birleşmeler açısından hareketli bir yıl geçiren Boyner’in ilk bombası Yeni Karamürsel’in çoğunluk hisselerini almak olmuştu. Ekonomi Servisi Avea ve Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri işbirliğiyle ‘Uzaktan Hastalık Takibi’ projesi başladı. Proje kapsamında geliştirile n ciha istedikleri her yerde, doktorların göre z ile hastalar merkeziyle iletişimde olacaklar. Kard v yaptığı çağrı hastalarının yanı sıra evde bakım gere iyoloji ve diyabet hastalar da bu yolla daha hızlı hizmet ktiren, taburcu edilen alabilecek. Aylık 5060 liradan başlayan paketlerle Avea’nın kapsadığı her yerde hizmetten yararlanılabilecek. Sağlıkta ‘Sel başlattıklarını söyleyen Acıbadem Mob f Servis’ dönemi Müdürü Dr. Özgür Turgay, “Sağlık hizm il Sağlık Genel yerde alınabilecek. Kişiler artık diyabet, eti artık herhangi bir hastalığı gibi düzenli takip gerektiren hipertansiyon, kalp kontrolünü doktora gitmeye veya dok bu kronik hastalıkların torun onlara gerek kalmadan yapabilecek” dedi. gelmesine Avea ve Acıbadem, sağlıkta işbirliği yaptı Samsung iPhone 5 için mahkemeye gidiyor Samsung, en büyük rakibi Apple’ın kısa bir süre önce piyasaya sürülen iPhone 5 akıllı telefonunun, kendisine ait bazı patentleri ihlal ettiğini iddia ederek mahkemeye gitti. Samsung, iPhone 5 piyasaya çıkmadan birkaç gün önce Apple’ı uyarmış ve yeni nesil iPhone’da yer alan LTE (Long Term Evolution) teknolojisinin patentinin kendisine ait olduğunu açıklamıştı. Önceki gün mahkemeye dilekçe veren Samsung’un başvurusunda, “iPhone 5 piyasaya sürülür sürülmez, cihaz hakkında soruşturma başlattık” ifadesi kullanıldı. Samsung, iPhone 5’in iki standart ve dört içerik patentini ihlal ettiğini öne sürüyor. Başlıktaki sözlerin sahibi Koç Holding’in Başkanvekili ve TEV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç. Karşısındaki kişi ise genç bir kadın, Yıldız Günay. Uzun yıllar finans alanında çalıştıktan sonra yaklaşık 3 ay TEV Genel Müdürü olarak kariyerinde bambaşka bir yola sapan Günay’ın TEV’in gelecek hedeflerini anlattığı küçük sohbet toplantısında laf dönüp parayı bir kenara itip bir sivil toplum kuruluşunda çalışmaya nasıl karar verdiğine geliyor. Aslında son yıllarda sıklıkla karşılaşmaya başladığımız bir durum. İyi eğitimli ve hayli iyi pozisyonlarda görev yaparken birden gönüllü işlere yöneliş... Peki neden? Benim tahminim; çalıştığı kuruluşa sürekli olarak daha fazla para kazandırmaya ve aşırı rekabete odaklı profesyonel yaşamın, insanları bir noktada kendilerine “Ben ne yapıyorum?”, “Böyle nereye kadar gidecek?” sorularını sorduruyor olması. Gelelim Türk Eğitim Vakfı’nın en genç ve ilk kadın yöneticisi olan 45 yaşındaki Yıldız Günay’a... Günay, uzun yıllar Cargill’in fon yönetim şirketi Black River’ın genel müdürü olarak görev yapan biri. Üstelik de piyasalarda fon yönetimi konusunda tanınmış bir isim. Bir gün insan kaynakları şirketi Egon Zendher’den bir telefon alır. Kendisine “Acaba kariyerinizin bu noktasında bir sivil toplum kuruluşunda üst yönetici olarak çalışmayı düşünür müsünüz?” sorusu yöneltilmiştir. Önerilen kuruluş, 1967 yılında Vehbi Koç’un önayak olmasıyla kurulan ve bugüne kadar 192 bin gence eğitim desteği veren TEV olunca Günay “Neden olmasın?” der. Aslında daha çocuk yaşında dedesi donanma komutanı Kemalettin Bozkurt’un Kızılay Genel Müdürlüğü yaptığı yıllarda tanışmıştır hayırseverlikle. “Bana her yıl sınıfımda ailesinin maddi durumu iyi olmayan 3 öğrenciyi, onlara fark ettirmeden tespit edip kendisine söylememi isterdi. Ayak ‘Biz Sizin Bugünkü Enerjinize Bugün Talibiz’ kabılarına, paltolarına bakar, defteri kalemi yoksa not eder ve dedeme söylerdim. O da kişisel olarak o öğ rencileri giydirir onlara yardım yapardı...” diye bize anlatıyor Günay. TEV ile görüşür; ikinci görüşmede ise karşısına Ömer Koç çıkar. Zaten TEV’de yönetim değişikliğini isteyen ve özellikle finans konularında uzman bir yönetici arayışında olan kişi Koç’tur. Yine de kariyerinin en parlak yerinde aldığı bu teklif duraksatır onu. “Keşke 5 sene sonra yapsaydınız bana bu teklifi” der. Yanıt kısa ve öz olur “Biz sizin bugünkü enerjinize bugün talibiz”. Bugüne kadar 191 bin 886 gen ce yurtiçinde ve 1372 gence de yurtdışında burs sağlayan ve her yıl ihtiyaç duyan 9 bin 500 öğrenciye mesleki ortaöğrenim ve yükseköğretim bursu veren TEV’in sadece 2011 yılında burslar için ayırdığı bütçe 25 milyon lira. TEV’in en büyük gelir kaynağı yapılan bağışlar. Örneğin tüm mal varlığını Mehmetçik Vakfı ile birlikte TEV’e bağışlayan Zeki Müren’in fonundan bugüne kadar 2050 öğrenciye burs verilmiş. Bağışçı sayısı ise 1000’i bulmuş. Yıldız Günay TEV’e bağış yapanların yüzde 62’sinin kadın olduğunu söylüyor. Bundan sonraki hedef ise vakfın gönüllülük projelerini artırmak. YouTube, artık Türkçe ? Ekonomi Servisi Video yükleme ve izleme sitesi YouTube, artık Türkçe dil seçeneği ile de hizmet verecek. 2005’te kurulan ve 2006’da Google tarafından satın alınan YouTube, şimdiye kadar 48 ülkede lokalize edilmişti. YouTube ürün direktörü Matthew Glotzbach, 49. ülke olarak Türkiye’yi seçtiklerini belirterek, “YouTube artık Türkçe olarak da kullanılacak ve dilin Türkçe olmasının yanı sıra lokali de Türkçe olacak. Böylece kullanıcıların lokal videolara daha rahat ulaşılması sağlanarak Türkçe içerikler daha rahat görüntülenebilecek” dedi. Glotzbach, ayrıca YouTube’a içerik sağlayan kullanıcıların kazanç elde etmeleri için yaptıkları çalışmaların da sürdüğünü söyledi. Cep’le alışveriş dönemi başlıyor ? Ekonomi Servisi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) hazırladığı ödeme sistemleri alternatiflerinin artmasını sağlayacak ‘Ödeme Sistemleri ve Hizmetleri ile Elektronik Para Kuruluşları’ kanun taslağı son aşamaya geldi. Tasarıyı değerlendiren Mobil Servis Sağlayıcı İş Adamları Derneği (MOBİLSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Mobil Ödeme Komisyonu Başkanı Yılmaz Kurtay, 200 milyon TL’lik mobil ödeme sistemleri pazarının kanunla birlikte 3 yıl içerisinde 1.5 milyar TL’ye çıkacağını belirtti. Mobil ödeme sistemleri sektörü ve GSM operatörlerinin bu süreci yakından takip ettiklerini ifade eden Kurtay, “Çok yakında cep telefonu ve cüzdanı buluşturacak Mobil Cüzdan uygulamaları hayatımıza girecek” dedi. YUMURTA DEYİP GEÇMEYİN... Evet yumurta deyip geçmeyin. Hem de uzun yıllar üstüne yapışan “Kolesterolü azdırır” yatfasını silkip atmışken... Üstelik anne sütünden sonra en değerli besin kaynağı ve en ucuz protein deposu... Üstelik Dünya Yumurta Günü bile var: 12 Ekim. Okulların açılması ile birlikte yaşanan fiyat dalgalanmaları ile gündeme gelince yumurta; sektörü değerlendirmek amacıyla Yumurta Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Derya Pala görüşmek istedi. Biz de kendisini dinledik... Öncelikle yıllık 15 milyar adedi aşan yumurta üretimi ve yaklaşık 3 milyar dolar cirosu ile Türk yumurta sektörünün dünya yumurta üretimi ve ticaretinde ilk 10 arasında yer aldığını öğrendik. Ve sektör son 5 yılda yüzde 52 büyümüş. Bugün 100 bin kişiye istihdam sağlayan sektör üstelik AB’ye hiçbir kanatlı ürün ihraç edemeyen Türkiye’nin bu kapıyı yumurta ihracatı ile aralamasını sağlamış. Türkiye’de yumurta üreticileri için ihracat çok önemli çünkü talepten fazla yumurta üretimi var. Yumurta üretiminin yüzde 25’i ihraç ediliyor. İhracatın yüzde 90’ı Irak’a, geri kalanı ise Birleşik Arap Emirlikleri ve Libya’ya... Irak ile yaşanacak herhangi bir kriz sektörü fena vurur. Derya Pala ise ODTÜ Fizik mezunu. Babası Necip Pala’nın 1983 yılında İzmirKemalpaşa’da kurduğu tavuk çiftliği ile önceleri hiç ilgilenmemiş. Ankara’da kız kardeşi ile pastacılık işine soyun muş. Ancak dönüp dolaşıp çiftliğe gelmişler yeniden. Şimdi 3 kardeş babaları ile birlikte yönetimde. Derya Pala aynı zamanda YUMBİR’in başkanlığını da yürütüyor. Gelelim yumurta fiyatlarının yükselişine... “Yumurtanın üreticiden çıkış fiyatı önceki hafta 2223 kuruş kadardı. 2011 ortalaması da 2021 kuruş” diyen Pala yumurta maliyetinin yüzde 70’ini yem fiyatlarının oluşturduğunu belirterek yılbaşında tonu 780 lira olan yumurta yeminin fiyatının şimdilerde 880 lira olduğunu söylüyor. Ancak fiyat dalgalanmalarındaki tek sorunun yem fiyatlarındaki yükseliş olmadığını mevsimsel faktörlerin önemli olduğunu vurguluyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle