25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 EKİM 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR Kozak Yaylası’nın ünlü dağı ve antik komşusu Kaz Dağı için “özel yasa” istendi 17 İKAMETGÂH KADIKÖY II 7 KASIM’DA BAŞLIYOR Madra Dağı için çalıştay ginliği hızla yok oluyor. Paris’te Sonbahar Sabahları yoğun mu yoğun bir sis kaplıyor Paris’i. Her şey görünmez oluyor: Kentin güzelliği, birikimi ve vaatleri… Ama biliyorsunuz ki birazdan bu sis açılacak, ışığın değdiği her yer aydınlığa kavuşurken yavaş yavaş canlanacak. O bilinç, güne iyi başlamaya yetiyor! Paris’te sonbahar, doğanın hüznüyle, kentin sanatsal birikiminin en yoğun biçimde kucaklaştığı mevsim. Hani Yahya Kemal’e göre sonbahar “Bitmez bir özleyiştir, ölümden beter bile”. Hani: “Günler kısaldı. Kanlıca’nın ihtiyarları / Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharı./ Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa... / Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa...” der ya… Paris’te sonbaharda günlerin kısaldığını hissetmiyorsunuz ve hatırladığınız sonbaharlar sanata, kültüre, bilime, akla, aydınlanmaya duyduğunuz açlığı ve özlemi körüklüyor. Harika bir duygu! Paris’te şimdi sonbahar ve kentte doğa, kültür ve birikim her zamankinden daha iç içe. Paris’teyim. Ağaçlar kızıla dönmüş. Ayaklarımın altında ölü yapraklar. (Tıpkı şarkıdaki gibi: Kuru yapraklar kürek kürek ya da yürek yürek toplanır. Anılar ve pişmanlıklar da... “Gördün mü, unutmadım bana söylediğin şarkıyı... Bize benzeyen şarkıyı...”) Yapraklar gelip geçici. Ama taşlar… Paris’te her taş size bin yıllık öyküsünü anlatabilir. Zaten anlatıyor da… Değişmeyen kent planı… Kentteki tek değişiklik yıldan yıla eklenen yeni parklar, yeni bahçeler… Ah nasıl kıskanıyorum. İçim acıyor İstanbul’umu düşününce. Vazgeçtim bin yılı anlatmasına beş yıl önceki sokağımı tanıyamıyorum! Doğduğum ev, gittiğim okul çoktan yıkılmış! İstanbul’um, dünya kentim! Siyasilerin rant tutkusuyla ha bire yıkıp yıkıp yeniden yapıp sattığı İstanbul’um! Spekülasyon aracı İstanbul’um; en kârlı tüketim malımız İstanbul’um! Paris’te, bunları konuşurken “On santimlik bir delik açmak istedik apartmanın cephesine, izin alamadık” dedi bir arkadaşım… Yap boz oyununa dönen İstanbul için, “İstanbul Dubai değil ki!” dedi bir genç! Evet değil, gel de bunu ülkeyi yöneten zihniyete anlat. Onlar yeni Dubai’ler yaratmak istiyorlar 3 imparatorluğa başkentlik etmiş İstanbul’dan. Kentsel dönüşüm dediler! TOKİ’nin kârına kâr eklediler! Elbet kentsel dönüşüm olabilir, ama halkın görüşü alınmadan, demokratik ve katılımcı olmadan asla olamaz! Olursa o zaman kent mateme girer. Kentin taşı toprağı sizinle konuşmaz olur, ses vermez! Tıpkı şimdi İstanbul’umda olduğu gibi! (Mustafa Sönmez’in dünkü yazısını okuyun, acımın bilimsel açıklamasıdır!) Sevgili Okurlar, bugün bayram. Hapishanelerimizde açlık grevleri 44. gününde… Bugün bayram; ülkemin hapishaneleri neyle suçlandıklarını bilmeyen yazarlar, gazetecilerle dolu. Bugün bayram, yargı cezaya dönüşmüş bile çoktan… Bugün bayram, inanılacak gibi değil, ama üç gün sonraki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını yasakladılar! “Hepinizin Kurban Bayramı’nı ve Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum” demek geliyor içimden, ama boğazımdaki düğümleri bir türlü aşamıyorum… Gaye Su Akyol’un çalışması. yvalık’taki İsmet İnönü Kültür Merkezi’nin dili olsaydı da sorsaydı: 2007’de 25 belediyenin kurduğu “Kaz Dağı ve Madra Dağı Belediyeler Birliği”nin böylesine “yaşamsal” buluşmasında, salon dolu dolu olmaz mıydı? Bir izleyicinin dert yandığı gibi, “üye” belediyeler 10’ar kişiyle katılsalardı, hemen tümü kendi olanaklarıyla Ayvalık’a gelmiş onca birikimli uzmanı boş sıralar yerine en az 250 kişi dinleyebilirdi. Gerçi, ev sahibi Ayvalık Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen, Burhaniye Bel. Başk. Fikret Akova, Dikili Bel. Başk. Osman Özgüven, Bergama Bel. Başk. Mehmet Gönenç ve Küçükköy Bel. Başk. Mesut Ergin, 1214 Ekim’deki “Madra Dağı Ulusal Çalıştayı”na katılarak önemli değerlendirmeler yaptılar. Ne var ki aynı birliği “Madra sevdası”yla kurmuş öbür belediye başkanlarının yokluğu nasıl açıklanabilirdi? 10 oturumla gerçekleşen Çalıştayın “çay araları”nda da ister istemez bu soru konuşuldu… İşte bu olumsuz süreci durduracak önlemlerin toplumsal bilince çıkarılması amacıyla gerçekleşen çalıştayın sonuçlarını, Orman Mühendisleri Odamızın emektar eski başkanı ve birlik danışmanı Salih Sönmezışık açıkladı... Yaklaşık 30 bildiri ve tartışmalardan çıkan saptamalar ve dilekler özetle şöyle: “Madra Dağı ormanları; Aliağa ve Foça’daki, bacalarından zehir saçan ağır sanayinin neden olduğu kirlilik baskısı altındadır. Son yıllardaki altın işletmeciliği ve taşocağı faaliyetleri ise canlı yaşamını Madra Dağı Çalıştayı Çevre Çalıştayı tehdit etmektedir. olarak duyuruldu... Dağın kültür değerleri ile flora ve fauna envanterinin daha fazla gecikmeden yapılması zorunluluktur. Havzanın tümünün ‘Kozak Fıstık Çamı Tabiat Parkı’ ilan edilmesi gerekmektedir. Dağın batı ve güneyindeki, bilim çevrelerinde Granit Tor Topoğrafyası olarak adlandırılan oluşumlar ‘jeopark’ olarak Kozak Yaylası’ndan... koruma altına alınmalıdır. ğı’nın sayfiye merkezi na Tanrıçanın Dağı Dağ ve çevve MÖ 5. yüzyıldan İzmir’le Balıkesir sınırlarında, resinde tarım, sonra Bizans Pikoposdenizden yaklaşık 1350 m’ye dek köy, çiftlik, luğu’nu ağırlamış. yayla, doğa yükselen dağımızın adı, ana tanrı Bilge Umar’a göre ça Kybele’ye en eski çağlarda sporları ve yaadının anlamı “Koca söylenen “Ma” ile onun erkeği ban hayatın Su Pınarının Ülkesi.” anlamındaki “madra” sözcüğüngözlenmesi ile Benzer şekilde Trarion den geliyor. botanik turizmi da antikçağda öylesigeliştirilmeli; Fıstık çamlarıyla ünlü “Kozak ne ün yapmış bir kent Kaz Dağları ve Madra Dağı pansiyonculuk Yaylası”nı kucaklayan dağ, İzki Amasyalı tarihçi Belediyeler Birliği’nin logosu... desteklenerek mir’in Bergama ve Dikili; ManiStrabon zenginliğini yöre insanları sa’nın Soma ve Balıkesir’in Ayövmekten kendini alaile uyumlu doğa ve kültür turizvalık, Burhaniye, Havran ve İvmıyor.. minin yaşama geçirilmesi, geliştirindi ilçeleri ile belde ve köylerini Madra Dağı, bu özellikleriyle rilmesi ve desteklemesi gereksarmalıyor. yaklaşık 300 bin insanımıza tarım, mektedir. Madra’nın antik yerleşimlerinden hayvancılık ve kültür turizmi için Bütün bunlar bir ‘Madra DaPerpere, yüzeydeki sur, hamam, laen bereketli alanları, uygarlık haziğı Yasası’ ile güvenceye alınmahitler ve tiyatro kalıntılarıyla yıllarnelerini ve eşsiz su kaynaklarını arlıdır.” dır arkeolojik kazı bekliyor. Sikkemağan ediyor. Ne var ki son zalerindeki üzüm motifi ile şarap tari(Çalıştayın tüm bildirileri Kaz manlarda giderek artan madencihinin gizemli merkezleri arasında Dağı ve Madra Dağı Belediyeler lik ve taşocakları faaliyetleri yüyer alan kent, Bergama KırallıBirliği sitesinden izlenebilir.) zünden eşsiz doğa ve kültür zen A Sonuç Bildirgesi ‘Birlikte ve Bağımsız’ sanata devam A Kültür Servisi Kadıköylü galeriler, sanat inisiyatifleri ve tasarım mekânlarının başlattıkları “İkametgâh KadıköyBirlikte ve BağımsızII” etkinliklerinin ikincisi 7 Kasım’da başlıyor. Anadolu Yakası’ndaki üretimi ve paylaşımı çıkış noktası olarak alan etkinlik, bu yıl yeni mekânları, Kadıköy’de üreten sanatçıların yanı sıra, Avrupa yakasından ve yurtdışından katılan sanatçılarla birlikte yola devam ediyor. Kavramsal ve biçimsel bir çerçevenin içine girmeden resim, heykel, video, illüstrasyon, fotoğraf, tasarım, karikatür gibi farklı disiplinlerdeki çalışmaların 12 ayrı mekânda sergileneceği etkinlikte çeşitli performanslar, konserler, workshoplar, sanatçı konuşmaları, çocuklarla yapılacak çalışmalarla panel ve söyleşiler de gerçekleştirilecek. 9 Aralık’a kadar sürecek “İkametgâh Kadıköy II”, Asfalt Art Gallery, Barış Manço Kültür Merkezi (Hush), İstanbul Hatırası Fotoğraf Merkezi, KargART, Halka Sanat Projesi, Kabine Nadire, Sanat Bahane, Zelazo, Tasarım Parkı, Dunia, GİT ve Burg Giebichenstein University of Art & Design sanat alanlarında sanatseverlerle buluşacak. (ikametgahkadikoy@gmail.com) Bir kadın cinayeti belgeseli ? Kültür Servisi Yapımcılığını Filmmor Kadın Kooperatifi’nin, yönetmenliğini Melek Özman’ın yaptığı “Hani Meral” 25 Kasım’da Feriye Sineması’nda gösterime girecek. Her gün beş kadını kaybettiğimiz kadın cinayetlerinden birini, 22 Haziran 2011’de eski kocasının 9 bıçak darbesiyle yaşamını yitiren Meral’in hikâyesini anlatan belgesel, kadın cinayetlerine karşı sözler ve sesleri birleştiriyor. Filmde Meral’in yakınlarının tanıklıkları ve Aynur Doğan, Feryal Öney, Fulya Özlem, Neslihan Engin, Rojin, Sezen Aksu’nun Meral için, kadın cinayetlerine karşı söyledikleri şarkılar yer alıyor. ‘Yüz Yüze’ müzik ve barış ? Kültür Servisi Ünlü kanun sanatçısı Ruhi Ayangil ile usta udi Ara Dinkjian Ankara’da bir konser verecek. İlk kez, Galata Mevlevihanesi’nin yenileme çalışmalarının ardından gerçekleştirilen açılışında bir konser veren ikili, 14 Kasım’da saat 20.00’de Congresium’daki konserde, evrensel barışa vurgu yapacak. “Yüz Yüze” başlığını taşıyan konserde Tanburi Cemil Bey, Kemençeci Nikolaki ve Bimen Şen gibi ustaların eserleri yorumlanacak. ÖLÜMÜNÜN BİRİNCİ YILINDA ELGİZ MÜZESİ’NDE SERGİ Öztoprak’ın anısına... ? Sergi, az sayıda eseri olan Abdurrahman Öztoprak’ın, sanat çevrelerinden uzak bir çeşit inziva hayatının içinde, müzikle, şiirle ve duygularıyla gelişen sanatına yakından bir bakış sunuyor. Kültür Servisi Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi, Türkiye’deki soyut sanatın öncülerinden Abdurrahman Öztoprak’ın eserlerini, sanatçının ölümünün birinci yılında “Öztoprak’ın Anısına…” adı altında sergiliyor. Küratörlüğünü Haşim Nur Gürel’in yaptığı ve Öztoprak’ın özel koleksiyonlardaki eserlerinden derlenen sergi, 1 Aralık’a kadar sürecek. Sergi aynı zamanda, az sayıda eseri olan Abdurrahman Öztoprak’ın, sanat çevrelerinden uzak bir çeşit inziva hayatının içinde, müzikle, şiirle ve duygularıyla gelişen sanatına yakından bir bakış sunuyor. grilerin ve cesur kırmızıların siyah fon üzerinde altın, gümüş ve bakır zerrecikleri püskürtmeleri ile iç içe örüldüğü görülebilir ve resmin en alt katmanından üsttekine bir yükseliş sezilebilir” diyor ve sanatçının 2005 sonrası ara renk tonları ile zenginleştirdiği yapıtlarında giderek daha az altın ve gümüş zerrecikleri püskürtme tekniği kullanmasına dikkat çekiyor. Öztoprak’ın son yapıtlarının bir bölümünde soyut resmin öncülerinden Piet Mondrian’ın yapıtlarını anımsatan kompozisyonlar yarattığını söyleyen Gürel, sanatçının sıklıkla kullandığı kare formunun dinginliğini görsel müzik ile canlandırdığını belirtiyor. Öztoprak’ın “Müziği resimlerimde yansıtabilmek için 28 yıldır bir çalışma içindeyim” “Mondrian’a Saygı” 2009. sözleri de resminin müzik ile olan bağını doğruluyor. “Öztoprak’ın Anısına…” sergisiyle eşzamanlı yayımlanan “Yalın Soyut” kitabı da sanatçının geometrik, yalın ancak lirik ayrıntılarla bezeli, ışıklı kurgularını özgün deneysel diliyle oluşturduğu son dönem eserlerine vurgu yapıyor. Tasarımı Joelle İmamoğlu tarafından gerçekleştirilen kitapta, Dr. Julian Heynen, Dr. Tobias Hoffmann, Dr. Silvio Fuso ve Dr. Vittorio Urbani, sanatçının Avrupa ve Türk Resmi bağlamında konumunu incelerken, Dr. Necmi Sönmez ve Dr. Özkan Eroğlu da son dönem çalışmalarının detaylı bir analizini yapıyorlar. ‘Yalın Soyut’ Müziğin resmini yapmak Serginin küratörü Haşim Nur Gürel, Öztoprak resimleri için “Baş başa kalıp birlikte zaman geçirebildiğinizde ve incelendiklerinde yavaş yavaş derinizin altına sızıp sizi etkileri altına alan – pastel yeşillerin, morların, mavilerin, C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle