27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y B Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y K 7 3 7 8 10 7 7 4 9 10 13 13 2 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars K K K Y Y Y Y Y Y Y K K K 1 4 4 14 17 13 5 11 6 8 2 5 3 HABERLERİN DEVAMI Oslo K Helsinki K Stockholm PB Londra PB AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih K Berlin Y Budapeşte B Madrid A Viyana K 7 1 1 10 7 7 7 6 2 3 4 16 2 Belgrad B 8 Sofya K 0 Roma B 12 Atina Y 11 Zürih B 2 Moskova K 2 Aşkabat B 11 Taşkent B 9 Baku PB 9 Bişkek B 3 Tiflis Y 12 Kahire A 16 Şam Y 12 Ülke geneli çok bulutlu, Trakya dışında tüm yurt yağışlı geçecek. Yağışların Erzincan, Tunceli, Bingöl, Elazığ ve Adıyaman’da kuvvetli olmak üzere kıyı kesimler ile Güneydoğu Anadolu’nun güney ve doğusunda yağmur ve sağanak, diğer yerlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor.Marmara ile iç ve doğu kesimlerde sabah ve gece saatlerinde yer yer buzlanma ve don olayı bekleniyor. 9 OCAK 2012 PAZARTESİ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 9 Ocak (Fotoğraflar: ALİ AÇAR) GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Gazeteci Göktepe katledilişinin 16. yılında anılırken ‘Değişen Türkiye’ profiline dikkat çekildi ‘Önce öldürüyorlardı şimdi tutukluyorlar’ KAYMAKAMA SALDIRI Gözaltına alınan 5 kişi tutuklandı ŞIRNAK (Cumhuriyet) Şırnak’ın Uludere Kaymakamı Naif Yavuz’a saldırıda bulundukları gerekçesiyle gözaltına alınan 5 kişi tutuklandı. 31 Aralık 2011 günü, Irak sınırındaki olayda hayatını kaybeden 35 kişinin yakınlarına taziye ziyaretinde bulunan Kaymakam Yavuz’a düzenlenen saldırıyı gerçekleştirdikleri gerekçesiyle gözaltına alınan 5 kişi, Uludere Jandarma Komutanlığı’ndaki sorgulamalarının ardından adliyeye sevk edildi. Zanlılar tutuklandı. İstanbul Haber Servisi Ümraniye Cezaevi’nde operasyonda öldürülen 2 tutuklunun cenazesini izlemek için gittiği Alibeyköy’de polisler tarafından gözaltına alındıktan sonra dövülerek öldürülen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe mezarı başında anıldı. Mezarlığa kadar yürüyüş yapan Metin’in gazeteci arkadaşları, anma töreninde yaptıkları konuşmalarda aradan 16 yıl geçmesine karşın gazeteciler üzerindeki baskı ve tutuklamaların sürdüğüne dikkat çekti. Gazeteci Göktepe’yi anmak için dün Atışalanı’nda bir araya gelen Evrensel gazetesi çalışanları “Basın özgürlüğü engellenmez” pankartı açarak “Özgür basın susturulamaz” sloganı eşliğinde Göktepe’nin mezarının bulunduğu Kemer Me zarlığı’na kadar yürüdü. Anma törenine Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, Nisan 1980’de öldürülen yazaryapımcı Ümit Kaftancıoğlu’nun gelini ve Toplumsal Bellek Platformu Sözcüsü Canan Kaftancıoğlu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) eski başkanlarından Nail Güreli, Odatv davasından tutuklu gazeteci Ahmet Şık’ın eşi Yonca Şık ve Metin’in gazeteci arkadaşları ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Saygı duruşunun ardından konuşan Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İhsan Çaralan, Metin Göktepe’nin ölümünün 16. yılı olduğunu ve basın özgürlüğü konusunda değişen hiçbir şeyin olmadığını belirterek “1996 yılından beri iktidarda olanlar, demokrasinin geliştiğinden bahsetmişlerdir. Ancak bugün gazetecilerin baskı altında olduğunu görüyoruz. Gün daha çok Metin olma zamanıdır” dedi. ‘Hepiniz Metin’siniz’ Anne Fadime Göktepe ise tüm genç gazetecileri oğlu Metin olarak gördüğünü söyledi. Tutuklu gazetecilere de değinen Fadime Göktepe Başbakan Erdoğan’a seslenerek, “Bu çocukları neden tutukluyorlar? Bunlar ne yapmışlar? Bu çocuklar yarın çıkıp yeniden yazacaklar. Biz her gün yürüyüş yaparak çocuklarımızı çıkaracağız” diye konuştu. Toplumsal Bellek Platformu aileleri adına konuşan Canan Kaftancıoğlu da “Göktepe ve benzeri cinayetler insanlığa karşı işlenmiş suçlardır. Bu suçlarda zamanaşımı olmaz. Bu suçların arkasındaki tetikçileri değil, gerçek failleri ortaya çıkarın” ifadelerini kullandı. Gazeteci Nail Güreli ise ortak mücadele edildiği zaman AKP’nin de geri adım attığını vurgulayarak şunları söyledi: “Önceden gazetecileri öldürüyorlardı bugün ise çeşitli suçlamalarla cezaevine gönderiyorlar. İnançlı mücadele edildiği zaman iktidar geri adım atıyor, biz de örgütlü olarak mücadele edip AKP’yi hizaya getireceğiz.” Konuşmaların ardından Metin’in mezarına kırmızı karanfiller bırakıldı. Anayasa sempozyumunda cezaevindeki gazetecilere ve ‘Uludere’ye vurgu yapıldı ‘Böyle demokratik anayasa olmaz’ ? ‘Anayasayı Beklerken: Aleviler‘ sempozyumuna CHP’li Hüseyin Aygün, Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel ve Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı Aysel Tuğluk katıldı. İstanbul Haber Servisi Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı ve Alevilik Araştırma, Dokümantasyon ve Uygulama Enstitüsü tarafından Bilgi Üniversitesi Dolapdere Yerleşkesi’nde “Anayasayı Beklerken: Aleviler” sempozyumu dün, ikinci gününde sona erdi. CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün devletin Alevilere yönelik anlayışının hâlâ “Cemevi, cümbüşevi”, “Ali’yi sevmek Alevilikse ben de Aleviyim” noktasında olduğunu belirterek ““Siz sokakta hareketlilik yaşatırsanız bir şeyler değişiyor. Yoksa parlamentoda vekil maaşı zammından başka çalışma yapılmıyor” diye konuştu. Bağımsız İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, “Halk katledilirken, bunu yazacak gazeteciler tutuklanırken, bu ortamda demokratik bir anayasa inşası mümkün değil” dedi. Tüzel, kendi içinde meşruluğu tartışılan antidemokratik bir mecliste demokratik bir anayasa yapmanın mümkün olmadığını ifade ederek “Toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek anayasa yapılmasına anayasadaki değişmez hükümler engeldir” şeklinde konuştu. Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı, Van Milletvekili Aysel Tuğluk da konuşmasında gazeteci ve aydınlara yönelik tutuklamaları eleştirerek “Bir şeyler üretenlerin tutuklandığı bir ortam. Bir şeyler üretenlere ‘Sizi ya cezaevine alırız ya da öldürürüz’ diyorlar. Uludere’de devletin verdiği mesaj ‘ Gerekirse halkı katlederiz’dir” dedi. Yeni anayasa sürecini önemsediğini belirten Tuğluk şöyle konuştu: “Yeni anayasa işin özüne inmeyen aceleci bir yaklaşımla mı yapılacak, yoksa süreç derinlemesine mi ele alınacak? Almanya’da yaşayan Türkler için istenen ve son derece meşru olan talepler Türkiye’deki Kürtler için de istenecek mi? Yunanistan’da Müslümanlar için istenen haklar, Türkiye’de Alevilere verilecek mi?.. Bu sorular nasıl bir ülke hedeflendiğinin de cevabı da olacak.” ULUDERE Bakanlık Albay Güney’i görevden aldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanlığı; Uludere’de 35 vatandaşın ölümüyle sonuçlanan olayın ardından Şırnak Valisi Vahdettin Özkan’ın görevden uzaklaştırılmasını istediği Gülyazı Sınır Alay Komutan Vekili Jandarma Albay Hüseyin Onur Güney’i görevinden aldı. Uludere’deki olayın ardından Şırnak Valisi Özkan, İçişleri Bakanlığı’na yaptığı başvuruyla olayın olduğu bölgenin sorumlusu olan 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı’na bağlı Gülyazı Jandarma Tugay Komutan Vekili J. Albay Güney’in görevden uzaklaştırılmasını talep etmişti. İçişleri Bakanlığı’nda yapılan değerlendirme sonunda Albay Güney’in önceki gün itibarıyla görevden alınmasına karar verildiği belirlendi. Vali Özkan’ın başvurusunda operasyon hakkında kendisine yeterli bilgi aktarılmadığı ve olayın ardından helikopter gibi gerekli ihtiyaçların karşılanmasında da yeterli desteği vermediği öne sürüldü. Fotoğraf: SEVDİYE ERGÜRBÜZ ‘Tutuklu Gazete’nin ikinci sayısı baskılara manşetiyle cevap veriyor: bulunduğu durumun getirdiği hüzün... Gelecek belirsizliği... Böyle devam edemeyeceğine inanış... Bir şey yapamamanın çaresizliği... Biraz daha dayanırsak düzlüğe çıkacağımıza yönelik kararlılık... Yetişen Atatürkçü kuşakların cehalete daha fazla izin vermeyeceği... Akla, kalbe gelen her şey... ??? Umut ve özgüven dolu olanların beni ayrıca çektiğini vurgulamadan geçemeyeceğim. Bir günü mektuplara ayırıp tümünü özenle okudum, doldum, yararlandım, çoğaldım, ama umut ve özgüven yüklü olanlarda biraz daha fazla oyalandım. İşte bir mektup: “...Zor günler geçirdiğinizi biliyoruz. Ama üzülmeyin. Devran döner derler; dönecek ve o gün arkanız sağlam olacak. Mesela ben. Mersin Üniversitesi’nde okuyorum. Bir gün bu güzel cumhuriyeti yöneten kişilerden biri ben olacağım. Ben cumhuriyetin bir güneş olduğuna inanıyorum. Ampul onun yanında hiç kalır. Şuna inanın; Anadolu uyumuyor. Biraz tembel görünür ama, bakmayın. Mersin’de sizinle konuşmak, sohbet etmek isteyen çok kişi olduğunu, yalnız olmadığınızı bilin. Gelirseniz size tantuni de ısmarlarız...” Sevgili Gül, 3 sayfalık mektubunu şöyle noktalamış: “Bu mektubun size ulaşmış olduğunu bilmeyi çok istiyorum.” Pendik’ten sevgili Cem: “Son kitabınızı (Düşünüyorum, O Halde Sanığım) babamla birlikte okuduk. Ben de size bir mektup yazmaya karar verdim. Size yapılanlar haksızlık ama, sakın bu yüzden üzülüp umudunuzu yitirmeyin. Çünkü bizim gibi insanlar var. Bizim gibi insanlar var olduğu sürece, bu topraklar karanlığa, cehalete gömülemez. Nefes alıyorsak, umut var demektir.” İzmir’den, özellikle saat kuleli çok kart aldım. İzmir kartlarının ve mektuplarının iki ortak konusu vardı: Yeni yılın özgürlük getirmesi, 4 Aralık İzmir Mitingi... Kimi mektupların ekinde mitingle ilgili yerel yayın organlarında yayımlanmış fotoğraflar vardı. Sevgili Savaş Turan içten mektubunda şöyle diyor: “Çok acil bir şekilde, hemen serbest bırakılmanız lazım.” Satırları okurken gülümsemeden edemedim; yavaş yavaş bıraksalar da olur... Ankara’dan sevgili sanatçı dostum Ömer, bana bazen kart atmaz! Aralık sonunda art arda 34 kartını aldım. Birini paylaşmak isterim; GökovaAkyaka. Arkasındaki güzel satırlara şöyle başlamış: “Oktay Akbal’ın yazılarından esinlenerek”. Akyaka’nın yeşiliyle mavisini çok iyi gösteren kartı hücrenin görünen bir yerine yapıştırdım. ??? 2011’in son günlerinde bir de “toplu mektup” aldım. CHP Beşiktaş İlçe Başkanlığı’ndan bir grup genç, tutukluluğun 1000. gününde “Balbay’a mektup yazalım” diye düşünmüş. Büyük çoğunluğu elyazısıyla 40 kadar mektup... Yalçın: “Sizi daha önce tanıyamamış olmanın üzüntüsüyle ve gençliğimin enerjisiyle selamlıyorum...” Ümit: “16 yaşındayım. Yaptıklarınızı canı gönülden destekliyorum.” Gonca: “Her gün kızıyorum. Kitap fuarı sensiz tatsızdı. Emin olun, Zulümhane’de yalnız değilsiniz...” Müge: “Bizim için en mutlu gün, aramızda olduğunuz gün...” Hakan: “Yakında kolluk kuvvetlerinden izin almadan kuşların kanat çırpması yasaktır diye bir yasa çıkaracaklar. Bir tek o kaldı. Ama bizler bu gidişe boyun eğmeyeceğiz. Sizin de kanatlarınız hiç paslanmasın, uçmaya hazır olun...” Yılbaşı mektuplarından bir teşekkür sütunu oluşturmak istedim. Bir sonraki yılbaşında yüz yüze, omuz omuza olmayı dilerim. Bütün mektup dostlarına bir kez daha teşekkür ederim. Noktayı, bana postayla düzenli ulaşan Hacıbektaş dergisinin “güzel sözler” sayfasından bir özdeyişle koyalım: “Kaplumbağa ancak kafasını çıkarıp risk aldığında ilerleyebilir.” Terörist değil gazeteciyiz İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) desteğiyle cezaevindeki gazetecilerin çıkardığı “Tutuklu Gazete”nin ikinci sayısı 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yarın “Terörist değil gazeteciyiz” manşetiyle yayımlanacak. 100 binden fazla basılıp dağıtılacak olan Tutuklu Gazete’nin ikinci sayısında, 3 yıla yakın bir süredir tutuklu bulunan gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, “Türkiye’de her yer iktidar kokusuyla dolmaktadır” ana temasını işlediği bir yazıyla yer aldı. KCK davası tutuklusu Ragıp Zarakolu, “Burada daha özgürüm!” ifadelerinin yer aldığı bir yazı gönderdi. Tutuklu Ahmet Şık ise yazısında “Muhalif gazetecilere, öğrencilere, akademisyenlere, yayıncılara, Kürtlere, sosyalistlere varış noktası hapishaneler olan ‘tehcir’ uygulanıyor” dedi. İkinci Ergenekon davasından tutuklu Tuncay Özkan, Odatv davasından tutuklu gazeteciler Doğan Yurdakul, Nedim Şener, Soner Yalçın, Müyesser Yıldız, Barış Pehlivan, Birinci Ergenekon davasından tutuklu Hikmet Çiçek, henüz iddianamesi hazırlanmayan Turhan Özlü de gazeteye yazılarını gönderdi. 22 yıl kaldığı cezaevlerini anlattığı kitabı nedeniyle hapis cezasına çarptırılan ve 6 ay sonra tahliye edilen Nevin Berktaş ve gazeteci Ece Temelkuran da Tutuklu Gazete’nin konuk yazarları oldu. Cezaevinden tahliye olduktan sonra geçirdiği kalp ameliyatının ardından yaşamını yitiren Suzan Zengin’in anısına da gazetede bir köşe ayrıldı. Uçakta ‘Uludere’ protestosu İstanbul Haber Servisi Diyarbakır’dan dün saat 14.45’te kalkan Boeing 737 tipi Pegasus Havayolları uçağı, saat 16.40’da Sabiha Gökçen Havalimanı’na indi. Bu sırada 3035 yaşlarında A.K. adlı yolcu yerinden kalkarak “çantamda bomba var” diye bağırmaya başladı. Kısa süreli yaşanan paniğin ardından uçağın kapılarını kilitleyen kaptan pilot durumu polise bildirerek yardım istedi. Uçağın etrafında yoğun güvenlik önlemi alan polis, kontrollü şekilde uçağın içine girerek A.K’yi etkisiz hale getirdi. Uçakta yolcular tahliye edildikten sonra bomba araması yapıldı. A.K’nin polisteki ifadesinde, Uludere’de meydana gelen olayı protesto etmek için yaptığını söylediği öğrenildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle