19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OCAK 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 Çocuklar Büyüdü ki ana partiyi, CHP ve AP’yi kapattılar. 12 Eylül 1980 darbesini İ yapmak için kışkırttıkları, kan deni Yürüyüşün etkisi Z onguldak madenci yürüyüşünün 21. yıldönümünde Ankara büromuzun kültür merkezinde düzenlediğimiz açık oturumda Türkİş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, yürüyüşün etkilerini şöyle özetledi: “Kamu kesiminde ortalama çıplak brüt ücret 478 bin liradan birinci yıl ilk altı ay için 1.470.000 liraya, ikinci altı ay için 1.868.760 liraya yükselmiştir. Bu büyük eylem, havzadaki özelleştirme politikalarını etkilemiş, taşeronlaşma ve maden sahalarının kiralanması ertelenmiştir. 1987 yılından 1990 yılına kadar Türkİş’e bağlı 32 sendikanın 15’inin genel başkanı değişmiştir. 32 sendikada 196 genel merkez yönetim kurulu üyesinin 97’si yani yüzde 49’u değişmiştir. Türkİş’e bağlı 32 sendikanın şube başkanlarından 373 şube başkanı aynı kalmış, 338 şube başkanı değişmiş yani yüzde 50’lik bir oranda değişme olmuştur.” Bugün sendika yöneticilerinin çoğunluğu AKP yörüngesindeyken, Türkİş Başkanı Mustafa Kumlu, arkadaşımız Mustafa Çakır’a, kıdem tazminatı hakkı işçinin elinden alınırsa genel grev yapacaklarını söylemiş... İnansak mı? zine ittikleri çocukları çıkarıp astılar. İşkence çığlıkları yeri göğü inletti. Atlantik ötesinden “bağımsızlık simgeleri”nin karartılması istendi, “Atatürk” diye diye insanlara zulüm ettiler. İstiklal Marşı, tutukevlerinde cezadan sayıldı. Solcular, Atatürkçüler; vatan hainliğinden tutun yurt yıkıcılığına kadar birçok uyduruk suçla yargılandı, soruşturuldu. Kemalistler evlerinin önünde tek tek avlandı, havaya uçuruldu. Bu arada... Bildik emekli vaiz sözde aranıyordu, ama il il dolaşıp konuşmalar yapıyor, bankadan gidip emekli maaşını çekebiliyordu. Kenan Evren, kürsülere çıkıp ayetlerle süs lü nutuklar atıyordu. Baskı anayasasını onaylamaları için cemaatlarin, tarikatların, şıhların, şeyhlerin sırtı sıvazlandı. Devletin imamları Suudi parasıyla yurtdışına gönderildi. Bugün “anayasadan laiklik kalksın” diyen imam hatip mezunları, ilkokullara, liselere müdür atandı. Zorunlu din dersi anayasaya kondu. Alevi köylerine cami yapıldı. “Takunyalı” diye bilinen Turgut Özal, başbakan yardımcılığına getirildi, yetmedi, Başbakanlık’a, Cumhurbaşkanlığı’na yol açıldı. 12 Eylülcülerin o gün besledikleri, korudukları, kolladıkları; bugün onları tasfiye ediyor. Ali Sirmen’in geçenlerde yazdığı gibi, kuklacı, kuklayı değiştirdi, o kadar... sadece Atatürkçü vasfıyla mevki, kariyer yapmış yeteneksiz, kifayetsiz adamlardı” Susma, Sustukça Sıra Sana Gelecek! Bir Protestan ilahiyatçısı olan Friedrich Martin Niemöller (14 Ocak 1892 6 Mart 1984) Alman Protestan Kilisesi’nin Nazilerle işbirliği yapmasına muhalefet eden kilisenin yöneticisi ve Dünya Kiliseler Konseyi başkanıydı. Önceleri inanmış bir Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (Nazi) seçmeni olan Niemöller, daha sonra kiliseler arası kavgalarda kendisini geliştirerek nasyonal sosyalizm karşıtı bir direnişçi olmuştu. 1937 yılında tutuklanarak Sachsenhausen Toplama Kampı’na götürüldü, büyük eziyetler çekti. Deneyimlerini beş satırda özetledi: “Naziler komünistleri götürdüklerinde sustum. Çünkü ben komünist değildim. Sendikacıları götürdüklerinde sustum. Ben sendikacı da değildim. Sosyalistleri içeri aldıklarında sesimi çıkarmadım. Ben sosyalist değildim. Yahudileri tutukladıklarında sustum. Çünkü ben Yahudi değildim. Beni götürdüklerinde, geride artık karşı çıkabilecek kimse kalmamıştı.” Saygıyla anarak… ümtazer Türköne, 12 M Eylülcülerin Atatürk’ün Düzey adını vererek kurdukları devlet dairesinden istifa ederken “Atatürkçülüğün çok çiğ, cıvık, ilkel, çağdışı bir düşünce forumu olduğunu düşünüyorum. Ne kadar Atatürkçü tanıdıysam sadece ve demiş. Düşünün, bu düzeyde bir adamı, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in Cumhurbaşkanı, o devlet dairesine atayabildi. “Bakanlar Kurulu’nun Atanmasına Dair İşlem”de yapılan bir hatanın, Bülent Arınç, Ali Babacan, Beşir Atalay ve Bekir Bozdağ’ın başbakan yardımcılıklarını tartışmalı hale getirdiğine ilişkin hukuksal bir değerlendirme yaptığını Cumhuriyet okurları biliyor. Karahanoğulları, söz konusu işlemde “başbakan yardımcısı görevlendirmesini onaylama” ve “bakanlıklara listede gösterilen kişileri atama” bulunduğuna dikkat çekerek, “Başbakana yardımcı bakanlar görevlendirilmesi için kişinin öncelikle anayasanın 109. BF Öğretim Üyesi Onur Karahanoğulları, S Cumhurbaşkanı’nın imzaladığı Havada kurumlar maddesine uygun biçimde başbakanca seçilmiş ve cumhurbaşkanınca bakan olarak atanmış olması gerekir. Bakan olmayan bir kişinin görevlendirilmesi ve bakanlar kuruluna dahil edilmesi anayasanın 109. maddesine aykırıdır” değerlendirmesini yapmıştı. Bu durumda; TRT’den Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı’na, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan Hazine Müsteşarlığı’na değin birçok kurum ve kuruluşu başbakan yardımcılarına bağlayan 2011/7 sayılı Başbakanlık Genelgesi de tartışmalı hale geliyor. Tüm bu kurum ve kuruluşların durumu anayasal anlamda şu anda havada... urttaş Zafer İnce, AKP’li Avanos Belediyesi’nin Kızılırmak kenarında kaçak ve ruhsatsız yapılanmaya olanak tanıdığı savıyla Cumhuriyet Savcılığı’na başvurdu: “Belediyenin öncelikle bir imar düzenlemesi yapması gerektiği halde, böyle bir düzenleme yapılmadan, kaçak, ruhsatsız olarak ırmak kıyısında yapılar yapılmasına izin verilmiş ve belediye imkânları ile kıyı düzenlemesi yapılıyormuş gibi pazarlanarak firmalara ait işyerlerine çevre düzenlemesi yapılmıştır. Nitekim DSİ Kayseri 12. Bölge Müdürlüğü, Avanos Mal Müdürlüğü’ne yazı yazarak bu yapıların hukuka aykırı olduğunu belirtmiş ve yıkılmalarını talep etmiştir.” Y Kızılırmak MİT Müsteşarı Hakan Fidan, “bölgesel de değil, global ölçekte başarı peşindeyiz” demiş. Sınırdan girenin kim olduğunu bulabilse bir, “yerel” başarı bile yetecek aslında. Yetecek BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Evrensel Çocuk Hakları ve ‘Çocuk Sömürüsü’ (1) Dünya Sağlık Örgütü, “Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek yapılan tüm davranışları” çocuk sömürüsü olarak kabul etmekte. Çocuk sömürüsünün en başında “çocuğun cinsel yönden” sömürülmesi gelmektedir. Bu sömürü de en ağır suç olan “insanlık suçu” olarak tanınmalıdır. Çocuk Hakları Evrensel Bildirgesi’ndeki ilkeler “gerçek yaşamdaki” olaylar karşısında bir masal görüntüsü vermektedir. 1. İlke: “Tüm dünya çocukları bu bildirgedeki haklardan din, dil, ırk, renk, cinsiyet, milliyet, mülkiyet, siyasi, sosyal sınıf ayırımı yapılmaksızın yararlanmalıdır.” 2. İlke: “Çocuklar özel olarak korunmalı, yasa ve gerekli kurumların yardımı ile fiziksel, zihinsel, ahlaki, ruhsal ve toplumsal olarak sağlıklı, normal koşullar altında özgür ve onurunun zedelenmeyecek şekilde yetişmesi sağlanmalıdır. Bu amaçla çıkarılacak yasalarda çocuğun en yüksek çıkarları gözetilmelidir.” 8. İlke: “Çocuk her koşulda koruma ve kurtarma olanaklarından ilk yararlananlar arasında olmalıdır.” 9. İlke: “Çocuklar her türlü istismar, ihmal ve sömürüye karşı korunmalı ve hiçbir şekilde ticaret konusu olmamalıdır. Çocuk uygun bir asgari yaştan önce çalıştırılmayacak, sağlığını ve eğitimini tehlikeye sokacak fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişmesini engelleyecek bir işe girmeye zorlanmayacak ve izin verilmeyecektir.” 10. İlke: “Çocuk ırk, din ya da başka bir ayrımcılığı teşvik eden uygulamalardan korunacaktır. Anlayış, hoşgörü, insanlar arası dostluk, barış ve evrensel kardeşlik ortamında enerji ve yeteneklerin diğer insanların hizmetine sunulması gerektiği bilinciyle yetiştirilmelidir.” Kendisini “insan” olarak gören herkesi yakından ilgilendiren “çocuk sömürüsü” konusunda ülkemize büyük hizmetleri olan saygıyla andığımız Prof. Dr. Nusret H. Fişek (19141990) anısına kurulan Fişek Enstitüsü Vakfı’nın “Türkiye Çocuk Emeği Kaynakçası” verilerine göre: HARBİ SEMİH POROY 1/ Taşıtların 1 hareket yerle 2 rinde araç ve yolcu düzeni 3 ni sağlayan 4 kimse. 2/ Rüt 5 besiz asker... 6 İzmir’in bir ilçesi. 3/ Lo 7 kantalarda 8 garson yama 9 ğı... Bir müzik 1 2 3 4 5 6 7 8 9 parçasını kısa ve çarpıcı görüntülerle 1 G Ü Z E L L E M E A B E S sunan film. 4/ Kür 2 A R A F kü değerli bir yaban 3 G E V E N E M E İ L E K EM kedisi... Yapısına 4 5 Ş A L E A R Ş E girdiği sözcüğe “ya6 E V K U P A kışır şekilde” anlamı katan Farsça so 7 T A Y N A C A K nek. 5/ İçyüz. 6/ İz 8 İ R E M R O T A mir’in Selçuk ilçe 9 M A K A R O N İ K sindeki ünlü antik kent... “Trabzonhurması, cennethurması” gibi adlar da verilen meyve. 7/ Bir nota... Zihin ve bedence ortaya konan çaba. 8/ Irak’ın para birimi... Çemberin çevresinin çapına oranını gösteren sayı. 9/ Afet, felaket, yıkım. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Alıcılar için şifre ya da bilgi çözücü aygıt. 2/ Yunan mitolojisinde aşk tanrısı... “Bir canım var olsun yoluna” (Karacaoğlan). 3/ Ördeğe benzer bir su kuşu... Köpek. 4/ Erişmiş, ulaşmış... Övme. 5/ Yabancı... Kimyada basit şekerlerin genel adı... Afrika’da bir ülke. 6/ Dar, uzun ve hafif bir yarış kayığı... Bir çalgıyı doğru ses vermesi için ayarlama. 7/ Dört tarafı çitle çevrili yazlık koyun ağılı. 8/ Kanlı basur hastalığı... İtalya’da bir ova. 9/ İştah açmak için yemekten önce içilen içki. HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] TC KADIKÖY İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ KADIKÖY İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN AÇIK ARTIRMA SURETİYLE TAŞINIR SATIŞ İLANI Dosya No: 201023 İFLAS Aşağıda hakkında bilgi verilen üç adet vasıta İflas Dairesince, Kadıköy Adliyesi C Binası Yemekhanesinde açık artırma sureti ile satılacaktır. Satışa çıkarılan aşağıda plaka sayısı ve özellikleri bildirilen vasıtalar Fatih Mah. Velioğlu Cad İmse İş Merkezi Hacı Alkan Sok No: 50 Bağcılar İstanbul adresinde yerinde görülebilecektir. 34 BL 8532, 34 KP 047, 34 DS 1971 plaka sayılı araçların Birinci açık artırmasının 27.01.2012 Cuma günü aşağıda belirtilen saatler arasında muhammen değerin %60’ı ve satış masraflarını karşılar oranda pey sürülmesi halinde ihalenin yapılmasına ,o gün böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa 2. açık artırmanın 01.02.2012 Çarşamba günü aynı yer ve saatler arasında muhammen değerin % 40’ve satış masraflarını karşılar pey sürülmesi halinde ihalenin yapılmasına„satışa iştirak edecek alıcılardan muhammen değerin %20 ’si oranında nakdi veya bu oranda banka teminat mektubu istenilecektir. Satış peşin para ile yapılacak satıştan doğacak KDV,Damga Resmi,TelIaliye, alımsatım masrafları, satıştan doğacak tüm Vergi ve Harçlar alıcıya ait olacaktır. Fazla bilgi almak isteyenlerin Müdürlüğümüzün 201023 İflas Sayılı dosyasına müracaat etmeleri gerekmektedir. Keyfiyet ilan olunur. 04.01.2012 Kıymeti Adedi Cinsi 8.000,00 TL 1 34 BL 8532 plaka sayılı fiat marka, 2006 model, palio 1.28 v.active tipi, sahra beji renkli vasıtanın Satış Saati: 10:0010:10 arası Kıymeti Adedi Cinsi 20.000,00 TL 1 34 KP 047 plaka sayılı, Mitsubishi marka, 2004 model kapalı saç kasa kamyon, FE659f tipi, beyaz renkli Satış Saati: 10:2010:30 arası Kıymeti Adedi Cinsi 15.000,00 TL 1 34 DS 1971 plaka sayılı, ford mar ka, 2005 model, yan cam cift sıra kolt kamyonet, transit 330 S komb tipi, inci beyaz renkli vasıtanın Satış Saati: 10:4010:50 arası Basın: 1118 Çocuk askerler Her geçen gün “çocuk sömürüsü” nüfus artışından çok daha hızlı bir biçimde artmakta ve bazı ülkelerde “çocuk askerlerin” iç savaşlarda kullanılması da yaygınlaşmakta. “Çocuk askerler konusu 1990’lı yıllarda özellikle Afrika’da ve diğer kıtalarda yaşanan savaşlar, iç savaşlar ve çatışmalar artınca Birleşmiş Milletler’in ve Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuk Fonu’nun dikkatini çekmeye başladı. Bu savaşların ve iç karışıklıkların önemli bir bölümü, son derece yoksul insanların yaşadığı gariban ülkelerde gerçekleştiği için, silahlı gruplar; kandırmak, kaçırmak, korkutmak ve şiddet uygulamak yoluyla 100 binlerce çocuğu kolayca silah altına aldı. Kızerkek bütün çocuklar, farklı işlerde zorla kullanılmaya başlandı. 67 yaşında, neredeyse bebek sayılabilecek kadar küçük çocuklar mayın döşemek, haber getirip götürmek, yemek yapmak ve daha da önemlisi ellerinde silahla savaşmak için kullanılıyordu. Kız çocuklar ise küçücük yaşta askerlerle zorla cinsel ilişkiye girmeye zorlanıyor ve sömürülüyor. (Sunal,O: Çalışma Ortamı Dergisi, Sayı: 91)” “Büyük kentlerde hızlı nüfus artışı, plansız kentleşme, göç, yoksulluk, artan enflasyon, işsizlik, kötü koşullarda barınma, aile içi şiddet, aile bütünlüğünün bozulması ve ailenin toplumsal desteğini kaybetmesi gibi durumlar aileyi ve tüm aile bireylerinin yaşamını olumsuz olarak etkilemektedir. Bu faktörlere ek olarak, ailedeki alkol ve madde bağımlılığı, babanın evi terk etmesi, ebeveynin başka kişilerle evliliği, gelir getiren kişinin yokluğu, macera arama, fiziksel istismar, cinsel taciz ve tecavüze uğramış olma, eğitim düzeyinin düşük olması, eğitim kurumlarının yetersizliği, toplumun geleneksel tutumları gibi durumlar tüm aile bireyleri içinde şüphesiz en fazla çocukları etkilemektedir. Bu faktörler çocukların aile ortamından uzaklaşmasını ve suç işleme potansiyelini arttırıcı bir ortam olan sokağa sürüklenmesine neden olmaktadır. (Subaşı, M., Kubilay, G.: Hemşirelikte Araştırma Geliştirme Dergisi, 5: 2, Ankara)” Çocuk sömürüsü, insanoğlunun 21. yüzyıla da aktardığı bir “insanlık suçu ve utancıdır”. OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ [email protected] Sokakta yaşayan çocuklar UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle