27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OCAK 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, çalıntı eserlerin geri alınması için seferberlik başlattıklarını açıkladı ‘İade olmadan işbirliği yok’ A. HALİM KULAKSIZ SERGİSİ ? ‘AKM projesini sadece siyasi eleştiriler nedeniyle hayata geçiremedik. Kaynak bulmaya çalışıyorum. Bu yıl ihale edeceğim. Binayı yeniden kullanıma açacağız.’ UTKU ÇAKIRÖZER Cemal Süreya Kimleri Yazardı? Cemal Süreya’nın 99 Yüz adlı portreler kitabı, şiirin, ironinin, portre yazımında bir şair gibi davranmanın ve denemenin el ele verdiği bir başyapıt. Elbette muzipliği, zekâyı, gülümseyen düşünceyi de unutmadan. Cemal Süreya, kitabı için ‘başyapıt’ denmesine kızmasa bile, dalgasını da bigüzel geçerdi herhalde. Öyleyse bir portre kitabı olduğunu da göz önüne alarak, 99 Yüz için ‘üstbaşyapıtı’, ‘tümyapıt’, ‘içdışyapıt’ gibi övgüler de uydurabiliriz sanırım. Kitabın ilk baskısında (Kaynak, Ocak 1881) Doğu Perinçek’in bir ‘Sunuş’u var. O sunuştan öğrendiğimize göre Cemal Süreya “Aslında ben Türkiye’nin en iyi portre yazarıyımdır” demiş. Eh, bu sefer şaka yapmamış ve doğru söylemiş. Bu konuda kendisine katılıyorum. Portresini yazdıkları arasında, günümüzde esamisi okunmayan ya da Cemal Süreya’nın dünyasıyla ve görüşüyle hiç ilgisi olmayan pek çok ad var: Turgut Özal, Demirel, İhsan Doğramacı, Burhan Özfatura, Turgut Sunalp, Mehmet Keçeciler, Kamran İnan, Hasan Eren, Kurtcebe Alptemoçin, Faruk Sükan, Mehmet Yazar, Semra Özal, İmren Aykut, Ziya ülHak, Hasan Celal Güzel bunlardan bazıları. Çoğu, portrelerin yazılmasından 20 yıl sonraya bile kalamamışlar ama Cemal Süreya’nın derdi de bu değil zaten: “Portre ama tam da öyle değil: Toplumda o sıra öne çıkan insanların izdüşümleri olacak.” Portrelerin, daha doğrusu izdüşümlerin yayımlandığı yer, haftalık siyasi 2000’e Doğru dergisi, günceli izleme kaygısı biraz da bu yüzden olsa gerek. Yoksa insan bazı isimleri görünce, Cemal Süreya bunlar için niye zaman harcamış, yazısına niye konuk etmiş ki diye üzülüyor. Yazılar Ocak 1987 Ocak 1990 arası yayımlanmış. Cemal Süreya’yı yitireli 22 yıl oldu. Türkçenin büyük şairlerindendi ama kitapları da sağlığında görmediği bir ilgiyle karşılanır oldu. Düzyazıları ve şiir yazıları birer kılavuz niteliğinde. Kişiliğine ve iyiliğine duyulan gereksinimse gün günden artıyor. Bir kez daha “Yalnızız Cemal abi”, “Senden sonra diyorum Cemal abi/Kars’a şiir gitmiyor/Kars kısa, rakı tatsız/senden sonra şiirde/her şey dibe çöküyor/ anla öyle yalnızız.” Cemal Süreya portreizdüşümlerini günümüzde yazsaydı, acaba kimleri sevindirirdi diye düşününce, gözlerimin önünde pek çok yüz belirdi. Başbakan’ı kesinlikle yazardı, Bülent Arınç’ı kaçırmazdı, hemşerisi olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu da yazardı sanırım. Numan Kurtulmuş’u da. Kenan Evren, sondan bir önceki portre olacakmış ama yazmamış. Belki yargılandığını duysa şimdi yazardı. Mehmet Ağar’ı da yazabilirdi, Mülkiyeli olduğu için yazdığı pek çok kişi var, o da Mülkiyeli ya. Gazetecilerden kimleri yazardı acaba? Doğrusu bilemedim. Çetin Altan’ı yazdığı için, şimdi oğlu Ahmet Altan’ı yazabilirdi. Murat Belge’yi yeniden yazacağını düşünüyorum. Bülent Ersoy’u da mutlaka bir kez daha yazardı. “Sanatçı olmayarak Bülent Ersoy” yazısında onun yürekliliğini övmüştü. Cemal Süreya’dan çok, Ece Ayhan’ı andıran bir cümlesi de vardır o yazıda: “Yeri geliyor, eşcinsel de eşcinsele insan gibi bakmayabiliyor.” Tıpkı Bülent Ersoy’a da bazı ‘devrimci’lerimizin ‘lanet’ okuduğu gibi! İbrahim Tatlıses’i yazmıştı, belki Ahmet Kaya’yı da yazardı, onun kaleminden bir Erkan Oğur yazısı okumayı ne kadar isterdim. Barış Manço’yu yazdı ama Cem Karaca’yı yazmadı. ‘Taçsız Kral’ Metin Oktay’ı yazdı ama Hakan Şükür’ü yazar mıydı, hiç sanmıyorum. ‘İmparator’ Fatih Terim’i, belki. ‘Dört Kral’ Okan Bayülgen için emin değilim. İkinci Yeni’den yalnızca İlhan Berk’le Sezai Karakoç’u yazmıştı. Şimdi olsa Enis Batur’u, küçük İskender’i yazardı belki. Orhan Pamuk’u da herhalde yazardı, Cemal Süreya’nın kaleminden bir Latife Tekin portresi okumak da güzel olurdu. Füruzan, Leylâ Erbil, Sevim Burak, Sevgi Soysal’ı da yazsaydı. Tomris Uyar: Yazar mıydı? Ne yazık ki yazabileceği bir işçi sınıfı önderi yok şimdi. Mehmet Ali Aybar’ı yazmış, şimdi Aybar’ın karşılığı da yok ki yazılabilecek! Ara Güler kimseyi ‘yüz’süz bırakmadı! Cemal Süreya’nın toplu şiirleri Sevda Sözleri’nin kapağındaki sigaralı fotoğraf da Ara Güler’indir. Ama o Ara Güler’i ‘söz’süz bıraktı! Tabii Hatay Restoran’ın sahibi Mehmet Ali’nin bir portresi de kitabı bir anason kokusuyla donatırdı. Yaşamın döngüsü üzerine Kültür Servisi A. Halim Kulaksız’ın yaşamın döngüsünü fotografik bir biçimde yorumladığı “Döngü” isimli sergisi, Piramid Sanat’ta bugün saat 18.00’de açılıyor. Kulaksız’ın son 2 yıldır üzerinde çalıştığı ve geçen günlerde kaybettiği eşi R. Aysel Kulaksız’ın anısına ithaf ettiği “Döngü” serisi, bilgisayarda özel bir teknik ile düzenlenip sanatçının kendi fotografik ve bilgisayar yorumu ile özel bir sunumla sergileniyor. Toplam 30 eserden oluşan sergiye ilişkin sanatçı “Hayatın kendisi bir döngüdür. Bizler aslında lineer bir çizgide devam ettiğini sandığımız hayat çizgimiz uzaktan bakıldığında sadece kendi etrafından dönen bir çemberden ibaretiz. Başladığımız nokta aslında sona erdiğimiz noktadır” ifadelerini kullanıyor. Sergi 11 Şubat 2012 tarihine kadar Piramid Sanat’ta izlenebilir. YAPI KREDİ GAZİANTEP’TE İki sergi, bir kitabevi Kültür Servisi Doğan Hızlan’ın katılımıyla 10 Ocak’ta Gaziantep’te de bir kitabevi açacak olan Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, aynı günlerde iki sergi açıyor: “Al Gözüm Seyreyle” Güneş Karabuda’nın Yaşar Kemal fotoğrafları ve Hoca Ali Rıza sergisi. 19562010 tarihleri arasında çekilmiş Güneş Karabuda’nın Yaşar Kemal fotoğraflarından oluşan “Al Gözüm Seyreyle” sergisi Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Onat Kutlar Salonu Fuayesi’nde 11 Ocak 5 Şubat tarihleri arasında açık kalacak. Belgeselci, gazeteci ve yazar Güneş Karabuda’nın objektifinden 50 yıllık bir dostluğun izlerine tanık olabileceğimiz sergide, Yaşar Kemal’in İstanbul, Paris, Adana gibi farklı şehirlerde, kimi zaman tek, kimi zaman Abidin Dino, Sabahattin Eyüboğlu, Cengiz Aytmatov gibi sanatçılarla çekilmiş fotoğraflarını görmek mümkün. Fotoğraflara Yaşar Kemal’in metinleri de eşlik ediyor. Yapı Kredi Resim Koleksiyonu’nda bulunan Hoca Ali Rıza resimlerinden oluşan sergi ise Gaziantep Üniversitesi Kültür Sanat Merkezi’nde 11 Ocak 10 Şubat tarihleri arasında gezilebilir. ANKARA Anadolu’dan kaçırılan tarihi eserlerin Avrupa ve ABD’deki müzelerden geri alınması için seferberlik başlattıklarını belirten Kültür ve Turzim Bakanı Ertuğrul Günay, “Türkiye, envanterinde çalıntı eser bulunan müzelerle hiçbir şekilde işbirliği yapmayacak” dedi. Açık tavır konan müzelerin başında Paris’teki Louvre Müzesi’nin geldiğini açıklayan Günay, Ayasofya’nın etrafındaki türbelerden çalınan çiniler iade edilene kadar kesinlikle işbirliği yapılmayacağını belirtti. Günay, Emek Sineması tartışmalarıyla ilgili olarak da “Orası kesinlikle AVM olamaz. Belki sinema müzesi yapılabilir. Sinema salonu da hiç bozulmadan, asansör sistemiyle aynen binanın üstüne taşınabilir” dimek Sineması aynen yukarı alınabilir. O bina AVM olmaz. Sinemayla ilgili bir merkez ya da sinema ye konuştu. müzesi olabilir. Ara katlarda üç yeni sinema salonu daha ortaya çıkar.’ Günay’ın gündemdeki bazı konulara ilişkin Cumhuriyet’e yaptığı kavuşur. Bence fena proje değil. Ay niyle AKM projesini hayata ge kânımız yok ama binayı yeniden nı salon yukarıda korunacaksa Ha çiremedik. Şimdi Mimarlar Oda kullanıma açacağız. değerlendirmeler şöyle: liç’e bakan geniş bir fuayesi olacaksa sı bana yazı göndermiş, ‘AKM Vergilerle restorasyon Louvre ile çini kavgası projesini başlatın’ diye. Kayben tercih ederim doğrusu. 40 yıl önce Kültür Bakanlığı ilk Bundan sonra, dünyanın herhannak bulmaya çalışıyoKesinlikle AVM olmaz kurulduğunda en büyük sıkıntısı gi bir yerinden bir müze bizden işrum. Bu yıl ihale edecebütçeydi. Şimdi de öyle. O zaman O bina kesinlikle alışveriş merbirliği ve ortak çalışma istediğinde ğim. Mahhiç yoktu. Ben göreve başladığımkezi (AVM) olenvanterinde bizden çalıntı kemenin da 870 milyon liraydı. Şimdi ise 1.7 maz. Ama sineeser olup olmadığına baiptal ettikmilyar lira. Bütçeden aldığı pay binma ile ilgili bir kıyoruz. Varsa işbirliğini lerini ürkiye, envanterinde merkez ya da side 38’den binde 50’ye çıktı. Yine reddediyoruz. ABD ve yapma çalıntı eser bulunan de yeterli değil. 2005’ten bu yana nema müzesi Avrupa’da müzakere içinimemlak vergilerinden alınan yüzde 10 de olduğumuz müzeler müzelerle hiçbir şekilde olabilir. Üç yeni kesintilerle 250 milyon lira topladık. sinema salonu var. Mesela Paris’teki Loişbirliği yapmayacak. daha ortaya çıBu paranın tamamını tarihi eserleuvre Müzesi’nde OsmanLouvre Müzesi’nde rin restorasyonuna harcıyoruz. Mükar ara katlı çinileri var. İade edilezelerde ciromuz 70 milyon liradan larda. BeOsmanlı çinileri var. ne kadar hiçbir ortak pro247 milyon liraya çıktı. Döner seryoğlu’nda je yapmayacağız. O çiniİade edilene kadar maye ilk kez kâra geçti. s i n e m a ler Ayasofya çevresindehiçbir ortak proje kalmadı İzmir için yenileme ki sultan türbelerinden söneredeyyapmayacağız.’ projesi külüp götürülmüş. Orijise. Bunalini alıp replikasını, takArtık Anadolu’da restorasyon gün Emek için duyarlılık lidini asmışlar yerine. Resmen çalve müzecilik konusunda yerel bilinç gösterenler, hemen yanıbamışlar yani. oluştu. İzmir’de Konak Belediyesi şına Demirören AVM yapıile yenileme projesi yapabiliriz. Asansör projesi lırken neredeydiler? Hiç sesleri Oteller Sokağı’ndan Agora’ya fena değil çıkmadı. kadar. Ankara’da HamamöEmek Sineması’nın kültür yaşaKilise yerine camiye ne nü’nde yapılan canlandırma mımıza yeniden katılmasını herkes gerek var gibi olabilir. gibi ben de arzu ediyorum. Çocukİznik’te tarihi Ayasofya KiliseEros başı da geliyor luğumun İstanbulu’nun en güzel si’nin camileştirilmesi bize ait deyerlerinden biri. ‘Yıkılmasın’ de“Boğazköy Sfenksi”ni Alğil. Vakıflar ve belediye var. Baniyor ama bu haliyle de köhnüyor. manya’dan, gazeteniz yazarı kanlığın yetkisinde olsa yaptırToz toprak içinde. Fuayesi küçük. Özgen Acar’ ın yakından takip mazdık. Ne gerek var? Hâlâ bazı Kolonları kesik olduğu için depreettiği “Yorgun Herkül” heyönyargıları atamıyoruz üzerimizme dayanıklı değil. Konuşanlar bikelinin yarısını da Ameriden. Çoğunluğun dışında kalanlalimsel raporları okumadan konuşuka’dan getirdik. Kamuoyunra lütfeder biçimde yukarıdan buyorlar. Ben okudum. Özgün yapısı da bu iki eser ilgi uyandırdı, “Yorgun yuran bir anlayış var. Oysa bir arabozulmadan “lift (asansör)” yönHerkül” ama aslında dahası da var. da yaşamanın doğal sonucudur temiyle binanın üst katına kaldırılheykeli Sırbistan’dan 1800 parça esebu tür yerleri orijinal haliyle koması öneriliyor. Dünyada örnekleri ri geri aldık. Almanya’dan Hirumak. Mesela Romanya’da bizim var. İtalya’da arena kaldırdılar bu sistit baltası geldi. Son olarak İncamimize sahip çıkıyorlar. temle. Emek Sineması da aynen giltere’de Victoria & Albert AKM’yi ihale yukarı alınabilir. Hem bina depreme Müzesi ‘Eros Başı’nı iade karşı güçlendirilmiş olur hem de ge ediyorum kararı aldı. Dört yılda üç binniş ve Haliç manzaralı bir fuayeye Sadece siyasi eleştiriler nededen fazla eseri geri getirdik. ‘E ‘T ÜNLÜ ARAŞTIRMACI FIRIN İŞÇİLERİNİN SORUNLARINI YAZMIŞTI Günter Wallraff yine mahkemede FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) – Türkçede de “En Alttakiler” adlı kitabıyla tanınan Alman araştırmacıyazar Günter Wallraff, en son bir fırınla ilgili yaptığı ve büyük yankı uyandıran haberlere karşı fırın sahibinin suç duyurusunda bulunması nedeniyle mahkemeye çıktı ve “bazı tavizler” vermek zorunda kaldı. Alman gazeteciliğinin “hırçın çocuğu” Wallraff, 2008 yılında RheinlandPfalz eyaletindeki bir fırında kimliğini gizleyerek çalışmaya başlamış ve saptadığı aksaklıkları daha sonra hem televizyon filmi hem de “Aus der schönen neuen Welt” (Güzel Yeni Dünyadan) başlıklı bir kitap olarak yayımlamıştı. Wallraff, işçilerin çok kötü koşullarda çalıştığını, fırının içinden kızgın saç tepsileri alırken sürekli ellerinin yanarak yaralandıklarını, ücretlerin düşük tutulduğunu, temizlik kurallarına uyulmadığını belgelemişti. Hakkında “ihmalden adam yaralamaya neden olma” gerekçesiyle dava açılan ve iflas ettiği belirlenen fırın sahibi, bunun üzerine acil kaydıyla ihtiyati tedbir için mahkemeye başvurmuştu. Köln Eyalet Mahkemesi’nde önceki gün yapılan duruşmada Wallraff, davacının karşı çıktığı bazı ifadelerini yumuşatmayı kabul edince taraflar arasında uzlaşma sağlandı. Ünlü gazetecinin bundan böyle “tüm çalışanların” değil “hemen hemen tüm çalışanların” ellerinin yandığını söylemeyi ve onarımlarla ilgili daha dikkatli ifadeler kullanmayı kabul ettiği bildirildi. Wallraff, basına yaptığı açıklamada “geri adım atmadığını” ifade etti. Azer Bülbül toprağa verildi ? Kültür Servisi Antalya’da kaldığı otel odasında ölü bulunan şarkıcı Azer Bülbül, dün İstanbul’da toprağa verildi. Esenyurt Merkez Camisi’ne getirilen Bülbül’ün cenaze namazına, eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan’ın yanı sıra dostları, ailesi ve sevenleri katıldı. Camide öğle namazı sonrası kılınan cenaze namazının ardından Bülbül, Esenyurt Gülbahçe Mezarlığı’nda defnedildi. Bu arada, cenaze aracının arkasından yürüyen kalabalık nedeniyle, TEM otoyolu Avcılar bağlantı yolu bir süre trafiğe kapandı. Cemal Süreya Şiir Ödülleri bugün sahiplerini bulacak Ramzi Yassa İstanbul’da ? Kültür Servisi Mısırlı piyanist Ramzi Yassa, bu akşam saat 20.00’de Kadıköy Süreyya Operası’nda bir konser verecek. Yassa’nın konserine öncü olan İdil Biret, sanatçı için şunları söylüyor: “Ramzi Yassa, Sovyetler Birliği’nin ünlü Çaykovski Konservatuvarı’nda tahsil almış olan çok kıymetli bir konser piyanistidir. Uluslararası yarışmalarda birçok ödül kazanmış, günümüzün önemli orkestra şefleriyle dünyanın muhtelif yerlerinde konserler vermiştir. Müziğin hakiki anlamını, nüans inceliklerini öne çıkaran güzel bir çalış stiline sahiptir. Süreyya Opera Salonu’nda yapılan resital serisine davet edilmesini hararetle tavsiye ederim.” Cemal Süreya anılıyor Kültür Servisi Cemal Süreya Anma ve Şiir Ödülleri Töreni, bugün saat 20.00’de Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği tarafından düzenlenen törene katılacak isimler arasında Aslı Durak, Aydan Ay, Melahat ve Yağmur Babalık, Müslim Çelik, Cezmi Ersöz, Şeyma Ertum, Burhan Günel, Mehmet Ali Işık, Figen Kıvılcımer, Engin Turgut bulunuyor. Törende ayrıca, Çelik Kasapoğlu’nun şefliğinde İstanbul Korosu’nun müzik dinletisi de yer alıyor. Bu yılın Cemal Süreya Şiir Ödülleri’nde Mustafa Öneş, Sennur Sezer, Egemen Berköz, Müslim Çelik ve Enver Ercan’dan oluşan seçici kurul, kitap dalında Ahmet Ada’yı “Yoktur Belki Ahmet Ada Diye Birisi” adlı kitabıyla birincilik ödülüne değer bulmuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle