19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 OCAK 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Isparta il özel idaresi genel sekreterinin, yardımcılığına eşini atamasına etik kurul karşı çıktı 5 alınıyor. Altı yıl önce kamera kayıtlarının silindiği ortaya çıkmıştı. Sen altı yıl sonra basıyorsun OYAK’ın şubelerini... Neden kanlı eylemin hemen ardından değil? Danıştay 2. Daire Başkanı Kemal Özbilgin’in kemikleri sızlıyordur mezarında... Gelelim Evren ve Şahinkaya’ya... 90 yaşını çoktan devirmiş iki darbeciyi yargılasan ne olur yargılamasan ne olur aradan 32 yıl geçtikten sonra... Peki, o işkenceciler ne olacak, örneğin Ankara’daki DAL grubu? Hükümet gündemi değiştirmekte gerçekten usta mı usta! ??? Var olan gerçekleri görmezden gelip yaşamın o derin sularında neler olup bittiğini neden göremiyoruz? Ben bildim bileli o bölgenin var olan gerçeği kaçakçılıktır. Uyuşturucudan mazota, silahtan sigaraya dek... Devlet özellikle korucuların yoğun olduğu yerleşim birimlerinde uyuşturucu ve silah dışındaki kaçakçılığa göz yumar. Güneydoğu’da bazı ilçeler kayıt dışı ekonominin merkezi değil midir? Kaçakçılıktan aşiret reisleri de payını alır, eli kanlı terör örgütü PKK de, kimi asker, sivil yetkililer de... Kimse kimseyi kandırmasın. Hükümet Uludere olayını “talihsizlik” olarak nitelerken, MİT kendisine yönelik iddiaları yalanladı... CHP ve BDP, olayın üstünün örtülmemesini istedi... MHP lideri Devlet Bahçeli “asker görevini yaptı” dedi. Bu arada önemli iki nokta var: İstihbaratı kim verdi? Uludere’ye giden CHP milletvekillerinin dün Cumhuriyet’in manşetinde yer alan savları da çok önemli... “Çocuk yaşta 35 kişinin yaşamını yitirdiği yöreye helikopter gönderilmediği için 13 yaralının, köylülerin sırtında taşınırken yaşamını yitirdiği...” TBMM’nin bu olayı aydınlatması gerekir. ??? Biliyorum içimizde derin bir yas, öfke çığlığı var... Toplum olarak yargısız infazlara, katliamlara alıştık. Evren ve Şahinkaya’dan hesap sorulacakmış, sorulsun. İşkenceciler ne olacak? Maraş, Sivas kıyımlarını yapanlardan hesap sorulacak mı? 1 Mayıs 1978’deki o keskin nişancılardan? Türkiye yakın tarihiyle yüzleşebilecek mi? Torpile ‘etik’ çarptı FIRAT KOZOK ANKARA Isparta İl Özel İdaresi Genel Sekreteri İbrahim Yıldırım’ın eşi Rabia Yıldırım’ı boş durumdaki ikinci “Genel Sekreter Yardımcılığı” kadrosuna atamasına ve Vali Memduh Oğuz’un da onay vermesi üzerine devreye giren Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu incelemelerini tamamladı. Kurul, Vali Oğuz’un Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’te yer alan “Kamu görevlileri, kamu yönetimine güveni sağlayacak şekilde davranırlar ve görevin gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını davranışlarıyla gösterirler” ilkesine aykırı davrandığını saptadı. VALİ: EŞİ DİYE ATAMAZSAK AYRIMCILIK YAPARIZ Etik kurul, soruşturması çerçevesinde Vali Oğuz’dan savunma istedi. Oğuz, Rabia Yıldırım’ın 20 yıllık deneyimli bir personel olduğunu ve “eğitim, hizmet süresi, bulunduğu hizmet sınıfı kriterleri esas alınarak atama işleminin gerçekleştirildiği, tüm yasal şartlara sahip bulunduğu halde, sadece eşi o kurumda yönetici olduğu için bir göreve getirilmesinin engellenmesinin etik ve adil olmadığını, atananın kadın olması nedeniyle ayrımcılık yapmak anlamına gelebileceğini” savundu. dırım, yıllar sonra hızla yükselen eşini son olarak yardımcılığına atadı. Rabia Yıldırım’ın atanmasına ilişkin karar Isparta Valisi Memduh Oğuz tarafından da onaylandı. Bu pratik işlemle birlikte Rabia Yıldırım’ın maaşı bir anda neredeyse 2.5 kat arttı. Ancak çok geçmeden bu skandal atama Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu’na intikal etti. Kurul tarafından görevlendirilen raportör, söz konusu kadroya atanabilmek için görevde yükselme eğitimine katılmak ve ardından yapılacak sınavda başarılı olmanın gerektiğini belirterek Rabia Yıldırım’ın atanmasında bu sürecin devre dışı bırakıldığına dikkat çekti. Tüm bu sürecin ardından konuya ilişkin kararını veren İbrahim Yıldırım, 9 yıl önce Isparta’ya Özel İdare Müdürü olarak atandı. Yasada yapılan ünvan değişikliklerinin ardından il özel idare genel sekreteri olan Yıldırım, eşini de unutmadı. Yıldırım’ın 44 yaşındaki eşi Rabia Yıldırım da önce il afet müdürlüğü emrine atandı, oradan da il özel idaresi imar ve kentsel iyileştirme şube müdürlüğü bünyesine transfer oldu. Genel Sekreter Yıl Adalet ilkesine zarar kurul, Rabia Yıldırım’ın atanma sürecinde izlenen yöntemin ilgili yönetmeliğin “Kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri ve diğer personeli, kamu hizmetlerini belirlenen standartlara ve süreçlere uygun şekilde yürütürler”, “Kamu görevlileri; tüm eylem ve işlemlerinde yasallık, adalet, eşitlik ilkeleri doğrultusunda hareket ederler”, “Kamu görevlileri, kamu yönetimine güveni sağlayacak şekilde davranırlar ve görevin gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını davranışlarıyla gösterirler. ….. adalet ilkesine zarar veren davranışlarda bulunmaktan kaçınırlar”, hükümlerini düzenleyen maddelerine aykırı davrandığına karar verdi. Uludere Olayı Aydınlanmalı... Yaşamsal sorunları bir kıyıya itip, günlük olayların akışını seyrediyoruz toplum olarak. Düşle gerçeği ayırt etmemiz gerekiyor önce... Uludere’de 35 Kürt gencimizin öldürülmesinin ardından “siyasal rant” peşine düşmemiz, içinde bulunduğumuz acıklı durumu gösteriyor. Yıllardır bildiğimiz ve görmezden geldiğimiz, mazotsigara kaçakçılığında yoksul gençlerin yasadışı işi kimlerin adına yaptığını sorgulamaktan bile kaçınıyoruz. Kuzey Irak sınırında yıllardır mazot ve sigara kaçakçılığı yapılmıyor mu? Yapılıyor. Kaçakçılıktan çok büyük para kazananlar kimler? Bu soruyu yaklaşık beş gündür soruyorum... Bir Tanrı’nın kulu çıkıp yanıt vermiyor nedense! Evet sınırda 35 masum genç öldürüldü terörist sanılarak. Nasıl bir istihbarat bilgisi geldi? Önemli olan bu! Ancak bilinen bir gerçek var, o da şu: PKK’li teröristler, Kuzey Irak’tan Türkiye’ye en fazla 34 katırla geçerler, 3040 katırla değil. Bu gerçeği istihbarat birimleri, güvenlik güçleri bilmez mi? Bilir elbet! ??? Derin bir gecenin boşluğunda gibiyim olup bitenleri izledikçe... Gerçeğin nereden geldiğini düşünmek, deniz kıyısında kum zambaklarının yapışık köklerini anımsamak gibi bir şey... Öfke saçıp gözdağı vererek... Medyayı ve muhalefeti suçlayarak bir yere varamayız. Hele hele gündem değiştirerek... Danıştay saldırısına ilişkin kamera kayıtlarının silinmesine ilişkin soruşturma ve 12 Eylül darbesini gerçekleştiren Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya için 32 yıl sonra dava açılması. Alın size manşetlik haber ve yeni yazı konusu... Alparslan Arslan kanlı Danıştay saldırısını ne zaman yapmıştı? Mayıs 2006... Önce Cumhuriyet’i bombalamıştı Alparslan Arslan. Aradan altı yıl geçmiş! Altı yıl sonra OYAK şubelerine baskın yapılıp sekiz kişi gözaltına CHP: Adalet Bakanı TBMM üyeleri üzerinde baskı kurulmasına seyirci kaldı, tarafsızlığını yitirdi Ergin için gensoru ? CHP’li vekiller tarafından hazırlanan gensoru önergesinde, Odatv davasında milletvekillerinin etkinlikleri ve özel telefon görüşmelerinin ‘şüphelilerin’ aylarca tutuklu kalmalarına gerekçe olarak kullanıldığı belirtildi. Önergede, Adalet Bakanı Ergin, bu duruma seyirci kalmak ve tarafsızlığını yitirmekle suçlandı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, Odatv davasıyla ilgili süreçte “TBMM üyeleri üzerinde baskı kurulmasına seyirci kaldığı ve tarafsızlığını yitirdiği” gerekçesiyle Adalet Bakanı Sadullah Ergin hakkında gensoru önergesi verdi. CHP İzmir Milletvekili Oğuz Oyan ile arkadaşlarının imzasını taşıyan önergede, “milletvekillerinin denetim ve yasama faaliyetlerinin ve toplumu aydınlatmaya yönelik etkinliklerinin, hiçbir suç unsuru taşımayan özel telefon görüşmelerinin, ‘Odatv davası’ olarak bilinen ceza davasındaki ‘şüphelilerin’ aylarca tutuklu kalmalarına delil ve gerekçe kazandırmak amacıyla kullanılmasına, dolayısıyla atanmasında söz sahibi olduğu özel yetkili savcının TBMM üyeleri üzerinde baskı kurmaya çalışmasına seyirci kalan” Adalet Bakanı Ergin’in tarafsızlığını yitirdiği vurgulandı. Önergenin gerekçesinde Nedim Şener’in CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Konya Milletvekili Atilla Kart arasındaki telefon görüşmelerinin; İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın Odatv Ankara temsilcisi Mümtaz İdil’le telefon görüşmesinin yasadışı dinlemeler üzerinden Odatv iddianamesine kanıt olarak konulması “CHP milletvekillerini ve CHP’yi olayın içine çekerek yıpratmak” olarak nitelendirilirken şu değerlendirmelere yer verildi: “Milletvekillerinin denetim ve yasama faaliyetlerinin, görüş ve önergelerinin, davadaki ‘şüphelilerin’ aylarca tutuklu kalmalarına delil ve gerekçe kazandırmak amacıyla kullanılması ise hem yargının yasamaya müdahalesi anlamındadır, hem de özel yetkili mahkeme savcılarının atanmasında belirleyici olan Adalet Bakanlığı’nın yani yürütmenin yargı aracılığıyla yasamaya müdahalesi anlamındadır. TBMM üyeleri üzerine özel yetkili yargıyı bir sindirme aracı olarak sevk etmek, bir anayasa ihlalidir. İktidarın medyayı kendi kontrolüne almaya yönelik bu baskıcı uygulamalarına karşı tek güvence bağımsız yargının varlığı olması gerekirken yasal olmayan gizli dinlemeler ve polis iddiaları üzerinden gözaltına alma veya tutuklanmaların günlük olaylar haline gelmesi, Adalet Bakanlığı’nın bu tür adaletsizliklere seyirci kaldığı veya daha kötüsü destek olduğu anlamındadır. Adalet Bakanlığı’nın ‘adaletsizlik bakanlığına’ dönüşmemesi ve özel yetkili yargının muhalefete ve TBMM’ye baskı aracına dönüştürülmemesi açısından Adalet Bakanı’nın görevinden çekilmesi şarttır.” Adalet Bakanı Sadullah Ergin TBMM Adalet Komisyonu’nun dünkü toplantısına katıldı. (Fotoğraf:AABÜLENT UZUN) Yargının hızlandırılmasına ilişkin yasa tasarısı Meclis yolunda Arabuluculuk mu arabozuculuk mu? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yargının hızlandırılmasına ilişkin paketle ilgili Bakanlar Kurulu’nda sunum yaptıklarını, kısa süre içinde TBMM’ye göndereceklerini söyledi. Ergin, geçen dönem görüşülemediği için kadük kalan ve bu dönem yenilenen Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı’nın görüşmeleri öncesinde TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ergin, “Yargının hızlandırılması için paketiniz vardı. Ne aşamada?” sorusuna, “Son Bakanlar Kurulu’nda sunum yaptık. Kısa süre içerisinde parlamentoya sevk edeceğiz. Çok önemli düzenlemeler o paket içerisinde gelecek” yanıtını verdi. Bakan Ergin, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yasa Tasarısı’nın amacının, dosya azaltmak olmadığını vurguladı. Alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının gelişmiş demokrasilerde önemli bir araç olduğunu belirten Ergin, “Türkiye’de maalesef bugüne kadar bu yöntem çok yaygın kullanılamadı. Alternatif uyuşmazlık çözüm yollarıyla uzlaşarak bulunacak çözümler, tarafların sosyal ve ekonomik ilişkilerini devam ettirme imkânlarını da beraberinde getirecek” dedi. Başkan AKP Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya başkanlığında toplanan komisyon Arabuluculuk Kanunu Tasarısı’nın alt komisyona sevk edilmesine karar verdi. CHP’nin Adalet Komisyonu üyeleri Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz ile Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, basın toplantısı düzenleyerek tasarıyı eleştirdi. Tasarının, anayasada belirtilen “Yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır” hükmüne aykırı olduğunu kaydeden Yılmaz, tasarıya göre arabulucuların hukukçu olmasının gerekmediğini belirterek hukuk fakültesi mezunu olmayanlara yargılama yetkisinin verilmesinin başlı başına bir sorun olduğunu söyledi. Ali Rıza Öztürk de, tasarıyı, “arabozuculuk tasarısı” diye nitelendirerek “Bu, avukatlık mesleğini bombalayan, yeni bir pazar yaratan bir kurum niteliğindedir. Hak ve adaleti gerçekleştirmek, pazarlık konusu edilemez” dedi. BARO, GÜL’Ü ZİYARET ETTİ. SİLİVRİ VE KCK DAVALARI KONUŞULDU Cumhurbaşkanı duyduklarına şaşırdı ALİCAN ULUDAĞ CHP’de tüzük kurultayı için birkaç gün içinde imza kampanyası başlatılacak Muhalifler harekete geçti Deniz Baykal ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’de Deniz Baykal ve Önder Sav’a bağlı muhalif ekipler, olağanüstü tüzük kurultayının toplanması için birkaç gün içinde imza kampanyası başlatmaya hazırlandıkları öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, muhalifler, tüzük kurultayı çağrısı yaparken hazırladıkları “Demokratik Tüzük Taslağı”nı da açıklayacak. Taslak, örgütün ve kamuoyunun bilgisine sunularak nasıl bir tüzük için imza istendiği de legeye anlatılacak. Hazırlanan taslakta, kurultaylarda çarşaf liste yönteminin esas olması ve tüzükteki bazı antidemokratik hükümlerin ayıklanması öngörülüyor. Muhalifler, ilk aşamada genel başkanlık yarışına girmek istemiyor. İlk adım olarak tüzük kurultayının yapılması, arkasından yenilenecek tüzükle genel başkan seçimi için kurultaya gidilmesi planlanıyor. Tüzük kurultayı için en az 256 delegenin imzası gerekiyor. dedi. Feyzioğlu’nun yargının kutuplaşarak dönemsel ANKARA Ankara olarak bir öç alma duyguBarosu Başkanı Prof. Dr. suyla hareket ettiği algısı Metin Feyzioğlu ve beraoluştuğunu belirtmesi üzeberindeki heyet, KCK ve rine ise Gül “Eğer böyle Silivri yargılamalarının bir algı varsa bu çok teh“siyasi davaya” dönüşlikeli, vahim ve endişe tüğünü, savunmaların 15 vericidir. Toplumun aldakikayla sınırlandığını gılaması bu ise adaletin işbelirterek Cumhurbaşkanı lemediği bir sistemde kuAbdullah Gül’den yartuplaşmalar olur. Bu kodım istedi. Anlatılanları Metin Feyzioğlu nuda üzerime düşeni yadikkatle not alan Gül’ün pacağım ve konuyu inceduyduklarına şaşırdığı öğrenildi. leteceğim” diye konuştu. Feyzioğlu, Gül’ü baro tarafından 1014 Ocak tarihleri arasında düzeneri dönüş olmamalı’ lenecek “Hukuk Devleti ve DeGül, uzun tutukluluk sorunun da mokrasi” konulu konferansa davet et mutlaka çözülmesi gerektiğini söyleti. Feyzioğlu, 1 saatlik görüşmede An di. Feyzioğlu ise bunun çözümü için kara Barosu’nun gözlemci olduğu yeni yasaya ihtiyaç olmadığını, mevönemli dava ve soruşturmalara ilişkin cut yasaların uygulanmasıyla sorunun Gül’e bilgi verdiklerini anlattı. aşılabileceğini kaydetti. Anayasa çaEdinilen bilgilere göre Feyzioğ lışmalarının ne kadar geniş tabanlı lu’nun anlattıklarını dikkatle not alan olursa, toplumsal kabulün o kadar fazGül’ün özellikle Silivri duruşmala la olacağını dile getiren Gül, “Anarında avukatların üzerlerinden mik yasa konuşulurken ilk defa sağsol rofon sarkıtılarak aralarında yaptıkları ve BDP Meclis’te bir araya geliyor. konuşmaların kaydedilmesi ve KCK Bu büyük bir fırsattır” ifadesini kuldavalarında anadilinde savunma ya landı. Feyzioğlu’nun Ankara’daki sağının hemen yan salonda uygulan Hopa protestosuna katılan gençlerin madığını duyunca şaşırdığı öğrenildi. polis aracında 4 saat dövüldüğünü söyGül, KCK yargılamalarında anadilinde lemesi üzerine ise Gül’ün “İşkence ve savunma yapılamamasıyla ilgili “Eğer kötü muamele ile mücadelede geri yan salondaki o mahkemelerde dönüş sinyali olarak algılanacak mutad olarak ana dilde duruşma davranışlar mutlaka engellenmeli. lar görülüyor da KCK’de izin ve Bu alanda edinilen kazanımlar rilmiyorsa bu büyük bir yanlıştır” kaybedilmemeli” dediği belirtildi. ‘G C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle