19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 2012 PERŞEMBE [email protected] 14 KÜLTÜR 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nın açılış törenini İngiliz film yönetmeni Danny Boyle yönetecek Olimpiyatta sanatsal açılış Sinemacıların ‘Emek’ özlemi ‘Bu Son Olsun’ filminin gala gecesi sinemanın sokağında yapıldı Kültür Servisi Emek Sineması’nın yıkımına karşı çıkanların protesto eylemleri sürüyor. Emek dün sembolik de olsa Orçun Benli’nin yönettiği “Bu Son Olsun” filminin gala kokteyline ev sahipliği yaptı. Sinepop’ta yapılan gala gösterimi öncesinde, filmin oyuncuları Engin Altan Düzyatan, Hazal Kaya, Mustafa Uzunyılmaz, Deniz Uğur, Ufuk Bayraktar, Volga Sorgu, Engin Alkan, Serdar Orçin’in de katıldığı “sokak davetine” sinemaseverler de destek verdi. Sokağa serilen kırmızı halı, sinemanın kilitli kapısına asılan film afişi Emek’i biraz da olsa canlandırdı. Gecede Emek’in sokağına kurulan perdede filmin fragmanı eşliğinde nostaljik şarkılar dinlendi. Müziklerini Cahit Berkay’ın yaptığı, 12 Eylül dönemini Balat’ta yaşayan beş evsiz üzerinden mizahi bir dille anlatan film yarın gösterime girecek. Kültür Servisi Londra’da düzenlenecek olan 2012 Olimpiyat Oyunları’nın açılış töreni, yalnızca spor dünyasını değil, sanat dünyasını da yakından ilgilendiriyor. Hemen her seferinde görkemli bir sanat gösterisine dönüşen açılış töreninin, yalnızca stadyumdaki seyirciler tarafından değil, yüz milyonlarca kişi tarafından televizyondan da izlenecek olması, törenlerin görsel niteliğinin önemini daha da arttırıyor. Londra Olimpiyatları’nın 27 Temmuz’daki açılış töreninin sanat yönetmenliğinin, “Slumdog Millionaire” adlı filmi hem En İyi Film, hem de En İyi Yönetmen Oscar’ına değer görülen Danny Boyle’a verilmiş olması da, törenin sinemasal boyutlarda gerçekleştirileceğinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Londra’daki açılış töreninde nelerin izleneceği konusunda henüz bir açıklama yapılmadı. Yalnızca, “Trainspotting”, “127 Saat”, “Gün Işığı” gibi filmlerin de yönetmeni olan Boyle’un, gösteriler, danslar ve vurmalı çalgılarda kullanacağı 10 bin figüran tuttuğu ve bunların mart ayından başlayarak haftada ikiüç kez prova yapacakları biliniyor. Öte yandan, en son 2005’teki “Live 8” konserinde bir araya gelen rock efsanesi Pink Floyd’un, Londra Olimpiyatları’nın kapanış töreninde boy göstermesi bekleniyor. Beatles’ın eski üyelerinden Paul McCartney’nin de açılış töreninde bir konser vereceği söyleniyor. temaydı. Görsel ve coşkusal bir görkemin sunulduğu o gece, hepimizi eğitti, aydınlattı ve eğlendirdi” demişti. arselona’da Katalan kültürü 1992’de, İspanya’da, Katalonya Özerk Bölgesi’nin merkezi Barselona kentinde düzenlenen Olimpiyat Oyunları’nın açılış töreni ise, modern Olimpiyatların tarihinde belki de ilk kez tak anlamıyla bir sanat gösterisine dönüşmüştü. 70 bin kişinin doldurduğu Olimpiyat Stadyumu’nda, yüzlerce müzisyen ve 800’den fazla dansçının yer aldığı gösteri Katalan kültürünün bir “manifesto”su olarak sunulmuştu. Beyazlara bürünmüş 600 dansçı bin yıllık Katalan dansı ‘sardana’yı yaparken, açılış şarkısını İspanyol soprano Montserrat Caballé ve Katalan tenor Josep Carreras birlikte söylemişlerdi. Ünlü tenor Placido Domingo, siyah bir atın sırtındaki kırmızı giysili bir kadına bir aşk şarkısı söylemişti. Kırmızı giysili kadın ise dünyaca ünlü flamenko dansçısı Cristina Hoyos’tu. Belki daha da önemlisi, Barselona Olimpiyatları’nın simgesinin Katalan ressam Joan Miro’dan esinlenilerek oluşturulması, açılış ve kapanış törenlerine Miro, Picasso, Dali gibi Katalan sanatçıların ve ünlü Katalan mimar Antonio Gaudi’nin yapıtlarından esinlenen görüntülerin egemen olmasıydı. B Pekin Olimpiyatları’nın açılış törenini ünlü sinemacı Zhang Yimou yönetmişti. ekin’de Zhang Yimou P 2008 yılında Pekin kentinde düzenlenen Olimpiyat Oyunları’nın açılış ve kapanış törenlerinin yönetmenliğini ünlü Çinli sinema yönetmeni Zhang Yimou üstlenmişti. Venedik Film Festivali’nde Gümüş ve Altın Aslan, Cannes Film Festivali’nde Büyük Jüri, Berlin Film Festivali’nde de Altın Ayı ödüllerine değer görülen Zhang, yaklaşık 100 milyon dolara mal olan açılış törenini, ? Londra Olimpiyatları’nın açılış töreninin sanat yönetmeni Danny Boyle, “Slumdog Millionaire” adlı filmiyle Oscar almıştı. Paul McCartney’nin açılış töreninde, Pink Floyd’un da kapanış töreninde konser vermeleri bekleniyor. Barselona Olimpiyatları’nın açılış ve kapanış törenlerine Katalan sanatı damgasını vurmuştu. televizyon kameraları tarafından canlı olarak aktarılan bir gösteri olarak değil, on binlerce kişinin dev bir açıkhava stüdyosunda rol aldığı bir sinema gösterisi olarak tasarlamıştı. Olağanüstü havai fişek gösterisinin bazı bölümleri gerçekte olmamış, görüntüler TV çekimlerine dijital olarak yedirilmişti. Steven Spielberg, “Zhang’ın düzenlediği Olimpiyat törenlerinin özünde, insanoğlunun çatışmasının iç huzur özlemini öngördüğü düşüncesi yatıyordu. Bu tema, onun filmlerinde yetkin bir biçimde işlediği bir Sinemada 2011 hasılatı 398 milyon lira 80. yaşgününü kutlayan Umberto Eco, ‘Yaşayan Filozoflar Kütüphanesi’ dizisinde yer alacak ASLI KAYABAL de özgürlüğü, Kültür Servisi Sanatta ifa çıkma stratea baş le sanatçı hakları ve sansür irak Programı jileri üzerine Açık Masa İşt ’da Tütün Dekapsamında yarın saat 18.30 ecek. İstanbul len posu’nda bir tartışma düzen Modern gecesila Ga iği led zen dü n n’i Moder li eserini uygun ne Bubi’nin “Oturak” isim rine doğan tarbulmayıp geri çevirmesi üze ık Masa’ya saAç tışma özelinde oluşturulan ernet sitesi Siint n eye gel bel ü sür natta san Başaran, İstanyahbant’ın kurucusu Pelin kikat” sergiHa ve al bul Modern’in “Hay ı Mürüvvet sinden eserini çeken sanatç rsitesi’nden ive Türkyılmaz ve Sabancı Ün rak katılacak. ola acı şm nu ko a rac Banu Ka asına karşı tepki İstanbul Modern’in uygulam Polat, Ceren an rim gösteren sanatçılar Ne katılımcı olacağı Oykut ve Selda Asal’ın da açık. tartışma herkese Sanatta sansür Açık Masa’da MİLANO Ünlü İtalyan yazar Umberto Eco bugün 80. yaşını kutluyor ve alışılanın tersine doğum gününde okuyucularına bir armağan veriyor. Eco’nun 1980’de yayımladığı, tüm dünyada 30 milyon satan ve 44 dile çevrilen ünlü romanı “Gülün Adı”, güncellenerek yeniden okuyucularına sunuluyor. Eco, romanın 1980 baskısında yer alan bazı ayrıntılara eklemeler ve düzeltmeler yaptığını belirtiyor. Eco’nun, aralarında Strega Ödülü’nün de bulunduğu pek çok edebiyat ödülüne değer görülen ve en çok satanlar listesinde yer almış romanının yeni basımını Bompiani Yayınevi üstleniyor. “Foucault Sarkacı”, “Baudolino”, “Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti”, “Önceki Günün Adası”, “Yanlış Okumalar”, “Güzelliğin Tarihi” gibi yapıtlarıyla da tanıdığımız Eco’yu bekleyen armağan ise ünlü yazarın her cildi 1000 sayfa kadar olan “The Library of Living Philosophers” (Yaşayan Filozoflar Kütüphanesi) adlı kitap dizisinde kendisine yer ayrılması. Eco’nun ‘entelektüel biyogra ? Eco, ‘Gülün Adı’nın 1980 baskısındaki bazı ayrıntılara eklemeler ve düzeltmeler yaptı. Berlusconi’nin İtalyanları kendine, TV aracılığıyla inandırdığını söyleyen Eco, “Biz İtalyanları kültürel yönden çok abartmayın” dedi. fi’sinin yer alacağı kitap dizisinin yeni baskısında, ünlü yazar hakkında yapılmış araştırmalara da yer verilecek. The Guardian gazetesi, son romanı “Prag Mezarlığı”nın İngilizceye çevrilerek yayımlanması nedeniyle Londra’da olan Eco ile edebiyat ve siyaset içerikli bir söyleşi yaptı. “Prag Mezarlığı”nın sahte komplolar üzerine kurulu bir casusluk öyküsü olduğu anımsatılınca Eco, casusluk öykülerinin sevdiği edebi bir tür olduğunu anlattı. Eco, “Çocukluk yıllarımın denk geldiği faşist yönetim döneminde İtalya’daki rejimin propaganda malzemesi, ülkenin İngiliz kapita listler ve Musevilerinin kurbanı olduğuydu. Silvio Berlusconi de bütün seçim kampanyalarını aynı strateji üzerine kurdu. Ancak bu kez rejimin düşmanları komünistler ve yargıçlar oldu. Artık ortalıkta komünist görmek mümkün olmasa da Berlusconi iktidarı ele geçirmek isteyenlerin komünistler olduğuna inanıyordu” diye konuştu. Guardian muhabirinin “İtalyan seçmenler yüksek bir yüzdeyle inandılar Berlusconi’ye, bu nasıl mümkün oldu” sorusuna Eco, “Her şeyin temelinde televizyon var. Berlusconi iletişim konusunda bir deha. Kendisini dinleyecek seçmenleri çok iyi seçti: Yaşlı, eğitim düzeyi düşük, televizyon ekranı karşısında saatler geçirmeye hazır bir kitleydi bu” diye yanıt verdi. İtalya gibi kültürel ve tarihi bir geçmişe sahip bir ülke nasıl oldu da Berlusconi’yi dinledi sorusuna ise ünlü yazar şu yorumu yaptı: “İtalya’yı aydınların el üzerinde tutulduğu bir ülke diye düşünmeyin. Tokyo metrosunda herkes kitap okuyor, İtalya’da metroda kitap okuyanların sayısı azdır. Raffaello, Michelangelo gibi büyük ustalar, İtalya’da dünyaya gelmiş olsa da biz İtalyanları kültürel yönden çok da abartmayın!” ? İZMİR (AA) Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Yönetim Kurulu üyesi ve Antrakt Sinema Gazetesi Genel Yönetmeni Deniz Yavuz’un aktardığı bilgiye göre, Türkiye’de 2011 yılında elde edilen sinema hasılatı 398 milyon 363 bin lirayı bulurken izleyici sayısı 42 milyon 298 bin 500 oldu. 2011’de en fazla izlenen film ise 3 milyon 947 bin 988 seyirci sayısıyla “Eyvah Eyvah 2” filmi. Bunu 2 milyon 418 bin 90 izleyiciyle “Aşk Tesadüfleri Sever” ve 2 milyon 28 bin 57 seyirciyle “Kurtlar Vadisi: Filistin” filmleri izledi. Gösterime giren 291 filmden yerli 75 yapımın gişedeki hasılatı ise yüzde 49.9. Scorcese’ye İngiltere’den ödül ? Kültür Servisi İngiliz Film ve Televizyon Sanatları Akademisi (BAFTA), ünlü Amerikalı yönetmen, yapımcı ve senaryo yazarı Martin Scorcese’yi sinemaya katkılarından dolayı ödüllendirecek. Sinema sanatına yaptığı “üstün ve sıradışı” katkılardan dolayı Scorcese’ye verilecek “Akademi Bağlılık Ödülü”nü (Academy Fellowship) önceki yıllarda Charlie Chaplin, Alfred Hitchcock, Steven Spielberg ve Elizabeth Taylor gibi sanatçılar da almıştı. Çek yazar Skvorecky öldü ? Kültür Servisi Çek yazar Josef Skvorecky 87 yaşında Toronta’da hayatını kaybetti. 68’den bu yana Kanada’da yaşayan yazar, orada bir yayınevi kurarak kendisi gibi sürgünde yaşayan Vaclav Havel ve Milan Kundera gibi yazarların da kitaplarını yayımlamıştı. Toronto Üniversitesi’nde edebiyat dersleri de veren Skvorecky’nin ismi, 1982’de Nobel Ödülü adayları arasında da yer almıştı. K A M İ L M A S A R A C I KADİR AYDEMİR’İN HAZIRLADIĞI ‘90’LAR KİTABI’ YARIN KİTAPÇILARDA PAUL AUSTER’IN YENİ KİTABI K Ü L T Ü R ? Ç İ Z İ K Kayıp kuşağın kitabı ? Aralarında Özge Mumcu, Zeynep Altıok Akatlı, Alper Turgut, Aydın İleri, Gürgen Öz, Serdar Orçin, Sevinç Erbulak gibi tanınmış isimlerin de kendi 90’larını anlattığı kitapta, bugün 30’lu yaşlarında olan herkese dair bir şeyler var. Kültür Servisi 1990’lardan akıllarda neler kaldı? Tarkan, Zonguldak maden işçileri grevi, bilgisayar oyunları, özel televizyon kanalları, gazeteler arası ansiklopedi savaşları, öldürülen gazeteci Metin Göktepe ve 90’ların diğer faili meçhulleri... Yitik Ülke Yayınları’nca yayımlanan ve “80’lerde Çocuk Olmak” kitabının devamı niteliğindeki “90’lar Kitabı Çocuk mu, Genç mi?”de 111 yazar, kendi 90’larından akıllarında kalanları, onları etkileyenleri anlatıyor. “Bu kitap yakın Türkiye tarihine ışık tutan bir kaynak kitap değil. Bir ansiklopedi değil. Bu, bizim kitabımız, bizim düşlerimiz ve yaşadıklarımız, yani çevrenizde gördüğünüz tüm üniversiteli/mezun ya da işsiz gençlerin, hayalleri yarım yamalak, 20’li 30’lu yaşlarda, orta yaşa yaklaşan insanların, kayıp kuşakların, hep çocuk kalanların kitabı…” sözleriyle tanıtılan “90’lar Kitabı”nın editörlüğünü yine Kadir Aydemir üstleniyor. Aralarında Özge Mumcu, Zeynep Altıok Akatlı, Alper Turgut, Aydın İleri, Gürgen Öz, Serdar Orçin, Sevinç Erbulak gibi tanınmış isimlerin de kendi 90’larını anlattığı kitapta, bugün 30’lu yaşlarında olan herkese dair bir şeyler var. Örneğin 90’lı yılları gerileme, suskunluk, susturulma, yozlaşma, tepkisizleşme olarak tanımlayan Zeynep Altıok, “90’larda Yaşlanmak” başlığıyla bir yazı kaleme alıyor, bir maden işçisinin oğlu olan gazeteci Aykut Küçükkaya ise Zonguldak’taki işçi grevini anlatıyor, Begüm Akıncı televizyon kahramanı “Hugo” ile ilgili anılarını, Bulutsuzluk Özlemi’nin şarkısını da yaptığı 1996 Beyazıt YÖK protestosunu ise Bülent Çolak aktarıyor... ‘Kış Günlüğü’ ABD’den önce Türkiye’de Kültür Servisi ABD’li yazar Paul Auster’ın anı türündeki yeni kitabı “Kış Günlüğü” Can Yayınları’nca ABD’den önce Türkiye’de yayımlandı. Seçkin Selvi’nin dilimize kazandırdığı kitapta Auster, bu kez bütünüyle kendi hayatına odaklanıyor. Yaşadığı 21 farklı adresten yola çıkarak başına gelenleri, sevdiklerini, akrabalarını anlatan Auster, bu kitabı yazma sebebini de şu sözlerle açıklıyor: “Ne de olsa zaman azalıyor. Belki de şimdilik hikâyelerini bir yana bırakıp hayatının anımsadığın ilk gününden bugüne kadar bu bedenin içinde yaşamanın nasıl bir duygu olduğunu incelemeye çalışsan iyi olur.” Hockney’den Hirst’e... ? Kültür Servisi Önümüzdeki günlerde Londra Royal Academy’de bir sergisi yer alacak İngiliz ressam David Hockney, “Bu sergideki tüm işler sanatçının kendisi tarafından yapılmıştır” yazılı sergi afişiyle Damien Hirst’ü eserlerini gerçekleştirirken yardımcı kullanmakla suçladı. Resim yapmak için “göz, el ve yüreğe ihtiyaç var” diyerek bir Çin atasözünü hatırlatan Hockney, Hirst’ün 8601 parça elmasla kaplı “Tanrı Aşkına” adlı işinde de yardımcı kullandığını ve bunun aşağılayıcı bir tutum olduğunu söyledi. Hirst, 2007’de bir röportajında “Bir işimi satar satmaz, kazandığım parayı eserimi yapan insanlar için kullanıyorum. Onlar benden daha iyi” demişti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle