27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara B S B B B B S B B B B B S 10 8 14 11 13 12 13 11 11 13 12 12 7 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars S S S B B B B B B B S S S 5 6 5 17 16 15 11 13 11 9 2 4 3 HABERLERİN DEVAMI Oslo K 1 Belgrad Helsinki K 3 Sofya Stockholm K 4 Roma Londra Y 9 Atina AmsterdamY 8 Zürih Brüksel Y 7 Moskova Paris B 9 Aşkabat Bonn B 7 Taşkent Münih B 7 Baku Berlin B 7 Bişkek BudapeştePB 7 Tiflis Madrid B 13 Kahire Viyana Y 5 Şam Y B Y B Y B K B B B A B B 10 8 12 14 7 0 3 6 6 4 6 19 13 Ülke genelinde yağış beklenmiyor, doğusunun parçalı ve çok bulutlu, diğer yerlerin parçalı ve az bulutlu olması bekleniyor. Ülkenin iç ve doğu kesimleriyle Trakya’da gece sabah saatlerinde buzlanma ve don olayı ile birlikte yer yer sis görüleceği tahmin ediliyor. Ülke genelinde mevsim normalleri civarında seyredecek. 4 OCAK 2012 ÇARŞAMBA TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 4 OCAK GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada ağzından eksik olmuyor. Önce Dersim olaylarının bir isyan olmadığı, açıklamadıkları nedenlerle orada devletin on binlerce kişiyi katlettiği iddiası ortalığı sarstı. Şırnak’ın Uludere’sinde, ne yazık ki 35 vatandaşımızın jet bombalarıyla katledildiğini içeren söylemler, haberler, iddialar; hatta devletin halkını bombaladığı gibi aşırı uçtaki manşetler günlerdir gündemdeki yerini koruyor. Sözlükler; katliamı “kendini savunma imkânı bulunmayan çok sayıda insanın acımasızca öldürülmesi olayı” diye tanımlıyor ve bu tanım Uludere’de katliam yaşandığını söyleyenleri doğruluyor. ??? Dersim olayları ile Uludere olayını ana muhalefet Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ilk gün; “Uludere’de 35 vatandaşımızın bombalanarak öldürülmesi olayı, 1943’te Van’daki 33 kişinin kurşuna dizilmesi olayının versiyonudur (uyarlamasıdır)” dedi. Versiyon “uyarlama” benzetmesini yorumladı: “Van’da da Uludere’de de kaçakçıları katlettiler!” 1943 yılında özellikle İran sınırında kaçakçılık olayları artmıştı. Bölgedeki aşiretlerle güvenlik güçleri arasında çatışmalara yol açan bu olaylardan biri de Van’ın Özalp ilçesinde patlak verdi. Bir bölümü İran topraklarında yaşayan Milan aşiretinin Temmuz 1943’te büyük bir hayvan sürüsünü kaçırdığı yolunda ihbar üzerine gönderilen jandarma birlikleri, kaçakçıları İran’a kaçtıkları için yakalayamadı. Ardından aşiretin Özalp’te yaşayan 40 akrabası gözaltına alındı. Mahkemenin yalnızca 5 kişiyi tutuklayarak geri kalanını serbest bırakmasından sonra facia yaşandı. Özalp’e gelen Orgeneral Mustafa Muğlalı’nın emriyle sorgulamaları yapılmak üzere iki asteğmenin komutasında bir askeri birliğe teslim edilen 33 kişi, sınıra yakın bir yerde kurşuna dizildi. Uludere olaylarında ise Irak’a geçerek kimi zaman mazot veya sigara getirdikleri bilinen kaçakçılar ile devletin güvenlik güçleri arasında çatışma yok. Uludereli köylüleri askerler yakalayıp sorguya götürmek için yola çıktıktan bir süre sonra kurşuna da dizmedi. Bu nedenle Uludere’yi Özalp’in bu yılki uyarlaması, “devletin planladığı bir katliam” diye yorumlamak, bilinen gerçeklere ters düşüyor. Fakat kaçakçılık dışında teröre bulaşmamış; suçsuz, masum insanların jetlerle öldürülmesini hiçbir neden örtemez. Gerçek mutlaka aydınlanmalı, sorumlular veya sorumlu kimse mutlaka açıklanmalı. ??? İki olay arasında tek benzerlik: Özalp’te 33 kişinin kurşuna dizilmesi olayında yaralı ama sağ kalan birinin ihbarıyla ortaya çıktı. Uludere’de 35 kişi öldü; sağ kalabilen Servet Encü tek tanık. Gazetelere düşen açıklamalarıyla, Uludere’de araştırma yapan 5 kişilik CHP heyetine verdiği bilgilere göre; köylüler, telefonla kaçakçı kafilesine yolları askerin tuttuğunu bildirmişler. Ancak tanık Encü “Bizde silah yok, dedik ve yola devam ettik” diyor. Başbakan’ın, Genelkurmay Başkanı’ndan geniş bilgi alıp başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu’ndan sonra gece yarısına doğru sözcü Bülent Arınç; Başbakan’ı kaynak göstermeden yaptığı açıklamada, “kafileye uyarılardan” söz ediyor. “Öncelikle işaret fişeği atılmış, top atışları yapılmış. Buna rağmen grup hareketlerine devam etmiş” diyor. Başbakan Yardımcısı’nın hükümet adına vardığı sonuç şudur: “Olayda kesinlikle bir kasıt söz konusu değildir. İhmalin veya zafiyetin olup olmadığı inceleniyor!” Fakattt sözcü Bülent Arınç, hükümetiniz: Her türlü uyarıya, hatta köylülerle konuştuktan sonra askerlerin yollardan çekilmesine karşın, kafileyi jetlerle bombalama emrini kimin verdiği... …kaçakçıların silah getirdiği istihbaratının kimlerden alındığı açık seçik, tereddüde meydan vermeden açıklamadan.. bu yangın sönmez! Bugün gazetemizle birlikte, Büyük Madenci Direnişi’nin 21. yıldönümü için hazırladığımız özel Zonguldak ekini istemeyi unutmayın. Emek mücadelesine gönül verenlerin katkılarıyla ortaya çıkan bu yayın, Zonguldak ile birlikte Türkiye’nin son yirmi yılda değişen sosyal ve ekonomik dünyasına tutulan bir ayna işlevi de görüyor aynı zamanda... Köşelerinden aldığımız keyiften bu kez de bizi mahrum etmeyen Mümtaz Soysal, Şükran Soner ve Işık Kansu ile bu yayın için konuğumuz olan siyaset, akademi, edebiyat ve sivil toplum dünyasının değerli isimleri Zonguldak’ı ve büyük işçi yürüyüşünü anlatırken toplumumuzun içinden geçmekte olduğu dönüşüme ait önemli satırbaşlarına da dikkat çekiyorlar yazılarında. Birkaç örnek vermek gerekirse; Türkiye’nin sanayi devrimi tomurcuklanması Mümtaz Soysal Alınyazısıydı kömür, ekmekti. İrfan Yalçın Maden Mühendis Mektebi ile yükselen Cumhuriyet coşkusu Prof. Bektaş Açıkgöz 4 Ocak: Dünyanın duyduğu çığlık Aykut Küçükkaya Sadece Zonguldak ve madencilerin değil tüm Türk halkının desteğini almayı başardığı için tarihi bir direniştir Kemal Kılıçdaroğlu Zonguldak Madenci Direnişi İşçilerin kazanılmış hakları bir bir ellerinden alındı Rahşan Ecevit Direnişin gücü ile kazanılanlardan, teslim olma çizgisinde yitirilenlere Şükran Soner Türkiye’nin yıllık kömür ihtiyacı 20 milyon ton ama stokta kömür yok Eyüp Alabaş Bağımsızlığın sembolü TTK tasfiye ediliyor Erdoğan Kaymakçı Ukrayna ve Rusya’dan kömür ithal eder hale gelindi Mehmet Haberal Göç alan ‘emekçi kenti’, göç veren ‘emekli kenti’ olma yolunda Ali Ayaroğlu Emek hareketi yeni bir 12 Eylül döneminden geçiyor. Başımızda yine Turgut Özal’lar Işık Kansu İntihar oranı Türkiye ortalamasının dört katına çıktı Ali ihsan Köktürk ??? Yirmi bir yılda yaşanan sosyoekonomik dönüşüme bakınca, Türkiye işçi sınıfının böylesine tarihi bir direnişi bir daha gerçekleştirebilme olasılığı nedir? Mümtaz Hoca’nın yazısından alıntıyla başlamıştık. Onun iyimserliği ile tamamlayalım yine: “Zonguldak, yalnız alfabenin sonlarına değil, başlangıçlardaki Cumhuriyet tarihinin unutulmuşluğuna da itilmek istenen bir gerçeklik demektir. Bu gerçekliğe sahip çıkıp unutturmamak ve tam tersine yeni unutulmazlıklarla taçlandırıp ülkenin dinamizmine yeniden öncülük etmek bütün Zonguldaklılar için kökleri geçmişe uzanan bir ulusal görev sayılmalıdır... Bugünkü durgunluğu ve ufuksuz beklentiyi yeni bir dinamizme dönüştürmek niçin olmasın? Zonguldak’ın hamurunda bunun mayası her zaman bulunur.” İLAHİYAT EĞİTİMİ Öğrenci ve fakülte sayısı fazlalaşıyor MAHMUT LICALI CHP’NİN ULUDERE RAPORUNA DİKKAT CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ardından altı milletvekilinden oluşan CHP heyeti de Uludere’ye giderek Hava Kuvvetleri’nin operasyonunda hayatını kaybeden 35 köylünün aileleri ve mahalli yetkililerle görüştü. Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Ordu Milletvekili İdris Yıldız, Manisa Milletvekili Hasan Ören ve Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’den oluşan CHP heyetinin temasları sonrasında arkadaşlarımıza aktardıkları şu iddiaların doğruluğunun açıklığa kavuşturulmasında büyük yarar var: ? “Kaçakçılık bölgede askeri ve mülki yetkililerin bilgisi dahilinde yapılan sıradan faaliyet olmuş. O gün kaçağa gidenlerden de askeri makamlar haberdarmış. ? Oğlu ölenler arasında olan bir korucunun bombardımanın durdurulması yönünde askeri makamlara talebi sonuçsuz kalmış. ? Operasyonda yaralananlardan 13’ü bölgeye helikopter ve ambulans gönderilmediği için sırtta taşınmak zorunda kalındığından hayatını kaybetmiş.” BDP’liler tarafından gündeme getirilen “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın telefonla görüştüğü ve üç bakanın taziye ziyaretinde bulunduğu evde yakını ölen kimsenin bulunmadığı” bilgisini CHP heyeti Şırnak Valisi’ne doğrulatmış. Vali, CHP’lilere “Provokasyon olmasın diye o evi ben seçtim” açıklamasını yapmış. ANKARA Türkiye’deki üniversitelerde faaliyet gösteren ilahiyat ve İslam ilimleri fakültelerinin sayısı yeni kurulan 2 fakülteyle 38’e çıkarken, Bakanlar Kurulu vakıf üniversitelerinin ardından ilk kez bir devlet üniversitesinde İslami ilimler fakültesi açılmasına izin verdi. Eğitim dilinin Arapça olduğu İslam ilimleri fakültesinde; tecvid, siyer, hadis, tefsir, kelam gibi dini dersler veriliyor. 4 yılda kontenjan patlaması yaşayan ilahiyat fakültelerine yenileri eklenmeye devam ediyor. Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nde ilahiyat fakültesi açılırken, Adıyaman Üniversitesi’nde ise İslami ilimler fakültesi kurulmasına vize verildi. 2007 yılında Türkiye’de toplam 20 ilahiyat fakültesi faaliyet gösterirken, bu sayı dün yeni kurulan fakültelerle birlikte 38’e yükseldi. 2007 yılında 813 kontenjanı olan ilahiyat fakültelerinin kontenjan sayısı 2011 ÖSYS’de 8 bin 25’e çıkarken, yeni kurulan fakülteler ve yapılacak kontenjan artışlarıyla birlikte 2012’de bu sayının 9 bini geçeceği tahmin ediliyor. İlk kez devlette İslam ilimleri YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya’nın rektör olarak görev yaptığı İstanbul Şehir Üniversitesi ile Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’nde geçen yıl kurulan İslam ilimleri fakültesinin Bakanlar Kurulu’nun kararıyla ilk kez bir devlet üniversitesinde kurulmasına izin verildi. Bakanlar Kurulu’nun kararıyla Adıyaman Üniversitesi’nde açılan İslam ilimleri fakültesi 2012’de yükseköğretime geçiş sistemi kapsamında öğrenci alacak. İstanbul Şehir Üniversitesi’nde kurulan İslam ilimleri fakültesi’nde henüz öğrenci alınmazken, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’ndeki İslam ilimleri fakültesi ise 2011 ÖSYS kapsamında yerleşen 60 öğrenciye eğitim veriyor. Türkiye’de eğitim veren tek İslam ilimleri fakültesi aynı zamanda Türk yükseköğretim sistemi içinde eğitim dili Arapça olan ilk yükseköğretim bölümü olma özelliğini de taşıyor. ‘Tarihçiler Ergenekon’u yazacak’ Odatv davasında ilk savunmasını yapan Terkoğlu iddianameyi hazırlayanlara sert eleştirilerde bulundu Fotoğraf: VEDAT ARIK HÜLYA KESKİN Ülkücü saldırıya protesto ALİ AÇAR İstanbul Üniversitesi (İÜ) Hukuk Fakültesi’nde önceki gün bir grup ülkücü öğrencinin saldırısının ardından çıkan olaylarda gözaltına alınan sol görüşlü öğrenciler, savcılıktaki kimlik kontrollerinin ardından serbest bırakıldı. İÜ önünde de toplanan bir grup öğrenci, akademisyen ve öğrenci velisi de önceki gün gerçekleştirilen ülkücü saldırıyı protesto etti. Öğrenciler adına yapılan açıklamada, ülkücü öğrencilerin üniversite yönetimi ve polisler tarafından kollandığı belirtilerek “Üniversite içinde elleri satırlı dolaşan öğrencilere etkinlik yapmaları için izin verilirken sol görüşlü öğrenciler idare ve polislerce fişleniyor”denildi. Öğrenci velisi Ferdane Kösedağ da “Her gün çocuğumun başına ne gelecek diye korkuyorum. Bu çocuklar buranın bilim yuvası olmasını istiyorlar. Çocuğumun susmasını istemiyorum” dedi. Vekil zammına ‘orta yol’ formülü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, “gerekçesi anlaşılamadığı ve kamuoyu vicdanında rahatsızlık yarattığı” gerekçesiyle veto ettiği milletvekili emekli aylıklarında yüzde 100’e yakın artış öngören yasa cuma günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yeniden görüşülecek. Şike Yasası’nda “aynen iade” taktiği izleyen AKP’nin, muhalefet partileri ve kamuoyundan gelen tepkiler üzerine, zam oranlarında değişiklik planladığı öğrenildi. AKP yönetiminin, tamamen “geri adım” atmak yerine “orta yol” formülünü devreye sokacağı belirtiliyor. Halen cumhurbaşkanı maaşının yüzde 42’si oranında emekli aylığı alan milletvekillerinin maaşları, Gül’ün veto ettiği yasayla yüzde 60 oranına çıkarılmıştı. AKP’nin geçen hafta yapılan MYK toplantısında, bu oranın “yüzde 50” olması yönünde görüş oluşmuştu. CHP ise Meclis’te zamla ilgili hiçbir düzenlemeye destek vermeyeceğini açıklamıştı. GÜL’ÜN GÖREV SÜRESİ ‘7 yıl kararı‘ için düğmeye basıldı ERDEM GÜL ANKARA AKP, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 7 yıl kararını vermesi üzerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresini netleştirmek için nihayet düğmeye bastı. Süreyi netleştirecek tasarının perşembe günü yapılacak görüşmeleri öncesinde AKP’de, “yorumdan kaynaklanacak yeni tartışmaların yaşanabileceği” kaygısıyla Gül’ün 7 yılın ardından yeniden adaylığının yolunu da kapatacak bir formül aranıyor. Erdoğan’ın ameliyatının ardından sağlık sorunları yaşadığı döneme de denk gelmesi ve AKP’de farklı sesler çıkması üzerine parti yönetimi, süre sıkıntısını gündeme aldı. Erdoğan, görev süresinin inisiyatifi Yüksek Seçim Kurulu’na bırakmadan TBMM’de düzenlemesiyle netleştirilmesini istedi. Parti yönetimi, geçen dönem TBMM’ye gönderilen ancak yasalaşmayan Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu Tasarısı ile süre düzenlemesini yapmayı kararlaştırdı. AKP’nin Gül’ün 7 yıl için bir kereliğine seçildiğini karara bağlayacak bir düzenlemeye öncelik vereceği bildirildi. Odatv davasında 12 ayrı tutuklu bulunan Odatv İnternet Sitesi Haber Müdürü Barış Terkoğlu ilk kez yaptığı savunmasında, “İddianameyi hazırlayanlar haberin ne olduğunu bilmiyorlar. Yalnızca başlıklara bakıyorlar ya da okuduklarını anlamıyorlar” dedi. Terkoğlu, duruşmada, “100 yıl sonra tarihçiler Ergenekon davalarını yazacak” ifadelerini kullandı. Tutuklandıktan sonra kendisini kardiyoloji profesörü doktorun karşıladığını anlatan Terkoğlu, “Doktor da Ergenekon sanıklarından birine ‘Taburcu olamaz’ raporu verdiği için tutuklanmış” dedi. Terkoğlu, İstanbul Barosu avukatları ile görüştüğü için hakkında dava açıldığını anlattı. Terkoğlu, savcı Zekeriya Öz’ün gazeteciler Fehmi Koru ve Mehmet Baransu ile birlikte çekilmiş fotoğraflarını da mahkeme heyetine gösterdi ve bunu yayımladıklarını anlattı. Terkoğlu, “Ancak benim avukatlarla telefon konuşmalarım dosyada yer aldı. Savcılık makamıyla, biz rakip medya kuruluşlarıyız. Ben gazeteciyim, mafya, terör örgütü mensubu ile de görüşürüm. Ülkem için faydalı olan her şeyin takipçisi olurum” diye konuştu. Odatv Haber Müdürü olarak yazdıklarının ve görüşlerine katılmasa da tüm yazarların yazdıklarına sahip çıktığını ifade eden Terkoğlu, “100 yıl hapiste kalsam, çıktığım gün aynı fikirlerde ısrar edeceğim. Sağ kolumu bağlasanız sol kolumla yazacağım” dedi. Sadece kendisi için değil, bütün sanıklar için tahliye talebinde bulunduğunu söyleyen Terkoğlu, “Hapishane korkusuyla, polis sopasıyla, savcılık terbiyesiyle başka birisi olamam” diye konuştu. 12’si tutuklu 14 sanığın yargılandığı davanın 6’ncı duruşmasında Soner Yalçın’ın avukatı Hüseyin Ersöz ise arama ve el koyma sürecinde hukuka aykırılıklar olduğunu ifade etti. Ersöz, “Dijital dokümanların ortak özellikleri de, hepsinin silinmiş olması, yazıcıdan hiç çıktı alınmamış olması ve tamamının kullanıcılar tarafından hiçbir erişiminin olmadığıdır. Örgütsel doküman olduğu iddia edilen belgeyi örgütsel irtibatınız olduğu iddia edilen kimseyle paylaşmıyorsunuz. Bu mantık dışıdır” dedi. Milyonlarca yurttaş Anıtkabir’e akın etti ANKARA (ANKA) Anıtkabir’i 2011’de yerli ve yabancı toplam 3 milyon 902 bin 194 kişi ziyaret etti. Son 7 yılda Anıtkabir’e gelen ziyaretçi sayısı ise toplamda 50 milyona yaklaştı. Mustafa Kemal Atatürk’ün huzuruna çıkmak isteyen vatandaşlar, 2011 yılında Anıtkabir’e akın etti. Genelkurmay Başkanlığı’nın Anıtkabir ziyaretçi sayısına ilişkin verilerine göre, Anıtkabir’i 2011’in Ocak ayında 249 bin 518, Şubat ayında 278 bin 345, Mart ayında 152 bin 734, Nisan ayında 353 bin 652, Mayıs ayında 412 bin 766, Haziran ayında 228 bin 1, Temmuz ayında 401 bin 979, Ağustos ayında 238 bin 32, Eylül ayında 339 bin 586, Ekim ayında 454 bin 325, Kasım ayında 517 bin 555 ve Aralık ayında ise 275 bin 701 kişi ziyaret etti. Böylece en fazla ziyaretçi sayısına Kasım ayında ulaşılırken en az ziyaretçi ise mart ayında Anıtkabir’e geldi. 50 milyon ziyaretçi Anıtkabir’i 2011’de 3 milyon 902 bin 194 kişi ziyaret ederken son 7 yılda Anıtkabir’e gelen ziyaretçi sayısı ise toplamda 50 milyona yaklaştı. Anıtkabir’i 2005’te 3 milyon 801 bin 340, 2006’da 8 milyon 148 bin 452, 2007’de 12 milyon 661 bin 565, 2008’de 6 milyon 50 bin 888, 2009’da 9 milyon 56 bin 348 ve 2010’da da 5 milyon 650 bin 314 kişi ziyaret etti. Anıtkabir’i bu tarihlerde ziyaret edenlerin sayısı ise toplamda 49 milyon 271 bin 101 kişi oldu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle