19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 OCAK 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sulukule’den sürülen Romanlar mahallelerine döndüklerinde hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını gördüler 7 Yurtlarına yabancı oldular Arkeolojik kazıya ne oldu? Haziran 2010’da inşaat alanında süren arkeolojik kazı alanına ağır iş makineleriyle girildi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın izni ile TOKİ ihalesiyle inşaatı üstlenen Özkar şirketi, arkeolojik çalışma yapılan alanı dozerlerle dümdüz etti. İş makinelerine direnen arkeolog Şeniz Atik’in görev yeri hemen değiştirildi. Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi olaya tepki göstererek çok sayıda itiraza rağmen UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan İstanbul Surları’na 1520 metre mesafedeki Sulukule ve çevresindeki arkeolojik doku tam olarak anlaşılmadan betonarme bir binanın inşaatına başlanmasını eleştirmişti. Ve tüm bu arkeolojik süreç İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti seçildiği 2010 yılında gerçekleşmesi de ayrı bir eleştiri konusu olmuştu. ‘Kentsel dönüşüm masalı‘yla, Otosansürlü Demokrasimiz AKP Genel Başkanı Erdoğan dün partisinin grup genel kurulunda Uludere’de uçaklarımız tarafından yanlışlıkla bombalanarak öldürülen 35 vatandaşımızın arkada bıraktıklarının yaralarını kaşıyarak kanatmak istemekle suçladığı BDP yöneticilerine ağır eleştirilerde bulundu. “Bırakın ağıdımızı yakalım. Cenazelerimizi kaldıralım. Dertleri paylaşalım” derken; evlerine ekmek taşımak için göze alınan tehlikeli yolculuğa çıkanları yalnız bırakmadıklarını söyledi. Beşir Atalay’ın iki kabine üyesi ile birlikte Uludere’ye gittiklerini anımsattı. Ama benzer bir amaçla Uludere’ye gitmek için İçişleri Bakanlığı’ndan helikopter isteyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na oynanmış olan büyük ayıptan tek kelime ile söz etmek gereğini duymadı. Giderek bir korku imparatorluğuna döndürülmek istenilen Türkiye’de kendisine gönüllü olarak otosansür uygulayan medyamız da dün, CHP Genel Başkanı’nın Uludere’ye gitmemesi için İçişleri Bakanı tarafından hangi dolapların döndürülmüş olduğunu anlatan, öven ya da eleştiren tek satır, tek söz var mıydı? CHP Genel Başkanı, sadece köklü bir siyasi partinin başkanı olmanın dışında, parlamentodaki sandalye sayısına göre; aynı zamanda ana muhalefet partisi lideridir. O parlamentoda çoğunluğa sahip AKP, şayet gündemi kendi keyfine ve çıkarlarına göre düzenlememiş olsa, dokuz yılı aşan iktidarı döneminde çoktan yeni bir ‘Siyasi Partiler Yasası’nı çıkartıp yürürlüğe sokardı. Öylelikle o yasa da, ana muhalefet partisi liderinin tüm Batı demokrasilerinde olduğu gibi devlet protokolünde Başbakan ile eşit yetkilere sahip olduğunun belirtilmiş olduğunu görürdük. ‘Tek Adam’ rolü kesenlere, siyasi partilerin çokpartili parlamenter demokrasilerin vazgeçilmez unsurları olduğu sözü; lafta kalmaz yasalarla da vurgulanırdı. Öylece, Uludereli yurttaşlarımızın yaralarını sarmak isteyen ana muhalefet liderinin helikopter isteğine önce “tamam” diyen İçişleri Bakanı; daha sonra “güvenlik gerekçesi” gibi kendi polisini ya da jandarmayı küçültücü bahaneler uydurarak gülünç olmayı göze almazdı. Kalkışanlara, rahmetli Namık Gedik’lerin, Faruk Sükan’ların ne tür izler bırakarak göçmüş olduklarını anımsatan yazılar yazılırdı. Devletin helikopterinin İçişleri Bakanı’nın babasının malı olmadığı kendisine tane tane anlatılırdı. ??? Başbakan dünkü konuşmasında yer yer Kılıçdaroğlu’na taşlar atmak yerine, o 7 saatlik yolda oluşan taşıt kazalarını yara almadan atlatan CHP liderine hem geçmiş olsun demiş olsa hem de kıvançta, tasada ortak hareket etmeyi bilen bir ülkenin yurttaşları olduğumuz için teşekkür edebilseydi BDP’li Hasip Kaplan’ın kurusıkılarını daha da etkisiz kılmaz mıydı? sözde soylulaştırılan Sulukule semti sakinleri ağırlaşan ekonomik koşulların yanı sıra yaşam tarzlarına uymayan çevresel ve sosyal değişimle boğuşuyorlar. ÖZLEM GÜVEMLİ Sulukule’de yaşayan Romanlar 3 yıl önce sürüldükleri semtlerine döndüler ancak artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Çok cüzi rakamlara sattıkları evlerinin yerinde şimdi villalar yükseliyor. Taşoluk ve Kayabaşı’na yerleştirilen Romanlar, hem maddi hem de manevi olarak uyum sağlayamadıkları sitelerden Balat, Çarşamba, Karagümrük civarındaki tek göz evlere yerleştiler. Yıkılan evlerinin yerine yapılan inşaatlar bile tamamlanmadan geri dönmek zorunda kalan Roman vatandaşlar için kötü sonuçlanan kentsel dönüşüm masalı burada da bitmiyor. Bölgedeki soylulaştırma projesi tamamlandığında, yeni sahipleri villalarına yerleştiğinde semtin kapıları onlara tamamen kapanacak. Neredeyse yarım asırdır yaşadıkları evlerini, komşularını Sulukule’de yaşayanlar, evlerini 80100 bin liraya satıp kendilerine gösterilen başka yerlere gitti. Bölgede başlayan göçün ardından emlak fiyatları yükseldi. Yakın bir gelecekte, semte villalar yapılması planlanıyor. Süreç tamamlandığında Sulukule’nin kapıları, sahiplerine tamamen kapanacak. terk etmek zorunda olduklarını 2005 yılında öğrendiler. Yenileme projesi, aralarında 100150 yıllık tapuları olan mülk sahipleri anlaşma ya da kamulaştırma arasında tercih yapmak zorunda kaldı. Fatih Belediyesi proje ortaya çıktığında evlerin metrekaresine yaklaşık 500 liralık fiyat biçti. Projeye dahil edilmeyen diğer sokaklardaki metrekare fiyatı 2 bin lira civarındaydı. Şu an villaların metrekare fiyatları 5 bin liranın bile üzerine çıktı. Mahalle halkı da uzun süre evlerini terk etmemek için direndi ancak yıkımlar 2008 yılında başladı. Evlerini 80100 bin liraya satıp kendilerine gösterilen Taşoluk ve Kayabaşı’na gittiler. Gitmeleri ile dönmeleri bir ol du. Çünkü kaloriferli, kapıcılı, yöneticili apartmanlar onları biraz aştı. 58 yıldır oturduğu evi yıkılınca sokakta kalan Gülten Hallaç şu an bir komşusunun dükkânında yaşıyor. Zaten kendisiyle daha çok kahvehaneyi andıran bir mekânın geniş penceresindeki perdeyi aralayıp el kol işaretleri ile bize çıkmaz sokağa girmek üzere olduğumuzu anlatmaya çalışırken tanışıyoruz. Oğlu cezaevinde olduğu için fotoğrafının çekilmesini istemeyen Hallaç ile kapı aralığında sohbet ediyoruz. Doğup büyüdüğü, gelin olduğu evinin bir gün yıkılabileceğini hiç düşünmemiş ve zamanında “listeye” adını yazdırmamış olmasını kendi ca hilliği olarak görüyor. Hiçbir geliri yok. Komşusunun boş duran dükkânına sığınmış ama geçici olarak. Dükkân kiraya verildiği için Gülten Hallaç buradan da taşınmak zorunda. 1 yıldır orada yarın ne olacağını bilmeden yaşıyordu zaten. Yeni yapılan villaların inşatına baka baka gidenlerin neden döndüğünü basit bir dille anlatıyor: “Faturalar ağır geldi. Biz burada komşuyduk. Birimiz de yoksa diğeri yardım ederdi. Ama orada işler öyle yürümedi.” Mustafa Özkulan da geri dönenlerden. Taşoluk’ta şu an hiç kimsenin kalmadığını söylüyor. 59 yıldır yaşadığı ev, 3 yıl önce yıkıldı. Taşoluk’ta verilen evler için her ay düzenli olarak 500 lira kredi borcu ödemek gerekince yapamadılar. Çünkü Sulukule’de 75 liralık kiraya alışan ve düzenli geliri olmayan Romanlar, bu yükün altında ezildi. Mustafa Özkulan da 40 km. uzaklıktaki Taşoluk’a gidip gelememekten şikâyetçi: “Bizi perişan ettiler. Bize önce iş imkânı vermeleri gerekiyordu.” SEMTTE SERMAYE KAZANDI ‘Romanların ellerinde avuçlarında kalmadı’ Geri dönen Romanların yoğun olarak yerleştiği Karagümrük Mahallesi’nin muhtarı İsmail Altıntoprak, “Taşoluk’ta tutunamamalarının nedeni de kapital sahipleri” diyor. Çünkü Taşoluk’taki evleri de yok pahasına ellerinden çıkardıklarını söyleyen Altıntoprak “Orada 180 ay kira öder gibi ödeme yapıp ev sahibi olacaklardı ama Romanlar günlük yaşayan insanlar. Ekmekleri de burada. Orada da burada da evleri satın alan kapital sahipleri kazandı. Romanların elinde avucunda bir şey kalmadı” diye konuşuyor. Bilirkişi mahalleliyi haklı buldu Semtteki yenileme projesine Sulukule Roman Derneği ve mahallelilerin 2007 yılında açtığı dava hâlâ devam ediyor. Davada yaşanan en son gelişme mahalle halkını haklı bulan ikinci bilirkişi raporu oldu. Bilirkişi, inşaatı bitmek üzere olan projeyi, 5366 sayılı Tarihi Alanların Yenilemesi ile İlgili Kanun’un amaçlarına ve kamu yararına uygun bulmadı. Raporda, UNESCO’nun belirlediği Sur Koruma Bandı’nın avan projede yarıya indiğine dikkat çekilerek özgün ada morfolojisi ve sokak dokusunun korunmadığı vurgulandı. Mevcut durumda kamuya ayrılmış alanların projede yapılaşmaya açıldığı belirtilerek sokak kesitlerinin büyütüldüğü, yeşil alan ve parklara yer verilmediği kaydedildi. Mevcut sokak dokusu ve tescilli yapılara uygun olmayan yapı tipolojisi oluşturulduğunun altı çizilen raporda projenin bu nedenlerde kamu yararına uygun olmadığı ifade edildi. Davaya sunulan ilk bilirkişi raporunda da Sulukule’nin 1/5000 ölçekli koruma planının bile bulunmadığı belirtilmiş ve proje yine uygun bulunmamıştı. Osmanlı tarzı Sulukule İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Fatih Belediyesi ve TOKİ işbirliği ile yürütülen Sulukule Yenileme Projesi kapsamında klasik OsmanlıTürk mimarisiyle 640 villa tipi konut ve 44 işyeri inşaatı sürüyor. İlk etabın mart ayında sahiplerine teslim edilmesi planlanıyor. Büyüklükleri 65 70 90 ve 100 metrekare arasında değişen villalar 2 veya 4 katlı olarak planlandı. Evler için geniş ada içi avlular oluşturuldu. Sokaklar da 5 metre yerine 15 metre olarak tasarlandı. Surlardan itibaren 23 ve 4 katlı binaların altında her daireye 1 araç düşen kapalı otoparklar bulunuyor. Bir ilköğretim okulu, bir konaklama, eğitim, kültür ve ticaret merkezi olmak üzere projelendirilmiş alanlar da var. 12 adadan oluşan proje 10 sokak ve 3 caddeden ibaret. Yaklaşık 80 milyon liraya malolan projenin büyük kısmı tamamlanmış durumda. Karagümrük Mahallesi muhtarı İsmail Altıntoprak Süleyman Demirel hız kesmedi ? ANKARA (ANKA) Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, yoğun ve çalışmayla dolu 1 yıl geçirdi. Özel Kalem Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre geçen yıl neredeyse her hafta yerli ve yabancı bir basınyayın organı, Demirel ile görüşme talebinde bulundu. Demirel geçen yıl yerli yabancı basına 47 röportaj verdi. Süleyman Demirel, geçen yıl 24 büyükelçi ve 10 siyasi parti genel başkanını kabul etti. 35 sosyal ve sanatsal etkinliğe katılan Demirel ayrıca çeşitli toplantılarda 13 konferans ve konuşma yaptı. Sulukule’de evler yıkılıyor D emir perdelerle Sulukule’nden ayrılan inşaat alanında hummalı bir çalışma sürüyor. Mahallenin neredeyse bütün sokakları inşaatın demir perdelerine çıkıyor. Demir perdelerin arkasında yaşayanların tedirginliği de devam ediyor. Yükselen lüks villaları gördükçe oradaki yaşamlarının daha fazla sürmeyeceğinin farkındalar. Geri kalan evlerin de yıkılacağı söylentisi adeta gerçeğe dönmüş. “Size bir tebligat yapıldı mı” diye sorduğumuzda hayır yanıtıyla birlikte “Ama yıkacaklarmış” cümlesini de duyuyoruz. Kendi evlerinde sokaklarında yabancı gibi yaşıyorlar artık. Mahallenin ortasındaki bir emlakçinin vitrininde de sadece satılık ev ilanları olmasını da bu yıkım söylentisine bağlıyoruz. Talihli, kalp krizi geçirdi ? İstanbul Haber Servisi Milli Piyango’nun 40 milyonluk büyük ikramiyesinde çeyrek bilet alarak 10 milyon lirasının sahibi olanYusuf Akoğlu, dün de ortaya çıkmadı. Akoğlu’nun üç oğlundan en küçüğü olan Nedim Akoğlu, babasının milyoner olduğunu öğrendikten sonra hastaneye kaldırıldığını söyleyerek, “Kalp krizi geçirdi. Şeker hastası zaten. Beş ay önce zaten annemizi kaybettik. Üzüntüsü ondan” diye konuştu. Çöplükte bebek cesedi ? KAYSERİ (AA) Kayseri merkeze bağlı Molu Köyü yakınlarındaki çöplükte, havluya sarılı halde erkek bebek cesedi bulundu. Jandarma ekiplerinin olay yerindeki incelemesinin ardından bir günlük olduğu belirtilen bebek cesedi, otopsi için Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Morgu’na kaldırıldı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor. 2011 İLERLEME RAPORU Koşullar daha kötü hale geldi A vrupa Komisyonu’nun ekim ayında açıkladığı Türkiye 2011 yılı İlerleme Raporu’nda da Sulukule’ye ve Romanların sorunlarına da dikkat çekildi. Raporda Roman vatandaşlarla ilgili olarak uzun süredir devam eden sorunların çözümü için bazı adımlar atıldığı ancak Roman açılımının sosyal dışlanma, nüfus cüzdanlarının olmaması nedeniyle eğitime ve sağlık hizmetlerine erişimde marjinalleşme ve ayrımcılığın yanı sıra konut, istihdam ve kamu hayatına katılım gibi sorunlarla karşı karşı kaldığı vurgulandı. Roman vatandaşların durumunu ele alacak kapsamlı bir stratejinin bulunmaması üzerinde duruldu. Sulukule Mahallesi’nde gerçekleştirilen kentsel dönüşüm planı ve bölgedeki birçok Roman vatandaşın başka bölgelere yerleştirilmesine eleştiri getirilen raporda şu konuların altı çizildi: “Bu durum toplumsal düzenin bozulmasına ve aksamasına neden olmuştu. Başka bölgelere yerleştirilen bazı Roman vatandaşları yeni yerleşimlerine alışamamış ve daha kötü koşullarda yaşadıkları Sulukule’ye geri dönmüştür. Küçükbakkalköy’deki Roman vatandaşlarının evleri de kentsel dönüşüm kapsamında yıkılmıştır.” Et yiyen pandaya rastlandı ? ÇINGDU (AA) Çin’de, ölü bir hayvanın etini yiyen panda bulunduğu bildirildi. Çin’de, pandaların hayatını araştıran zoologlar, Sıçuan eyaleti Wanglong Doğal Yaşam Alanı’nda ölmüş hayvanın etini yiyen bir pandaya rastladı. Pandaların, normal yaşamda bambu ve diğer bitkilerle beslendiğini vurgulayan bilim adamları, pandanın sonraki davranışlarını ve nedenlerini gözlemlemek için ormana kamera yerleştirdi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle