19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 OCAK 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Alevi örgütleri iktidar tarafından düzenlenen çalıştayın ardından geçen süreyi değerlendirdi 9 ‘Taleplerimiz gerçekleşmedi’ ALEVİLERİN İSTEKLERİ Cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi. Madımak Oteli’nin müze yapılması. Zorunlu din dersinin kaldırılması. Alevi dergâhlarının iade edilmesi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması. Ale v i köyler i n e zorla cami yapılmasının durdurulması. ? Yıldırım, “AKP açılımı ‘Alevi çalımı’ oldu; açılımı samimiyetsiz bulmuştuk, geçen sürede vaatlerin içinin boş olduğunu gördük” dedi. ALİ AÇAR Alevi Araştırmaları Merkezi Başkanı avukat Ali Yıldırım, AKP hükümetinin düzenlediği Alevi çalıştayı nihai sonuç raporunun üzerinden 9 ay geçtiğini, hiçbir adım atılmadığını belirterek “Alevi açılımının içinin boş olduğunu bir kez daha gördük. AKP iktidarı, yurdun dört bir yanında yapılan Alevi mitinglerindeki toplumsal tepkiyi ve AB raporlarını engellemek için böyle bir yola girdi. AKP’nin Alevi açılımı ‘Alevi çalımı’ oldu” dedi. Alevilerin temel isteklerinin belli olduğunu anlatan Yıldırım, “AKP’nin Alevilere bakış açısının değişmediğini, seçim ve referandum döneminde bir kez daha gördük” diye konuştu. Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Başkanı Turgut Öker ise Alevilerin hiçbir talebinin kabul edilmediğini, nihai ça Alevi Araştırmaları Merkezi Başkanı Yıldırım, Alevilerin tepkisi nedeniyle açılıma ihtiyaç duyulduğunu, ancak bunun içinin doldurulamadığını söyledi. lıştay raporunun da Aleviler önünde bir asimilasyon belgesi olarak durduğunu söyledi. Eski AKP milletvekili Reha Çamuroğlu ve Devlet Bakanı Faruk Çelik tarafından yürütülen Alevi çalıştayının ardından hazırlanan nihai sonuç raporunun üzerinden 9 ay geçti. Alevilerin 6 temel talebi iktidar tarafından yerine getirilmedi. Çalıştay sürecinin ardından geçen zamanı gazetemize değerlendiren Alevi Araştırmaları Merkezi Başkanı avukat Ali Yıldırım, AKP’nin Alevilere bakış açısının Milli Görüş çizgisinden bu yana değiş mediğini, 10 yıllık AKP iktidarında sorunların daha da belirginleştiğini söyledi. Alevilerin önceki hükümetlerden dolaylı olarak bütçeden pay aldığını, AKP ile birlikte bunun ortadan kaldırıldığını anlatan Yıldırım, Aleviler adına ilk somut adım atan partinin de AKP olmadığını söyledi. Alevilerin eşit yurttaşlık talebi doğrultusunda İzmir, Ankara ve İstanbul’da kitlesel mitingler düzenlediğini anımsatan Ali Yıldırım, “2009 yılında hükümet tarafından Alevi çalıştayı süreci başlatıldı. Biz bunun samimiyetsiz olduğunu baştan beri söyledik. Hakkın ve hukukun pazarlık unsuru olamayacağını anlattık. AKP yüz binlerce insanın sokağa çıkması üzerine toplumsal muhalefeti önlemek, AİHM kararları ve AB’nin inanç özgürlüğü roporlarındaki ısrarları üzerine süreci kendi lehine çevirmeye çalıştı. Alevi örgütleri ilk toplantıda kendi sorunlarını taleplerini ilettikten sonra kurultay süreci tamamen bir komediye dönüştü” dedi. AABK Genel Başkanı Turgut Öker de “AKP Türkiye’nin sorunlarını çözüyor” algısını yaratmak için Alevilerin talepleri ve inançlarının istismar edildiğini söyledi. Öker, “9 ay sonra Alevilerin lehine olumlu diyebileceğimiz tek bir gelişmeden bahsetmek söz konusu değildir. Çalıştaya 370 civarında katılımcı davet edilmiştir. Alevilerin sayısı ise Alevi çalıştaylarında azınlık kalmıştır. Hükümet, Alevileri dinler gibi yapmş, fakat Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve ilahiyatçıların dediğini yapmayı benimsemiştir. Çalıştaylarla Aleviliği devletleştirmek ve Alevileri devlet Sünniliği içinde asimile etmek istediler. Nitekim Alevi çalıştayları sonuç raporunda, Alevilerin hiçbir talebinin olumlu karşılanmadığını net olarak belirlediler. Alevilerin önüne konulan nihai sonuç raporu asimilasyon belgesi olarak Alevilerin önünde duruyor” diye konuştu. Biraz Felsefe Yapsak mı? Bu yıl ilgiyle okuduğum kitaplardan biri de Doğan Kuban’ın “Gelecek” adlı kitabı oldu. Günümüzde entelektüel, aydın denildiğinde artık televizyonlarda kafasına göre birtakım görüşlerini olur olmaz mantık yürütmelerle kanıtlamaya çalışan insanlar ya da o anda duyduğu bir konuyu bile hemen saniyesinde çözüp eleştirebilen “dâhi”ler anlaşılıyor. Türkiye’nin gerçek entelektüelleri medyadan uzak durmayı tercih etti ya da isteseler de kimsenin onlara bir şey sormaya ihtiyacı yok artık. Aslında Doğan Kuban’ın yazılarında tam da bu söylediğimin geçmiş tarihi de yer alıyor. Kitabın bir yerinde diyor ki: “Bizim tarihlerimiz İstanbul fethedilirken Avrupa’da matbaanın icat edildiğini, 2. Beyazid ölmeden önce Almanya’da 200 matbaa kurulduğunu, Türkiye’de ise 1496’da sadece bir Yahudi matbaası kurulduğunu birlikte yazmıyor. Acaba Almanya sanayi üretiminde başı çekerken, bizim ileri sanayi ürünleri almaya devam etmemizin matbaa aracılığı ile bilginin yayılmasıyla ilişkisi yok mu?” Ve devam ediyor: “Yahudilerin İstanbul’da 15. yüzyıl sonunda bir matbaa kurmasıyla, Filistin’de bir İsrail devleti kurulması ve şimdi o çöl parçasına yerleşmiş beş buçuk milyon nüfusun adam başına ulusal gelirinin, petrol babası Suudi Arabistan’dan daha fazla olması birbirlerine bağlı olgular değil mi?” ??? Ama bu yıl Doğan Kuban, bu yazılarıyla değil, “tekeşlilik” üzerine söyledikleriyle gündeme geldi biliyorsunuz. Aslında tekeşlilik üzerine söylediklerinde de tam bu durumu anlatıyor. Politikacılarla ilgili “gizli görüntüler”in seçim dönemlerinde yayılması ve toplumun kendi gerçek ilgi alanı olan politik tutumlarla değil, böyle saçmalıklarla ilgilenmesini anlatıyordu o yazısında. Yazı çıktı ve tabii yazı da aynı kaderi paylaştı. Doğan Kuban, kitabında ünlü felsefecilerden, bestecilerden söz ediyor ve dünyayı değiştiren bu insanları bizde kaç kişi tanıyor veya okuyor acaba diye soruyor. Son dönemde büyük bir ilgi gören bin yıllık mistik “felsefe” kırıntılarının allanıp pullanıp büyük romanlar olarak yeniden sunulduğunu, en sıradan fal kılıklı hikâyelerin kendini geliştirme sistemleri gibi kitaplaştırılıp kapışıldığını düşününce uygarlık kültürüyle bağlarımızın nasıl olup da bilginin en kolay ulaşılabildiği bir zamanda böylesine koptuğunu düşünmeden edemiyorum. Doğan Kuban’ın kitabını okurken yeni basılan bir başka kitabı karıştırıyorum. “Felsefe Kitabı” adlı bu kitap, felsefe tarihini farklı dönemler ve düşünürler üzerinden kısa ve anlaşılır bir biçimde anlatmaya çalışıyor. En azından yılbaşında çocuklarımıza, arkadaşlarımıza çok moda ve çok yeni görünen eski püskü metafizik kafa karıştırmaları yerine böyle kitapları hediye etsek... ‘Algı yaratılıyor’ GÖRMEZ, İDDİALARI YANITLADI: Alevilerin Diyanet’ten talebi yok FIRAT KOZOK ANKARA Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, medyada sıkça haber konusu olan Diyanet’ten diğer kurumlara geçiş yapan personelle ilgili olarak “Diyanet personelini küçük görmek, onların sanki gittikleri kurumlarda yanlış işler yapacaklarını varsayarak yorum yapmak bizi üzüyor” dedi. Görmez, Diyanet personeli içerisinde iktisat, iletişim gibi fakültelerin yanı sıra tıp fakültesinde öğrenim görenlerin bile bulunduğunu söyledi. Alevilerle ilgili Diyanet’te birim kurulmasıyla ilgili olarak Görmez, “Alevilerin böyle bir talebi yok” dedi. Görmez, uzun süre tartışılan ‘mele’ alımı, Alevi açılımı çerçevesinde Diyanet bünyesinde yeni birim kurulması, kurumun bütçesi ve başka kurumlara gönderdiği personelle ilgili tartışmaları değerlendirdi. Görmez, Diyanet’e ayrılan bütçenin yüzde 98’inin personel gideri olarak kullanıldığını belirterek “Bu göz ardı edilerek eleştiriler yapılıyor. Ancak bu haberler ve eleştiriler yapılırken şu dikkate alınmıyor: Milli Eğitim Bakanlığı taşımalı eğitime geçtikten sonra her köyde ve mezrada görevlisi bulunan tek kurum Diyanet İşleri Başkanlığı” dedi. anlamsız hale geldi’ Alevilerin 1995 yılından bu yana devlet yetkilileri ile görüştüğünü, ilk kez bir siyasi parti ile masaya oturmadığını anlatan Yıldırım, “Alevi çalıştaylarını anlamsız hale getirilmesinin en önemli nedenlerinden biri Kahramanmaraş olaylarının sanıklarından Ökkeş Şendiller’in çalıştay sürecine dahil edilmesidir. Şendiller’in çalıştaya çağırılması oradaki niyet ve düşüceyi ortaya koymuştur” dedi. Yıldırım, çalıştayın rapor bölümünde Alevilerin kendini yeniden tanımlaması gibi bir sonuç çıktığını vurguladı. ‘Çalıştay Mühimmat tesisinde patlama: 4 ölü ? Yurt Haberleri Servisi Kırıkkale’nin Yahşihan ilçesinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı TSK Mühimmat Ayırma ve Ayıklama Tesisi’nde meydana gelen patlamada 4 işçi öldü. Kırıkkale Valisi Hakan Yusuf Güner, patlamanın TNT işlemlerinin yapıldığı atölyede meydana geldiğini açıkladı. Patlamanın ardından başlayan yangın MKE fabrikası, Kırıkkale ve ilçe itfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu söndürüldü. ‘Tıp okuyan personelimiz var’ Kendilerine yönelen bir diğer eleştirinin de kurumdan yapılan geçişlerle ilgili olduğunu söyleyen Görmez şunları kaydetti: “En az ayda 1 kez çıkan bir haber de ‘Diyanet sıçrama tahtası oldu...’ Diyanet teşkilatı çok büyük bir teşkilat ve personeli de çok fazla. Geçiş yapılan kurumların başında da Milli Eğitim Bakanlığı geliyor. Çünkü, bir kişi imamlık ile öğretmenlik arasında tercih yapmak zorunda kaldığı zaman öğretmenliği tercih edebiliyor. Bir ilahiyat mezunu, hem öğretmen hem de imam olabildiği için, öğretmenlik sınavı açılmadıysa, önce imam oluyor, bir süre sonra sınavlara katılıyor, kurasına giriyor ve öğretmen oluyor. Bizim imamlık yaparken üniversite okuyan çok personelimiz var. İktisat, işletme, iletişim hatta tıp okuyan personelimiz bile var.” Bakanlık beş bin personel alacak ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanlığı’nın taşra teşkilatına 5 bin 102 personel istihdam edeceği duyuruldu. Adalet komisyonlarınca, alınacak zabıt kâtipliği için uygulamalı ve sözlü sınav, diğer alanlar için sözlü sınav yapılacak. Sınavlara, KPSS’den 70 ve daha yukarı puan alanlar başvurabilecek. TSK, 8 BİN KİŞİ AZALDI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, personel istatistiklerini güncelledi. Buna göre Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) sivil personelle birlikte 720 bin olan personel sayısı, kasım ayından bu yana 8 bin 241 kişi azalarak 711 bin 759’a düştü. Genelkurmay’ın internet sitesine konulan verilere göre Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri’nde 329, Jandarma Genel Komutanlığı’nda 33, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nda ise 2 general/amiral bulunuyor. Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri’nde 33 bin 788, Jandarma Genel Komutanlığı’nda 5 bin 491 ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nda 594 subay görev yapıyor. nayasanın değişmesine gerek yok’ Alevilerin isteklerinin anayasa değişikliğine gerek duyulmadan gerçekleştirilebileceğini vurgulayan Ali Yıldırım, “Alevilerin talepleri anayasa ile ilgili değil. Anayasanın 10 ve 24. maddelerinde eşit yurttaşlık hakkı ve inanç özgürlüğünden bahsediliyor. Aleviliğin üzerinden cemaatlere yasal statü kazandırmayı amaçladılar” dedi. Bu yıl Sivas ve Kahramanmaraş olaylarında yaşamını yitirenleri anmak için düzenlenen etkinliklere AKP’nin izin vermediğini anımsatan Yıldırım, “Aleviler bu ülkenin asli unsurlarıdır. AKP istese de istemese de Aleviler haklarını alanlarda arayarak alacak” diye konuştu. ‘A ‘Meleler sadece imam olmayacak’ Kamuoyunda uzun süre tartışılan “mele” alımına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Görmez, dini konularda kendini yetiştirmiş kişilerin kadrolara alındıktan sonra yalnızca imamlık yapmayacaklarını, bu kişilerden hizmet içi eğitimlerde ve eğitim merkezlerinde yararlanacaklarını anlattı. Görmez, “Mesela Doğu ve Güneydoğu’ya gönderilecek elemanlara Şafi fıkhını öğretme konusunda bu kişilerin bilgilerinden yararlanılabilir” görüşünü dile getirdi. Üniversite mezunu olmalarına karşın Diyanet’te kadro alamayanların eleştirilerine de yanıt veren Görmez, “Bu kadarcık istisnai kadro, herhangi bir istihdam alanını kapatacak nitelikte değildir” dedi. Alevi açılımı sürecinde sıkça tartışılan, ancak daha sonra gündemden düşen Diyanet’te Alevilikle ilgili bir birim kurulması konusuna da değinen Görmez, “Alevi kardeşlerimizin bu yönde bir talebi yok, onun için talebi iyi değerlendirmek lazım” diye konuştu. Sayan: İhraç edilmedim ? Haber Merkezi CHP Ağrı İl Başkanı Birol Öztürk, dün sabah saatlerinde yaptığı açıklamada eski CHP MYK üyesi Savcı Sayan’ın partiden ihraç edildiğini açıkladı. Öztürk, haberin medyada yer almasının ardından açıklamasını düzelterek “Savcı Sayan ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edildi” dedi. Savcı Sayan da il yönetiminin ihraç yetkisi olmadığını anımsattı. Bahçeli’ye rakip oldu ? ANKARA (ANKA) MHP’nin disiplin kurulu kararıyla partiden ihraç edilen Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç, dün Meclis’te düzenlediği basın toplantısında “Disiplin kurulu kararının her işleminin usule, içtüzüğe ve kanuna aykırı” olduğunu ileri sürdü. İrbeç, “Halen MHP milletvekiliyim ve genel başkanlığa adayım” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle