19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 OCAK 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Ataşehir’de kurulacak İstanbul Finans Merkezi’nin omurgasını uluslararası kâğıtların alınıp satıldığı İMKB oluşturacak Borsa da ‘özelleştirilecek’ Toplam 1 trilyon liralık borsa: Atama kararı yılbaşında yayımlanan ve dün gerçekleştirilen bir törenle görevi eski Başkan Hüseyin Erkan’dan devralan İMKB’nin yeni başkanı İbrahim Turhan, yeni dönemde en öncelikli hedefleri arasında İMKB’nin anonim şirket statüsü kazanması ve sonrasında halka arzının yapılması olduğunu belirtti. Turhan, 2015 sonuna kadar borsadaki şirketlerin toplam değerinin 1 trilyon TL’ye çıkarılması gerektiğini söyledi. Babacan’ın takımında yer alan İMKB’nin yeni başkanı Dr. İbrahim Turhan, 1968 yılı İzmir doğumlu. 2004’te Merkez Bankası Banka Meclisi’ne, 2006’da Para Politikası Kurulu üyeliğine seçildi. 2008’de Merkez Bankası Başkan Yardımcısı (Guvernor) olarak atandı. Çeşitli uluslararası kurumlarda banka adına üyelikleri vardı. İstanbul Finans Merkezi projesinin yürütümü için düşünülen isimlerden biri. Borsasının değerini de en az 2015 sonuna kadar 1 trilyon liraya çıkarmalı. İMKB tasarrufların arttırılması hedefinin gerçekleştirilmesinde anahtar rol oynamalı. Derinliği arttırılmalı, VOB ile çok daha yakın ve koordinasyon içinde faaliyet göstermeli, türev ürünleri çeşitlenmeli. 2015 sonuna kadar İstanbul, en azından bölge ülkelerindeki menkul kıymetlerin alınıp satılacağı bir yer haline getirilmeli. Bunun için dünyanın diğer önde gelen borsalarıyla işbirliğini arttırmalı, gerektiğinde stratejik ortaklıklar oluşturulmalı. İMKB, İstanbul Finans Merkezi Projesi’nin de omurgasını oluşturmalı. Merkez Bankası’ndan transfer: Başbakan Yardımcısı Ali Canlar Üzerinden Kirli Siyaset... Bizim askeri uçağımızdan atılan bombalar ile bizim ülkemizin vatandaşlarının, 35 canın kaybının acısı, utancı yetmiyormuş gibi.. Bir kirli siyaset, çıkar hesapları üzerinden oynanan oyunlarda varılan utanmaz, arlanmaz, densizlik, kalleşlik boyutları var ki... Dinleyenlerin yüzleri kızarsa da, birbirlerinin üzerine suç, çamur atanların yüzleri hiç ama hiç kızarmıyor... Biliyoruz uluslararası boyutları da olan kirli çıkar, siyasi hesaplar, oyunlar çok büyük, hırstan gözler dönmüş, ölümüne savaşılır noktalara gelinmiş, bir taraf kazanırken, öbür taraf mutlak kaybedecek noktaya gelinmiş... Ölümüne savaş kuralları, kuralsızlıkları, acımasızlıkları geçerli... 1228 yaş gençleri, kaçakçılık yapmak zorunda kaldıkları ya da bir biçimde PKK ile bağlantılı, hizmet vermek zorunda oldukları için öldürülen çocukların ailelerinin acısına bile saygı yok... Zaten cenaze töreni, başsağlığı çadırı görüntülerine baktığınızda, aile büyüklerinin yüzlerinde, çocuklarının acısının yansımasından çok, siyaseten hangi tarafta dururlarsa, ailelerinin, köylülerinin tümünün canlarını kurtarabileceklerini bilememenin şaşkınlığı, kaygısı baskın okunuyor. AKP iktidarı çıkarları, beklentileriyle, BDP, PKK siyasi tezleri arasında sıkışıp kalmış, iki cami arasında beynamaz, iki taraftan gelen baskılara da teslim, ama her iki tarafın gözlemleyebildiği kameralar önünde gerçek safını belli etmeme kaygısında suskun... Bildiğimiz kadarı ile Kıbrıs çıkarması sırasında da bizim uçaklarımızdan atılan bombalarla bizim savaş gemimiz batırılmıştı. O zamanki ayıplı durumun hesaplaşması bu kadar acımasız, kirli değildi... Çünkü olayın üzerinden aramızda bu boyutlarda ölümüne kirli çıkar hesapları, savaşları gündemde değildi... Olasılıkların sonuçları üzerinden yazılacak senaryolar bu kadar düşmanca çıkarlara, çatışmalara hizmet etmiyordu galiba... Resmi ağızlardan yapılan resmi açıklamaların tek sözcüğünden bile birbirine öylesine zıt senaryolar yazılabiliyor ki... İnsansız uçakların Türkiye ya da Irak toprakları üzerinde günler öncesinden çektikleri görüntülere dayalı, TSK’ye yapılan uyarılar, ateş et talimatlarının içerik, amaç, sonuçları birbiriyle yüzde yüz çelişkili senaryolar, gerçekler anlamına geliyor çünkü... ??? Senaryoların hepsi yalan, hepsi gerçek olabilir... Hepsinin de ölen canların acısının, sorumluluğunun kaygısının taşınmasından çok uzak, canlar üzerinden sınırsız kirli siyasi hesapların ürünü oldukları ise tek gerçek... Medyamızın bu kirli siyaset, çıkar savaşlarında nerede durduğu daha büyük garabet. Bölgenin insanlarının, vatandaşlarımızın, iki ölümüne baskı yapan siyasi gücün acımasızlığı karşısında, iki cami arasında beynamaz, çaresiz konumda olmaları ne kadar anlaşılırsa da, medyanın yalpalamaları bir o kadar ekonomik çıkara, varoluşa dayalı tamamen duygusal(!)... Yandaşı, cemaatlere dayananı, ekonomik teslim alınmışı ile medyamızın bu hallerine çok da şaşacak halimiz yok. Olsa olsa ölçüsüzlüğüne, kimi ayrıntılardaki medyatik öngörüsüzlüğe ancak şaşabiliyoruz... Bizden çok tekelleşmiş, büyük sermaye güdümündeki Batı medyası bu işleri hiç değilse biraz daha kaliteli, profesyonelce yapıyor, bu kadar çok aptalca açıklar vermiyor. Kalitesizliği taklitte yarışan habercilerimizin yıllardır uyarılmaları yok sayarak, sözcük anlamı “biraz”a yakın olan “oldukça” sözcüğünü ölüm, cenaze haberlerinde bile, kendini yerlere atan acılı anne, eş, çocuk görütüleri eşliğinde “oldukça üzgündü” demelerine bendeniz takılmış durumdayım. Asıl kızgınlığım sınırsız otosansür için, kızabilecek hedef kişi bile bulamamanın genelleşmiş haline söyleyebilecek söz bulamıyorum... 35 can üzerinden günler geçip haberler binler, on binlerce kez yinelenirken, akılcı bir gerçeğe ulaşmak, sağduyulu bir sonuca varmak, bilgi kirliliği sayesinde tümden olanaksız hale geliyor. Önyargılar, ön cepheleşmelere göre kutuplaşmaların boyutuna boyut katılıyor... 35 cana mal olan gelişmeler üzerinden sorgulamada akıl yolu arayışları, sağduyu nasıl geçerli kılınabilir? İster beğenin, isterse beğenmeyin, istediğiniz kadar sansürleyin, iki cepheden ölümüne savaş, hesaplaşmada işinize gelmediği için karalayın... Birlikte yaşayabilmenin koşulları, insan hakları, hukuk devleti, demokratik düzen arayışları içinde en sağduyulu sorgulamalar, bu olayın özelinde, siyasetin içinde galiba en olumlusu CHP’nin hanesine yazılacak... Medya yok saysa da en zorlu günlerde, en sıcağı sıcağına olay yerlerine gidip, araştırma komisyonları oluşturdukları, kendi partileri adına doğru siyaset yapmaya çalıştıkları için değil sadece elbet. Sorgulamalarında olabildiğince önyargısız, insan hakları, demokrasi, hukuk devleti penceresinden bakmaya, sınır çizgiler içinde kalmaya çalıştıkları için... Ekonomi Servisi Yeni yıla yeni başkanla giren İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın (İMKB) statüsü önce “anonim şirket”e dünüştürülecek, sonra da hisseleri halka arz yoluyla satılacak. Dün görevi resmen devralırken yaptığı ilk konuşmada bu hedefi koyan yeni başkan İbrahim Turhan, borsanın geleceğine ilişkin planlarını özetle şöyle açıkladı: Bugün için borsadaki şirketlerin toplam piyasa değeri 385.7 milyar dolar. İMKB’nin halka açık şirket sayısı ve piyasa değeri Türkiye’nin potansiyelini yansıtmıyor. Türkiye, 2012 için 1.5 trilyon liralık milli gelir hedefliyor. Merkez dün de dolarla boğuştu ? Merkez Bankası, kuru düşürmek için piyasaya doğrudan dolar satmayı dün de sürdürdü. Yurtdışında piyasaların tatil olması nedeniyle müdahale sınırlı oldu. Dolar satışına 1.8950’den başlayan Merkez, kuru 1.8930 seviyesine kadar düşürebildi. Ekonomi Servisi Merkez Bankası (TCMB) cuma 3 milyar doları bulan doğrudan satış müdahalesinden sonra dün de piyasaya dolar sattı. ABD ve İngiltere’de piyasaların tatil olduğu haftanın ilk işlem gününde tekrar 1.90 seviyesine yaklaşan dolar/TL, TCMB’nin ilk müdahalesiyle 1.8760 seviyelerine kadar geriledi. TL’nin dolar karşısında değer kazancı yüzde 1.07 oldu. Ancak kur daha sonra yeniden yükselişe geçti ve 1.8860’a kadar çıktı. Bunun üzerine Merkez’den ikinci bir müdahale geldi. Dolar/TL 1.8815 seviyesine çekildi. Bankacılara göre TCMB toplamda yaklaşık 500 milyon doların üzerinde satış yaptı. Serbest piyasada dolar 1.8940 TL’den kapandı. Kur, 2011’i 1.8920’den tamamlamıştı. HSBC Stratejisti Fatih Keresteci, “Dün ABD tatil olduğundan dolayı TCMB satış ihalesi açmadı. Bu nedenle müdahaleyi gün boyu sürdürdü” dedi. Stratejist Cüneyt Paksoy da Merkez’in normal günlerde doların 1.90 TL’nin üzerine çıkmasını istemediğinin mesajını verdiğini belirterek “Bence spekülatif göreceği her harekete müdahale edecektir. Ancak yurtdışında işler normalden çıkarsa müdahale konusunda bu kadar aceleci olmaz” diye konuştu. Aralıkta Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı 10 ülke arasında Almanya 1 milyar 167.2 milyon dolarla ilk sırada yer aldı. Aralıkta Irak’a yapılan ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28 artışla 934.9 milyon dolara yükselirken, İngiltere’ye yapılan ihracat yüzde 5.4 gerilemeyle 660.3 milyon dolar oldu. İhracat kriz yılını geçti ? TİM verilerine göre ihracat 2011’de yüzde 18.2 artışla 134.6 milyar dolara çıkarak rekor kırdı. Böylece en son 2008 yılında yapılan 132 milyar dolarlık ihracat rekoru geçilmiş oldu. Ekonomi Servisi İhracat, 2011 yılı Aralık ayında 2010 yılının aynı ayına göre yüzde 4.5 artışla 12 milyar 69.1 milyon dolar oldu. İhracat 2011 yılının OcakAralık döneminde ise bir önceki yıla göre yüzde 18.2 artışla 134 milyar 571.3 milyon dolara yükseldi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) aralık ayı ihracat verilerini Ankara’da açıkladı. Aralıkta 1 milyar 766.3 milyon dolar ile en fazla ihracatı gerçekleştiren sektör otomotiv oldu. Bunu 1 milyar 420.8 milyon dolarla çelik sektörü izlerken, 3. sırayı 1 milyar 402.1 milyon dolarla kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü aldı. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, “Dünyanın barut fıçısına dönmüş olduğu ortamda böylesine ihracat rakamını gerçekleştirdik. 2011 verisiyle birlikte kriz öncesi döneme dönmüş olduk” dedi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de, 2011’deki ihracat rakamının cumhuriyet tarihinin bir rekoru olduğunu kaydederek “TİM olarak çok önemsediğimiz nokta, artış oranının 2023 hedeflerimiz ile ilişkisidir. Bizim 500 milyar dolar hedefimiz için yıllık yüzde 12’lik artışı yakalamamız gerekiyor” diye konuştu. ‘Enflasyona fren’ Öte yandan Merkez Bankası dün bir açıklama yaparak, döviz satım ihaleleri ve doğrudan dolar satışına ilişkin uygulamaların enflasyona karşı “geçici bir süre boyunca” uygulanacak para politikasının bir unsuru olduğunu belirtti. Borusan: Başörtüsü yüzünden 3 BMW siparişi iptal edildi Ekonomi Servisi Borusan Holding Üst Yöneticisi Agâh Uğur, Borusan’ın Ralli şampiyonu Burcu Çetinkaya’nın gazeteci Merve Sena Kılıç ile birlikte özel bir televizyon kanalında sundukları otomobil programının Merve Kılıç’ın başörtülü olmasından dolayı sponsorluğuna son verdiği iddialarıyla ilgili olarak Borusan Otomotiv yönetiminin, ÖTV artışları sonrasında mevcut iş hacminin daralması nedeniyle yüzde 40 oranında bütçe kısıtlamasına gitme kararı aldığını, bunun neticesinde bütçe nedeni ile sponsorluk görüşmelerinin sonlandırıldığını söyledi. Uğur, bu olaydan sonra 1’i Adana’da ikisi de İstanbul İstinye’de olmak üzere 3 kesin BMW siparişinin iptal olduğunu, bundan sonraki süreçte bu durumun markalarını zedeleyecek bir olay haline gelmemesini umduklarını belirtti. Sabiha Gökçen ‘dünyanın en iyisi’ ? Ekonomi Servisi İstanbul Sabiha Gökçen (İSG) Uluslararası Havalimanı Yeni Terminal Binası, Google ve Bloomberg televizyonu işbirliği ile düzenlenen ‘Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri’nde kendi alanında “Dünyanın En İyi Uluslararası Kamu Hizmeti Geliştirme Projesi Ödülü”nü aldı. İSG Üst Yöneticisi (CEO) Gökhan Buğday ödül ile ilgili yaptığı değerlendirmede, “Havalimanımız daha önce ‘2011 Avrupa Gayrimenkul Ödülleri’nde, ‘Avrupa’nın En İyisi’ seçilmişti. Asya Pasifik, Afrika, Amerika ve Ortadoğu’nun en iyi projeleriyle yarıştık. ‘Dünyanın En İyisi’ olabilmek bizi ayrıca mutlu etti” dedi. ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Halkın Kurtuluşu Partisi, 2012 yılında geçerli olmak üzere asgari ücrete yapılan yüzde 12.37 zammın iptali için Danıştay’da dava açtı. Partinin Ankara İl Sekreteri avukat Doğan Erkan, “Komik rakamlarla işçi sınıfımızla alay ediyorlar” diye konuştu. Silk&Cashmere’e ortak geldi Ekonomi Servisi Silk&Cashmere Üst Yöneticisi (CEO) Ayşen Zamanpur, uluslararası özel fon kuruluşu Eastgate Capital Group ile ortaklık konusunda anlaşmaya vardığını, anlaşma sonrasında şirketin çoğunluk hissesinin Zamanpur ailesinde kaldığını açıkladı. Ortaklık için imzayı atan Zamanpur, son derece istikrarlı ve kârlı bir büyüme sağladıklarını belirterek, “Son yıllarda ciddi bir atağa geçtik, 5 yıllık stratejik planımızda daha da iddialı bir büyüme söz konusu. Şimdi ilk günden beri ana hedefimiz olan ve bu konuda ciddi adımlar da attığımız kaşmir ve ipekte dünya markası olma amacımıza çok yaklaştığımızı hissediyoruz” dedi. C MY B C MY B Asgari ücret mahkemelik oldu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle