22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2012 CUMA 6 HABERLER BİRİNCİ ERGENEKON DAVASI Soçi’de Fransa’nın Minsk Grubu eşbaşkanlığından düşürülmesini istememesi tartışmalara neden oldu Baku adım atmıyor UÇAK PROJESİ İPTAL EDİLDİ BAHADIR SELİM DİLEK İsrail’e cezayı kesti BARKIN ŞIK ANKARA İsrail Savunma Bakanlığı’nın, F4 ve F16 savaş uçaklarının keşif ve istihbarat kabiliyetini arttırmak için bu ülkeyle Aralık 2008’de imzalanan sözleşmeyi, teslimata bir hafta kala iptal ettiği ortaya çıktı. Türkiye, söz konusu gelişme üzerine projeyi alan İsrailli IAI Elta ve Elop firmalarına 46 milyon dolar ceza kesti. İsrail daha önce sözleşme koşullarına uymayarak insansız hava aracı Heron’ların bakım için gönderilen motorlarınının teslimatını geciktirmişti. Mavi Marmara baskını nedeniyle ikili diplomatik ve askeri ilişkilerini koparan Türkiye ve İsrail arasında yeni bir fay hattı daha kırıldı. İsrail, Türkiye’den kazandığı son savunma ihalesindeki taahhütlerini de yerine getirmedi. Türkiye’nin, ‘Havadan Keşif Programı (TARP)’ olarak tanımladığı proje kapsamında, Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterindeki RF4E Phantom keşif uçakları için EO/IR Keşif (LOROP ve Taktik) ve Yapay Açıklıklı Radar (SAR) Sensörleri ile bunlar için gerekli altsistemlerinin teminini ve uçaklara entegrasyonu gerçekleşecekti. Bu çerçevede 3 adet Standoff (Condor II LOROP) EO/IR Keşif Podu, 2 adet Taktik (Condor TAC) EO/IR Keşif Podu, 2 adet SAR/GMTI Podu (EL/M2060P), 1 adet Sabit Görüntü Kıymetlendirme Sistemi, 2 adet Taşınabilir Görüntü Kıymetlendirme Sistemi ve 3 adet Yer Data Link Terminali tedarik edilecekti. ANKARA Türkiye’nin geçen yaz AGİT Genel Sekreteri Lamberto Zannier’e de iletmiş olduğu Fransa’nın Minsk Grubu eşbaşkanlığından düşürülmesi talebine karşın, sözde soykırımı inkâr yasasının Fransız senatosunda oylandığı gün, Soçi’de yapılan toplantıda Azerbaycan’ın konuyu gündeme taşımamış olması soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Yasanın senatoda onaylandığı gün, Baku’da ellerinde Türk bayrakları ile Fransa aleyhine gösteri yapan bir gruba polisin sert biçimde müdahale etmesi de dikkat çekti. Karabağ sorununun çözümü için AGİT şemsiyesi altında faaliyet gösteren Minsk Grubu’nun ? Karabağ sorununun çözümü için AGİT şemsiyesi altında faaliyet gösteren Minsk Grubu’nun Soçi’de, Fransa’daki inkâr yasasının oylandığı gün yapılan toplantıda Azerbaycan’ın Fransa’nın eşbaşkanlıktan düşürülmesini istememesi tartışmalara neden oldu. Soçi’de, Fransa’daki sözde soykırımı inkârı yaptırıma bağlayan yasanın oylandığı gün yapılan toplantıda Azerbaycan’ın Fransa’nın eşbaşkanlıktan düşürülmesini istememesi tartışmalara neden oldu. Soçi’deki toplantı öncesinde Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in, Fransa’nın artık tarafsızlığını yitirdiği gerekçesiyle, eşbaşkanlıktan düşürülmesini istemesi yönündeki beklentiye karşın, Baku yönetimi bu noktada adım atmak yerine sadece bir dizi açıklama ile tepki göstermeyi tercih etti. Azerbaycan Parlamentosu 125 milletvekilinin tamamının imzasıyla Fransız senatosuna bir mektup yazdı, Dış İlişkiler ve Parlamentolararası İlişkiler Komisyonu Fransız Senatosu’na başvuruda bulundu, Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı da bir açıklama yaptı. Azerbaycan’ın Paris Büyükelçisi’ne Türkiye’nin Paris büyükelçisi ile beraber senatoya gitmesi ve bu konuda çalışması talimatı da verildi. Bütün bunlara karşı yasanın senatodan geçmesinden sonra Baku yönetiminin Fransa’nın ta rafsızlığını sorgulayan, bu konuda Paris yönetimini caydırıcı bir adım atması beklendi. Ancak bu adım gelmediği gibi 25 Ocak’ta Fransa’nın Baku Büyükelçiliği önünde ellerinde Türk bayrakları ile Fransa aleyhine gösteri yapan bir gruba polisin sert biçimde müdahale etmiş olması da dikkat çekti. Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre Türkiye geçen yaz AGİT’in yeni Genel Sekreteri Zannier’e açık biçimde “Fransa’nın partizan taraflı yanı ortaya çıktı. Bizim eşbaşkanımız olmamalı” görüşünü iletti. Ankara’da yüksek sesle dile getirilmese de Azerbaycan’ın Fransa’nın eşbaşkanlığından alınması için girişimde bulunması beklentisi bulunuyor. ‘Paranın kontrolü Küçük’te’ HATİCE TUNCER FRANSA ÖRNEK OLABİLİR Le Monde: Türkiye’nin tavrı hoş bir sürpriz oldu Çerçeve tehlikesi BAHADIR SELİM DİLEK ‘Fransa memnun’ Dış Haberler Servisi Fransız Le Monde gazetesi, “Ermeni soykırımı”nın inkârını suç sayan yasa tasarısının senatoda onaylanmasının ardından Türkiye’nin “Paris’e korkulduğu kadar agresif bir tepki göstermemesinden” memnun olduğunu yazdı. Le Monde, Paris’in ilişkilerdeki bozulmayı onarmak için girişimlerde bulunduğunu belirterek “İç politikadan sonra sıra diplomaside” diye yazdı. Gazete, Türkiye’nin çok sert tepki göstermemesinin, Ankara ile ikili ilişkilerde yaşanan “fırtına” ortamında Elysee’nin danışmanları için hoş bir sürpriz oluşturduğunu yazdı. Gazetenin haberinde, “Türkiye, hava sahasını kapatarak Fransa’nın Afganistan’a yönelik askeri ulaşımına önemli bir zarar verebilir. O zaman Rusya üzerinden kuzeyden geçmek gerekecek” denildi. Le Figaro gazetesi başmakalesinde, “Türkiye’nin en büyük ihracatçısı Renault’yu cezalandırarak bu şirketi Fas’a gitmek için zorlamak şaşırtıcı olacak” diye yazdı. Öte yandan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan bugün Fransız ve Fransız ortaklı 30’u aşkın şirletin üst düzey yetkilisini kabul edecek. Fransız şirketlerinin isteğiyle gerçekleşecek toplantıda, şirket yöneticilerinin Fransa’da harekete geçirebileceği mekanizmalar değerlendirilecek. 165 milyon dolarlık sözleşme 24 Aralık 2008 tarihinde imzalanan 165 milyon dolarlık sözleşme, 8 Temmuz 2009 tarihinde yabancı altyüklenicilere avans ödemesi yapılarak yürürlüğe girmişti. ANKARA Fransız senatosunun onay verdiği ve sözde soykırımı inkârı yasal yaptırıma bağlayan yasanın yürürlüğe girmesi durumunda, Türkiye AB’nin 2008 yılında çıkardığı çerçeve yasa tehlikesi ile karşı karşıya kalacak. AB’nin 2007 yılında hazırladığı ve 2008 yılında kabul edilen “Irkçılığın ve Yabancı Düşmanlığının Bazı Biçimleri ve İfade Ediliş Tarzları ile Ceza Yasaları Yoluyla Mücadele İçin AB Çerçeve Kararı” üye ülkeler açısından bağlayıcı olacak. Söz konusu metin AB ülkeleri mahkemelerini herhangi bir fiilin soykırım olduğu konusunda karar vermeye yetkili kılıyor. Yasa, mahkemeleri bir fiilin soykırım olduğunu inkâr edenleri veya kabaca küçümseyenleri hapsetme yetkisi veriyor. Yasa yürürlüğe girince, AB mahkemelerinin İsviçre’deki Doğu Perinçek kararına benzer kararlar almasının önünü açılacak. Çerçeve yasaya göre AB ülkeleri, “AB mahkemeleri soykırım suçunun mevcudiyetini saptamaya ve bunun inkârı ve küçümsenmesi nedeniyle mahkumiyet kararı vermeye yetkilidir” veya “AB mahkemelerinin inkâr/küçümseme suçu hakkında karar vermeleri soykırım suçunun uluslararası yetkili mahkemece saptanması şartına bağlıdır” yönünde iki seçenekten birini tercih etmek durumunda olacaklar. Şu ana kadar AB ülkelerinin ikinci seçeneği kabul etme eğiliminde oldukları ortaya çıktı. Bakanlıkta toplantı Birinci Ergenekon davasında çok sayıda soru yöneltilen gizli tanık Poyraz, “Sedat Peker teşkilatının toplandığı paraların kontrolü Veli Küçük’teydi” iddiasında bulundu. Poyraz, “Sedat Peker o kadar büyüdü ki, bir işadamının oğlu kaçırıldığında Mesut Yılmaz’ın üçlü koalisyonunun Enerji Bakanı, Sedat Peker’i arayıp yardım istedi” diye konuştu. Davanın dünkü duruşmasında Üye hâkim Nihat Topal, gizli tanık Poyraz’a 24 Ocak Salı günkü “Paraları arabanın bagajındaki çantada İzmit Alay Komuntanlığı görevindeki Veli Küçük’e götürürdük” şeklindeki ifadesine açıklık getirmesini istedi. gizli tanık Poyraz, “Para toplanır, Sedat Peker hesabını yapardı. Elde edilen para Veli Küçük’e götürülürdü. Sedat Peker teşkilatının kontrolünün Veli Küçük’te olduğunu biliyorum.” Gizil tanık Poyraz, tutuklu sanık Osman Yıldırım’ın gayrimeşru âlemde “JİTEM’ci Osman” diye tanındığını, lakabının da “Hacı” olduğunu ifade etti. Poyraz’ın ardından gizli tanık Kıskaç’ın ifadesine geçildi. “Güneydoğu’yu kana boyayan bütün olayları” anlatacağını söyleyen Kıskaç “Burada olmayanlarında isimleri vereceğim. Veli Küçük o dönem çok küçük biriydi. Asıl ondan büyükleri var. Onların hepsini açıklayacağım” dedi. 1994’te 11 askerin şehit düştüğü operasyon ile ilgili olarak sanık emekli Albay Fikri Karadağ’ı suçlayan Kıskaç, 90’lı yılların başında Elazığ Jandarma Alay komutanı olan Albay Teoman Barutçu ile birlikte çalıştığını belirterek şunları şöyledi: “Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ı çok iyi tanıyorum. Elazığ jandarma tabur komutanlığı altında sorgu odaları vardı. Buradaki sorgularda insanların tırnakları, saçları pense ile çekilirdi.” ‘DANIŞTAY’DA İKİ GÖZALTI DAHA İstanbul Haber Servisi Danıştay saldırısındaki delillerin karartıldığı iddiasıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 2 kişi daha gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişilerin “Danıştay’daki güvenlik kamera görüntülerinin silinmesi emrini verdikleri” iddia edildi. Eski OYAK Güvenlik Genel Müdürü Orhan Çoban, OYAK Güvenlik Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tarık Özyılmaz, OYAK Elektronik Güvenlik Sistemleri Müdürü Yavuz Selim Kavaklıoğlu, OYAK Savunma ve Güvenlik Sistemleri Şirketi Bilgi İşlem Müdürü Barış Demirtaş, teknisyenler Serkan Akyıldız ile montaj bakım şefi Metin Almalı tutuklanmıştı. TGC Başkanı Erinç, gazetecilerin sorunlarını Başbakan’a iletti Yıpranma hakkı mektubu İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a mektup gönderdi. Başkan Erinç mektubunda, gazetecilerin yıpranma hakkının iadesini, 5953 sayılı yasanın tüm gazeteciler için uygulanmasının sağlanmasını ve itibari hizmet zammının uygulanmasındaki adaletsizliklerin giderilmesini istedi. Mektup, basın yayınla ilişkili Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a da iletildi. Erinç mektubunda, gazetecilerin büyük bölümünün ya taşeronlar eliyle genel iş yasası kapsamında ya da telif ücretiyle ve serbest meslek mensubu statüsünde çalıştırıldığını anımsatarak, “Bunun nedeni de 212 sayılı yasa ile değiştirilen 5953 sayılı yasanın uygulanmasını zorlayacak caydırıcı yaptırımların bulunmamasıdır. Bu açıdan bakıldığında, itibari hizmet zammı uygulanmasına dönülürken 5953 sayılı yasanın gazetecilerin tümü için uygulanmasını sağlamanın yolu da caydırıcı tutarda yaptırımların yasaya eklenmesinden geçmektedir” denildi. Mektupta, “İtibari hizmet zammı uygulamasına dönülmesi kabul edilirse çıkarılacak yasaya özel radyo ve televizyonda çalışan gazetecilerin de eklenmesi gerekli görülmektedir. TRT yasasında yapılan son değişiklikle Emekli Sandığı’na bağlı çalışanların yanı sıra aynı görevi SSK kapsamında yapanların bulunuşu da dikkate alınmalıdır. İnternet gazeteciliği ile internet gazetecilerinin yasal tanımlarının henüz yapılmamış olması da önemli bir eksiklik oluşturmakta o alanda görev yapan gazetecilerin itibari hizmet zammından yararlanmayacak olmaları da ayrı bir haksızlığı ortaya çıkaracaktır” ifadeleri kullanıldı. TUTUKLU GAZETECİLER LİSTESİ T.C. PENDİK 2. (SULH HUKUK MAHKEMESİ) SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI 2011/6 satış İzalei şüyu suretiyle satışına karar verilen Pendik Kurtköy mah. 9243 ada, 3 parsel sayılı 1.000,01 m2 miktarlı bahçeli kargir ev ve samanlık vasıflı taşınmaz İcra İflas Kanunu hükümlerine tevfikan açık arttırma suretiyle satılacaktır. GAYRİMENKULÜN EVSAFI: Satışa konu parsel tapuda verilen Pendik Kurtköy mah. 9243 ada, 3 parsel sayılı 1.000,01 m2 miktarlı bahçeli kargir ev ve samanlık vasıflı olup, Pendik Kurtköy mahallesinde Selvi sokak ile Çimen sokağın kesiştiği köşede kalan 4 nolu parsele bitişik 3 nolu parsel olduğu, Dikdörtgen konumlu olup düz bir arsadır. Parselin içinde tek katlı bir ev vardır. Oldukça yıpranmış, pencereleri olmayan metruk bir yapı hüviyetindedir. Çatısı kiremit olup, iskan edilir konumda değildir. Yaklaşık 72,00 m2 alanlıdır. Sıvaları dökülmüş, ekonomik değeri bulunmayan bir yapıdır. Bu evin hemen yanında bulunan samanlık olduğu anlaşılan yaklaşık 18,00 m2 alanlı yerin tamamen yakılmış olduğu, enkazdan geriye birkaç duvar kalıntısı kaldığı, parselin çevresi kısmen tel ile çevrili olup, yakınında 35 katlı binalar bulunmaktadır. Parsel üzerindeki tek katlı evin herhangi bir ekonomik değeri bulunmamaktadır. Samanlık olan yerin yıkılmış olduğu, parsele ulaşım kolay olup, belediyenin bütün altyapı hizmetlerinden faydalanmaktadır. GAYRİMENKULÜN İMAR DURUMU: Celp edilen Pendik Belediye Başk. İmar ve Şehircilik Müd. 31/10/2011 tarihli yazılarında Parselin 1/1000 ölçekli 20/04/2007 tasdik 4 nolu uygulama imar planında, olup YDA (yeniden düzenlenecek konut alanı) rumuzlu konut alanında kalmaktadır. GAYRİMENKULÜN MUHAMMEN KIYMETİ: Bilirkişi raporuna göre değeri 1.000.010,00 TL’dir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 1. satışı 05/03/2012 günü saat 14.00’ten 14.10’a kadar Pendik Sulh Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar, varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla gayrimenkul 15/03/2012 günü aynı saatte aynı yerde 2. artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklarının toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinden 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir, ihale pulu, tapu harç ve masrafları ve K.D.V. alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve tellaliye satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir) Bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dahil olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak bu farkı ve teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaten herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği taktirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları başkaca bilgi almak isteyenlerin 2011/6 sayılı satış dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 20/01/2012 (Basın: 4648) ‘Başbakan 3 kişiyi sayıyor’ ERDEM GÜL ANKARA Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) açıkladığı endekse göre Türkiye’nin basın özgürlüğü açısından 10 basamak gerileyerek 148. sırada yer alması tartışılırken, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Polis katili, sahteci, taciz, terör suçları işleyenler” suçlaması, gözleri bir kez daha meslek örgütlerince hazırlanan tutuklu gazeteciler listesine çevrildi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi, Erdoğan’ın listedeki üç ismi işaret ettiğini, bu üç ismin de tutuklama kararlarının mensubu olduğu medya kuruluşlarındaki faaliyetlerinden kaynaklandığını belirterek “Cinsel taciz diyor, bu Hüseyin Üzmez’dir, bizim listemizde yok” dedi. İpekçi, 97 ismin bulunduğu listeye ilişkin “katiller, sahteciler, tacizciler” suçlamasının yeni olmadığını, daha önce de Adalet Bakanı Sadullah Ergin tarafından yapıldığını söyledi. İpekçi, Ergin ve Erdoğan’ın isim vermeseler de listede bulunan Erdal Süsem, Mehmet Yeşiltepe ve Erol Zavar’ı kastettiğini kaydetti. Süsem’in Eylül dergisinde yayımlanan söyleşileri, Yeşiltepe’nin Devrimci Hareket dergisindeki görevi ve Zavar’ın Odak dergisindeki yazıları nedeniyle tutuklandıkları için listeye alındıklarını anlatan İpekçi, bu üç ismin tutuklanma kararlarında yer alan başka bazı suçlamalarla ilgilenmediklerini, ancak bu suçlamaların da sorunlu olduğunu söyledi. İpekçi, Süsem ve Yeşiltepe’nin, “gazetecilik faaliyeti” dışında Erdoğan’ın söylediği, “katillik” suçlamasına karşı Bakan Ergin’e gönderdikleri mektupla yanıt verdiklerini belirtti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle