19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 OCAK 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bilgesam, Türkiye’nin İran’a nükleer konusunda zaman kazandırmaması gerektiğini belirtti 5 değil. Terörün iyisi kötüsü olmayacağını bugün hâlâ kimi kafalar anlamadı. Uğur’un değer yargıları, dünyaya ve Türkiye’ye bakışı hâlâ güncelliğini koruyor. Uğur sözde değil özde Atatürkçüydü... Aydınlanmacıydı... Devrimciydi... Sosyalistti... Yurtseverdi... Laikti... Antiemperyalistti... Uğur, dinciAmerikancı devlet yapısına kökten karşıydı. Din, dil, ırk, inanç ayrımını insanlık suçu olarak görür, dünya haklarının kardeşliğini, emeğin örgütlü gücünü savunurdu. Uğur savaştan yana değil, barıştan yanaydı. Sevgi tomurcuklarının patlayıp çiçeklenmesini istedi yaşamı boyunca. Emeksermaye çelişkisini bıkmadan usanmadan yazdı... Demokrasi ve özgürlüklerin geliştirilmesini, devlet içinde örgütlü silahlı çetelerin ortaya çıkarılmasını... ??? 19 yıldır hep aynı soruyu soruyoruz: “Uğur Mumcu’yu öldürme emrini kim verdi?” Musa Anter’e, Hrant Dink’e kim verdiyse, Uğur’a da onlar verdi... Güldal Mumcu beş yıl önce Işık Kansu’ya şöyle demişti: “Faili belli olanı bu kadar koruyup kollayan bir yapı, faili belli olmayanı arar mı hiç?” Aramaz elbet! Ararsa örgütlü silahlı çeteler ortaya çıkar... Mehmet Ali Ağca ilk salıverildiğinde avukatlarının şu sözünü unuttuk galiba: “Abdi İpekçi’nin kimliğine bakmak lazım...” Uğur, devlet içinde örgütlü silahlı gücü “12 Eylül’ün Adaleti” kitabında emekli askeri yargıç Nurettin Soyer’in ağzından anlatmıştı. ??? Uğur’un 1988’de yazdığı “Tarikat, Siyaset, Ticaret” kitabını okumanın zamanıdır şimdi... Zaman geçmiyor inanın... Biz geçiyoruz. Ölü kentlere, unutulmuş ormanlara bakarak... Sessizce... Ürkekçe... Yaşamın derinliğinde yitip giden biziz hiç farkında olmadan. Diyarbakır’da JİTEM merkezinde toprak altından çıkan 19 insan iskeletini umursamadan... Güçlükonak’ta elbiseleriyle gömülenlerin hesabını sormadan... Korkağız... Korkak... Hükümete İran uyarısı BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Düşünce kuruluşu Bilgesam, hükümetin İran’ın nükleer dosyasına ilişkin yaklaşımı konusunda uyarıda bulundu. Bilgesam, “Türkiye’nin İran’a nükleer silah üretmek için zaman kazandıracak politikalarını gözden geçirmesi gerekir” değerlendirmesini yaptı. Bilgesam, “Kaos Senaryolarının Merkezinde İran” başlıklı raporda önemli uyarılarda bulundu. Raporda, “Ortadoğu bölgesinde sıcak bir çatışmanın emareleri izlenmekte ve açıklanan bütün senaryoların merkezinde İran yer almaktadır” saptaması yapıldıktan sonra, “İran ? Bilgesam, “Türkiye’nin politikalarını gözden geçirmesi gerekir. Bu doğrultuda Batılı ülkelerle karşı karşıya gelinmesi, Türk dış politikasının İran’ın zaman kazanma stratejisine katkı sağlaması anlamına gelebilir” değerlendirmesini yaptı. nükleer tesislerinin ve füze sistemlerinin ABD veya İsrail tarafından düzenlenecek bir askeri operasyon ile vurulması, Hürmüz Boğazı’nın İran tarafından kapatılması, bu yüzden petrol fiyatlarının hızla artması ve bir petrol krizi çıkması, ABD kuvvetlerinin Irak’tan çekilmesi ve Arap Baharı’nın etkisiyle Ortadoğu bölgesinde oluşan hassasiyetten yararlanan İran’ın, ŞiiSünni mezhep çatışmasına yol açacak girişimlerde bulunması gibi senaryolar, dış politika karar alıcılarını başta sıcak çatışma olmak üzere masada bulunan tüm seçeneklere karşı tedbirli olmaya yöneltmektedir” görüşüne yer verildi. mek amacıyla söz konusu gerilim alanlarından faydalanmaya çalışmaktadır” değerlendirmesi yapıldı. Uğur Mumcu’yu Kim Öldürdü?.. Tarihin yaprakları düşüyor birer birer... Zaman tünelinin içinden geçiyoruz... Umutlarımız yitiyor geleceğe ilişkin. Sinop’ta yıllar önce oturduğu deniz kıyısındaki kahvede Sabahattin Ali’yi anımsamıştım... Kaz Dağları eteklerinden Edremit Körfezi’ni seyrederken. Oysa ben çocuktum Sabahattin Ali öldürüldüğünde... Erzurum’a ilk kar düşüp caddeleri buz kestiğinde Orhan Yavuz gelir aklıma... Adana’ya gittiğimde Cevat Yurdakul... Sabahın ışıltılı saatlerinde, acı acıyla, hüzün hüzünle sarmaş dolaş oluyor. Varoluşun boşluğunda kollarını açmış cambaz kızın ölüm biçimini görür gibi oluyorum Lawrence’ın dizelerinde. Bugün Uğur Mumcu’yu anıyoruz... Ne de çabuk geçmiş zaman... Yok yok zaman değil biz geçmişiz o karanlık dehlizlerden. Ölümle yaşamın sürekli bir tümlük olduğunu bilmeden... ??? Neredeyse son 35 yılı terörle iç içe yaşadık... Cavit Orhan Tütengil... Muammer Aksoy... Bahriye Üçok... Uğur Mumcu... Ahmet Taner Kışlalı... Cumhuriyet yazarlarıydı hepsi. Tümü faili belli, faili meçhul cinayetlerde birbiri peşi sıra öldürüldüler. Çığlık çığlığaydık ama elimizden bir şey gelmiyordu. Umutlarımızı yitirmiştik tıpkı Musa Anter, Hrant Dink cinayetlerinde olduğu gibi. 11 Eylül 2001’de terör tırmandı tırmandı ABD’yi vurdu. Yer yerinden oynadı! Amerika terör gerçeğini o zaman anlar gibi oldu... Aradan bir yıl geçti... Unuttu! Unuttu! Unuttu! Uğur Mumcu yazılarında, kitaplarında, söyleşilerinde ne diyordu: “Terör nereden gelirse gelsin bir insanlık suçudur...” ??? Geçen zaman değil aslında... Biz geçiyoruz... Uğur’un yazdığı kitaplar bize bugünü anlatıyor, geçen zamanı ‘Çatışma riski var’ Hürmüz Boğazı’nın kapatılması ve ŞiiSünni çatışması olasılığıyla küresel güvenliğin tehdit edilmekte olduğuna işaret edildi. Raporda şu görüşlere yer verildi: “Nükleer bir İran diğer ülkeler kadar Türkiye için de tehdittir. Türkiye’nin İran’a nükleer silah üretmek için zaman kazandıracak politikalarını gözden geçirmesi gerekir. Bu doğrultuda Batılı ülkelerle karşı karşıya gelinmesi, Türk dış politikasının İran’ın zaman kazanma stratejisine katkı sağlaması anlamına gelebilir.” ‘Kriz kaosa evriliyor’ İran nükleer krizinin kaosa doğru evrilmeye başladığına işaret edilen raporda, “İran, bölgede ortaya çıkan sorunlar neticesinde nükleer faaliyetlerine devam etme noktasında zaman kazanmakta ve nükleer krizi geçici bir süreliğine de olsa gündemden düşür CHP MYK TOPLANDI ‘Kurultay şölen gibi olacak’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler, “Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu söyledi. Biz tüzük kurultayı yapacağız. Kurultayı şölen sayıyoruz, o şöleni yaşayacağız” dedi. CHP MYK, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı. MYK’nin ardından Güler, olağanüstü tüzük kurultayının MYK’nin gündemine geldiğini söyledi. Güler, “Bu istek bir yerlerde ortaya çıktığı günden bu yana, bu demokratik bir istektir, CHP hep bunu duydu ve kale aldı. Değerlendirmeleri sürekli olarak yapıyoruz ve Kılıçdaroğlu söyledi. Biz tüzük kurultayı yapacağız. Kurultay tarihi ise belli değil. Zaten biz seçimli kurultay sürecindeyiz, bunun için çok yoruluyoruz, çok koşuyoruz. İl ve ilçelerden gelen değerlendirmelerle üçüncü taslağa erişilmiş durumda. İyi bir tüzük, CHP’yi iktidara taşıyacak güçte bir tüzük için CHP hazır.” Güler, Anayasa Mahkemesi’nin CHP’ye 6 bin TL’lik para cezası vermesine tepki gösterirken, “Anayasa Mahkemesi’ni düzenleyen yasa dahi anayasaya aykırı iken karşımızda güvenebileceğimiz bir anayasal yargı kalmadığı kuşkusundan acı çekiyoruz” dedi. Diyarbakır’da tarihi İçkale mevkisinde yıllarca JİTEM’in sorgu merkezi olarak kullanılan alanda, 11 Ocak’ta başlatılan ve 19 kişiye ait kafatası ve kemiklerin bulunduğu alanda çalışmalar sürüyor. Kazılara radar talebi Diyarbakır Barosu Başkanı Aktar, insan kemiklerinin bulunduğu İçkale mevkisinin mezarlık olarak hiç kullanılmadığını söyledi MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Diyarbakır’daki JİTEM sorgu merkezinde19 kişiye ait kemiklerin bulunmasının ardından, Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak kazı çalışmalarının daha sağlıklı yü rütülebilmesi için “Yeraltı radarı” temin edilmesi istedi. Jeofizik bölümü bulunan Çanakkale, İstanbul ve Kocaeli üniversitelerinde bu cihazın bulunduğunu belirten Aktar, “Bölge hiç mezarlık olarak kullanılmadı. İlk akla gelen JİTEM cinayetleri olduğu yönünde. 90’lı yıllara ait mi değil mi henüz bilmiyoruz ancak ne zaman öldürülmüş olurlarsa olsunlar hukuka aykırı biçimde öldürüldükleri görünüyor” dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da ortaya çıkarılan kemiklerle ilgili çalışmaları yerinde izledi. Şırnak’ın Görümlü Jandarma Taburu’nda 3 kemik parçasının bulunmasının ardından kazılar bitirildi. Irak’taki Kürt parlamentosu, Uludere’ye resmi bir heyet gönderdi Köylüler adalet istiyor MAHMUT ORAL TANIK İFADESİ VAHŞETİ ORTAYA KOYMUŞTU AZİZ KOCAOĞLU ‘Biz sadace çalışıyoruz’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “çete lideri” olarak hakkında 397 yıl istenmesine karşın tutuksuz yargılanmasını “Garip bir durum. Biz de duruşma tarihinin açıklanmasını bekliyoruz” diye yorumladı. Gazetemiz İzmir bürosunu ziyaret ederek Ege temsilcimiz Serdar Kızık’la görüşen Kocaoğlu, çete liderliğiyle suçlanması ve bürokratlarının tutuklanmasıyla ilgili sorularımızı yanıtladı. Hazırlanan iddianameyle belediyesinin ne kadar düzgün çalıştığının tescil edildiğini vurgulayan Kocaoğlu, “Derdin de dedikodunun da ilacı çalışmak. Çalışıyoruz, sadece çalışıyoruz” dedi. Bu arada köy ziyaretlerini hafta sonunda da sürdüren Kocaoğlu, “İzmir’de çete yok, Reis var” “Koca Reis sana güveniyoruz” pankartlarıyla karşılandı. Kocaoğlu, köylülerin “Siz üzülüyorsunuz diye biz de çok üzülüyoruz” sözleri üzerine şöyle konuştu: “Çok şükür bizim alnımız ak. Bir söz vardır, ‘dedesi erik yemiş, torununun dişi kamaşmış’ diye. Bizim geldiğimiz yer belli, gideceğimiz yer belli. 400 sayfalık iddianamede rüşvet yok, zimmet yok, zenginleşme yok.” DİYARBAKIR Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu köyünde 34 kişinin yaşamını yitirdiği bombardımanın ardından bölge baroları açılacak davalar için komisyon oluşturdu. Irak’taki Kürt parlamentosu, Ortasu köyüne resmi bir heyet göndererek dayanışma mesajı verdi. Ölenlerin yakınlarıyla bir araya gelen Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, olayın çok yönlü soruşturulduğunu, üç ay içinde sonuç alınacağını bildirdi. Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi ile beraberindeki avukatlar köy camisinde yurttaşlarla bir araya geldi. Elçi, açılacak tüm davalar için bölge barolarından oluşan bir komisyon kurduklarını, olayın takipçisi olacaklarını söyledi. Ailelerin bir an önce sürece dahil olmasını isteyen Elçi, delillerin ortadan kaybedilme riskiyle karşı karşıya kalabileceklerine işaret etti. Elçi, savcılığa çağırılan yurttaşların ifade vermek yerine sorgulandığını söyledi. Fotoğraf: VEDAT ARIK Nezir Tekçe davası Eskişehir’e alındı MAHMUT ORAL Gazetecilerden suç duyurusu KCK operasyonları kapsamında gözaltına alınan ve serbest bırakılan Etkin Haber Ajansı editörü Arzu Demir ve Dicle Haber Ajansı muhabiri Evrim Kepenek, kendilerini hedef gösteren gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulundu. Demir ve Kepenek, bu isimleri Ekrem Dumanlı, Fazlı Mert, Gürdal Gürler, Bilal Şahin, Tevhit Karakaya, Mustafa Karaalioğlu, Kemal Gümüş, Ahmet Albayrak, Ziya Cömert, Yusuf Gülbakan, İlhan Toprak, Ahmet Çalık, Erdal Şafak, Ersin Ramoğlu, Ufuk Emir Köroğlu ve Gülcan Demir olarak açıkladı. Savunmaya Türkçe tercüme DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da görülen KCK Türkiye Meclisi davasının 39. oturumunda, Kürtçe savunma yapan İHD Şube Başkanı Muharrem Erbey’in Kürtçe anlatımları, avukatları tarafından Türkçeye çevrilerek tutanağa geçirildi. Erbey’in İHD’ye yapılan başvurularla ilgili basın mensuplarıyla yaptığı telefon görüşmelerinin kayıtları ve Erbey’in Roj TV ve Nevroz TV’ye bağlanarak yaptığı görüşmeleri de delil olarak okundu. Öte yandan, Muş’ta, PKK/KCK adına faaliyet yürüttükleri iddiasıyla gözaltına alınan F.B ile N.Y tutuklandı. ‘Müzakereler yine başlamalı’ Haber Merkezi PKK’nin yayın organı olduğu gerekçesiyle Fransız Eutelsat uydusu üzerinden yayını durdurulan Roj TV’nin dünkü son yayınına katılan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Türkler ve Kürtlerin ortak strateji içerisinde sınırlar değişmeden ortak vatanda, Kürtlerin kendi öz yönetimleri temelinde bir yönetim istediklerini söyledi. Demirtaş, çözüm için “Öcalan muhataptır” dediklerini anlattı. BDP olarak tek kurşunun atılması taraftarı olmadıklarını, iyi niyetli girişimi her türlü baskıya rağmen destekleyeceklerini söyledi. DİYARBAKIR Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde 1995’te Bolu Dağ Komando Taburu askerleri tarafından gözaltına alındığı belirtilen ve kendisinden bir daha haber alınamayan Nezir Tekçe’nin ailesinin açtığı dava, güvenlik gerekçesiyle Eskişehir’e alındı. Tekçe’nin babası Halit Tekçe, olayın kapatılmak istendiğini belirtti. Yüksekova’ya bağlı Aşağıölçek köyünde çobanlık yapan Tekçe, Bolu Dağ Komando Taburu 5. Bölük askerleri tarafından 26 Nisan 1995’te bir grup köylüyle birlikte gözaltına alındı. Kendisinden bir daha haber alınamayan Tekçe’nin ailesinin 1997’de yaptığı suç duyurusu üzerine Van Askeri Savcılığı soruşturma başlattı. Ancak askeri savcılık, ailenin beyanlarını almadan, kovuşturmaya yer olmadığına karar ve rerek, dosyayı kapattı. 2010 yılında Tekçe’nin ölümüne tanıklık yapan, o dönemde askeri birlikte askerlik yapan Yunus Şahin’in beyanları üzerine dava tekrar gündeme geldi. Şahin, 15 yıl sonra verdiği ifadede terör örgütünün sığınaklarının yerini soran askerlere “bilmiyorum, bırakın gideyim” diyen Tekçe’ye önce Kemal adındaki bir üsteğmenin tek el ateş ettiğini daha sonra askerler tarafından tarandığını, sonra da patlayıcı bağlanarak patlatıldığını anlatmıştı. Şahin, “Olay günü 2. Bölük Komutanı olan Ali Osman Akın da parçalanan çobanın kafasını eline alarak askerlere poz verdi” demişti. Davanın Eskişehir’e alınmasının manidar olduğunu belirten Tekçe ailesinin avukatı Dilber Uzunköprü “müvekkilimin can güvenliği sorunu var” dedi. DİYARBAKIR CUMHURİYET SAVCILIĞI ‘Güvenimiz kalmadı’ Katliamda yaşamını yitiren Serhat Encü’nun ağabeyi Ferhat Encü de ne savcılara ne de valilere güvenlerinin kalmadığını dile getirerek bir an önce hukuki sürecin başlatılmasını istedi. Kuzey Irak’taki Kürt parlamentosu da köye taziye için 9 kişilik heyet gönderdi. Olayda yaşamını yitirenlerin aileleriyle biraraya gelen Şırnak Valisi Özkan da olay günü yapılan tüm telefon görüşmelerinin incelendiğini ifade etti. Romana terör soruşturması ANKARA (ANKA) BDP Muş Milletvekili Demir Çelik, “Özgürlüğünde Kaldı Gözlerim” isimli romanına “terör örgütü propagandası” gerekçesiyle Diyarbakır Savcılığı’nca soruşturma açıldığını söyledi. BDP’li Çelik, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yazdığı kitapla ilgili açılan soruşturma hakkında bilgi verdi. Tamamen gerçek olaylara dayanan 940 sayfalık kitabın 2030 sayfası bile okunmadan “terör örgütü propagandası” yaptığı gerekçesiyle soruşturulduğunu belirten Çelik, aynı başsavcıların kitabın çıktığı Aram Yayınları’nı da basarak 5 ayrı kitap için aynı gerekçe ile soruşturma başlattığını söyledi. Çelik, “Kitabım ve diğer kitaplar için açılan soruşturmalarla ifade özgürlüğü devlet eliyle ‘terörize’ edilmek, özgür birey ve düşünceye pranga vurmak istenmektedir” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle