19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK 2012 SALI 2 bağımsızlığın biçimine de özüne de saygılı davranmak zorundayız. Bu saygıyı gösterecek olanların başında yine başbakan gelmektedir. Saygıyla anımsatırız.” ??? “Bu ülkede devletin güvenliği ile hukukun güvenliği eşanlamlıdır. Devlet güvenliği adına hukuk güvenliğinin ortadan kaldırılması, demokrasi ve hukuk devleti için ilerde onarılmaz yaralar açar. Bu gibi dönemlerde, daha soğukkanlı olunmasında sayısız yarar bulunmaktadır. Dikkatler, gazetelere ve gazetecilere değil, saldırgana ve saldırganın örgütüne çevrilmelidir.” ??? “Suç ve ceza, ancak hukuk devletinin terazilerinde tartılır. Yargısız infaz olmaz. Olursa, bundan en çok devletin kendisi zarar görür ve bundan en çok devletin güvenlik güçleri yara alır. Yaratılan kargaşada terör ile ilgili olmayan yurttaşlar ‘teröristtir’ diye öldürülürler. Bu da yeni gerilimlere yol açar. Hukuk devletini ilkel kabilelerden ayıran en temel ölçülerden biri ve belki de başlıcası, devletin hukuk kuralları içinde kalmasıdır.” ??? “Bir memlekette hukukçular susarsa ve susturulursa, o ülkede hiç kimse demokrasiden ve hukuk devletinden söz edemez.” Bugün, 18 yıl önce büyük yazar ve düşünür Uğur Mumcu’nun bombalarla öldürüldüğü gün... Aradan yıllar geçmiş. Ama o hâlâ yaşıyor, yaşayacak... İşte günümüzün acı sorunlarına yıllarca önceden yaptığı uyarılar... “Hukukçuyum” diye geçinen birtakım kişilere gerçek bir hukuk dersi!.. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER HitlerStalinHoover’dan Günümüze! Hitler Almanyası’nda, Stalin damgalı Sovyetler’de ve Hoover ABD’sinde oynanmış olan bu oyunun kurbanları, adım adım gelen buyurganlık karşısında yardakçılığa soyunan kitle iletişim sorumlularının yardımıyla, halkın kendidir. Öte yandan, bu oyunun hedefi olan halkın hiç gücü yok mu? Vàclav Havel’in şu kitabını da okuyun: “Güçsüzlerin Gücü” Prof. Dr. Türkkaya ATAÖV Düzenin buyurganları bunu fark ettiklerinde, içlerinden birilerini bu yanlışların simgesi olarak seçtiler, böylece önce baş cellat Yazhov, sonra Beria idam edildi. Müzisyen Şostakoviç’i tutuklamayı tasarlayan ajan Zançeski de casusluktan içeri tıkıldı. Bu olanları 1956’da ağlayarak anlatan partinin yeni önderi N.S. Kruşçov’dan başkası değildi. ABD’ye gelince: Orada J. Edgar Hoover diye biri FBI’nın başında tam 48 yıl kaldı. Genel kanı bunun nedeninin elinde herkese ilişkin kalın dosyaların (ve içinde cinsel ilişki belgelerinin) oluşuydu. Bu yargı tümden yanlış değil, ama eksiktir. Gerçek neden medyanın onun masallarını yayması ve halkın da ona inanmasıdır. “Demokratik” yaftalı bir düzenin aldatmayla karışık buyurganlığa dönüşmesinin anahtarı da buradadır. Ona “tehlikeli bir faşist” diyen bir azınlığın yanı başında, çoğunluğu yönlendiren medya onu pohpohluyordu. Yale’in tarih uzmanı Prof. Beverly Gage’in birkaç haftaya değin çıkacak kitabına bakınız. Günümüzdeki yargı ise Hoover’ın “faşist” olduğudur, hem de Senatör McCarthy gibi başka faşistlerin yeşermesine ortam hazırlayarak... Tüm siyasetçilerin özellikle cinsel yaşamlarına ilişkin dosyalar tutmasına gelince: Hoover’ın kendi eşcinseldi. Hitler Almanyası’nda, Stalin damgalı Sovyetler’de ve Hoover ABD’sinde oynanmış olan bu oyunun kurbanları, adım adım gelen buyurganlık karşısında yardakçılığa soyunan kitle iletişim sorumlularının yardımıyla, halkın kendidir. Öte yandan, bu oyunun hedefi olan halkın hiç gücü yok mu? Vàclav Havel’in şu kitabını da okuyun: “Güçsüzlerin Gücü” Yaşayan Uğur Mumcu’dan Hukuk Dersleri... “Hukuku, egemen güçlerin bir baskı aracı yapmak isteyen iktidarlar, her ülkede hukukçuların vicdanlarına ipotek koymak istemişlerdir. Böyle dönemlerde, hukukun yerini, yasadışı yargılar ve korkular almıştır.” ??? “Hukuk artık siyasal kan davalarının birer aracı olmaktan kurtarılmalıdır.” ??? “Adaletin üç ayağı vardır. Bu üç ayağın birincisi yargıç, ikincisi savcı, üçüncüsü avukattır. Adaletin bu üç ayağından biri zedelenirse, adaleti ayakta tutmaya imkân yoktur. Bunun içindir ki hukuk devleti, yargı bağımsızlığına ve özgür barolara dayanır. Yargıç bağımsız değilse, savcı bağımsız değilse, avukat, her gün çeşitli baskılarla karşı karşıya ise, bundan adalet duygusu zarar görür. Dolayısıyla bütün toplum, bu zararın yükünü taşımak zorunda kalır.” ??? “Adalet duygusu diye bir inanç vardır. Bu inanç bir kez sarsıldı mı istediğiniz kadar çabalayın, inandırıcı olamazsınız. Hele adalet duygusu devlet eliyle yok edilirse, yıkıntı büsbütün büyük olur.” ??? “Hukuk devleti yargı bağımsızlığına dayanır. Bağımsızlık konusunda biçim ve öz iç içedir. Özle biçim, biçimle öz birbirinden ayrılmaz. Bu Şansın Döndü Usta... Şans kuş gibidir... Devamlı uçmaz... ? Doğrusunu istersen hep şanslıydın... Daha ilk gün Kemal Derviş’in ekonomi programı hazır kucağındaydı... Tarihinde ilk kez aslında Müslüman olduğu söylenen bir zenci ABD’ye Başkan seçildi... Irak’ı yıktılar, altın, dolar TIR’larla geldi... Rusya açıldı, Yunanistan battı, bavulunu alan turist Antalya’ya... Ömrü susuz geçen memlekette dokuz senedir kuraklık görülmedi bre... Kış olimpiyatları stadının açılacağı geceye kar yetişti... İyi mi?.. ? Ama şans döndü: AB diplomasisi, oynadığın sahte “demokrasi” oyununu anladı... Ağzını açan Türkiye’de basın özgürlüğünün ve hukukun olmadığını söylüyor... (......) Ortadoğu’da itibarın artık yok... Git de göreyim... Çünkü “Demokrasi gelecek” dediğin her yere, medeniyet isteyen insanların nefret ettiği şeriatçı Müslüman Kardeşler örgütü gelip oturdu... (......) ABD’de “Türkiye’yi İslamcı teröristler yönetiyor” diyen Teksas Valisi adaylıktan çekilince sevindin ya... Atatürk hayranı Newt Gingrich öne geçti, cumhuriyetçilerin adayı... (......) CHP döneminde Dersim’in uçaklarla bombalandığını söyledikten, o dönemi cinayetle suçladıktan yirmi gün sonra kendi vatandaşlarını bombaladı uçakların... Şans... Türbanla kızların başını örtme operasyonu tam bitti derken... Gazetelerde, pantolonları çıkartıp donla metroya binenlerin haberleri vardı... (.......) Sporda mesela... Fenerbahçe arkandaydı... Maça gitsen ya, gidebiliyorsan... (.......) Sağ olsunlar, Türk Ordusu’nun Genelkurmay Başkanı’nı “Silahlı terör örgütü kurmaktan” tutukladılar da... Artık Ergenekon hukukuna da inanan kalmadı... (.......) Yetmezmiş gibi, üstüne bir de sağlık sorunu... ? Şansın döndü usta... 2012 yılı şanssız bir yıl AKP iktidarı için... Şans bu... Her zaman uçmuyor... H itler ile Stalin ’in ABD’de haber alma örgütü FBI’yı sonraki dev boyutlarına çıkarıp çok can yakan ve bu arada Amerikan siyasal yaşamını da faşizme yakınlaştıran bu örgütün başkanı J. Edgar Hoover’la ortak noktaları şunlardı: Eleştirenleri “kötü” olmakla suçluyor, buna kendileri de inanıyor, yansız olması gereken medyayı kendi yörüngesine sokuyor, halkı aynı yönde eğitiyor, giderek haksız yere suçlananları bile yalancı itiraflara zorluyorlardı. Her üçü de kendilerinin dışındakilerden son aşamada nefret ediyor, ayrıca onları susturmanın devletin (giderek insanlığın) iyiliği için gerekli olduğuna inanıyor ve başkalarının ya sindirme ya da ikna yoluyla bunun doğruluğuna inanmalarını sağlıyorlardı. Almanya, Sovyetler ve ABD’deki bu örnekler günümüzdeki siyasal ve toplumsal düzenin buyurganlığa nasıl dönüşebileceğini anlamamıza ışık tutabilir. ldatılmış halkın desteği’ Almanya 1918’de yenilgiden kurtulamayınca, Prusya gelenekli generalleri bunu kabullenemeyerek gerçekte içeride sırtlarından bıçaklandıkları yanlış yorumuna saptılar. Hitler bu masalı yineleyip suçu; birkaç yüz bin nüfuslu ama ülkelerine Nobel bilim ödülleri kazandır ‘A mış olan Yahudilerin üstüne attı. Oysa, 191418 savaşındaki Yahudi şehitlerin adları da duvarlara kıvançla yazılmıştı. Yalnız Almanya’yı değil, tüm dünyayı bu “pislik”ten kurtaracağını yazdı. Yaklaşık 6 milyonunu ortadan kaldırmadan önce, onlara gerçekten pislik muamelesi yaptı. Böyle olduklarına Hitler önce kendi inandı, sonra da medyayı ve halkı inandırdı. 1930’lardaki belgeseller ve fotoğraflar Alman halkının Hitler’i nasıl çılgınca desteklediğinin kanıtlarıdır. “Aldatılmış halkın desteği” diye buna denir. Stalin’in 1930’lardaki acımasızlığı bundan farklı değildi. Savunmasının anlamı şöyleydi: “Ben sorumlu değilim, çünkü bu yaptıklarım gelişim için gerekli görevlerdir.” O da bu yoldan ülkeyi (ve insanlığı) kurtarma yolunda olduğuna inanıyordu. Örneğin, seçkin bir aydın olan Bukharin daha fazla insancıllık istediği için tutuklandı, işkenceden ve ağlatıgülünç karışımı bir yargıdan geçip idam edildi. Arthur Koestler’in “Gün Ortasındaki Karanlık” adlı romanındaki Rubaşov, gerçekte odur. Suçlanan biri (Zaitsev) mahkemede şöyle bağırmıştı: “Beni bir engerek yılanı gibi öldürün!” Ancak, gerçekte intihar eden, J.A. Getty ve O.V. Naumov’un 1999’da bastırdıkları kitapta yazdıkları gibi, Sovyet Komünist Partisi’nin kendiydi. Uğur Mumcu’ya Sesleniş... Daver DARENDE Emekli DiplomatYazar Ocak’ın yarattığı hüznün içime çöktüğü bu acılı günde, Karlı Sokak’ta karanfillerle Uğur Mumcu’yu anacağız. 24 Ocak 1993 Salı gününü bugünkü gibi anımsıyorum. Karlı Sokak’ta toplanan kalabalığa şimdi aramızda olmayan aydınlanma bilgesi İlhan Selçuk şöyle seslenmişti: “Katil devlet demek kolay, ama katil olmayan devlete, demokratik devlete, Uğur’un katillerini bulabilecek örgütlü bir devlete dönüştürmek, o zor... Onu yapmak için gerekli çabayı ve atılımı gösterdik mi arkadaşlar?” İlhan Selçuk’un herkesi etkileyen bu sözleri belleğimden silinmedi. Aydınlanmanın simgesi, direncin anıtı Uğur Mumcu, Türkiye üzerine oynanan kirli oyunları önceden gören, emperyalizmin iki yüz yıldır çevirdiği dolapları belgeleriyle ortaya çıkaran, demokrasiye gönül vermiş gerçek bir Kemalist idi. Yaşamı boyunca ülkemizi çökertmeye çalışan dış güçlere, onların uzantısı olan “mütareke kalıntıları”na, döneklere ve “tatlısu aydınları”na karşı amansız bir savaş verdi. İçimizde ve çevremizde hızla gelişerek tehlikeli boyutlara ulaşan siyasal olayların düpedüz emperyalizmin kirli bir oyunu olduğunu Uğur Mumcu yıllar önce söylemedi mi? Onun söylemlerinden gerekli dersleri çıkarabilmeyi başarabilseydik günümüzde her şey farklı olabilirdi. Ne acıdır ki o günlerde onun uyarılarını dinleyen olmadı. Vurguncuların, soyguncuların, esen rüzgârlara göre fikir ve kimlik değiştirenlerin korkulu rüyasıydı Uğur Mumcu. Onun güçlü bir hukuk mantığı ve çok ince bir mizah çizgisi ile yazdığı bugün de güncel olan yazıları gelecek kuşaklar için bir ibret belgesi olarak kalacaktır. 24 C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle