Katalog

2 OCAK 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ‘Okullar hazır değil’ Okulların gerek teknik altyapı, gerek kadro açısından eğitimöğretime hazır olmadığını belirten Veli Demir, okul binalarının adeta terk edildiğini, eğitim alacak öğrenci sayısının belli olmadığını dile getirdi. Barınak sağlanamayan eğitim çalışanlarına kira ve servis ücreti ödenmesi gerektiğini belirten Demir, “Öğretmenlerin iradesi dışında oluşan doğal olaylardan öğretmenler sorumlu tutulmamalı, 23 Ekim’den bu yana alamadıkları ek ders ücretleri kendilerine ödenmelidir” diye konuştu. 3 Ev sahibi dolandırıldığını komşularından öğrendi Van’daki depremde yıkılan okul binası simge fotoğraflardan biri olmuştu. Öğretmenler çadırda, travma sürüyor Van’da eğitim de MAHMUT LICALI ANKARA Van’da meydana gelen deprem felaketinin ardından 23 Ekim 2011’den beri ara verilen eğitimöğretim faaliyetleri bugün yaklaşık 2.5 aylık aranın ardından tekrar başlıyor. Deprem felaketinin ardından önce 14 Kasım 2011, sonra 5 Aralık 2011’de başlayacağı duyurulmasına karşın ertelenen eğitimöğretim faaliyetleri yeni yılla birlikte başlayacak. Bölgeye atanan 800 öğretmen geçen hafta görev yapacakları okullara gitmeye başlarken depremin üzerinden aylar geçmesine karşın öğretmenler için başta barınma olmak üzere tuvalet ve banyo gibi temel ihtiyaçlara yönelik sorunlar hâlâ sürüyor. Henüz eğitimöğretime devam edilmesine yönelik hazır bir ortam olmamasına karşın bölgeye giden öğretmenlerden bazıları konteynır yerine çadırlarda kalıyor. Eğitimİş Genel Başkanı Veli Demir, Van’da yaşanan sıkıntıları ilişkin su tespitleri yaptı: “Şanslı öğretmenlere çadır verilmiş, ancak çadırları kuracak yer bile gösterilmemiştir. Öğretmenler güvenlik sorunları nedeniyle gece çadırlarda uyuyamamaktadır. Öğretmenler sağlıksız koşullarda, toplama kampı gibi yerlerde yaşamaya zorlanmaktadır. 3040 kişinin kaldığı koğuşu andıran barınaklarda banyo bulunmamaktadır. Depremden aylar sonra hâlâ tuvalet kuyrukları oluşmakta, öğretmenler bulaşıcı hastalıklara yakalanma tehlikesiyle karşı karşıyadır.” Öğretmenlerin deprem travmasından kurtulamadığını belirten Demir, öğretmenlerin yaşadıkları psikolojik tahribata yönelik etkili çözüm yolları geliştirmediğini belirtti. Çürük evi sahte raporla sattılar HİLAL KÖSE sorun yumağı Silahlı kavga can aldı ? SAMSUN (Cumhuriyet) Samsun’un İlkadım ilçesinde restoranın önünde çıkan silahlı kavgada 1 kişi öldü, 3 kişi yaralandı. Yaralılardan Cengiz Y. ve Turgut Y, Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne, Nedim Ö. ile Ömer Ö. ise Samsun Gazi Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Cengiz Y. kurtarılamadı. Öldürüp evini ateşe verdi ? GİRESUN (AA) Giresun’da, merkeze bağlı Erikliman köyünde, Müjdehan Birol ile yalnız yaşayan kayınvalidesi Fatma Birol (78) arasında bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Müjdehan Birol, kayınvalidesini bıçaklayarak ölümüne neden oldu. Birol, daha sonra kayınvalidesinin evini ateşe verdi. Yanan ev kullanılamaz hale geldi. Jeoloji mühendisi D.K. ile komşusu M.K, Century 21 adlı emlak şirketi aracılığıyla, Bakırköy’de, aynı binada, farklı tarihlerde birer ev satın aldı. Binanın deprem raporunun sahte olduğunu taşındıktan sonra fark eden iki komşu, suç duyurusunda bulundu. “Dolandırıcılık” suçundan yargılanan iki emlakçi, 4’er yıl 2’şer ay hapis ve 4’er bin TL adli para cezasına mahkum edildi. Bakırköy’deki Century 21 Safir adlı emlak ofisinde gayrimenkul danışmanı olarak çalışan Filiz Biliközen, Süreyya Tekkaya ve evlerin eski sahipleri Hasan Atalay ile Çiğdem Acar hakkında “özel belgede sahtecilik” ve “dolandırıcılık” suçundan açılan dava Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanık Biliközen, ilk ifadesinde, evin yüksek risk altında olduğu konusunda bilgilendirme yaptığını söyledi. Mahkemede ise “Müştekilere deprem riskiyle ilgili herhangi bir rapor vermedim” diye konuştu. Süreyya Tekkaya da şirketin kızına ait olduğunu söyleyerek suçlamaları kabul etmedi. Davayı 29 Aralık’ta karara bağlayan mahkeme heyeti, sanıklar Filiz Biliközen ve Süreyya Tekkaya’nın mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güveni kötüye kullanarak dolandırıcılık suçunu işlediklerine hükmetti. Sanıkları, aynı suçtan ikişer kez cezalandıran heyet, toplam 4’er yıl 2’şer ay hapse ve 4’er bin TL adli para cezası ödemeye mahkum etti. Sanıklar özel belgede sahtecilik suçundan ise beraat etti. Evlerin eski sahiplerinin de beraatına hükmedildi. Şikâyetçiye tehdit Mahkeme kararının ardından müşteki D.K’ye saldıran sanık yakınları, müştekiyi “seni sokağa çıkarmayacağız” diye tehdit etti. Mahkeme başkanının müdahalesiyle sanık yakınlarının elinden kurtulan D.K, sanık Süreyya Tekkaya’nın kızı Nazan Kaftanoğlu ve saldırgan diğer kişiler hakkında “kasten yaralama” ve “tehdit” suçundan şikâyetçi oldu. D.K, sahte raporu Filiz Biliközen’in tapuda kendisine gösterdiğini söylüyor: “Raporu, binada başka bir daireyi satarken kullanacağını söyleyerek bana vermemişti. Şubat 2010’da evi aldım. Taşındıktan birkaç gün sonra, komşularımdan birinin binanın çürük olduğunu söylemesi üzerine belediyeye gittim. Binanın yüksek risk grubunda olduğu öğrenince şoke oldum. Bana gösterilen raporun sonuç kısmı değiştirilmiş. Aynı sahte raporla, bir ay sonra üst kattaki evi de satmışlar. Komşularımı da ben uyardım, birlikte hukuk mücadelesine başladık.” Century 21 Türkiye Genel Müdürü Hüseyin Altaş davayı takip ettiklerini belirterek “Bizde müşteri memnuniyeti esastır. Davayı takip ediyoruz. Mağduriyeti telafi etmenin yollarına gideceğiz” diye konuştu. 50 yılda 1 milyon 300 bin hektar can damarı gitti Okulda şiddet ‘Toplama kampı gibi’ Sulak alan nerede kurudu bitti çöl oldu MUĞLA (AA) Türkiye’de son 50 yıl içinde yaklaşık 1 milyon 300 bin hektardan fazla sulak alanın kurutma, doldurma ve su sistemine yapılan müdahaleler nedeniyle ekolojik ve ekonomik özelliğini yitirdiği bildirildi. WWFTürkiye (Doğal Hayatı Koruma Derneği) Genel Müdürü Tolga Baştak, dünyadaki hayvan türlerinin yüzde 12’sini bünyesinde barındıran sulak alanların, biyolojik üretimin en yüksek olduğu ekosistemler arasında yer aldığını kaydetti. Türkiye’de uluslararası öneme sahip 135 sulak alan bulunduğuna işaret eden Baştak, “Uluabat, Tuz ve Eğirdir gölleri gibi alanları içinde bulunduran söz konusu sulak alanların çoğu önemli kuş ve bitki alanı, doğal sit alanı, özel çevre koruma alanı gibi statülere sahip olmalarına rağmen, bu alanlardan sadece 13’ü Ramsar Sözleşmesi ile uluslararası koruma statüsüne sahiptir” diye konuştu. Gediz, Göksu, Kızılırmak deltaları, Kızören Obruğu, Burdur, Kuş, Kuyucuk, Seyfe, Uluabat gölleri, Meke Maarı, Akyatan, Sultansazlığı ve Yumurtalık lagünlerinin Türkiye’deki Ramsar alanları olduğunu belirten Baştak; bu alanların, nesli tehlike altında olan denizkaplumbağası, saz kedisi, susamuru, Akdeniz foku, bıyıklı sumru, pasbaş patka, tepeli pelikan gibi sürüngen, memeli ve kuş türlerine ev sahipliği yaptığını bildirdi. Hastanede yangın ? İstanbul Haber Servisi Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yoğum bakım servisinin de bulunduğu 2. kattaki idari bölümde yangın çıktı. Hastanenin başhekimi Prof. Dr. İbrahim Yekeler kısa sürede kontrol altına alınarak söndürülen yangında yatan hasta ve refakatçilerle ilgili herhangi bir hayati tehlikenin söz konusu olmadığını ifade etti. çeteleri Dizi Kuşlar da gidiyor ? Türkiye’de son 50 yılda yaklaşık 1 milyon 300 bin hektar sulak alanın kurutma, doldurma ve su sistemine yapılan müdahaleler nedeniyle ekolojik ve ekonomik özelliğini yitirdiğine dikkati çeken Tolga Baştak, şunları kaydetti: “Sulak alanlarımızı tehdit eden başlıca etkenler plansız su altyapı projeleridir. Bunlar arasında hidroelektrik santralları, barajlar ve havzalar arası su transferi projeleri, kirlilik, madencilik sayılabilir.” Bodrum Habitat Kozası kurucusu Cüneyt Karaloğlu ise kuş gözlemcisi Brian Stoneman’ın Tuzla Sulak Alanı’nda sık sık kuş gözlemleri yaptığını belirterek “Bu sayımlara göre Tuzla Sulak Alanı’nda 23 Aralık 2006’da 1307 flamingo ve 63 türde 6 bin 567 kuş vardı. 29 Aralık 2007’de yapılan gözlemde de 1347 flamingo, 69 türde 8 bin 425 kuş vardı. Alanda aralık ayında yaklaşık 350 flamingo saydık. Bu rakama bakıldığı zaman bugün için Tuzla Sulak Alanı’nda kuş sayısında çok ciddi azalma görüyoruz” dedi. Dokuz bakan nikâh şahitliği yaptı Temel Kotil’in en mutlu günü THY Genel Müdürü Temel Kotil’in oğlu Enes Kotil ve Yüşra Nur Erkan dün Ataköy Sheraton Otel’de yapılan düğün töreni ile dünya evine girdi. Çiftin nikâhını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş kıyarken nikâh şahitliğini ise Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile bakanlar Binali Yıldırım, Bekir Bozdağ, Mehmet Şimşek, Erdoğan Bayraktar, İsmet Yılmaz, İdris Naim Şahin, Veysel Eroğlu ve Hayati Yazıcı yaptı. Törene; Turkuaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık, işadamları Başaran Ulusoy, ve Yılmaz Ulusoy ile çok sayıda davetli katıldı. ANKARA (AA) Ortaöğretim öğrencileri, “okullarında tehdit boyutunda gruplaşmaların olduğunu” belirterek dizi karakterlerine özenen ve onlar gibi davranan öğrencilerin bulunduğunu ifade etti. Türk EğitimSen, “okullarda güvenlik sorunu ve çeteleşme” konusu ile ilgili anket çalışması yaptı. Ortaöğretim kurumlarının 9, 10 ve 11. sınıfında okuyan 780 öğrenci üzerinde gerçekleştirilen anket; Ankara, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Denizli, Elazığ, Kars, Mersin, Ordu ve Yozgat’ta düzenlendi. Anket sorularını cevaplayan öğrencilerin 13.3’ü “okulda ya da okul çevresinde fiziki bir saldırıya maruz kaldığını” belirtirken yüzde 86.7’si “fiziki saldırıya maruz kalmadığını” ifade etti. “Fiziki saldırıya maruz kaldığını” iddia eden öğrencilere yöneltilen “Kim tarafından saldırıya maruz kaldınız?” sorusuna bu öğrencilerin yüzde 54.4’ü bunu “okuldaki güç kullanmaya eğilimli öğrenci gruplarının”, yüzde 30’u “okul dışındaki öğrencilerin”, yüzde 10’u “güç kullanmaya eğilimli sokak gruplaşmalarının”, yüzde 5.6’sı da “kötü alışkanlıklar edinmiş grupların” gerçekleştirdiği görüşünü belirtti. Öğrencilerin yüzde 68.2’si, “okulda dizi karakterlerine özenen ve onlar gibi davranan öğrencilerin” olduğunu ifade etti. Çalışmada, “okulda tehdit boyutunda gruplaşmaların en çok yaşandığı iller”in Yozgat (yüzde 51.4), Mersin (yüzde 49.1), Ordu (yüzde 43), Kocaeli (yüzde 42.4), Elazığ (yüzde 41), İstanbul (yüzde 37.5) olduğu değerlendirmesi yapıldı. C MY B C MY B