19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 OCAK 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Avukat Turgut Kazan özel yetkili mahkemelerin onları kuranları da korkutmaya başladığını söyledi 5 Eli kanlı PKK’yi ve Hizbullah’ı. O dönemden hesap sorulmayacak mıydı? Sabah akşam demokrasiden ve özgürlüklerden söz edenler, 90’lı yılların aydınlanması için neden adım atmıyorlardı? Kendi kendime ‘Yarattıkları Frankenştayn hükümete posta koyuyor’ İLHAN TAŞCI Gammazlama ve Fişleme... Sabah uyandığımda pencereden bahçeye baktım... Kış çiçekleri çoktan uyanmıştı... İki gündür süren yağmur dinmişti. Kurşuni bir aydınlık ve haberler... Bugün, dün kaldığım yerden devam edecektim yazıma... 90’lı yıllardan, faili meçhul cinayetlerden, Onat Kutlar’ın alçakça katledilmesinden, Çetin Emeç cinayetinden, Eşref Bitlis’in uçağının düşmesinden... Ve devlet içindeki örgütlü silahlı gücün 2012 yılında hâlâ varlığını koruyup koruyamadığından... Bazı televizyon kanallarında gazeteci kılığıyla çıkan kimilerinin özel yetkili savcı gibi konuşmaları, “Şimdi sırada kimler var?” deyip neredeyse “Şu gazetecileri de içeri almanız gerek” diyebilecek kadar çıldırmalarına hiç şaşırmıyorum. Ben böyle muhbir yurttaşları 12 Eylül’de görmüştüm... Cuntanın başı Kenan Evren’in önünde hazır ola geçen muhteremler bugün, sapına kadar demokrattı... Adlarını vermeme gerek yok, tanıyan tanıyor! ??? Pencereden bahçedeki kış çiçeklerine bakarken uçurtmalarını, topaçlarını yitiren çocukları düşündüm... Yakılan ormanları, terk edilen mezraları, köyleri... Lice’den, Bismil’den, Şırnak’tan kopup gelen fırtına... Dicle’nin bulanık sularında bir yaşamın izdüşümü gözlerimin önüne geldi. Diyarbakır’da JİTEM’in karargâhında 6 kafatası ve çok sayıda insan iskeleti bulunmuştu. PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan, JİTEM Grup Komutanlığı’nın sorgulama ve işkence merkezi olarak kullanıldığı yerde 35 kişinin cesedi olduğunu sanırım iki yıl önce açıklamıştı. O yılları anımsadım... Susurluk’ta ortaya çıkan devlet içinde silahlı gücün bir kolunu... Dün değindiğim gibi pek çok faili meçhul cinayeti... ANKARA Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in yargılamaların kısalacağı ve 1 yıla indirileceği açıklaması Türkiye’de son dönemde yoğun olarak tartışılan ceza yargılamasını da kapsadığı biçiminde değerlendirildi. Oysa, Ergin’in değerlendirmesi ilk aşamada hukuk davalarıyla sınırlı olacak. Bakan Ergin’in açıklamasını değerlendiren Avukat Turgut Kazan, 20 yıl süren hukuk davaları da olabildiğini anımsatarak, “Bunlar var. Türk yargısı ne yazık ki işi bitirmemeyi, bürokratik yakla ? Turgut Kazan hukuk yargılamalarında 1 yıl sınırlamasının sorunu çözmeyeceğini, asıl sıkıntının ceza yargılamalarında yaşandığını belirtti. Özel yetkili mahkemeler için “Frankenştayn” benzetmesi yapan Kazan, “Yarattıkları Frankenştayn onlara posta atıyor. Sana posta attığını görüyorsan o zaman onu düzelteceksin” dedi. şımla karar vermeyim anlayışını sürdürdüğü için insanlar haklarına ulaşamıyor. İnşallah bunu sağlarlar. Neyle sağlamayı planladıklarını bilmiyorum. Ancak şu anda Türkiye’de tartışma konusu olan ve kaygı duyulan konu ceza yargılamasıdır” diye konuştu. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Temsilcisi Thomas Hammarberg’in raporunun ceza yargılamalarıyla ilgili tespitler ve tavsiyeler olduğuna işaret eden Kazan, “Tutuklamanın uzun sürmesi, davanın bir türlü bitmemesi ceza yargılamasıyla ilgilidir. Ceza yargılaması ve tutukluluk yerine uygulanacak alternatifler, yargının yapılanmasına ilişkin, şu anki duruma ilişkin sorunlara bir cevap verilmiyor” değerlendirmesini yaptı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın tutuklu milletvekillerinin yerinin parlamento olduğu ve tahliye edilmeleri gerektiği yönündeki açıklamalarını anımsatan Turgut Kazan, şu yorumu yaptı: “Üzülüyoruz diyorlar ama insanlar içerde yatıyorlar. Bülent Arınç böyle düşünüyorsa, buna samimi olarak inanıyorsa Meclis Başkanlığı yapmış biri olarak TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e söyleyecek. Çünkü Meclis Başkanı onu düşünmek, çözmek zorundadır.” Avukat Turgut Kazan, özel yetkili mahkemeler için “Frankenştayn” nitelemesini yapıp, “Yarattıkları Frankenştayn onlara posta atıyor. Diğer ihtimal daha tehlikeli atıyor. Özel yetkili mahkemelerden yarattılar. Önce onlarla bilek güreşine başladı şike davasında. Şimdi ise posta atıyor. Sana posta attığını görüyorsan o zaman onu düzelteceksin” dedi. FOREIGN POLICY: CHP Şık, derin devletin elinde Dış Haberler Servisi Amerikan Foreign Policy dergisi, tutuklu gazeteci Ahmet Şık’ın durumuna yer verdiği, “Derin devletin parmaklıkları ardında” başlıklı bir makale yayımladı. Makalede, “Türkiye’nin dizginleri Pensilvanya’daki gizli mollanın elinde mi? Eğer öyle değilse, niçin iktidar tek bir araştırmacı gazeteciyi susturmakta bu kadar ısrarcı davranıyor?” denildi. Justin Vela imzalı makalede, Odatv davasında Şık’ın yaptığı savunmaya yer verilerek, “Şık’ın aleyhindeki iddialar, ilk günkü absürtlüklerini koruyor. Şık, profesyonel yaşamının önemli bir kısmını Ergenekon’un temsil ettiği yapıları ve bu yapıların yol açtığı insan hakkı ihlallerini araştırmaya vakfetmişt. Şık’ın üzerine giden silahlı kuvvetler değil, derin devletin başka bir ayağı. Şık’ın yazdığı ‘İmam’ın Ordusu’ kitabı, Fethullah Gülen’in yükselişini anlatıyordu. Cemaat mensuplarının Şık örneğinde de görüldüğü gibi yarattıkları etki Türkiye’yi özgürlüklüklerin kısıtlandığı bir noktaya doğru götürüyor.” Toplu tutuklamaların, Türkiye’ye prestij kaybı yaşattığı vurgulayan Vela, “Özellikle Şık’ın da sanıkları arasında olduğu dava, çoğunlukla başarılarla anılabilecek on yılın üzerinde çirkin, kara bir leke olarak duruyor” diye yazdı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev ile düzenlediği ortak basın toplantısında gezetecilerin sorularını yanıtladı. (Fotoğraf: AABÜLENT UZUN) Silivri’de miting hazırlığı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP milletvekilleri Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu hakkında hazırlanan fezlekeyi protesto etmek için TBMM kampusunda yürüyüş yaparak dokunulmazlıklarının kaldırılmasını isterken genel merkez de harekete geçti. Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin “Silivri’de de miting yapacağız. Hava koşullarına bakıyoruz, ona göre tarihi kesinleştireceğiz. Orada genel başkanımızın sözlerini binlerce kişiyle beraber tekrarlayacağız” dedi. Tekin, Orta Anadolu ve Karadeniz başta olmak üzere başka bazı illerde de mitingler yapacaklarını söyledi. Bu arada, CHP Kadın Kolları adına yapılan açıklamada da “Özde yargıdan, gerçekte siyasal iktidardan gelen ‘Silivri Fezlekeleri’ni reddediyoruz!” denildi. Gül: İlker Başbuğ, Yüce Divan’da yargılanmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un Yüce Divan’da yargılanıp yargılanmayacağını değerlendirirken “Benim şahsi kanaatim anayasadaki özel maddenin daha geçerli olduğu yönünde, Yüce Divan olarak” dedi. Gül ile Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev, iki ülke arasındaki anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, bir gazetecinin, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklu yargılanmasından dolayı duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Sayın Başbuğ’un tutuklu yargılanmasından dolayı sizin düşünceniz nedir? Başbuğ’un Yüce Divan’da mı, özel yetkili mahkemede mi yargılanmasını kişisel olarak düşünüyorsunuz” sorusu üzerine, şunları söyledi: “Sayın Başbakan’ın söylediği şeyleri ben de destekliyorum. Zaten bu konuları daha önce de ifade etmiştim, gerek Meclis’te gerek başka ortamlarda. Diğer konu tamamen hukuk tekniğiyle ilgili bir konu. Dolayısıyla ilgili makamlar karar verecektir. Benim şahsi kanaatim, anayasadaki özel maddenin daha geçerli olduğu yönünde, Yüce Divan olarak. Ama nihayetinde bu, bir hukuk tekniği ile ilgili bir konu.” düşündüm! Derin devleti, silahlı çeteleri, Eşref Bitlis’in uçağının düşmesini. 12 Eylül’den vazgeçtim, 90’lı yıllar aydınlansın, “derin devlet”in içerideki ve dışarıdaki kolları ortaya çıksın yeter. Sivas katliamı, Gazi olayları nedir, ne değildir aydınlansın... ??? Bahçedeki kış çiçeklerine bakıyorum... Hepsi hüzün çiçekleri olmuş birden... Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle bir kitap çıkmış... Tam 423 sayfa... Önsözünü Bakan Ertuğrul Günay yazmış... Bakan Günay’ın kitabı okuduktan sonra önsözü yazdığını hiç sanmıyorum. Kitabın adı: “Yeşilçam’dan Serpintiler”. Akşam’ın haberine göre, kitabı yazanlar Tarık Akan, Nur Sürer, İlyas Salman, İbrahim Tatlıses’i suçluyor... “Tarık Akan, solcu ve devrimci mitinglere katılır... Nur Sürer, silahlı örgüt lideri Sarp Kuray’la evlendi... İlyas Salman, Alevi ve Kürt; komünist mitinglerinde görüldü... İbrahim Tatlıses Arap ve Kürt...” Sözde “Yeşilçam’a vefa” için yazılmış kitap ama tam bir fişleme... Yeşilçam’ın usta oyuncularını fişleyenlerin amacı ne acaba? Fişleme gibi kitaba Kültür Bakanlığı nasıl destek verir? Filmsan Vakfı’nın ve kitabı yazanların amacı nedir? Bu ülkede solcu olmak, sosyalist olmak, emeksermaye çelişkisini gündeme getirmek, vahşi kapitalizme karşı çıkmak, emeğin örgütlü gücünü savunmak suç mu oluyor? ??? Her zaman olduğu gibi maviden doğan bir beyazlığı aradı gözlerim... Soğuk bir İstanbul sabahında kahvemi yudumlarken, sevginin yaşamla nasıl bağdaşabileceğini düşündüm uzun uzun... Umutsuzdum umutsuz! PKK’Lİ OĞLU ÖLEN KORUCU MEHMET ARSLAN MECLİS’TE KONUŞTU Partilere adalet ve barış çağrısı memleketi. Burası Amerika, İsraANKARA (Cumhuriyet Büroil değildir. Benim çocuğum sizin su) TBMM İnsan Haklarını İnceçocuğunuz, hepimiz Müslümanız. leme Komisyonu bünyesinde oluşÇanakkale’de birlikte savaştık. turulan, “Terör ve şiddet olayları Cenazeler orada yatıyor. Ha bekapsamında yaşam hakkı ihlallenim çocuğum ha senin çocuğun, rinin incelenmesi” amaçlı oluştune fark eder.” rulan alt komisyon, Hakkâri’nin Arslan ile birlikte komisyonun Çukurca ilçesinde PKK’ye yönelik dinlediği Arslan ailesinin oturduğu operasyonda öldürülen oğlu Sezer İçboğaz köyü Muhtarı Arslan’ın cenazesinMahmut Arat da kode evine Türk bayrağı misyona anlatımlarda asan baba Mehmet ? TBMM İnsan bulundu. Sezer ArsArslan’ı dinledi. BaHakları Komisyo lan’ın 16 yaşında dağa ba Arslan, “barış ve nu PKK’li oğlu öl çıkarıldığını, ölüm haadalet istediğini” söyledi. dürülünce evine berinin 2 yıl sonra geBaba Arslan, alt ko Türk bayrağı asan çen yıl geldiğini anlatarak “Arap kökenli ve misyondaki anlatımında 15 çocuğundan baba Mehmet Ars korucu ailesi olduğulan’ı dinledi. As muz için çocuğun dabiri olan Sezer Arsğa kaçırıldığını düşülan’ın Hakkâri’deki lan, “Meclis’te Anadolu lisesinde ya dört partisiniz. Bi nüyoruz” dedi. Baba ve muhtarın antılı okuduğunu belirri gelsin masaya latımlarından sonra söz terek “2 yıl önce biryumruk vursun. alan CHP Tunceli Milden ortadan kayboldu. Oğlumu ülkenin Adalet, barış isti letvekili Hüseyin Aygün, “PKK saflarında her yerinde aradım. yorum’’ dedi. çocuk asker çok var. Okumak için gönİnsan hakları örgütlederdim kandırılarak rinin çatışmaya göndağa kaçırıldı” dedi. Baba Arslan, taziyede evlerine Türk derilmesin diye çağrıları var. Aynı yaşta kızım var. Günlük işleribayrağı astıklarını ifade ederek “O ni bizim desteğimiz olmadan yabayrak hiç inmeyecek” ifadesini pamıyor. Çocukların yer almakullandı. Arslan, şunları söyledi: ması gerekir. Örgütün de buna “Adalet, barış istiyorum. 4 tane uygun davranması gerekir” dedi. parti Meclis’te. Biri gelsin masaBDP Mersin Milletvekili Ertuğya yumruk vursun, otursun nasıl rul Kürkçü ise muhtar Arat’a, “Neyaparsa yapsın barışı getirsin, den koruculuğu benimsediniz” soadaleti istiyoruz. Çocuğumuzun rusunu yöneltti. Arat, “Mecburiyetzorla kaçırıldığını herkes bilir. ten. Geçim sıkıntısı, ekonomi neBabası korucu, çocuk terörist nadeniyle. Huzur olsun diye korucu sıl olur? Benim 23 çocuğum daolduk. Koruculuğu ideal olarak ha korucu, akrabalar korucu. Bizim memleket Türk ve Müslüman benimsemedik” yanıtını verdi. Hakkındaki fezlekeyi değerlendiren Kılıçadoğlu, ‘Yasama baskı altında’ dedi AP’DE GÜNDEM TÜRKİYE ‘Özgürlüğüm kısıtlanıyor’ ANKARA (ANKA) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, hakkında hazırlanan fezlekenin ifade özgürlüğünü sınırlamak anlamı taşıdığını belirterek Yasama organının baskı altında kaldığını ifade etti. Kılıçdaroğlu Habertürk yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP lideri, hakkında hazırlanan fezlekenin diğerlerinden farklı olduğunu ifade ederken “Bu benim ifade özgürlüğümü sınırlıyor. Bana ‘sen hükümeti alkışlayacaksın’ diyor. Eleştiri hakkımı elimden alıyor. Yasama organını baskı altına alıyor” ifadesinde bulundu. Hukukun üstünlüğü ve özgürlükler bağlamında herkesin yargılanabileceğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Özel yetkili mahkemeler normal demokrasilerde bizim bildiğimiz türden mahkemeler değildir. Bütün kuralları bir tarafa bırakıp ben bildiğimi okuyacağım olmaz” diye konuştu. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasına ilişkin Kılıçdaroğlu, “Devletin hiyerarşik yapısı içinde hükümete karşı internet sitesi kurmak suçtur. Ama internet sitesi kurup hükümete karşı kullanmanın ‘terörist’likle ilgisi yoktur” diye konuştu. CHP lideri, 28 Şubat ve 27 Nisan emuhtırasına ilişkin olarak ise “28 Şubat’ın sağlıklı bir sorgulama sürecine tabii tutulacağına inanmıyorum. O süreç bugünkü iktidarı doğurdu. Kendisini doğuran bir sürece dava açmazlar. Yaşar Büyükanıt, muhtıra verdi. Sonra ne oldu? Emekli oldu, zırhlı araç getirdiler. Bu bir danışıklı dövüştür. Sen bize muhtıra ver, ben size üstün hizmet madalyası vereceğim. Ben başbakanım, Genelkurmay başkanım bana muhtıra veriyor. Ben de ona üstün hizmet madalyası veriyorum” diye konuştu. Fezleke eleştirisi BRÜKSEL (AA) – Avrupa Parlamentosu’nun Hollandalı Hıristiyan Demokrat Grubu Üyesi Ria OomenRuijten’in hazırladığı taslak Türkiye raporu dün AP Dış İlişkiler Komisyonu’nda görüşüldü. Toplantıda bazı parlementerler CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında hazırlanan fezlekeyi eleştirdi. AP’nin kadın hakları konusunda Türkiye raportörü Emine Bozkurt da, çalışmalara hız verilmesi gerektiğini ifade etti. Bozkurt, Kılıçdaroğlu için hazırlanan fezlekeyi ise eleştirerek “Amaç muhalefeti susturmak olmamalı” dedi. PKK terörünün kınandığı, AB ülkelerinden Türkiye ile bu konuda işbirliği yapmasının istendiği raporda Kürt sorunu için siyasi bir çözüm istenirken KCK kapsamındaki tutuklamalardan edişe duyulduğunun da altı çiziliyor. Raporda, “basın özgürlüğünün kısıtlandığı, düşünce ve ifadenin cezalandırıldığı” da öne sürülüyor. ESKİ CUMHURBAŞKANLARINA ADAYLIK YOLU KAPATILDI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Anayasa Komisyonu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin 7 yıl olduğu ve 2014’ten sonra yeniden aday olamayacağına ilişkin düzenlemeyi benimsedi. Görüşmeler sırasında yaşayan eski cumhurbaşkanları Kenan Evren, Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer’in de yeniden aday olamayacağı hükme bağlandı. Komisyonda, Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresiyle ilgili AKP’nin alt komisyonda verdiği önergeyle yaptığı “Görev süresi 7 yıldır” düzenlemesi tartışma konusu oldu. CHP’li Ali Özgündüz, görev süresinin geçici maddeyle düzenlenmesinin anayasaya aykırı olduğunu söyleyerek “Anayasadan kaynaklanan bir hak engelleniyor” dedi. CHP Milletvekili Rıza Türmen, Gül’ün 5 yıl için seçildiğini ve bir kez daha seçilme hakkının bulunduğunu belirtti. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Cumhurbaşkanı’nın seçildiği dönemde süresinin 7 yıl olduğunu” söyledi. Bozdağ, “ASüresi belli olan bir cumhurbaşkanının görev süresini 5 yıla veya daha aşağı bir yıla indiğini kabul edersek cumhurbaşkanının görev süresini kısaltmak suretiyle görevine son verebilir. Bu da fiilen ve hukuken cumhurbaşkanının azli sonucunu doğurur” dedi. MHP’li Nevzat Korkmaz, eski cumhurbaşkanları Evren, Demirel ve Sezer’in yeniden seçilme yasağı olmadığını ancak Gül için bir yasak konduğunu söyledi. AKP’lilerin verdiği önergeyle eski cumhurbaşkanlarının aday olamayacağı hükme bağlandı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle