19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 OCAK 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Merril Lynch’e göre Türkiye ekonomisi ilk yarıda yüzde 2.5 küçülecek, yılı yerinde sayarak tamamlayacak Büyüme sıfıra inecek ? Başekonomist Türker Hamzaoğlu, “Hükümet 2012’de yüzde 4 gibi iyimser bir tahminde bulunuyor. Ancak tüketici rakamlarına ve verilen kredilere bakıldığında, işlerin öyle olmadığını görüyoruz” dedi. Hamzaoğlu, bu senaryoda dahi Türkiye’nin şansa ihtiyacı olduğunu vurguladı. Ekonomi Servisi ABD’li yatırım bankası BofA Merrill Lynch, 2012’de Türkiye için büyüme tahminini yüzde ‘sıfır’ olarak açıkladı. BofA Merrill Lynch Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Başekonomisti Türker Hamzaoğlu , “Türkiye’nin 2011’de yüzde 7.9 büyüyeceğini tahmin ediyoruz. 2011’de yüzde 8 büyüyen bir ülkenin 0’a gelmesi negatif büyüme ile olur. Ekonomi yılın ilk yarısında daralacak. Biz birinci yarıyılda yüzde 2.5 küçülme öngörüyoruz. Yıl sonu sıfır büyüme” dedi. Endonezya, Fitch’den yatırım yapılabilir notunu aldı, biz alamadık” diye konuştu. Hamzaoğlu şunları söyledi: ? Türkiye’de tüketici kredilerinde oldukça hızlı bir düşüş yaşanıyor, tüketici harcamaları azalıyor. Bu da yüzde sıfır büyüme tahminini tetikliyor. ? Son dönemde hızlı büyüyen Türkiye’de geçen iki senede yatırımlarını yapan tüketiciler, doların, faizin yükseldiği bir ortamda harcama yapmayacaktır. ? Avrupa’daki borç krizi bankacılık sektörünü tam merkezine almış durumda. Büyüyelim, yatırım yapalım ama fonlamayı nereden bulacağız. ? Enflasyon birinci çeyreğin sonuna doğru yüzde 11’ler civarında tepe yapıp inişe geçecek. Bu yıl sonunda yüzde 6.5 olacağını düşünüyoruz. ? 2012’de ekonominin yumuşak iniş yapması, yatırım yapılabilir ülke olma senaryolarını 2013’te gündeme getirebilir. Yatırım yapılabilir olmada en önemli unsur istihdam. Kumbaralar Kırıldı, Zulalar da Boşaltıldı… Küçükken harçlıksız kalınca, teneke kumbaralarımızı kırar, yetmezse yastık içi, döşeme altı, her nereye tıkıştırmışsak, son kuruşumuza ulaşmaya çalışırdık. Türkiye’de cari açığın 11 ayda 70 milyar dolara varmasıyla da böyle şeyler yaşanmaya başlandı. Merkez Bankası verilerine göre, açığı finanse etmek için, yabancı kaynak girişi yetmemiş ve yerliler, yurtdışındaki çoğu mevduat olmak üzere, birikimlerini getirmiş, özel kasalardaki, yastık altındaki dolarlarını kullanmış görünüyorlar. 2010’un aynı dönemine göre yüzde 78 artan döviz açığı yıl sonunda 76 milyar doları bulmuş olmalı. Ekonomi 2011’de yüzde 8 dolayında büyüdü ise (martta açıklanacak) cari açığın milli gelire oranı yüzde 9.8 dolayında gerçekleşmiş olacak ve Türkiye, bu açıdan gerçekten de “dünya rekortmeni” ilan edilecek!.. Züğürt tesellisi arayanlar, “Cari açık azalıyor” manşetleri attılar. Ekonomik büyüme küçük de olsa tempo kaybetmeye başladı. Haliyle, küçülme, ithalatın temposunu düşürüyor ve cari açık, miktar olarak da milli gelire oran olarak da “tek hane”ye doğru geriliyor. Ama, bu, sanıldığı kadar hızlı olmuyor. İhracatın ithalata aşırı bağımlılığı nedeniyle, açık da hemen daralmıyor. Bunun kadar önemli olan, döviz açığının hangi kaynaklardan finanse edildiği ve orada gerçekleşen niteliksel değişimler. Ya kafa üstü çakılacak ya da ayak üstü düşecek Şu an havadayız. Türkiye 2012’de acaba ayakları üzerine mi düşecek kafası üzerine mi? Cari açığı güne bölersek günde 200250 milyon dolarlık döviz talebi var. TCMB politikalarının ‘basit ve tahmin edilebilir’ olması gerek. Eğer yatırımcı iki gün sonra faizin ne olacağını bilmiyorsa böyle bir piyasaya uzun vadeli yatırım yapmak istemeyecektir. Türkiye’nin bu senaryoda dahi şansa ihtiyacı var. Petrol fiyatları fırlarsa, Avrupa’daki kriz derinleşirse daha kötü sonuçlar da ortaya çıkabilir. REEL SEKTÖR GÜVENİ DÜŞTÜ, İŞSİZLİK ORANI 12.4’E ÇIKAR Reel sektör güveni aşağı doğru kaymaya başladı. Bu, işsizlik oranını belirleyen ve üç ay önden gelen bir veri. Şirketlerin endişeli olduğu bir ortamda geriden gelen bir gösterge olan işsizlik, önümüzdeki dönem artacak. İşsizlik oranında 2012 için iki puanlık artış öngörüyoruz. Yani işsizlik yıl sonunda yüzde 12.4’e çıkacak. Cari açığın GSYH’deki payı ise yüzde 10’dan yüzde 5’e gerileyecek. Fırsatlar kaçırıldı Türkiye’nin 2011’de yatırım yapılabilir ülke olma şansını kaçırdığını ifade eden Hamzaoğlu, “Türkiye’yi büyümeye hazır bir makine olarak görüyoruz. Büyümeyi dizginleyemedik. 2011’de mevcut eğilimi derinleştirdik. Yatırım yapılabilir statüye bu yüzden ulaşamadık. CARİ AÇIK VE FİNANSMANI: Milyon $ AğKsm OcKsm OcKsm Yıllık Değ. % 2011 2011 2010 8.564 48.727 46.999 3.7 5.004 2.315 15.883 19.735 3.852 14.928 12.913 76.568 70.241 6.327 1.687 4.037 52.723 39.522 13.151 784.9 219.9 45.2 77.7 51.9 Hükümetin ‘Bize bir şey olmaz’ anlayışı yanlış Avrupa’da yaşananlar ortada. Hükümetin “Bize bir şey olmaz, fonlama ve yatırımlar sürer” anlayışına karşıyız. Avrupa’daki borç krizi bankacılık sektörünü tam merkezine almış durumda. Bu ister istemez Türkiye’ye ayrılan fon miktarının azalacağı anlamına geliyor. Büyüyelim evet ama bunun fonlamasını nasıl yapacağız? Hükümet 2012’de yüzde 4 gibi iyimser bir tahminde bulunuyor. Ancak tüketici rakamlarına ve verilen kredilere bakıldığında, işlerin öyle işlemediğini görüyoruz. Biz olaya böyle bakmıyoruz. Faizlerin yükselmesi, bankaların ve tüketicilerin ‘bekle gör’ yaklaşımını benimsemesi küçülme getirecek. İhracat tarafında Avrupa’da sıkıntı var. Son 10 yıla bakarsak Avrupa’nın payının azaldığını, Ortadoğu’nun arttığını görüyoruz. Ortadoğu’da şu an yaşanan sorunlar ihracattaki açığı kapatma şansını azaltıyor. Önümüzdeki dönemde merkez bankalarından büyümeyi destekleyici yeni önlemler gelebileceğini belirten Hamzaoğlu, Avrupa Merkez Bankası’nın 50 baz puan faiz indirimine gidebileceğine, ABD Merkez Bankası Fed’in yeni bir parasal genişle me yapabileceğine dikkat çekti. BofA Merrill Lynch’in baz senaryosunda yer alan öngörülerine göre bu yıl ABD yüzde 2.1, gelişmekte olan ülkeler yüzde 5.5 büyüyecek. Küresel büyüme yüzde 3.3 olacak. Avro bölgesi ise yüzde 0.6 küçülecek. Yabancı Ser. Girişi Yerli Sermayenin Dönüşü Kayıt Dışı (Net HN) Toplam Sermaye Girişi Cari Açık Rezervde Değişim Kaynak: TCMB Ödemeler Dengesi Veri Tabanı WSJ: Erdoğan’ın faiz beyanı piyasayı şaşırttı ? Türkiye’de sert iniş kaygılarına yer veren Wall Street Journal, Erdoğan’ın faiz lobisine ilişkin yorumlarının ekonomi çevreleri üzerinde şaşkınlık yarattığını yazdı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Faiz lobisini rahat çalıştırmayız” yönündeki sözleri ABD’de de yankı buldu. ANKA’nın New York mahreçli haberine göre Wall Sreet Journal gazetesi, “sert iniş” kaygılarına yer verdi ve “ani aşağı yönlü bir hareketin” hükümetin başarılarını da alaşağı edebileceğini yazdı. Habere göre Erdoğan faiz lobisinin kimlerden oluştuğunu açıklamadı ama genel olarak yatırımcılar, iktisatçılar ve gazeteciler dahil, aşırı ısınan ekonomiyi soğutmak için faizlerin arttırılması çağrısında bulunan yabancıları kastetti. Gazeteye konuşan, RBS’nin yükselen piyasalar başekonomisti Tim Ash, “Piyasalar, bu beyanları biraz tedirgin edici buluyor” dedi. Ash’e göre, “Merkez Bankası hukuken bağımsız. Ancak bankanın bağımsızlığına ilişkin spekülasyon, Türk ekonomisi çarı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın çocukluk arkadaşı olan Erdem Başçı’nın başkan olarak atandığı nisandan bu yana artıyor.” Yabancı sermaye girişi geçen yılın girişini ancak 1.7 milyar dolar aşabildi ve 48.7 milyar dolar oldu. 70 milyar doları geçen cari açığı karşılamaktan çok uzak olan bu girişin eksiğini tamamlayan ne oldu? Eksiği, yerli sermayenin ülkeye dönüşü gidermeye çalıştı. Bu yıl, “kumbaraların kırılmaya başladığı”nı yani, yerlilerce dışarıdaki bankalarda tutulan mevduatların, yastık altı dövizlerin yurda getirildiğini, ortaya çıkarıldığını görüyoruz. Yerli sermayenin özellikle mevduat ağırlıklı birikimlerinden 15 milyar doları getirdiği, geçen yıl ise bu “dönüş”ün 1.6 milyar dolarda kaldığı görülüyor. Cari açık öte tarafta “zulaları” da boşalttı. “Net Hata Noksan” olarak bilinen kayıt dışı sermaye de bu yıl yüzde 219 artarak 13 milyar dolara çıktı. Böylece cari açığın finansmanında çoğu yerli sermayedarlara ait 28 milyar doların sahne alması etkili oldu. Bu, cari açığın yüzde 40’ının bu kaynakla kapatılması demek. 2010’un aynı döneminde bu iki kanaldan giriş, açığın sadece yüzde 5’ini karşılamıştı. Durum böyle olunca, toplam sermaye girişi, 2010’da cari açığı karşılayıp döviz rezervini 13 milyar dolar arttırırken, bu yıl rezerv artışı yüzde 52 azalarak 6.3 milyar dolarda kaldı. ??? Yabancı sermayenin kimyasına gelince... Gerçekleşen yabancı sermaye girişinin bu yıl 12 milyar doları doğrudan yabancı sermaye. Bu, geçen yıl 7 milyar dolardı. Giriş, görece iyi, ama toplam yabancı sermayede payı sadece yüzde 25. Sıcak para ise borsadan çıktı, devlet tahvillerine yöneldi, toplamdaki payı da yaklaşık 16 milyar dolar ile üçte birlik boyuta ulaştı. Yabancı kaynak girişinin 21 milyar doları dış borçlanma ile gerçekleştirilmiş görünüyor. Bu, dış borç stokunu arttırıcı bir giriş. Bununla Türkiye’nin dış borç stokunun 2011 sonunda 325 milyar dolar olarak gerçekleştiğini tahmin ediyoruz. Özetle, 11 ayda 28 milyar doları bulan yurda dönmüş sermaye ve kayıt dışı döviz arzı olmasaydı, herhalde ekonomi yüzde 8 dolayında büyüyemez, dolar kuru da kolay kolay, yılı 1.67 TL ortalama ile kapatamazdı. Bu gelişmelerle, yabancı girişinin azaldığı, eldeki yerli barutun da hızla tüketildiği ve daralmanın kaçınılmaz olacağı söylenebilir. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle