17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 4 EYLÜL 2011 PAZAR [email protected] 8 DIŞ HABERLER Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, hukuki prosedürü önümüzdeki hafta başlatacaklarını bildirdi Abluka haftaya Lahey’e gidiyor Dış Haberler Servisi Birleşmiş Milletler’in Mavi Marmara raporunun ardından BM Genel Sekreteri Ban Kimun ve İtalya’dan Ortadoğu’da istikrar için ilişkilerin düzeltilmesi çağrısı gelirken, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Bu mesele bizimle İsrail arasında değil, İsrail’le uluslararası toplum arasında” dedi. Ban Kimun Avustralya’da gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye ve İsrail’den, Ortadoğu barış sürecinin menfaatı için ilişkilerini düzeltmesini istedi. Ban, iki ülkenin ilişkilerinin normalleşmesinin “Ortadoğu barış süreci de dahil Ortadoğu’daki tüm durumlar bakımından çok önemli olacağını” söyledi. İtalya da Türkiyeİsrail ilişkilerindeki kötüleşmenin Ortadoğu’da istikrar açısından olumsuz sonuçlar doğurabileceği kaygısını dile getirdi. İtalya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maurizio Massari, EUobserver’a yaptığı açıklamada, “Türkiyeİsrail arasındaki normal ilişkilerin bölgesel istikrar açısından önemli bir faktör olduğunu her zaman söyledik” diye konuştu. Sözcü şu ifadeleri kullandı: “İki ülke arasındaki gerginlikte herhangi bir tırmanış, ikili ilişkilere yardımcı olmadığı gibi, iki ülke de bölgede önemli aktörler olduğundan genel duruma da yardımcı olmayacaktır.” Yine büyük bir AB ülkesinden başka bir diplomat, İtalya’nın kaygılarını paylaşmıyor. Türkiye’nin aynı gün İran’dan gelebilecek balistik füzelere karşı ABD radarına ev sahipliği yapacağını da açıkladığını anımsatan diplomat, B’den bir diplomat Türkiye’nin ABD radarına ev sahipliği yapacağı açıklamasının aynı gün geldiğine dikkat çekerek, Washington’ın sorunu çözeceğine inancını dile getirdi. Polonya’da Ashton’la görüşen Davutoğlu, AB’li bakanlara hitaben yaptığı konuşmada, abluka konusunda bağlayıcı olanın Uluslararası Adalet Divanı olduğunu söyledi. A “Eğer İsrail şu günkü tutumunu sürdürürse Arap Baharı kendi otoriter rejimlerini tartışırken aynı anda güçlü bir İsrail karşıtlığını da bugünün gündemi haline getirecek. Çünkü şu anda bölge realitesini anlamayan, kendi iç realitelerini bile anlamaktan aciz bir yaklaşım sergiliyor İsrail hükümeti. Başka bir ülkede olmuş olsa aşırı ırkçı görülebilecek görüşler bugün İsrail hükümetinde var.” ‘ srail özür dilesin, Türkiye tansiyonu arttırmaktan vazgeçsin’ Dış Haberler Servisi Palmer Raporu’nun sızdırıldığı ABD gazetesi New York Times, BM raporunun, İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkileri iyi yönde değiştirmesi gerekirken, bunun yerine iki ülkenin de kendi kuyusunu kazdığı yorumunu yaptı. Gazete, şu görüşleri dile getirdi: “İsrail’i, Türkiye’nin bu çatışmayı Arap dünyasındaki konumunu parlatmak için sürdürüp sürdürmediğini merak etmesinden ötürü suçlamıyoruz. Türkiye, İsrail ile milyar dolarlık ticareti ve makul bir uluslararası oyuncu olarak itibarı dahil pek çok risk alıyor. İsrail’in kesinlikle şu an olduğundan daha fazla izolasyona ihtiyacı yok. İsrail ölümler için özür dilemeli. Türkiye de artık tansiyonu arttırmaktan vazgeçmeli.” New York Times ayrıca, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Doğu Akdeniz’de seyrüsefer serbestisi için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacağı yönündeki uyarısına da dikkat çekerek, “(Davutoğlu) bunu tam olarak detaylandırmadı. Ancak, bir NATO üyesi olan Türkiye’nin askeri anlamda İsrail ile karşı karşıya gelmek için fırsat kollayacağını ima etmek bile sorumsuzca olur” ifadesini kullandı. Washington Post’un haberinde de Türkiye’nin bu kararının, İsrail’in bir süre önce Mısır’la da sorun yaşamasının ardından gelmesiyle, İsrail’in bölgedeki yalnızlığının artmasının beklendiği kaydedildi. İngiliz The Guardian gazetesi ise, “Türkiye İsrail’e sert mi konuşuyor yoksa öfke nöbeti mi geçiriyor?” başlıklı haberinde, Ankara’nın yeni önlemlerinin Arap dünyasındaki politik gündemi sürdürmekten daha çok bölgedeki olaylara tepki gibi göründüğü yorumunu yaptı. Gazete, aynı zamanda Türkiye’nin İsrail’i Binyamin Netenyahu koalisyon hükümetini zorlayacak Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da isyanların olduğu bir anda daha da tecrit etmeyi hesapladığını iddia etti. “Türkiye Batı’dan kopup İran’a dönüyor diye bir şey yok... ” dedi. Aynı diplomat, ABD diplomasisini kastederek “İyi perilerin işleri yoluna koyacağından eminim” ifadelerini kullandı. AB Dış Politika Temsilcisi Catherine Ashton’ın sözcüsü Maja Kocjancic, iki ülkenin köprüleri yeniden kurması için AB’nin yardımcı olmaya hazır olduğunu vurguladı. “Gymnich” tipi AB dışişleri bakanları toplantısı için Polonya’nın Sopot kentinde bulunan Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe, “Biz de BM Genel Sekreteri’nin, İsrail ve Davutoğlu’na mesaj Türkiye arasındaki sorunların, başka araçlarla değil diyalog ve karşılıklı anlayış yoluyla çözülmesi gerektiği temennisine katılıyoruz” dedi. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle yine Sopot’ta yaptığı açıklamada, “Alman hükümeti İsrail’le Türkiye arasındaki son tartışmadan kaygı duyuyor” sözleriyle tarafları diyaloğa çağırdı. AFP, iki bakanının sözlerinin, Sopot’ta bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na net bir mesaj olduğu yorumunu yaptı. Toplantı için Sopot’ta bulunan Davutoğlu, TRT Haber’in sorularını yanıtlarken, yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandığını aktardı: Tahran memnun Dış Haberler Servisi İran, Türkiye’nin İsrail ile diplomatik ilişkileri en düşük seviyeye düşürmesini memnuniyetle karşılarken, “BM’nin Mavi Marmara raporu üzerindeki İsrail nüfuzunun kaygı verici olduğunu” belirtti. İran’ın resmi haber ajansı IRNA’nın haberine göre, Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’nin İsrail ile diplomatik ilişkileri ikinci kâtip düzeyine düşürmesinden duyulan memnuniyete yer verildi. il Açıklamada, raporda Gazze’ye yönelik İsra l olarak gösterilmek ablukasının yasa istenmesinin kabul edilemeyeceği ulandı. Ayrıca, “İsrail’in, Gazze’ye vurg insani yardım malzemesi götüren konvoydaki Mavi Marmara gemisine uluslararası karasularda saldırısını yan Goldstone raporundan sonra BM kına Soruşturma Komisyonu’nun raporunu etkilemek ve tahrif etmek için büyük çaba gösterdiği” belirtildi. Mısır’da Nasırcı Karame Partisi lideri Hamdin Sabbahi, Türkiye’nin kararını överek, sınırda İsrail ordusu tarafından 6 askeri öldürülen Mısır’ın da İsrail’e karşı benzer bir eylem planı uygulaması gerektiğini söyledi. WASHINGTON (AA) ABD’li Ortadoğu ve Türkiye uzmanı Henri Barkey, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, “Bu krizin geleceğini biliyorduk ama yine de herkes şaşırdı” dedi. Barkey, özellikle Obama yönetiminin Türkiye’nin böyle bir kararını beklemediğini kaydetti. Barkey, aslında diplomatik ve askeri alandaki ilişkilerin durdurulmasını beklediğini, ama Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Türkiye’nin “Doğu Akdeniz’de seyrüsefer serbestisi için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacağı” yönündeki sözlerine şaşırdığını dile getirerek, şunları kaydetti: “Bu tür öngörüler için çok erken ama bu durum çok tehlikeli bir dönü Toplantıda, Türk vatandaşlarının ilk defa düzenli bir ordu tarafından katledildiğini vurgulayarak, buna sessiz kalınmasının mümkün olmadığını, İsrail’in bir seçim yapması gerektiğini muhataplarına söylediğini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti: “Şunu da söyledim, çok açık bir şekilde daha önce de paylaşmıştım: Bizi üzen şu, biz bu masa etrafında oturan ülkelerin vatandaşlarını da geçen sene kurtardık. İsrail ile müzakere yürütürken Amerika üzerinden, ‘Türk vatandaşları’ demedik, ‘bütün yolcular serbest bırakılsın’ dedik. Hepsini aldık İstanbul’a ve İstanbul’dan da ülkelerine gönderdik. Dolayısıyla burada bizi üzen, bu meselenin bir Türkİsrail meselesine dönüşmüş olması. Bu mesele bizimle İsrail arasında değil, bu mesele İsrail’le uluslararası toplum arasında, uluslararası hukuk arasında, uluslararası vicdan arasında. Bizim bu meseleye sahip çıkmamız, uluslararası hukuka, uluslararası vicdana sahip çıkmadır.” Toplantıda Türkiye’ye genel bir destek olduğunu dile getiren Davutoğlu, kimsenin “Türkiye bu pozisyonda haksızdır” gibi bir görüş sarf etmediğini kaydetti. Gazze ablukasının Palmer Raporu’yla birlikte meşrulaşıp meşrulaşmadığının sorulması üzerine de Davutoğlu, Palmer Raporu’ndan önce yayımlanan BM İnsan Hakları Komisyonu Raporu’nun ablukayı gayrimeşru olarak gördüğünü belirterek, bu raporu yazanların hepsinin uluslararası hukukçu, Palmer Raporu’nu yazanların ise siyasetçi olduğunu söyledi. Abluka konusunda bağlayıcı olanın Uluslararası Adalet Divanı olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, bunun için önümüzdeki hafta içinde gerekli hukuki prosedürü başlatacaklarını da bildirdi. 105 sayfalık Palmer Raporu’nda İsrail’in Gazze’ye uyguladığı abluka meşru kabul ediliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Noel Clay, “İsrail ve Türkiye’nin, uyuşmazlıklarını gidermeye yardımcı olabilecek adımlar konusunda, BM’nin Mavi Marmara raporunun yayımlanmasından önce anlaşmaya varamamasından üzüntü duyuyoruz” dedi. Clay, “İki ülkenin uzun yıllara dayanan ilişkilerini geliştirmek için fırsat arayışına devam edeceklerini umuyoruz ve her iki tarafı bu amaç doğrultusunda teşvik edeceğiz” diye konuştu. ‘ srail bir seçim yapmalı’ ‘Giderek yalnızlaşıyor’ Dış Haberler Servisi Türkiye’nin İsrail’e yönelik kararları dış basında iki ülke arasındaki gerilimin dorukta olduğu yorumlarını beraberinde getirdi. Almanya’da yayımlanan B.Z. gazetesi, “Büyükelçinin sınır dışı edilmesi İsrail’i tehlikeye sokacak ve dışlayacak” başlığıyla yayımladığı bir yorumda, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ilke olarak bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını kabul ettiği, ancak 4 milyondan fazla Filistinlinin bölgede bağımsız bir devlet oluşturmasının aslında Yahudi devletinin sonu anlamına geleceği görüşüne yer verildi. Yorumda, Türkiye’nin aldığı yeni kararlarla İsrail’in daha da yalnızlığa sürüklendiği, İsrail’in, ABD ve Almanya gibi az sayıdaki dost ülkeye muhtaç olduğu savunuldu. Frankfurter Rundschau gazetesinde “Erdoğan’ın güçlü sinyalleri” başlığıyla yayımlanan yorumda, Türk hükümetinin İsrail’e karşı gösterdiği sert tepkiyle bölgedeki güç seçeneklerinden faydalandığını gösterdiği belirtilerek, “Dengeli BM raporu anlaşmak için iyi bir temel oluşturabilirdi” denildi. Yorumda, Türkiye ile İsrail arasındaki gerginliğin, istikrarsız bir bölgede istikrar sağlanmasını isteyen ABD’nin çıkarına olmadığı kaydedildi. Berliner Morgenpost’taki bir makalede ise Türkiye’nin gerginliği azaltmak için daha fazla çaba harcaması gerektiği savundu. Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinde yer alan bir yorumda ise bölgedeki gerginliğin arttırılmasının ne Türkiye’nin ne de İsrail’in çıkarına olduğu belirtilerek, bir an önce soruna bir çözüm yolu bulunması gerektiği ifade edildi. Fransız Liberation gazetesi, “İsrail ve Türkiye arasındaki gerilim dorukta” başlığıyla verdiği haberde “Türkiye’nin yaptırımlarının radikal olduğu” yorumunu yaptı. Krizin uluslararası alanda Filistin’in tanınmasıyla ilgili manevraların sürdüğü bir dönemde olduğuna dikkat çekildi. Le Figaro, “iki eski ittifak üyesi arasındaki uzlaşma çabalarının başarısızlıkla sonuçlanmasının Türkiye’nin yaptırımlarına neden olduğu” yorumunu yaptı. İngiliz Times gazetesi, “Büyükelçisi atılırken İsrail’in yalnızlığı artıyor” başlığını kullandı. Haberde Türkiye’yi kaybetmenin yanı sıra İsrail’in bu yıl Mısır’la da ilişkilerinin kötüleştiğine dikkat çekilerek şu ifadeler kullanıldı: “Arap baharındaki istikrarsızlık, bölgedeki güç dengelerinde ciddi kaymalara neden oldu ve Suriye rejiminin çökmesi, İsrail’in kuzey sınırında daha fazla ayaklanmaya neden olabilir.” Dış Haberler Servisi İsrail’de istihbarat servisine yakınlığıyla bilinen DebkaFile internet sitesinin haberinde, Türkiye’nin İsrail’e yönelik bir dizi yaptırım kararının Ankara’nın ABD tarafından NATO’ya tahsis edilen erken uyarı radarına ev sahipliğine onay verdiği açıklamasıyla aynı güne denk gelmesine dikkat çekildi. İsrail’deki ordu ve Washington kaynaklarına dayandırılan haberde, Türkiye’nin son yıllarda ABD’nin İsrail ile birlikte yürüttüğü ortak balistik füze savunma sistemine ilişkin çalışmalarını yakından izlediği savunuldu. Başbakan Erdoğan’ın Türkiye topraklarındaki Amerikan radarından alınacak verilerin İsrail’e verilmemesi konusunda Washington’ı uyarmayı planladığı belirtilen haberde Ankara’nın amacının İsrailABD arasını açmak olduğu öne sürüldü. Haberde, ABD’nin Türkiye’nin baskısı yüzünden İsrail ile yakın askeri ve istihbarat alanı da dahil olmak üzere ortaklıktan çekilmesi halinde bunun İsrail’i İran’ın füzelerine açık bırakabileceği uyarısı da yapıldı. Ankara’nın, İsrail tarafından “Türk şantajı” olarak görülen bu manevrasında başarılı olup olamayacağının ABD yönetiminin vereceği tavra bağlı olduğu savunuldu. Seyrüsefer kaygısı şümle sonuçlanabilir. Diyelim başka Türk gemisi veya başka bir ülkenin gemisi Gazze’ye gitmeye çalışırsa ve İsrail bunu durdurursa ne olacak? Türk ve İsrail donanması birbiriyle mi karşılaşacak? Bu durum, başka kişi ve örgütlere bir şekilde kriz yaratma olanağı tanıyabilir. İsrail konusunda sorun yaratmak isteyenlere fırsat yaratabilir. Dolayısıyla bu açıklamanın çok ciddi sonuçları olabilir.” Türkiye’nin NATO üyesi olması dolayısıyla böyle bir olası gelişmenin NATO’da da kriz yaratabileceğini ifade eden Barkey, “Eminim böyle bir şey olmaması için herkes temkinli davranmaya çalışacaktır, ama yine de bu cümle gelecek için kaygı yaratıyor” değerlendirmesinde bulundu. Gelişmeler karşısında şu an “zayıf tarafın” İsrail olduğunu belirten Barkey, “İki taraf da kazançlı değil ama İsrail daha da kaybediyor” dedi. Barkey, “İsrail zaten şu anda çok yalnız, Türkiye ve Mısır’la ilişkisi çok kötü, Hamas bundan faydalanmaya çalışabilir, birçok beklenmedik sonuçlar or ‘RADAR AÇIKLAMASIYLA AYNI GÜN’ ‘Kimse kazançlı değil’ taya çıkabilir” diye konuştu. Bunun yanında, Türkiye’nin, İsrail’e yönelik bu yeni adımlarla, “Libya ve Suriye konularında Arap dünyasında hasara uğrayan imajını” da düzeltmek istediğini savunan Barkey, bu olayların, BM’de Filistin’in devlet olarak tanınmasına yönelik desteğe ivme kazandıracağını söyledi. Barkey, gelişmelerin ABD’de Obama yönetimi için çok büyük bir darbe olduğunu belirterek, “Hem bunu önleyemediler hem hiç beklemiyorlardı ve kendileri için başka bir başarısızlık oldu. Belki bunu daha ciddi bir biçimde ele alsalardı, çok daha bastırmış olsalardı bunu önleyebilirler miydi bilmiyorum” dedi. Sırttan vurma gerekçesi Dış Haberler Servisi İsrail, BM’nin Mavi Marmara raporunu itirazlarıyla birlikte kabul etti. Raporun önceki gün BM Genel Sekreteri Ban Kimun’a sunulması sonrasında İsrail Başbakanlığı’ndan yapılan açıklamada bunun “profesyonelce hazırlanmış, kapsamlı bir belge olduğu” savunuldu. Palmer Raporu’nda da tavsiye edildiği üzere, İsrail’in bir kere daha kaybedilen hayatlardan ötürü üzüntüsünü dile getirdiği belirtilen açıklamada, “Ancak, meşru müdafaa için harekete geçen askerleri için özür dilemeyeceği, İsrail’in aynı diğer devletler gibi, vatandaşlarını ve askerlerini savunma hakkına sahip olduğu” görüşü yinelendi. Açıklamada, Türkiye’nin Akdeniz’de uluslararası hukuk kurallarına saygılı olacağı beklentisine de yer verildi. BM Komisyonu’ndaki İsrail temsilcisi Joseph Ciechanover, İsrailli askerlerin Türk eylemcilere yakın mesafeden ve sırtlarından ateş açtığı yolundaki değerlendirmeye ilişkin askerlere karşı acil hayati tehdit bulunduğunun aşikâr olduğunu öne sürdü. Türkiye temsilcisi Özdem Sanberk ise “Raporda yer alan ifadelerin, kurbanların maruz kaldıkları mezalimin gerçek boyutlarını yansıtmaktan uzak olduğunu” belirtti. Gazze Özgürlük Filosu yolcularının avukatları yaptıkları yazılı açıklamada, saldırıları gerçekleştiren askerlerin bazılarının kimlik bilgilerinin şu an itibarıyla ellerinde bulunduğu aleyhlerine, Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi dahil olmak üzere, her türlü ulusal ve uluslararası hukuki ve cezai takibatın müvekkiller adına yapıldığı vurgulandı. Lahey’e başvuru Hamas’ın liderlerinden Mahmut Zahar BM raporunun “taraflı” olduğunu ve Türkiye’nin verdiği diplomatik tepkiyi doğru bulduğunu söyledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle