17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EYLÜL 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER AKP iktidarının ‘stratejik derinlik’ yaklaşımı Türkiye’yi dış politikada çıkmaza soktu 7 ‘Sıfır sorun’ iflas etti Erdoğan: Predator geliyor NEW YORK (AA) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, insansız hava aracı Predator’lar konusunda ABD ile uzlaşmaya varıldığını kaydederken terör konusunda İran ile müşterek adımlar atılacağını açıkladı. Predator’ların İncirlik’teki ABD üssüne konuşlanacağı bildirildi. BM Genel Kurul toplantıları için New York’ta bulunan Başbakan Erdoğan, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Predator’ların Türkiye’ye konuşlandırılması konusunda ABD ile uzlaşma sağlandığını söyleyen Erdoğan, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile yaptığı görüşmeyle ilgili olarak teröre karşı ortak mücadele konusunda ise “Aynı mutabakat içerisinde bu mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. BAHADIR SEL M D LEK ‘68 ruhuyla direnin’ MALATYA (Cumhuriyet) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ile Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Malatya’nın Kürecik beldesinde füze kalkanı projesiyle ilgili olarak köylüleri ziyaret etti. Tanrıkulu ve Ağababa, füze kalkanı projesine karşı yurttaşların 2 Ekim’de düzenleyeceği eyleme CHP’nin de destek verdiğini belirtti. Tanrıkulu, “Ortadoğu’da savaş hazırlığı ve aracı olan bu tesislerin burada olmaması için mücadele edeceğiz” dedi. Ağbaba da, “İsrail kalkanına 1968 ruhuyla karşı çıkılacağına inanıyorum” diye konuştu. ran’la orta kadım’ Erdoğan, terörle mücadele noktasında İran ile ortak atılacak adımlar konusunda da, “Şu anda İran ile bu tür müşterek atacağımız adımlar söz konusudur. Zaten burada da bir istihbarat paylaşımı mevcut” diye konuştu. ‘ ‘Minimize olacak’ Erdoğan, sınır ötesi operasyonlarla ilgili olarak, “Kendilerine ben bunu açık, net söyledim. ‘Terör devam ettikçe sınır ötesi operasyonlarımız aynen devam etmektedir’ dedik. Silah bırakma konusunda terör örgütü eğer bu işi başarabilirse zaten operasyonların da bitmesi anlamına gelir ki terör inanıyorum minimize olacaktır. Ama terör örgütünün kendi içinde sıkıntıları olabilir, bu ayrı mesele” dedi. Öymen: Terörü anmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Emekli Büyükelçi Onur Öymen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmayı sert bir dille eleştirdi. Öymen, “Başbakan konuşmasında Türkiye’nin birinci sorunu olan ve komşu ülke Irak’tan kaynaklanan terorizme hiç değinmemiş. İsrail ve Suriye’ye ağır bir dille çatarken BM kararlarını hiçe sayarak topraklarında PKK’yi barındıran Irak’a hiçbir eleştiride bulunmamış” dedi. Erdoğan’ınABD Başkanı Barack Obama ile yaptığı görüşme sonrasında “Obama Mavi Marmara konusundaki tuıtumumuzu haklı buldu” yönündeki sözlerine işaret eden Öymen, “Başbakan onun sözcüsü değil. Bu sözleri niçin Obama’nın kendisi söylemiyor?” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümetin aksi yöndeki bütün söylemlerine karşın, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun teorisini yaptığı “komşularla sıfır sorun politikası” pratikte iflas bayrağını çekti. Türkiye, AB ile ilişkilerden terörle mücadeleye, komşuları ile ilişkilerden Atlantik ötesiyle yürütülen diplomasiye, sözde soykırım iddialarının önüne geçilmesinden, stratejik enerji politikalarına kadar dış politikanın hemen her alanında sıkıntılı. Özellikle Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanı olmasından sonra dış politikada reel politikten öte, idealizm ağır bastı. “Komşularla sıfır sorun” politikası reel politikten uzak, Davutoğlu’nun kurguladığı “stratejik derinlik” yaklaşımı ile dış politikanın uygulamasına temel oluşturdu. Ancak bu temel, Türkiye’yi dış politikanın hemen her alanında çıkmaz içine soktu. 2002’den bu yana AKP hükümeti Batı’ya doğru yürüyormuş gibi yaparak yüzünü Arap dünyasına ve Ortadoğu’ya döndü. İşte, 10 yılın ortaya çıkardığı tablo: Suriye: AKP hükümeti sıfır sorun politikası çerçevesinde ilk aşamada Şam yöntimi ile çok sıkı ilişki kurdu. Beşşar Esad yönetiminin antidemokratik yapısını görmezden gelen AKP, bu ülke ile ilişkileri “Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi” kurulmasına kadar götürdü. İki ülke arasında vizeler bile kaldırıldı. Ancak Arap Baharı, Suriye’de de kendisini gösterince hükümet Atlantik ötesi telkinlerin de etkisiyle Suriye’yle ilişkileri kopma noktasına kadar getirdi. Davutoğlu’nun Esad’ın ayağına kadar giderek operasyonları durdurma ricası boşa çıkarken, Şam yönetimi Türkiye’yi ülke içinde yasadışı olan Müslüman Kardeşler örgütünü desteklemekle suçladı. ran: AKP hükümeti, bütün dünya kamuoyunun hassasiyetine karşın Türkiye’nin bölgedeki stratejik çıkarlarını yok sayıp hatta İran’ın tarihi tavır ve tutumunu görmezden gelerek nükleer dosyası konusunda Tahran yönetimine destek vermeyi tercih etti. Tahran yönetimi Ankara’nın bu çabalarını dikkate almayıp, nükleer dosyasına ilişkin kendi ulusal çıkarları çerçevesinde hareket etmeyi sürdürdü. Buna karşın AKP hükümeti ABD’nin füze kalkanı projesine olumlu yanıt verip, bu sistemin radarlarının Türkiye’de konuşlandırılmasına izin verdi. Sistem NATO çerçevesinde görünse de doğrudan İran’dan gelecek tehdide karşı projelendirildiği biliniyor. Böylece Türkiye, olası bir çatışma durumunda doğrudan İran’ın hedefi durumuna gelmiş olacak. Yunanistan: İsmail Cem’in Dışişleri Bakanlığı döneminde başlatılmış olan ve iki ülke arasındaki sorunların saptanıp, çözüm önerileri getirilmesini amaçlayan “istikşafi Erdoğan ve Esad dostluğu mazide kaldı. 2005’teki AB sevincinden bugünlerde eser yok. AKP hükümeti Hamas’la yakın ilişki kurdu. görüşmeler” sonuçlandırılamadığı gibi Atina yönetiminin AB içindeki muhalefeti de aşılamadı. Yunanistan, Ege sorunları, Batı Trakya ve Kıbrıs’a ilişkin olarak hiçbir noktada geri adım atmazken AKP hükümeti bunları görmezden gelip, bu ülke ile Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi kurulması için girişim yaptı. Yunanistan’ın son dakikadaki itrazıyla konseyin adından “stratejik” ifadesi çıkarıldı. Kıbrıs: 2004 yılındaki Annan Planı’na ilişkin oylamada Rumların “hayır” deyip, zımnen KKTC’nin varlığını tanımış olmasına karşın, AKP AB konusunda ilerleme sağlayabilmek için bu hukuksal avantajdan yararlanamadı. Rumların AB’ye girişine sessiz kalan hükümet, bu noktadan sonra da görüşmelerin sürdürülmesine vize verip Rumların elini güçlendirdi. AB üyesi olmanın bütün avantajlarını kullanan Rumlar son olarak Doğu Akdeniz’de İsrail ve ABD şirketleri ile birlikte sondaja başlayınca AKP hükümeti misilleme yapma kararı aldı. Ancak Erdoğan’ın BM’de yaptığı “tehdit kâr” açıklamalar, Ankara’nın elini siyaseten zayıflattı. Irak: AKP, Irak ile Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi kurup bu ülke ile 48 tane mutabakat muhtırası imzaladı. Ancak bu mutabakat muhtıralarından bir tanesi dışında diğer hiçbiri anlaşmaya dönüştürülemedi. Irak ile yaptığı terörle mücadele anlaşmasına, “sıcak takip maddesi” konulmasını sağlayamayan AKP, Bağdat yönetiminin terör örgütünü topraklarında barındırmaması konusunda etkin olamadı. Hükümet, ironik gibi görünse de ABD’nin Irak’taki politikalarına kayıtsız koşulsuz destek verip Tahran yönetiminin bu ülkede ciddi anlamda etkinlik sağlamasının önünü açtı. Azerbaycan ve Ermenistan: AKP’nin, Karabağ sorununu görmezden gelip yaptığı Ermeni açılımı Azerbaycan’ın tepkisine neden oldu. İki protokolle temellendirilen açılım, Erivan yönetiminin geri adım atması sorucu boşa çıkarken, AnkaraBaku ilişkilerinde de soğuk rüzgârlar esmeye başladı. Azerbaycan Rusya’nın dümen suyuna girmeyi tercih etti. İlk aşamada da Rusya ile enerji işbirliği anlaşması yapıp doğalgazda Moskova yönetiminin elini güçlendirdi. Orta Asya: AKP hükümeti döneminde Orta Asya ülkeleri Rusya etkisine terk edildi. Türk cumhuriyetleriyle yakın ilişki kurulmadı. Bu süreç içinde Rusya Başbakanı Vladimir Putin Şanghay Beşlisi’ni kurdu; kendi savunma paktını oluşturdu. Türkmenistan ve Kırgızistan’da devrimler yaparak bu ülkeleri Batı ve Türkiye etkisinden çekti aldı. Gülen cemaatinin faaliyetleri nedeniyle Özbekistan Türkiye’den bütünüyle koptu. Ortadoğu ve Şii hilali: Türkiye’nin güneyi hükümetin kendisini riske atarak savunduğu İran ve onun öncülük ettiği Şii eksence kuşatıltı. AKP, Filistin sorununda Mahmut Abbas’ı dışlayıp Müslüman Kardeşler örgütünün uzantısı Hamas’ın çıkarları doğrultusunda politika yapmayı sürdürdü. srail: Hükümet, İsrail’le Arap sokaklarının alkışını alma uğruna ilişkileri kopma noktasına kadar getirdi. Davos’taki “one minute” krizi ile başlayan süreç İsrail askerlerinin Mavi Marmara baskınından sonra doruk noktasına çıktı. Rumlar, Akdeniz’de gaz ve petrol ararken bunu da ABD’li, İsrailli firmalarla yapmaya başladı. İsrail, AKP’nin tehditlerinden dolayı Yunanistan’dan, Bulgaristan’a, Rumlardan, AB üyesi diğer ülkelere kadar askeri ittifaklar kurmaya başladı. AB: 2005’te başlayan üyelik müzakerelerinde tam bir yıldır yeni tek bir fasıl açılmadı. Bu, görüşme sürecinin kilitlenmiş olduğu ve üyelik perspektifinde hiçbir ilerleme kaydedilmediği anlamına geliyor. 6 yıla yakın bir zamandır süren müzakerelerde sadece 13 fasıl açılabildi. Kıbrıs Rum yönetiminin talebiyle Türk limanlarının açılmasına ilişkin ek protokoller uygulanmıyor diye 8 fasıl askıya alındı. Fransa’nın da çabasıyla bazı önemli fasıllar da askıda. Türkiye’nin açabileceği sadece 3 fasıl kaldı. 1 Temmuz 2012’de bu koltuğa Kıbrıs Rum Kesimi oturacak. Türkiye, Rumların Kıbrıs sorunu çözülmeden dönem başkanlığı alması durumunda AB ile ilişkilerin dondurulacağını açıklaması, Türkiye’nin stratejik hedef olarak belirlediği sürece en büyük darbeyi vurmuş olacak. ABD: Washington yönetiminin Türkiye’yi önce stratejik ortak ardından da model ortak ilan etmesine karşın TürkiyeABD ilişkilerindeki yapısal sıktıntılar aşılamadı. ABD’nin terörle mücadelede verdiği göstermelik birkaç desteğin dışında AKP hükümeti, Hamas, Gazze, Filistin, Kıbrıs, Ege, Ermenistan, Kuzey Irak gibi konularda AKP’yi desteklememeyi tercih etti. Buna karşın, İsrail’i de koruma altına alan füze kalkanının radarlarının Türkiye’ye yerleştirilmesi konusunda AKP ABD’ye “evet” demek zorunda kaldı. Yöre halkı: Karar verilirken görüşümüz alınmadı Kürecik kalkan istemiyor SELAHATT N GÖKATALAY MALATYA Malatya’nın Kürecik beldesinde kurulması planlanan füze kalkanına karşı yurttaşlar, 2 Ekim’de büyük bir miting yaparak projeyi potesto etmeye hazırlanıyor. Sadece Kürecik’e değil hiçbir yere füze kalkanı sisteminin kurulmasını istemeyen yöre halkı, “Başbakan çok istiyorsa kendi teinan Cemgil efsanesi pesine kursun kalkanı” diyor. Malatya’nın küçük beldesi Kü68 kuşağının devrimci önderlerecik’in adı kurulması planlanan fürinden Sinan Cemgil ve 3 arkadaze kalkanı sistemiyle duyuldu. şı, 1971’de Deniz Gezmiş, Yusuf 1980 sonrası yoğun göç veren bölAslan ve Hüseyin İnan’ın idamıgede, ilk göze çarpan şey terk edilnı engellemek için bölgedeki NAmişlik duygusu. 80 öncesi sol haTO üssüne eylem yapmaya hazırreketin güçlü olduğu lanırken Nurhak dabölgede şimdi, göç, ğında öldürüldü. işsizlik en çok koYörede şimdi o günnuşulan konu. leri yaşaşan herkes Gençlerin çoğu çaSinan Cemgil ve lışmak için göç arkadaşlarını anıKürecikliler füze kalkanını ettiğinden Küreyor. 70’lerde protesto etmek için 2 Ekim Pacik’te yaşlı bir Kürecik Kalzar günü büyük bir yürüyüş dünüfus hâkim. kındırma ve zenleyecek. Saat 13.00’te Kürecik Son seçimde Cemevi önünde toplanacak yurttaş D a y a n ı ş m a b ö l g e d e lar ve çevreciler, füze kalkanının ku Derneği YöneAKP’ye yüzde rulacağı Karahan Tepesi’ne yürüye ticisi Hasan 67.9 oy çıkarHazar, “Racek. Yürüyüşe birçok siyasi parti, siken füze kalkadar üssüne o vil toplum örgütü ve çevre dernenının kurulmadönemde karşı ği de destek verecek. Herkesi sının planlandığı çıkan devrimcieyleme davet eden KürecikKürecik’in Kepez lere destek veren liler, “Füze kalkanına köyünden yalnızca 5 bölge halkı bugün kalkan olmayacaoy çıkmış. Küreciklide karşı çıkmaktağız” diyor. ler, füze savunma sistedır. Bu sistem geçmişte minin bölge halkını bilgilenbölgede ekolojik dengeye dirmeden, “emrivakiyle” kendilezarar verirken radyasyon sonurine dayatılmasına da tepki göstecu insanlarımız hastalıkla karşı rerek, “Bölgede kurulan bir takarşıya kalmışlardır” dedi. şocağı için bile ÇED raporu ve uhalifiz diye bize kalkan bölge halkının bilgilendirmesi toplantısı yapılırken böylesine Kürecik halkının etnik, inançsal büyük çaplı bir sistem kurulurve muhalif kimliğinin yanı sıra ken vatandaşlar bilgilendirmebarıştan, emekten yana olması nemiştir” diyor. deniyle devletin tıpkı 12 Eylül’de olduğu gibi kendilerine baskı poaşbakan kalkanı litikası uyguladığını anlatan Hazar, kendi tepesine kursun “Devlet yetkililerimizin de yüzde 50 oy aldık diye ülkemizin baKepez köyü sakinlerinden 53 şına radarı kurmamalarını, İsyaşındaki Hasan Yıldız, yıllardır rail’e kalkan olmamalarını ve kanser hastalığıyla mücadele ettiğini halkımızla beraber olmalarını isbelirtti. Bölgede daha önce kurulu tiyoruz. Eğer bu ülkeyi sevibulunan NATO Radar Üssü’nün yorsa Sayın Başbakan’dan da yaydığı radyasyon nedeniyle bölbize destek olmasını istiyoruz” gede birçok insanın kanser oldudiye konuştu. ğunu anlatan Yıldız, “Benim ak ciğerimin dörtte üçü alındı. Şimdi Sayın Başbakan füze savunma sistemiyle ilgili övünerek konuşuyor. Çok istiyorsa kendi tepesine kursun. Başbakan zaman zaman konuştuğunda ‘Biz muz cumhuriyeti değiliz’ diyor. Muz cumhuriyeti olmasak, emperyalist çıkarlar için bizi bu kadar kullanmazlar” diye konuştu. S 2 Ekim’de büyük eylem M B Kürecik, Alevi yurttaşlarımızın Anadolu’daki tarihsel yerleşimleri arasında Barış kültürüne füze OKTAY EK NC Olası İran saldırısına karşı İsrail’in savunulmasına destek amaçlı olduğu söylenen füze kalkanı projesi için erken uyarı radarlarının kurulmasına karar verilen Malatya’nın Kürecik bucağı, özelikle Alevi yurttaşlarımızın Anadolu’daki tarihsel yerleşmeleri arasında. Kürt yurttaşlarımızın da nüfusun önemli bir bölümünü oluşturduğu Kürecik’teki Alevi aşiretinin adı Osmanlı Tahrir Defteri kayıtlarında “Merdanı Kurmanc Taifesi” şeklinde yazılı. “Kürt göçmenler” anlamına gelen bu tanım da beldenin toplumsal dokusunun öteden beri değişmediğini kanıtlıyor. Füze kalkanı için “merkez” olmalarını şaşkınlıkla karşılayan yöre halkı, her biri Anadolu’nun çağlar boyu uygarlık merkezlerinden olan Akçadağ, Darende, Doğanşehir ve Elbistan ilçelerine komşu konumda, Nurhak Dağları’nın eteklerinde bulunan Kürecik’teki “barış kültürü” ile çelişen kararın yöre insanına sorulmadan alınmasına tepkili. Osmanlı dönemini Alevilere yönelik baskılar içinde geçiren Kürecikliler, cumhuriyet’le birlikte ilk kadın kaymakamlardan Nurey Hatun’un burada görev yapmış olmasıyla da övünüyor. Bölgedeki höyüklerde yapılan araştırmalarda, Akçadağ çevresindeki ilk yerleşimin, “tunç devri”ne uzandığı belirlenmiş. Aynı ilçeye bağlı Sarıhacı, Bekiruşağı, Esenbey gibi eski köylerde de Hitit döneminden kalma buluntular var. Bu nedenle aynı yerlerin “askeri hedef” olmasına neden olacak füze kalkanı projesi, La Haye’de imzalanan ve Türkiye’nin de onayladığı “Savaşa Karşı Kültürel Mirasın Korunması” sözleşmesiyle çelişiyor. ABD’ye ait eski radar üssünün füze savunma sistemine dönüşmesine “yöremizin gözden çıkartılması” yorumunu yapan Kepez köyü muhtarı Kemal Köroğlu, eski radardan ötürü kanserin çoğaldığını anımsatarak, “şimdi kim bilir başımıza neler gelecek” diyen köylülerin tedirginlik içinde olduğunu belirtiyor. Kararı televizyondan duymalarını ise demokratik bir ülkeye yakıştırmadığını vurguluyor... C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle