17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 12 EYLÜL 2011 PAZARTES 4 HABERLER Gazetemizin 8 Nisan sayısı, cezaevinden mektup nedeniyle tutuklulara yasaklandı 12 Eylülcüler kıskanacak BAŞBAKAN ERDOĞAN ‘ ş sağlığı için yasa yapılacak’ İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan, dünya genelinde, çalışma sürelerinden ücretlere, iş güvenliğinden sosyal güvenlik uygulamalarına kadar birçok alanda ciddi sorunların bulunduğunu belirterek, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili müstakil kanunun yeni yasama döneminde yürürlüğe gireceğini, yasanın kamu, özel ayırımı yapmadan bütün çalışanları kapsayacağını söyledi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliğinde, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Uluslararası Sosyal Güvenlik Kuruluşları Birliği’nin (ISSA) iş birliğiyle düzenlenen “19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenlik Kongresi ve Fuarı” açılışı dün Sütlüce’deki Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı. Açılışta konuşan Erdoğan, 2008 yılının sonlarında ortaya çıkan küresel finans krizinin etkilerinin hâlâ belli ölçüde devam ettiğini belirterek krizin arka planında ekonomik nedenleri kadar, siyasi ve ahlaki boyutunda olduğunu söyledi. “‘Bütün insanlar eşittir, ancak bazıları daha eşittir’ gibi bir yaklaşımın bizim lügatımızda hiçbir yeri yoktur” diyen Erdoğan, “Bu yaklaşımla hazırladığımız İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısı’nı da önümüzdeki dönemde yasalaştırmayı ve çalışma hayatımıza kazandırmayı hedefliyoruz. Bu kanun, memur ve işçi ayrımı olmaksızın bütün çalışanları, kamuözel ayrımı olmaksızın bütün işverenleri ve işçi sayısını dikkate almaksızın tüm işyerlerini kapsamaktadır” diye konuştu. İstanbul Haber Servisi Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Müdürlüğü, 12 Eylül askeri cuntasının uygulamalarını aratmayacak bir kararla, Cumhuriyet gazetesinin “cezaevinde keyfi ve antidemokratik uygulamalarda bulunulduğu”na ilişkin bir tutuklu mektubunun yayımlandığı 8 Nisan 2011 tarihli sayısını 3 tutukluya vermedi. Gazetemizin 8 Nisan 2011 tarihli sayısı, ilgili tutuklular adına depoya kaldırıldı. Gazetemizin verilmediği tutuklulardan Faruk Erdoğan gazetemize gönderdiği mektubunda “12 Eylülcülerin, bize yapılan işkenceleri ‘vay be, biz niye bu kadarını yapamadık’ kıskançlığıyla izlediklerine eminiz” ifadelerine yer verdi. Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Müdürlüğü Eğitim Kurulu, 11 Nisan 2011 tarihinde Cezaevi Müdürü Rahmi Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza nfaz Müdürlüğü, bir tutuklu mektubunun yayımlandığı Cumhuriyet gazetesinin 8 Nisan 2011 tarihli sayısını 3 tutukluya vermedi. Günen başkanlığında, Cezaevi İkinci Müdürü Muharrem Kazan, öğretmen üye Hasan Kaya, psikolog Seçil Yıkar, kütüphane görevlisi üye Muharrem Yıldırım’ın katılımıyla “hükümlü/tutuklu olarak kalmakta olan Faruk Erdoğan, Cevdet Genç ve Mehmet Yeşiltepe’ye gelen Cumhuriyet gazetesinin 8 Nisan 2011 sayısı hakkında görüşmek üzere” toplandı. sayısının 1. ve 8. sayfasında yer alan haberlerde ceza infaz kurumu çalışanlarını suçlayıcı ve karalayıcı asılsız iddialar içeren haber ve yazıların bulunduğu tespit edilmiştir. ... Cumhuriyet isimli gazetenin 8 Nisan 2001 tarihli 31229. sayısının ilgililerine verilmemesine, ilgilileri adına depoda muhafazasına itirazı kabil kalmak üzere oybirliğiyle karar verilmiştir.” ve zorla insanı örselemektir. Tecrit sesinizin boğulması demekir. Yapayalnız bırakılıp düşüncelerinizden, kimliğinizden, kişiliğinizden, vazgeçmenizi sağlama politikasıdır. Tek başına veya 3 kişilik bir hücrede başka insan yüzü görmeden, sesi duymadan on yıllar boyunca tutulmak işkence değil, tecrit değil de nedir” ifadelerine yer verdi. Ayının Peşine Düşmek! Ormanlık bir bölgede iri bir ayı insanlara saldırdı. İki kişiyi öldürdü. Bölge öfkeyle sarsıldı. Ayının vurulma izni çıktı. Avcılar ayının peşine düştü. Henüz yakalanıp vurulmadı ama av sürüyor. Ayı işte. Armudun iyisini yerler. Balı çok sevdikleri bilinir. Yavruları sevimlidir. Yavru ayılar kaçırılıp burnuna halka takılarak gösterilere çıkarılırdı. Bu “ayı oynatma”yı görmüşümdür. Ayı çingenenin çaldığı tefle göbek atar. Hamamda kadınların nasıl bayıldığını yatarak taklit eder. Ayı oynatma sonradan yasaklandı sanırım. Ayıların kadın kaçırdıkları bile söylenir. Günahları boynuna. Bu kez de “katil ayı” peşinde avcılar köpekleriyle koşup duruyor. Ayı ormanlık alanda insanları öldürmüş. Ama ayılar pek saldırmaz. Genelde kaçar. Açsa, yuvasına saldırılmışsa, yavruları tehlikedeyse ayı saldırır, yaralar, öldürür. Hayvanların saldırganlığının nedenleri vardır. Bu bölgede ayı yerleşimlerinin HES çalışmaları nedeniyle zarar gördüğü de öne sürüldü. Yuvası bozulan hayvan saldırganlaşır. Bu olabilir. Ayı, eninde sonunda bir hayvan. İçgüdüleri var. Tepkileri var. Önceden kestirilmesi zor davranışları var. Ama, eşi ayrılmak istiyor diye onu bıçaklayan ayı yok. Böyle insan var. Balı paylaşırken çıkan kavgada ötekini vuran ayı yok. Böyle insan var. “Sen beni yolda geçtin” diye kızıp dövüşen ayı yok. Böyle insan var. Dahası var. Bir grup ayının bir başka grup ayıya pusu kurup çukura düşürüp başlarını taşlarla ezip öldürmesi hiç olmadı. Bir grup insanın başka bir grup insanla savaşıp onları öldürmesi insanlar arasında çok görüldü. Görülüyor da. İnsanın insana yaptığı zulmü hiçbir ayı öteki ayıya yapmadı. Ayılar, öteki ayıları toplama kamplarına koyup aç susuz, hasta bırakıp ölümlerine yol açmadı. İnsanlar bunları yaptı. Yapmaya devam ediyor. Ayılar başka ayılara karşı dünya savaşları çıkarmadı. İnsanlar çıkardı. “Ayılar mı, insanlar mı?” diye sorarsanız, kimlerden yana olmak daha doğru görünüyor? Ben ayılardan yanayım. Acaba duydunuz mu? Ayılar altın çıkarsınlar diye topraklarını altüst etme hakkını kimselere verdiler mi? Vermezler. Çünkü onlar ayı. Acaba duydunuz mu? Yiyeceklerini daha çok yerde satabilmek için dayanıklı olsunlar diye genetiklerini değiştirdiler mi? Yapmazlar. Çünkü onlar ayı. Ormanları keserler mi? Dereleri kuruturlar mı? Yapmazlar. Çünkü onlar ayı. Yalan söylerler mi? Söylemezler. Çünkü onlar ayı. Dişi ayıları kaçırıp erkek ayılara satarlar mı? Satmazlar. Çünkü onlar ayı. Trafik kazalarında ölürler mi? Ölmezler. Çünkü onlar ayı. Ayılar birbirini hapseder mi? Etmezler. Çünkü onlar ayı. Bütün bunları insanlar birbirine yapar. Sonra da ayıya dönüp “ayı işte” derler. Birbirlerine bakıp da “insan işte” derler mi? Hiç sanmam… Son nokta el koyma Sayımların aramaya dönüştürüldüğünü, dergi ve kitaplara el konulduğunu anlatan Erdoğan, yaşananları şöyle kaleme aldı: “Saldırının geldiği son boyut, güncel gazetelere el koymak olmuştur. Tüm hapishaneleri düşünecek olursanız, 12 Eylülcülerin bize yapılan işkenceleri ‘vay be, biz niye bu kadarını yapmadık’ kıskançlığıyla izlediklerine eminiz.” Depoda muhafaza Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Müdürlüğü Eğitim Kurulu Başkanlığı’nın 2011/19 sayılı kararında şu ifadeler yer aldı: “Cumhuriyet isimli gazetenin 8 Nisan 2001 tarihli 31229. ecrit, sesin boğulmasıdır Faruk Erdoğan, gazetemize gönderdiği mektupta karara tepkisini dile getirdi. Tutuklu Faruk Erdoğan mektubunda “Tecrit yasak, baskı T ‘Hesaplaşma söylemi samimi değil’ MEHMET MENEKŞE 12 Eylül mağdurları, “Verdiğimiz ama 650 mücadeleden asla pişman değiliz soruyor bin kişinin gençliği nerede” diye MISIR’A DA G DECEK Erdoğan’ın gezisi başlıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, 4 günlük Mısır, Tunus ve Libya ziyareti bugün başlıyor. Erdoğan’ın beraberinde bakanlar, üst düzey bürokratlar, işadamları ve gazetecilerden oluşan heyetle gerçekleştireceği ziyaretler sırasında, yeni bir sürece girmiş bulunan dost ve kardeş ülkelere Türkiye’nin verdiği destek vurgulanacak, işbirliği imkânları ele alınacak. Erdoğan, bugün gideceği Mısır’da Yüksek Askeri Konsey Başkanı ve Savunma Bakanı Mareşal Muhammed Hüseyin Tantavi ve Başbakan İsam Şeref ile görüşecek. Erdoğan ile Mısır Başbakanı İsam Şeref tarafından, bir dizi anlaşmanın imzalanması da öngörülüyor. Erdoğan, Mısır’ın ardından 14 Eylül’de Tunus’a 15 Eylül’de de Libya’ya geçerek buralarda da bir dizi temasta bulunacak. AMASYA Otuz bir yıl önce, özellikle sol ve sosyalist düşüncenin üzerinden silindir gibi geçen 12 Eylül askeri darbesinin izleri, bu süreci yaşayanların belleklerinden silinmiyor. 12 Eylül mağdurları, darbe sürecinin getirdiği sosyal, siyasal koşullardan beslenerek iktidar olan AKP hükümetinin, demokratikleşme, darbecilerle ve 12 Eylül ile hesaplaşma girişimi inandırıcı bulunmuyor. 12 Eylül mağdurları yaşanan süreci ve bu günü şu sözlerme değerlendirdi: AKP 12 Eylül ile selamlaşıyor: Devrimci Yol davasından yargılanan ve 9 ay 15 gün Suluova Et Balık Kurumu bodrum katında tutularak işkenceden geçirilen Rafet Seyrekoğlu, “Bütün amacımız Türkiye’nin tam bağımsız, özgür, demokratik bir ülke olması idi. Yaptığım hiçbir şeyden asla bugün pişman değilim. Aynı ortam oluşturulursa, o günleri tekrar yaşamaktan, tekrar mücadele etmekten korkmam” dedi. AKP’nin 12 Eylül ile hesaplaşma girişimini inandırıcı bulmadığını ifade eden Seyrekoğlu, “AKP 12 Eylül askeri derbesiyle hesaplaşmıyor ancak selamlaşıyor. 12 Eylül 2010, sivil darbeyle selamlaşmaktır. 12 Eylül 2010 sivil darbesinin el ele kol kola vererek ortaya çıkarttığı ucube bir anayasa ile hesaplaşmaya gidilmez” dedi. Süreç devam ediyor: Devrimci Yol davasından tutuklanan ve 11 yıl hapis yatan Celal Özder de darbenin halkın ve emekçilerin muhalefetini bastırmak için hazırlanan bir senaryo olduğunu belirterek Celal Özer Rafet Seyrekoğlu Fazlı Kuru ‘BEN DE TOPLUMU DA SAKAT BIRAKTILAR ’ Devrimci Yol davasında hapse mahkum olan ve n ömür boyu gö celerden sakat kalan Fazlırdüğü işkenKuru, “Her türlü ağır işkencelerden geçtim. Belime sert bir cisim ile vurdular ve zedelendi. Tekerlekli san omuriliğim dalyeye mahkum oldum. Beni de top lumu da sakat bıraktılar” diye konuştu . AKP’nin darbeyle hesaplaşma söylem ini olarak nitelendiren Kuru, “fasa fiso” kanı Tayyip Erdoğan. Or “BOP Eşbaşdu üniversiteler iktidarın eli , polis, yargı, nd yapanların yargılanması e. 12 Eylül’ü konusunda hiçbir beklentim yok” dedi. “Peki bu süreç bitti mi? Hayır, 12 Eylül süreci hâlâ devam ediyor” dedi. AKP’nin darbeyle hesaplaşma söylemini inandırıcı bulmadığını vurgulayan Özder, “650 bin kişinin gençliği nerede, hakları nerede, idam edilenler nerede? AKP’nin göstermelik eylemlerinin dışında gerçekten yapılan hiçbir şey yok” diye konuştu. Biz işkencedeyken Başbakan neredeydi?: TİP dava sında yargılanan Abidin Koç, 12 Eylül’ün ardından idamla yargılandı ve 16 yıl hapis yattı Koç, . “O zamanlar Başbakan nerelerdeydi, ben bunu bilmiyorum. Şu anda özgürlük diye konuşanlar neredeydiler? Ben işkencedeydim, onu biliyorum” dedi. lhan Selçuk direnme gücü verdi: Devrimci İşçi Köylü Derneği saymanıyken 11 yıl hapis yatan Hıdır Sevindi ise Suluova Et Balık Kurumu’nda 8 ay boyunca her türlü işkenceden geçtiğini anlattı. Sevindi, geçen yıl yitirdiğimiz gazetemizin eski imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk’un yazılarının kendilerine güç verdiğini belirterek şunları anlattı: “Hiç tanımadığım bir kişinin yazıları bana içeride çok destek oluyor, moral veriyor, direnme gücü veriyordu. Bunu adeta tüm bilincimde hissediyordum.” TGF BAŞKANLAR KONSEY BDP M LLETVEK L AYLA AKAT ATA SÖĞÜT ŞENL KLER ’NDE KONUŞTU ‘Biz bu pazarlık içinde yer almayız’ ADNAN AVUKA Bahçeli: Kimse azız diye üzülmesin CAN HACIOĞLU ‘ leri demokrasi söylemi havada kalır’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) 35. Başkanlar Konseyi Toplantısı’nda tutuklulukları cezalandırmaya dönen gazetecilerin özgür yargılanmaları istemi ön plana çıktı. TGF Başkanlar Konseyi toplantısı sonunda tutuklu gazetecilerin sorununun toplumun tüm kesimlerinde rahatsızlık yarattığı vurgulandı. Gazetecilerin “ne ile yargılandıkları”nı bilmedikleri de dile getirilen açıklamada, “Ülkemizin yurtdışında da prestij kaybına neden olan ve meslektaşlarımızda basın özgürlüğünü zedeleyici bir baskı unsuru olarak kendini hissettiren bu kanayan yaranın çözümü için TBMM’deki tüm partilerin harekete geçmesini ve yasal değişikliklerin acilen yapılmasını talep ediyoruz. Aksi halde ‘ileri demokrasi’ söylemlerinin havada kalacağını buradan bir kez daha haykırıyoruz” denildi. azze’nin özlemi, hasreti içindeyim’ Erdoğan, El Cezire televizyonuna verdiği röportajda, Mısır ziyareti çerçevesinde Gazze’yi de ziyaret edip etmeyeceği sorusu üzerine, “Lüzumsuz gerilimden yana değiliz ve bunu Mısırlı kardeşlerimizle de görüşüyoruz. Mutabık kalmamız halinde, evet. Ben Gazze’deki kardeşlerimin bizi beklediğini biliyorum. Ben de Gazze’nin özlemi , hasreti içerisindeyim. Er veya geç Gazze’ye Rabbim ömür verirse gideceğim” diye konuştu. Bu arada, Gazze’deki Hamas hükümetinin Başbakanı İsmail Haniye, Başbakan Erdoğan’ın ziyareti gerçekleşecekmiş gibi hazırlıklarını sürdürdüklerini söyledi. ‘G C MY B C MY B MARDİN BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, Irak’ın kuzeyindeki PKK kamplarına karşı bir kara harekâtı olursa Meclis’e gitmeyeceklerinin sinyallerini verdi. Ata, “Biz bu pazarlıkta yer almayız. Savaşın olduğu bir dönemde biz Meclis’e gitmeyiz” dedi. Kızıltepe İlçesi’nde Ayla Akat Ata’nın katılımı ile demokratik özerklik ve son siyasal gelişmelere ilişkin toplantı düzenlendi. Toplantıda konuşan Ata, demokratik özerklik projesinin barışa katkı sunacağını ifade ederek, devletin ‘Kürtler’e yönelik bir projesinin dahi olmadığını söyledi. Seçim barajının düşürülmesini isteyen Ata, “1 yıldır ‘Seçim barajı düşürülsün’ diyoruz. ‘Parlamentoya gelelim’ diyoruz. Barajı düşürmemenin nedeni nedir? ’Kürtleri parlamentoda istemiyoruz’ demektir. Biz özgürlük için yola çıktık. Devlet özgürlüğümüz üzerinde pazarlık yapıyor. Biz bu pazarlıkta yer almayız. Savaşın olduğu bir dönemde biz Meclis’e gitmeyiz. 4 yıldır parlamentodayız, AKP ne yaptı? Bizim meselemiz Meclis’e girip girmeme değil. Bizim meselemiz özerkliği ilan ettik, nasıl inşa edeceğizdir” dedi. BİLECİK Söğüt ilçesinde bu yıl 730’uncusu düzenlenen Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri’nde konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Kimse azız diye üzülmesin, çoğuz diye sevinmesin. Bir şeyi yapabilmek için sayısal çoğunluk marifet olsaydı, 400 çadırlık Türkmen topluluğuyla mesafe almak mümkün olmazdı” dedi. Şenlikler, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Bahçeli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve yurttaşların katılımıyla Hükümet Konağı Meydanı’ndaki yürüyüşle başladı. Etkinliklerin yapılacağı stada ilk gelen Bahçeli, protokolde kendisine ayrılan yere oturmadı. Bahçeli, protokolün solunda yer alan koltuklara oturdu. Törende Bahçeli, “Bu anlamlı günde Türk milletinin birliği, dirliği, bütünlüğü ve bekası için ecdadımızın vasiyeti ne gerektiriyorsa onu yapmaya yeminli olduğumuzu buradan duyurmak istiyorum” ifadelerini kullandı. Başbakan Yardımcısı Bozdağ ise “Büyük Türkiye rüyasını gerçekleştirmek ancak Ertuğrul Gazi’nin, Osman Gazi’nin yolundan gitmekle olacaktır. Bu rüya hakikate dönecektir. Buna inanıyorum” diye konuştu. Bu kez kardeş Parsadan sahnede ANKARA (ANKA) DYP hükümeti döneminde, Org. Necdet Öztorun’un adını kullanarak örtülü ödenekten 5 milyon 500 bin TL devleti dolandıran Selçuk Parsadan’ın kardeşi H. Cahit Parsadan, polisin yaptığı operasyonla yakalandı. Parsadan’la beraber sahte bir kimlik ile 149 bin sahte ABD Doları da ele geçirildi. Dolarların profesyonelce üretilmiş olduğu belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle