19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 AĞUSTOS 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 ‘Büyüsü bozulmamalı’ Uzmanlar Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın açıklamalarının ardından Nemrut heykellerinin taşınması konusunu değerlendirdiler Kültür Servisi Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın, Nemrut heykellerinin korunması için Kâhta’ya indirileceği, yerlerine ise replikalarının konulacağı yolundaki açıklamasının ardından konunun uzmanlarından farklı görüşler dile getirildi. Kültür Bakanlığı’ndan aldığımız bilgilere göre, bakanlığın bu konuda henüz herhangi bir çalışması yok. Bakan Günay’ın, bunu bir fikir olarak ortaya atarak tartışmaya açtığını söyleyen yetkili, bakanın bugüne kadar yapılan çalışmalardan bir sonuç alamadığı için yeni bir yaklaşım olarak heykellerin taşınması fikrini öne sürdüğünü, ancak heykellerin kaçının, ne kadar sürede ve nasıl bir yöntemle taşınacağına ilişkin herhangi bir çalışmanın söz konusu olmadığını söyledi. UNESCO Başkanı Öcal Oğuz ise milli komisyon olarak konuyu henüz değerlendirmediklerini belirtti. Oğuz, öncelikle bakanlığın ne yapmak istediğini anlamaları ve uzman görüşlerine başvurmaları gerektiğini ekledi. Hem bakanlık hem de UNESCO olarak karar alınırken Nemrut’un Dünya Miras Alanı olduğunun unutulmaması gerektiğini ve belli ölçütlerin olduğunu vurguladı. ‘Akılcı bir yol bulunmalı’ Nezih Başgelen eolog) (‘Nemrut Dağı’ kitaplarının yazarı, ark heykelNemrut Dağı ile özdeşleşen bu devasa nmış ve Türkilerle başları tüm dünyada tanı n biri ye’nin turizm tanıtımının ana unsurlarında zinci mlerce de dünyanın seki olmuştur. Kimi kesi rut Daharikası olarak nitelendirilen, gerek Nem kezr mer ğı’ndaki, gerekse Kommagene’nin diğe sında lerindeki bu denli eşsiz eserlerin korunma yaşanise özellikle son elli yıldır büyük sorunlar açtığı siz kitle turizminin yol maktadır. Denetim tılar yaşattehlikeler bugüne kadar çok ciddi sıkın yanda sert mıştır. Geçikmiş önlemlere rağmen bir arını türlü yoliklim koşullarının öte yanda anıl açtığı larla kalıcı kılmak isteyen yığınların yol Dağı ve Kommagene anıtlatahribatlar, Nemrut dir. rının varlığını ve geleceğini tehdit etmekte ki arasında Örneğin Kral Antiokhos’la tanrılar skobu selamlaşma sahneleriyle ünlü arslan horo şan gerekse üstünde dola gerek sert doğa şartları, ip olmuş turistler yüzünden ciddi boyutlarda tahr e var Nemrut’un korunarak gelecekt durumdadır. önemli olmasını sağlamak ülkemizin en ivedi ve Bu konuda Kültür kültür sorunlarından birisidir. kmiş ama ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, geci yaklaşımı ortaya koymaktaçok doğrusamimi bir tahamdır. Nemrut Dağı eserlerinin beklemeye mülü kalmamıştır. rut Vakit geçirmeden pek çok disiplinden Nem i ve yabancı uzmanla anıtlarıyla direkt ilgili yerl gerçek rın katılımıyla akılcı bir yol haritasının uyguşılarak belirlenmesi ve acilen anlamda tartı lanması gerekmektedir. ‘Dünyadaki örneklere bakmak lazım’ Fehmi Erarslan (Adıyaman Müzesi Müdürü, arkeolog) Kültür ve Turizm Bakanlığı yürütmenin başıdır. Biz de onlara bağlı bir kuruluşuz. Ne karar alınırsa ona uymak durumundayız. Konu şu an çok yeni. Biraz daha değerlendirilip karar alınması daha doğru olur. Dünyadaki örnekleri nedir bakmak lazım. Türkiye’deki bilim adamlarının da tabii ki fikirleri vardır, ama dünyadaki örneklere ne gibi müdahalede bulunulmuş araştırmak lazım. Nemrut’taki heykeller 2200 metre yükseklikte. Çok ciddi kış koşulları yaşanıyor ve bazı yerlerde altı, yedi metre kar oluyor. Heykellerin üstü de karla kaplanıyor. Bakanlığa bağlıyız, ama bir arkeolog olarak heykellerin korunmasıyla ilgili yanlış bir uygulama olursa fikrimi söylemekten çekinmem. 17 yıldır müzede çalışıyorum. Heykelleri çocuklarım gibi görüyorum artık. ‘Nemrut heyk doğada açıkta elleri kalmalı’ Bize geçmişte ları nerede b n kalan her ne varsa ve b Yok olmaya yüulduysak, onlar orada ka iz onlm z ceğe de bırakm tuttuysa ve bizim bunları alı. geleak üzere koru mız gerekiyors m a, buna yürekt amız, kollamaşu an elimizd en inanıyors e kullanmalıyız. var olan bütün bilgiyi yeri ak, heykellerin ü Ama bunu yaparken örn nde st eğ bozmamamız ünü örterek onların büyü in gerekiyor. Çü sünü duruşu neden nkü onların o insanlar onla siz değil. O medeniyet, o rada ka rı rine, gökteki oraya koyarken bir inan dim yıldızların, ye ç üzemı üzerine ko rd yuyorlar. Her eki enerjinin akısembolün, her leşimin evre bozmak bize ne dair bir karşılığı var. B yerdü u gileri yok sayı şmez. Modernite, bu kadimnu yor ve zaten b kaybediyor. N unun için yo bilkalmalı, ama emrut heykelleri doğada lunu açıkta bunun iç liştirilebilir d in mutlaka bir teknik geiye düşünüyo rum. Handan B örü (Heykel San teçene atçısı) Goethe Ödülü Adonis’e verildi Kültür Servisi Suriyeli şair Adonis, Almanya’nın en saygın edebiyat ödüllerinden Goethe Ödülü’nün Arap dilinde yazan ilk sahibi oldu. 81 yaşındaki şaire ödülü geçen pazar günü Frankfurt’ta düzenlenen bir törenle verildi. Adonis ödülünü Frankfurt Belediye Başkanı Petra Roth’un elinden aldı. Goethe Ödülü seçici kurulu, ödül gerekçesinde, Adonis’in, Arap şiir geleneğinden gelen klasik imgeleri kullanarak, modern Avrupa düşünceleri ve eleştirel düşüncesini günümüz Arap kültürüyle bütünleştirdiğini vurguladı. Adonis’in, aralarında “Aşk Şiirleri”, “Sen Oku Ey Aşkın Sarhoşluğu”, “Tarih Kadının Bedeninde Parçalanır”, “Şamlı Mihyar’ın Şarkıları”, “Doğu ve Batı”, “Güllerin Aydınlığından” ve “Kör Kâhin”in de bulunduğu pek çok kitabı Türkçeye çevrilmiş bulunuyor. 72 bin dolar tutarındaki Goethe Ödülü üç yılda bir, Alman edebiyatının en büyük şair ve yazarlarından Johann Wolfgang von Goethe’nin doğum gününde veriliyor. Suriye’de dünyaya gelen, ancak genç yaşlarda siyasal nedenlerden ötürü ülkesini terk etmek zorunda kalan Adonis, uzun yıllardır Fransa’da yaşıyor, ama şiirlerini Arap dilinde yazıyor. Öte yandan Goethe Enstitüsü, Weimar’da düzenlenen bir törende, İngiliz casusluk romanları yazarı John Le Carre, Polonyalı muhalif yazar ve yayıncı Adam Michnik ve ünlü Fransız tiyatro yönetmeni Ariane Mnouchkine’e en büyük ödülü olan “Goethe Madalyası”nı verdi. ‘Hasta la Vista’ Montreal 35. Montreal Dünya Film Festivali’nde büyük ödül, Belçikalı yönetmen Geoffrey Enthoven’in GÖNÜL DÖNMEZCOLIN raştırmamız ’ ‘A lik umaya yöne kor Prof. Dr. Ne (ODTÜ Komm riman Şahin Güçhan ag Geliştirme Pro ene Nemrut Koruma gramı Koordin atörü) Heykellerin taşı nm tane stelin taşınm ası diye bir şey yok. Birkaç mamlandı ve ba ası söz konusu. Projemiz takuruluna girece kanlığa teslim edildi. Koruma kt lağvedildi. Tekra i, o bekleniyordu ama kurulla meyecek. Böyle r onları kurana kadar görüşü r le bi dan bir gereklili r şeyin olması için bilimsel aç ık yok. Yaptığım hepsi yerinde ko ız rumaya yönelik araştırmaların . Ora taş varsa 30 tane stel (mezar taşı) da 400 tane var. B 5’inin taşınmas ını öneriyoruz. unun MONTREAL Önceki akşam sade bir törenle son bulan “35. Montreal Dünya Film Festivali”nde büyük ödül, Belçikalı yönetmen Geoffrey Enthoven’in “Hasta la Vista” adlı filminin oldu. Engelli üç gencin İspanya tatilinde yaşadıkları maceraları anlatan film, festivalin en popüler filmine verilen Halk Ödülü’nün yanı sıra ekümenik jüriden de mansiyon aldı. İspanyol sinemasının yeni dalga temsilcilerinden Vincente Aranda’nın başkanı olduğu seçici kurul, “En İyi Yönetmen” ödülünü Brigitte Maria Bertele’nin “Der Brand / Ateş” filmine değer görürken yarışmanın “Özel Ödülü” ise “Annemin Güncesi” filmiyle Japon yönetmen Masato Harada’nın oldu. İranlı yönetmen Bahram TavakoHasta la Vista li’nin “Burada Bensiz” filmindeki rolüyle ülkesinin en tanınmış oyuncularından olan Fatemeh MotamedArya “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü alırken “En İyi Erkek Oyuncu” ödülü de Rafael Lewandoski’nin “Ben” filminde rol alan Borys Szyc ve Eran Riklis’in “Playoff” filmindeki rolüyle Danny Huston arasında paylaştırıldı. “En İyi Senaryo” ödülü ise “L’Art d’Aimer / Sevgi Sanatı” filminin senaryosuyla Emmanuel Mouret’nin oldu. Türkiye’den “Vücut” ve “Eylül” filmlerinin yarıştığı “İlk Filmler” bölümünde “Altın Zenit” ödülü, İngiliz yönetmen Brian Welsh’in “In Our Name / Adımıza” filmine verildi. Fransız oyuncu Catherine Deneuve’ün onur konuğu olduğu törende kapanış filmi de Deneuve’ün başrolünü üstlendiği Thierry Klifa’nın “Annesinin Gözleri” adlı filmiydi. TÜRK GENÇLİĞİNE HİZMET VAKFI 30 AĞUSTOS ZAFERİ’NİN 89. YILDÖNÜMÜ KUTLAMASI Çanakkale’de vatanları için Miralay Mustafa Kemal’in önderliğinde canlarını feda ederek dev sömürgeci ordularını tepeleyen kahraman Türk askerinin kazanımlarını yok sayan Mondros bırakışmasına karşı 19 Mayıs 1919’da bu kez General Mustafa Kemal’in önderliğinde başlayan 30 Ağustos kurtuluş savaşının son noktasıdır. Önce düşmanla işbirliği yapan vatan satıcıları ile mücadeleden sonra, sömürgeci devlerin uşaklığına soyunup ülkemize saldıran silah ve para zengini Yunan kuvvetleri ile İnönü ve Sakarya savaşlarını izleyen özgürlük ve bağımsızlık savaşçısı Türk askerinin son ve öldürücü darbesidir. 30 Ağustos 1922, o tarihe kadar yenilmez sanılan düveli muazzama ordularının bir avuç Türk askeri karşısında bozguna uğradıklarının tarihi, ve Laik Cumhuriyetimizin günüdür ve kaynağıdır. 30 Ağustos, Mudanya bırakışması ile başlayıp, Lozan Antlaşması ile tamamlanan Türk diplomasi zaferinin temel dayanağıdır. 30 Ağustos’u yaratan kahramanların torunları, özgürlük ve bağımsızlık inançlarını sürdürmekte ve vatanı sömürgecilere teslim etmemekte kararlıdırlar. Bu duygu ve düşüncelerle büyük ulusumuzun Zafer Günü’nü en iyi dileklerle kutluyor saygılarımızı sunuyoruz. Prof. Dr. Güngör ŞATIROĞLU Türk Gençliğine Hizmet Vakfı Başkanı C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle