26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 3 AĞUSTOS 2011 ÇARŞAMBA [email protected] 14 KÜLTÜR ‘El Sistema’ projesi, müzik eğitimine ilişkin tartışmaları yoğun bir biçimde gündeme taşıdı ‘GECELER B Z M’ F LM DAVASI Müziğin üstün gücü Venezüella’da yüz binlerce çocuğun hayatını değiştiren 35 yıllık El Sistema projesi günlerdir bizim de gündemimizde. O sistemden yetişen ve şimdi ünlü bir şef olan Dudamel yönetimindeki Venezüella Simon Bolivar Senfoni Orkestrası’nın 89 Ağustos’taki İKSV konseri yaklaştıkça bu konuya ilişkin köşe yazıları artıyor, TV programları, açık oturumlar yapılıyor. Sistemin kurucusu Jose Antonio Abreu’nun 8 Ağustos’ta gelip anlatacakları merakla bekleniyor. Ve acaba bu sistem bize de uygulanabilir mi soruları soruluyor. Geçen haftaki yazımda Türkiye’deki benzer uygulamalardan söz etmiştim. Önceki gece Habertürk Televizyonu’ndaki açık oturumda yer alan tartışmalar düşündürüa’ cüydü. Sokaktaki çocukları suç işlemekkurduğu ‘El Sistem Antonio Abreu’nun mi? Simon Bolivar ten kurtaran, onları müziğin birleştirici ose lanabilir gücü altına toplayan ve devlet eliyle desTürkiye’ye de uygu konserleri yaklaştıkça, ın teklenen bu sistem bizde nasıl uygulanSenfoni Orkestrası’n TV programları, açık malı sorusuna verilen yanıtlar arasında bir, konuyla ilgili yazıla or. Giderek, müziğin zim böyle bir sisteme gereksinimimiz var izliy mı, sorusu düşündürücüydü. Venezüella oturumlar birbirini dikkat çekiliyor. için toplumbilimsel bir sorunu sanatla çözdaki üstün gücüne toplum mek, yeni bir yapılanma yaratmak söz konusu olmuş. onlara yeryüzünde “yalnız değilsin” meosyal bir hareket sajının verileceği, küçük yaşta demokratik Yeşim Gürer Oymak şöyle dedi: “Müzik yaşama alışacakları; soyut ve yaratıcı düyoluyla yaratılan bir sosyal hareket. Çoşünceyle evrileceklerini, devletin bütünücuk içinde bulunduğu toplumu da değiştinün buna inanması ve bir Milli Eğitim proriyor. Venezüella krizler ülkesi. Proje, jesinin hazırlanması gereğini savundu. Kültür Bakanlığı’na değil, Aile ve Eğitim Funda Oral, Sulukule’de 810 yaş çocukBakanlığı’na bağlı”. Görgün Taner, “Bu ço ları arasında kurduğu sanat atölyelerinden cukların müzisyen olması öngörülmüyor, söz ederken onların zaten Roman kültürünyaşam kalitesi daha yüksek insanlar olmaden gelen müziğe doğal yatkınlıklarından söz sı bekleniyor. Müzisyenden çok, müzikseetti. Şafak Taner, birkaç yıldır düzenlediği ver yetiştirmek önemli” dedi. Genç Klasikçiler Festivali’ne katılan 120 çoRengim Gökmen bunun bir devlet policuğun Seyrantepe sanayi bölgesindeki aileletikası olması, kültür sanata ayrılan kaynari de etkilendiğini anlattı. ğın geliştirilmesi, tüketici ve üretici kitleGüherSüher Pekinel, son yıllarda ünlü nin el ele, özgür ve demokratik bir iklim “Orff yöntemi”nin Türkiye’deki anaokuiçinde yürümesi gerektiğini savundu. Ayrı lundan başlayarak uygulanması için çaba ca çocukların orkestra oluşturmalarında gösteriyorlar. Çocuklarda müzik yeteneği S YAD’dan Özen Film’e çağrı Kültür Servisi Sinema Yazarları Derneği (SİYAD), sinema yazarı Kerem Akça hakkında 10 bin liralık maddi ve manevi tazminat davası açan Özen Film’e davayı geri çekmesi için çağrıda bulundu. Akça’nın 11 Haziran günü Habertürk gazetesinin internet sitesinde de yer alan “Bu Filme Gitmeyin” başlıklı yazısı nedeniyle dava açıldığı bildirildi. SİYAD’ın açıklamasında “Akça yazısında Almanya yapımı, orijinal dili Almanca olan ve Mayıs 2011’de ABD’de bile İngilizce altyazılı olarak Almanca gösterilen ‘Wir sind die Nicht’ (Geceler Bizim) filminin Türkiye gösteriminin İngilizce dublajla yapılmasını eleştirmiş, sinema sanatının temel gereklerine aykırı düşen bu durumun gerçek sinemaseverleri salonlardan uzaklaştıracağını ve dolaylı olarak ‘korsan film’ piyasasını teşvik edeceğini ifade etmiştir. Türkiye’nin ifade ve basın özgürlüğü açısından evrensel ölçüler dikkate alındığında her geçen gün daha da karamsar bir tablo çizdiği günümüzde, sinema camiamızın köklü kurumlarından, sinema yazarlarıyla her zaman dostluk ilişkileri kurmuş olan Özen Film’in kararını gözden geçirmesini ve davayı geri çekmesini diliyoruz” denildi. J MOROVA’NIN YAPITI BRITISH MUSEUM’DA nin ve öğrenme becerilerinin grup çalışması yoluyla gelişmesine yol açan bu yöntem her ülkede uygulanabiliyor. Önceki geceki açık oturuma katılan Güher Pekinel çocuğun anaokulunda müziğe başlatılması gerektiğini ve bunun için üniversitelerde öğretmen yetiştirmenin önemini anlatırken bizim El Sistema’ya ihtiyacımız olmadığını söyledi. İlkokullarımızdaki müzik dersinin artık kaldırıldığından yakınarak o derslerin güçlendirilip yerine konması, ortaeğitimde ise seçmeli değil, Avrupa’daki gibi zorunlu olması ve donanımlı müzik öğretmeni yetiştirilmesi üstünde durdu. Konservatuvarlarımızda Pedagoji dersi olmadığından, yaratıcı müzik öğretmeni yetişmediğinden yakındı. hunu yücelteceği, dolayısıyla toplumun aydınlık yüzü olacağı belirtildi. Tartışmanın diğer yüzündeyse virtüöz müzisyen yetiştirmenin yöntemleri vardı: Zaten yeteneği saptanmış çocuğun doğru yaşta ve doğru zamanda müziğe başlatılması, doğru öğretmenlerle çalışması ve gelişmesi izlenerek dünya sahnelerine tırmanmasına yardımcı olunması gerekiyor. Büyük filozof Hegel’e göre sanat dalları maddesi olandan (heykel gibi), maddesi olmayana doğru tırmanır. Müzikle şiir maddesi olmayan sanat dallarıdır. Dolayısıyla onlar en yüce noktada dururlar. İyi ki El Sistema tartışması ortaya çıktı bugünlerde. Bizde de böylece müziğin toplumdaki üstün gücüne dikkat çekildi. Devlet eliyle, sivil toplum kuruluşlarıyla ya da özel desteklerle hem sokaktaki çocuğu korumak adına, hem de yeteneği saptanmış çocuğu geliştirmek adına bu sanatın desteklenmesi gerektiği bir kez daha gündeme geldi. ‘Hz. Eyüp’ ngiltere’de Kültür Servisi British Museum sanatçı Murat Morova’nın 2010’da Galeri Nev’de sergilenen “Kıssadan Hisse” adlı dizisinden “Hz. Eyüp” temalı eserini koleksiyonuna katmak üzere satın aldı. İşlerini genellikle geleneksel form/felsefe ile temellendiren Morova, el yapımı kâğıt üzerine gerçekleştirdiği bu dizisinde “kadim hikayeler” ile “bugün” arasındaki mesafede “Tarih”, “Tekerrür”, “Tekamül” kavramları üzerinden bir okuma pratiği yapıyor. British Museum daha önce de Erol Akyavaş’ın “Miraçname” adlı litografi süitini koleksiyonuna katmıştı. S Virtüöz yetiştirmek Bu tartışmalar sonunda, soyut bir sanat dalı olan müziğin derin algılamaya dayandığı, bu algılamanın çocuklara küçük yaşta sunulması gerektiği, çalgı çalarak yetişen çocuğun dünyanın kirli yüzünden arınıp ru Huber Köşkü IYOR SANATOL A SAHNES KAPATIL Rela Mazali Türkiye’ye geliyor Kültür Servisi Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar dergisi, İsrailli feminist ve antimilitarist yazar Rela Mazali’yi İstanbul’da okurlarıyla buluşturuyor. Aynı zamanda edebiyatçı olan Mazali, yarın saat 19.30’da Cezayir Restaurant’da gerçekleştirilecek söyleşide son kitabı “Kadınların Gitmelerinin ve Kalmalarının Haritaları”ndan (Maps of Women’s Goings and Stayings) yola çıkarak kadınların sessizleştirilmiş ve marjinalleştirilmiş deneyimlerini görünür kılacak yeni yazın formlarını tartışacak. Yazar, kendi bakış açısı ve pratiklerini, yazar kimliğini aktivist kimliğiyle nasıl buluşturduğunu da okurlarıyla paylaşacak. Tiyatroya ‘sigara’ kilidi SELDA GÜNEYSU Florya Cumhurbaşkanlığı Yazlık Köşkü Açık Kapı Festivali’nde mimari öneme sahip binalar gezilecek ANKARA Ankamall Alışveriş Merkezi içinde yer alan Sanatolia Sahnesi, “sigara içilecek mekân” yaratılacağı gerekçesiyle Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Ankara Toptancıları (GİMAT) yönetimi tarafından kapatılmak isteniyor. GİMAT yönetimi, 10 yıldır, çeşitli tiyatrolara ev sahipliği yapan ve çocuk oyunlarının sahnelendiği Sanatolia Sahnesi’ne alışveriş merkezinde “sigara içilecek bir alanın olmaması” gerekçesiyle 5 kez ihtarname gönderdi. Tiyatro yönetimi ise “tiyatronun bir ticarethane ile karıştırılmaması gerektiğini, haklarını sonuna dek arayacaklarını” söylüyor. Tiyatronun genel sanat yönetmeni Turgay Yıldız, “Tahliye etmek istemelerinin gerekçesini şifahen, ‘Bizim kentteki diğer alışveriş merkezleriyle yarışmamız gerek. O nedenle buraya sigara içilecek alan yapacağız’ diye açıkladılar. Ancak resmiyette ‘çıkın’ beyanında bulunuyorlar. Ayrıca 10 yıldır kiracı olduğumuz halde ihtarnamelerde bizi ‘fiili işgalci’ gösteriyorlar.” GİMAT yönetimi ise konuya ilişkin bir açıklama yapmak istemedi. Öte yandan Ankara’da 10 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren politik tiyatro özelliğini taşıyan Ankara Ekin Tiyatrosu’nun da kapısına kilit vuruldu. Tiyatronun ekonomik gerekçelerle kapandığı belirtiliyor. Ekin Tiyatrosu’nun da kapanmasıyla başkentte yerleşik bir sahneye sahip özel tiyatro sayısı dörde düştü. Yapılar kapılarını açıyor Doğan Apartmanı MTV 30 yaşında Kültür Servisi ABD gençlik ve müzik kanalı MTV, 30. yaşını kutluyor. 1 Ağustos 1981 tarihinde saat 24.01’de “Baylar bayanlar, rock’n roll yapalım” sözleriyle ilk kez yayın akışına giren kanalın ilk yayımladığı şarkı The Buggles grubunun “Video Killed the Radio Star”ı olmuştu. O dönemden bu yana, videolar radyo yıldızlarını öldürmedi, ama MTV müzik videolarında ve müzik ödüllerinde bir fenomen haline geldi. Kültür Servisi Arkitera Mimarlık Merkezi tarafından düzenlenen Açık Kapı Festivali’nin ikincisi mimarlık haftasını da içine alan 19 Ekim tarihleri arasında yapılacak. İlki İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında düzenlenen festivalde, İstanbul’da ziyaret için özel izin alınması gereken tarihi ve mimari öneme sahip bina ve mekânlara ziyaret yapılacak. Etkinliğin amacıysa kentin kültürel ve mimari dokusunun daha yakından hissedilmesi. Festivalde, binaların yanı sıra İstanbul’un önde gelen mimarlık ofislerine de ziyaretler yapılması planlanıyor. Gezilmesi öngörülen binalar fotoğraf sanatçısı Murat Germen, mimarlık tarihçisi Bülent Tanju ve İnsan Yerleşimleri Derneği Başkanı Korhan Gümüş’ün danışmanlığında belirlendi.Açık Kapı Festivali kapsamında gezilebilecek bazı bina ve mekânlarsa şöyle: Ahrida Sinagogu, Aya Triada Kilisesi (Taksim), Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi, Doğan Apartmanı, Fener Rum Patrikhanesi, Fethi Okyar Evi, Florya Cumhurbaşkanlığı Yazlık Köşkü, Göztepe Şahkulu Sultan Dergâhı, Haliç Tersanesi, Heybeliada Ruhban Okulu, Hollanda Konsolosluğu, Huber Köşkü, İstanbul Erkek Lisesi, İstanbul Radyo Evi, Sveti Stefan Bulgar Kilisesi, Yenikapı Marmaray Kazıları, Yenikapı Mevlevihanesi. Venedik’te TayvanÇin çatışması Kültür Servisi Venedik Film Festivali’ne katılacak filmlerin açıklanmasıyla birlikte, diplomatik bir kavga patlak verdi. Festival yönetiminin, Wei TeSheng’in yönettiği “Seediq Bale” adlı filmin yapımcı ülkesini “Çin ve Tayvan” diye gösterince, Tayvan (Çin Cumhuriyeti) hükümeti bu durumu protesto etti. Filmin yapımcısı Jimmy Huang da “Bu, Tayvan’ın Çin’le ortaklaşa yaptığı bir film değil, tümüyle Tayvan yapımı bir filmdir” dedi. Çin Halk Cumhuriyeti, Tayvan’ın egemenlik haklarını tanımadığı ve Tayvan topraklarında hak iddia ettiği için bu konunun siyasal açıdan son derece duyarlı olduğu belirtildi. Tayvan’ın bugüne kadarki en yüksek bütçeli (24.3 milyon dolar) filmi olan “Seediq Bale”, 1930 yılında sömürgeci Japon kuvvetlerine karşı meydana gelen bir ayaklanmayı anlatıyor. C MY B C MY B Aziz Tunç’un ‘Maraş Kıyımı’ Kültür Servisi PEN Türkiye Merkezi Yönetim Kurulu’nun yaptığı değerlendirme sonucunda, 2011 yılı temmuz ayı kitabı olarak Aziz Tunç’un kaleme aldığı “Maraş Kıyımı”seçildi. Pen Türkiye Merkezi tarafından yapılan açıklamada, 23 24 Aralık 1978 tarihinde gerçekleştirilen Maraş Katliamı’nda resmi açıklamaya göre 100’ün üzerinde yurttaşın öldüğü anımsatılarak “Binin üzerinde insan da yaralanmıştır. Maraş kıyımı da öncekiler ve sonrakiler gibi geçiştirilmeye, hatta unutturulmaya çalı tabını seçti PEN Türkiye Merkezi temmuz ayı ki 1921’den beri dünya şılmıştır. Ama hayata, topluma, doğru bilgilere, adalete ve geleceğe önem veren araştırmacılar daima vardır” denildi. Belge Yayınevi Türkiye İncelemeleri Dizisi’nden yayımlanan 500 sayfalık “Maraş Kıyımı” adlı eserin, katliamın 19. yüzyıl sonuna uzanan tarihsel arka planı ve anatomisi üzerine olduğu belirtilerek şöyle devam edildi: “Bir katliamın unutturulması ya da çarpıtılması bir başka katliamdır: Hakikat ve adalet katliamı. Dünya Yazarlar Birliği PEN, barışı davasına katkıda bulunma mücadelesindedir. Bunun için sağlıklı bir tarih anlayışı ve bilgisi son derece önemlidir.” Bu değerlendirme sonucunda, PEN Türkiye Merkezi Yönetim Kurulu olarak, “Maraş Kıyımı” adlı eserin ayın kitabı seçildiği belirtilirken, “suçluların zamanaşımı bahanesine sığınılmaksızın adalet önünde hesap vermesinin sağlanması” talep edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle