22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 AĞUSTOS 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA HABERLER ABD’de siyah dostu, Yunan dağlarında gerilla, Türkiye’de komünist önder ama her zaman Marksist 9 Türk sosyalizminin ‘eski tüfeği’ artık yok Mustafa K. ERDEMOL Köpekbalığı mı, Jaws mı? Televizyon hiç izlemem, bir tek belgesel izlerim demek istemiyorum ama özellikle uyumadan önce belgeselleri izlemek hoşuma gidiyor. Bana mı rastlıyor yoksa belgeselcilerin köpekbalıkları konusunda aşırı bir merakı mı var? Herhalde bu hayvanlarla ilgili belgeseller daha çok izleniyor olacak ki aklına esen bunların peşine düşüyor. Yaşadığım ülkede hiçbir yerde köpekbalığı görmediğim halde şu anda dünya üzerinde yaşayan yüzden fazla türün özel hayatına kadar bilgi sahibiyim. Yarın öbür gün Singapur kıyılarında bir köpekbalığıyla karşılaşsam, ben senin babanı tanırım diyecek kadar... Köpekbalıklarının süzülerek yüzmesi, denizaltının görsel etkileri, renkleri belgeselciler açısından çekici olsa gerek. Herhangi bir köpekbalığı türünün davranışlarını incelemek için on yıldan fazla bir süre o bölgede yaşayan ve belgesel çekimi yapan ekipler var. Şöyle bir iş bulamadık! Tabii işin gırgırı bir yana, bu işler için üniversiteler ve onlara bağlı olarak da özel şirketler sponsor oluyor ve bu araştırmalara destek veriyor. Örneğin bazı adamlar ya da kadınlar var ki bunların bütün işi, yakaladıkları köpekbalıklarına telsiz kamera takmak. Sonra hayvan yeniden sulara bırakılıyor ve gizli kamerayla bir nevi teknik takibe alınıyor. Ciddi ciddi aralarındaki konuşmalar bile dinleniyor. Özel hayata da girilmiyor değil. Çıkardıkları seslerle eş bulmaya mı çalışıyorlar, çocuklarına mı sesleniyorlar bunlar araştırılıyor. Tabii işin tehlikesi de var. Bu araştırmacıların bir kısmı zamanla duruma alışıyor ve köpekbalığına yunus muamelesi yapmaya başlıyor. “Bunlar aslında iyi huyludur, durduk yerde kimseyi yemez, Jaws filmi yüzünden adları kötüye çıktı” gibi sözlerle konuyu katiyen umursamayan köpekbalıklarını savunuyorlar. Acaba ben de çocukken izlediğim Jaws filminden etkilendim mi, diye epeyce köpekbalığı belgeseli izledim, aile hayatları nasıldır, çapkınlık yaparlar mı, kahvaltıda ne yerler gibi gerekli gereksiz bir sürü bilgi edindim ama hayvana bir türlü ısınamadım. Bir kere bunların gözleri bir garip. Gözüne bakamıyorsunuz. Onun da zaten nereye baktığı belli değil. Bu nedenle size iyi mi bakıyor, kötü mü bakıyor, niyeti nedir anlamak zor. Zaten bu nedenle olacak, kendilerini yıllarca savunan profesörleri arada sırada toptan yutuyor veya kollarını, bacaklarını yiyorlar. Tabii sen teknik takibe alıp yıllarca izlediğin hayvanın seceresini belki biliyorsun ama o senin kim olduğunu bilmiyor. irkaç parti adı vardı, ama Yunanistan İç Savaşı’nda Yunan yoldaşlarıyla faşistlere karşı savaşırken Kemal adını kullandı. Kendisinin seçmediği bu adı, emrinde bulunduğu bölgenin Yunan komutanı, “Sana Kemal diyelim, buralarda bu adı severler” dediği için almıştır. Kemal adının sevilmesinin nedeni Mustafa Kemal’le ilgilidir. Küçük bir birliğin de başına geçirildiğinden Kapetan unvanını da kullanır. Yunanca bu kelimenin söyleyiş benzerliğinden ötürü Kaptan anlamına geldiğinin sanılması normaldir ama uzaktan yakından ilgisi yoktur bu anlamla. Kelime doğrudan doğruya komutan demektir. ABD’de iktisat eğitimi görmüş, orada Marksizmle tanışmış, siyah işçilerin mücadelelerinde destekçi olmuş genç bir idealist olarak döndüğü ülkesinde sosyalist hareketin içinde yer almasından daha doğal ne olabilirdi? Hızla, üstelik büyük kabul görerek TKP’ye girer. İllegal bir partili hayata atılır. Ancak dönem tek parti dönemidir. Demokrasinin esamisi bile okunmamaktadır. 1944 yılında, Vedat Türkali’nin Güven romanında da geçen, şu meşhur “Saraçoğlu Faşisttir” pankartını hem de Nuruosmaniye Camisi’nin iki minaresi arasına astıkları için arkadaşlarıyla beraber yakalanıp dosyaları İleri Gençlik Birliği davasına sokulunca iki yılı cezaevinde geçer. Çıkışta da onu sürgün beklemektedir. Ama bir yolunu bulup 1946’da Paris’e kaçar. Türkiye’de siyasi faaliyet yürütme olanağı da yoktur o sıralar. Yunanistan’da iç savaş sürmekte, Yunan Komünist Partisi’nin Paris’teki yetkilileri ülkelerinde çıkaracakları Türkçe gazete için yardımcı olacak birilerini aramaktadırlar. Yapılan teklifi kabul eder. Artık Trakya’da Rodop Dağları’ndadır. İyi eğitimli, Marksist genç biri olarak, (henüz 32 yaşındadır), Yunan komünistlerinin yanı başında gerçek bir “enternasyonalist”tir. Dağlarda, başında olduğu grubuyla girdiği çatışmada yaralanır da. Savaş 1948’de resmi olarak biter ama 1950’ye kadar çatışmalar sürmüştür yine de. Savaş sonunda yeniden Türkiye’ye döndüğünde ünlü 1951 Komünist tevkifatında yakalanıp yedi yıl hapse mahkum olur. B Mihri Belli ve Sevim Tarı işkenceleriyle ünlü 1. Şube’nin bulunduğu Sansaryan Han’da tecritte tanıştılar. Tecritte aşk cezaevinde evlilik yıllarca Türkiye sosyalist bir yeri Kendisi gibiİkisi de işkenceleriyleMihri hareketinde önemlitevkifaolan doktor Sevim Tarı da, Belli gibi komünist tında tutuklanmıştır. ünlü birinci şubenin bulunduğu Sansaryan Han’dadırlar. İlk kez tecritte tanışırlar. Aslında Sevim Tarı, Belli’yi gazetedeki fotoğraflarından bilmektedir ama cezaevine nakil sırasında yakından görür onu ilk kez. Mihri Belli, nasıl yaptıysa vesikalık bir fotoğrafını gönderir Sevim Hanım’a. Sonrasında birbirlerine açılıncaya kadar sadece felsefeden, edebiyattan, elbette politikadan da söz eden mektuplar yazarlar karşılıklı. Mihri Belli, bir röportajında “Hiçbir zaman hücredeki mektuplaşma kadar heyecan duymadık” diyecektir. Yakınlaşmaları daha sonra olur. Sevim Tarı cezasını tamamlayıp çıkmıştır, ama Mihri Belli Sultanahmet Cezaevi’ndedir. Görüşmelerde soyadları farklı olduğu için sorun yaşarlar. Evlilik biraz da bu yüzden gerçekleşir. Mihri Belli 42, Sevim Tarı 32 yaşındadır. Mihri Belli aslında içinde bulunduğu mücadelenin zorluklarından, yüklendiği misyondan ötürü evlilik düşünmemektedir. “Sağlıklı bir aşk mücadeleye güç katar” demiş olması çok sonradır. Kimdir? 1916 yılında stanbul’un Silivri ilçesinde doğdu. stanbul’da Robert Kolej’i bitirdi, ktisat Fakültesi’nde okudu. ABD’de Mississippi Üniversitesi ktisat Fakültesi’ni bitirdi (1939). Yurda dönünce stanbul Üniversitesi ktisat Fakültesi’nde asistan oldu (1944). Aynı yıl lerici Gençlik Birliği kurucularından olarak bir buçuk yıl hapse mahkum oldu. Hapisten sonraki sürgün cezasını çekerken yurtdışına çıktı (1946). Yunanistan’daki iç savaşta (194649) çarpışmalara katıldı, yaralandı. 1950 yılından sonra Türkiye’ye döndü. Türkiye Komünist Partisi yöneticisi olarak tutuklandı. Yedi yıl hapse mahkum oldu (195158). 12 Mart 1971 askeri müdahalesi sırasında tekrar yurtdışına çıktı. 1974 affından sonra döndü ve Türkiye Emekçi Partisi’nin (TEP) kuruluşuna katıldı, genel başkan oldu (1974). stanbul’da silahlı bir saldırıya uğrayıp ağır yaralandı (1979). TEP 1980’de Anayasa Mahkemesi’nce kapatıldı. 12 Eylül askeri darbesinin ardından yeniden yurtdışına çıktı ve sveç’te yaşadı. 1992’de ülkeye döndü. ESERLER : Savcı Konuştu, Söz Sanığındır (1962), Milli Demokratik Devrim (1968), Yazılar (1969), Devrimci Hareketimizin Eleştirisi 1961I971 (1977), TKP’nin Tarihsel Konumu (1978), Solda Birlik İçin (1978), Rigas’ın Dediği, Anılar II cilt, Gurbetten NotlarTürkiye Solu, Yaratıcı Marksizm ve Dünya Üstüne. Rodop’ta gerilla, Şam’da mahkum Mart darbesinin ardından bir kez daha yurtdışına çıkmak zorunda kalınca, yine enternasyonalist tutumuna uygun olarak bir süre Filistin Kurtuluş Örgütü saflarında bulunur. Tutuklanarak Şam askeri cezaevine konup tam yüz gün yatmışlığı da vardır. Türkiye’ye giriş yaptıktan kısa bir süre sonra bu kez Batı Avrupa’ya gider. Türkiye’ye dönüşü ancak 1974 affıyla mümkün olacaktır. Bir yıl sonra da Türkiye Emekçi Partisi’ni (TEP) kuracak, parlamenter mücadele saflarındaki yerini alacaktır. Rodop Dağları’nda Yunan faşistinin kurşunuyla yaralanan büyük enternasyonalist bu kez ülkesindeki faşistlerce vurulur. Ağır yaralı olarak kurtulmuştur saldırıdan. Bugünkü kadar yakıcı bir sorun haline gelmemiş olan Kürt meselesinde Kürtlere eşit haklar verilmesini de savunan çizgisinden ötürü partisi 1980 yılında kapatılır. Türkiye’nin üzerinden bir buldozer gibi geçen 12 Eylül darbesinden sonra, yeniden yurtdışındadır. Ortadoğu yine kaldığı duraklardan biridir. İsveç’e geçişi bundan sonradır. Türkiye’ye dönmesi için 1992 yılının MDD teorisyeni 1960’lı yılların sonlarına doğru henüz emekleme devresinde olan, teorik zemini de bir hayli karmaşık Türkiye sol hareketinde kendisiyle özdeşleşmiş “Milli Demokratik Devrim” tezinin teorisyeni olmuştur. Sosyalizme hazır olmayan bir Türkiye tahlili içerir bu tez. Türkiye feodaldir, ABD emperyalizminin denetimindedir, sosyalizme hazır olmayışı bundandır Belli’ye göre. Bu nedenle emperyalizme karşı “milli”, feodalizme karşı da “demokratik” olması gerekir Türkiye devriminin. 68 gençliğinin dünyayı saran ateşi Türkiye’de etkisini gösterir. Belli’nin “Türkiye koşullarına özgü” teorisi, parlamenter mücadeleyi pasif bulması nedeniyle de ateşli gençliğin büyük bir kesimini etkiler. 60’lı yılların gençliği en çok etkileyen siyasal figürü olmuştur. Ertuğrul Kürkçü bu etkiyi, “Bizi devrimci yeni bir dünyanın olacağına ikna eden önemli kişilerdendi” cümleleriyle vurgular. 12 gelmesi gerekecektir. Sovyetler Birliği’nin yıkıldığı, solun etkisini yitirip topluma müdahaleci özelliğini iyice kaybettiği bir dönemde sol politika yapmanın tüm zorluğuna rağmen bu “eski tüfek” yine sosyalist mücadelede yol gösterici bir konumda olmaya devam edecektir. Ülkenin gündeminde en yakıcı olan sorun Kürt sorunudur. Bu yönde çalışmalar yapar. 1997 yılında Abdullah Öcalan ile buluşup üniter devlet çatısı altında eşitlik temeli üzerinde gönüllü birlik oluşturma konusunda ortak tutum belirler. Türkiye’nin en eski komünistlerinden biri olarak önderliğine ihtiyaç duyulan her yapılanmada yer alır. 1996’da ÖDP, 2002’ de SDP’nin kurucularından biri olur. Uzun ömründe dağlarda gerillacılıktan, “düzovada” parti yöneticiliğine kadar önemli sorumluluklar üstlenen, ömrünün 11 yılını cezaevinde, 18 yılını sürgünde geçiren bu büyük sosyalist, bir emekçi cennetine çevirme mücadelesi verdiği yurdunda hayatını kaybeder. Güle güle Kapetan... Mihri Belli bugün uğurlanıyor İstanbul Haber Servisi Türkiye sosyalist hareketinin kurucu liderlerinden, Türkiye Komünist Partisi (TKP) Merkez Komite üyesi, Milli Demokratik Devrim (MDD) hareketinin ve 68 devrimci gençlik kuşağının önderlerinden, Türkiye Emekçi Partisi (TEP) Genel Başkanı, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) ve Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) kurucusu, Sosyalist Parti Onursal Başkanı Mihri Belli (95), Şişli Camisi’nde bugün kılınacak ikindi namazının ardından Feriköy Mezarlığı’nda, toprağa verilecek. Düzenleme Komitesi’nin verdiği bilgiye göre, Mihri Belli bugün yurtseverler, demokratlar, devrimciler, sosyalistler, emekçiler ve ezilenlerle, Şişli Camisi’nde kılınacak ikindi namazının ardından, Feriköy Mezarlığı’nda, yoldaşları Şefik Hüsnü Değmer, Reşat Fuat Baraner ve Şevki Akşit’in yanlarında toprağa verilecek. T.C. YALOVA (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2011/6 Satış Yalova Sulh Hukuk Hâkimliğinin 18/02/2010 tarih 2006/9302010/227 esaskarar sayılı kesinleşmiş ilamı ile, taşmmazların satılarak paraya çevrilmesine ve hissedarlarına paylaştırılmasına karar verilmekle; 1TAPU KAYDI: Yalova ili, Safran köyü 156 ada, 10 No’lu parsel 2504,64 m2 miktarlı tarla vasıflı taşınmaz Mehmet Ali Saraç, İshak Üstün, Gülizar Ertem, Nuriye Bağ, Hasan Faruküstün, Fevziye Güldür, Sevil Kutluay, Selma Berkay, Belma Cafer, Nazire Büyükgümüş adına; Yalova ili, Safran köyü 156 ada, 11 No’lu parsel 3830,71 m2 miktarlı tarla vasıflı taşınmaz Tahsin Saraç, Mehmet Ali Saraç, Hayrettin Saraç, İshak Üstün, Hasan Faruk Üstün adına kayıtlıdır. 2İMAR DURUM: Yalova Belediye Başkanlığı’nın 01/07/2009 tarih 2904 sayılı yazılarında, Safran köyü Çobançeşme mevki ada 156, parsel 10 ve 11 sayılı taşınmazların bulunduğu alanın 1/1000 ölçekli uygulama imar planı dışında belediye mücavir alanı içerisinde kaldığı bildirilmiştir. 3TAŞ1NMAZIN ÖZELLİKLERİ: 110 parsel sayılı taşınmazın 2504,64 m2 alanlı, hisseli,tarla vasfına sahip,üzerinde 20 yaşın üzerinde 4 adet incir, 14 adet fındık, 8 adet ceviz, 2 adet vişne, 4 adet armut ağacının bulunduğu, taşınmazın yerleşik alandışmda, orta bünyeli drenaj problemi olmayan, bahçe vasfında, kadastro yoluna cepheli, elektrik ve suyu mevcut, yüzde 1015 meyilli topografık yapıya sahip olduğu; 211 parsel sayılı taşınmazın üzerinde 8.0x4.50 m taba ebatlı, 34 m2 alanlı tek katlı, çatılı, betonarme yapılı, salon açık mutfak, oda, koridor, duş/wc’den ibaret 34 m2 alanlı, tahminen 20 yıllık meskenbağevi olarak kullanılan, kapısı kitli bina bulunduğu, binaya güney tarafından bitişik ve binanın kısmen altında 4.80 mx8.10 m ebatlı, 4 m. derinlikte betonarme yapılı su havuzu bulunduğu, yine taşınmaz üzerinde 20 yaşın üzerinden adet kiraz, 6 adet incir, 37 adet fındık, 40 adet ceviz, 6 adet erik ağacı bulunduğu, taşınmazın yerleşik alan dışında kadastrol yoluna cepheli, elektrik ve suyu mevcut, %1015 meyilli topografık yapıya sahip olduğu görülmüştür. 4MUHAMMEN BEDELİ:10 No’lu parselin üzerindeki meyve ağaçları ile değerinin toplam 72.796,80 TL; 11 No’lu parselin üzerindeki bina, havuz ve meyve ağaçları ile değerinin toplam 182.812,28 TL takdir edilmiştir. 5 SATIŞ GÜNLERİ:10 No’lu parselin birinci satışının 14/10/2011 tarih saat 13.3013.45 arasında; 11 nolu parselin saat 14.0014.15 arasında; Sulh Hukuk Mahkemesi Yazıişleri Müdürlüğü odasında yapılacak ve o gün sürülen pey muhammen bedelin %60’ını bulmaz ve alıcı çıkmaz ise, aynı taşınmazların ikinci satışının 24/10/2011 tarih 10 nolu parselin saat 13.3013.45 arasında; 11 nolu parselin saat 14.0014.15 arasında; aynı yerde yapılacak, muhammen bedelin %40’ından aşağı olmamak ve masraflarla rüçhanlı alacaklar toplamını geçmek üzere en çok pey sürene ihale edilecektir. 6 Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde ve satış müdürlüğünce muteber kişi olduğu kanısına varılırsa 10 günü geçmemek üzere süre verilir. Satış bedeli hemen veya verilen sürede ödenmediği takdirde İİK’nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. Sonradan yapılacak ikinci ihaleden doğacak fark ile temerrüt faizinden birinci alıcı sorumlu tutulur ve kendisinden tahsil edilir. 7Satışa iştirak edeceklerin muhammen bedelin %20’si teminatı nakden veya dosyamız adına verilmiş milli bir bankanın kesin teminat mektubu ile karşılamaları gerekir. 8Damga, tellaliye, katma değer vergisi ile alım harcı alıcıya aittir. Birikmiş icra borçları ile vergi borçları, ilam harcı satış bedelinden ilgili yerlere ödenir. 9İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır, aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 10Şartname ilan tarihinden itibaren dairede açık olup, masraf verildiğinde isteyen alıcı adayına suret verilebilir. Satışa iştirak edenler şartnameyi görmüş ve kapsamını kabul etmiş sayılırlar. Daha fazla bilgi için Yazıişleri Müdürlüğü’nde 2011/6 sayılı satış dosyasına başvurulması ilan olunur. 11/08/2011 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 51744) T.C. KADIKÖY İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ EK SIRA CETVELİ İLANI Dosya No: 2010/51 MÜFLİSİN ADI SOYADI VE ADRESİ: NIT ULUSLARARASI AKADEMİK EĞİTİM HİZMETLERİ TİC. A.Ş. Müflis şirket masasında, sıra cetvelinin ilanından sonra geç kayıt yaptıran (67) numarada kayıtlı alacaklıların alacakları ile ilgili olarak tahkik ve tetkik işlemleri bitirilmiş ve hazırlanan 1. Ek sıra cetveli incelemeye hazırdır. Alacağın esasına ve miktarına ilişkin itirazların (15) gün içinde iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesinde dava yoluyla ileri sürülebileceği, yalnız sıraya ilişkin itirazların ise (7) gün içinde şikâyet yoluyla icra mahkemesinde ileri sürülebileceği, İİK’nin 235. Maddesine göre yapılması gerekir. İİK’nin 166, 232, 234 ve 235. Maddeleri gereğince tebliğ ve ilan olunur. 10 Ağustos 2011 (Basın: 53024) T.C. KADIKÖY İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ EK SIRA CETVELİ İLANI Dosya No: 2010/50 MÜFLİSİN ADI SOYADI VE ADRESİ: NCS KURUMSAL BİLİŞİM ÇÖZÜMLERİ SAN. TİC. AŞ. Müflis şirket masasında, sıra cetvelinin ilanından sonra geç kayıt yaptıran (8) numarada kayıtlı alacaklıların alacakları ile ilgili olarak tahkik ve tetkik işlemleri bitirilmiş ve hazırlanan 1. Ek sıra cetveli incelemeye hazırdır. Alacağın esasına ve miktarına ilişkin itirazların (15) gün içinde iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesinde dava yoluyla ileri sürülebileceği, yalnız sıraya ilişkin itirazların ise (7) gün içinde şikâyet yoluyla icra mahkemesinde ileri sürülebileceği, İİK’nin 235. Maddesine göre yapılması gerekir. İİK’nin 166, 232, 234 ve 235. Maddeleri gereğince tebliğ ve ilan olunur. 10 Ağustos 2011 (Basın: 53025) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle