26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 13 AĞUSTOS 2011 CUMARTES [email protected] 12 DIŞ HABERLER Erdoğan’ın Obama ile görüşmesinde ‘Esad’a görevi bırak çağrısı yapmayın’ dediği belirtiliyor Washington’a Esad ricası Wall Street Journal gazetesi, ABD’nin Suriye’nin Türkiye’yi kullanmasından kaygı duyduğunu yazarken Financial Times’a göre, Beyaz Saray’ın önceki gün Suriye Devlet Başkanı Esad’a “görevi bırak” çağrısı yapmamasının nedeni, Erdoğan’ın bu konudaki talebi. Dış Haberler Servisi Suriye’nin dün göstericilere yönelik operasyonlarında yine çok sayıda sivilin öldürüldüğü haberleri gelirken İngiliz Financial Times gazetesine göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama’dan, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a “iktidarı bırak” çağrısı yapmamasını istedi. Amerikan Wall Street Journal gazetesi ise ABD’nin, “Suriye’nin Türkiye’yi kullanmasından kaygılı olduğunu” belirtti. Financial Times, Beyaz Saray’ın önceki gün Esad’ı iktidarı bırakmaya çağırmasının beklendiğine ancak bu çağrının yapılmadığına dikkat çekerek “Türk yetkililer, Erdoğan’ın perşembe günü yapılan telefon görüşmesinde, Obama’dan bunu yapmamasını istediğini söylediler” diye yazdı. WSJ Suriye’de 121 kişinin öldürüldüğü Hama kentini ziyaret eden Türkiye’nin Şam Büyükelçisi Ömer Önhon’un, ordunun Hama’dan çekildiğini söylediğini ancak Suriyeli aktivistlere bakılırsa Önhon’un “boş bir meydan görmüş olabileceğini” öne sürdü. Erdoğan’ın, Suriye’de artık reformların gerçekleşeceğini umduğunu belirten gazete şunları yazdı: “Yürü Gül’den Esad’a mektup: Gettoda Şamar Oğlanı Olmak Değil şortla otobüse binmek… TV’nin açtığı anda insan, “şamar oğlanı” gibi bayağı oturduğu yerde dövülmüş gibi oluyor. TV’lerde tartışma programlarına epeydir yaklaşmıyordum. Bu hafta pehrizi bozup, bir iki program izlediğimde; bunu artık neden yapmadığımı çok iyi anladım… Gelen geçen yükleniyor… Laiklere çak çak… Bir o yandan, bir bu yandan… Çakmadan geçmiyorlar. Ana akım TV kanallarında artık laik kesimi temsil eden TV’ci pek kalmadığından, atış sonuna dek serbest. Laik kesimle özdeşleşen semtlerde oturmak dahi, ileri geri aşağılanmak için yeterli neden olabiliyor. Rasim Ozan Kütahyalı ile Berna Laçin’in sunduğu “Yerden Göğe” programına önceki gece bir süre takılacak oldum… Konu “teravih” idi. “Teravih namazı var mıdır, yok mudur?” tartışılıyor… Ne alakası var değil mi? Laf dönüyor, dolaşıyor. “Teravih yoktur!” diyen Yaşar Nuri Öztürk’ü programına belli ki alayıvalayla davet eden Kütahyalı; “sen zaten vaktiyle laiklerin hizmetinde bir din adamı değil miydin? Bu söylemlerinle seni ancak EtilerBebek hattı ciddiye alır” mesajıyla vurmaya çalışıyor. Bir, iki, üç, beş... Fena halde sonunda kabak tadı veren bu “EtilerBebek dışlaması” öyle kabalaşıyor ki Berna Laçin rahatsız oluyor. Ve Kütahyalı’ ya dönüp; “İyi de söyle bakalım, sen nerde oturuyorsun?” sorusunu sormaya yelteniyor. Kütahyalı zerre kadar oralı olmuyor. Birlikte ortak program sundukları Laçin’i “sabah programlarının sunucusu” hafifliğiyle tartarak (ve bunu da böyle söyleyerek) harbiden yok sayan “ankırmen”, Laçin’in sorusunu yanıtsız bırakıyor. Şimdi hangi gazetede gördüğümü hatırlamadığım geçen ramazanın bir manşeti gözümde canlanıyor… “İstanbul’un oruç tutan/tutmayan mahallelerini” ayrıştıran gazete, sahurda yollara çıkarttığı fotoğrafçıların çektiği resimleri birinci sayfadan yayımlamış; oruç tutan semtlerin ışıklar içinde, oruç tutmayan “damgalı mahallelerin” de karanlığa gömülü olduğunu sözüm ona! kanıtlamıştı. Star TV’, Ozan Kütahyalı yönetimindeki programla, sonuçta benzer bir amaç yolunda hizmet etmiş oluyor, ve kimse, bu aleni “ayrımcılığa” “dur” diyen bir itiraz yükseltmiyor. ‘Bir gün hayıflandığınızı görmek istemem’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu aracılığıyla Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a gönderdiği mektupta, “Bir gün geriye baktığınızda yaptıklarınızın çok geç ve çok az kaldığı şeklinde hayıflandığınızı görmek istemem” dedi. Gül, geçen salı günü Suriye’ye giden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu aracılığıyla Esad’a, Suriye’nin içinde bulunduğu ortamdan çıkmasına ilişkin değerlendirmeleri ve çağrılarını kaleme aldığı bir mektup göndermişti. Gül mektubunda, Suriye’de akan kardeş kanının Türk insanının yüreğini sızlattığını belirtti. Suriye’nin kritik ve tarihi bir dönemden geçtiğine dikkati çeken Gül, Esad’a, “liderliğini cesaretle ortaya koyma vaktinin çoktan geldiği” mesajını iletti. Halkın demokrasi yönündeki meşru taleplerinin samimiyet ve süratle yerine getirilmesine yönelik çağrılarını yineleyen Gül, bu durumda olumsuz şartların aynı hızla iyileşeceği kanaatinde olduğunun altını çizdi.“ Değişim rüzgârlarının önünde savrulmak yerine değişimi yönlendiren bir lider olmanın Esad’ı tarihi bir konuma oturtacağını” ifade eden Gül, “Bir gün geriye baktığınızda yaptıklarınızın çok geç ve çok az kaldığı şeklinde hayıflandığınızı görmek istemem” dedi. Esad’a hâlâ silah satan, Esad’a, gaddarlığını cesaretlendirecek siyasi ve ekonomik destek veren tüm ülkelere, tarihin doğru tarafında yer almaları çağrısı yapıyoruz” dedi. Suriye’nin birçok kentinde cuma namazından sonra protesto gösterileri düzenlenirken güvenlik güçlerinin protestoculara ateş açması sonucu 10 kişinin öldüğü bildirildi. El Cezire televizyonu, başkent Şam ve çevresi ile Humus, Dera, Lazkiye, Halep, İdlib ve Kamışlı kentlerinde yönetim karşıtı gösteriler düzenlendiğini, Humus, Halep, Hama kentleri ile Şam’ın Duma ve Haresta banliyölerinde 10 kişinin öldüğünü duyurdu. Cuma namazı öncesinde ise tank desteğindeki askeri birliklerin dün Türkiye sınırında ve Şam yakınlarında gerçekleştirdiği operasyonlarda iki kişinin öldüğü bildirildi. Protesto gösterilerinden görüntüler Youtube’a düşüyor. tülen diplomasi konusunda bilgi sahibi yetkililere göre, Türkiye’den gelen beyanlar ABD yetkililerini hazırlıksız yakaladı. Obama yönetimi, Suriye’nin, Hama’daki sert baskını siyasi olarak örtmek için ve ardından siyasi reformlar konusunda ilerlemeye hazır olduğunu iddia etmek için Türkiye’yi kullanmasından kaygı duyuyor.” New York Times gazetesi Suriye ordusunun Sarakib kentine karşı düzenlediği operasyonun seçilmiş bir grup Türk gazetecisinin kuzeydeki kentleri ziyaret etmesinden sonra gerçekleştirildiğine dikkat çekti. İngiliz yayın kurumu BBC, Suriye ordusunun sürdürdüğü operasyonlara dikkat çektikten sonra “Ordunun büyük gürültü ile ilan edilen ve geçen çarşamba günü uluslararası medya tarafından gö rüntülenmesine izin verdiği geri çekilişi, açık ki Türkiye ve diğer bazı yabancı güçleri yatıştırmayı amaçlıyor” yorumunu yaptı. Clinton: Diğer ülkeler de seslerini çıkarsın ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Esad’ın iktidarı bırakması konusunda diğer ülkelerin seslerini çıkarmasını beklediklerini söyledi. Amerikan CBS televizyonuna konuşan Clinton, “ABD’nin neden Esad’a istifa çağrısında bulunmadığı” sorusuna, Avrupa’nın daha fazla adım atmasını, Çin’in kendileriyle beraber hareket etmesini görmek istedikleri yanıtını verdi. Suriye ile petrol veya silah alış verişi yapan ülkelerden bağlarını kesmelerini isteyen Clinton, “Suriye’den hala petrol ve gaz alan, SUR YE Ç N TEMAS YOK Davutoğlu bayram namazını Balkanlar’da kılacak BAHADIR SEL M D LEK Ankara, Tahran’ı dışarıda tuttu BAHADIR SEL M D LEK ANKARA Nükleer krizde İran’ın yaptırımlara maruz kalmaması için etkin olarak devrede olan Ankara’nın, Tahran yönetiminin Suriye üzerinde ciddi bir etkisinin olduğunun bilinmesine karşın, İran yönetimini dışarıda tuttuğu ortaya çıktı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, başta ABD olmak üzere, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar, Hollanda ve Brezilya’dan mevkidaşları ve yetkililerle sürecin başından bu yana temas kurmasına karşın, Tahran yönetimi ile temas içinde olmamayı tercih etti. ‘Bedava eğitim yok’ ki hafta değil, günler Davutoğlu, Suriye konusunu İranlı mevkidaşı ile son olarak 10 Temmuz’daki Tahran ziyareti sırasında ele almıştı. O tarihten sonra, İran ile Suriye konusunda bir temas kurulmadı. Davutoğlu sadece Suriye temasları konusunda ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Hamad bin Casim bin Cabir el Tani, Hollanda Dışişleri Bakanı Uri Rosenthal ve Brezilya Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Paulo Cordeiro’yu bilgilendirdi. Öte yandan, Cumhuriyet’e bilgi veren Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili, Türkiye’nin Şam yönetiminden somut adım beklentisine ilişkin, “Esad, çıkıp seçimlerin yapılacağı tarihe ilişkin net bir açıklama yapabilir. Diğer yandan, Suriye’deki muhalefet ile görüşmeye başlar. Ama bizim için önemli olan bu açılımları bir an önce zaman yitirmeden, haftalara yaymadan yapmasıdır” dedi. Davutoğlu’nun Esad ile yaptığı görüşmede iki hafta gibi bir zaman sürecinin telaffuz edilmediğini, “en kısa süre” olarak zamanlamanın ele alındığını ve bunun da “günler” bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Şili’de parasız eğitim talebiyle yürütülen protestoların ardı arkası kesilmezken Devlet Başkanı Sebastian Pinera, öğrencilerin taleplerine, “Hayatta bedava bir şey yok” diyerek cevap verdi. Pinera, “Hepimiz sağlık, eğitim ve daha birçok şeyin bedava olmasını istiyoruz ama biri bunların karşılığını ödemek zorunda” diye konuştu. Başkent Santiago’da Şili Üniversitesi önünde önceki gün yine polisle öğrenciler arasında çatışma çıkarken polis göstericileri dağıtmak için tazyikli su kullandı. Üç aydır devam eden protestolar bir bakanın istifasına yol açarken Pinera’ya halk desteği yüzde 26’ya indi. (Fotoğraf: EPA) ANKARA Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ramazan Bayramı’nda dört ülkeyi kapsayan Balkan turuna çıkacak. Türkiye’de bütün dikkatlerin Ortadoğu’ya çevrilmiş olmasına karşın, Balkanlar’daki gelişmeler Dışişleri Bakanlığı’nın gündeminde ön sıraya çıkmaya başladı. Ramazan Bayramı’nın başladığı 30 Ağustos’ta Balkanlar’da olması beklenen Davutoğlu’nun bayram namazını da bir Balkan ülkesinde kılması planlanıyor. Davutoğlu’nun sırasıyla BosnaHersek’e, Makedonya’ya, Kosova’ya ve Sırbistan’a gitmesi öngörülüyor. Ziyaret durakları arasına Romanya’nın Köstence şehrinin de eklenebileceği düşünülüyor. Ziyaretin gündeminde ise BosnaHersek, Türkiye, Sırbistan arasındaki üçlü toplantı olacak. Türkiye’nin girişimi ile başlatılan TürkiyeSırbistanBosna Hersek arasındaki üçlü mekanizmanın istenilen sonucu vermemesi Ankara’da sıkıntı yaratmıştı. Davutoğlu’nun bu mekanizma ile yürütülmekte olan siyasi sürecin hızlandırılması için taraflar arasında zemin oluşturmaya çalışacağı belirtiliyor. Ankara için bir başka önemli kaygı da BosnaHersek’te hükümetin uzun süredir kurulamamış olması. Lüksün müsebbibi ‘laik rejim’ “Yerden Göğe”, laiklerin paspasa dönüştürüldüğü tek program değil. Aynı gece, “Habertürk”te Balçiçek İlter’in sunduğu “Karşıt Görüş”te de aynı rahatsızlığı duydum. İlter’in programının konusu da “lüks iftarlar”dı ve “karşıt görüş” adına yalnız “İslami kesimin” karşıt görüşleri ekrana çıkartılmıştı. Laikler artık zahir “karşıt görüş”ten bile sayılmadığı için... kapsama alanına alınmamıştı. Konuklar ilahiyatçı İhsan Eliaçık, yazar İsmail Nacar ile Murat Menteş’ten oluşmaktaydı… Özetlemek gerekirse, Nacar, “AKP çizgisi/duruşunu” temsil ediyor; Eliaçık’la Murat Menteş; bu duruş karşısında “İslamcı soldan” veryansın ediyorlardı. “İslamda eşitliğin esas olduğunu”, bu nedenle, “kişinin sınırsız servet/ gemicikler edinemeyeceğini” belirten Eliaçık; İslamın koruyucu zırhı altına sığınmayan düzayak solun artık uluorta ifade etmesine imkân tanınmayan eleştirileri bir bir sıralıyor ve “Başbakan samimiyse İslamın kuralına uysun” diyordu: “Allah ihtiyacından fazla malı yoksullara infak edin buyuruyor. Başbakan ve bakanlar, ihtiyaçlarından fazlasını yoksullara dağıtsınlar!” Eliaçık Nacar arasında bunun üzerine alevlenen tartışma nihayet programın eksenini oluşturan “altın tozunun” eksik edilmediği “lüks iftarlara” geldiğinde; Nacar, bu görgüsüzlüğün faturasını “laiklere” çıkarttı. İnanılır gibi değil. Lüks iftarın da müsebbibi laikler ve “laik rejim” oldu... ‘Sıkıntı laik toplum!’ “Geçen yüzyılın başında maalesef seküler yaşam araya girdiği için” diyor İsmail Nacar; “Şimdi bunlar oluyor. Çünkü müşterek bir hayat yaşıyoruz. Karşılıklı etkilenmemiz mümkün değil… Beş yıldızlı otel. Bir tarafta içkiler, bir tarafta iftarlar. Bunlara müdahale imkânı yok… Bu meseleyi İslami bir toplumda mı konuşacağız? Seküler bir toplum içinde mi konuşacağız? Bizim böyle bir sıkıntımız var. İslami cemiyet modeli, laik bir toplumda yürümez!” “Laikler” özetle “Bize kötü örnek oluyorlar!” diyor Nacar. Stüdyodaki bir kişi de ağzını açıp “İlahi Nacar Hoca amma da yaptın? Şeriat ülkesi Suudi Arabistan’ı nasıl görmezden gelirsin? Lüksün âlâsı orda! Şeriatçı Araplara da tüketim ve gösterişi, Türkiye Cumhuriyeti’nden giden laikler mi öğretti?” demiyor. Böyle bir şeyi söyleyecek/söyleyebilecek tek konuk yok orda çünkü. Dezenformasyon, araçsallaştırma bu nedenle artık gırla… Laikler evlerinde otururken böyle bir dezenformasyon makinesiyle oturdukları yerde “evrile çevrile” dövülürse; şortla otobüse binen kızın dövüldükten sonra bir de adının “dayakçıya” çıkarılmasına şaşmamak gerek. Türklere ve Kürtlere teşekkür günü Dış Haberler Servisi İngilizler Facebook’ta açtıkları sayfa üzerinden Türklere ve Kürtlere, birçok şehirde meydana gelen olaylarda mahallelerini korudukları için bugün teşekkür etkinliği düzenliyor. İngiltere’nin başkenti Londra’da siyah genç Mark Duggan’ın polis tarafından öldürülmesine tepki olarak 6 Ağustos Cumartesi günü patlak veren ancak toplumdaki sosyal ve ekonomik huzursuzluğun etkisiyle yağmaya dönüşen olaylarda polisin yeterli önlem alamadığını düşünen Kürtler ve Türkler, mahallelerini yağmalama ve kundaklamalardan korumak için harekete geçmişti. Türkiyeli dükkân sahiplerinin bulunduğu mahallelerde oturan İngilizler de, Nick Horne’nun Facebook’ta açtığı sayfada başlattıkları teşekkür günü kampanyasıyla kapı komşularına bugün teşekkürlerini sunmaya hazırlanıyor. “Caddelerimizi, evlerimizi, toplumumuzu korudular, şimdi borcumuzu ödeme zamanıdır” sloganıyla, “Kürtlerin ve Türklerin dükkânlarına destek verin” çağrısı yapılan kampanya çerçevesinde Kürt ve Türk kökenli işletmecilerin yerel kafelerinde kahve içilmesi, berberlerinde saç kestirilmesi, süpermarketlerinden alışveriş yapılması, akşam da kebap ya da pide yedikten sonra barlarında içki içilmesi isteniyor. ilahsız Sarfaraz Şah, Karaçi’de yakın mesafeden vurularak öldürülmüştü. S Silahsız sivili öldüren askere idam Dış Haberler Servisi Pakistan’da geçen haziran ayında silahsız bir sivili öldüren asker idama mahkum edildi. Karaçi kentindeki terörle mücadele mahkemesi, özel kuvvet mensubu 5 kişiye ve bir sivile de ömür boyu hapis cezası verdi. Sarfaraz Şah adlı silahsız kişi, Karaçi’de bir parkta yakın mesafeden vurularak öldürülmüş, olayın görüntülerinin televizyonlarda yayımlanmasının ardından güvenlik güçleri tepkilerin hedefi olmuştu. Ülkede, geçen mayıs ayında El Kaide örgütünün eski lideri Usame bin Ladin’in öldürüldüğü Amerikan operasyonundan habersiz oldukları gerekçesiyle eleştirilen güvenlik güçlerine öfkenin iyice arttığı belirtiliyor. nsanları öldürürken polisi aramış STOCKHOLM (AA) Norveç’te, Anders Behring Breivik’in yaptığı katliamı incelemek üzere “terör komisyonu” kuruldu. Breivik’in avukatı Geir Lippestad, müvekkilinin saldırı esnasında on kez polisi aradığını ancak sadece iki kez ulaşabildiğini, durumu anlatıp, teyit için polisin kendisini aramasını istediğini kaydetti. Görgü tanıkları da Breivik’in telefon açtığını, geri aranmayı beklerken ateş etmeyi durdurduğunu anlattı. Birmingham’da yağmacılar, kendilerini dev ekrandan görebilir. (AFP) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle