23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 TEMMUZ 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA HABERLERİN DEVAMI İstanbul B Edirne B Kocaeli Y Çanakkale PB İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak Y Sinop Y Samsun PB Trabzon B Giresun B PB Ankara 33 36 37 33 34 36 39 33 29 32 31 32 36 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB B PB B B B B PB PB Y Y Y Y 36 36 33 34 34 34 37 38 34 35 27 23 26 Oslo B Helsinki B Stockholm B Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte Y Madrid B Viyana Y 22 22 22 19 19 18 20 20 22 25 23 35 22 Belgrad Y 26 Sofya PB 27 Roma B 25 Atina PB 32 Zürih Y 19 Moskova Y 29 Aşkabat B 35 Taşkent B 40 Baku Y 33 Bişkek B 35 Tiflis B 33 Kahire A 39 Şam A 39 Ülkemizin kuzey ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Gümüşhane, Bayburt, Artvin, Siirt ve akşam saatlerinden itibaren Sakarya, Kocaeli, Bilecik, Düzce, Bolu, Karabük, Zonguldak, Bartın, Kastamonu, Çankırı ve Ankara’nın kuzey çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışların Kars, Ardahan, Iğdır, Artvin, Ağrı ve Erzurum’un kuzey ilçelerinde kuvvetli olması bekleniyor. 15 MÜMTAZ ARIKAN 22 Temmuz TARİHTE BUGÜN GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Medyadaki yorumlarda kimileri RTE’deki dönüşü geçmişte söylediklerini, izlediği Kıbrıs politikasını anımsatarak eleştiriyor. Kimileri Kıbrıs sorununda uzlaşmaz tarafın Kıbrıslı Rumlar olduğunu nihayet kavradı diyor. Kimileri de Rumlara, Avrupa Birliği’ne sert çıkan Başbakan gerçeği gördü diye yorumluyor. Kıbrıs sorununun geçirdiği aşamaları, 2002’den düne kadar izlediği politikaları ve yaptığı açıklamaları bilenler RTE’nin; adil, kapsamlı ve kurucu iki devlet anlayışını ilk koşul olarak öne süren, şu anda bir Kıbrıs devleti olmadığını, aksine Kıbrıs yönetimi ile kuzeyde Kıbrıs Türk Devleti olduğunu vurgulayan açıklamalarını ihtiyatla karşılıyor. RTE’deki önemli değişikliğin ikili görüşmelerle ilgili geçici bir taktik gereği olmadığını temenni ediyorlar. Yıllarca Rumlarla Türk toplumunun yaşamsal hakları için mücadele eden Denktaş’ın hastanedeki odasında, RTE’nin altıyedi yıl sonra kendisiyle aynı noktaya geldiğini içeren açıklamalarını dinleyince herhalde ya acı acı, ya da kıs kıs gülmüştür. RTE’nin son açıklamaları: Örneğin, Avrupa Birliği’nden şu veya bu uydurma nedenle maddi olanaklar sağlayan kimi (hâlâ) ünlü meslektaşlarımızla, KKTC’deki kimi gazete ve gazetecilerin Avrupa Birliği’nin o sıralardaki Ankara Büyükelçisi bayan Karen Fogg ile el ele vererek Rauf Denktaş’ı, Kıbrıs görüşmelerinden ve uluslararası arenadan uzaklaştırmayı amaçlayan çabalarının canlanmasına da vesile oldu. Rauf Denktaş’ın danışmanlığını yapan Prof. Mümtaz Soysal Hoca’nın, Kıbrıs’la ilgili açıklamalarını dinledikten sonra RTE’yi kutlamasını hayretle karşılayan kimi gazetecilere hayret etmemek de olanaksız. Soysal Hoca, uzun zaman Cumhurbaşkanı Denktaş’ın başdanışmanlığı görevinde bulundu. Soysal Hoca, dün de bugün de Denktaş ile birlikte adil, kapsamlı bir çözüm yapılacaksa, başta ABD, Avrupa Birliği, Atina ile Kıbrıs Rum yönetiminin iki devletten kurulu federatif Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kabul etmeleri gerektiğini savundu. Yıllar sonra RTE, Denktaş’la Mümtaz Hoca’nın savunduğu temel görüşü benimsiyor, savunuyor. Mümtaz Hoca nihayet hidayete eren RTE’yi neden kutlamasın, hatta alkışlamasın? Rauf Denktaş Rumlarla uzlaşmanın olanaksızlığını savundu. Bugün RTE, yeni diplomatik açılım diye aynı görüşü yineliyor. Denktaş, aleyhine iç ve dış KKTC basınında günlerce acımasız bir kampanya yürütüldü. RTE, bu kampanyanın motoru idi. Aydınlık gazetesi RTE’nin Ada’da Rumların Türkleri teslim almasına şapka çıkaran “Yes be annem” sloganının mucidi “Türkiye anavatan değil, komşumuzdur” diyen MA Talat’la 24 Nisan 2004’teki Annan Planı’nın referandumundan sonra yaptığı telefon konuşmasını dün yeniden yayımladı. Bu görüşme değerini hiçbir zaman yitirmeyecek tarihsel bir belge. Ne yazık ki gazetecilik görevini yerine getirerek kamuoyunu aydınlatan, tarihe not düşüren bu belgeyi yayımlayan Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya, Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım tutuklandı. Yıldırım aylardır içeride! MA Talat’a telefonda Başbakan, Denktaş’ın “artık dikkate alınmamasını” söylüyor. Tabii Denktaş’ı silmek isteyen Talat da, RTE’yi derhal onaylıyor; “Ben de öyle söylüyorum” diyor. Denktaş’la ilgili ortak yargıları: Bitti O! 2004’lerde bitti dedikleri Rauf Denktaş’ın Avrupa’da, Amerika’da, AB’de, BM’de savunduğu iki devletli, Kıbrıslı Türklere Rumlarla eşit haklar savunan federasyon tezine RTE... ...üstelik yeni bir politik, diplomatik açılım keşfetmiş gibi bugün sarılıyor. Dünya da siyaset de bir dönme dolap; dönüyor, dönüyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın KKTC ziyareti öncesinde ve Ada’daki 20 Temmuz törenlerinde yaptığı açıklamaları ana muhalefet partisi CHP nasıl değerlendiriyor? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kısa destek açıklaması, Erdoğan’ın öteden beri CHP’nin savunduğu iki devlet esasına bağlı, siyasi eşitlik temelindeki çözüm çizgisine gelmiş olmasına verilen destekten ibaret gözüküyor. Ayrıntılara inildiğinde ise CHP sözcüleri, yeni Kıbrıs politikasına ilişkin çelişkilere ve kaygı verici noktalara dikkat çekiyor. Eski Dışişleri Bakanlığı müsteşarlarından, CHP Adana Milletvekili Faruk Loğoğlu, “Bugüne kadar izledikleri ‘bir adım önde olmak’ yaklaşımının boş bir slogandan ibaret olduğunu ve verilen tavizlerin çözüm getirmediğini geç de olsa anlamış gibiler” dedikten sonra hemen ekliyor: “Ancak bu meydan okumanın, hayra alamet olmayan ve çelişkiler içeren yönlerine de bakılması gerekir.” Loğoğlu’na göre yeni politikanın Türkiye’nin Kıbrıs ve AB politikaları açısından temel çelişkileri şunlar: 1. AB, Haziran 1990’da Dublin’deki zirve toplantısında Kıbrıs sorunu ile Türkiye’nin AB üyeliği arasında doğ rudan bağlantı kurmuştur. Türkiye ise bu bağlantıya tutarlı bir şekilde karşı çıkmış, iki hususun birbirinden ayrı tutulması gerektiğini savunagelmiştir. Oysa şimdi bu bağlantı, “Kıbrıs meselesi çözülmezse, katılım müzakerelerini dondururuz” diyerek bizzat Türkiye tarafından da kurulmaktadır. Kendi ayağımızla AB’nin tutumuna gelmiş durumdayız. Zaten yokuşa sürülen AB üyelik hedefimiz, Kıbrıs sorununun çözümüne böylelikle karşılıklı olarak bağlanmış olmaktadır. 2. Başbakan Erdoğan’ın, Karpaz ve Güzelyurt gibi Türk ve Rum tarafları arasında görüşme konusu olan ayrıntılara ilişkin görüş belirtmesi ciddi hata içermektedir. Müzakere gündemindeki hususlara dair görüşleri masada Türkiye değil, Kıbrıs Türk halkı söyler. Meselenin Ada’daki Türk tarafıyla değil, kendileri ile Türkiye arasında bir sorun olduğunu iddia eden hep Rum tarafı olmuştur. Şimdi Başbakan bu ayrıntılara da girip tutum beyan etmekle Rum tarafının eline gereksiz bir koz vermekte, Türk tarafı tepkiler verebilecektir. Netice olarak Kıbrıs sorununun çözüm şansı azalabilecek, AB’yle ilişkilerimiz daha da gerilere gidebilecektir. AKP seçimlerden büyük başarı ile de çıkmışken neden Kıbrıs politikasında değişikliğe gitme ihtiyacı hissetti? Loğoğlu’na göre iktidarın kafasında iki farklı senaryo olabilir: A) Gündem değiştirme taktiği olarak, içeride terör sorununun tırmanışı ve Kürt açılımının geri tepmesi karşısında AKP, milliyetçi hislerin yönünü Kıbrıs davasına çevirmek istemiş olabilir. B) Aslında AB üyelik hedefinden kendine has nedenlerle vazgeçmiş ve bu kararı da Kıbrıs meselesi üzerinden Türk kamuoyuna hazmettirmeye çalışıyor olabilir. CHP’nin her iki senaryonun da karşısında duracağını belirten Loğoğlu, “AB üyeliği Türkiye’nin laik demokratik geleceği için stratejik platformdur. Bundan vazgeçme planlarına ulusal davamız olan Kıbrıs alet edilemez. Türk halkını da Kıbrıs konusuyla oyalamak mümkün değildir” diyor. Bundan sonra ne olabilir, ne yapılmalı? Tavizsiz bir politikanın doğru uygulanabildiği takdirde olumlu sonuçlar doğurabileceğini kaydeden Loğoğlu, “Ancak AKP ilkeli ve hedefli esaslara dayanmayan dış politika izleyegeldiği için, bugünkü tutumunu da ne kadar sürdüreceği konusunda tereddütlerimiz var. Bu dik duruşun arkası getirilemezse yukarıda saydığım unsurlar nedeniyle sonuç hüsran olur. Kıbrıs meselesi çözümsüz kalmaya devam eder, AB hedefimiz daha da çıkmaza girer, KKTC de bir köşeye hapsedilmiş olarak gelişmelere seyirci kalır” uyarısında bulunuyor. “KKTC’nin uluslararası konumunun takviye edilmesi Rum tarafını çözüme sevk edebilecek en son kozdur” diyen Loğoğlu, CHP’nin hükümetten beklentisini şöyle özetliyor: “Özellikle Arap ve Müslüman dünyasında çok ağırlığımız olduğu iddiası doğru ise Erdoğan ve hükümeti KKTC’nin bu ülkelerce tanınmasını sağlamalıdır.” Erdoğan’ın ‘yeni’ Kıbrıs politikasını, deneyimli diplomat Loğoğlu’nun bu vurguları ışığında değerlendirmekte yarar var. Yeni Kıbrıs Politikasının Çelişkileri nın gücünü azaltmaktadır. 3. Türk ve Rumlar arasındaki müzakerelerin seyri, açıklamalardan etkilenecektir. Rumlar ve Yunanistan “Türkler çözümden vazgeçti” savıyla istismar etmeye çalışacaklar. BM Genel Sekreteri Türkiye’nin bu tutumunu BM’nin manevra sahasını daraltıcı bir etken olarak değerlendirebilir. AB’de Türkiye’nin tam üyeliğine karşı çıkan çevreler de kendilerinin cesaret edemedikleri bir adımı Türkiye’nin atarak yani AB’yle ilişkileri dondurarak, işlerini kolaylaştırdığını düşüneceklerdir. AB Komisyonu da köşeye sıkıştırılmış olduğu algılamasıyla, Ankara’ya olumsuz Büyükanıt’a yargı yolu açıldı Yeniden görülmeye başlanan Şemdinli davasında müdahil avukatlarının soruşturmanın genişletilmesi için eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt hakkında suç duyurusunda bulunulması talebi kabul edildi VAN (Cumhuriyet) Şemdinli davasına Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden başlandı. Mahkeme, müdahil avukatlarının soruşturmanın genişletilmesi için sanık astsubay Ali Kaya için “Tanırım iyi çocuktur” diyen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve o dönem görevde bulunan 3 komutanı hakkında suç duyurusunda bulunulması talebini kabul etti. Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde, 9 Kasım 2005’te eski PKK hükümlüsü Seferi Yılmaz’a ait Umut Kitabevi’nin bombalanması olayıyla ilgili astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş’in yargılanmasına, Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden başlandı. Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Cezaevinde tutuklu olan sanıklar Kaya ve İldeniz ile Van F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş’in hazır bulunduğu duruşmaya, müdahiller Seferi Yılmaz, Metin Korkmaz ve Hamide Korkmaz ile avukatları da katıldı. Duruşmada ilk sözü alan müdahil avukatları, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile Genelkurmay Başkanlığı Harekât ve Planlama Daire Başkanı Erdal Öztürk, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Selahattin Uğurlu ve Hakkâri İl Jandarma Komutanı Albay Erhan Kubat hakkında, mahkemenin Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmasını talep etti. Daha sonra söz alan sanıklar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve Veysel Ateş, askeri mahkemede verdikleri ifadeyi tekrarladıklarını belirterek tutukluluk hallerinin kaldırılmasını istedi. Sanıklardan Ali Kaya, delillerin hukuki açıdan değerlendirilerek yargılama yapılması gerektiğini savunarak “Dedikoduların ve şer odaklarının yaydığı vesveseye dayalı, ‘Nasıl olsa bunlar yapmıştır’ denilerek yargılama yapılmasını istemiyorum” dedi. Sanık avukatları ise Uyuşmazlık Mahkemesi’nce Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen dava dosyasının, mahkeme tarafından görevsizlik kararı verilerek Hakkâri Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi ve müvekkillerinin tahliye edilmesi talebinde bulundu. Verilen aranın ardından müdahil avukatlarının, Yaşar Büyükanıt, Erdal Öztürk, Selahattin Uğurlu ve Erhan Kubat ile ilgili talebini kabul eden mahkemeye heyeti, Van Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’ne yazı göndererek, gereğinin yapılmasına, görevsizlik talebinin reddine ve Cumhuriyet savcısının mütalaasını hazırlaması için duruşmanın 18 Ekim’e ertelenmesine karar verdi. Görevsizlik talebine ret Soruşturma başlatılacak stanbul Emniyeti Narkotik Şubesi de Ekizoğlu’na bağlandı İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde terfi ve atamalardan sonra görev yeri değişenler ve ek görev alanların listesi açıklandı. Siyasi operasyonları yürüten birimlerin yetkililerin yerlerini koruması dikkat çekti. Ergenekon ve futbolda şike operasyonlarını yürüten Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nden sorumlu emniyet müdür yardımcısı Mutlu Ekizoğlu’na Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü de bağlandı. Hrant Dink cinayetinde ihmali olduğu iddiasıyla eleştirilen Bomba İmha ve İnceleme Şube Müdürlüğü ile Tanık Koruma Şube Müdürlüğü’nden sorumlu emniyet müdür yardımcısı Ali Fuat Yılmazer yerini korudu. Terörden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Tufan Ergüder, Asayişten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Tekin Akdoğan ve Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Likoğlu ise özel istek doğrultusunda görev yerlerini korudu. 1958 ............. N. NEJAT SAVCI’yı KAYBEDİŞİMİZİN 4. YILINDA SEVGİ VE ÖZLEMLE ANIYORUZ. Feza Gürsey Enstitüsü’nün taşınması A LES TÜB TAK: Enstitünün misyonu da gözetildi İstanbul Haber Servisi TÜBİTAK, Feza Gürsey Enstitüsü’nün Temel Bilimler Araştırma Enstitüsü adı verilerek Gebze’ye taşınması kararına yönelik tepkiler üzerine açıklama yaptı. Açıklamada, enstitünün Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Yerleşkesi’ne 1996 yılında taşındığı anımsatılarak üniversite ile yapılan protokol süresinin dolmasının ardından Bilim Kurulu’nun enstitü ile ilgili değerlendirme yapmaya başladığı ifade edildi. “Bu dönemde, akademik çevrelerle de fikir paylaşımı yapıldı ve öneriler beklendi. Gelen öneriler, Prof. Erdal İnönü’nün liderliğinde 1982 yılında belirlenen misyonuna daha iyi hizmet etmesini sağlayacak öneriler olmaktan ziyade, mevcut durumun korunmasının önerilmesi şeklinde oldu” denilen açıklamada, araştırma yapma ve bilgi üretme misyonu da gözetilen enstitünün 1996 yılına kadar olduğu gibi TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi’ne taşınmasına karar verildiği bildirildi. BAŞSAĞLIĞI 19751978 yılları arasında Disiplin Kurulu Üyeliği 19791983 yılları arasında Yönetim Kurulu Üyeliği ve Baro Dergisi Yazı İşleri Müdürü olarak görev yapan Baromuzun 6056 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT TURGAN ARINIR başsağlığı dileriz. STANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI C MY B C MY B Almanya’da vefat etmiştir. Ailesine ve meslektaşlarımıza
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle