18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 TEMMUZ 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER Sonuç, sıfır elde var sıfır… Türkiye’de, Yunanistan’da, Kıbrıs’ın iki kanadında nice hükümetler de geldi geçti. Sonuç… Batı yalakası kalemşorlarımız “Çözümsüzlük çözüm değildir” diye tutturup “teslimiyetçi” önerilerde 13 AB, Kıbrıs Özel Temsilcisi! bir gazetemize tek sütuna Yalnızca yansıyan bir haberi görünce gülmekten kendimi zor alıkoydum! Neymiş, Avrupa Birliği (AB) “Kıbrıs sorununun çözümü için” Avusturyalı eski “Özel Temsilcinin” yerine, Portekizli Jorge Cesardas Neves’i atamış! Bir gazeteci olarak yarım yüzyılı aşkın izlediğim, değişmez iki temel konudan biri Kıbrıs, ötekisi AB’dir. Genç meslektaşlarımın da her iki konuda nice haberler yazacaklarına eminim. Bugüne değin bu kaçıncı AB “Kıbrıs Özel Temsilcisi”… ABD’nin, İngiltere’nin, Çin’in, Japonya’nın nice “Kıbrıs Özel Temsilcileri” geldiler geçtiler. Bırakın adlarını, sayılarını unuttuk. Bilmem kaç Birleşmiş Milletler (BM) “Kıbrıs Özel Temsilcisini” haberleştirdik! Şimdiye değin Birleşmiş Milletler’de 9 “Genel Yazman” görev yaptı. Bunlardan ilk ikisi dışında, yedisi Ada’da, Nev York’ta, Cenevre’de Kıbrıslı taraflarla görüşmeler yaptı. klim, Güvenlik Konseyi’nin gündeminde yok Konsey, iklim değişikliğini, barış ve güvenlik sorunu olarak görmüyor Dış Haberler Servisi Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Birleşmiş Milletler önceki gün Somali’nin iki Konseyi, iklim değişikliği kobölgesini “kıtlık bölgesi” olarak ilan etmişti. Kenya ve Etiyopya da son yılların en büyük nusunu gündemine almayı redkuraklığını yaşıyor. (REUTERS) detti. Güvenlik Konseyi, önceki gün yapılan toplantıda, “uluslararası barış ve güvenlik sorunu olmadığı” gerekçesiyle konuyu gündemine almadı. Rusya ve Çin’in başını çektiği bazı üyeler, konunun dünya barışından sorumlu BM Güvenlik Konseyi yerine, BM Çevre Programı veya BM Ekonomik ve Sosyal Konseyi’nde tartışılması gerektiğini belirttiler. Rusya Daimi Temsilcisi Aleksandır Pankin, iklim değişikliği sorunuyla mücadeleyi desteklediklerini, ancak sorunun ele alınabileceği başka BM mekanizmaları bulunduğunu söyledi. ABD ise İngiltere’nin de desteğiyle, “iklim değişikliğinin uluslararası güvenlik boyutunun duğunu ve Konsey’in görevden “dünyada barış ve güvenlik için büyük tehdit oluşturduğu” uyarısında bulunduğu, iklimin çarpıcı biçim kaçtığını” söyledi. Pasifik’teki küçük ada ülkelerinden bulundu. de değişmesinin yol açtığı seller, kuSteiner, son olarak Somali’de yaraklıklar, gıda stoklarının tüken ve iklim değişikliği sonucunda yükmesi ve benzeri sonuçların, küre selen suların tehdit ettiği Nauru’nun şanan kıtlık gibi krizlerin, gelecekte sel güvenlik ve barışı tehdit ettiği” Devlet Başkanı Marcus Stephen de dünya çaşında büyük sorunlar yaraGüvenlik Konseyi’nin konuyu gö tabileceğine dikkat çekerek, dünyagörüşünü savundu. ABD Daimi Temsilcisi Susan rüşmeyi kabul etmemesinin hayal da doğal afet tehdidinin arttığını, doğal afetlerde görülen artışın önüRice, Güvenlik Konseyi’nin açık kırıklığı yarattığını belirtti. BM Çevre Programı’ndan Achim müzdeki on yıllarda büyük bir sorun lama yapmaktan kaçınmasının, “hazin ve dar görüşlü bir tutum ol Steiner ise iklim değişikliğinin, haline geleceğini söyledi. bulundular. Kıbrıs sorunu ile çekirdekten yetişmiş, Rumları, Yunanları ve Türk siyasacıları çok iyi bilen Rauf Denktaş da “1974’te Ada’ya yalnızca barış değil, çözüm de gelmiştir” demekte ısrar ediyordu. Denktaş’ın haklı çıktığını, karşıtı olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şu sözlerle doğruladı: “Rumlar, çözüm olarak eşit konumda iki devletli bir yapı kabul ederlerse ne âlâ… Yoksa kendileri bilir. Annan Planı koşulları artık değişmiştir. Herhangi bir ödün söz konusu değildir. Hiçbir yer Rumlara verilemez. Türk askeri çekilmez. (2012 Temmuz) Rumların AB Dönem Başkanlığı’nda TCAB ilişkileri de donar. Rumlarla görüşmeyiz.” Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun bir hafta önceki açıklamasından daha sert, daha yalın, daha kesin ifadeler kullanan Erdoğan, yalnızca hasta yatağında Denktaş’ı değil, Kıbrıslıları da sevindirdi. Greenpeace’e GDO baskını Dış Haberler Servisi Avustralya polisi, genetiğiyle oynanmış deney amaçlı buğday araştırmaları yapılan bir devlet çiftliğini tahrip eden çevreci kuruluş Greenpeace (Yeşil Barış) örgütünün bürosunu bastı. Polis, iki zanlının ifadelerinden yola çıkarak gerçekleştirdiği baskında adli soruşturma yapmak amacıyla bürodaki çok sayıda malzemeye el koydu. Greenpeace eylemcileri geçen perşembe günü söz konusu çiftliği basarak çim biçme makineleriyle tahrip etmiş, deneysel araştırmalar için kullanılan ağaçları kesmişti. Büro sorumlusu Steve Campbell, polisin büroda “birkaç saat harcadığını” belirterek personelin polise, araştırması sırasında yardımcı olduklarını kaydetti. Herhangi bir tutuklamanın olmadığını belirten Campbell, Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların (GDO) Avustralya’da serbest bırakılmasına karşı başlattıkları kampanyalarından geri adım atmayacaklarını ifade etti. Önce Evini Temizle! günlerde yine KAAÖ bağlantılı “Libya Temas Grubu’nun 4. Toplantısına” ev sahipliği yapan Davutoğlu “Bu bunalımın kısa köprülerin altından çok sular sürede bir siyasal çözüme aktı. Tunus’ta başlayan “Arap kavuşturulmasına büyük önem Baharı” yayıldı. veriyoruz” dedi. Olay komşu Libya’ya ABD Dışişleri Bakanı Hillary sıçradığında, Tunuslu Clinton’un da katıldığı yöneticilerin yaptıklarının tersine toplantının ortak açıklamasında Muammer Kaddafi direnişe “Askeri yöntemler Libya geçti. Halkı ikiye bölündü. bunalımını tek başına Libya’da iki yönetimin de ölüler çözemeyecektir” denildi. Bir verdiği sokak çatışmalarına zamanlar Varşova Paktı dönüştü. ülkelerinin olası saldırılarına karşı “Kuzey Atlantik Anlaşması kurulan, gözümüzde Örgütü (KAAÖ)”, Libya’da büyüttüğümüz KAAÖ, Kaddafi’ye karşı “askeri Afganistan’dan sonra şimdi müdahaleye” karar verdi. Libya’da da çuvallamıştı! Başbakan Erdoğan, “KAAÖ’nün Libya’da ne işi var!” dedi. Ama Vaşington da aynı kanıda bu sözlerin ardından TSK’nin olmalı ki İstanbul “sahnesinde” savaş uçakları ve gemileri KAAÖ Clinton başrolde oynarken; güçleri arasında Kaddafi Yakındoğu’dan Sorumlu yandaşlarına yönelik saldırılara Yardımcısı Jeffrey Feltman’nın, katıldı. Libya’daki Büyükelçi Gene Erdoğan, geçen yıl “Kaddafi Cretz ile birlikte Tunus’ta İnsan Hakları Ödülü’nü” aldığı “kuliste” Kaddafi’nin temsilcileri törendeki konuşmasında ile resmen görüştükleri ortaya “Bölgesel ve küresel ölçekte çıkmıştı. işbirliğinin “Sıfır siyasa” geliştirilmesi derken artık yönünde gösterdiği Türkiye’nin önünde çabalarından ötürü iki Libya, iki Mısır, iki Kaddafi’ye şükran ve Suriye vardı ve takdirlerimi ifade sorunlar “Arap etmek isterim” baharından”, demişti. Hem de “arapsaçına” “Kaddafi’nin insan dönüşmüştü. ErdoğanKaddafi hakları ödülünü” alırken… Sonra ne Türkiye “burnunu” oldu? “Libya’ya insan başkalarının işine hakları götürmeyi sokarken, içeride 13 amaçlayan KAAÖ’nün asker öldürülüyor, askeri müdahalesinde” “Kürt Özerk Bölgesi” boy göstererek ilan ediliyordu. Aynı Kaddafi’yi bir çırpıda günlerde İmralı’da satmadı mı? Abdullah Öcalan ile Anımsarsınız AKP ileri gelenlerinden Erdoğan, İslamiyet ile başka avukatları da ilgili siyasasından dolayı görüşüyordu. ErdoğanEsad Danimarka Başbakanı AKP’den “Silvan Anders Fogh saldırısına ve özerklik” Rasmussen’in konusunda KAAÖ Genel Öcalan’dan ılımlı Yazmanlığı’na tepkiler alındığı dile getirilmesini “veto” getirilirken; avukatları etmişti. Sonra ne görüşme notlarını oldu? Ardından Fırat Haber Ajansı’na Ankara’da, geçen açıklıyorlardı. Öcalan, hafta da İstanbul’da özerklik, Silvan kabul edip Libya saldırısı, kurulmakta MübarekGül askeri müdahalesini olan parti ve devlet görüşerek destek heyetiyle yaptığı verdi. Bu kez kimler satıldı? görüşmeler hakkında şöyle Mısır’da Hüsnü Mübarek’e diyordu: toz kondurmayan Türkiye, “Sorun sürüncemede oradaki ayaklanmadan sonra bu bırakılırsa, demokratik çözüme kadim devlet başkanını gelinmez, silahların susturulması harcamakla kalmadı, için bize gerekli olanaklar Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tanınmazsa ne yazık ki bu gibi en yüksek düzeyde çatışmalar devam eder. Yarın Kahire’ye yapılan ziyaret ile bunun (Silvan saldırısı) on katı karşıtlar desteklendi. Temmuz gelişebilir. Bir günde çok fazla başında Davutoğlu da bu ziyareti kayıplar da yaşanabilir. Eskisi gibi ünlü Tahrir Alanı’ndaki gövde sadece kırsalda olmayabilir, gösterisi ile pekiştirdi. kentlerde de olabilir. Halk bir Erdoğan, geçen ekimde ve günde toplanıp Paris’te nasıl ikinci kez bu yıl ocakta Suriye’de Bastil zindanına yürüdüyse Devlet Başkanı Beşşar Esad’ı Diyarbakır’da da işte o ziyaret ederek, iki ülke arasında tutukluların olduğu yere yürürse ilişkilerin geliştirilmesine ne yapacaksınız? Bütün bunlar katkısından dolayı teşekkür etti. olabilir. Öfke birikmesi var!” “Arap baharı” salgını Suriye’ye Kaddafi’nin, Mübarek’in, de bulaşınca Erdoğan, Esad’ı da Esad’ın yerinde olsam dışladı. Esad karşıtlarının geçen Erdoğan’a “Sen önce evini hafta İstanbul’da buluşmalarına temizle!” derdim. İnşallah ortam yaratıldı. Anlaşılan Erdoğan, Libya, Mısır, Suriye’de Erdoğan’a göre “vefa” yaptığı gibi Kıbrıs konusunda da İstanbul’da bozası ünlü bir semt “Karakolda doğru söyler, adıydı! mahkemede şaşar” siyasası Bu toplantının yapıldığı izlemiyordur! “komşularla Türkiye’nin, bu yana sıfır sorun siyasası” izlemeye başlamasından Semt çetesi polisle el ele Guatemala’nın Castanas mahallesinde Salvatruça çetesinin zorbalığından bıkan semt sakinleri, kendilerini korumak için bir “karşı çete” oluşturdu. Castanas’ta devriye gezen karşı çete üyelerine bazen polis de katılıyor. (Fotoğraf: REUTERS) BAŞBAKAN BAŞDANIŞMANI KALIN: ‘Dostlar hataları için özür diler’ Dış Haberler Servisi İsrail’de yayımlanan Haaretz gazetesi, Türkiye’nin, Mavi Marmara olaylarıyla ilgili özür dilemesi halinde, İsrail’le ilişkileri düzeltme niyetinde olduğu belirtti. Gazete haberini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı İbrahim Kalın’la yaptığı söyleşiye dayandırırken Kalın, haberde kendisine de atfen birtakım ifadelere yer verildiğini belirterek, “O alıntıların neredeyse tamamı gazetenin kendi yazdığı ve bana atfettiği ifadeler” diye konuştu. Kalın’la yaptığı söyleşiyi “Türkiye İsrail’le ilişkiyi bütünüyle onarmaya hazırlanıyor” başlığıyla duyuran gazetenin Lefkoşa çıkışlı haberinde, Kalın’ın normalleşmenin Türkiye büyükelçisinin Tel Aviv’e gönderilmesini, ortak askeri tatbikatların yeniden başlatılmasını, askeri ve sivil işbirliğini, bakanların ziyaretlerini kapsamasının yanı sıra tüm diğer alanlara yayılacağını söylediği ve ilişkilerin Mavi Marmara krizinden önceki duruma dönebileceğini kaydettiği vurgulandı. Gazetede, Kalın’ın, Türkiye ve İsrail arasında daha önce onaylanan uzlaşma anlaşmasının Dışişleri Bakanı Avidor Lieberman tarafından kabul edilmediğini de doğruladığı ifade edildi. Gazete, Kalın’ın İsrail’in özür dilemesinin, iki ülke arasında söz konusu olacak anlaşmanın ayrılmaz bir parçası olması gerektiğini belirttiğini de vurguladı. Kalın’ın “özür dilenmeden, Mavi Marmara kurbanlarının yakınlarına tazminat verilmeden ve Gazze’ye İsrail ablukası sona ermeden iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmeyeceği” mesajını da ilettiğini yazan gazete Kalın’a atfen şu ifadelere yer verdi: “Biz İsrail’le ilişkilerimize büyük değer veriyoruz ve ilişkilerimizin bozulmasından da mutlu değiliz. Ama İsrail de Türkiye’de neler olup bittiğini anlamalı. Dostlar hataları için özür diler. Olanlardan dolayı biz de üzgünüz. İsrail’le çok iyi olan ilişkileri koparmak niyetinde değildik” Habere göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Gazze’yi ziyaret etmeyi düşündüğünü de doğrulayan Kalın, bunun provokasyon amaçlı olduğu iddialarını reddetti. Akşam saatlerinde habere ilişkin Anadolu Ajansı’na açıklama yapan Kalın, haberde kendisine de atfen bir takım ifadelere yer verildiğini belirterek, “O alıntıların neredeyse tamamı gazetenin kendi yazdığı ve bana atfettiği ifadeler. Bizim söylediğimiz şu: Türkiye’nin bilinen talepleri karşılanmadığı sürece Türkiyeİsrail ilişkilerinde herhangi bir iyileşme gerçekleşmeyecek. İlişkilerde bir iyileşmenin olması, Türkiye’nin bu taleplerinin karşılanmasına bağlıdır” dedi. ABD’den kilise uyarısı dı. Komitenin kıdemli Demokrat üyesi Howard Berman WASHINGTON ABD tarafından sunulan önerideki Temsilciler Meclisi Dış İlişki bu bölümlerin Türkiye’nin Wasler Komitesi’nin görüştüğü hington Büyükelçiliği’nin yoDışişleri Bakanlığı Yetki Yağun çabaları ve yönetimin sası’nda içine eklenen ve devreye girmesiyle çıTürkiye’deki kiliselerin karıldığı öğrenildi. sahiplerine geri verilKabul edilen deongre mesini talep eden değiğişiklik önergesinde Hıristiyanların şiklik önergesi 1’e kar“ABD Dışişleri dini eğitim şı 43 oyla kabul edildi. Bakanı Hillary Daha önce Kongre’ye Clinton’dan, verme hakkının sunulan 306 sayılı tasaTürk teminat altına ne, dinihükümetirının tavsiye bölümü ayrımcılıalınmasını öneride olduğu gibi yer ğın tüm şekillerine alırken Ermeni lobisinin son vermesi, ibadet istedi. özellikle girmesi için uğözgürlüğünü ve Hıraştığı soykırım tezini desristiyan toplulukların ditekleyen “Osmanlı İmpara ni eğitim verme hakkını tetorluğu’nun Ermeni, Rum, minat altına alması, kiliselerAsuri, Pontus ve Süryani ol den el konulan tüm mal varmak üzere 2 milyondan fazla lıklarını iade etmesi, kiliseler Hıristiyan nüfusunu bilinçli ve kilise mallarının sahipleriyok ettiği” ifadeleri yer alma ne, bu mallarını muhafaza ELÇ N POYRAZLAR edebilmeleri ve onarmalarına imkân tanıması” gibi çağrılarda bulunması isteniyor. ürklere çifte standart’ Komite oturumunda Cumhuriyetçi üye Dana Rohrabacher ve Berman ile söz atışması yaşandı. Rohrabacher Müslüman dünyasında dini özgürlükler konusunda en ileride olmasına karşın Türkiye’yi hedef aldıklarını söyleyerek bunu çifte standart olarak gördüğünü aktardı. Yine de lehte oy kullanacağını söyleyen Cumhuriyetçi üye, “Yahudiler odama geliyor, ‘İsrail için ne yaptınız’ diyorlar, İrlandalılar, kendileri için ne yaptığımızı soruyor. Rumlar ve Ermeniler ise Türkleri acıtmak için ne yaptığımızı soruyor” dedi. ‘T K Mezarı sembol olunca yıkıldı Nazi savaş suçlusu Rudolf Hess’in mezarı yıkılırken, cesedinden kalanların yakıldığı bildirildi. Alman Sueddeutsche Zeitung gazetesinin haberine göre, Hess’in mezarı NeoNaziler için sembol ve gösteri yeri haline geldiği gerekçesiyle yıkıldı. Gazete, Hess’in cesedinin parçalarının önceki gün sabaha karşı yakıldıktan sonra küllerin denize atıldığını da yazdı. Hess, 1987’de 93 yaşındayken Berlin’deki Spandau Hapishanesi’nde intihar etmişti. Ya’alon: Özür dilemeyiz TEL AVİV (AA) İsrail Başbakan Yardımcısı ve Stratejik Sorunlar Bakanı Moşe Ya’alon, İsrail’in geçen yıl Mavi Marmara gemisinde ölenler için Türkiye’den özür dilenmesine karşı olduğunu yineledi. Ya’alon “Türkiye ile uzlaşmaya varmaya, kurbanlar için üzüntülerimizi ifade etmeye ve insani amaçlı kurulacak fona katılmaya hazır olduğumuzu söyledik ama özür dilenmesine değil. Türkiye’nin bu tavrıyla aramızdaki görüş farklılıklarının kapatılması imkânını görmüyorum” dedi. Nazi savaş suçlusu Hess. Hess’in mezar taşı söküldü. (AP / EPA) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle