23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Y Edirne B Kocaeli Y Çanakkale B İzmir PB Manisa B Denizli PB Zonguldak Y Sinop B Samsun B Trabzon B Giresun B Y Ankara 26 30 27 28 31 32 33 23 24 27 26 26 28 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y B B PB PB PB B B B B PB PB Y 26 29 26 29 32 31 37 37 33 34 30 27 25 HABERLERİN DEVAMI Oslo Y Helsinki PB Stockholm Y Londra Y AmsterdamPB Brüksel PB Paris PB Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte Y Madrid PB Viyana Y 17 24 23 22 18 21 22 21 16 18 21 33 19 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam PB PB Y A PB Y A A PB Y B A A 25 24 26 32 21 25 34 36 28 27 31 34 34 Ülkemizin kuzey kesimleri parçalı zamanla çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Batı Karadeniz, İç Anadolu’nun kuzeybatısı ile Rize, Artvin, Kars ve Ardahan çevreleri sağanak yağışlı diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışların Batı Karadeniz ile Artvin ve Ardahan çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Hava sıcaklığı kuzeybatı kesimlerde 1 ile 3 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. 2 TEMMUZ 2011 CUMARTES TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 2 Temmuz GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada özetlemek gerekirse; Başbakan, muhalefetin burnunu sürtmek istiyor da denilebilir. Öyle dokundurmalar yapıyor ki Başbakan; CHP önce ant içmeli, Meclis çalışmalarına katılmalı ve… Tutuklu milletvekilleri sorunu ancak o zaman ele alınabilir demek istiyor ve tabii hemen ekliyor: Ana muhalefetin soruna görüşülebilir öneri veya öneriler getirmesi koşuluyla! Ya AKP, ya hükümet? RTE’ye göre sorun CHP’nin sorunu. Öyleyse? Çözümü CHP bulmalı! CHP’den çeşitli çözüm önerileri duyuluyor. Sorun TCY’de değişiklik ile mi çözülmeli, yoksa Adalet Bakanlığı’nın veya Yargıtay Başsavcısı’nın girişimiyle mi? Ne çare; CHP’de söz sahibi olanların gazetelerdeki açıklamalarını yan yana getiren sade bir vatandaş, bu partide her kafadan ayrı ses çıkıyor diye bir izlenim edinebilir... Örneğin aynı konuda Süheyl Batum ile Gürsel Tekin’in söylemleri başka. Örneğin partiyi bağlamayan ama kamuoyunda olumsuz yorumlara neden olan İsa Gök’ün tutuklu milletvekillerinin sorununu AKP’nin burnunu sürterek çözeceğiz demesi gibi, kimi milletvekillerinin çelişki içeren açıklamaları… Örneğin bir yasa hazırlığından vazgeçildiğinin söylenmesi ve fakat bu açıklamalarla çelişen, Genel Başkanı’nın “arkadaşlarının yasa üzerinde çalışmaları sürdürdüklerini” ifade eden demeci... Örneğin başka çözüm önerileri öne süren Rıza Türmen. CHP’ye dolaylı dolaysız biçimde destek vermiş yazarlar bile CHP’deki bu dağınıklığı eleştirmeye, iktidarı çözüme zorlamak istiyorsa ant içerek Meclis’e katılmasını yazmaya, hatta böylesi olayları karşılayacak CHP’nin önceden hazırlığı, programı olup olmadığını sorgulamaya başladı. Genel Başkan teksesliliğin yerini alan çoksesliliği parti içi demokrasi gibi kamuoyunu tatmin etmeyecek bir gerekçeyle karşılamayı geride bırakmalı… Bir kez çevresini uyarmıştı, yine o uyarıyı yinelemeli. Çelişkili açıklamalar partiye zarar veriyor. Bu nedenle Kılıçdaroğlu, parti adına açıklamaları tek yetkili genel başkan olarak kendinin yapacağını kesin bir dille ikinci adamlara bildirmeli. Siyasetçiler arasında yaşanan süreç; inatlaşma süreci! Biri Meclis’e ister gel ister gelme derken öteki iktidar sorunu çözeceğini gösteren inandırıcı bir adım atmazsa, “gerekirse 4 yıl ant içmeyeceklerini” söylüyor. Biri gelseler de gelmeseler de Meclis komisyonları çalışır diyor; öteki CHP’nin katılmadığı komisyonların anayasaya aykırı olacağını öne sürüyor. Biri ant içmenin Meclis çalışmalarına katılmanın önkoşulu olduğunu duyumsatırken diğeri zaten sembolik anlamı olduğunu vurgulayarak ant içmenin zorunlu bir koşul olmadığından söz ediyor. Birbiri ile çelişen daha pek çok örnek söylem, açıklama gösterilebilir. Ama ortadaki gerçek; tutuklu milletvekilleri sorununun siyasetin gerektirdiği zeminden çıktığına, iki parti arasında inatlaşmaya dönüştüğüne işaret ediyor. Lakin ant içmeyen CHP’nin, komisyonlarda, genel kurulda oy hakkı olacak mı? Ya da söz alıp kürsüde konuşabilecek mi? Kimi açıklamalara göre Meclis’in toplanmasını sağlamak için AKP grubunun üçte iki çoğunluğu yeterli... AKP’nin yanı sıra ant içen MHP ile Meclis çalışmalarının normal düzeyde yürüyeceğinde tereddüt yok. Evet ama; Meclis’in ana muhalefetten yoksun biçimde çalışması, içtüzüğe, yasalara ne denli uygun olursa olsun, içeride dışarıda eleştiri konusu olacak ve Meclis, tek ayaklı bir ördeğe benzetilecek! Ne ülke, ne ileri demokrasi ama: Ulus adına karar veren yargı... Ulusun temsilcisi ve egemenliğin kayıtsız şartsız ulusta olduğunun simgesi olan yasamaya karşı… ...Egemenliğin kayıtsız şartsız ulusun olduğunu temsil eden Meclis; millet adına karar veren yargının kararlarına karşı önlem arıyor. Çankaya’daki AKP’li parti liderlerini bir araya getirerek uzlaşma olanaklarına kapıyı aralaması gerekirken; muhalefetin önerilerini öğrenerek iktidar partisine yardımcı olmayı yeğliyor. Uzlaşma kültürü zaten rafa kaldırıldı. Yaşadığımız, kısa sürmesini dilediğimiz süreç, bir kısırdöngü… Bir inatlaşma süreci… Hayırlara vesile olabilir mi? Aydınların ateşe verildiği dönemin valisi Ahmet Karabilgin, ‘Olayın dinsel bir başkaldırı olduğunun’ yok sayıldığını, arkasındaki siyasi gücü herkesin bildiğini söyledi ‘Amaç aklamak’ LHAN TAŞCI ANKARA Aydınların kırıma uğradığı dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin, “derin devlet işi” denilerek katliamın “aklanmaya” çalışıldığı uyarısında bulundu. “Olayın dinsel bir başkaldırı olduğunun” yok sayıldığını vurgulayan Karabilgin, maşaların cezalandırıldığını ancak aradan geçen yıllara rağmen “onları kullanan, gerek örgütsel, gerekse idelojik ve siyasal bağların aydınlatılmadığına” dikkat çekti. Karabilgin, katliamın arkasındaki siyasal gücü “Türkiye’de herkesin bildiğini” söyledi. Dönemin valisi Karabilgin, üzerinden 18 yıl geçen kıyım günü ve sonrasında yaşananları Cumhuriyet’e anlattı. Karabilgin, son dönemlerde katliamın gerçek amacının perdelenmeye çalışıldığına işaret ederken “Önce derin devletin marifeti şeklinde yansıtılmaya çalışıldı. Sonradan da PKK’nin de bu işe müdahil olduğu görüşü ortaya atıldı. Bunların o dönem için söylüyorum, en ufak ipucu yok. Olay, toplumsal bir tepki, tepkinin siyasal boyutu dinsel ve köktendinci, laik Cumhuriyet’e yönelik bir başkaldırıdır” değerlendirmesini yaptı. Karabilgin, bu tür yayın ve söylemlerin amacını “Ortada bu gerçekler varken, bu tür yönlendirmeler, çarpıtmalar o günkü başkaldırının toplumsal, siyasal amaçlarını gizlemek, gölgelemek” olarak yorumladı. 18 YILLIK NES N SIRRI Karabilgin, aradan geçen onca yıla rağmen unutamadığı ve halen hafızasında tazeliğini ve hüznünü koruyan o anı şöyle aktardı: “Olaylar sırasında beni en çok etkileyen, hastaneye yaralıları ziyarete gittik. Aziz Nesin’in oda arkadaşı Lütfi Kaleli doğruldu ve bana sarılmaya kalkıp ‘Biz senin için gelmiştik. Sana çok güvenmiştik’ dedi ve hüngür hüngür ağladı, o anı unutamadım.” Karabilgin, Nesin’in Sivas’ta gizlenmesi ve sonra Ankara’ya gizlice gönderilmesinin bugüne kadar bilinmeyen boyutunu ise şu sözlerle açıkladı: “Nesin hastanedeyken orada da güvenlik içinde olmayacağını düşündük. Ne yapacağımızı düşünürken jandarma komutanı Albay Oktay, ‘Efendim, havaalanında havabirliğimiz var, Hükümet konağına yeşil bayrak çekilmek istendiğini de anımsatan Karabilgin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hepsi ortada. Görüntüler var, sloganlar var. (Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılıcak sloganları atılmıştı.) Saldırılan hedefler var. Bütün bunlar ortadayken son yıllarda derin devletin marifeti demek son derece saptırmaya yönelik bir hareket olarak düşünüyorum. Dinsel bir başkaldırı olduğunu yok saydırıp yerine derin devlet deniyor. Yavaş yavaş artık aklanmaya çalışıyor, en azından kamuoyu nezdinde. Ergenekon’un, PKK’nin marifetiyse, ellerinde kanıtlar varsa, yetkili savcılar araştırmasını yapar, soruşturulur. Söylemekle, yazmakla bunun doğruluğu kanıtlanamaz, işin doğrusu bu diye.” Katliamın gerçek sorumlularının güvenliği sağlayan. Başlarında da demokrat bir albay var. Onunla konuşulabilir’ dedi. Konuşup, sana bir emanet göndereceğim ve sen onu koruyacaksın dedim. Aldığında da beni haberdar edeceksin dedim. Bunlardan tugay komutanının da haberi yok. Üsteğmen Kamil komutasında 78 eri görevlendirip, Nesin’i çevreyolundan havalanına gönderdik. Sağ salim ulaştırıldı, çok mutlu oldum. Bir süre sonra Nesin’in sağ kurtulduğunu öğrenen Genelkurmay Başkanı, tugay komutanına talimat veriyor ‘Nesin’i mutlaka koruma altına alın.’ Tabii Nesin’i öyle bir güvenlik altına aldıktan sonra o bilgiyi hiç kimseye vermedik. Bir süre sonra İçişleri Bakanı’nın geldiği uçakla Nesin’i Ankara’ya gönderdik.” yakalanmadığına dikkat çeken Karabilgin, “Orada maşa olarak kullanılan eğitimsiz bir grup yargılandı. Ama onları kullanan, gerek örgütsel gerekse idelojik ve siyasal bağlar aydınlatılmadı. Hâlâ da kapalı. Onlara destek veren siyasal güçler de belli. Daha somut bir şey söylemek istemiyorum. Bunları destekleyen siyasal gücün ne olduğunu herkes biliyor” dedi. ADANA Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSKAD) önünde toplanan Aleviler ve çeşitli demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri, katliamı protesto etti. Katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının bulunduğu ve üzerinde “Unutmadık, unutturmayacağız” yazılı pankartla Atatürk Caddesi üzerinden İnönü Parkı’na yürüyen gruba çevreden geçen yurttaşlar da alkışlarla destek verdi. SAMSUN: Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Samsun Şubesi tarafından düzenlenen yürüyüş İstiklal Caddesi’nde başlayıp Mecidiye Caddesi’nde sona erdi. ÖRGÜTLER YASAK D NLEMEYECEK ‘Babamın adını silin’ Madımak’ta ölen iki saldırganın adlarının anı bölümüne yazılmasına katliamda babalarını yitiren Aysan ve Altıok’un kızları tepki göstedi: Hızır Paşa’nın adının yazılması gibi SELDA GÜNEYSU TRT’YE SUÇ DUYURUSU ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özarslan, TRT’de 24 ve 28 Haziran tarihlerinde “TRTHaber” programı içerisinde “Faili Meçhul” adı ile yayımlanan Sivas olaylarını konu alan programın yayından kaldırılmasının ve sürdürülecekse kendilerinden de görüş alınması için TRT’ye dün başvurduklarını söyledi. Özarslan, RTÜK’e de başvurarak pazartesi günü suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti. ANKARA Bilim ve kültür merkezine dönüştürülen Madımak Oteli’nin girişindeki anı bölümünde 33 aydınla birlikte 2 saldırganın adlarının yazılmasına, olaylarda katledilen şairler Behçet Aysan ile Metin Altıok’un kızları Eren Aysan ve Zeynep Altıok, “Devlet babalarımızı yok sayıyor” diyerek tepki gösterdi. Aysan ve Altıok, babalarının isimlerinin kültür merkezinden kaldırılması için dava açmaya hazırlanıyor. Zeynep Altıok, kaleme aldığı “Sivas 93’ü anmaya itirazı olanlara” başlıklı yazıda şu ifadelere yer verdi: “Sivas’ta deprem ya da sel gibi bir doğal bir afet yaşanmadı. Orada gözü dönmüş bir kalabalık insanları öldürdü. ‘Olaya insan merkezli baktığımız için hiçbir ayrım yapılmadı’ diyemezsiniz. Orada insanlar tesadüfen ölmedi. Onları öldürmeye kalkanla öleni bir arada anamazsınız. Utanç müzesini kurmaktan özenle kaçınıp sözde ‘bilim ve kültür merkezi’ kurmanız kabul edilemezken orada hele bizlerin izni olmadan kayıplarımızın isimlerini kullanamazsınız. Saldırganla mağdurun adını birlikte yazmak şuursuzluk ya da aymazlık değildir. Bu bilinçli yapılmış bir tercihtir. Meydan okumadır, gözdağı vermektir, kudret gösterisidir, vicdansızlıktır, hakarettir, saygısızlıktır. Derhal ama derhal babamın adının oradan kaldırılmasını talep ediyorum. Gerekirse 18 yıldır gitmediğim oraya gider o plaketi sökerim. Beni buna mecbur etmeyin. Bir zahmet siz kaldırın. Hemen.” AKP bu yıl törenlerde yok ERDEM GÜL SİVAS/ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te 33 aydın ve 2 otel görevlisinin yakılarak katledilmesinin 18. yıldönümünde Sivas Valisi Ali Kolat’ın Kültür Merkezi’ne dönüştürülen Madımak Oteli önünde tören yapılmasına izin vermeyeceklerini açıklamasına karşın Alevi örgütleri bugün Madımak önünde toplanacaklarını belirtti. Sivas Demokrasi Platformu Sözcüsü Hidayet Yıldırım, Vali Kolat’ın “Hakkınızda tutanak tutarız, yasal işlem yaparız” diye kendilerini uyardığını belirtti. Yıldırım, anma etkinlik programında hiçbir değişikliğin olmadığını belirterek, “Biz o gün yürüyeceğiz. Ama Vali Kolat, ‘Biz sizi uyarırız. Siz uyarımıza rağmen yürürsünüz. Hakkınızda tutanak tutarız, yasal işlem yaparız’ dedi. Biz de her ne olursa olsun Madımak Oteli’nin önünde anmamızı yapacağımızı söyledik” dedi. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) da, valiliğin açıklamalarına karşın programda bir değişiklik olmadığını bildirdi. Açıklamada, Alevi kuruluşları ve Sivas Demokrasi Platformu başta olmak üzere diğer demokrasi güçleriyle birlikte daha önce planlandığı gibi bugün saat 10.30’da Ali Baba Cemevi önünde buluşulacağı ve buradan Madımak Oteli önüne yürüneceği belirtildi. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez ise “Valinin tutumu Madımak’ta neler yapılmak istendiğinin en önemli işaretidir. Biz, müze yapılmasını isterken, bugün o sokağa dahi girmemiz yasaklanmak isteniyor” dedi. CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, bugünkü törenlere katılacağını söyledi. Genç, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in yarın (bugün) Ankara’da büyük bir festival düzenleyeceğini anımsatarak “Başka bir gün bulamadı mı ki” diye sordu. Canlar için Sivas’a Vali ile Madımak trafiği ‘Hakkımızı arayacağız’ Eren Aysan da Sivas Valisi Ali Kolat’ın “Olaya insan merkezli baktığımız için hiçbir ayrım yapılmadı” açıklamalarına tepki göstererek “Devletin valisi, hangi ülkenin valisi acaba? Anayasanın değiştirilemez maddelerine karşı suç işleyen iki kişiyi korumak isteyerek ne yapmak amacında?” diye sordu. Aysan, “Babamın hakkını sonuna dek arayacağım. Adının bir an önce oradan kaldırılmasını istiyorum. Bu durum Pir Sultan Abdal’ı astıran Hızır Paşa’nın adının, Abdal’ın heykelinin yanına yazılması gibi bir şey” dedi. ANKARA AKP hükümeti, geçen yıl nın 17. yılında Alevi açılımı çerçeve Sivas katliamısinde ilk kez bakan düzeyinde katıldığı Sivas’taki törene bu kez katılmıyor. Geçen yıl Alevi açılımı ndan sorumlu Devlet Bakanı Faruk Çelik başkan lığındaki heyet, Sivas’a giderek Madımak Oteli’ne karanfil bırakmış ve “Gelecek yıl da gelme” söz ü vermişti. AKP, 2009’daki Kürt açılımının ard ından Alevi açılımı da başlatmış ve koordinatörlüğ e tirmişti. Çelik katliamın yaşandığı de Çelik’i geMadımak Oteli ile ilgili de bir çalışma yürütmüştü Edinilen bilgilere göre halen Alevi açıl . ımının sorumluluğunu sürdüren Çelik’in, bug ün Sivas’ta yapılacak anma için herhangi bir program Hükümet içinde Bakan Çelik dışında ı bulunmuyor. Siva nın gönderilmesi için herhangi bir orga s’a bir bakayapılmadı. Parti içinde de Sivas’a gidi nizasyon da lmesine yönelik bir görevlendirme bulunmuyor. Bu durumda resmi törenlere vali düzeyinde katılım olm ası öngörülüyor. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’la Devlet Bakanı Faruk Çelik, Vali Kolat’ı arayarak yasak kararına ilişkin bilgi aldı. Vali Kolat bakanlara, “Madımak Oteli önünde karanfil bırakılmasına yasak koymadığını” ancak valilik olarak Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası çerçevesinde bir alan belirlediklerini, Sivas’a gelip gösteri yapacaklara bu alanda izin vereceklerini bildirdi. ANMA PROGRAMI Sivas Demokrasi Platformu’nun açıklamasına göre bugün saat 10.00’da Ali Baba Mahallesi’ndeki Hacı Bektaş Veli Kültür Vakfı ve Afyon Sokak’tan KESK bileşenlerinin başlatacağı iki ayrı yürüyüş kolu Ethem Bey Parkı önünde buluşacak. Sonra Atatürk Anıtı’na çelenk konulacak. Madımak Oteli önüne gidilerek saygı duruşu yapılacak, karanfiller bırakılacak. Anma etkinliği Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Sivas Şubesi’nde devam edecek. Öte yandan Sivas İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, şehrin girişlerinde arama noktaları oluşturdu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle