18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 TEMMUZ 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA HABERLER CHP, yargıdaki farklı yetki düzenlemelerinin iptal edilmesi için yasa teklifi hazırladı 5 Doğu Timor’dan Karadağ’a; Kosova’dan Palau’ya değin pek çok yerde “ulus devlet bitti” denilirken Tibet, Batı Sahra, Kuzey Irak, Katalonya sıranın kendilerine gelmesini bekliyor. ‘Özel yetki kalksın’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması için yasa teklifi verdi. Teklif, “Aynı hukuk sisteminde farklı yetkilere sahip mahkemelerin yargı birliğini zedelediği” gerekçesine dayandırıldı. CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 11 CHP’li, özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin ve savcılıklarının görev ve yetkilerinin sona erdirilmesi için yasa teklifi verdi. Ceza Muhakemesi Yasası’nda değişiklik öngören teklif yasalaşırsa, ağır ceza Kapitalizmin Yıkımı... Çevre bilincinin gelişmediği toplumlarda kapitalizm egemenliğini kurar, yıllar önce Balkanlar’da yaşadığımız gibi biriki milyon nüfuslu ülkeler kurar... Yugoslavya ve öteki ülkeler nasıl yıkıldı, katliamlar neden yapıldı? O ölümler, acılar niçin yaşandı? Felaketin fotoğrafını büyüttüğünüz zaman karşınıza kapitalizmin yıkımı çıkar. Şöyle dünyaya bir bakın; tarım alanlarının, ormanların, dağların çokuluslu maden şirketlerine verildiğini, bir başka deyişle peşkeş çekildiğini görürsünüz. Benim ülkemde çevre bilinci gelişmediği için doğal kaynaklar HES’lerle yok ediliyor... Oysa bunların yerine güneş ve rüzgâr enerjisinden yararlanılamaz mı? Hopa’da çevreci gençlerin başına gelenleri kaç kez yazdım anımsamıyorum... Kaz Dağları’ndan Kaçkarlar’a; İzmir Efemçukuru’ndan Bergama’ya; Madra Dağları’ndan, Havran’dan Tunceli’ye, Köyceğiz’e değin kaç HES yapılıyor? Bugüne değin 30 binin üzerinde maden arama ruhsatı verildi... Çevreciler demokratik haklarını kullandı, Metin Lokumcu öldü, gençler tutuklandı, kimileri yıllar önce casusluk, ajan olmak suçuyla yargılanıp aklandı. Çevreciler seslerini duyuramıyor... Kapitalizmin güler yüzü “küreselleşme” Sudan’ın güneyinde boy gösteriyor ve “yeni ulus devlet” yaratıyor. Sudan’da bağımsızlık için yapılan halkoylaması öncesinde verimli tarım alanlarının yüzde 20’si çokuluslu şirketler tarafından satın alınıyor. Açlığın ve yoksulluğun boy verdiği Afrika’nın tam ortasında oluyor bunlar... 22 yıl süren bir içsavaşta 1.5 milyon kişi öldü... Aslında ulus devletler, ülkeler parçalanarak kuruluyor... Kimileri işgal ediliyor... Burnumuzun dibinde Kuzey Irak’ta kurulan devlet değil de nedir? CHP, özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin ve savcılıklarının görev ve yetkilerinin sona erdirilmesi için yasa teklifi verdi. Yasa teklifinde özel yetkili mahkeme ve savcıların Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin devamı olduğuna dikkat çekilerek, “Demokrasilerde mahkemelerin devleti korumak gibi bir görevleri yoktur. Mahkeme, adil yargılanma ilkesi çerçevesinde maddi gerçeği bulmak ve hukuki sorunu çözmekle yükümlüdür” denildi. mahkemesinin gördüğü bir dosya, dava süreci hangi aşamada olursa olsun, yeni bir karara gerek duyulmaksızın ilk derece ağır ceza mahkemelerinin statüsüne ve hükümlerine bağlı olarak incelenecek. Teklifin gerekçesinde “aynı hukuk sisteminde farklı yetkilere sahip mahkemelerin varlığının yargı birliğini daha fazla zedelememesi gerektiği için özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması gerektiği” belirtildi. Yine gerekçede özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu için kaldırılan Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin devamı olduğu belirtilerek “Devletin birey için var olduğu sistemlerde, yani demokrasilerde mahkemelerin devleti korumak gibi bir görevleri yoktur. Mahkeme, adil yargılanma ilkesi çerçevesinde maddi gerçeği bulmak ve hukuki sorunu çözmekle yükümlüdür” denildi. Teklife göre, Ceza Muhakemeleri Yasası’nın 250, 251 ve 252’nci maddeleri yürürlükten kaldırılacak ve 7 geçici madde eklenecek. Teklifin yasalaşması halinde, görevde bulunan özel yetkili ağır ceza mahkemesi başkanı, asıl ve yedek üyeleri ile özel yetkili ağır ceza mahkemeleri Cumhuriyet savcıları da adli yargı ilk derece ağır ceza mahkemeleri statüsünde görevlerini sürdürecek ve başka bir göreve atanmalarına Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca karar verilecek. Görülmekte olan dosyalar bulundukları yerlerdeki başsavcılıklara intikal ettirilecek. STK temsilcileri Füle’yi ifade özgürlüğü konusunda net tutum alamamakla eleştirdi ‘AB çifte standart uyguluyor‘ BAHADIR SEL M D LEK ANKARA AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stefan Füle, AB Bakanı Egemen Bağış ile görüşmeden sivil toplum örgütlerinin sert eleştirileri ile karşı karşıya kaldı. Füle, Bağış ile görüşmeden önceki gün STK temsilcileri ile bir araya geldi. ÇGD, TİHV, İHD, ÇHD, LGBTT genel başkanları ile Diyarbakır Barosu Başkanı ve kadın platformu başkanının katıldığı görüşmede AB Türkiye Delegasyonu Temsilcisi Büyükelçi Marc Pierini de bulundu. İlk sözü alan Füle şunları söyledi: “Bütün kuruluşların AB ile ilgisi olduğunu görüyorum. Sayın Bağış ile görüşmeden önce sizden bilgi almak istedim. Talepleriniz olursa onları da hükümete iletebilirim.” Füle’den sonra konuşanlar ise kendi gündemlerini şöyle ortaya koydular: Mehmet Emin Aktar (Diyarbakır Baro Başkanı): Silahlı PKK güçlerinin legalleşme olayı vardı. Hükümet bunu kullanamadı. Legal siyaset yapmak isteyenleri içeri almaya başladılar. Yüzde 10 barajının ne kadar antidemokratik olduğu da ortadadır. Selçuk Kozağaçlı (ÇHD): Hükümetin AB diye bir hedefi yok. Bunu bilesiniz. Öztürk Türkdoğan (İHD): Cezaevlerinde ağır hastalar, tedavi görmesi gereken tutuklular var. Hükümet bir konuda adım atmıyor. Ahmet Abakay (ÇGD): Türkiye’de basın, düşünce ve ifade özgürlüğü ikidarın ağır baskısı altındadır. Halen 70 gazeteci cezaevlerinde. Üç bin dolayında dava mahkemelerde devam ediyor. Cezaevlerindeki gazetecilerin büyük bölümü TMY nedeniyle yazdıkları yazılar suç sayılarak cezaevlerinde bulunuyor. Bu baskılar beraberinde ülkede ağır bir otosansür iklimi yaratmıştır. DGM’ler, “Özel yetkili ağır ceza mahkemeleri” olarak devam ediyor. Yargı, iktidarın denetimi altındadır. AB olarak sizler, düşünce, basın ve ifade özgürlüğünün bu zorlu, baskı altındaki durumu karşısında çifte standart, utangaç tutum içinde bulunuyorsunuz. İktidarın baskısı karşısında gazetecilerin durumuna da üzüntü duyduğunuzu ifade ediyorsunuz. Burada iki doğru olmaz. İlerleme raporlarında hem hükümetin iyi yolda olduğunu hem de ifade özgürlüğü alanındaki endişenizi söylüyorsunuz. Bu alanda tarafsız pozisyonda kalamazsınız. Füle, bu değerlendirmeyi yanıtlarken “Açık konuştuğunuz için teşekkür ediyorum. Bundan sonraki ilerleme raporlarında daha farklı ve daha net görüşler ve tavırlar olacağını bilmenizi isterim” dedi. Sömürgeci ruhu “ulus devlet bitti” dese de “parçala yönet yöntemi”yle yoksul ülkelerin ovalarını, dağlarını yağmalamak için her yolu deniyor... Üç tarafımız denizlerle çevrili, iklim koşulları elverişli olan Türkiye’de rüzgâr ve güneş enerjisi yerine nükleer santrallar kurulmak için anlaşmalar yapılıyor. Komşu Yunanistan’a bir bakın... Ekonomik krizden nasıl çıkarmış Yunanistan? Kemal Derviş’in Yunanistan’a verdiği “büyüme reçetesi” şöyle: “Deniz, güneş ve yüksek katma değer...” Derviş, İngiliz gazetesi Financial Times’a verdiği demeçte şöyle diyor: “Yunanistan turizme önem vermeli, gemicilikten elde edilen gelirleri arttırmalı, rüzgâr ve güneş enerjisinden yararlanarak yeşil teknolojiiye ağırlık vermelidir...” Türkiye’nin tarihi ve kültürel dokusu ortada ama Çin’den turist gelmiyor... Deniz, kum, eğlence... O kadar... Peki yeşil teknoloji, yani rüzgâr ve güneş enerjisi? Geçiniz... Çokuluslu “altın avcıları” Türkiye’deki taşeronlarıyla siyanürlü altın peşinde... Yağmalama tüm hızıyla sürüyor... Yargı kararları var bu işletmelerin kapatılması için, ama çiğneniyor. Doğayı yok etmek için her şey yapılıyor. Bu konuda tüm siyasi partiler vurdumduymazlık içinde... Almanya’nın Stuttgart kentinde aylardır, yıkım projesine karşı yapılan eylem var. “Stuttgart21” adı verilen eylem, tren garının yıkılıp yeraltına alınmasıyla ilgili. Neden mi? Kent insanının soluk alıp verdiği park ve ağaçlar yok olacak. Halkın mücadelesi sürüyor. Halk bu yıkımı durdurmak istiyor. Hasankeyf ve Allianoi binlerce yıllık tarihi ve kültürü bizlere yaşatırken Tahtalı ve Ilısu barajlarının sularına gömülmek isteniyor... Çevreciler de haykırıyor: “Sesimizi duyan yok mu?” AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Yetkilisi Stefan Füle, Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. CHP liderinin demokratikleşme konusunda yaşanan sıkıntıları aktarmasından sonra Füle’nin, “12 Ekim’de yayımlayacağımız ilerleme raporunda bu konulardaki endişelerimiz yer alabilir” karşılığını verdiği belirtildi. (AA) Füle, AKP hükümetine ‘katılımcı demokrasi’ uyarısı yaptı ‘Üyelik süreci geriliyor’ UTKU ÇAKIRÖZER CHP’L AYGÜN, ADALET BAKANLIĞI’NI GÖREVE ÇAĞIRDI ANKARA AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Yetkilisi Stefan Füle, Ankara’da yaptığı temaslarda AKP hükümetine “Demokrasinin gücü sadece iktidar partisinin gücüyle ölçülmez” mesajı verdi. Ankara’da iktidar ve muhalefet temsilcileriyle görüşen Füle, “Türkiye’nin AB tam üyelik süreci ileriye değil geriye gidiyor” uyarısında da bulundu. İki günlük Türkiye ziyaretinin Ankara ayağında Füle, AB Bakanı Egemen Bağış, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, BDP yetkilileri ve STK temsilci leriyle bir araya geldi. Füle, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmede daha önce hükümetin bakanları ile temaslarında verdiği mesajı aktararak, “Hükümet yetkililerine, Avrupa standartlarına göre, demokrasinin gücünün tek başına iktidarın gücüyle ölçülemeyeceği mesajını ilettim. Katılımcı demokrasi yönünde çaba göstermeleri için eşlik ettim” dediği öğrenildi. Füle’nin CHP heyetiyle görüşmesinde verdiği ikinci önemli mesaj ise “Türkiye’nin AB üyelik sürecinin son dönemde ileri değil geriye gittiği” uyarısı oldu. Görüşmede CHP lideri, TBMM’de üç partiden toplam 8 milletvekilinin tutuklulukları nedeniyle yasama faaliyetlerine katılamadığını aktardı. AKP ile CHP arasında imzalanan belgeyi anlatan Kılıçdaroğlu, “O belgede verilen sözlerin hayata geçirilmesinin biz CHP olarak takipçisi olacağız, ama bunun için siz dahil herkesin takipçi olması gerekir” dedi. Kılıçdaroğlu, Füle’ye Türkiye’de basın özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı konusunda yaşanan sıkıntıları da aktardı. HSYK’nin yapısında gerçekleşen değişikliğe dikkat çeken CHP lideri, “HSYK tarafından Yargıtay’a gönderilen 160 üye tek bir fire bile vermeden birlikte hareket ediyor, oy kullanıyor. Böyle bağımsız yargı olmaz” dedi. ‘1500 kişi toplu mezarlarda yatıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, “114 toplu mezarda bin 549 kişinin yattığını” vurgularken toplu mezarların bir an önce açılması için Adalet Bakanlığı’nı göreve çağırdı. 1997 yılında Çemişgezek’te öldürülen ve 19 kişilik toplu mezara gömülen Ali Yıldız’ın ailesi oğullarının mezarının açılmasını istemişti. Kardeşinden 14 yıldır haber alamayan Hüsnü Yıldız da, cenazesinin teslim edilmesi için açlık grevine başlamıştı. Aygün, dün düzenlediği basın toplantısında Hüsnü Yıldız’ın 34 gündür açlık grevi yaptığına dikkat çekti. Basın toplantısına ailenin avukatı Özgür Yılmaz da katıldı. Aygün, “Hüsnü Yıldız kardeşinin cesedine ulaşmak istiyor. Cenazenin verilmemesi için hiçbir hukuki engel yok. Toplu mezarlar utanç vesilesidir. Devlet ve hükümet herhangi bir küçük ihbarla, yeraltındaki üç beş bombayı büyük reklamlarla açıklıyor, basına servis yapıyor. Ergenekon kazılarını önemsiyorum ve yararlı buluyorum, ama yeraltında binlerce mezarsız, kimliksiz ölü için bir şey yapmıyorlar” dedi. Ali Yıldız’ın da bulunduğu toplu mezarın bir an önce açılmasını isteyen Aygün, “Yeraltındaki bombalardan, kurşunlardan daha değerledir insanlar” diyerek Adalet Bakanlığı’nı göreve çağırdı. Aygün, CHP’nin Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulması önerisinin öneminin altını çizdi. Aygün, “Hüsnü Yıldız’ın sağlığının daha fazla bozulmaması, yeni Hüsnü Yıldızların açlık grevine başlamaması için Türkiye’nin utanç alanlarından biri olan toplu mezarlardan kurtulması lazım. Adalet Bakanı’ndan randevu istedik, görüşeceğiz” dedi. Aygün, Sivas katliamının bir numaralı sanığı Cafer Erçakmak’ın polis karakoluna 400 metre mesafede bulunan oğlunun evinde ölü bulunduğunu anımsatırken de, “Bir yanda binlerce toplu mezar hakkında kılını kıpırdatmayan bir yargı, bir yanda belediye başkanlarını tutuklayan bir yargı, öte yanda Sivas katliamının sanığını 400 metre mesafede bulamayan bir yargı. Sivas’ta anma toplantısında çocuklara gaz tutan bir polis devleti var. Bütün toplu mezarlardaki mazlumlar meselesinin çözülmesi için Adalet Bakanı’nı göreve çağırıyorum” açıklamasını yaptı. Avukat Özgür Yılmaz da, AİHM’ye başvurduklarını belirtti. Erdoğan ve Koşaner KÖŞK’e çıkıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bugün saat 13.30’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’i birlikte kabul edecek. Cumhurbaşkanı Gül, perşembe günleri haftalık olağan görüşmeler çerçevesinde Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Koşaner ile ayrı ayrı görüşüyordu. Zirvenin gündeminde 1 Ağustos’aki YAŞ toplantısı ve son terör olaylarının olduğu öğrenildi. ‘Rumlar dönem başkanı olursa, birlik ile ilişkilerimiz donma noktasına gelir’ dedi Davutoğlu’ndan AB’ye rest ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB’nin Genişlemeden Sorumlu üyesi Stefan Füle’ye, Kıbrıs Rum Kesimi’nin Kıbrıs’taki müzakereleri geciktirerek tek taraflı olarak AB dönem başkanlığını alması durumunda TürkiyeAB ilişkilerinin donma noktasına geleceğini restini çekti. Davutoğlu bu durumda, Türkiye’nin Rum yönetiminin dönem başkanlığını muhatap almasının söz konusu olmayacağını bildirdi. Davutoğlu, Ukrayna Dışişleri Bakanı Konstantin Grişçenko ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Kıbrıs’taki müzakere süreci ve AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stephen Füle ile sabahki çalışma kahvaltısında bu konunun gündeme gelip gelmediği soruldu. Davutoğlu, Kıbrıs’taki amaçlarının bir an önce çözüme ulaşılması ve Temmuz 2012’deki Rum tarafının AB dönem başkanlığının ortaklaşa üstlenilmesi olduğu söyledi. Davutoğlu, Türkiye’nin Güney Kıbrıs Rum yönetiminin tek taraflı üstlendiği bir AB dönem başkanlığını muhatap almasının söz konusu olmadığını söyleyerek, bu tıkanıklığın aşılmasının tedbirlerinin şimdiden alınması gerektiğini, AB ve Rum yönetiminin bir tercihle karşı karşıya bulunduğunu kaydetti. ve görüşmelerin sonuçlandırılmasına ilişkin iradeye BM’nin sahip olduğuna dikkati çekerek “Bu iş çözülsün ve dönem başkanlığını birlikte yapsınlar” görüşünü iletti. Füle’den yanıt Stefan Füle ise Davutoğlu’nun “TürkiyeAB ilişkilerinin donma noktasına geleceği” çıkışına “Bu tip yorumlar için doğru bir zaman olmadığını düşünüyorum. Çünkü içinde bulunduğumuz bu dönem, esasında TürkiyeAB ilişkilerine, reform sürecine, katılım müzakereleri sürecine yeni bir ivme kazandırmak için doğru bir zaman. Bu hem benim görüşüm hem de yaptığım görüşmelerde sayın Bakan Egemen Bağış da benzer bir pozisyon sergiledi. Her ikimiz de bu yönde gayretlerimize, çalışmalarımıza devam edeceğiz” yanıtını verdi. ‘Stratejik kararlar vakti’ Bu konunun TürkiyeAB ilişkilerinde genelde gündeme geldiğini hatırlatan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Füle ile TürkiyeAB ilişkilerinin geleceğini kapsamlı şekilde görüştüklerini ve bu konuyu da ele aldıklarını kaydetti. Davutoğlu, “Çünkü gerçekten TürkiyeAB ilişkilerinde stratejik kararlar alma vakti gelmiştir” dedi. Davutoğlu, sorunun çözülmesi RTÜK üyelikleri için seçim yapıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda dün yapılan seçimler sonunda Taha Yücel, Süleyman Demirkan ve Abdülvahap Darendeli RTÜK üyesi oldu. TBMM Genel Kurulu’nda dün hükümetin güvenoylamasından sonra RTÜK’te AKP kontenjanından 2, CHP’ye düşen 1 üyelik için seçim yapıldı. AKP’nin adayı Yücel 460 oyla seçilirken, CHP’nin aday gösterdiği gazeteci Demirkan 452 oy aldı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle