17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 3 HAZ RAN 2011 CUMA 4 HABERLER CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın yayınlanmamış ses kasetleri hakkında bilgi sahibi olmasını anlamlı buldu Kimliği Meçhul Ve Önemsiz Kişi Başbakan önceki gün İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde “Türkiye Hazır Hedef 2023” toplantısında konuşurken, Hopa’da salı günü yapılan gösterilere değiniyor ve şunları söylüyor: Bu arada bir tanesi, şu anda kimliğini bilmiyorum, üzerinde de fazla durmak istemiyorum.. kalp krizi sonucu öldüğü söyleniyor. Sözü edilen gösteriler sırasında ölen 54 yaşındaki emekli öğretmen Metin Lokumcu. Kalp hastası olan Metin Lokumcu’nun, polisin sıktığı biber gazının tetiklemesi sonucunda astımdan öldüğü söyleniyor; kesin sonuç otopsiyle belli olacak. Gösterilerin nedeni, yerel halkın suyuna el koyan hidroelektrik santralları... Gösterinin anafikri “Su haktır parayla satılamaz”. Gösteri önce HES’lere karşı pankartlarla başlıyor ve polisin tazyikli su ile biber gazı sıkması üzerine taşlı sopalı hale dönüşüyor. Hiç kuşkusuz, gerekçesi ne olursa olsun, seçim mitinglerinde taşlı sopalı gösteri kimden, hangi gerekçeyle, kime karşı gelirse gelsin, onaylanacak bir şey değildir. Nitekim Hopa’da AKP mitingi sırasındaki taşlı olayı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da kınamıştır. Aynı şekilde Tayyip Erdoğan’ın konvoyundaki bir polisin atılan bir taşın isabetiyle otobüsten düşüp yaralanması da kınanacak üzücü bir olaydır. Ne var ki benzeri olaylar dünyanın dört yanında oluyor. Her şeyden önce polisler, slogan ve pankart düzeyinde kalan gösterileri orantısız şiddet kullanarak karşı şiddete dönüştürmüyor. Kaldı ki, göstericilerin saldırıları karşısında bile yeterince donanımlı olan polislerin, şiddetin dozunu arttırmadan müdahale imkânı vardır. Polise alınan bunca teçhizat ve aracın gerekçesi de budur, daha doğrusu bu olmalıydı. Ama Türkiye’de, Başbakan’ın görüş ve eylemlerini eleştirmek, buna karşı gösteri yapmak büyük bir suç olarak kabul edilmektedir. Baksanıza Abdi İpekçi Spor Salonu’ndaki “Roman Açılımı” sırasında, “bedava eğitim için” pankart açarak gösteri yapan gençler hakkında 15 yıl hapis istenmekte, savcı beraat talep ettiği halde 14 aydır tutuklu bulunan bu gençlerin tahliyesine bile karar verilememektedir. Türkiye, Tayyip Erdoğan’ın hoşuna gitmeyen, işine gelmeyen her şeyin sindirildiği bir devlet terörü ülkesi haline sokulmuştur. Bir demokraside insanların gösteri ve protesto haklarına saygı gösterilmesini sağlamak, iktidarın görevidir. Ve geçen gün Hopa’da bir yurttaş, bu hakkını kullanır, suyunun elinden alınmasını protesto ederken polisin sıktığı biber gazı yüzünden ölmüştür. Çağdaş demokrasilerde böyle bir olay oldu mu, başbakanlar güvenlik güçlerinin sorumluluğunun araştırılması için harekete geçer. Çünkü çağdaş demokrasilerde vatandaşın özgürlüklerinin teminatıdır başbakanlar. Çünkü çağdaş demokrasilerde vatandaşın can güvenliğinden başbakanlar sorumludur. Bu sorumluluk hem diğer vatandaşlardan, hem de devletten, güvenlik güçlerinden gelen saldırıları kapsar. Oysa Başbakan, Metin Lokumcu ve diğer göstericileri daha kafadan eşkıya ilan etmiştir. Parasız eğitim isteyen terörist... “Su haktır parayla satılmaz” diyen eşkıya... Bu rejimin adı da ileri demokrasi... Yok ya!.. Başbakan’ın, ölümünden devletin güvenlik güçlerinin sorumlu olduğu Metin Lokumcu’dan söz ederken kullandığı saygısız üslup, utanç vericidir. Ben bu ülkenin bir yurttaşı olarak bundan utanıyorum. Başbakan, Metin Lokumcu’nun kimliğini bilmediğini ve öğrenmek de istemediği söylüyor. Ona en güzel cevabı ise dünkü köşesinde, şair yazar bilim adamı genç dostum Özgür Mumcu şu sözlerle veriyordu: “Öğrenirsiniz Başbakan kimliğini. Bir gün gelir öğrenirsiniz.” ‘Önce Erdoğan dinliyor’ ÖMER AK BARTIN CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün seçim çalışmaları kapsamında önce Bartın’da ardından da Karabük’te yurttaşlara seslendi. Bartın’da Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingde konuşan Kılıçdaroğlu, siyasetin dövüş, millete hakaret etme, ülkeyi bölme, cebini doldurup halkı unutma sanatı olmadığının altını çizerek “AKP’yi de Recep Tayyip Erdoğan’ı da göndereceğiz” dedi. Siyasette partilerin milletin önüne çıkarak birbirlerini eleştirebileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Siyasette düşmanlık, hakaret var mıdır? Hakaretin, düşmanlığın, bölücülüğün ustası. Adı Recep Tayyip Erdoğan. Böyle bir anlayış var mı? İnsanlar açlıktan ölecek, yoksulluktan intihar edecek, beyefendinin derdi değil” diye konuştu. İktidarın 9 yıldır ülkeyi yönettiğini ancak yok Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın 9 yıldır ülkeyi yönettiğini ancak yoksulluğun, yolsuzluğun çözülemediğini, yasakların ortadan kaldırılamadığını söyleyerek “Bu hükümet cebini düşünen telekulak hükümeti” dedi. CHP lideri, Başbakan’ın konuşmasında bazı ses kayıtlarının yayınlanabileceğini söylediğinin anımsatılması üzerine Başbakan’ın bütün kasetleri yayınlanmadan dinlediğini söyledi. sulluğun, yolsuzluğun çözülemediğini, yasakların ortadan kaldırılamadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Bu hükümet cebini düşünen telekulak hükümeti” dedi. Türkiye’de olağanüstü halin olduğunu ve bir korku toplumu yaratıldığını belirten Kılıçdaroğlu, “korku toplumunun 21. yüzyılın Türkiyesi’nde bir ayıp olduğunu, insanların telefonda konuşmaktan korkması gibi bir ayıbın Ankara’da yan gelip yatan ve cebini dolduran siyasetçilere ait” olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, partisinin Bartın mitinginin ardından Karabük’e hareketinden önce parti otobüsünde gazetecilerle de sohbet etti. Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin Başbakan’ın önceki gün sarf ettiği sert eleştirileri sorması üzerine de Başbakan Erdoğan’a tazminat davası açacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Bu kadar ahlaksızlık olmaz. Bırakın siyasetçi olmayı, sağlıklı, düzgün bir terbiye alan insan bu kadar ağır sözlerle bir başka kişiye saldıramaz. Sağlık sorunları var. Kesinlikle gidip tedavi olması lazım. Bunu samimi olarak söylüyorum” dedi. Başbakan Erdoğan’ın, İnan Kıraç’a yönelik sözlerinin anımsatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, “Şantaj ve tehdit. AKP zaten önümüzdeki seçimde ikti dar olursa işadamlarının hepsine söylüyorum, mal varlıklarını başka yerlere kaydıracaklardır. AKP bunu yapacaktır. Gazetecilere böyle yaptı, işadamlarına böyle yapıyor, sıradan yurttaşa böyle yapıyor. 1314 yaşındaki çocuğun boğazını sıkıyor, iş aramaya gelen genci dövüyorlar ve bunun adı demokrasi oluyor. Olmaz böyle şey” diye konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın önceki gün yaptığı konuşmada, bazı ses kayıtlarının yayınlanabileceğini söylediğinin hatırlatılmasıyla da Başbakan’ın bütün kasetleri yayınlanmadan dinlediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Bütün kasetleri önce dinliyor, önce seyrediyor sonra çıkıp kamuoyuna bir kısmını açıklıyor, bir kısmını açıklamıyor. Artık bu hükümet, Sayın Erdoğan, yasadışı işlerden, yasadışı olgulardan beslenen ve ayakta kalmaya çalışan bir iktidardır. İnsan utanır” dedi. CHP ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART DEVLET BAHÇEL : stanbul’da büyük mitinge hazırlık İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul İl Başkanı Doç. Dr. Bahri Şahin, 4 Haziran Cumartesi günü Zeytinburnu Kazlıçeşme Meydanı’nda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılacağı mitingin İstanbul ve Türkiye’de yapılan en büyük miting olacağını söyledi. Doç. Dr. Bahri Şahin, Beşiktaş İl Seçim Koordinasyon Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Kazlıçeşme Meydanı’nda cumartesi günü saat 15.00’te düzenlenecek mitingle ilgili bilgi verdi. 85 İstanbul milletvekili adayının katıldığı toplantıda konuşan Doç. Şahin, 4 Haziran Cumartesi günü Zeytinburnu Kazlıçeşme’de düzenlenecek mitingin “Her yerde CHP” sloganı ile gerçekleştirileceğini belirterek “Avukatlar cüppeleri, doktorlar önlükleri, işçiler ise kaskları ile alanda olacak. Denizden, karadan yurttaşlar mitinge akın edecek. Havada CHP mitingine ilişkin çeşitli görseller yer alacak” dedi. Türkiye ve İstanbul’un en büyük mitingini yapmak için milletvekili adayları ve gençlik kollarının gece gündüz demeden çalıştığını belirten Şahin, “Herkes için CHP sloganından yola çıkarak ‘Her yerde CHP’ fikri ile miting yapacağız” dedi. Öte yandan, Demokrat Parti (DP) ve Demokratik Sol Parti’den (DSP) istifa eden çok sayıda yönetici de toplantının ardından CHP’ye katıldı. Eski DP Kadıköy İlçe Başkanı Durmuş Çelen, Sancaktepe İlçe Başkanı Mehmet Danış, Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi Vedat Şenol, Sultanbeyli İlçe Başkanı Orhan Aktaş ve DSP Parti Meclisi Üyesi Ayşe Gürocak’ın da aralarında olduğu çok sayıda kişiye CHP rozeti takıldı. Bölücülük ayrımcılık kışkırtılıyor Ülkenin iyiye gitmediğini ve inanç temelli ayrımcılık yapıldığını belirten Bahçeli, Erdoğan’ın Alevi kökenli Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olmasından rahatsızlık duyduğunu söyledi. ERZİNCAN (Cumhuriyet) Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi olmasını her fırsattı vurgulayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sert çıktı. Bahçeli, “Alevi kardeşlerimizden birisi bir partinin genel başkanı olmuş. Nasıl olur diye Recep Tayyip Erdoğan rahatsızlık duyuyor” dedi. Bahçeli partisinin düzenlediği Erzincan mitinginde halka hitap etti. İşsizliğin büyük bir sorun olduğunu vurgulayan Bahçeli, “İşsizlik ekonomik sorundur, doğrudur ama Devlet toplumsal bir yaradır ve sosyal patlamanın da fitilidir. Allah muhafaza bunlar istismar edilmiş olsa Türkiye’de yeni bir kardeş kavgasının sebebi olabilir diye konuştu. Türkiye’de etnik ve inanç ayrımcılığının arttığını ifade eden Bahçeli, “Ülke iyi gitmiyor. Ülke çok nazik, ülke bir yol ayrımında. Ülkede bir kardeş kavgasının işaretleri görülüyor. Etnik temelde bölücülük kışkırtılıyor. İnanç temelinde ayrımcılık yapılıyor. İşte görüyorsunuz. Alevi kardeşlerimizden birisi bir partinin genel başkanı olmuş. Nasıl olur diye Recep Tayyip Erdoğan rahatsızlık duyuyor” dedi. musakart yahoo.com Erdoğan’ın kimyası bozuk AKP’nin iktidar yorgunu olduğuna dikkat çeken Bahçeli, “Bu iktidar yorulmuştur. Tekrar iktidar olmasının bir tek sebebi var; çünkü Erdoğan’ın kimyası bozulmuş. İktidar olmazsam beni MHP’liler YüBahçeli ce Divan’a gönderir diye eli ayağı titrer haline gelmiştir. Yolsuzluğun ise bir kuruşunun dahi hesabını sorup yetimin, öksüzün, kimsesizin haksız kazançla geleceğini gasp eden bu ahlaksızlardan mutlaka, Yüce Divan’da hesap sormak lazım. Büyük tahribatı önleyecek bir onarım hükümetinin kurulmasına ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz” diye konuştu. ‘Bitlis’te gerilim yaşanmadı’ ‘Vali ve Emniyet Müdürü AKP’ye oy istedi’ haberlerinin gerçeği yansıtmadığını belirten Emniyet Müdürü Doğan, olay yerine güvenlik tedbirlerini kontrol için gittiğini söyledi Yurt Haberler Servisi Bitlis Emniyet Müdürü Halil İbrahim Doğan, 27 Mayıs 2011 tarihinde gazetemizde “Bitlis valisi halkı kızdırdı” başlıklı haberimiz üzerine yaptığı açıklamada haberde yer alan unsurların gerçeği yansıtmadığını bildirdi. İl Emniyet Müdürü Doğan, Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz’ın esnaf ziyareti sırasında yaşanan gerginlik üzerine, güvenlik önlemi almak ve gelişmeleri takip etmek için olay yerine gittiğini belirtti. Doğan’ın açıklaması şöyle: “25 Mayıs 2011 günü saat 10.30 sıralarında çarşı merkezinde bulunan sayın valimize sözlü sataşma olduğu şeklindeki bilginin tarafıma intikali üzerine, seçim öncesinde bölgemizin hassas konumunu da dikkate alarak gerekli güvenlik tedbirlerini aldırmak ve takip etmek amacıyla olay yerine intikal ettim. Bu sırada, bir grup insanın cadde üzerinde toplanmış olduğunu fakat herhangi bir taşkınlığın olmadığını gördüm. Ancak provokatif bir eylemin olabileceğini düşünerek gerekli güvenlik tedbirlerini aldırdım ve gelişmeleri takip ettim. Bahse konu olay sırasında herhangi bir güvenlik zafiyeti yaşanmamış, bilakis sağduyulu bir davranış sergilenmiştir.” CHP Bitlis milletvekili adayları Hasan Dalkıran ve Erol Çiriş ise yerel bir gazeteye verdikleri ortak ilanda, Vali Yılmaz’ın ziyareti sırasında yaşanan gerginlik üzerine Emniyet Müdürü Yılmaz’ın olay yerine gitmesinin bir siyasi partiye destek vermek anlamına gelmediğini, daha önce yaptıkları basın açıklamasında da Emniyet Müdürü Yılmaz’ın ismini anmadıklarını ifade etti. Gazetemize haber üzerine daha önce açıklama gönderen Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz da esnaf ziyareti sırasında “AKP’ye oy isteme” iddialarının gerçekdışı olduğunu bildirmişti. Yılmaz dün de makamında gazetecilere yaptığı açıklamada, “AKP’ye oy istediği” iddiasını haberleştiren gazetemizle, miting meydanlarında yaptığı konuşmalardan dolayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı. Kurul, yandaş kanalları seçim döneminde ‘unuttu’, üyeler isyan etti ’RTÜK eşit davranmadı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Seçim döneminde televizyon kanallarının yayınlarını Yüksek Seçim Kurulu (YSK) adına izleyen RTÜK’ün hazırladığı raporlarda AKP yanlısı yayın yapan kanalları görmezden gelerek sürekli muhalif kanallar hakkında rapor tutması üst kurulu karıştırdı. 9 üyeli RTÜK’ün 3 üyesi, RTÜK’ün televizyon kanallarını eşit bir şekilde izlememesi nedeniyle YSK’nin sağlıklı değerlendirme yapamadığını bildirdi. RTÜK üyeleri Hülya Alp, Prof. Dr. Korkmaz Alemdar ve Esat Çıplak seçime yönelik yayınlarda eşit davranılmadığı, YSK’ye açıklayıcı raporların gönderilmediğini belirterek durumdan duydukları rahatsızlığı dile getirdi. Üst kurulun CHP kontenjanından seçilen üyeleri Alp ve Alemdar tarafından yapılan açıklamada, RTÜK tarafından hazırlanan raporlarda bugüne kadar ülke çapında yayın yapan 43 televizyon kanalından 32’si ve TRT’nin hiçbir kanalı ile ilgili bir değerlendirme ya da bilgi notunun yer almadığı belirtildi. Buna karşılık yaklaşık 10 yayın hakkında üst kurula defalarca rapor sunulduğu ifade edilen açıklamada, “Sınırlı raporlar üzerinden yapılan değerlendirmelerle “Seçim Dönemi” yayınlarının bütününe ilişkin fikir sahibi olunamaz. Bu nedenle YSK’nin seçim dönemi yayınlarında ihlal olup olmadığını izleme olanağını bulamadığı kanaatindeyiz” denildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle