25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 29 HAZ RAN 2011 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku milletvekilleri her hafta Diyarbakır’da toplanma kararı aldı BDP: Boykota devam MAHMUT ORAL DİYARBAKIR BDP’nin desteklediği Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku milletvekilleri, TBMM’yi boykot kararını sürdürmeye ve her hafta Diyarbakır’da toplanmaya karar verdi. Diyarbakır Kent Konseyi, milletvekillerine çağrı yaparak kent meclisine katılıp burada siyaset yapmalarını önerdi. BDP’nin desteklediği Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku milletvekilleri, YSK tarafından milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle ile KCK tutuklusu 5 milletvekilinin tahliye edilmemeleri üzerine aldıkları boykot kararını gözden geçirmek üzere dün Diyarbakır’da toplandı. Basına kapalı gerçekleşen toplantıya milletvekilleri Nursel Aydoğan, Hasip Kaplan, Sebahat Tuncel, Leyla Zana, Emine Ayna, Erol Dora, Ertuğrul Kürkçü, Aysel Tuğluk, Adil Kurt, Altan Tan, İdris Baluken, Ayla Akat Ata, Gül ‘ADAM MI YOKTU DA S RT’TEN GELD N?’ Haber Merkezi BDP’nin desteklediği stanbul Bağımsız Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Altan Tan, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın milletvekilliği düşen Hatip Dicle ile ilgili “Hiç mi adam yoktu. Başka aday bulamadınız mı?” sözlerine sert tepki gösterdi. Habertürk TV’de canlı yayına katı lan Önder, “Biz Sayın Başbakan’a Cemil Çiçek’i niye aday gösterdin diyor muyuz?” diye çıkıştı. T24’e konuşan Tan ise “Adam mı bulamadılar gibi aşağılayıcı bir üslup kullanıyorsa Türkiye’de, adam mı yoktu; kimse bulunamamış mı? ‘Onu Siirt’ten getirip Başbakan yaptılar’ yanıtı alır. şte ne güzel Abdullah Gül’le gidiyordu denir” dedi. tan Kışanak, Esat Canan, Murat Bozlak ve Halil Aksoy ile birlikte toplam 16 vekil katıldı. Blok milletvekilleri adına açıklama yapan Siirt Milletvekili Gültan Kışanak, sorunlar çözülünceye dek boykota devam edeceklerini belirtti. Görev ve sorumluluklarının farkında olduklarını belirten Kışanak, AKP’yi somut bir adım atmadığı için eleştirdi. Hatip Dicle’nin vekilliğinin düşürülmesi ve KCK davası tutuklu vekillerinin serbest bırakılmamasının çözüm olanaklarına vurulan siyasal bir darbe olduğunu vurgulayan Kışanak, sorunlara çözüm bulununcaya kadar aktif bir şekilde mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi. Çözüm ortaya çıkıncaya kadar Meclis’e gitmeyeceklerini ifade eden Kışanak, blokun grup toplantılarının da her hafta düzenli olarak Diyarbakır’da olacağını kaydetti. Tutumlarının doğru anlaşılması gerektiğini vurgulayan Kışanak, demokratik çözüm ve demokratik anayasa sürecinin önünün açılmasını istediklerini anlattı. Çözüm adresinin parlamento olduğunu belirten Kışanak, “Çözümün muhatapları siyasal aktörlerdir. Bu sorundan kaçma hakları yoktur. Sorunu çözmede birinci dereceden Başbakan ve AKP sorumludur. Halkın iradesi üzerinden hiçbir güç olmamalıdır” dedi. Açıklamanın ardından milletvekilleri İzmir’de yaşamını yitiren eski Muş milletvekili Nuri Yaman’ın cenaze törenine katılmak üzere Muş’a gitti. Diyarbakır Kent Konseyi, TBMM’yi boykot etme kararı alan milletvekillerinin kararına ilişkin BDP Diyarbakır il binasında basın açıklaması yaptı. Kent Konseyi Sözcüsü Zübeyde Zümrüt, milletvekillerine kent meclisine katılmaları çağrısında bulundu. Zümrüt, “AKP geri adım atmadığı müddetçe de bu kararın destekleyicisi olacağız. Milletvekillerimiz halkımızın oylarıyla seçildiler. Bu vekiller halkın vekili ve iradeleridirler. Ankara yolu kapalıysa, milletvekillerimize gelin halkın meclisinde, kent konseyinde yemininizi edin, çalışmalarınızı yürütün diyoruz” dedi. Gazetecilerin “Yeni bir yemin metni mi hazırlayacaksınız? Yemin metni Kürtçe mi, Türkçe mi olacak” sorusunu yanıtlayan Zümrüt, “Olağanüstü toplanacağız. Metnin şeklini orada kararlaştıracağız. Yemin Kürtçe ve Türkçe birlikte olabilir. Daha sonra bir merkez belirleyip bütün vekillerimize yaptığımız bu çağrıyı pratiğe dökeceğiz” diye konuştu. Yaptıkları Yapacaklarının... Artık bellidir. Hiç kimse kendini kandırmak için empati, sempati havalarına girmesin. Yüzde 50 oyla Meclis’te bir önceki dönemden daha az milletvekili ile temsil edilmek gibi bir sonuçla karşılaşan siyasal parti kızgındır, kırgındır, kararlıdır. Öfkesini seçilmiş, ama Meclis’e gidemeyen vekillerden çıkarmak niyetindedir. Besbelli ki işi biraz süründürmek istiyor. Arada bir durup düşünmek, kurduğumuz cümlelerin gerçekle, gerçeklikle ilgisini, ilişkisini gözden geçirmek zorundayız. Söylenene, dayatılana “gerçek bu değil, ama sen öyleymiş gibi davran” alışkanlıklarına “hayır” demenin zamanıdır. Allah’ın bildiğini kuldan saklamanın âlemi yoktur. Türkiye’de yargı ile hukuk arasında, alacakaranlıkta kalmış büyük bir boşluk var. Genel kabul gören hukukun dayandığı temellerin insana, insanın gerçek özgürlüğüne aykırı karakterinden söz etmiyoruz. Var olan hukukun bile serbest piyasacı ve dayatmacı politikalara yeterli gelmediğinden söz ediyoruz. O nedenle yargı hukukla arasını açtıkça açıyor. Biz de hukuk varmış, yargı gerçekten bağımsızmış gibi konuşmaya davam ediyoruz. Hiçbir zaman öyle olmadı, ama şimdi katlanılabilir ölçüler de fersah fersah aşılmıştır. Yasama, yürütme, yargı arasındaki kabul edilebilir ilişki, tek tek politikacıların, bürokratların, yargıçların insafına kalmıştır. O nedenle bir yargıcın ısrarla verdiği tahliye yönündeki kararını bir başka yargıç yasamanın kendisine tanıdığı geniş yetkiye, yürütmenin somutlaşmış alkışlarına sığınarak gönül rahatlığıyla reddedebilmektedir. Ve medya bildiği bu çıplak gerçeği görmezden gelebilmenin mutluluğu içinde haber yapabiliyor, köşe yazarı hicap duymadan gerçeği gizleyebiliyor. Ayıptır, günahtır, insana yakışmayan bir iştir. Şimdi de tutturmuşlar, “helalleşmekten”, “beyaz bir sayfa açmaktan”, “yepyeni bir anayasa yapmaktan” söz ediyorlar. Buna inanmamızı beklediklerini de biliyorsunuz herhalde. O zaman işin özetini yazalım da, sonra “demedi” demesinler. Ey adaleti kendi terazisinden başka bir teraziyle ölçmeye yanaşmayan, kalkınmayı, gelir dağılımını hiç hesaba katmayan, büyümeye indirgemiş partinin her söylediğine inananlar, özgürlükçü bir anayasa yapılacağına iman edenler, durun da bir düşünün. Bu partinin bugüne kadar yaptıklarını şöyle aklıselimle bir gözden geçirin. Ve sorun bakalım, bu yeni anayasada, örgütlenme özgürlüğü gerçekten olacak, serbest piyasa düzenini reddeden partilere, görüşlere hayat hakkı gerçekten tanınacak mı? Sendikalaşmanın önündeki engeller kalkacak, işçiyi, çalışanı kapı önüne koyan lokavt yasaklanacak, çalışanın hakkını korumanın biricik aracı olan grev hakkı yasallaşacak mı? Sorun bakalım, hukuku askıya alan özel yetkili mahkemeler kaldırılacak mı? Sorun bakalım, halkın seçme özgürlüğünün önündeki en büyük engel olan baraj kaldırılacak, gerçeğe yakın bir temsile kapı açacak bir seçim sistemi yasalaşacak, tek adamlığın garantisi olan Siyasi Partiler Yasası değişecek mi? Sorun ve aldığınız yanıtları da yalana, demagojiye prim vermeden, kendi içtenliğinize, kendi aklınıza güvenerek ölçüp biçin. Çok zorlanıyor, işin içinden çıkamıyor musunuz? O zaman dönüp yüksek yargının referandumdan sonraki haline bakın. Hâlâ hiçbir şey göremiyorsanız, seçilen ama Meclis’e giremeyen vekillere bakın. Bundan sonra neler olacağını çözemediniz de merak mı ediyorsunuz? Dönün de olup bitenlere, yapılanlara, artık gizlenemeyen planlara bakın. İnanın, yaptıkları yapacaklarının garantisidir. Hayalleri pek geniştir, pek kuşkuludur... “Hayaldi gerçek oldu” dedikleri budur. sa Gürbüz’e gözaltı ELAZIĞ (Cumhuriyet) Elazığ’da KCK operasyonu kapsamında 5 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında YSK tarafından veto edilen BDP destekli Elazığ bağımsız milletvekili adayı sa Gürbüz ve Karakoçan Belediyesi’nin BDP’li meclis üyeleri de var. Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde terör örgütü PKK’nin kent yapılanlaması olduğu belirtilen KCK/TM’ye yönelik Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Emniyet Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri dün sabaha karşı eşzamanlı operasyonlar düzenledi. Operasyonda BDP’nin 12 Haziran genel seçimlerinde bağımsız milletvekili adayı gösterdiği, ancak adaylığı YSK tarafından veto edilen sa Gürbüz, BDP’li Belediye Meclis üyesi Sefer Aray, BDP’li l Genel Meclis Üyesi Hacı Ateş, BDP ilçe yöneticilerinden Süleyman Alagöz ve Sabri Acar, gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar Elazığ Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. ‘HUKUK AYAKLAR ALTINDA’ stanbul Barosu’na bağlı bir grup avukat, YSK tarafından Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesi ve milletvekili seçilmelerine karşın milletvekillerinin serbest bırakılmamasını eleştirerek hukukun “ayaklar altına” alındığı belirtti. Avukatlar, mahkemelerin yürütmenin vesayeti altında çalışan birer yürütme organı gibi görev yaptıklarını savundular. stanbul Barosu Orhan Apaydın Konferans Salonu’nda basın toplantısı düzenleyen avukatlar Ercan Kanar, Mahmut Taşcı, Yıldız mrek, Haluk nanıcı ve Uğur Olca seçilen milletvekillerinin serbest bırakılmamasını değerlendirdiler. Ercan Kanar, siyasi ve hukuki açıdan yargı kararıyla “deprem” yaşandığını belirterek “Halkın egemenlik hakkına yargı saldırıda bulunuyor. KCK ve Ergenekon davalarında mah kemelerin tutuklulukların devamı kararları trajikomik bir durumdur. KCK’de anadilde savunma hakkının kullanılmış olması, Ergenekon’da ise delillerin karartılma ihtimali kabul edilebilir nedenler değildir” dedi. Özel yetkili ağır ceza Mahkemelerinin siyasi ve bağımlı mahkemeler olduğunu ifade eden Kanar, “Bu mahkemeler artık mahkeme unvanını hak etmiyorlar. Adeta yürütmenin vesayeti altında çalışan birer yürütme organı gibi görev yapıyorlar. Özel yetkili ceza mahkemeleri bu kararlarla bu yargı pratiğiyle halkın egemenlik hakkına saldıyor” diye konuştu. Uğur Olca ise Meclis’e giremeyen milletvekillerinin başkalarıyla yedeklenemeyeceğini ifade ederek, “Seçilmiş 36 milletvekilinin Meclis’e girmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Hatip Dicle karşısında alınan karar da tüm Kürt ve demokrat insanlara karşı alınmış karardır. Bunun önüne Meclis derhal geçmelidir. ktidar partisi sorumluluk almalıdır” dedi. (Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU) ‘3 terörist öldürüldü’ TUNCEL (Cumhuriyet) Tunceli’nin Ovacık ilçesi Burnak köyü kırsal alanında güvenlik güçleri ile kalabalık bir silahlı grup arasında çıkan çatışmada 3 terörist öldü. Tunceli’de güvenlik güçlerinin başlattığı geniş kapsamlı operasyonlar devam ederken, önceki gece ve dün sabah saatlerinde Ovacık ilçesi Burnak köyü kırsal alanında, hangi örgüte mensup olduğu henüz belirlenemeyen silahlı grupla yaşanan çatışmada 3 terörist öldürüldü. Bölgedeki çatışmaların ve operasyonların da hâlâ devam ettiği öğrenildi. Tunceli Valiliği yaptığı açıklamada, 3 silahlı örgüt elemanının ölü ele geçirildiğini belirtirken öldürülenlerin hangi örgüt mensubu olduğu konusunda bilgi vermedi. ‘Habur’u Erdoğan istedi’ Karayılan, Milliyet gazetesinde yayımlanan açıklamasında, ‘açılım’ sürecinin sona ermesinde Başbakan’ın ‘tutarsız tavırları’nın belirleyici olduğunu söyledi Haber Merkezi Terör örgütü PKK’nin Kandil’deki lideri Murat Karayılan, 19 Ekim 2009 tarihinde 8’i Kandil’den 26’sı Mahmur Kampı’ndan gelen aralarında PKK üyelerinin de bulunduğu 34 kişilik grubun Habur sınır kapısından Türkiye’ye giriş yaparak teslim olmalarına ilişkin sürecin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın istemiyle gerçekleştiğini açıkladı. Milliyet gazetesi yazarı Hasan Cemal ile Kandil Dağı’nda röportaj yapan Karayılan’ın dün yayımlanan açıklamalarında AKP hükümetinin Kürt açılımına ilişkin ayrıntılar yer aldı. Kürt açılımı konusunda “Erdoğan kendi çalıp kendi oynamak istediği için başarısız oldu birinci açılım” ifadesini kullanan Karayılan, “Habur talebi Başbakan’ın kendisinden geldi. Barış adına somut bir adım diye, bir grup gelsin dedi. Bunu kendi partisine siyasi bir destek olarak da görüyordu sanıyorum. İşte bakın artık dağdan iniyorlar havası... Biz de özenle seçtik Habur’a gidecek olanları... Herhangi bir hukuki problem çıkmasın diye özen gösterdim. Önder Apo’nun bu konuda acaba ters teper mi diye bazı kuşkuları olduğunu da söyleyebilirim. Yaşananlardan sonra Başbakan’ın kendisi kararını değiştirdi, birinci açılım da bitti” dedi. Devletin Kandil ile temas kurduğunu, ancak kendilerinin Abdullah Öcalan’ı adres gösterdiğini anlatan Karayılan, “Devlet, Kandil’le de temas aradı, kurdu. Ama doğru olmaz dedik, kestik. Bizim için adres İmralı’dır çünkü...” dedi. AKP ile BDP’nin birbirine sırtını dönmesi halinde “barış yolunun” açılmayacağını anlatan Karayılan şunları söyledi: “Cumhuriyet devleti geçmişteki Kürt isyanlarının liderlerinin hepsini idam etti. Şimdi en son, en büyük Kürt isyanının lideri hayatta. Kürtlerle Cumhuriyetin barışması için, kalıcı ve adil bir barış için isyanın önderiyle anlaşmalıdır devlet... Bunun için de isyanın önderinin rahat çalışması sağlanmalıdır. Şimdi biliyorum, deniyor ki, o 35 bin kişinin ölümünden sorumludur. Bu doğru değil. Peki, o zaman 17 bin faili meçhulün sorumlusu kimdir? Çiller mi, Demirel mi? Silahsız bu kadar insan öldürüldü. Dersim’de 70 bin kişi... Zilan’da, Ağrı İsyanı’nda 30 bin civarında insan... Şeyh Said İsyanı’ndaki katliamlar... Bütün bunların sorumlusu kim, kimler peki?” Yine bombalar patladı: 1 yaralı AĞRI/ HAKKÂR (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde polis otosunun geçişi sırasında patlama meydana geldi. Patlamada bir polis memuru hafif şekilde yaralandı. Polis memuru kaldırıldığı Yüksekova Devlet Hastanesi’nde ayakta tedavi edildi. Ağrı’da da devriye sırasında polis otosuna kimliği belirsiz kişilerce ses bombası atıldı, patlamada ölen ve yaralanan olmadı. Patlamanın etkisiyle olay yerinde bulunan bazı işyerlerinin de camları kırıldı. Patlayıcının yerleştirildiği Ağrı’nın Doğubeyazıt çevre yolu üzerinde devriye gezen polis otosuna kimliği belirsiz iki kişi tarafından ses bombası atıldı. Atılan ses bombası, büyük bir gürültü ile patladı. Ölen ve yaralanan olmazken, polis ekipleri patlama sırasında ara sokağa kaçan iki şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı. Şırnak ve Cizre’de kepenkler açılmadı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesi ve KCK tutuklusu 5 milletvekilinin tahliye taleplerinin reddinin ardından bölgede başlayan protesto gösterileri devam ediyor. Şırnak Cizre’de esnaf kepenk açmazken, Mardin Nusaybin’de de polis protestoculara müdahale etti. Şırnak’ın Cizre ilçesinde fırın ve eczaneler dahil esnaf kepenk açmadı. Silopi ilçesinde de Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) evleri ve bahçesinde nöbet bekleyen sivil polislere ait araca molotofkokteylli saldırı gerçekleşti. Saldırıda ölen veya yaralanan olmadı. Mardin’in Nusaybin ilçesinde ise günlerdir süren protesto gösterileri devam etti. Gösteriler sırasında polis, yüzlerini poşularla kapatan eylemcilere gaz bombası ve basınçlı su ile müdahale etti. Müdahale sırasında polisle göstericiler arasında kalan küçük çocuklar güç anlar yaşadılar. Olaylara ilişkin açıklama yapan İHD Hakkâri Şubesi Sekreteri Sait Çağlayan, 12 Haziran genel seçimleri ile başlayan olumlu havanın, YSK ve mahkemelerin aldığı kararlar ile değiştiğini ve toplumda yeşeren umutların tükenme noktasına geldiğini belirterek yapılan hukuksuzluğun ortadan kaldırılmasını istedi. Dicle için raportör görevlendirildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, YSK tarafından milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle’nin yaptığı başvuru üzerine raportör görevlendirdi. Raportörün hazırlayacağı raporun ardından Yüksek Mahkeme heyeti Dicle konusunda önce mahkemenin yetkisi olup olmadığına, esasa geçmesi durumunda ise kararını verecek. Avukat Levent Kanat, önceki gün Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin itirazlarını içeren dilekçeyi Yüksek Mahkeme’ye vermişti. Kanat dilekçesinde, “Yüksek Seçim Kurulu’nun yetki gasbı yaptığını” iddia ederek anayasanın 85. maddesine yer verdi. Kanat, dilekçesinde, bireysel başvuru hakkına da atıfta bulunduğunu bildirmişti. Anayasa Mahkemesi, dün Dicle’nin başvurusunun incelenmesi için raportör görevlendirdi. Raportör konuyu hukuksal yönüyle irdeledikten sonra rapor düzenleyecek. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın belirleyeceği günde heyet toplanarak Dicle’nin hukuksal durumunu inceleyecek. BDP’den suç duyurusu İstanbul Haber Servisi Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) avukatları Sinan Zincir ve Yıldız İmrek, pazar günü Şişli’de polisin partililere ve milletvekillerine yönelik sert müdahalesi nedeniyle İstanbul Emniyet Müdürü, İstanbul Valiliği ve İçişleri Bakanlığı hakkında suç duyurusunda bulundu. Sinan Zincir, pazar günü Şişli’de YSK tarafından milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle ve milletvekili seçilmelerine karşın tahliye istemleri reddedilen milletvekillerinin serbest bırakılması için basın açıklaması yapılmak istendiğini söyledi. Polisin açıklamaya izin vermemesi üzerine ise olaylar çıktığını anlatan Zincir, polisler hakkında “orantısız güç kullanımı”, “işkence”, “görevi kötüye kullanma”, “kasten adam yaralama” nedenleriyle suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı. Hatip Dicle C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle