23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 HAZ RAN 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER Tutuklu vekiller ve BDP’nin boykot kararıyla yaşanan krizde gözler hükümetin tavrında 5 CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun şu sözleri ilginç: “Hukukun değil, birilerinin üstünlüğü için karar verildi.” Aynen öyle oldu. Bu bir skandaldır ve Türkiye’yi gerecektir. Daha açık söylemek gerekirse, ulusal irade çiğnenmiş, ulusal iradeye ipotek konmuştur. Acaba bir çözüm arayışı olacak mı? Şu anda bunu bilmiyoruz... Tek bildiğimiz az önce altını çizdiğim gibi ulusal iradeye darbe inmiştir. Üç yıldır süren Ergenekon davası... Kanıtların hâlâ ortaya çıkmaması... Bu ne demek oluyor? Dava beş on yıl sürebilir... Davanın ucu açık... Çözüm AKP’ye bağlı AKP’DEN TEPK LER AL CAN ULUDAĞ ‘Yasaya uygun, hukuka aykırı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tutuklu CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın tahliye edilmeme kararına, AKP içinden en net eleştiri Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’dan geldi. Günay, mevcut anayasanın “darbe” hükümeti döneminde yapıldığını, anayasanın temel mantığının “millete, milli iradeye karşı” olduğunu söyledi. İsim üzerinden değerlendirme yapmak istemediğini belirten Günay, “Temel prensipleri söyledim. Bu kararları doğru bulmuyorum. Yasaya uygun olabilir ama hukuka uygun değil, millet egemenliğine uygun değil, demokrasinin temel prensiplerine uygun değil. Yasaya uygun olabilir, ama bizim anayasamızın birçok hükmü hukuka uygun değildir” dedi. Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, ise “Peki bunları aday gösterenlerin hiç mi suçu yok” ifadelerini kullandı. Dünyanın her yerinde hukukun hayatın gerisinden geldiğini, Türkiye’de de böyle olduğunu anlatan Bakan Günay, şunları söyledi: “Herkesin yapması gereken parlamentoya katılmaktır. Boykot etmek değil. Yapılması gereken köklü bir anayasa değişikliğidir. Özgürlükçü, katılımcı bir anayasa değişikliği konusunda birbirine omuz vermektir, engellemeye kalkışmak değil. Ancak parlamento içinde yeni anayasal düzenlemeler yaparak bu engelleri aşabiliriz.” Devlet Bakanı Yazıcı da “MHP’li Oktay Vural, Öcalan konusunu gündeme getirdi, önünün açılabileceğini söyledi” anımsatması üzerine “Peki bunları aday gösterenlerin hiç mi suçu yok, yok mu? Peki, Sayın Dicle’yi aday gösterenlerin hukuk müşavirleri var. Bunu bilmiyorlar mıydı, niye o zaman başkasını aday göstermediler” diye sordu. ANKARA Tutuklu vekiller ve BDP’nin boykot kararıyla yaşanan krizin çözümü için TBMM adres gösterilirken bu konuda anayasa ve yasa değişikliği yapılmasına Meclis’te çoğunluğu bulunan AKP’nin “evet” demesi gerekiyor. Hükümetin tutuklu veya yargılanan vekillere siyaset yolunu açacak şu konularda düzenleme yapması gerekiyor: Memnu haklar düzenlemesi: YSK tarafından milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle’yle ilgili sorunun aşılması için Adli Sicil Yasası’nın 13/A maddesinde düzenlenen “memnu hakların iadesi için cezanın çekildiği tarihten itibaren 3 yıllık sürenin geçmiş olması” hükmü değiştirilebilir. Ancak böyle bir düzenleme yapılması Dicle’ye doğrudan milletvekilliği hakkı tanımıyor. Bu düzenleme yapıldıktan sonra bir ara seçim formülüyle Dicle yeniden aday olabilir. Anayasanın 76. maddesinde değişiklik: Söz konusu maddenin birinci fıkrası, “En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam 1 yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kul teği olmadan değiştirilmesi mümkün değil. Anayasanın 83. maddesi: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın tahliye taleplerini reddederken “Yasama dokunulmazlığı” düzenleyen anayasanın 83. maddesine sığındı. Söz konusu madde, “Ağır cezayı ERDOĞAN DEVREDE Bodrum’daki tatilini tamamlayarak Ankara’ya dönen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, YSK’nin aldığı karar sonrasında gelinen durumu hukukçu kurmayları ile değerlendirdi. Başbakanlık yeni binaya dün öğle saatlerinde gelen Erdoğan, burada Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ve Haluk pek’le seçim sonrası ortaya çıkan krizi görüştü. lanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler” hükmünü düzenliyor. Anayasanın bu maddesinin AKP’nin des gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla anayasanın 14’üncü maddesindeki (bölücülük ve cumhuriyeti ortadan kaldırma suçları) durumlar” dışında milletvekillerinin yargılanamayacağı, tutuklanamayacağı hükmünü içeriyor. Hükümetin yapacağı bir anayasa değişikliğiyle, anayasanın 14. maddesine yapılan bu atıf kaldırılabilir. Tutukluluk süreleri: Hukukçuların eleştirdiği önemli yasa maddelerinde birini de tutukluluk sürelerini düzenleyen Ceza Muhakemesi Yasası’nın 102. maddesi oluşturuyor. Ocak 2011 başında yürürlüğe giren madde, daha çok Ergenekon ve KCK gibi özel yetkili mahkemelerde görülen yargılamaları etkiliyor. Çünkü terör ve organize suçlara bakan mahkemelerde görülen davalarda tutukluluk süresini 10 yıla çıkarabiliyor. Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ı da etkileyen söz konusu maddede yapılacak değişiklikle tutukluluk süreleri kısaltılabilir. Bakanlık itiraz edebilir: Balbay ve Haberal’ın tahliye taleplerine ilişkin ret kararını, Adalet Bakanlığı isterse Ceza Muhakemesi Yasası’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma yoluna gidebilir. Söz konusu maddeye göre, Adalet Bakanlığı bir kararda “hukuka aykırılık bulunduğunu öğrendiği”nde bunun Yargıtay’ca bozulmasını talep edebilir. Ulusal radeye potek Halkın oylarıyla milletvekili seçilmiş bir kişinin tutukluluk hali kaldırılır mı kaldırılmaz mı? Tartışma burada başlıyor... Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal bugün milletvekili ama tutukluluk durumları sürüyor... Bir üst mahkeme nasıl bir karar verecek? Orası beni pek ilgilendirmiyor... Beni ilgilendiren, hem Hatip Dicle hem de Balbay, Haberal ve Engin Alan’la, KCK davasından tutuklu milletvekillerinin durumu. Dicle’nin milletvekilliği YSK tarafından düşürüldü. Yerine AKP adayı milletvekili oldu ve mazbatasını aldı. Türkiye zor ve sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Peki bundan sonra ne olacak? 1950’de Mümtaz Faik Fenik, 1957’de Osman Bölükbaşı, 1987’de Ahmet Türk milletvekili seçildiklerinde tutukluydular. Mazbatalarını aldıktan sonra salıverildiler. 2007 seçimlerinde Sebahat Tuncel tutukluydu, mazbatasını aldıktan sonra hapisten çıktı ve Meclis çalışmalarına katıldı. Milletvekili milletin vekilidir. Yasalar açıktır ve halkı temsil eden kişi Meclis’e gider. Bu arada yargılamaları sürebilir. Milletvekili seçilen kişiler için bu durum ayrıcalık değildir. Milletin verdiği yasama görevini gereği gibi yapabilmeleri için tanınan bir haktır. Hatip Dicle’nin milletvekilliği düştü. Balbay, Haberal ve Alan’ın ise düşmedi. Üç ad bugün tutuklu olsalar bile hukuken milletvekilidir... Böyle bir garabet olur mu? Balbay ve Haberal hakkında verilen yargı kararında kanıtların hâlâ toplanamadığının altı çiziliyor. Üç yıla yakın bir süredir nasıl olur da kanıtlar toplanmaz insanın aklı ermiyor. Demek ki adına Ergenekon denilen bu dava yıllarca sürecek kanıtların toplanması için. Ortada bir kara gülmece var. Bu olup bitenleri izlerken ne yazacağımı bilmiyorum. ‘Balbay ve Haberal Dicle’den farklı’ dedi ‘Sapla saman karışmasın’ Bahçeli, BDP’nin desteklediği ve YSK tarafından milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle kararı ile ilgili de şu değerlendirmeleri yaptı: “Bugünkü yasa çerçevesinde eğer varsa bir adaletsizlik, adaletsizliklerin nasıl giderileceğine dair geçmişteki uygulamalara yönelik değil, gelecekte böyle hataların işlenmemesi nasıl mümkün olabilir? Yoksa birilerinin (Hatip Dicle) milletvekili olması için hukuk ayaklar altına alınamaz. Bu büyük bir taviz olur. Kimse, terörle yol almaya kalkmasın. Mustafa Balbay, Mehmet Haberal ve Engin Alan ayrı konu, KCK tutukluları ile Hatip Dicle ayrı bir konu. Yani sapla samanı, bir başka deyişle elmayla armudu birbirine karıştırmamak lazım. Dicle, hükümlü, karar alınmış, Yargıtay’da onanmış. Öbür KCK’lıları da ayrıca incelemek lazım. Ama diğer 3 arkadaşımızla ilgili bilinen bir şey var, halihazırda tutuklu gözüküyorlar. Bunlar vekil olmuş. Yasaya göre hareket etmek lazım. Halkın oylarıyla milletvekili seçilenlere karşı yapılan açıklamalara bakıyorum... Yasal olarak milletvekili seçilmişler ama hukuken aykırıymış... Böyle bir yaklaşım laik demokratik hukuk devletinde olur mu? İster sevin ister sevmeyin, onlar halkın oylarıyla milletvekili seçilmiş. Geçmişte yargıya karşı ağızlarına geleni söyleyenler bugün nasıl bir tavır içindeler anlamış değilim. Bunlar kendilerine demokrat! Demokrasi ve özgürlük bunlar için amaç değil araç! Kararı veren yargıçlar, kanıtların toplanamadığını gerekçe gösterip tutukluluğu hükümlülüğe dönüştürürken vicdanlarının sesini dinlemiyor. Nerede hukukun üstünlüğü, nerede eşitlik ilkesi... Balbay ve Haberal milletvekili seçilmiştir. Kaçma ve kanıtları karartma gibi bir eylemleri olamaz. Zaten öyle bir kanıt da söz konusu değil. Milletvekilli seçilerek yasama dokunulmazlığı hakkını kazanmıştır Balbay ve Haberal. Verilen yargı kararına hiç şaşırmadım. Bu kararı veren özel yetkili mahkemelerdir. Yani DGM’dir. Askeri darbeler dönemindeki sıkıyönetim mahkemeleridir... Peki CHP’liler, MHP’liler ve bağımsızlar Meclis’e girip yemin etmezlerse bunun sonucuna AKP nasıl katlanır? UTKU ÇAKIRÖZER / AYŞE SAYIN ıldız’dan yorumsuz yorum Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ise Balbay ve Haberal kararı için, “Mahkemenin verdiği bir karar. Mahkeme 1’e 2 böyle bir karar verdi. 2’ye 1 karar verseydi, aynı şekilde bu karara da saygılı olduğumuzu, aynı gerekçeyle açıklayacaktık. Bakış açımızda bir değişiklik yok” dedi. Y ANKARA MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin İstanbul Milletvekili Engin Alan’ın tahliye talebinin reddedilmesini, “Meclis’e meydana okuma” olarak nitelerken “Buna rağmen MHP Meclis’te olacaktır. MHP’nin millet egemenliğine aşırı saygısı partisinin isminden kaynaklanır. CHP’liler ve BDP’li bağımsızlar da Meclis’e gelmeliler, gelmemeleri yanlış olur, Türkiye kaosa itilmemeli” çağrısı yaptı. Çözüm için siyaset kurumunu devreye girmeye çağıran Bahçeli, en büyük görevin AKP hükümetine düştüğünü ifade etti. Bahçeli’nin değerlendirmeleri, ana başlıklarıyla şöyle: Türkiye kaosa itilmemeli: Bizim yemin etmeme, Meclis’e gitmeme gibi bir tavrımız kesinlikle olmaz. Çünkü milletvekili yemini etmezseniz, Meclis’te temsil edilmezsiniz. CHP ve BDP açısından da TBMM’nin dışında kalmaları yanlış olur. Yapılmış olan seçime, seçimde ortaya konulmuş olan irade sonucu TBMM’de temsil edilme kabiliyetine erişmiş olanlara sesleniyorum. Bu akışı durduracak yanlış yorumlara sürükleyebilecek veya Türkiye’yi kaosa itecek davranışlardan çekinelim. Öncelik Engin Alan’ın durumu mu?: Engin Alan için üst mahkemeye itiraz edilir, sonucunu bekleriz ama öyle Meclis’e gitmeme gibi bir şey olmaz. Yargıdan beklediğimiz saygılı tavrı Meclis’te de görmek lazım. Yoksa yargı aracılığıyla Türkiye’yi istikrarsızlığa sokarak bundan da AKP’nin sözcüleri gibi ‘bunu yargı yapıyor’ diye kendileri üzerinden sorumluluğu atmalarını da yadırgadığımı ifade ediyorum. Meclis’e meydan okuma: Haberal, Balbay ve Alan’ın tahliye taleplerini reddeden mahkeme kararları, milli iradeye saygı, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı açısından esef verici bir garabettir. AKP iktidarının vesayeti altında siyasallaşan, güdümlü yargının hazin bir örneği olan bu kararlarla Meclis’e meydan okunmuştur. Milli irade gaspı olan bu kararlarla yargı krizi demokrasi ve siyasi krize dönüşmüştür. Siyaset müdahale etmeli: Bu vahim durum karşısında Cumhrubaşkanı, Başbakan’ın ve AKP’nin ve tepkisiz kalmaları ileri demokrasi anlayışlarının ne olduğunun hazin göstergesidir. Mahkemelerin keyfi tasarruflarının önüne geçmek için gerekli yasal düzenlemelerin Meclis’in öncelikli konusu olarak ayata geçirilmesi gerekir. Başbakan’ı sorumlu davranmaya davet ediyorum. Fotoğraf: SERKAN YILDIZ Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) stanbul l Örgütü, milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle’ye destek amacıyla, Taksim tramvay durağında, 24 saat çadır nöbetine başladı. ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ “Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesi, halkın iradesine saldırıdı” dedi. Bahçeli: Meclis’te olacağız Türkiye’nin kaosa sürüklenmemesi gerektiğini söyleyen MHP Genel Başkanı, “Başbakan Erdoğan’ı sorumlu davranmaya davet ediyorum” dedi ESP’den çadırlı eylem Doğu’nun gündemi Hatip Dicle kararı MAHMUT ORAL/AB D N YAĞMUR YSK’N N KARARINA KARAYILAN YANITI BDP’YE MRALI’DAN MESAJ GELD ‘Bu savaş sebebidir’ İSTANBUL / DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK’nin üst düzey yöneticilerinden Murat Karayılan, YSK’nin Hatip Dicle’nin milletvekilliğini düşürmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, BDP destekli bağımsız milletvekillerinin Meclis’e gitmeme kararına destek vererek “YSK’nin veto kararı savaş nedeni sayılabilecek bir durumdur” dedi. Terör örgütü PKK’nin üst düzey yöneticilerinden Karayılan, örgütün yayın organı Fırat Haber Ajansı’na açıklama yaptı. BDP’nin Meclis’e gitmeme kararını doğru bulan Karayılan, Kürt sorununu demokratik yöntemlerle çözmek için sorumluluklarını yerine getirdiklerini savunarak, “Eğer önümüzdeki yakın günler içinde Türk devleti ve hükümeti bu büyük haksızlığı ortadan kaldıran bir girişim geliştirmez ve düzeltmezse, bu halkımıza karşı resmen bir savaş ilanı anlamına gelecektir” diye konuştu. ‘Meclis’e gitmeyin’ est değil hukuk meselesi’ Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da, gazetecilerin “BDP’nin Hatip Dicle’nin seçilmesi için Oya Eronat’ın istifa ettirilmesi jesti beklediklerini” anımsatmaları üzerine, “Bu bir jest değil, hukuk meselesi. Neyse o işlemeli. Burada biz karar vermiyoruz. Hukuk ile ilgili sorun varsa, hukukun, yasaların, hatta anayasanın değişeceği yer TBMM Genel Kurulu’dur” diye konuştu. ‘J DİYARBAKIR/MERSİN YSK’nin Hatip Dicle’nin milletvekilliğini düşürmesinin ardından Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki protesto eylemleri sürüyor. Mersin’de barikat kurmak isteyen göstericilerin attığı taş bir polisi başından hafif yaraladı. D YARBAKIR’da aralarında DiyanetSen, MemurSen, ÖzgürDer, ŞafakDer, İlim Yayma Cemiyeti’nin de bulunduğu 32 dini eksenli STK, YSK’nin Dicle kararını kınadı ve bu kararla halkın iradesinin yok sayıldığını belirtti. Bismil’de de esnaf kepenk açmayıp kararı protesto etti. ŞIRNAK kent merkezi ile İdil ve Beytüşşebap ilçelerinde esnaflar kepenk kapattı. Silopi ilçesinde de eczane ve fırınlar dışında dükkânların kapalı olduğu görüldü. MARD N Nusaybin’de fırın ve eczaneler dışında neredeyse ilçenin tamamında esnaf kepenkleri kapalıyken araçlar da kontak kapattı MERS N’in Akdeniz ilçesinde yolu kapatmak isteyen göstericiler, araçları taşladı. Gruptakilerin attığı taş başına isabet eden polis hafif yaralandı. Polis ekipleri, yolu kapatmak isteyen grupları gaz bombasıyla dağıttı. ‘HAKKIM GASPA UĞRATILDI’ Haber Merkezi Hatip Dicle’nin avukatları, son ge lişmelere ilişkin bir basın toplantıs ı ledi. “Hatip Dicle ile gö düzenrüştünüz mü?” sorusuna avukatlar “D süreçte hukukun üstün ge icle bu leceğine inanıyor. YSK yetki ga spı yaptı. AKP’li Oya Eronat ise ha yaptı. Alelacele verilen bu k gaspı hakkım gaspa uğradı” karar ile de iletti. Öte yandan Dicle diğini evinden arkadaşlarıyla , cezaçe fotoğrafla birlikte mesaj ktirdiği gönderdi. Dicle, “Benim yerime ha nuşması daha doğru olu lkın kor” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle