25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 15 HAZ RAN 2011 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Türkiye genelinde oyunu arttıran CHP, belediye başkanlığı kazandığı bazı yerlerde güç yitirdi Yerelde kan kaybı KIVANÇ EL ANKARA CHP’nin 2009 yerel seçimlerinde birinci parti gelerek kazandığı 13 ilin merkezindeki oylarından bir kısmı düştü. Artvin, Giresun, Sinop, Zonguldak, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ, Çanakkale, İzmir, Aydın, Muğla, Antalya, Mersin illerinde CHP belediye başkanlıklarını kazandı. Belediye başkanlıkları kazanılan bu illerden Çanakkale, Aydın, Muğla dışındaki illerin merkezlerinde CHP’nin oyları düştü. Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni kazanarak Başbakan Erdoğan’ı oldukça şaşırtan CHP, bu ildeki üstünlüğünü kaybetti. Aynı zamanda eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın da seçim bölgesi olan Antalya’da CHP’nin oyu merkez ilçe Konyaaltı’nda yüzde 60’tan yüzde 48’e; Muratpaşa’da da yüzde 57’den 45’e düştü. Antalya’nın 19 ilçesinden 7’sinde birinci olan CHP, sadece 2 ilçede birinci parti olabildi. CHP, Türkiye genelinde oyunu 5 puan artırsa da CHP’li belediyelerin olduğu il ve ilçelerin bazılarında oyunu düşürdü. zmir, Ankara ve stanbul’un genelinde CHP’nin oyları 2007’ye kıyasla yükselse de 2009 seçimlerine oranla düştü. stanbul’da Kartal, Kadıköy, Beşiktaş gibi birçok ilçede CHP oyları düştü. Antalya’da CHP’nin oyları düşerken Muğla, Aydın’da ise 2009 yerel seçimlerine göre CHP oylarını arttırdı. CHP’nin 2009 yerel seçimlerinde oylarını büyük oranda arttırdığı İzmir’de, AKP birçok ilçede güçlendi. İzmir’deki 31 ilçenin 30’unda birinci parti olan CHP, 18 ilçede birinci olabildi. AKP’nin 2009’da tek birinci parti olduğu Bayındır’da CHP öne geçerken birçok büyük ilçede oy oranını düşürdü. Bayraklı’da 2009’da yüzde 43 ile birinci olan CHP, yüzde 39’a gerileyen oyu ile 2. parti oldu. CHP’nin güçlü olduğu İzmir’in büyük ilçelerinden Buca, Karabağlar, Menemen gibi ilçelerde AKP birinci oldu. 2007’ye göre Ankara’daki oyunu arttıran CHP, beklediği vekil sayısına ise ulaşamadı. CHP’nin “kalesi” durumunda olan Çankaya’da 2007 genel seçimlerine oranla oylarını artıran CHP, 2009 yerel seçimlerinde aldığı yüzde 58 oyu ise 3 puan düşürdü. Yenimahalle’de aldığı yüzde 40 oyu yüzde 42’ye yükselten CHP’nin Ankara’da yüzünü güldüren ilçe sadece Yenimahalle oldu. İstanbul genelinde 2007’ye göre CHP oylarını arttırsa da 2009 yerel seçimlerine göre oylarını geriletti. CHP’nin kaleleri olan ilçelerden Beşiktaş, Kadıköy, Bakırköy, Kartal gibi büyük ilçe lerde de AKP oylarını arttırdı. Beşiktaş’ta rekor kırarak yüzde 69 oy alan CHP, bu oyunu yüzde 64’e düşürdü. Bakırköy’de alınan yüzde 56’lık oy oranı yüzde 58 yükseldi. Kadıköy’de CHP’nin en fazla oy düşürdüğü ilçelerden olurken buradaki yüzde 68’lik oyu yüzde 58’e geriledi. Kartal’da yüzde 41 oy alarak birinci parti olan CHP, oyunu yüzde 36’ya düşürdü ve 2. parti oldu. CHP’nin 1. parti olduğu Avcılar’da da CHP 2. parti oldu. CHP’nin belediye kazandığı bazı merkez ilçe oylarının 2009 ve 2011’deki durumları ise şöyle: Artvin: 2009’da yüzde 44 oy yüzde 36’ya düştü. Giresun: Yüzde 46.5 oy oranı yüzde 30’a geriledi. Sinop: İlde yine birinci parti olan CHP, oyunu yüzde 52’den yüzde 49’a düşürdü. Zonguldak: 2009 yılında yüzde 45 oy alarak belediyeyi alan CHP’nin oyu bu kentte yüzde 39’a gerileyerek ikinci parti oldu. ‘YEN PART ‘ Seçim Sonuçları Üzerine Düşünürken… Seçimlerin “böyle” sonuçlanacağının aylarca önceden “belli olması”, başka türlü sonuçların, mutlak bir biçimde olasılıklar yelpazesi dışında kaldığı anlamına gelmiyordu. Bu seçimlerin “böyle” sonuçlanması, seçim konjonktürüne giren tarafların, “durumu” tanımlama biçimiyle de yakından ilgiliydi. Seçimlere, kazanma şansları olmadığını düşünerek girenlerin, kendi oluşumlarının niteliği hakkında, “kanaatlerin” ötesinde bir “fikre” sahip olmayanların bu seçimlerden başarıyla çıkması söz konusu olamazdı. Haberal ailesi iddiayı yalanladı AL AYAROĞLU MUSTAFA AKAYDIN: İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Antalya’da 4 sorumlu var Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Mustafa Akaydın, Antalya’da yaşanan tablonun 4 sorumlusu olduğunu, bunların da CHP Antalya l Örgütü, kendisi, ilçe belediye başkanları ve milletvekili listesini hazırlayan Deniz Baykal olduğunu söyledi. ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Mustafa Akaydın, 12 Haziran seçimlerinde AKP’nin Antalya’da CHP’nin önüne geçmesinden, CHP Antalya İl Örgütü’nün, kendisinin, ilçe belediye başkanlarının ve CHP’nin Antalya milletvekili aday listesini hazırlayan Deniz Baykal’ın sorumlu olduğunu söyledi. Akaydın, Türkiye genelinde CHP adına ‘orta derecede olumlu’ bir tablonun olduğunu savundu. CHP’nin oylarını, 2007 seçimlerine göre 81 ilin tamamında yükselttiğini ve yüzde 5’lik bir oy artışını yakaladığını belirten Başkan Akaydın, “Bunu kimse başarısızlık olarak değerlendiremez” dedi. Akaydın, seçim sonuçları içinse “Halkın Kılıçdaroğlu’na ve yeni vizyonuna uygun, destekleyici bir oy kullandığı anlaşılıyor” değerlendirmesini yaptı. Akaydın, Antalya’da yaşanan tablonun da 4 sorumlusu olduğunu ileri sürdü. Başkan Akaydın, CHP Antalya İl Örgütü’nün, kendisinin, ilçe belediye başkanlarının ve CHP’nin Antalya milletvekili aday listesini hazırlayan Baykal’ı sonucun sorumluları ilan etti. Kılıçdaroğlu’nun yeni bir genel başkan olduğuna dikkat çeken Akaydın, “Çalışkan ama yalnız bir genel başkan. Geçmişte yüzde 1 oy artışını bile başarıyla değerlendiren bir parti geleneğimiz var. O nedenle yüzde 5 artışı kimse başarısızlık olarak nitelendiremez” dedi. namikzafer@yahoo.com ZONGULDAK Zülfü Livaneli’nin ortaya attığı, Mehmet Haberal’ın CHP’den ayrılarak yeni bir parti kurabileceği iddiasına ilk yanıt, Haberal’ın kardeşi Osman Haberal’dan geldi. Haberal bu iddiaların Kemal Kılıçdaroğlu’nu yıpratmaya yönelik olduğuna da dikkat çekti. Pazar günü yapılan seçimlerde CHP’den Zonguldak milletvekili seçilen Mehmet Haberal’ın kardeşi Osman Haberal, kardeşi ile ilgili gündeme getirilen iddiaların asılsız olduğunu söyledi. Haberal, bu iddiaları ortaya atanların Haberal ailesini tanımadıklarını söyleyerek “Bu aile 1946’dan beri CHP’lidir. Öyle bir şeyin olması mümkün değildir. Mehmet Haberal, Kılıçdaroğlu’na asla vefasızlık yapmaz. Hocam burada yoktu, biz burada CHP’li insanlarla mücadele verdik. Kaldı ki bu aile CHP’nin parçası” diye konuştu. ki başarı Bu seçimlere “kendisinin bilincinde” olarak, bir başka deyişle “kim, ne olduğunu bilerek” giren yalnızca iki oluşum vardı; ikisi de seçimlerden başarıyla çıktı. Bunlardan biri siyasal İslam koalisyonunun, onun “pasif devrim” sürecinin temsilcisi AKP’ydi. Seçimlerden başarıyla çıkan ikinci oluşum da Kürt siyasi hareketinin yasal temsilcisi ve taşıyıcısı olan BDP’ydi. “Kim, ne olduğunu bilmek”, belli bir “hakikate” (evrenselliğe) sadakat deklare etmiş olmakla ilgilidir. Bu, o “hakikatin” ahlak, adalet anlayışına sadık olmak anlamına gelir. Bu “sadakat” kendini, zaman içinde, hatta sık sık değişen “kamuoyu” eğilimleri, her genel seçimde yeniden tanımlanan “çoğunluk iradesi” gibi kavramlarla sınırlamaz, onlara tabi kılamaz. Paradoks şurada ki “temsili demokrasi”, “genel seçimler” gibi süreçlerden en etkin bir biçimde kim, ne olduğunu bilenler, ahlak, adalet anlayışını “temsili demokrasi”, “genel seçimler” gibi işlemlere tabi kılmayanlar, evrensel, kalıcı olarak saptadıklarını, “konjonktür”le, “geçici” olanla karıştırmayanlar yararlanabiliyorlar. Siyasal İslam ve AKP, başından beri kendi hakikatine ve adalet anlayışına sadık kaldı diye düşünüyorum. AKP’nin “stratejik” yönelimi, iktidar vizyonu (sakın şeriatı amaçlıyordu demek istediğimi sanmayınız) başından beri belli olduğundan, liderliği için gereken ittifakları kolayca kurabildi, tavizleri verebildi, bunlara uygun söylemleri üretebildi; sonra da gerektiğinde (bu seçimlerin öncesinde olduğu gibi) liberal kesimlere şaşırtıcı gelen, ani bir dönüşle temel ilkelerini, bunları ifade eden sloganları ve söylemleri öne çıkarabildi. Seçim sonuçları belli olunca da “balkona” çıkıp “başka bir konuşma” yapabildi. BDP’ye gelince; o, “Kürt sorunu” denen “olayın” hakikatine, onun ahlak ve adalet anlayışına sadık bir siyasi hareketi temsil ediyor. BDP’nin son referandumda, son genel seçimlerde, etkili bir tutum belirleyebilmiş olması, bu tutumu açıklayan, destekleyen söylemleri, ittifakları kolayca kurabilmiş olması da bu özelliğinden kaynaklanıyor. O da genel seçimlere, hangi sınırlamalar içinde hareket ettiğini, ne beklediğini bilerek girmiş, uygun söylemleri (örneğin, “demokratik özerklik”) üretebilmiş, hem gereken esnekliği hem de “katılığı” sergileyebilmiştir. Kılıçdaroğlu ve ekibine karşı olan isimler, seçim sonucunu tam bir başarısızlık olarak görüyor CHP ve ‘diğerleri’ CHP’de istifa sesleri yükseliyor İstanbul Haber Servisi CHP eski İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, CHP’nin genel seçimlerdeki aldığı oy oranını değerlendirmek amacıyla Gayrettepe’deki Sürmeli Otel’de basın toplantısı düzenledi. CHP’nin aldığı yüzde 26 oy oranının başarısızlık olduğunu söyleyerek kurultay çağrısı yapan Şimşek, “Genel merkez tarafından seçimlerde örgüt yok sayılmasına karşı fatura örgüte kesiliyor. 2009 yerel seçimlerinde İstanbul’da yüzde 37 oy alan Kemal Kılıçdaroğlu neden bu seçimlerde yüzde 30’u bulamamıştır” dedi. CHP’de eksen kayması yaşandığını öne süren Şimşek, “Fethullahçılar ve ‘yetmez ama evet’ diyenler partiye dolduruldu. Daha fazla sıkıntı yaşanmaması için seçimli genel kurultaya gidilmelidir” diye konuştu. HAKAN D R K İZMİR 8 yıl kesintisiz olarak CHP Meclis Grup Başkanvekilliği yapan Kemal Anadol, “yeni CHP”nin söylemlerinin özellikle sahillerdeki seçmeni tedirgin ettiğini, çözümün “yeniden CHP”de olduğunu söyledi. Kurultayı işaret eden Anadol, “İzmir gibi yerlerde önseçim yapılmaması, örgütün çalışmasını aksattı. ‘Cumhuriyetin en büyük hatalarından biri tekke ve zaviyelerin kapatılmasıdır’ diyen birisinin aday yapılması CHP’li seçmenlerin tüylerini diken diken etti. CHP örgütü 52 derece sıcakta, referandumda hayır oyu için ter dökerken ‘Yetmez ama evet’ diyenler listelere kondu. Yeni CHP’yle geldiğimiz nokta burası. Şimdi, ‘yeniden CHP’ demek lazım” diye konuştu. YALOVA (Cumhuriyet) CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, 12 Haziran seçimlerinde partisinin aldığı oy oranına ilişkin “Ortada başarı filan yoktur” dedi. İnce, seçim sürecinde merkez ilçe teşkilatının istifasına da değinerek, “Ben büyük işlerle uğraşıyorum. Küçük siyasi tartışmalara giremeyeceğim, ama bu partide İrlandalılar olmayacak. Partiden İrlandalıları temizleyeceğiz” diye konuştu. İnce, akşam saatlerinde yaptığı açıklamada “İrlandalıları temizleyeceğiz” şeklindeki sözünün, genel merkezle bir ilgisinin bulunmadığını “yerel” olduğunu söyledi. “Genel Başkan Yardımcısı bana cevap vermiş; aradım ‘yapma’ dedim, birbirimize düşmeyelim, böyle bir şey yok. Haber doğru değil” dedi. CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ERDOĞAN TOPRAK ELEŞT R LER YANITLADI ‘Fırsatçılar bizi başarısız gösteriyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, seçimde alınan yüzde 26’lık oyu yeterli bulmayan ve kurultay isteklerini dillendirmeye başlayan parti içi muhalefete yanıt verdi. CHP’nin iç çekişmelerden kurtulup dışa dönük mücadelesini sürdürmesi gerektiğini belirten Toprak, “Fırsatçılık yapmaya kimsenin hakkı yok. Başarılarımızın üstüne fırsatçılık yapıp başarısızmışız gibi gösterilmemizin kamuoyunda çok karşılık bulacağını sanmıyorum. Keşke herkes Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun performansının onda birini gösterseydi, o zaman söz söyleme hakları olurdu” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Toprak, seçim sonuçlarından tatmin olmayan parti içindeki muhalif isimlerin kurultay isteklerini dillendirdikleri ortamda seçim sonuçlarını parti genel merkezindeki makamında bir grup gazeteciye değerlendirdi. Bu seçim sürecinde CHP’nin politikalarına vatandaşların ilgi gösterdiğini ve “Bu parti ne diyor?” demeye başladıklarını kaydeden Toprak, “Ama belli bir yere kadar olur. Önce insanlar kafasında yorumlarlar, doğruluğuna inandıkları zaman da oy verirler. Biz bu seçimde 3.5 milyon oy kazandık ve yüzde 5’in üstünde oy artışımız oldu, küçümsenecek bir şey değil bu. Bu politikalar devam edecek, CHP olarak halka dokunmaya devam edeceğiz” dedi. Parti içinden gelen “Baykal istifa ettiğinde oy oranı yüzde 28 düzeyindeydi” yorumlarını da değerlendiren Toprak, “Ben sandıkta yüzde 28 görmedim. 1983’ten bu yana alınmış en ciddi oyu bu seçimde aldık. Bu seçimde oy oranını en fazla arttıran parti CHP’dir” dedi. Toprak, yüzde 30’luk oy hedefini kendilerinin koyduğuna dikkat çekerek “Biz kendimizle yarışıyoruz. Biz yüzde 30’un üstü çıtasını kendimiz koyduk. Bence basiretli yönetici budur. Hedeflerini büyük koyarak yola devam eder. Başkası gibi, 2007 analizini yaptıkları gibi yapmadık” diye konuştu. Yukarıda yaptığımız saptamalar ne yazık ki ana muhalefet partisi CHP için geçerli değil. CHP’nin arkasında; ne tanımlanabilir bir siyasi hareket ne de Kemal Kılıçdaroğlu’nun, tüm yeni bir söylem üretme çabalarına karşın tanınabilir bir siyasi proje vardı. CHP’nin hangi evrensel hakikate, onun ahlak ve adalet ilkelerine sadık olduğu ne yazık ki anlaşılamıyordu. Aksine, Antonio Gramsci’nin bir deyimini ödünç alırsak, farklı “hakikat rejimlerine” ait söylemlerden alınan kavramların, evrensel olanla, koşullara ve zamana bağlı olanın, bir arada bulunduğu bir “yamalı bohça” söz konusuydu. Bu yüzden, CHP’nin emekçilerin sorunlarına odaklanmaya çalışan söylemi amacına ulaşamadı. Düzen içi sosyalizm ve düzen dışı komünizm akımlarına gelince; burada da ne yazık ki bir başka tarihsel sorunla karşı karşıyayız. Dünyada, 1980’lerde başlayan gericilik döneminin sona ermeye, yeni başlangıç olasılıklarının ortaya çıkmaya başladığını gösteren belirtiler artıyor. Geçen eylülden bu yana Avrupa’dan Kuzey Afrika’ya, Ortadoğu’ya, tekrar Avrupa’ya, “dolaşan” devrimci dalga “gerçek demokrasi” talebi, bu yeni başlangıçlara işaret ediyor. Kanada’nın Toronto kentinde, bir polisin, genç kızlara “Sürtük gibi giyinirseniz, tecavüz edilme olasılığınız artar” “uyarısından” sonra, “Tecavüze Karşı Sürtük Yürüyüşü” başlığıyla patlak veren Dallas ve Delhi’de tekrarlanan, geçen hafta Londra ve Glasgow’da gerçekleştirilen protesto eylemleri, “kadın hareketi”nin de bu dalgaya katıldığını gösteriyor. Ancak sosyalist ve komünist hareket, hâlâ 1917’den 1970’lere kadar uzanan devrimci dönemin, program, söylem ve “alet çantasıyla” çalışmaya, artık geride kalmaya başlayan gericilik ve yenilgi döneminin duyarlılıklarıyla davranmaya devam ediyor. Bu yüzden, sık sık, kendi grup/örgüt gereksinimleriyle (korunma refleksi) siyasi durumun, örneğin bir seçim konjonktürünün risk ve olasılıklarını bağdaştırmakta zorlanıyor. Halbuki, rüzgârlar ondan yana esmeye başladı... CHP’de ilk seçim istifası KOCAELİ (Cumhuriyet) Seçimde istediği başarıyı elde edemeyen CHP’nin Kocaeli Kartepe İlçe Başkanı ile 10 kişilik yönetim kurulunun 8 üyesi istifa etti. CHP’nin 2 dönemden bu yana Kartepe ilçe başkanlığını yapan Harun Güneş, CHP’nin seçimlerden başarısız çıktığını, ancak bu duruma CHP içinden de sevinenler olduğunu ileri sürdü. Güneş ile birlikte CHP Kartepe ilçe yönetiminden Zekeriya Topal, Musa Koşar, Nilay Merttürk, Gözde İçer, Yusuf Akdağ, Lütfü Yalçın, Hikmet Çağlar ve Sabri Yıldız da istifa etti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle