15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 HAZ RAN 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA 15 düzenleyemesin. Öğrenciye özel kitaptı, soruydu, şifreydi derken... 1 milyon 750 bin çocuğun puanını doğru hesaplayamasın, hakkını yesin ya da hakkından fazlasını versin, emekleri boşa çıkarsın, mağdurlar yaratsın. Düşünün ki aynı ülke, 2007 yılında 61 milyon siyah beyaz –yani daha ucuz oy pusulasını 4 milyon 444 bin TL verip Korza diye bir firmaya bastırsın. Düşünün ki aynı ülke, 12 Haziran seçimleri için 69 milyon 163 bin 710 adet (Vay be, seçmen sayısından 9 milyon fazla pusula küsuratına ne ince ayar!) renkli oy pusulasını yine Korza firmasına, 11 milyon 990 bin TL’ye ihale etmesine etsin, ama... İhaleye itiraz, iptal falan derken Korza firması aynı miktarda oy pusulasını 899 bin TL’ye bassın. Sonracığıma, iki ihale arasındaki 11 milyon TL’lik farkı, firmanın yöneticisi Hüseyin Kozan: “Vatan, millet ve demokrasi sevgisi için zararı göze aldık!” diye açıklasın. Bitmedi. Aynı ülke, tüm seçimlerde en fazla 48 saat önce teslim edilen oy pusulası ve “evet” damgalarını, sandık sorumlularına bir hafta önceden dağıtsın. Bitmedi. Bu ülke, nüfus sayımını doğru dürüst yapamasın, kümeslere aileler yerleştirsin, iki kişilik hanelere onlarca nüfus kaydetsin, ama “ileri demokrasi” gerekçesiyle mükerrer oyu önleyen parmak mürekkebini, oyların bire bir sayımını kaldırsın. Sağlaması yapılamayan, denetlenemeyen ve hiçbir Avrupa ülkesinde güvenilmeyip en son Hollanda’nın 2008 yılında vazgeçtiği “elektronik” sayım yapsın. Zaten seçimleri düzenleyen YSK de hükümete bağlı olmayan hiçbir devlet kurumu tarafından denetlenemesin, kararlarına da itiraz edilemesin. YSK, ki ÖSYM namlı Bir ülke düşününşaibesiz YGS kurumu liseli nüfusunun sınavını hatasız ve da YSK hazırlayıp Korza firmasına bastırsa da öğrencilerin puanlarını da elektronik düzenek hesaplasa... El hak, ÖSYM’nin mağdur edemediği öğrenci de var tabii. İşte onlardan birinin kaderine feryat eden annesi: “Sayın Kırıkkanat, Size bir KPSS mağduru olan oğlumdan bahsetmek istiyorum. Oğlum, uluslararası ilişkiler (İngilizce) bölümünü dereceyle bitirmiş, 2 yıl yurtdışında Rus dili ve Rus tarihi eğitimi almış, 2 yıl da Rusya’da uluslararası bir firmada iş deneyimine sahiptir. Girdiği sınavlar ve aldığı puanları şöyledir: KPSS P3 91 puan. TOEFL IBT 93 puan. KPDS Rusça 72 puan. Bir de bu yıl girdiği devlet kurumları sınavları ve sonuçlarına bakınız: THY Pilot Adayı/Yazılı: Geçti. Mülakat: Elendi. TPAO Uzman Yardımcılığı/Yazılı: Geçti. Mülakat: Elendi. BAKA Kalkınma Ajansı/Yazılı: Geçti. Mülakat: Elendi. Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk Memuru/Yazılı: Geçti. Mülakat: Elendi. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Bşk. Uzman Yardımcılığı/Yazılı: Geçti. Mülakat: Elendi. Ayrıca ABGS, KOSGEB ve MİT sınavlarına da girmişti. Sonuçlar aynı: Yazılı sınav ya da ön değerlendirmeleri geçiyor, mülakatta eleniyor. Peki ‘mülakat’lardaki ‘başarısızlığı’ nedir? Atatürkçü olmak. Bilgi birikimini devleti için kullanmayı istemek. Asker çocuğu olmak. Cemaat mensubu ve torpili olmamak. Çocuğum 2 yıldır işsiz. Buradan sizin aracılığınızla bu ‘mülakat’ları yapanlara seslenmek istiyorum: Oğlumun adalete olan inancını, iki yıldır geleceğini çaldınız, çalmaya da devam ediyorsunuz. Vicdanınız rahat mı?” *SkyTürk, 17.05.2011 “Her eşek kendini kralın atına eşit sanır.” İNGİLİZ ATASÖZÜ Aritmetik Sıfır, Matematik Kıvırır Fotoğraf: ALİ ARİF ERSEN 2007’nin siyah beyaz seçim pusulalarına niye damper kepçesiyle para versin, 2011’de yirmi milyon renkli fazlasına niye damlalıkla... Asla öğrenemeyelim. Seçim öncesi 12 bağımsızın milletvekili adaylığını iptal edip memlekette isyan çıkınca niye çark etti, asla bilemeyelim. Elektronik seçmen sayısını biyolojik seçmen sayısıyla da karşılaştıramayalım, zaten. Ya da 2009 yerel seçimlerine ait mühürlü ve onaylı oy pusulalarından, Ankara’ya seyir halinde bir kamyondan TEM yolu Dudullu kavşağına saçıldığı zaman haberimiz olsun, bazen(*)... İşte ÖSYM’nin doğru dürüst bir sınav yapamayıp 1 milyon 750 bin lise öğrencisinin puanlarını doğru hesaplayamadığı bu ülkede... YSK, 9 milyon fazladan pusula bastırdığı 50 milyon 189 bin 930 seçmenden kaçının sandığa gittiğini henüz açıklamadı; ama yüzde 86.7’sinin hangi parti ya da bağımsız adaya oy verdiğini bilmiş ve seçimin resmi olmayan elektronik hesabını da 4 saatte kesmiş bulunuyor. Ne diyeyim? Keşke lise ve üniversite sorularını çıktı. Aynı bölgede geçersiz oy sayısı 68 bin 421 ve sandık tutanaklarında çoğuna “iki kez mühür basılmış” ibaresi düşülmüş. Seçimden bir gece önce, twitter ve internette, sahte bir: “YSK karar aldı, hem Tuncay Özkan, hem CHP’ye çifte mühür basarsanız geçerlidir” mesajı dolaştı. MHP’yi baraj altına düşürmek için kimlerin seks videosuyla şantaja başvurduğunu düşünürseniz, bu mesajı da kimin yayımladığını tahmin edersiniz. Tuncay Özkan’ın seçilmesi için 75 bin oy bile yetiyordu. İki kez mühür basılan oylar Tuncay Özkan’a milletvekilliği kaybettirdi, ama onu aday göstermeyen CHP için de kayıp. Demek ayıp bazen kayıpla ödeniyor. 1. bölgeden İstanbulgeçerli oy 32 Tuncay Özkan’a bin 739 Sosyalistler Parlamentoda Son genel seçimin en önemli olayı bence ne AKP’nin her iki seçmenden birinin oyunu alması, ne CHP’nin hedeflediği oranı yakalayamaması, ne de MHP’nin yüzde 10’luk barajı aşmasıdır. 2011 seçimlerinin en önemli olayı, üç sosyalist adayın, Ertuğrul Kürkçü’nün, Levent Tüzel’in ve Sırrı Süreyya Önder’in yeterli oy olarak TBMM’ye girmeleridir. Bu olay aynı zamanda önemli bir başarı örneğidir. Çeşitli yönelimlerden sosyalist parti ve gruplar bir araya gelerek güçlerini birleştirmişler, TBMM’nin kapılarını sosyalistlere açmışlardır. Bu parti ve grupların adlarını anımsayalım: Barış ve Demokrasi Partisi, Demokrasi ve Özgürlük Hareketi, Devrimci İşçi Partisi, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi, Emek Partisi, Emekçi Hareket Partisi, Eşitlik ve Demokrasi Partisi, İşçi Cephesi, İşçilerin Sosyalist Partisi, Katılımcı Demokrasi Partisi, Köz, Sosyalist Birlik Hareketi, Sosyalist Dayanışma Platformu, Sosyalist Demokrasi Partisi, Sosyalist Gelecek Parti Hareketi, Toplumsal Özgürlük Platformu, Türkiye Gerçeği, Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği ve Partizan. “Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku” adı altında gerçekleştirilen bu güç birliği oluşumu, kapsamı ve yaygınlığı açısından ülkemiz sosyalist hareketi içinde bir ilktir. Oluşum, 41 ilde 65 adayı desteklemiş, bu adaylardan 36’sını TBMM’ye göndermeyi başarmıştır. Doğal ki bu başarıda en büyük payın Barış ve Demokrasi Partisi’ne ait olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Ayrıntılı bir planlama gerektiren zor bir işin üstesinden gelmişlerdir. Özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu gibi eğitim düzeyinin oldukça düşük olduğu bölgelerde seçmenleri farklı bağımsız adaylara yönlendirmek hiç kolay değildir. Demokrasiye olan inanç antidemokratik baraj duvarını yıkıp geçmiştir. Eğer Türkiye’nin kanayan yarası Kürt sorunu ise bu yaraya çare ancak Kürt siyasal ve toplumsal hareketinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki temsilcileri, sosyalistler ve diğer sol güçler tarafından bulunabilir, bu, aynı zamanda yakın zamanda gündeme gelecek olan anayasa değişikliği için de geçerlidir. Düzen partileri 1980’lerden bu yana ne Kürt sorununa bir çözüm bulabilmişler, ne de bir deli gömleği gibi toplumun elini kolunu bağlayan 1982 Anayasası’nın yerine Türkiye’ye çağdaş, özgürlükçü, demokratik yeni bir anayasa kazandırabilmişlerdir. Yeniden sosyalist milletvekillerine dönecek olursak… Her üçü de devrimcilikleri ve sosyalizme inançları uzun yıllar içinde sınanmış, kanıtlanmış güvenilir kişiliklerdir. Ertuğrul Kürkçü, 1968 kuşağının önde gelen öğrenci liderlerinden biridir. 18 Ekim 1970’de Türkiye Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu (DevGenç) Genel Başkanlığı’na seçilmiştir. Mahir Çayan ve arkadaşlarının öldürüldüğü Kızıldere olayından sağ kurtulan tek kişidir. Askeri mahkemelerde yargılanmış, çarptırıldığı ölüm cezası 1974 affıyla 30 yıla çevrilmiş, 14 yıl hapis yattıktan sonra İnfaz Yasası’nda yapılan bir değişiklikle 1986 yılında serbest bırakılmıştır. O günden bu güne sosyalist hareket içinde savaşımını sürdürmektedir. Levent Tüzel avukattır. 1985 yılından bu yana serbest çalışmaktadır. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde yönetim kurulu üyeliği, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi’nde başkanlık yapmıştır. 1996 yılında kurulan Emek Partisi’nin başkanlığına seçilmiştir. Sırrı Süreyya Önder’i, 2006 yılında çevrilen “Beynelmilel” adlı filmden yönetmen, senarist ve oyuncu ve son zamanlarda çeşitli gazetelerde yazdığı yazılardan köşe yazarı olarak tanıyoruz. 1962 doğumlu Önder, daha 16 yaşında Adıyaman Lisesi’nde öğrenciyken Maraş Katliamı’nı protesto ettiği için cezaevine girmiş, tahliye olduktan sonra Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne girmiştir. 12 Eylül darbesi sonrası tutuklanmış, uzunca bir yargılama süreci sonunda 12 yıl hapse mahkum olup 7 yıl hapiste kalmıştır. Demokratlıkları, barışçılıkları, özgürlükçülükleri, sosyalistlikleri kuşku götürmeyen her üç sosyaliste de TBMM’de halkın sesi olacakları umudu ve inancıyla başarılar diliyorum. K M K ME DUM DUMA BEH Ç AK ‘ G ’ N O K T A S I [email protected] ‘Projeli Seçim’ Üzerine... Seçim sonuçları malum... Kimine göre halkımızın yarısı hükümetten çok memnun; kimine göre de Başbakan’ın “proje”lerine hayran kaldı… Bir mimarlık hocamız dedi ki: “Halk TV tartışmalarında ille de profesörleri, uzmanları istiyor, ama ülke yönetiminde istemiyor...” Demek ki artık TV programlarına uzman yerine “halk” denince akla kim geliyorsa onlar çağrılmalı… O uzmanlar ki “seçim projeleri”ne bile hep karşı çıkmadılar mı? Sonuç: “yüzde 50” ile haksızlar! başka partiler de vardı, ama tüm seçimleri Şah’ın partisi kazanırdı. İran Azerbaycanı’ndaki Ardebil kentinin sevilen nüktedanlarından “Lotu (kabadayı) Kôru”, bir seçim günü oy atma sırası kendine geldiğinde sandığa secde etmeye başlar… “Tapınma”sı uzayınca etraftakiler sorarlar: “Ay kişi, sen ki Müslümansın, hiç sandığa tapılır mı?” Lotu’nun yanıtı kendi dilinde şöyledir: “Ay Erdebilliler, bu sandığa men tapmıyım da kim tapsın; 50 yıldır içine Memmed atıram, amma içinden Mustafa çıhır!” Bernard Shaw Bense öteden beri “demokrasi” denince Bernard Shaw’ın sözlerini; “seçim” denince de eski bir İran fıkrasını anımsarım... Geçen yıl 24 Ocak’ta aramız Oy masalları Seçimleri kampanya söylemleriyle değerlendirdiğimizde akla şu geliyor: “Demek ki ülkenin gerçek sorunlarına eğilmek yerine, hayali ve rant umutlu projeler daha fazla oy kazandırabiliyor.” Bu projeleri ise “iktidar”da olduğu için sadece AKP yapabilirdi... İstanbul’a kanal açmak; İzmir’e tüp geçiş yapmak; Ankara’ya dünyanın en büyük hayvanat bahçesini kurmak; Trabzon’da denizi doldurup dev stadyum inşa etmek, dolgu alanlarına AVM’leri, otelleri, siteleri sıralamak; diğer kentleri binlerce yataklı dev şehir hastaneleriyle, hatta stadyumlarla donatmak; denizi olmayan kentte deniz yaratmak, hangi kentin altyapısı eksikse derhal tamamlamak... Bütün bunlar ancak “hükümet desteği”yle ve “devlet parası”yla yapılabilecek işler değil midir? Muhalefetse bilim dışı projeler için “biz daha iyi yaparız” demeyi yeğlemediğinden, dünyanın en pahalı akaryakıtı kullanılan; ulusal zenginlikleri pazarlanarak Cumhuriyetin sağladığı tüm ekonomik güvencelerini yitiren; tüm akarsuları HES şirketlerine, efsanevi ormanlık dağları altın tekellerine dağıtılan ülkemizde yaşayanların yarısı, hiçbirisini umursamadan oylarını “rant projeleri” gösterilerine veriverdi… Yarın bu seçim projelerinin adlarının bile anılamayacağı; çünkü çoğunun oy için uydurulduğu anlaşıldığında, 12 Haziran’daki “demokrasi zaferi”ni yaratanlar acaba ne yapacaklar? Seçimlerin özeti şudur: Halkımızın yarısı, ülkenin hiçbir zenginliğini “muhafaza etmeyen bir muhafazakâr”lığı destekliyor. Milli iradeyi de işte böylesi bir “demokrasi bilinci” oluşturuyor… Ç ZG L K KÂM L MASARACI [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARB SEM H POROY Ercan Akyol / 22 Temmuz 2007Milliyet ‘Kutsal’ sandık Eski İran fıkrasına gelince... Şah Rıza Pehlevi zamanında C MY B C MY B dan ayrılan Şakir Eczacıbaşı, çok sevdiği Shaw’ın sözlerini “Gülen Düşünceler” adlı kitabında derlemişti. Ünlü İrlandalı yazar, 1856’da Dublin’de doğdu, 1925 Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı. Oyun yazarlığının yanı sıra sosyalizme ve kadın haklarına adadığı ömrünü 94 yaşındayken budadığı bir ağaçtan düşerek 1950’de noktaladı. “Gülümseten” tanımlamaları arasında demokrasi için demiş ki: “Demokrasi, düzenbaz bir azınlıktan atanma yerine, yetersiz bir çoğunluktan seçilmeyi sağlar.” Bu sözüyle İngiliz hükümetlerinin “kandırılan cahil halkın oyları”yla seçildiklerini ima ettiği için iktidardakileri kızdırsa bile, ününe ün katan sözü şöyleydi: “Demokrasi dediğimiz siyasal deney, düzenbaz yönetimin tarihteki son sığınadır.” HAYAT EP K T YATROSU MUSTAFA B LG N [email protected] 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Daha çok Türk 1 menler arasında rastlanan bir tür 2 kukla oyunu. 2/ Gö 3 rünüşe göre olacağı 4 sanılan... Derebeylik Japonyası’nda 5 en aşağı sınıfı oluş 6 turan halk. 3/ Par7 keden daha geniş ve uzun, döşeme 8 kaplama tahtası... 9 Pantolonun apış 1 2 3 4 5 6 7 8 9 arasına gelen yeri. 4/ Tavuğun göğüs etiyle hazır 1 C E L L A B E O lanan ve pişmiş hamurla 2 E D A R O Z E T yenen bir tür çorba. 5/ Bi 3 N E V N İ Y A Z rinin buyruğu altında olan 4 B D E F O İ T görevli... Maden külçele 5 İ L AM Z OMA rinin eritilip arındırılması. 6Y U N A K T E R 6/ İlgi eki... Bir şeyin ön 7 E GO A K O V A tarafı; cephe. 7/ Bir işi AMA R O İ M ustalıkla yapan kimse. 8/ 8 S E R F A Çöl bölgelerinde bazı çu 9 U Z kurların tabanını kaplayan, çoğunlukla tuzlu ve killi toprak... Karakter. 9/ Alev... Başıboş gezen hayvan sürüsü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Anadolu’nun birçok yöresinde kukla oyununa verilen ad... Uzaklık işareti. 2/ Karışık renkli... Tropikal bölgelerde yetişen ve yapraklarından değerli bir tekstil elyafı elde edilen bitki. 3/ Fas’ın başkenti... Kimi Türk lehçelerinde “ağa” yerine kullanılan sözcük. 4/ Yüzyıl... Ekin biçildikten sonra toprakta kalan köklü sap. 5/ Bulgaristan’da yaşayan bir Türk topluluğu. 6/ Bolu ilinde turistik bir göl. 7/ Bir nota... Antalya ilinde bir çay ve baraj. 8/ Birine dokunsun diye söylenen söz... “Olmaz ilaç sinei sadpâreme / bulunmaz bilirim yâreme” (Namık Kemal). 9/ Atın omuzları arasında kalan bölge... Üzerine yazı yazılan tabaklanmış ceylan derisi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle