26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MAYIS 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 40 yıla yakın bir süredir farklı coğrafyaların müzik kültürünü derleyen Katalan sanatçı Jordi Savall İşSanat’taydı stanbul’da çağların derinliği... Yazın caza yıldız yağacak İspanyolKatalan sanatçı Jordi Savall (1941), 40 yıla yakın bir süredir çağların derinliğinden ve coğrafyaların genişliğinden müzik kültürü derliyor. Her yörenin çalgılarını ve yerel yorum tavrını incelemiş. Bunları bir ortak paydada toplayıp konser paketleri düzenliyor, CD albümleri yapıyor. Geçen yılki “İstanbul” başlıklı CD’si, diğer nice kaydı gibi kendi şirketi AliaVox etiketiyle piyasaya sunulmuştu. Boğdan prensi Dimitri Kantemiroğlu’nun saz eserleriyle onun gibi Osmanlı sarayında yaşamış Ermeni ve Safarad bestecilerinden derlemeleri içeriyordu. Jordi Savall, o CD’de rebab çalmıştı. Eşi soprano Montserrat Figueras ve birkaç arkadaşıyla 1974’te kurduğu Hesperion XX topluluğunda, ortaçağ, derebeylik, Rönesans ve barok kültürlerindeki Avrupa müziğini İspanyol dağarcığıyla birleştiriyordu. AliaVox etiketiyle yıllarca o kültürün karakter parçaları, folialar, danslar ve fantazileri yayınlamıştı. Sonra Savall, özgün İspanyol müziğindeki Doğu etkilerini araştırdı. Nice sazın ve müzik yapısının Fars müziğinden Arap müziğine ve İslam kültürüyle 13. yüzyılda İspanya’ya gittiğini izledi. Örneğin kemençenin atası rebabın yolculuğu gibi. Oradan Doğu’ya, Ortadoğu’ya, Uzakdoğu’ya uzanan incelemeler yapmaya başladı. İlginç olan hemen her toplumda tarihin benzer dönemlerinde benzer çalgıların ortaya çıkışı. Yöre çalgılarını ve çalgıcılarını gündeme getiren Savall, geçen akşamki İş Sanat konserinde olduğu gibi onları aynı konserlerde belli temalar içinde çaldırmakta. Program kitapçığında okuduğuma göre yılda 140 konser vermesi onun popülerliğinin göstergesi. Derlemelerinde geliştirdiği kendine has seçmeci tarzıyla, tutucu klasik müzik izleyicisinden gençliğe, geleneksel müzik meraklısından otantik ses tutkunlarına kadar geniş bir yelpazede dinleyici kitlesi oluşturmuş. Çünkü Avrupa merkezli klasikleşmiş müziğin 21. yüzyılda ye 18. stanbul Caz Festivali 40’tan fazla konserde 300’ü aşkın sanatçıyı müzikseverlerle buluşturacak Kültür Servisi İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından 119 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek 18.İstanbul Caz Festivali, bu yıl “İstanbul’un kalbi cazla dolacak” sloganıyla yola çıkıyor. 40’tan fazla konserde 300’den fazla yerli ve yabancı sanatçıyı müzikseverlerle buluşturacak olan festivalin biletleri 7 Mayıs günü saat 10.00’da satışa çıkıyor. Festivalin Yaşam Boyu Başarı Ödülü perküsyon ustası Okay Temiz’e verilecek. Festivalde caz ustası Miles Davis’in ölümünün 20. yılında, sanatçıya saygı niteliğinde bir proje festival kapsamında hayat bulacak. Davis’le daha önce çalışmış üç efsane isim, Marcus Milgrup arka arkaya sahne alacak. e.s.t. grubunun basçısı Dan Berglund’un yeni grubu Tonbruket, Arto Tunçboyacıyan’ın konuk sanatçı olacağı İlhan Erşahin’in projesi “Love Trio” ve ünlü fusion grubu ile caz dünyasının iki yıldız ismi Bill Evans ve Randy Brecker’la Medeski Martin & Wood’u aynı sahnede buluşturacak. İstanbul’da ilk kez konser verecek bir diğer isim ise İngiliz soul ve R&B şarkıcısı, söz yazarı Joss Stone. Festivalin “Yeni Ozanlar” serisinin bu yılki konuğu İngiliz şarkıcı ve besteci Patrick Wolf olacak. “Ustalarla Buluşmalar” konserleri kapsamında ise perküsyoncu Mısırlı Ahmet, caz ve klasik Hint müziğinin önemli isimlerinden, tabla üstadı Zakir Hussain, Hint klasik müziğinin genç ustalarından sitar virtüözü Niladri Kumar 1 Temmuz akşamı aynı sahneyi paylaşacak. Nina Simone anısına başlatılan proje kapsamında Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’ndeki “Sing the Truth” gecesinde Dianne Reeves, Angelique Kidjo, Lizz Wright bir araya gelecekler. “Mujeres de Agua” ya da “Suyun Kadınları” başlıklı konserde ise Akdenizli 6 usta kadın sanatçı, modern flamenkonun öncülerinden kabul edilen, yapımcı, besteci ve gitarist Javier Limón’un şarkılarına getirdikleri yorumlarıyla bir konser verecek. Konserde yer alacak sanatçılar arasında İspanyol sanatçı Buika, Türkiye’deki en güçlü seslerden biri olan Aynur, vokalleriyle dikkat çeken La Shica ve Sandra Carrasco, Yunanistan’dan Glykeria ve İsrail’in önemli kadın vokalistlerinden Rita da bulunuyor. Afroblues müzisyenleri Malili ikili Amadou & Mariam ise 18 Temmuz’da The Marmara Esma Sultan’da olacak. Ortaçağ, derebeylik, rönesans ve barok kültürlerindeki Avrupa müziğini spanyol dağarcığıyla birleştiren topluluğuyla stanbul’da konser veren Savall’a eşi soprano Montserrat Figueras’ın rahatsızlığı yüzünden eşlik edememesi büyük talihsizlikti. ni açılımlara gereksinimi vardı. Tam da bu sırada Savall’ın araştırmaları, otantik çalgıları ve Doğu atmosferiyle Batı’yı birleştirmesi dinleyiciye ilginç geldi. Oysa biz Savall’ı ilk kez “Dünyanın Bütün Sabahları” filmindeki viyola da gamba’sının sesiyle anımsıyoruz. Belki de filmin başyapıt haline gelmesinin bir nedeni de Savall’ın gambası. Filmde 14. Louis Sarayı’nda viyola da gamba’yı en yüce icrasına kavuşturan besteci Marin Marais ve hocası Saint Colombe yer alır. Başrolde usta oyuncu Gerard Depardieu olsa da, başrolü böylesine etkin kılan Savall’ın arka plandaki icrasıdır. Bu arada eşi Montserrat Figueras ile yaptıkları kayıtlar gerçekten büyüleyiciydi. Hani insanın hiç yanından ayırmak istemediği başyapıt kitapları vardır ya, benim için onların nice CD’si öylesine Figueras hastalanınca başyapıt özelliği taşımıştır. José Marin’den Tonos Humanos ezgileri ya da Tomás Luis de Victoria’dan Cantica Beatae Virginis gibi. Figueras’ın o derin sesi, karanlık derebeyi şatolarından dışarı taşan ışık huzmeleri gibidir. Hele Tonos Humanos’daki kilise baskısına karşı yükselen yaşama sevinci insanı alıp götürür. Kayıtlarının birçoğunda ailenin diğer üyeleri de yer alır. Kızları soprano ve arpist Arianna Savall artık onlarla birlikte konser vermiyor, zira her birisi kendi başına da ünlendiği için grubu bir arada tutmak çok zor. İstanbul konserinde Figueras’ın son dakikadaki rahatsızlığı büyük talihsizlikti. Yerini oğlu Ferran Savall aldı, ama doğal ki başka bir tarzda söylüyordu. Jordi Savall rebab ve yaylı lir çaldı. Türk, İran, Yunan, Ermeni ve diğer müzisyenler ney, ut, kanun santur ve vurmalı çalgılarla bizim geleneksel müziğimizin tınılarını duyurdular. Doğrusu ben bu konserde beklediğim büyüleyici etkiyi bulamadım. Monserrat’ın olmayışı büyük eksiklikti. Programın geri kalanında yer alan müzik Batılılara çok ilginç gelse de bizim için yeni bir heyecan sayılmazdı. Hesperion XXI grubunu Montserrat Fiugueras ile en kısa zamanda İstanbul’da dinlemeyi bekliyoruz. [email protected] Paul Simon, Marcus Miller, Wayne Shorter, Herbie Hancock, Mısırlı Ahmet, Zakir Hussain, Buika, Bill Evans ve Randy Brecker bu yılın yıldızları arasında. ler, Wayne Shorter ve Herbie Hancock, Davis’in anısına düzenlenecek bir konserde bir araya gelecek. Son provaları İstanbul’da yapılacak olan “Tribute To Miles” başlıklı proje için sanatçılar üç gün boyunca İstanbul’da hazırlanacak. Kült ikili Simon and Garfunkel’in itici gücü, Amerikan folk müziğinin efsane ismi Paul Simon ilk kez İstanbul’a gelerek 19 Temmuz akşamı sahnede olacak. Bu yılın ilginç etkinliklerden biri de, adını, yakın zamanda kaybettiğimiz ünlü caz müzisyeni Esbjörn Svensson’un grubu e.s.t’e ait bir albümden, “Strange Place For Snow”dan alan “Caz İçin Farklı Bir Yer” başlıklı gece olacak. Haliç’teki tarihi tersanede gerçekleşecek konserde yenilikçi üç Paul Simon Joss Stone PORTAKAL SANAT VE KÜLTÜR EV GECE MÜZAYEDES Müzayedede, Hüseyin Zekai Paşa’nın “Meyveli Natürmort”u açılış fiyatı olan 3 milyon 850 bin liraya satılarak bir dizi rekora imza attı. ‘Meyveli Natürmort’un rekor gecesi Kültür Servisi Portakal Sanat ve Kültür Evi, önceki gün yapılan “Büyük Ustalardan Tablolar” müzayedesiyle Batılı anlamdaki ilk gece müzayedesini gerçekleştirdi. Portakal Sanat ve Kültür Evi’nin sahibi Raffi Portakal ve kızı Maya Portakal’ın yönettiği müzayedede, Hüseyin Zekai Paşa’nın “Meyveli Natürmort”u açılış fiyatı olan 3 milyon 850 bin liraya satılarak bir dizi rekora imza attı. Eserlerine ender rastlanan Hüseyin Zekai Paşa’nın, hem boyutu hem de tabloda kullandığı objeler açısından kendi içinde pek çok ilki barındıran tablosu, bu fiyatla “son beş yıl içinde satılan en pahalı tablo” unvanını kazanırken, bir natürmorta verilen en yüksek fiyatın da sahibi oldu. 46 eserin satışa sunulduğu müzayedede Şeker Ahmed Paşa’nın “Güller” natürmortu 1 milyon, Şehzade Abdülmecid’in “Süvariler” tablosu 325 bin, Namık İsmail’in 1922 tarihli tablosu “Üryan” 300 bin, Bernard Buffet’nin “Femme Au Grand Chapeau” adlı tablosu ise 265 bin liraya alıcı buldu. İlk kadın ressamlarınızdan, Nâzım Hikmet’in annesi Celile Hikmet’in 10 bin liradan açık arttırmaya çıkarılan “Nâzım Hikmet” adlı tablosu 31 bin liradan alıcı bulurken müzayedenin en çok ilgi gören tablosu oldu. Bilinmeyen Sinemalar Film Festivali Kültür Servisi İstanbul’da, 1117 May arasında düzenlenecek “Bilinmeyen Sine ıs tarihleri mal Festivali” kapsamında, Afrika, Asya ve ar Film kıtalarından ‘en az gelişmiş ülkeler’ kate Amerika gorisinde sayılan ülkelerin sinemaları izleyiciyle buluşaca k. Türkiye’nin ev sahipliğinde, Dışişleri Bakanlığı’nın 913 tarihleri arasında İstanbul’da düzenleyeceğ Mayıs 2011 Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler Konfera i 4. Birleşmiş nsı kapsamında gerçekleştirilecek festival filmleri, Bey oğlu Sineması, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi ve Kad Sineması’ndan ücretsiz olarak takip edil ıköy Moda ebilecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle