23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MAYIS 2011 SALI L L SEÇ ME DOĞRU 2011 SAYFA 7 58 S VAS AKP smet Yılmaz (Hukukçu), Mesude Nursuna Memecan (Yayıncı), Hilmi Bilgin (Avukat), Ali Turan (Dış Ticaret), Adem Yıldırım (Hukukçu) CHP Malik Ecder Özdemir (Mühendis), Metin Keskin (Yüksek mimar), Etem Erdal Erşan (Doktor), Baki Çoban (Doktor), Bülent Renda Deniz (Avukat) MHP Hüsnü Yusuf Gökalp (Öğretim Üyesi), Cemal Çevik (Tıp Doktoru), Ünal Coşkun (Mülki dare Amiri), smahan Aydın Göze (Eczacı), Muammer Demirci ( şadamı) Kentte kocaman bir sessizlik, bir de üzerine sahipsizlik. Bunu söyleyen biz değiliz Sivaslılar Değişim yok, yazgısına razı LHAN TAŞCI SİVAS Yeşilin en bereketli ekinleri arasında yollar alabildiğince uzayıp gidiyor. Miting meydanlarında Başbakan’ın dilinden düşürmediği duble yol. Dök mucuru, at üstüne zifti, olsun sana duble yol. Şoförler övüne övüne bitirilemeyen duble yolların çukurlarından kaçma yorgunu. Ozana nazire edercesine “yol da yolmuş ha”! Hükümet Meydanı’na ulaşıncaya kadar Sivas’ta da seçim olacağına kimse inanmaz. Meydanın bir köşesinde sağlı sollu, önlü arkalı dizilmiş partilerin seçim otobüsleri. Otobüslerden yükselip birbirine karışan ve anlaşılamayan seçim şarkıları da olmasa, kim inanır seçime sayılı gün kaldığına. Biraz da o sesler kentte yaşamın varlığının kanıtı... Yoksa Sivas kocaman bir sessizlik, bir de üzerine sahipsiz. Sahipsizliği ekleyen de biz değiliz, Sivaslılar. Sahibi olsaydı, daha düne kadar 350 işçiye ekmek kapısı olan Dikimevi’ni tutup İstanbul’a götürebilirler miydi? Çay ocağında oturanlara kulak verirseniz sorumlusu bellidir; hükümet. Kimine göre de yüksek ücret alan işçiler! Her kentle aynı dertten yanıp kavruluyor Sivas: İşsizlik. Sorumlusu kim diye sorarsanız, kimsenin dili varmıyor söylemeye. İster konduramama deyin, isterseniz korku. “İstikrar sürsün, Sivas büyüsün” vesvesesine kimseler aldanmasa da Sivas beğenmediği yazgıyı yine seçecek. CHP’DE ÖRGÜT DE ÇALIŞIYOR CHP’nin birinci sıra milletvekili adayı Malik Ecder Özdemir ön seçimde birinci gelmenin verdiği mutlulukla birlikte, sorumluluğunun daha da arttığının bilincinde. Bir önceki seçimde ikinci vekili zorlayan CHP il örgütü de Cahit Korkut’un başkanlığında hummalı bir koşuşturmacanın içinde. AKP’lisinden MHP’lisine kadar herkesin gözünde CHP’nin bir milletvekilliği “çantada keklik”. Malik Ecder Özdemir de Si vas’ın vekil sayısının 6’dan 5’e düşmesi nedeniyle “ağız dolusu ikinci vekili çıkarırız” diyememenin sıkıntısını yaşasa da, ikinci vekilliği de alabilmek için çalmadık kapı bırakmama çabasında. Partili gençler CHP’nin toplumda en çok ilgi uyandıran projelerinden “10 Soruda Aile Sigortası” kitapçıklarından tutun da çalışanlardan emeklilere kadar pek çok kesimin sorunlarının çözümünün anlatıldığı çalışmaları kentin değişik yerlerine kurdukları stantlar aracılığıyla yurttaşlara ulaştırma telaşındalar. Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde CHP’ye karşı artan ilgi rahatlıkla gözlenebiliyor. Bu ilginin CHP’yi hangi oy bandına taşıyacağı ise Sivas’ta en çok merak edilenlerin başında geliyor. P GÖĞÜSLEMES SÜRPR Z OLMAZ Şener iddialı ve organize A KP hükümetinde başbakan yardımcılığı yapan, yolsuzluklardan yakınarak partisinden istifa edip Türkiye Partisi’ni kuran Abdüllatif Şener bağımsız milletvekilliği için iddialı ve yoğun bir çalışma yürütüyor. Türkiye Partisi’nin diğer kentlerdeki olanaklarının bu kentte seferber edildiği hissediliyor. Şener’in seçimlere 3 hafta kala seçilmesi bıçak sırtında görünse de, ipi göğüslemesinin sürpriz olmayacağı söylenebilir. Ancak AKP açısından eski dava arkadaşları Abdüllatif Şener’in seçilmesi, bir milletvekilini kaybetmesi sonucunu yaratacak. Yazıcıoğlu’na vefasızlık sayarız ivas ile adı özdeşleşen, geçen kış helikopter kazasında yaşamını yitiren Muhsin Yazıcıoğlu’nun önceki seçimde aldığı 37 bin 200 oyun adresinin ne olacağı, yanıtı aranan bir başka soru. AKP’liye sorsanız oyları cepte sayıyor. MHP’liye bakarsanız, eski günlerin hatırına umut ediyor. Seçimlere giren BBP ise “dışarı” oy gitmesini “reislerine vefasızlık” sayıyor. Ama kopuşlar olacağı konusunda herkes hemfikir. Bu oylardan bir bölümünün sonucu etkilemeyecek biçimde AKP’ye kayabileceği, ancak temel olarak BBP dışına kayışların çok olmayacağı yay S gın görüş. Ülkücüler, eski “aktif” günlerini mazide kalan hatıralar olarak anlatırken Devlet Bahçeli’nin Fethullah Gülen çıkışının tabanda rahatsızlık yarattığı da açık. Taksici Mustafa, “Sivas’ta deniz olsa bana ne, ben aç olduktan sonra” diyor; ama bu seçimde de oyunu AKP’ye vereceğini açıkça söylüyor. Niyesine verdiği yanıta gelince, Türkiye’ye özgü: “Ben de bilmiyorum!” Eniştesi Hüseyin Demir, taşerona ricacı olmuş; o da tam 120 kişinin içinden seçilen beş kişi arasına girivermiş. Emekliliğe kalan 11 ay için sigortalı işi ga rantiledim diye düşünürken 3 gün sonra yine işsiz kalmış. Niye mi? İhaleyi veren kamu kurumundan da taşeron firmaya ricacı olunmuş. Gerisini de Demir anlatıyor: “Kendi adamlarını yerleştirmek için.” Her sözünün vardığı yer aynı aslında, “Hani çalışmayan adam olsam, işten kaçan insan olsam...” Bir türlü işsiz kalışına akıl erdirememiş. Yutkunup ekliyor, “Herkes bilir benim çalışkanlığımı. Zaten ondan dolayı herkesten 20 gün önce işe başlattılar ya beni...” Hüseyin Demir’in 20 lira yevmiyeyle kaybettiği hangi işe dert yandığını da diyelim: Balçık temizleme! Madımak tarihtir S LEMEZS N Z snaf sabah akşam dillendirilen ekonomik büyümenin kendilerine yansımamasından, ödenemeyen senetlerden, arkası yazılan çeklerden dertli. “Kent dışından” gelen konukla sohbette de temkinli. Ortadan konuşma tercih ediliyor. Geçen yıl kamulaştırılan, aydınların katledildiği Madımak Oteli, mantolama yöntemiyle tam bir “ucube”ye dönüştürülmüş. Allansa da pullansa da, Behçet Aysan’ın dediği gibi: “Her şey dindi, acıysa dinmemiş halde...” POLDER üyesi olduğu için 12 Eylül darbecilerinin gadrine uğrayıp meslekten atılmış. İstanbul’a, İzmir’e çalışmaya gitmiş. İnşaat işlerinden hamallığa varana dek emek Dedesinin torunu, karikatüristin eşi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “tek başıma iktidar olmazsam bırakırım”a kadar vardırdığı iddialı tavrın, AKP açısından kente yansıdığını söylemek hayli güç. AKP Sivas’ta “Nasıl olsa alırız” rehavetine kapılmış gibi. AKP’nin varlığı yadsınamaz, ancak önceki dönem kadar güçlü olacağı da söylenemez. Zaten Sivas’ta adaylara değil, AKP ve Erdoğan’a verilecek oylar. Çünkü adayların bazılarıyla kenttekiler ilk kez karşılaşıyor, hatta nereli oldukları konusunda kendi aralarında bile anlaşamıyorlar. Bu tartışmada ilk sırayı karikatürist Salih Memecan’ın eşi, İstanbul milletvekili olan Mesude Nursuna Memecan alıyor. Etnik siyasetin güçlü ve belirleyici olduğu kentte, adayların nereli oldukları da hayli önemli. Tüm adaylar kendilerini tanıtırken kimlik olarak doğdukları kenti açık açık belirtirken İstanbul doğumlu olan Memecan’ın yalnızca 1957 doğumlu olduğunu belirtmesi, bu bakımdan hayli anlamlı. AKP’nin de Memecan’ı “Divriğili Nuri Demirağ’ın torunu” olarak tanıtması “ithal” aday için kaçınılmaz oluyor. E lilik için didinip durmuş Ömer Çantacı. Dönmüş gerisin geri memleketine. Sızısı dinmeyen Madımak’ı bir de ondan dinlemeli: “Madımak bu şehrin kararan tarihidir. Orası Madımak’tır. Yanana da, hapis yatana da yazık oldu. Buranın tarihi aynı Osmanlı gibi. Torunlarımın torunları bile bizleri Madımak’la hatırlayacaklar ve ana avrat düz gidecekler, dedelerine. Keşke olmasaydı. Ama bunca masrafa da yazık, boşa... Yıkıp yenisini yapsanız ne olur? Onun da adı Madımak’ın yerine yapılan olur. Boyayıp cicili bicili hale koysanız ne olur? Onu silemezsiniz... Hiç uğraşmasınlar, boşa...” ZLEN MLER IŞIK KANSU Sivas... 1960’lı yıllarda, seçim gecesi ailecek salonun başköşesindeki radyodan sonuçları dinlerken Sivas ve Malatya’yı beklerdik özellikle. Karamsarlığımızın birkaç dakika ertelenmesini sağlardı hiç olmazsa... Adalet Partisi hep önde giderken sıra Sivas’a gelince; CHP atak yapardı. CHP’nin varlık gösterdiği, birinci olduğu birkaç ilden biriydi Sivas. ÖDP Sivas İl Başkanı Muzaffer Deniz’i dinlerken anılarımız tazelenmişti: “Sivas, bir zamanlar demokratların kalesiydi. 12 Eylül öncesi yaşanan Sivas olayları, ardından 12 Eylül, ardından 2 Temmuz Sivas’ı kavurdu. Göç, göç, göç. Kent özelliğini yitirdi Sivas. Kocaman bir köy oldu, gerici Y ağmurla yıkanmış tarlalarda bahar yeşili dalgalanıyor. Bademler açmış. Gemerek, İhsanlı, Gürçayır, Şarkışla derken S VA S B E N Z E R B R S A B A H YA Ş AYA C A K leşti. Şeriatçılık geldi abandı.” Muzaffer Deniz ile BBP’li olan büyükşehir belediye başkanlığının yaptırdığı çay bahçesinde oturuyoruz. Bahçe, 4 Eylül 1919’da kongracıların toplandığı binanın hemen karşısında. Cumhuriyet’in orada kurulduğu bir övünç nedeni olsa da, Cumhuriyet’in “eşit yurttaşları” için ayrı ayrı bölümler yapılmış. Kadınlar ayrı, erkekler ayrı oturuyor. Sivas, epeydir böyle bir Sivas artık! CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir’in deyişiyle de şöyle bir Sivas: “İç Anadolu Bölgesi’nde açlığın ve yoksulluğun en yoğun yaşandığı illerden biri oldu Sivas. AKP açlığı ve yoksulluğu sürdürerek Sivas’ı kalesi yaptı.” Kentten 1948’de kurulmuş Askeri Dikimevi sökülmüş, İstanbul’a götürülmüş. Devlet Malzeme Ofisi Bölge Müdürlüğü kapatılmış. Et Balık özelleştirilmiş. Sivas göç vermiş, milletvekili sayısı 6’dan 5’e düşmüş. İşsizlik kartopu gibi yuvarlanırken hani neredeyse öğrencilerin harçlıkları, emeklilerin üç kuruşu ile geçinir olmuş kent. İş bulanlar, ayrı bir sorun ile karşı karşıya gelmişler. Taşeronluk. Yani, bir tür emek tefeciliği, çağdaş köle ticareti. Kamu işyerlerinde çalışanlar, taşeronlara karşı haklarını aramak için dernekleşmişler. Kamu Şirket İşçileri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuru, 650 üye ile yola çıktıklarını, tüm Türkiye’de temsilcilik açma çabası içinde olduklarını anlattı bize: “Doğru dürüst izin hakkımız yok. Ayın ilk 3 gününde maaşını düzenli alan yok. İşgüvencemiz yok. Özlük haklarımız belli değil. Bu haklarımız için epey yol aldık. İkili diyaloglarla sorunlarımızı çözmeye başladık. Türkiye’ye yayılacağız.” Kuru, muhalefet partilerinin, özellikle de CHP’nin taşeronlaşmaya karşı yürüttüğü seçim kampanyasının ayrımında olduklarını aktardı, “Sürdürdüğümüz mücadele ile 2012 yılına haklarımızla birlikte gireceğimizi umut ediyoruz” dedi. Cumhuriyet’e gönül vermiş İsmail Durmuş ile dolaşırken bir başka Sivaslıdan duyduk şu sözleri: “CHP’nin aile sigortasıydı filan kenar mahallelerde kadınların, sanayideki çırakların ağzında. Bir kıpırdanma var. Ama sandığa yansır mı? Bak, o belli değil işte.” Birkaç seçimdir Sivas’ın nabzını tutmak bize düştü. Buradan biliriz, Muhsin Yazıcıoğlu’nun kentteki ağırlığını. O öldükten sonra BBP asılır mı seçimlere? Özellikle CHP asılsın istiyor, AKP’den, MHP’den oy çalar diye. Çalar mı? BBP’nin AKP ile yakın temasta olduğunu söyleyenler çoğunlukta. Ya, AKP’den kopup Türkiye Partisi’ni kuran Abdüllatif Şener’in bağımsız adaylığı? Çok çalışıyormuş da, şansı yine de azmış. Öyle diyorlar. Sonuç olarak, Sivas’ta 23 Temmuz 2007 sabahına nasıl kalkıldıysa, büyük olasılıkla 13 Haziran 2011 sabahına da benzer biçimde uyanılacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle