18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 24 MAYIS 2011 SALI 4 HABERLER MHP’lilerin görüntülerinin yayımlanmasıyla ilgili bir cep telefonuyla yapılan görüşmelerin trafiği incelenecek Bahçeli’yi Göndermek 12 Haziran 2011 seçimlerinin ertesinde oluşacak parlamento aritmetiğini, kaset savaşlarının sonucu şantajcıların hüneri ve etkinliği belirleyecek. Kimse hayal görmesin! Lenin’in deyişiyle “Siyaset Neva Porspect’te (bir zamanlar adı Leningrad olan St. Petersburg’un ana piyasa caddesi) gezmeye benzemez”, gırtlağına kadar çamura batarsın siyasette. Siyaset çamurunun en yoğun, en bulaşıcı, en mülevves olduğu zamanlar seçim dönemleridir. O dönemlerde ihanet sadakatten, döneklik dürüstlükten daha fazla görünür ortalıkta. Ama yine de az seçim döneminde, şu son yıllarda yaşadıklarımızda tanıklık ettiğimiz mülevveslikler dökülmüştür ortaya. Kaset skandalı, devletin ve yargının eli böğründe seyirci kalmasıyla sürüp gidiyor. Kimileri, olaya bizim gibi umarsızlık tanısı koymuyorlar. Onlara göre, devletin (hem de birden fazla devletin) bizzat dahli vardır komploda, şantaj görüntülerinin yayımladığı siteleri kapatmayıp seyirci kalan yargı da düpedüz suç ortağıdır. Böyle bir yargıya varacak kadar ileri gidemiyorum. Ama bu görüşü ileri süren çevrelerin ileri sürdükleri gibi, oyunun iğrenç olduğu savına katılıyorum. Bu iğrenç oyun nereye kadar sürecek? Vekillik yarışının galiplerini belirleyecek olan “asil” lerin izin verdiği yere kadar. Üç gündür yapmakta olduğum seçim gezisi çerçevesinde, İznik Gölü kıyısında Boyalıca’da bir benzincinin yanında tarım alet edevatı satan bir dükkânın önünde, oradan insanlarla toplanmışız. Aralarında iş için Bursa’dan gelenler de var... Son yıllarda politikanın en iyi beceriklilik gösterdiği çabanın ne olduğunu kısa zamanda kolaylıkla anlamak mümkün. Maşallah, kimsenin hiçbir konuda kimseye güveni kalmamış, kimi yargıdan şekvacı, kimi TÜBİTAK’tan, kimi eski politikacılardan, hemen hemen herkes aynı suçlamayı yapıyor: Bizi kandırıyorlar, hiç utanmıyorlar... Kusura bakmayın ama diyorum; suçlanacak olanlar kandıranlar değil, kananlar, yani onlar değil biziz. Hepimiz kandıranı değil, kananı suçlama konusunda mutabık kalıyoruz. Öyle ya, biz izin vermesek kimse bizi kandıramaz, biz izin vermesek kimse seçimi iğrenç kaset görüntüleriyle ifsat edemez. Ama kasetlerin etkisine gelince, görüşler değişiyor, kimi bu oyuna itibar etmemek gerektiğini söylerken kimi de kasetlerin içeriğini tartışmaya başlıyor. Zaten kasetlerin içeriğini tartışmaya başladığmız anda, şantajcının oyunu tutmuş, maksat hasıl olmuş demektir. Herkesin merak ettiği konu, olayın arkasında kimin olduğu. Bu merak beni şaşırtıyor. Çünkü, önceki gün bu köşede belirtildiği gibi, bunu bulmak öylesine kolay ki!.. Evet MHP’yi barajın altında bırakmaktan kendisi için yarar uman kim ise olayın ardındaki güç de odur. Burada daha ileri giderek bu gücün kim olduğunu adıyla sanıyla belirtmeyi artık okurların ferasetine hakaret addederim. Bu oyun, seyirci yuttuğu ölçüde tutar. Oyunun bozulması ancak, halkın bu politikaya tepki göstermesiyle mümkündür. Peki oyun ne zaman istenen sonucu verir, ya da ne zaman MHP şantaj kasetleri yoluyla baraj altında kalır? Geçen gün, politikaya bilim penceresinden bakan değerli bir aday ile konuşuyorduk. Onun bu konudaki görüşü gayet açık ve netti: Oyun ters tepebilir, herhalde tutması güçtür, meğer ki şantaj kasetleri Sayın Bahçeli’ye kadar uzansın. Onun da mümkün olduğunu sanmıyorum. Evet, Bahçeli’yi göndermektir amaç. Çünkü Bahçeli gitmedikçe, MHP’nin baraj altında kalması güçtür. Oyun bütün netliği ve açıklığıyla ortada. Eğer tutarsa, suçu, şantajı yapanlarda veya kasetlere konu olanlarda değil, kendimizde aramak zorundayız. Yargıdan ilk adım AYŞE SAYIN ‘GÖRÜNTÜLERDEK MAĞDURE, EK C ’N N MAM N KÂHLI EŞ ’ MHP’yi sarsan kaset komplosunun ardından, gözler istifa etmek zorunda kalan eski Başkanlık Divanı üyelerinin “şikâyette bulunup bulunmayacaklarına” çevrildi. Özel ilişki görüntüleri internete düşen Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin avukatı Süleyman Ayhan, müvekkiline yönelik “silsile” halinde suç olduğunu ve kendilerinin yargı ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) şikâyette bulunduklarını belirterek “Devletten vatandaş olarak bizi korumasını istiyoruz, daha ne yapabiliriz” dedi. Ayhan, Ekici’nin görüntülerin yayımlanmasından önce ve sonra söz konusu kasetlerle ilgili olarak “Alnım açık, yüzüm pak” diye açıklama yaptığını belirterek “Müvekkilimle birlikte görüntüleri yayımlanan mağdure, Ekici’nin imam nikâhlı eşi olup bu durum ilgililer tarafından da bilinmektedir. Ekici, ilk gün yaptığı ‘Alnım açık, yüzüm pak’ şeklindeki açıklaması ile bunu kastetmiştir” diye konuştu. Bülent Didinmez ve Metin Çobanoğlu’nun da avukatlığını yapan Ayhan, savcıların bugüne kadar müvekkillerinin bilgisine başvurmadığını, müvekkillerinin davet halinde bütün bildiklerini anlatmaya hazır olduklarını söyledi. ANKARA Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi, MHP’li 10 parti yöneticisinin istifasıyla sonuçlanan “kaset komplosu” konusunda ilk adımı attı. Mahkeme, MHP’nin parti yöneticilerinin görüntülerini yayımlayan “farklı ülkücülük” adlı internet sitesini finanse ettiği ileri sürülen eski AKP Küçükçekmece Belediye Meclis Üyesi Faruk Bayındır’ın kredi kartından 15 kez para aktardığı belirlenen Mehmet Yılmaz sahte isimli kişinin kullandığı cep telefonuyla yaptığı görüşme trafiğinin incelenmesi ve kayıtlarının istenmesine ilişkin başvurusunu kabul etti. Öte yandan MHP, AKP’nin kaset olayını meydanlarda kullanmasının engellenmesi ve “sandık güvenliğinin” sağlanması istemleriyle bugün mah kemeye başvuracak. MHP’ye yönelik kaset komplosunun ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na görüntüleri yayımlayan internet sitesiyle ilgili kişiler ve MHP’nin izlendiği, dinlendiği yönünde deliller sunan ancak iki alt mahkeme tarafından başvurusu reddedilen parti avukatı Hamit Kocabey’in telefon trafiğinin izlenmesine dönük başvurusu, üst mahkeme olan Ankara 18. Asliye Mahkemesi tarafından dün kabul edildi. Faruk Bayındır’ın “farklı ülkücülük” adlı internet sitesini finanse ettiğini, Aralık 2010’dan itibaren kaset skandalının patladığı nisan ayına kadar Mehmet Yılmaz adına yapılan kredi kartı ekstrelerine ulaşarak belgeleyen Kocabey, bu delilleri mahkemeye sunarken Yıl AFYONKARAH SAR M T NG İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Bahçeli: 3. dönem ülkeyi böler AFYONKARAHİSAR (Cumhuriyet) MHP lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi’ni “aldatma ve kandırma partisi haline dönüştürdüğünü” belirterek, AKP’nin üçüncü dönem iktidara gelmesi halinde Türkiye’nin kardeş kavgasına sürükleneceğini öne sürdü. düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada bazı anket şirketlerinin AKP’den “beslenmenin yolu” olarak AKP’yi olduğundan fazla gösterdiklerini söyledi. Bahçeli, “Yüzde 40’ın üzerinde bir oy alacağı iddiasını ileri sürüyorlar, diyelim ki bu doğru. O zaman aynı araştırmada bir başka sorun var; ‘Size göre Türkiye’nin temel sorunları nelerdir’ dediğimizde, vatandaşımız ‘işsizlik, yoksulluk, asayişsizlik, bölücü terör’ diyor. Şimdi bu duruma baktığımızda eğer ülke insanları tekrar AKP’le yüzde 40 oy vermeyi düşünüyor ise bu sorunların olmaması lazım ama bu sorunlar geçerli ise AKP’nin barajın altında kalıp Meclis’in dışına atılması lazım” dedi. Hükümetin üçüncü dönemde kazanması halinde Türkiye’nin bölünmeye ve kardeş kavgasına sürükleneceğini söyleyen Bahçeli, “Sayın Başbakan, geceleri kâbus görüyor ‘iktidardan düşersem, başıma ne gelir’ diye kara kara düşünüyor. Merak etme iktidar olamayacaksın ama açık olan bir yol var o da Yüce Divan olacak” dedi. maz’a ait olduğu belirtilen “0539 6.. 7. 4.” numaralı telefonun 1 Aralık 201017 Mayıs 2011 tarihleri arasındaki görüşme dökümünün çıkarılmasını talep etti. Mahkeme, talebi yerinde bularak söz konusu telefonun “kimler tarafından arandığı, bu telefonla kimlerin arandığı, görüşmeler sırasında kullanılan baz istasyon bilgilerinin belirlenmesi için CMK uyarınca iletişimin bu şekilde tespiti”ne karar verdi. MHP kendi yaptığı incelemede Faruk Bayındır’ın Mehmet Yılmaz sahte ismini kullanan kişiye yönelik “Parayı ödedik, niçin siteyi açmıyorsunuz” siteminin yer aldığı mail yazışmalarına da ulaşmıştı. Yılmaz da yine mail üzerinden “Beni 539 625 78 41 numaralı telefondan ara” yanıtını vermişti. MHP’nin yaptığı inceleme sonucunda bu telefonun Onur Kurutucu adlı bir gence ait olduğu belirlenmiş, bu ismin de sahte olup olmadığı konusunda kesin bilgilere ulaşılamamıştı. Mahkemenin kararını Cumhuriyet’e değerlendiren avukat Kocabey, ellerindeki bütün belgeleri mahkemeye ilettiklerini ve mahkemenin ilk kez olumlu bir karar verdiğini belirterek bunun soruşturmada yol almak için “ilk somut adım” olduğunu söyledi. Kocabey, “Telefon görüşme dökümü geldiğinde, sahte isim Mehmet Yılmaz veya telefonun sahibi gözüken Onur Kurutucu’nun, ‘farklı ülkücülük’ sitesini finanse eden AKP’li Faruk Bayındır’la görüşmeleri net olarak ortaya çıkacak” dedi. Emniyete sorulacak Kocabey, mahkeme kararıyla savcılığın önündeki tüm engellerin kalktığını belirtirken sadece telefon numarası değil, MHP’yi izleyen araçlarla ilgili mobese kayıtları, araçların plakalarının emniyete ait olup olmadığının ya da kime ait olduğu konusunda da bilgi isteyeceğini bildirdi. Kocabey, parti yöneticilerinin kadınlarla özel görüntülerinin, profesyonel bir ekip tarafından çekildiği için mahkeme tarafından uzman bilirkişilere incelettirileceğini söyledi. YSK’ye başvuru [email protected] Öte yandan Kocabey, yapılan yayınlar nedeniyle seçmenin iradesinin etkilenmeye çalışıldığını belirterek seçimlerin “güvenilir ve adil bir ortamda yapılması” amacıyla gerekli önlemin alınması için bugün YSK’ye başvuracaklarını bildirdi. Başvuru gerekçesini, “iktidardaki siyasi partinin rakip partiyi yok etmeye dönük yöntemlere başvurmak” olarak açıklayan Kocabey, kaset olayının AKP tarafından meydanlarda kullanıldığını ve bunun önlenmesini isteyeceklerini anlattı. Kocabey, başvurularında ayrıca “sandık güvenliğinin sağlanması”na dönük 3 talepte de bulunacaklarını belirterek bunları, “sandık başkanlarının kurayla belirlenmesi ve tarafsız kamu görevlilerinden oluşması, elektronik ortamda sonuçlar YSK’ye verilirken siyasi partilere de verilmesi, sayımdan sonra oy pusulalarının ilçe seçim kurullarına getirilmesi sırasında her siyasi partiden temsilci bulunması” olarak açıkladı. Gerçeker: Kasetler siyaseti kirletiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Görev süresi dolacak olan Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’e veda ziyaretinde bulundu. Gerçeker, bir gazetecinin “kasetler” ile ilgili sorusuna şu yanıtı verdi: “Mutlaka bunun üzerine özenle ve hassasiyetle gidilmesi ve bu işi yapanların bir an önce ortaya çıkarılması gerekiyor. Ama teknoloji o kadar gelişmiş ki nasıl mücadele edeceksiniz? Görevlilerin birtakım önlemler almaları gerekiyor. Bunlar tasvip edilecek şeyler değil. Bunlar siyaseti kirletiyor. Toplumda siyasete olan güveni azaltıyor en azından. Bir hukukçu olarak bizleri de çok üzüyor. Yargılama safhasına gelmediği için bizim söyleyecek bir şeyimiz yok ama toplumun bunları değerlendirecek bir konu olarak almaması gerekiyor.” ‘Kaset skandalı Erdoğan’a yarar’ LONDRA (ANKA) MHP’yi sarsan kaset komplosu yabancı basının da dikkatini çekiyor. İngiliz Financial Times gazetesi “Seks Kasetleri Türk Seçimlerini Gölgeliyor” başlıkla haberinde “Skandal, MHP’yi kargaşaya sürükledi, ancak Türkiye’nin siyasi hayatında şantaj ve yaşadışı kayıt korkularına da vurgu yapıyor” ifadelerini kullandı. Haberde, kompolunun MHP’ye zarar vermesi halinde bundan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “kazançlı” çıkacağı iddiasına yer verdi. Haberde ABD’li danışmanlık şirketi Global Source’dan analist Atilla Yeşilada’nın şu görüşlerine yer verildi: “İçeriği ve kayıt yöntemlerinin incelemesi, planlama, büyük kaynak ve belki tüm MHP milletvekillerinin 24 saat izlenmesini gerektirdiğini gösteriyor. Türkiye ‘Büyük Birader’ histerisinin pençesinde.” Kepenk eleştirisi Başbakan’ın Hakkâri mitinginde kepenk kapatılmasına da değinen Bahçeli, devletin yetersiz kaldığını ifade ederek şunları söyledi: “Başbakan Hakkâri’ye gidiyor, kepenkler kapanmış, arabalar kontak kapatmış... ‘Bunlar kapanmamış, birileri kapattırmış’ diyor. Başbakan olarak sen orada mısın? Vali orada mı, Kaymakam orada mı? Onların gücü yetmiyor da bir avuç çapulcu şehre hakim oluyor. Böyle bir rezalet, hiçbir yerde yaşanmamıştır” dedi. Erdoğan, TESK ziyaretinde AKP mitingindeki kepenk kapatma eylemini gündeme getirip, BDP’yi suçladı Erdoğan’ın Hakkâri sendromu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, kaset tartışmasıyla ilgili MHP’ye Ahilik’in ünlü “Eline, diline, beline sahip ol” düsturuyla mesaj verdi. Erdoğan, Hakkâri mitingi nedeniyle kepenklerin kapatılması nedeniyle BDP’yi, “Bu, esnafın kepenk kapatması değil, kepenk kapattırma olayıdır” diye suçladı. Erdoğan, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda siyasi gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. MHP’deki kasetle ilgili gelişmelere doğrudan değinmeyen Erdoğan’ın Ahilik’le ilgili kullandığı ‘ÇETELERE KOL KANAT GERD LER, D YET ÖDED LER’ Erdoğan, bir toplu açılış töreninde de kaset skandalıyla ilgili olarak hükümetin suçlanmasına tepki gösterdi. “Bizim çetelerle mücadelemize destek vermeyenler, işte şimdi siyaset dışı karanlık odaklar tarafından ameliyata tabi tutuluyorlar” diyen Erdoğan, çirkin komploların ürünü olanların da utanmadan kendilerini suçlamaya kalkıştıklarını söyledi. “Bizim ahlaki olmayan hiçbir oyunun içerisinde yerimiz yok” diyen Erdoğan, “‘Gelin, siyaseti birlikte temizleyelim’ dedik. Ama onlar, millet yerine yüzlerini çetelere döndüler, çetelere kol kanat gerdiler diyet ödediler” şeklinde konuştu. ifadeler, kaset konusuna ilişkin üstü kapalı mesajlar olarak algılandı. Erdoğan, “Edep, ahlak, dürüstlük timsali esnaf ve sanatkârımızın siyasete dışarıdan yapılan bazı müdahaleler karşısında her zamanki gibi sağdu yulu bir tavır ve tepki belirleyeceğine ben gönülden inanıyorum” ifadesini kullandı. Erdoğan, Ahiliğin esnafı ayakta tutan geleneklerini anlattıktan sonra, “Ahilik teşkilatının o evrensel ve insani tavsiyeleri bugün her zamankinden fazla önem ihtiva ediyor. Ahilerin, Ahmed Yesevi, Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran’dan tevarüs ettirdikleri, ‘eline, diline, beline hakim ol’ düsturu, bugün her zamankinden daha fazla önem arzediyor” dedi. Erdoğan, BDP’yi eleştirirken de, medyayı suçlayarak, “Bunlar lokal olaylar. Adeta bütün bir bölgenin manzarası gibi sunuluyor. Biz medyanın terörle mücadeleye destek vermesi gerekir derken, işte olayın bu boyutuna dikkat çekmek istiyoruz. Çünkü bu benim esnafımın kepenk kapatması olayı değildir, bunun adı aslında kepenk ka Erdoğan, TESK stişare ve Değerlendirme Toppattırma olayıdır” diye konuştu. lantısı’nda siyasi gündemi değerlendirdi. (AA) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle