Katalog

18 MAYIS 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA l Gazeteci Çiçek 5 yı sonra tahliye oldu HABERLER 7 Duruşma salonunda polis müdahalesi HÜLYA KES N Sanık yakınları duruşma salonundan coplanarak çıkarıldı. Atılım Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve İstanbul 1. bölge bağımsız milletvekili adayı İbrahim Çiçek’in de aralarında bulunduğu 16’sı tutuklu 25 sanığın yargılandığı davada olay çıktı. Polis sanık yakınlarına müdahale etti. Mahkeme Çiçek’in de aralarında bulunduğu 4 sanığın tahli yesine karar verdi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmanın öğleden sonraki oturum’da gergin anlar yaşandı. Mahkeme Başkanı Ali Açık, terör örgütü MLKP’nin yöneticisi olduğu öne sürülen sanık Seyfi Polat’ın savunmasını uzun tuttuğunu ve dava ile ilgisi olmayan konulara girdiğini belirterek kesti. Bunun üzerine Açık ile Po lat arasında tartışma yaşandı. Açık’ın, Polat’ın duruşmadan çıkarılması için talimat vermesi üzerine ortam gerildi. Avukatlar ve sanık yakınları karara tepki gösterdi. Bunun üzerine jandarma tüm sanıkları salondan çıkardı. Duruşma salonunda bulunan çevik kuvvet polisleri ile sanık yakınları arasında da arbede yaşandı. İzleyicilerden birinin fır lattığı demir sandalye çevik kuvvet polisinin yaralanmasına sebep oldu. Yaşanan arbedenin ardından sanık yakınları mahkeme salonundan coplanarak çıkarıldı. Adliye bahçesine doğru taş ve sopaların da atıldığı görüldü. Mahkeme, İbrahim Çiçek, Ziya Ulusoy, Ali Hıdır Polat ve Uğur Kayacı’nın tahliyesine karar vererek davayı erteledi. Sandığın Güvenliği Olacak mı? 14 Mayıs 1950’den bu yana, 1954’teki Gaziantep olayları dışında, seçmenler güven içinde oylarını kullandı. Bu güven çizgisinin 12 Haziran’da da süreceği umudunu kıran ipuçları, ne yazık ki şimdiden görünüyor. Milli iradenin belirleneceği sandıklara gitmeyi önlemek isteyen terör grubunun taşkınlık gösterileri birer ikişer ortaya çıkıyor. Medyamız, yerinde bir otosansür uygulayarak seçmenleri tedirgin etmemeye çaba gösterse de, PKK’nin sadece Güney ve Güneydoğu Anadolu ile sınırlı kalmayan, İstanbul’a da uzanan eylemleri, Başbakan Erdoğan için birkaç gün öncede yazdığım gibi “ektiğini biçme” aşamasına geldi. Ve adeta havlu attı. O havlu atışın ve eylemciler karşısındaki aczin en somut tanığı bizzat Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in dün haber ajanslarına düşen açıklamasıdır. Partisinin Diyarbakır adayı olan Bakan, kentte PKK’nin kepenklerin kapatılması için resmi görevlilerin seferber olduğunu söyleyerek meşru otoritenin, yönetimin direksiyonunu örgüte bıraktığını da itiraf etmiş değil midir? O tohumları bonkörce eken kendisi değilmiş gibi, Sayın Başbakan’ın özellikle Orta Anadolu kentlerindeki ulusalcı konuşmalarını herkes gibi ben de izlerken kendisini korumak için neredeyse bir tabur sayısında güvenlik güçlerinin havadan ve karadan aldığı önlemlerle ilgili haberlere dikkat etmeye çalışıyorum. Bir ülkenin başbakanını her türlü saldırıdan korumak için seferber edilen helikopterli, zırhlı araçlı, çatılardan miting alanını gözetleyen güvenlik güçlerinin aynı titizliği muhalefet partileri liderleri için de gösterdiğini belirten tek bir satır okuyanımız var mıdır? Seçimin güvenliğinden sorumlu olması gereken İçişleri Bakanı, o güvenliği sarsacak çılgınların hedefinde sadece Başbakan’ın olacağını mı düşünüyor ki ana muhalefet ya da öteki parti liderlerinin korunması sırasında caydırıcı önlemleri gösteren haber ve görüntüler yalnız Erdoğan’ınkilerle sınırlı kalıyor. Siyasi partilerin iktidar ya da muhalefette yer alanları ile demokrasinin vazgeçilmezliğini içeren hükümlerinde bir değişiklik yapıldı da benim mi bilgim olmadı? Yoksa, devri AKP ile vatan sathında başlayan “bizler” ve “onlar”lı ayrımın meyvelerini, seçim güvenliği konusunda da uygulamak isteyenler mi sahne almaktalar? Bilenler lütfen bilmeyenlere anlatsalar. Özellikle İçişleri Bakanlığı bu doğrultuda inandırıcı açıklama yapsa? Bugünlerde ileri yaşına rağmen kendini eleştirdiğini ileri sürdüğü Sayın Demirel, Cumhuriyet hükümetinin başbakanlığı görevini üstlendiği günlerde, “Dağdaki çobanın bir koyununun kaybolmasının sorumlusunun kendisi olduğunu” söylemişti. Ya o hükümete dokuz yıldır başkanlık yapma onurunu taşıyan kişi, bu konuda ne düşünüyor? Erdoğan ABD Büyükelçisi Ricciardone’ye Yozgat’a giderken helikopter pistinde randevu verdi Pistteki 50 dakika Arınç: Genel af düşünülebilir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Terör sona erebilecekse bunun unsurlarından biri belki genel af olarak düşünülmeli” dedi. Arınç, Habertürk’te katıldığı bir programda soruları yanıtladı. Arınç, terör örgütünün silah bırakmasıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Daha dün Bursa’da bir şehidin cenazesi geldi. Anneler, babalar ağlıyor. Şimdi onlar terör örgütü mensubu olarak öldürülenler için ağıt yakıyor. Onlar ne kadar haklıdır bilemeyiz, kamu vicdanı karar verecek. Ama burada da polisimiz, askerimiz var. Yani bu örgüt bir şekilde silah bırakmalı, bir şekilde silahtan vazgeçmeli, ancak bu kadar söyleyebiliyorum. Bunun şartları hazırlanmalı, ondan sonra biz Türkiye’de uçabilmeliyiz.” CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Batman’da genel aftan bahsettiğini, ancak Ankara’ya gelince “Yanlış anlaşıldı, terör bitsin de sonra düşünülebilir” dediğini öne süren Arınç, “Halbuki terör sona erebilecekse bunun unsurlarından biri belki genel af olarak düşünülmeli. Terör bittikten sonra zaten genel affa ne ihtiyaç kalacak?” dedi. Bazı sorunları CHP’nin çözmesinin çok basit olduğunu ifade eden Arınç, başörtüsü sorunu, demokratikleşme ve yeni anayasa çalışmalarına CHP’nin öncülük etmesi gerektiğini söyledi. Paradigmanın değişikliğini ancak CHP’nin sağlayabileceğini dile getiren Arınç, “Ama o paradigmayı koruyacak tedbirler alıyor” dedi. PKK’lilerin öldürülmesinin ardından çıkan olaylar sonrasında onlarca ev basıldı Bir günde 253 gözaltı MAHMUT ORAL D YARBAKIR Şırnak’ın Uludere ilçesi Yeşilli köyü kırsalında 12 PKK’li teröristin öldürülmesinin ardından bölgede gözaltı furyası başladı. Bir gün içinde 253 kişi gözaltına alındı. Bölgedeki kepenk kapatma eylemleri ise dün sona erdi. 14 ilde yüzlerce eve yapılan baskınlarda ve gösterilere yapılan müdahalelerde en az 253 kişi polis tarafından gözaltına alındı. PKK’lilerin öldürülmesi nedeniyle düzenlenen gösteriler ve sonrasındaki olaylarla bağlantılı olarak Diyarbakır, Hakkâri, Siirt, Bingöl, Van, Kars, Şanlıurfa, Elazığ, Ağrı, Mardin, İstanbul, Adana, Manisa ve Muğla’da operasyonlar düzenlendi. Hakkâri’de çoğu ev baskınlarında olmak üzere 54 kişi gözaltına alınırken Diyarbakır’daki protesto gösterilerinde 50 kişi, Ergani ilçesinde 3, Çınar’da 3, Siirt ve ilçesi Kurtalan’daki ev baskınlarında ise 33 kişi gözaltına alındı. İstanbul’da en az 53 kişi, Şırnak’ın Cizre ilçesinde 15, Manisa’da 13, Bingöl’de 5, Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde 5, Patnos’ta 2, Adana’da 4, Van’da 4, Bahçesaray ilçesinde 2, Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 2, Elazığ’da 2, Kars’ta 2, Muğla’da 1 kişi gözaltına alındı. Kızıltepe, Şanlıurfa, Malatya ve Malazgirt’te daha önce gözaltına alınanlardan 19’u tutuklandı. Bu yılın ilk 4 ayı içerisinde 2 bin 788 kişi gözaltına alındı, 747 kişi de tutuklandı. Mayıs ayının 16 günlük bilançosundaki 771 gözaltı da eklendiğinde sayı 3 bin 559’u buluyor. Diyarbakır’ın Silvan ilçe merkezinde çeşitli tarihlerde düzenlenen izinsiz gösterilerde PKK propagandası yaptıkları öne sürülen 12 kişi ifadelerinin ardından sevk edildikleri nöbetçi mahkemece tutuklandı. Öldürülen PKK’lilerden Berxwedan Malazgirt kod adlı Hanefi Aydın Muş’un Malazgirt ilçesinin Tendürek köyünde, Kahraman Rodi kod adlı ’ Abdulkadir Ay’ın cenazesi ise Bingöl’ün Karlıova ilçesi Çatak mezrasında BDP’liler ve bağımsız adayların katılımıyla toprağa verildi. Dijwar Guyi kod adlı Sami Piranoğlu ise Uludere’de toprağa verilmişti. Piranoğlu için taziye çadırı kuruldu. Cenaze sonrası gerginlik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Başkanı Barack Obama’nın yarın Ortadoğu’daki gelişmelere ilişkin yapacağı konuşma öncesi, Büyükelçi Francis Ricciardone, dün Başbakan’la sürpriz bir görüşme yaptı. Başbakan Erdoğan’ın, helikopterle gideceği Yozgat mitingi öncesi Ricciardone ile Heliport’ta yaptığı görüşmenin ağırlık noktasını Suriye oluşturdu. Erdoğan ise terörle mücadele konusunu gündeme taşıdı. Basına kapalı gerçekleşen görüşme yaklaşık 50 dakika sürdü. ABD büyükelçisi, görüşmeye elinde siyah bir dosya ile geldi. Görüşme sonrası açıklama yapan Ricciardone, “Başbakan görüşme talebimi kabul ettiği için minnettarım. Görüşlerimizi ilettim. Başbakan’ın görüşlerini de Washington’a ileteceğim. Türkiye ve Başbakan’ın bölgedeki girişimlerini dikkatle takip ediyoruz. Genel bir şekilde bölgenin sorunlarını konuştuk” dedi. Ricciardone, görüşmede PKK ile mücadelenin mi yoksa Ortadoğu’daki gelişmelerin mi gündeme geldiğinin sorulması üzerine, “Özellikle bölgesel konuları konuştuk. Terorizm tabii ki bu bölgenin bir problemidir, onun için bu çerçevede de görüştük” demekle yetindi. Suriye damgası Görüşmede ağırlıklı olarak Suriye’de son dönemde yaşanan gelişmeler ele alındı. Erdoğan, Suriye’deki gelişmelere Türkiye’nin yaklaşımını ve Şam yönetimine Ankara’nın demokratikleşme telkinlerini anlattı. Terörle mücadele konusunu ise Erdoğan gündeme taşıdı. ABD ile etkin işbirliğinin sürdürülmesine verilen öneme işaret etti. Türkiye, bir süreden bu yana Suriye lideri Beşşar Esad’a, reformlara hız vermesi, halk hareketlerini orantısız güç kullanarak bastırmaması yönünde telkinlerde bulunuyor. Hatta hükümet, ülkenin siyasal açıdan yeniden yapılandırılması için MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile birlikte DPT Müsteşarı Kemal Madenoğlu’nu da Suriye’ye göndermişti. SEDAT KURT DEN ZL 12 PKK’linin öldürülmesinin ardından eylem kararı alan BDP önceki akşam Denizli’de de sokaktaydı. Yaklaşık 500 BDP’li gencin Kürtçe sloganlı ve meşaleli eylemi kentte gerginliğe yol açtı. Yürümek isteyen göstericilere polis izin vermedi. PKK aleyhine sloganlar atan gençlerin “Şehitler ölmez vatan bölünmez” diye bağırması üzerine gerginlik arttı. Polis müdahale uyarısında bulununca, protestocu grup BDP parti binasına girdi. Polis olası bir olay nedeniyle gece boyunca BDP il binası önünde nöbet tuttu. Kaypakkaya anılıyor Polis müdahale etti Şırnak’ın Uludere ilçesindeki operasyonda öldürülen Adem Aşkan’ın Hakkâri’deki cenazesinin ardından gösteri düzenleyen gruba polis müdahale etti. Yürüyüşe geçen ve yollara barikat kuran gruplarla polis arasında çatışma yaşandı. Dağgöl Mahallesi’nde çıkan olaylarda 16 yaşındaki Botan S.’nin gözaltına alınması üzerine çocuğun annesi polise uzun süre yalvardı. Batman’da aralarında BDP Milletvekili Bengi Yıldız’ın da bulunduğu bir grup, BDP seçim lokaline yürümek istedi. Polisin yürüyüşe izin vermemesi üzerine çıkan olaylarda 10 kişi gözaltına alındı. Mahkemeden Kürtçe yorumu AL CAN ULUDAĞ ABD Büyükelçisi’nin, Erdoğan ile yaptığı görüşmenin, Obama’nın yarın ülkesinin Ortadoğu politikası hakkında yapacağı önemli konuşma öncesinde gerçekleşmesi dikkat çekti. Obama’nın konuşması, terör örgütü El Kaide lideri Usame bin Ladin’in öldürülmesi sonrasına ve Arap dünyasındaki halk hareketlerinin sürdüğü bir döneme denk gelmesi bakımından önem taşıyor. konuşmadan Obamagörüştüler önce İstanbul Haber Servisi Türkiye sosyalist devrimci hareketinin önderlerinden İbrahim Kaypakkaya, katledilişinin 38. yılında bugün düzenlenecek çeşitli etkinliklerle anılacak. İbrahim Kaypakkaya’nın okuduğu Çapa Yüksek Öğretmen Okulu önünde 12.30’da bir araya gelecek 78’liler Girişimi Derneği üyeleri ve mücadele arkadaşları burada basın açıklaması yaptıktan sonra okulun girişine kırmızı karanfil bırakacak. Türkiye Komünist PartisiMarksist Leninist örgütünü kuran Kaypakkaya 24 Aralık 1972 gecesi Tunceli’deki çatışmadan yaralı olarak kurtulmuştu. Günler süren takibin ardından yakalanan Kaypakkaya aylarca işkence görmüş, iki ayağı kesilmiş ve yüzü tanınmaz hale gelmişti. Adını tarihe, “Ser veren sır vermeyen yiğit” olarak yazdıran Kaypakkaya, 18 Mayıs 1973’te yaşamını yitirdi. ANKARA KCK’nin Eskişehir gençlik yapılanmasında oldukları gerekçesiyle haklarında dava açılan 7’si tutuklu 92 sanığın yargılandığı duruşmada, sanıklardan 5’i savunmalarını Kürtçe yapmak istedi. Heyetin kararını açıklayan mahkeme başkanı Süleyman İnce ise “Mahkememiz Kürtçenin en az Türkçe kadar değerli bir dil olduğunu kabul eder. Ne anlaşılmayan bir dil ne de bilinmeyen bir dil tanımını kabul ediyoruz” dedi. İnce, buna karşın sanıkların kendilerini Türkçe daha iyi ifade ettiklerini belirterek sanıkların Kürtçe savunma yapma taleplerinin reddedildiğini açıkladı. İnce, Kürtçeyle ilgili sözlerini daha sonra tutanağa geçirerek bir ilki gerçekleştirdi. Mahkeme, tutuklu sanıklardan Şakir Çayın ve Gökhan Kaplan’ı tahliye etti. Roman buluşmasında pankart açan iki öğrenci tam 1 yıl 2 aydır tutuklu, duruşma 24 Mayıs’ta Parasız eğitim hak, talep etmek suç H LAL KÖSE Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Roman yurttaşlarla Abdi İpekçi Spor Salonu’nda gerçekleştirdiği buluşmada “Parasız eğitim istiyoruz, alacağız” yazılı pankart açtığı gerekçesiyle15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer 1 yıl 2 aydır tutuklu. Öğrencilerin pankart davasının üçüncü oturumu 24 Mayıs’ta İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak. Berna Yılmaz, Bakırköy Kadın Cezaevi’nden gönderdiği mektubunda, “Parasız eğitim anayasada var olan bir hak ama talep etmek suç” diyor. Ankara Üniversitesi Antropoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi olan Yılmaz, 14 Mart 2010’da, Başbakan’a sesini duyurmak için pankart açtı ve tutuklandı. Terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla yargılanıyor. Davanın ilk oturumu, 30 Eylül 2010’da yapıldı. Bikini reklamına çağdışı saldırı İstanbul Haber Servisi Türkiye’de yeni açılan H&M’nin duraklara koyduğu mayo ve bikinili afişler saldırılar deniyle kaldırıldı. Daha önce de Atatürk Havalimanı ve billboardlardaki mayo reklamları genel ahlaka uymadığı gerekçesiyle kaldırılmıştı. Wall Şehir Dizaynı ve Ticaret tarafından hazırlanan ve farklı semtlerde otobüs duraklarına, billboardlara asılan bikinili afişler boyayla tahrip edildi. Beşiktaş Barbaros Bulvarı, Yıldız otobüs durağındaki afiş bu nedenle kaldırıldı. H&M Türkiye İletişim Müdürü Pelin Atay Kuran, reklamı tepkiler üzerine kaldırdıklarını belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2000’de aldığı karar nedeniyle mayo firmaları yıllardır açık hava reklamları yapamıyor. Reklamlar resmen yasak değil. İlgili yerlere başvurarak izin alınması gerekiyor. Ancak firmalar izin çıkana kadar sezon geçtiği için artık başvuruda bile bulunmuyorlar. Tutuklama tarihi bile suç Suçlamaları reddeden Yılmaz, savunmasında, “Eğitimin paralı olması beni zorluyor. Babamın mali durumu iyi değil. Başbakan’a kendi sesimi duyurmak istedim” dedi. Mahkeme ise ‘atılı suçu işlediği hususunda kuvvetli suç süphesini gösteren olguların bulunması, suçun niteliği, delil durumu’ gerekçesiyle, tahliye talebini reddetti. Beşiktaş’taki adliyede görülen davayı izlemeye ça ğıran Yılmaz, cezaevinden gönderdiği mektubunda, “Eğitim paralı olduğu için binlerce genç okula gidemiyor ama parasız eğitim istemek suç... Bu suç o kadar büyük ki 14 aydır dört duvar arasındayız. Her gün yaşananlar bizim ne kadar haklı olduğumuzu doğruluyor. YGS’deki şifre olayında, öğrencilerle dalga geçildi. Geleceklerini bu sınava bağlayan öğrencilere, hiçbir açıklama yapılmadan üzeri kapatıldı” diyor. Yılmaz, şöyle devam ediyor: “Gözaltılarla, saldırılarla sorun çözülmüş mü olacak? Öğrenciler haklarını dile getirmekten vaz mı geçecekler? Bunun yanıtı koca bir ‘hayır’. Parasız, demokratik ve bilimsel bir eğitime her zaman daha çok ihtiyaç duyuluyor. 14 aydır hapishanedeyiz, sesimizi kimse duymasın diye. Ne düşüncelerimiz ne de taleplerimiz değişti. Bu 14 ayda nasıl bir ülkede yaşadığımızı somut olarak gördük. Bu ülkede, hak, hukuk, adalet yok.” Yılmaz’ın avukatı Oya Aslan da “Tutuklama tarihi bile, tutuklama gerekçelerinden biri sayılmış. Bu durum, mahkemenin önce istenen cezayı çektirmek istediğinin bir yansıması. Tek gerekçe Başbakan’a yapılan eylem” diyor. Öğrenci olmaları nedeniyle tutuklamanın gereksiz olduğunu anlatan Aslan, demokratik eylemlere katılmak dışında herhangi bir yasadışı faaliyetlerinin olmadığını vurguluyor. C MY B C MY B