25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 MAYIS 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA HABERLER Trafik kazalarını ‘küresel sorun’ ilan eden WHO’nun 2020 için felaket tahmini 3 işlerle meşgul ederek yazıdan uzaklaştırmak ve düzeltmek için tekrar yazıya dönüldüğünde sanki ilk kez okuyormuş gibi değerlendirmek gerek. İnsan yazdığı yazıdaki hataları ve eksikleri o zaman daha iyi görebiliyor. Ara verdiğim anda, yazıda kullandığım oksimoron sözcüğünü açıklamam gerekip gerekmediğini düşünüyordum. Kafamdaki bu düşünceyle pazartesi günkü gazeteleri okumaya başladım ve Sabah’ta Refik Erduran’ın son kitabım “İçimizdeki Zalim” üzerine “İçimizdeki Zılgıt” başlığıyla yazdığı yazıya rastladım. Sevindim ve yazıyı yararlanarak okudum. Yazısına “Birkaç kişi ‘Emre Kongar’dan amma sık bahsediyorsun’ dediler” diye başlamıştı. Bu cümleyi görünce birden fark ettim ki okuduğum makalesi, bu aralar benim hakkımda yazdığı üçüncü yazıydı. Refik Erduran gibi bir “refikimin” yazdıklarıma bu denli önem vermesi doğrusu hoşuma gitti. Çünkü bilirim, o keskin ve cevval zekâsı aykırılıkları bulmasına ve işaret etmesine çok yardımcı olur… Herhalde vurguladığım çelişkileri, benimsemese bile, önemsediği için bu yazıları kaleme alıyordu. Erduran’ı okuduktan sonra tekrar kendi yazıma döndüm ve oksimoron sözcüğünü daha önce yazılarımda defalarca açıklayarak kullanmış olduğum için bu kez açıklamadan kullanmaya karar vererek düzeltmelerime ve eklemelerime devam ettim… Ve yazı yayımlanınca yanlış yaptığımı gördüm: Aralarında çok değer verdiğim dil uzmanlarının da bulunduğu okurlarım, bu sözcüğü Türkçe, İngilizce ve Fransızca sözlüklerde aradıklarını ve anlamını bulamadıklarını belirterek beni eleştiriyorlardı. Üstelik haklı olarak bir de “Türkçesi yok mu bu sözcüğün” diye soruyorlardı. Okurlarımın ilgisine çok teşekkür ediyorum… Ve oksimoron için Türkçe karşılık önerilerini bekliyorum. Çünkü bu sözcük üzerine bir yazı daha yazmak niyetindeyim! 2 milyon kişi daha ölecek Kadınlardan nöbet eylemi Haber Merkezi Eski eşinden gördüğü şiddet karşısında, koruma talebi kabul edilmeyen ve eşi tarafından bıçaklanarak öldürülen Ayşe Paşalı’nın bugün görülecek davası öncesinde, kadın örgütleri İstanbul, Ankara ve İzmir’de “Kadın cinayetlerine karşı 7/24 nöbetteyiz” sloganıyla eylem başlattı. Eylemlerde kadınlar, seçim sürecinde partilerin kadınlara yönelik şiddete ve kadın cinayetlerine karşı acil eylem planı olmadığına dikkat çekti. İstanbul Haber Servisi Dünya Sağlık Örgütü (WHO), dünyada her yıl meydana gelen trafik kazası kaynaklı 50 milyondan fazla yaralanmanın ve 1 milyon 300 bin ölümün, önlenebilir halk sağlığı sorunu olduğunu kabul ederek kazaların sonuçlarını “Küresel Halk Sağlığı Sorunu” ilan etti. WHO, bu kapsamda aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ve dünyada trafik kazalarına bağlı ölümlerin yüzde 48’inden sorumlu 10 ülkede “Güvenli Trafik Projesi” başlattı. Proje kapsamında Türkiye’nin önemli yollarının kesişme noktası olan Afyonkarahisar ve Ankara, iyileştirme faaliyetlerinin başlangıç bölgeleri seçildi. Türkiye’de karayollarının hızla ki pilot il seçildi iyileşmesine, uluslararası standartlara ulaşmasına karşın trafik kazalarında her yıl yaklaşık 10 bin insan ölüyor, 200 bin insan da yaralanıyor. 2020’de ise dünyada yılda 1 milyon 900 bin kişinin trafik kazalarında yaşamını yitirebileceği tahmin ediliyor. Uzmanlar, Türkiye’de meydana gelen trafik kazası kayıplarını, önemli ölçüde hatalı insan davranışlarına bağlıyor. Refik Erduran ve Oksimoron Üzerine İnsanın yaşamında bazı anlar vardır, birbiriyle hiç ilgisi olmayan olaylar, kişiler, kavramlar bir anda aynı eksende buluşuverir… Bu eksen evrenin dördüncü boyutu olan zamandır. Aslında buluşma ekseni zamandır ama buluşma noktası insandır, insanın zihnidir… Daha doğrusu o insanın yaşamı, duyguları, düşünceleri, karşılaştığı durumlardır. Refik Erduran ile oksimoron sözcüğü de pazartesi gününün belli bir anında benim zihnimde buluşuverdi. Bu sütunu sürekli izleyen okurlarım bilir: Çok zor yazan biriyimdir. Sizin bir iki dakikada okuduğunuz ya da bir iki saniyede bakıp geçtiğiniz köşe yazılarımı eskiden en çabuk üç günde yazardım. Şimdilerde ise, belki artık biraz daha alıştığım için, en az iki günde yazabiliyorum. Yani her yazımı gazetede sizin gördüğünüz günden iki gün önce yazmaya başlıyorum… Bir gün önce de zar zor bitiriyorum… Ve kırk defa okumama, yirmi kez değiştirmeme ve düzeltmeme karşın yine de içimden atamadığım tatminsizlik ve yetersizlik duygusuyla, bana verilen son gönderme zamanında gazeteye elektronik posta ile yolluyorum. İşte geçen pazartesi, pazar günü yazmaya başladığım, sizin salı günü okuduğunuz ve içinde oksimoron sözcüğünün geçtiği yazıyı bitirmeye uğraşırken her zaman yaptığım gibi bir ara daha verdim ve başka işlerle uğraşmaya başladım… Çünkü ara vermeden ve başka bir işle uğraşmadan arka arkaya yazıyı okumak ve düzeltmek çok verimli olmuyor… Mutlaka ara vermek, zihni başka B LG SAYAR KULLANIYORLAR Kuma getiren kocaya infaz KIRIKKALE (AA) Bahçelievler Yeşilöz Caddesi’nde oturan 5 çocuk annesi Zeynep G. (31) ile eşi Bülent G. arasında, Bülent G’nin yaklaşık 1 yıl önce birlikte yaşamaya başladığı Filiz Y. nedeniyle tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine sinirlenen Zeynep G, kocasına ait ruhsatsız pompalı av tüfeğini alarak eşiyle Filiz Y’nin uyuduğu odaya girdi ve Bülent G’ye ateş etti. Ağır yaralanan Bülent G, hastane yolunda yaşamını yitirdi. Gözleri sesleri olacak İstanbul Haber Servisi Görme engellilere yönelik geliştirilen bilgisayar yazılım programları ile görme engelli yurttaşlar klavye kullanmadan, sesli komutlarla bilgisayarı kullanabiliyorlar. Ses ve iletişim teknolojileri alanında faaliyet gösteren Sestek, geliştirdiği “GVZ FreeTalk” ve “GVZ NetOkur Plus” yazılım programları ile görme engellilerin yaşamını kolaylaştırıyor. Görme engellilere yönelik ürün gamının yöneticiliğini yapan ve kendisi de görme engelli olan Çağrı Doğan NetOkur Plus sayesinde görme yetisini kullanamayan ya da kısıtlı olarak kullanabilen bireyler bilgisayar ekranında olan biten gelişmeleri, epostaları, elektronik ortama aktarılmış kitapları, internet sitelerini başka birinin yardımı olmaksızın okuyabildiklerini söyledi. Anlamlı görev n y “ H Ggeeanllp,elıkauinrmTanymBksaitlşiekAasnklieılğraıl’ikkceaurylhigeurylaıplmmEsanıngkınealphil sleeayrmcıaafdtansKıı ”yoadcşoaleadlyıi’.ınsdıyela y l “ e ” a a n a a 26 en i b r gü lü ms i s k e nı Donanma Komutanlığı Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı’na aileleriyle gelen zihinsel ve bedensel engelli 26 kişi, bir günlük temsili askerlik eğitimi için yakınlarının yardımıyla asker kıyafetlerini giydi. Engellilerin sıraya dizilmesinin ardından Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Gündüz Alp Demirus, törende yaptığı konuşmada, anayasanın 72. maddesi kapsamında vatan hizmetinin “her Türk’ün vatan hakkı ve ödevi” olarak nitelendirildiğini söyledi. (Fotoğraf: AA) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle