16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 N SAN 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 15 Devrik Devlet Başkanı Mübarek ve eski rejimin önde gelen isimlerinin yargılanması talebiyle meydana çıktılar Mısırlılar yine Tahrir’de Dış Haberler Servisi Mısır’ın Siyasi geçiş sürecini yöneten ordunun Mübarek’i koruduğunu milerle ateş ettiklerini savundu. başkenti Kahire’deki Tahrir Meydadüşünen eylemciler, önceki gece Tahrir’de buluştu. Gösterilerde 2 Mısır ordusundan yapılan ilk açıknı’nda eski Devlet Başkanı Hüsnü lamada, askerlerin “başkaldırı kişinin öldüğü belirtiliyor. Askerlerin gece Mübarek ve ailesinin yargılanması eylemleriyle karşılaştıkları” ve için önceki gece yapılan gösteriler“sokağa çıkma yasağını can müdahalesinin ardından de 2 kişi öldü, en az 15 kişi yaralankaybı olmadan uygulamaya dağılan eylemciler dün dı. Yüzlerce kişi, ordunun geceki eykoydukları” belirtilmişti. sabahtan itibaren yine lemi dağıtmasının ardından dün saMısırda gece yarısı düzenlebah yine meydanda buluştu. Tahrir’e akın etti. nen gösterileri dağıtan askerler Kahire hastanesinden kaynaklar, saat 02.00 ile 05.00 arasında soönceki gece düzenlenen eylemlere kağa çıkma yasağı ilan etmişti. müdahale eden ordunun gerçek merAskerler iddiaları reddetse de, mi kullanılmadığı yönündeki açıkgöstericiler çok sayıda kişinin lamalara karşın 2 kişinin ateşli silahla gözaltına alındığını iddia ediyor. vurularak öldürüldüğü, 15 kişiden ikiTahrir Meydanı’nda ikisi ordusinde de kurşun yaraları bulunduğuya ait üç araç da ateşe verildi. nu belirtti. Mısır’daki kitlesel gösteAskerlerin önceki gece yarı(AP) riler Mübarek’in 11 Şubat’ta görevsı yaptığı müdahalenin ardından den ayrılmasına yol açmıştı ancak dağıldıktan sonra dün yine Tahrir şimdi çoğu Mısırlı siyasi geçiş sürecini yö ması üzerine gece 3’te müdahale ettiği belirMeydanı’na gelen bazı göstericiler mobilneten Yüksek Askeri Konsey’in Mübarek’i tiliyor. Göstericilerin, üstlerinin emirlerine rağmen kendilerine katılan askerleri korumak için yalardan ve askerlerin bıraktığı tellerden bakoruduğuna inanıyor. rikat kurdu. Kahire’de önceki gün de on Askerlerin, devrik başkan ve ailesinin yol insan zinciri oluşturduğu da kaydedildi. Askerlerin gerçek mermi kullandıkları id binlerce kişi Mübarek ve eski rejimin önsuzluktan yargılanmasını isteyen protestocuların talepleri karşılanıncaya kadar ayrılma diasını reddeden bir ordu sözcüsü, askerlerin de gelen isimlerinin mahkeme önüne çıyacaklarını bildirerek yeni bir çadır kamp kur göstericileri uyarmak amacıyla, kurusıkı mer karılması için eylem yapmıştı. Başkanlık Sistemi Dayatması ve Kuzu Ekim 2007 cumhurbaşkanlığı referandumuna gidilirken Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Nasrettin Hoca’nın göle maya çalması hesabı… “Baktık tuttu!” demişti, “Devamını getiririz!” Can Dündar’ın bir “Neden” programında izlemiştim: “Benim asıl arzum ve üzerinde çalıştığım konu” diye konuşmuştu: “Parlamenter sistemi tamamen bir kenara iten, devleti gayet sıkı içine alan bir başkanlık sistemi!” Şimdiye dek başkanlık sistemini gündeme getiren başka liderler de oldu... Özal, Demirel fırsat buldukça bu konuda nabız yokladılar; “tutar mı, tutmaz mı?” baktılar, tutmayacağını görünce caydılar… Ama Recep Tayyip Erdoğan farklı. Şimdiye dek her şeyde yaptığı gibi adım adım hedefe ilerliyor. Bu iş için özel bir “Kuzu” başkan tahsis etmiş. Dört yıldır üzerinde çalışılıyor. Projenin taşları bir bir döşeniyor. lk kez sokakta Libya devlet televizyonu, Libya lideri Muammer Kaddafi’nin Trablus’ta bir okulu ziyaret ederken çekilmiş görüntülerini yayımladı. Libya’nın resmi haber ajansı JANA’nın bildirdiğine göre Kaddafi, Ceil el Vehda (Birlik Nesli) okulunu ziyaret etti. Öğrenciler, “Sadece Allah, Muammer, Libya” diye bağırırken Kaddafi yumruğunu havaya kaldırdı. (Fotoğraf: AP) Dönüm noktası 2007 referandumu İlk taş 21 Ekim 2007 referandumuyla döşendi. Ne maksatla oylandığı belli olmayan bir referandum yaparak yola çıktılar…. O referandumla gerçekte ne başkanlık sistemine geçiliyor, ne parlamenter sistem değiştiriliyordu… Cumhurbaşkanlığının sorumluluğunda da herhangi bir değişiklik yapılmamasına karşın, bu makam sanki doğrudan halka sorumluymuş gibi, halk tarafından seçilmesi öngörülüyordu. Parlamentonun hasbelkader seçmiş bulunduğu Gül’ün süresi 5 yıl/7 yıl dahi, askıda kalmıştı! Referandum, oyunun kurallarına açıklık kazandırmak için yapılmamıştı. Bilakis işler büsbütün sisli ve puslu bir hal almıştı. “Pardon! Şimdi biz niye sandığa gidiyoruz?” diye soranlara verilen yanıt, “Referandum kültürüne alışacaksınız!” oluyordu. Maksat, ilerdeki daha cüretkâr referandumlara halkı alıştırmaktı! Kapsamı belli olmayan bir proje için başvurulan “milli irade” kullanımıyla, sözümona “ülke kaderinde söz sahibi” olmak fikrine yatkınlık kazanacaktık... İleri demokrasiye geçmiyor muyduk? “Konu mankeni” de olsak, açıklık kazanan, kazanmayan… her konuda öyle ya da böyle önümüze konan sandığa koşturulucaktık… “Tayyipizm” çünkü, meşruiyetini bundan alacaktı! Ayen beyan işte konu mankeni olarak kullanıldığımız o ilk referandumun böyle büyük sakıncalara gebe olduğunu, döne döne o gün de yazmış; “21 Ekim referandumu bir dönüm noktasıdır. Bu Türk demokrasisinde yeni bir kuralsızlık standardı oluşturacak ve geleceğimizi yönlendirecek” demiştim: “Cumhurbaşkanı seçimi ve yetkileri meselesi kritik bir kavşakta bizi tekrar yakalayacak. Referandumun açtığı büyük belirsizlikler, sorunlar yumağıyla yeniden önümüze çıkacak...” (Sağnak, 29 Ekim 2007) RAN Buşehr’e yeniden yakıt yükleniyor EKBER KARABAĞ şgal sürerse direniş başlar Eylem çağrısına ‘müsamaha yok’ yanıtı Dış Haberler Servisi Suriye’de en az 32 kişinin öldüğü bildirilen önceki günkü protestoların ardından, eylemciler her gün sokaklara çıkılması çağrısı yaptı. Suriye yönetimi, çağrıya sert bir açıklamayla karşılık verdi. En fazla sayıda göstericinin öldüğü Dera’da dün cenaze törenleri düzenlendi. Görgü tanıkları güvenlik güçlerinin Dera’da binlerce kişiye ateş açtığını, 25 kişinin öldürüldüğünü, yüzlercesinin de yaralandığını söylüyor. Devlet televizyonu ise olaylarda 19 polis ve güvenlik gücü mensubunun öldüğünü duyurdu. Sayılar henüz bağımsız kaynaklarca doğrulanmasa da Suriye hükümetinin ilk kez bu kadar çok sayıda ölümü kabul etmiş olması dikkat çekti. Eylemciler sosyal paylaşım sitelerinden her gün sokaklara çıkılması çağrısı yaparken Suriye İçişleri Bakanlığı’ndan yayımlanan bildiride, “halkın korunması ve ulusal birliğin savunulması çerçevesinde yasaların verdiği yetkiler doğrultusunda artık müsamahakâr davranılmayacağı” belirtildi. ABD Başkanı Barack Obama, göstericilere karşı şiddet kullanılmasını sert ifadelerle kınadı. TAHARAN İran, Ruslar tarafından ülkenin güneyinde yapımına devam edilen Buşehr nükleer santralındaki reaktöre yeniden yakıt yerleştirilmeye başlandığını bildirdi. İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, teknik arıza yüzünden iki ay önce yakıtı boşaltılan reaktördeki teknik arızaların giderildiğini ve 8 Nisan’dan itibaren yeniden nükleer yakıt çubuklarının yerleştirilmeye başladığını ifade etti. Söz konusu reaktöre geçen yıl ilk nükleer yakıt yerleştirilmiş ancak elektrik üretim aşamasına geçmeden geçen şubat ayında Rusya, tesiste teknik arıza çıktığını bildirerek güvenlik önlemi olarak yakıtın boşaltılması gerektiğini söylemişti. Arızanın, İsrail ve ABD tarafından üretildiğini öne sürülen Stuxnet adlı virüsün tesisin bilgisayar sistemlerine bulaştığından kaynaklandığı iddia edildi ancak İran bu iddiayı reddediyor. Iraklı Şii lider Mukteda Sadr, ABD’den gelen, “ihtiyaç duyulması halinde askerlerin ülkede kalmaya devam edebileceği” mesajına yanıt olarak ABD kuvvetlerinin belirlenen tarihte ülkeden çekilmemesi halinde silahlı direnişe tekrar başlama tehdidinde bulundu. Sadr’ın talimatıyla başkent Bağdat’ın doğusundaki Mustansıriye Meydanı’nda Saddam Hüseyin’in devrilmesinin 8. yıldönümünde yapılan ve on binlerce kişinin katıldığı gösteride, ABD protesto edildi. Sadr taraftarı binlerce kişinin katıldığı gösteride, Sadr’ın bildirisi okundu. Sadr’ın yardımcılarından Hazım el Arci’nin okuduğu bildiride, Amerikan kuvvetlerinin 2011’in sonuna kadar Irak’tan tamamen çekilmesi istenirken çekilmenin gerçekleşmemesi halinde Mehdi Ordusu’nun tekrar aktif hale geleceği ve silahlı direnişin şiddetini arttırmaya başlayacağı ifade edildi. (Fotoğraf: AP) ‘Tayyipizm’in hukuk zırhı Dün Vatan’ da Kuzu’ nun verdiği son röportajı okurken takvimi ister istemez dört yıl öncesine sardım. Kuzu ne diyor? 1. “Cumhurbaşkanını halkın seçtiği bir model ister istemez sonunda buraya gidecektir. Başka çare yoktur! Yeni bir hır gür çıkmadan, oturup bu modeli şimdi yapalım.” Demek neymiş? Kendi içinde anlamı olmayan 2007 referandumu, “Tayyipizmin” hedefi doğrultusunda peşrev olsun diye yapılmış… Kuzu, peşrevin sonuna gelindiğini ilan ediyor. 2. “Seçimden sonra anayasa değişikliği ile mecburen bu konu da gündeme gelecek. Masa da bu da olacak!” diye ekliyor. Ve “şarkılardan bir demet” faslının asıl seçim sonrasında başlayacağını açıklıyor… 3. Güfte, beste ve şarkı sözlerini sonra şöyle açıyor: “Başbakanlık kurumu kaldırılacak. Cumhurbaşkanı, başbakan aynı kişi olacak. Devleti temsil eden kişi aynı zamanda başbakan olarak icraat yapacak. Partinin genel başkanlığı devam edecek. O kişi(?) partisiz olmayacak. İki başlılık engellenecek. Hükümetin parlamentoyu feshederek seçime gitmek gibi bir yetkisi olmadığı gibi, Meclis’in hükümeti düşürmek gibi bir yetkisi olmayacak. Ana nokta burasıdır.” “Tayyipizmin” hukuki kılıfı ve temel tarifi işte bu. Bu tarif içinde, başkanlık sisteminin ana direği olan güçler ayrılığı ve “kontrol ve denge mekanizmalarına” hiçbir yer yok. Kuzu da bunlardan hiç dem vurmuyor... Gül ve Arınç’ı anlaşılan birdenbire alarm pozisyonuna geçiren, sistemin hukuki boyutuyla da giderek bir “Tayyipizm tsunamisine” dönmeye yüz tuttuğunu görmeleri. Ne parlamenter demokrasi, ne başka bir şey… “Tayyipizmin” galopanlaşan biçimi karşısında, belli ki ikisi de bundan böyle atik, tetik olma zamanı geldiğine inanıyor… 4. Vatan söyleşisindeki bir başka Kuzu cevheri de “Başkanlık sistemini öne çıkartmak vatanperverliktir!” sözleri…. Bundan “başkanlığa” karşı çıkanların ilerde “hain/ Ergenekoncu” damgası yemeye aday olduğunu çıkartabiliriz… 5. Projeye kılıf yapılan gerekçe de ilginç. “Başkanlık sistemine ne gerek var? Nerden icab etti” tarzı sorular her yerde soruluyor ya… Kuzu bu minval sorulara karşı; “önümüzdeki yıllarda ülkeyi perişan edecek koalisyonları engellemek” gerekçesini kullanıyor. 6. Yelpazenin solunda olanlara da ufak bir kemik atmak hesabına “Törkiş” başkanlık sisteminin mimarı; “Sol ancak bu yöntemle iktidara gelebilir!” buyuruyor. 7. Son olarak başkanlığı yürürlüğe sokmanın aracı olarak referandum olmasa, plebisit yöntemine başvurulabileceğine vurgu yapıyor. Maksat “milli irade muhabbeti” olsun! Değil mi ya!.. VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI “10 Nisan Günü”nün 83. Yılı 10 Nisan 1928’de, Türkiye Cumhuriyeti’nin “D N DEVLET ” olmadığı, Anayasa’da yapılan bir değişiklikle belirlenmiştir. 83 yıl önce bugün, TC Anayasası’nın 2. maddesinde, “devletin dini”nden söz eden bölüm çıkarılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’ne “Ilımlı slam Devleti” adını vererek, laik Cumhuriyeti, “D NSEL DEVLET”e dönüştürmek çabalarının yolu 83 yıl önce kesilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti bir “D N DEVLET ” değildir ve olmayacaktır! Ulusumuzun “10 Nisan Günü”nü kutlarız! Okulumuz 1944 mezunu, karikatürist merhum Nehar TÜBLEK’in eşi Kabataş Ailesi’nin değerli üyesi İHSAN TÜBLEK Hanımefendi vefat etmiştir. Merhumenin naaşı 10 Nisan 2011 Pazar günü (bugün) Levent Camii’nde ikindide kılınacak cenaze namazı sonrasında, Aşiyan Mezarlığı’nda defnedilecektir. Kabataş Ailesi olarak merhumeye Tanrı’dan rahmet kederli ailesine başsağlığı dileriz. KABATAŞ ERKEK LİSESİ MÜDÜRLÜĞÜ KABATAŞLILAR DERNEĞİ BAŞSAĞLIĞI 12 Eylül Cuntasının 1402’lik İŞ MÜFETTİŞLERİNDEN HALUK MENEMENC OĞLU’nu kaybettik. Kederli ailesinin, yakınlarının, dostlarının ve meslektaşlarımızın acılarını derinden paylaşır, başsağlığı dileriz. Ş MÜFETT ŞLER DERNEĞ Alışveriş merkezinde dehşet: 7 kişi öldü Dış Haberler Servisi Hollanda’nın Alphenaan denRijn kentinde silahlı bir kişinin açtığı ateş 7 kişinin ölümüne yol açtı. Ridderhof alışveriş merkezine makineli tüfekle dalan saldırgan 16 kişiyi de yaraladı. Yaralılardan birinin Adem Aksoy adlı bir Türk olduğu açıklandı Bir yetkili, saldırganın daha sonra kendisini öldürdüğünü açıkladı. Saldırganın “aileler ve çocuklarla dolu” olan alışveriş merkezinde kalabalığı hedef aldığı, daha sonra kendisini öldürdüğü belirtiliyor. Saldırganın 20’li yaşlarında olduğu sanılıyor. KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞ Yönetim Kurulu C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle