18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 MART 2011 SALI 4 HABERLER Üniversitelerin sınav dönemi nedeniyle genel seçimlerde öğrencilerin oy kullanamama ihtimali var ‘Hastayum’ Deduk nanmadinuz. N’oldi? Karadeniz’de bir mezar taşından: “Hastayum deduk, hastayum deduk İnanmadinuz N’oldi?’ Ergenekon davası çerçevesinde aralarında, Nedim Şener Ahmet Işık, Yalçın Küçük, Doğan Yurdakul’un da bulunduğu kişilerin de gözaltına alınıp, tutuklanmaları bardağı taşıran damla oldu. Şimdi herkes aynı soruyu soruyor: Ne oluyoruz?... Daha nerelere varacak bütün bu olaylar?... Bu endişe dolu soruların yanıtlarını bulabilmek için her şeyden önce, bu noktaya nasıl geldiğimize bakmak durumundayız. Prof. Dr. Süheyl Batum’un çok önemli bir tanısı var. Diyor ki Süheyl Hoca: Hukuksuzluklara kılıf hazırlaya hazırlaya bu faşizme adım adım geldik. Haklı! Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları sırasında yapılan hukuka aykırı işlere karşı çıkanlar, Ergenekoncu, darbeci olmakla suçlandılar; bunların demokratikleşmeyi istemedikleri, toplumun askeri vesayetten kurtulmasına karşı oldukları söylendi. Kimileri daha da ileri giderek haksız savlarla ortaya atıldılar: Ne yani gazeteciler yargılanamazlar mı? Gazeteciler tutuklanamaz diye bir kural mı var? Kimse böyle bir şey söylemiyordu oysa. Ne gazetecinin tutuklanamayacağı gibi bir kuralın olduğu ileri sürülüyordu, ne askeri vesayetin, (ki gerçekten de vardı ve bunu yaşayarak biliyorduk) sona ermesine karşıydık, ne Ergenekon diye bir davanın görülmesine karşı çıkıyorduk, ne darbe suçu işlenmişse eğer, onun kovuşturulmasına engel olunmasını istiyorduk. Söylenenler satır başlarıyla yalnızca şuydu: Her türlü suç kovuşturulmalıdır. Bu suçlarla suçlananlar kim olursa olsun yargılanmalıdır. Darbe yapmak da darbenin hazırlık hareketlerini yaparak darbeye teşebbüs etmek de suçtur. Böyle bir suçun yargılanmasına kimse karşı çıkmaz, çıkamaz çıkmıyor. Askeri vesayetin sona ermesi demokrasinin kurulması ve sağlamlaşması açısından elzemdir. Yargılanma sırasında hiçbir kimseye, mesleğe, zümreye ayrıcalık tanınmamalıdır. Bunlar söylenirken de demokrasinin yürümesi için zorunlu olan şu konulara da aynı anda dikkat çekiliyordu: Soruşturma ve kovuşturma sırasında hukuk kurallarına ve özellikle usule harfiyen uymak gerekir. Delillerin toplanması yasalara ve usulüne uygun olarak yapılmalıdır. İnsanlar, nedenleri ve dayanakları açıklanmadan gizli tutulan, kendilerine ve avukatlarına ne olduğu bildirilmeyen sözde delillerle tutuklanmamalıdır. Gözaltına alınan insanlara ne ile suçlandıkları söylenmelidir. Davalar polis aracılığıyla değil, savcılar yargıçlar tarafından yürütülmelidir. Ancak CMK 100. maddede belirtilen durumlarda başvurulacak olan tutukluluk uzun süre keyfi biçimde uygulanarak yargısız infaza dönüştürülmemeli, bu konuda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM ölçütlerine uymalıdır. Masumiyet karinesine uyulmalı, insanların haysiyetleriyle oynamaya özen gösterilmelidir. Askeri vesayet kadar sivil vesayet de demokrasi için zararlıdır. Dikkat edilmelidir. Yargıyı yürütmenin denetimine koymak sivil vesayeti ve faşizmi getirir. Hukuk devleti ve demokrasi açısından uyulması zorunlu bu uyarılar, ne yazık ki kale alınmadı. Yapılan her hukuksuzluk ve usulsüzlük, “ama askeri vesayete karşı yürütülen en önemli dava görülüyor, bunlar teferruattır” diyerek yola devam edildi ve faşist uygulamaya cesaret verildi. Yargıya karışmayalım, bırakalım nasıl olsa adalet bir gün tecelli eder, denerek tutukluluk yoluyla infaz haklı gösterildi. Nasıl olabiliyorsa, gazetecilerin yazılarıyla gazetecilik dışı faaliyet yaptıkları ima edilerek, iktidara karşı olmak bir suç olarak görülüp gösterildi. Günlerce, aylarca, yıllarca süren uyarılara karşı, bütün gerçekler görmezden gelindi. Sonunda da bu noktaya gelindi. Bu hastalıklı tutumdur, faşizmi getirir, dedik, kulak asmadılar. Peki şimdi ne oldu? Artık herkes aklını başına almak ve hukuksuzluğa karşı hukukun harfiyen uygulanmasını talep etmek, bu konuda taviz vermemek zorundadır. Dünün “ama efendim”cileri böyle net bir tavır almadan suçlarından arınamazlar. İki milyon oy tehlikede KIVANÇ EL ANKARA Milletvekilleri genel seçimlerinin üniversitelerin eğitimlerine devam ettiği süreye denk gelmesi üzerine yaklaşık 2 milyon üniversitelinin oy kullanamama tehlikesi ortaya çıktı. Türkiye Komünist Partisi (TKP), bu duruma önlem alınması için Yüksek Seçim Kurulu’na başvurdu. 12 Haziran 2011 milletvekili genel seçiminde kütüklerinin bulunduğu yerden farklı bölgelerde eğitimlerini sürdüren üniversite öğrencileri oy kullanamama tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. 12 Haziran tarihinde birçok üniversitenin eğitimine devam etmesi ve hatta sı 12 Haziran 2011 milletvekili genel seçiminde kütüklerinin bulunduğu yerden farklı bölgelerde eğitimlerini sürdüren üniversite öğrencileri oy kullanamama tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. TKP, üniversite öğrencilerinin kayıtlı oldukları üniversitede oy kullanabilmesi için dün YSK’ye başvurdu. nav haftalarının başlangıcı olması da öğrencilerin evlerine dönmesini imkânsız hale getirdi. TKP, üniversite öğrencilerinin kayıtlı oldukları üniversitede oy kullanabilmesi için dün YSK’ye başvurdu. YSK’ye verilen dilekçede, üniversitede okuyan birçok öğrencinin seçmen kaydının ailelerinin yanında olduğunu hatırlatarak “Seçim tarihi olarak belirlenen 12 Haziran 2011 tarihinde ise üniversitelerde eğitim ve öğretim devam ettiğinden, anayasal bir hak olan ‘oy kullanma hakkı’, seçmen kaydı ailelerinin yanında olan seçmenlerin büyük bir bölümü tarafından kullanılamayacaktır. Bu nedenlerle öğrencilerin oylarını okullarında kullanabilmesi için kurulunuzca gerekli kararların ve önlemlerin alınmasını talep etmekteyiz” denildi. TKP’li Mert Uzun Türkiye’nin oldukça genç bir nüfusa sahip olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Genç nüfusun önemli bir bölümünü öğrenciler oluşturmaktadır. Yalnızca üniversitelerde eğitim görmekte olan 2 milyondan fazla üniversite öğrencisi bulunmaktadır. Nüfusa kayıtlı oldukları il ya da ilçelerde oy kullanma hakkına sahip olan öğrencilerin, seçimlerin yapılması öngörülen 12 Haziran tarihinde oy kullanma hakkı, eğitimin devam etmesinden dolayı tehlikededir. 18 yaşını doldurmuş, seç me hakkına sahip öğrencilerin oy hakkının korunması için Yüksek Seçim Kurulu tarafından acil önlem alınmalıdır. Üniversite öğrencileri, genel seçimlerde kayıtlı oldukları il veya ilçe birimleri dışında yine kayıtlı oldukları üniversitelere kurulacak seçim sandıklarında oy kullanma hakkına sahip olmalıdır. Bunun için gerekli düzenlenmeler YSK tarafından derhal yapılmalıdır.” Öte yandan yasal bir parti olan TKP’nin YSK’ye başvurusunda polisin bina içerisinde de önlem aldığı öğrenildi. Polisin dilekçeyi verecek partililere bina içerisinde eşlik ettiği ve partililere karşı suçlu muamelesinde bulunduğu da kaydedildi. 12 HAZ RAN SEÇ MLER İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN ‘KOZM K ODALARA G R LEB L YOR’ AKP’ye adaylık istifaları başladı Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehmet Yücesoy ve Türkiye’nin Melbourne Konsolosu Vahit Özdemir AKP’den milletvekilliği aday adaylığı başvurusunda bulunmak üzere görevinden istifa etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 12 Haziran’daki seçimlerde aday adayı olmak isteyen memurların istifa etmeleri için 10 Mart Cuma gününe kadar verdiği süre işliyor. Bu kapsamda Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehmet Yücesoy, AKP’den milletvekilliği aday adaylığı başvurusunda bulunmak üzere görevinden istifa etti. Yücesoy, yaptığı açıklamada, “Ankara Savcılığı gibi en yüksek mevki, kariyer ve çok yüksek maaşı feda ederek, sahip olduğu ahlaki ve inanç değerlerini halkın hizmetinde sergilemek ve Türkiye Cumhuriyeti’ni çok güzel bir seviyeye getirmiş olan AKP’ye yardımcı olmak için aday” olduğunu kaydetti. Yücesoy, “Yeni dönemde, başkanlık sistemi, hukuk reformu, adli ve askeri ayrımlarına gidilmeksizin yargının bir çatı altında toplanması gibi hukuki konularda hizmet etmek için aday olduğunu” öne sürdü. Yücesoy, Amasya ilinden milletvekili aday adaylığı için başvuruda bulunacağını belirtti. Merzifon İmam Hatip Lisesi mezunu olan Yücesoy, askerliği sırasında, 19911992 yıllarında askeri savcı olarak görev yaptı. Yücesoy, Adalet Bakanlığı Adalet Akademisi’nde 5 yıldır ders veriyordu. Türkiye’nin Melbourne Konsolosu Vahit Özdemir AKP’den Nevşehir milletvekilliği aday adaylığı için görevinden istifa etti. Özdemir, “Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın emrinde bir nefer olarak hizmet edebilmek amacıyla memleketim Nevşehir’den AK Parti’den milletvekili adayı olabilmek için istifa ediyorum” dedi. ‘AK değişim’e ilginç yorumlar AKP’nin düzenlediği yarışmada yurttaşlar 8 yılda Türkiye’de yaşanan değişimi anlatırken ‘Değişimi fark ettiğim an; imam hatip lisesine başörtümle girdiğim an’ gibi ifadeler kullandı. FIRAT KOZOK [email protected] CHP örgütlerine genelge ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, örgütlere 23 maddelik bir genelge yolladı. Genelgede, “12 Haziran seçimlerinin işaret fişeği atılmıştır. Bu tüm Türkiye’yi AKP karanlığından kurtarıp aydınlığa kavuşturma fişeği olacaktır” ifadesine yer verdi. Partililere ‘birlik’ çağrısı yapan Tekin, iç kargaşadan medet uman kimi grupların ya da partilerin tuzağına düşmenin CHP’lilere yakışmayacağını vurguladı. Tekin, CHP’lilerin bu tür kargaşalara, oyunlara gelmeyecek kadar zeki, güçlü, tutarlı, güvenilir olduklarını belirtti. Tekin “Seçime yönelik olmayan çalışmalara zaman ayırma lüksümüz yoktur. Çünkü bu seçimi kazanıp iktidar olmaya mecburuz” dedi Yarayıcı Hatay’dan aday adayı Öte yandan eski Grup Yorum’un solisti Hilmi Yarayıcı, CHP’den milletvekili aday adayı oldu. Yarayıcı, dün öğretmenlikten istifa ederek ilk adımı attı. Yarayıcı’nın memleketi Hatay’dan aday olacağı da kaydedildi. YARAYICI ANKARA Bir süre önce düzenlediği blog yarışmasında Türkiye tarihini anlatırken, “İmparatorluktan Cumhuriyete geçiş, daha sonra diktatörlük, daha sonra engellerle ve şiddetle dolu bir yoldan sonra diktatörlükten demokrasiye geçiş var” ifadelerini kullanan Amerikalı yarışmacıyı ödüllendiren AKP, bu kez de 8 yılda yaşanan değişimi en iyi anlatan kişiyi seçmek için yarışma düzenliyor. www.degisiminfarkindayiz.com adresine giren yurttaşlar, AKP döneminde gözlemledikleri değişimleri yazıyor. Ancak sitede AKP’nin beğeneceği mesajların yayımlanmasına izin veriliyor. 1 Nisan’a dek mesaj bırakmak isteyenlerin Facebook veya Twitter hesabını kullanmaları gerekiyor. Yapılacak değerlendirme sonunda ilk üçe girenlere bilgisayar armağan edilecek. AKP’lilere göre Türkiye’deki ‘ak değişim’lerden bazıları şöyle:  Değişimi fark ettiğim an; imam hatip lisesine başörtümle girdiğim an.. değişimi hissettiğim an; üniversiteye başörtümle girdiğim an.. değişime katkı sağlayacağım an; TBMM’ye başörtümle gireceğim an.  AKP sayesinde artık Genelkurmay Başkanı’nın ve kuvvet komutanlarının adını bilmiyoruz. Yani herkes kendi işini yapmaya başladı. Artık herkes yerini biliyor.  Potomya’nın Ayane köyündeki camiye bile yol yapılmışsa, gerisini siz düşünün bu ülkedeki değişimin.  İslami hayat biçimini desteklemek, “irtica” olarak görülmüyor artık.  Dün pantolonlarımda “namaz izi var mı” diye düşünürken, bugün izli pantolonla girmediğim yer yok.  AKP öğretmenlere ve tüm memurlara kılık kıyafet özgürlüğü getirdi. Ben de hiç sevmediğim kravattan kurtuldum. (23 yıl sonra olacak değişimin hayallerini kuruyorum.)  Değişim, kozmik odalara girebilmektir. SARIYER BELED YE BAŞKANI, DD ALARI YANITLADI TÜRK YE KEND N KORUMA HAKKINDAN VAZGEÇ YOR ‘Başarı sürdükçe yıpratılmak kaçınılmaz’ İstanbul Haber Servisi SaGenç, şeffaf, met binasının temelini atacağız. ve nikâh sarıyer Belediye Başkanı Şükrü hesap verebilir Kültür merkezleriYine bölgelonu yapacağız. Genç, ilçede alışılmışın dışında belediyecilik anlayışını gerçek bir anlayışla mizde bir cemevi projemiz var. leştirdikleri için sürekli soruş çalışmalarına Ayrıca ilçemizdeki imar ve mülkiyet konusunda yaşanan soturmaya uğradıklarını belirterek, devam runların çözümü için de hare“Bizim projelerimiz ve başarılarımız devam ettikçe yıpratma edeceklerini kete geçeceğiz” dedi. Sarıyer’de vurguladı. sosyal demokratların göreve gelpolitikaları da olacaktır. Bizim veremeyeceğimiz hesap mesinin çok önemli olduğunu, yok” dedi. Başkan Genç, şeffaf, hesap ve bunu kabul edemeyen bazı çevrelerin sürebilir bir anlayışla çalışmalarını sür rekli yıpratma çalışması içinde olduğudürmeye devam edeceklerini vurguladı. nu vurgulayan Genç, “Ortada bizim heSarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, sabını veremeyeceğimiz bir durum 2009 yılından bu yana yaptıkları projeler yok. Biz şeffaf, hesap verebilir bir ve belediye hakkında açılan soruşturma anlayışla çalışmalarımızı sürdürmekya ilişkin CHP İstanbul İl Başkanı Nebil teyiz. Sarıyer önemli bir ilçe ve önemİlseven’e bilgi verdi. Nebil İlseven de bi li bir rant alanı olarak görülüyor. Biz rinci ağızdan bilgilere ulaşmaktan, bu ko alışılmışın dışındaki hizmet anlayışınuda fikir sahibi olmaktan mutlu oldu mızla menfaat gütmeden, farklı yollara ğunu söyledi. İlseven’e projelerini anla sapmadan hizmet vermeye devam tan Genç, “Yakın zamanda belediye hiz edeceğiz” diye konuştu. Yasa geçerse teröriste ‘sıcak takip’ yok BAHADIR SEL M D LEK Yaman: Bindirilmiş kıtalar İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, birlikte yaptığı İZBAN açılışında, “Biz Gâvur İzmir’iz. Ya sandığa gömeriz, ya denize dökeriz” diye slogan attığı için gözaltına alınan CHP Buca Gençlik Kolları Üyesi Sinan Yaman, yaşananları “AKP’nin bindirilmiş kıtalarına” bağladı. Yaman, “500’e yakın AKP üyesi, bizim gençlik kolları üyelerimiz dışarıda üşürken, davetli olmadıkları halde içeri alındı” dedi. Yaman, AKP’liler hakkında şikâyetçi olacağını söyledi. C MY B C MY B ANKARA Türkiye ile Irak arasında 15 Ekim 2009’da Bağdat’ta imzalanan ancak, Iraklı Kürt lider Mesud Barzani’nin karşı çıkması nedeniyle içine “teröristlere yönelik sıcak takip” maddesinin konulmadığı terörle mücadele anlaşmasının uygun bulunduğuna ilişkin yasa tasarısı CHP’nin muhalefetine karşın TBMM Dışişleri Komisyonu’ndan geçerek genel kurula gönderildi. Yasanın genel kurulda da onaylanması durumunda, Türkiye BM’nin kendisine sağlamış olduğu “kendini koruma” hakkından da vazgeçmiş olacak. 2009 yılında iki ülke arasında yapılan ortak kabine toplantısında imzalanan 48 anlaşmadan biri olan “Türkiye Cumhuriyeti ile Irak Cumhuriyeti Arasında Terörle Mücadele Anlaşmasının Onay Türkiye BM’nin sağladığı “kendini koruma” hakkından vazgeçiyor. lanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı” TBMM Dışişleri Komisyonu’nda 3 Mart’ta görüşüldü ve AKP oyları ile kabul edilerek onaylanmak üzere genel kurula gönderildi.Tasarıya karşıoy yazısı yazan CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ şu görüşleri dile getirdi: “Terörle Mücadele Anlaşması’nın daha önceki Irak yönetimleri tarafından Türkiye’ye sağlanmış bulunan, PKK’ye karşı sıcak takip hakkını veren bir hüküm öngörmesi gerekirdi. (...) Bu şekilde yeğlenen zillet yolu, ABD’nin de aracılığıyla hükümeti önce dolaylı bir şekilde sonra da açık ve seçik PKK terör örgütü ile görüşme ve taviz sürecine zorlamıştır.” BM ülkelere sıcak takip hakkı tanıyor. Irak’la imzalanan anlaşmada bu maddenin olmaması, Türkiye’nin BM nezdinde bu hakkını kaybetmesi anlamını taşıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle