24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MART 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA HABERLER Cezaevi görevlilerinden tecrit hücresine konulan gazetemiz yazarına: Asıl zulümhaneyi şimdi göreceksiniz 9 Mustafa Balbay’a tehdit İstanbul Haber Servisi Silivri Cezaevi’nde tecrit hücresine konulan gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ı, cezaevi görevlileri “Asıl zulümhaneyi şimdi göreceksiniz Mustafa Bey” diyerek tehdit etti. Balbay’ın konulduğu 6 adımlık hücrede bir yatak ile bir plastik sehpa dışında bir şey bulunmazken, “masa” isteği de uygun görülmedi. Balbay’la görüşen avukat Hüseyin Ersöz, ‘iyi niyetli’ bir infaz memurunun “Balbay’ın kaldığı koğuş AIDS, verem hastaları ile olağanüstü geçimsiz kişilerin en fazla 1015 gün kaldıkları müşahede koğuşları olduğunu söylediğine” dikkat çekti. Silivri 1 No’lu Cezaevi’nde Balbay’la görüşen avukat Ersöz, Balbay’ın, tek kişilik hücreye sevk edildiği 28 Şubat’tan bu yana yaşadıklarını anlattığını belirtti. Balbay’ın koğuşuna 28 Şubat’ta saat 16.45’te gelen üç infaz memurunun, “Neredesiniz? Hadi toplanın gidiyoruz. Sevk başladı, bu gece mutlaka bitecek” dediğini kaydeden Ersöz şunları aktardı: “Bu konuda hiçbir bilgi ve belge verilmediğini söylediklerinde de cezaevinin 2. müdürü odaya gelerek ‘Yazılı belge falan yok. Toplanın’ diye cevap vermiştir. Balbay ve Özkan’ın ısrar etmesi üzerine saat 21.00’de cezaevi müdürü bir tutanak hazırlatmış ve 1 No’lu cezaevindeki koşulların da aynı olacağını, hiçbir şeyin değişmeyeceğini belirtmiştir. Balbay 4 No’lu cezaevinden ayrılırken infaz memurlarından bir tanesi yanına gelerek ve kitabına atıfla ‘Zulümhaneyi şimdi göreceksiniz’ demiştir.” AVUKAT KAZAN: NSANLIK DIŞI İstanbul Haber Servisi İstanbul Barosu eski başkanlarından avukat Turgut Kazan, Basın Konseyi adına ve avukat sıfatıyla Silivri Cezaevi’nde Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan ile ayrı ayrı görüştü, durumlarını “tam tecrit” olarak değerlendirdi. Kazan her tarafın pislik içinde olduğunu, sistemin çalışmadığını, tuvaletlerin inşaat artığıyla dolu olduğunu belirterek, “Ceza için kullanılan hücrelerden de kötü, insanlık dışı, küçücük, ayrı ayrı bölmelere sokulmuşlar. Yanlarındaki 3 bölüm boş. Dördüncü bölüme geçici kapı açılmış. Oradan havalandırmaya çıkılacak. Yani cezaevini Avrupa standardı diye yapıp onay almışlar ama bu uygulama için, bir bölümü iptal edip havalandırma çıkışı yapmışlar. Balbay ve Özkan kimseyi görmüyor. Tam bir tecrit, tam bir işkence. Adalet Bakanı doğru söylemiyor. Balbay ve Özkan dışındaki tutuklulara böyle bir uygulama yapılmamıştır. Onlara yapılan kesinlikle çağ dışıdır, ilkeldir, insanlığa aykırıdır” dedi. Statükoyu Nasıl Bozacağız? Sevgili dostlar, yapmamız gereken, bu “statükoyu” bozmak ve bunu yapacağız. Bize giydirilen, giydirilmek istenen “deli gömleğini” yırtıp atacağız. Oyunun sahneye koyanı yani teşbih yerinde ise ipleri elinde tutan kuklacıyı da oyunu oynayanları da oyunun sahnelenmesine yardımcı olanları da, her şeyi ortaya çıkaracağız. “Oyunu birilerinin(!) adına oynayanları”, hepimiz görüyoruz. AKP iktidarı oynuyor. Tarım ve hayvancılığı bitirdi, işsizliği görülmemiş boyutlara çıkarttı. Devletin toplam borcunu 2002’de 243 milyar TL iken 473 milyar TL’ye çıkarttı. Toplam dış borcu, 2002’de 129 milyar dolarken 2010’da 282 milyar dolara çıkarttı. Türkiye, dış ticaret açığında 80 yılda toplam 247 milyar dolar açık vermişken 8 yılda bu açığı 397 milyar dolara çıkarttı. Sadece 2010 yılında 71 milyar dolar dış ticaret açığı verdi ve tüm bunların yanı sıra, üstüne üstlük, “34 milyar dolarlık özelleştirme yaptık” derken yani devletin tüm mal varlıklarını haraç mezat satarken Ofer’lere ihalesiz verirken toplanan tüm bu paralarla, alınan tüm bu borçlarla, “ne yaptın” diye soranlara, “duble yol yaptım” diye yanıt veriyor. Göreceksiniz, onlara “bu paralar nereye gitti” diye soracağız. Bu oyunu oynayanlardan hesap soracağız. Bir de “oyunun sahnelenmesine yardımcı olanlar” var. Gerçekten de bunlar oyunu görmememiz için elinden gelen her şeyi yapanlar. İçlerinde, kendilerine “liberal” diyenler var, “ne yapayım, ben bu adama âşığım” diyen “sözüm ona iş adamları” var. Bize “deli gömleğini” giydirmek için, türlü oyunlar oynayanlar var. Bunlar bakıyorsunuz, akademisyen, ekonomist, hukukçu, sosyal bilimci, sendikacı, hatta tarafsız(!) gazeteci(!) kisvesi giymiş. Hatta polis, “sehven kanıt üreten bürokrat”, savcı, hukukçu kisvesi giyenler bile var! İşte sevgili dostlar, statükoyu mutlaka kıracağız. Statüko, bizim için neler planladıysa, neleri gerçekleştirdiyse, tam tersini yapacağız. Çok mu zor? Hayır, hiç değil. Yeter ki sizler ve iktidarlar buna niyetlensin. “Birileri istiyor” diye ya da “deliğe süpürülmemek için”, ülkede yatırımı, üretimi, hayvancılığı, tarımı gözden çıkarmasın. İşadamlarını sadece AVM yapımcısı olarak görmesin. Üretmenin, büyümenin, zenginleşmenin, bölüşmenin, buradan geçtiğini kabul etsin. İşçilerini, emekçilerini sadece boğaz tokluğuna çalışan, hakkını isteyince de dayak, cop, tazyikli su, biber gazı ile karşılayacağın, “ayaklar(!)” olarak görmesin. Statükoyu kırarken tabii ki ilk önce, “statükoyu” kabul ettirmek, “deli gömleğini” bizlere giydirmek için, her şeyi yapanları; oyunu oynayanları ve oyunun sahnelenmesine yardımcı olanları açığa çıkaracağız. Sadece bu oyunu oynayabilmek için, insanların haklarını hiç acımadan ihlal edenler, ihlal edilmesini boş gözlerle izleyenler, “ne var canım, bunlar usul kuralı” diyenler, “İtalya’da da bir gecede 7500 kişiyi tutukladılar” diye, bile bile yalan söyleyenler, insanların ölümüne neden olanlar, ölümlerine seyirci kalanlar; bunların tümünden hesap soracağız. Tümünden! İster bürokrat olsunlar, ister siyasetçi, ister yandaş. Statükoyu kuran ve devam etmesini sağlayan temel unsur, yüzde 90’ı “yandaşlaşmış medya” mı mutlaka değiştireceğiz. Medyanın yandaşlaşmasına neden olan etken, “medya patronlarının, ihale bekleyen, sahip olduğu arsanın yüzde 100’üne alışveriş merkezi yapmayı isteyen işadamları olması mı”, işadamlarının medya patronu olmasını değiştireceğiz. Statükonun sağladığı sonuç, artık işadamının üretmemesi, onun yerine AVM yapması ya da “enerji işine girip çantacılık yapması” mı, üretime dayalı bir ekonomi kuracağız. Statükoyu korumak için yaptıkları, bol bol tarikat, cemaat dershanesi, lisesi, hatta üniversitesi kurup, Türkiye’nin gençlerini, beyni yıkanmış tarikat mensupları haline dönüştürmek mi, bunu sağlayan tüm kurumları; YÖK’ü, okul harçlarını, tarikat dershanelerini kaldıracağız. Bunlara dayalı olmayan, baskısı olmayan, bir eğitim sistemi kuracağız. Statükoyu kurmak, güçlendirmek için, insanları çaresizleştirmek için, yoksullaştırdılar mı, tüm iş olanaklarını ellerinden alıp, onları sadakaya mahkum mu ettiler, üretime ağırlık vereceğiz, özel teşebbüse iş ve yatırım olanakları sağlayacağız. Özel teşebbüsün yapmadığı yer ve alanlarda devlet yatırımlarına ağırlık vereceğiz. Statüko emrindeki AKP iktidarı temsilcileri gibi, “işadamlarını toplayıp, Türkiye’ye yatırım yapmayın, Mısır’a yapın” demeyeceğiz. Tam tersini yapacağız. Dedim ya “statükoyu kıracağız”. Hep birlikte, el ele. ‘Balbay’a özgürlük Burdur’un onurudur’ SERGÜL CANIGÜR Balbay’ın çizimiyle hücresi Cezaevi inşaatının tamamlanmadığını belirten avukat Ersöz, “5 müşahede odasından bir tanesi yıkılmış ve havalandırmaya kapı açılmıştır. Her bir hücrede bir tane sabit demir yatak bulunmaktadır. Her bir hücrenin boyu 7 yer karosu, eni 5 yer karosu uzunluğundadır. Hücre pencerleri 80’e 100 cm, 80 demir parmaklıklıdır. Koridorun genişliği 5, boyu 25 yer karosu olup 8 dilimli petek ile ısıtılmaya çalışılmaktadır. Balbay’ın hücresinde ise 4 dilimli petek bulunmaktadır. Balbay’ın yatağının hemen yanında tuvalet ve banyosu vardır” dedi. ‘Zor kullanırız’ tehdidi Balbay ve Özkan’ın, gece yarısından sonra saat 01.00’de 1 No’lu Cezaevi’ne getirildiklerini ifade eden Ersöz, “Buraya geldiklerinde, sevk edilen herkesin eşyalarının öbek öbek geniş bir odada toplanmış olduğunu görmüşler. Gelen herkes kaldıkları cezaevlerinde olduğu koğuşlarına yerleştirilmişler. Balbay ve Özkan saat 03.00’e kadar bekletilmiştir. Son olarak Balbay ve Özkan kaldığında ise bir infaz memuru ‘Eşyalarınızı ayırın. Başka odalara nakledileceksiniz’ demiştir. Tepki gösterdiklerinde ise kendisini cezaevi 2. müdürü olarak tanıtan bir şahıs ‘Gerekirse zor kullanırız’ demiştir. Bu sırada odada 50 kadar infaz koruma memuru bulunmaktadır” dedi. Ersöz, Balbay cezaevinin bir ucundaki F3, Özkan’ın ise diğer ucundaki B3 koğuşuna yerleştirildiklerini kaydetti. Ersöz şöyle devam etti: “Bu durum Balbay ve Özkan’ın hiçbir şekilde bir araya gelmemeleri için yapılmış. Farklı bloklarda bulunmaları sebebi ile avukat görüşüne giderken koridorda dahi görüşmeleri mümkün değildir. Balbay bu durumu 1 hafta önce izlediği bir filme bağlı olarak şu şekilde yorumluyor: İzlediğim filmde Almanlar bir Yahudi kampını boşaltırken esir olanlara hazırlanmaları için 4 saat süre vermişlerdi. Bizim sevk işlemimizde bu anlayış bile gösterilmedi.” Cezaevinin durumu Koğuşun, tuvalet ve banyo harç artıklarından ayın yüzey görüntüsünü andırdığını, yer karolarında boya, duvarda ise isim yazacak kadar çok toz bulunduğunu belirten Ersöz, “Havalandırmaya açılan kapının kilidi ve tokmağı bulunmadığından kapanmamakta, kapının altında 4 parmaklık bir açıklık bulunmaktadır. Balbay, açıklığı kendisine verilen battaniyelerden bir tanesi ve yatağı ile örtmeye çalışmıştır. Toz kalkmaması için mümkün ol duğu kadar yavaş hareket etmiştir. Koğuş önceki hücrelerden küçük olup Balbay’ın tek başına kaldığı bu yerde ortak bir yaşam alanı bulunmamaktadır. Bulaşık yıkamak için ayrı bir lavabo bulunmamakta, bulaşıklar tuvaletin lavabosunda yıkanmaktadır” dedi. Cezaevi inşaatının tamamlanmasına daha en az 11.5 aylık bir zaman bulunduğunu, eksikliklerin müteahhit tarafından tamamlanmaya çalışıldığını ifade eden Ersöz, “Balbay’a eksiklikler sorulmuş, cezaevi daha idare tarafından teslim alınmadığından dolayı bu eksiklikleri iletecekleri söylenmiştir” diye konuştu. Tuvaletin daha önce kullanan kişilerin pislikleri temizlenmeden bırakıldığını, tuvalet giderleri harç dolu olduğundan sifonların kullanılamadığını kaydeden Ersöz, “Pazartesi günü dilekçe verilmesine karşın halen TV seyretme ve gazete okuma imkânı bulunmamaktadır” dedi. BURDUR Burdur Sivil Toplum Platformu’nun, Ergenekon davası kapsamında tutuklanan gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın özgürlüğüne kavuşması için milletvekili seçilmesi amacıyla Balbay’ın doğduğu Güney kasabasında başlattığı kampanya çalışmalarına Balbay’dan yanıt geldi. Balbay’ın mektubu düzenlenen bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. Burdur Sivil Toplum Örgütleri Platformu Başkanı Kemal Arslan, mektubu kamuoyuna açıklamak için dün Cumhuriyet Meydanı’nda bir basın açıklaması yaptı. Arslan Balbay’a özgürlüğünü geri verecek adımı atması için, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na hitaben yazılmış dilekçeleri imzaya açarak Balbay’ın “...bana yakışan CHP olur…” diyerek CHP’den milletvekili gösterilmeyi kabul ettiğini bildiren mektubun aslını, CHP Genel Başkanı’na göndermek üzere CHP İl Başkanı’na teslim edeceklerini belirtti. Arslan, “Burdur’dan sesleniyoruz, Mustafa Balbay’a özgürlük Burdur’un onurudur” dedi. Burdur Sivil Toplum Platformu Sekreteri Hayat Harputlu, Balbay’ın Kemal Arslan’a hitaben yazdığı mektubu okudu. Balbay’ın “Doğduğum topraklardaki insanların da beni siyasete yakıştırması özgüvenimi arttırdı. Kampanyanızda dile getirdiğiniz gibi bana yakışan CHP olur. Attığınız her destek imzası omuzlarıma bir kanat” ifadelerinin yer aldığı mektubunun okunmasının ardından Balbay’ın milletvekili seçimlerine katılabilmesi için düşünülen imza kampanyası başlatıldı. CHP’li 4 milletvekili bugün Silivri’ye gidiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’li 4 milletvekili, Silivri Cezaevi’nde tek kişilik koğuşlara konularak “tecrit” edilen gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan ile şçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’i bugün ziyaret edecek. Balbay ve Özkan’ın tek kişilik koğuşlara alınmasının ardından, ziyaret için CHP’nin önceki gün Adalet Bakanlığı’na yaptıkları başvuruya, dün olumlu yanıt geldi. Avukat kökenli olan CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, Afyon Milletvekili Halil Ünlütepe, doktor kökenli stanbul Milletvekili Sacid Yıldız ile Kırıkkale Milletvekili Tansel Barış, bu sabah Silivri Cezaevi’ne gidecek. CHP’den daha kalabalık bir milletvekili grubu da 14 Mart’ta başlayacak Balyoz Davası duruşmasını izlemek üzere Silivri’ye gidecek. Yazarlar, şairler, sanatçılar Balbay’ın kitabını imzalayacak Büyük buluşma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yazarlar, şairler ve sanatçılar Ergenekon davası kapsamında iki yıldır tutuklu bulunan gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın Silivri’de kaleme aldığı “Düşünüyorum, O Halde Sanığım ZULÜMNAME” kitabını imzalamak için okurlarla buluşuyor. İmza gününde, piyanist Fazıl Say Balbay için sahne alacak, tiyatro sanatçısı Yıldız Kenter, Balbay’ın mektubunu seslendirecek. Gazetemiz yazarlarının yanında çok sayıda yazar, şair ve sanatçı, “Balbay için Büyük Buluşma” etkinliğinde, ilk kez okurlarla buluşacak olan Silivri Üçlemesi’nin ikinci kitabı “Düşünüyorum, O Halde Sanığım ZULÜMNAME”yi imzalayacak. Gazetemiz ve Çankaya Belediyesi’nin işbirliğinde düzenlenen imza günü, yarın saat 13.00’te, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde başlayacak. Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, yazarlarımız Cüneyt Arcayürek, Bekir Coşkun, Özgen Acar, Orhan Bursalı, Işık Kansu, Ali Abalı, Erinç Yeldan, Ümit Zileli, Meriç Velidedeoğlu, Prof. Dr. Ayşegül Yüksel, Yakup Kepenek, Mustafa Şerif Onaran, Sedat Yaşayan, Savaş Sönmez, Erhan Karaesmen, Ahmet Tan, Ankara Temsilcimiz Utku Çakırözer, muhabirlerimiz Türey Köse, Bahadır Selim Dilek, İlhan Taşcı, Ankara eki yazarlarımız Celal Binzet, Şefik Kahramankaptan, Talât Halman, çizerimiz Murat Sayın, gazeteciyazarlar Faruk Bildirici, Bilal Çetin, Muharrem Sarıkaya, Saygı Öztürk, Doğan Tılıç, Sabahattin Önkibar, Murat Yetkin, Tevfik Kızgınkaya, Erdal Sağlam, yazarlar İdris Akyüz, İsmail Gümüş, Burhan Günel, Nazife Güngör, Ayla Kutlu, Erendiz Atasü, Attila Şenkon, Meltem Vural, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, Balbay’ın kitaplarını imzalayacak. Etkinlikte Acar, Coşkun, Velidedeoğlu, Bildirici ve İpekçi’nin konuşmacı olarak katılacağı bir de panel düzenlenecek. ‘Milletvekili adaylıklarının sonucu’ İstanbul Haber Servisi Silivri Cezaevi’nde tecrit hücresine konulan Tuncay Özkan’ın avukatı Mustafa Nihat Karslı, Yeni Parti’nin İstanbul il binasında düzenlediği basın toplantısında, “Özkan ile Balbay’ın 12 Haziran’daki seçimlerde milletvekili olacaklarını açıklaması toplumda heyecan yarattı. Onların milletvekili seçilmeleri durumunda halkın muhalif, sindirme, yanıltma ve cazalandırma davalarına inanmadığı anlaşılacağı için bu tür bir uygulamaya maruz kaldılar” diye konuştu. Karslı, Balbay ve Özkan’ın koğuşta değil, hücrede tutulduklarını vurguladı. ilivri’ye güvercinler uçacak Kitabınkapağında siyah bir bant şeklinde “güvercinli kartpostal” bulunuyor. Kartpostalın üzerinde de Silivri Cezaevi’nin adresi yer alıyor. Böylece okuyucular, satın aldıkları kitapların üzerindeki “güvercinli kartpostalı”, “Balbay artık özgürlüğüne kavuşsun diye” Silivri’ye, Balbay’a gönderebilecek. Güvercinlerin Balbay’a nasıl ulaştırılacağı “www.binlerceguvercin.com” adlı internet sitesinde anlatılıyor. S Silivri’ye yürüyüş ve açlık grevi İstanbul Haber Servisi Taksim’de bulunan İşçi Partisi (İP) İstanbul İl Başkanlığı önünde toplanan İP’liler adına konuşan Erkan Önsel, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Doğu Perinçek’in dün hücreye alındığını söyledi. Önsel, bugün saat 12.00’deki Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun eyleminin ardından Perinçek’in hücreye alınması protesto için Silivri’ye yürüyeceklerini ve açlık grevine başlayacaklarını duyurdu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle