25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MART 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA HABERLER Erdoğan, milletvekilleri için parti yöneticileriyle bile paylaşmadığı üç araştırma yaptırdı 5 olduğunu zaten bizler duyuyorduk. Türk Silahlı Kuvvetleri bunu kendi içinde çözümledi. Yaşamı boyunca darbelere karşı çıkmış, demokrasiyi ve özgürlükleri savunan bir birey olarak şunu söylüyorum: “Niçin darbe planları yapanlar tutuksuz yargılanıyor da Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan tutuklu olarak yargılanıyor?” Başa döneyim ve Nedim Şener ile Ahmet Şık’a geleyim... Nedim Şener, kendisi hakkında “senaryolar yaratıldığını” açıklamış, savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Ahmet Şık’ın ise bir süre önce, yeni kitabının Soner Yalçın’ın Odatv’deki bilgisayarından çıkmasının ardından Doğan Akın’ın internet sitesi T24’te yazdığı yazısı önemliydi. Ahmet, yazısında “bitmemiş kitabımın Odatv bilgisayarında işi ne” diye soruyordu: Ahmet Şık’a yoğun bir saldırı başlamıştı. Özden Örnek’in “darbe günlükleri”ni Ahmet yazmıştı Nokta dergisine. O zaman kendisine şu suçlama getirilmişti: “Ahmet Şık provokatör gazetecidir. O Alper Görmüş’ten beslenen liberal oldu.” Ahmet Şık’ın henüz bitmemiş bir kitabı olduğunu on gün önce gazetede sohbet ederken duydum. Kitabının emniyet içindeki Fethullahçı örgütlenmeyle ilgili olduğunu o zaman öğrendim. 1314 yıl önceki genç atak gazeteci, şimdilerde olgunlaşmış, kendini kitap yazmaya vermişti. Konuşurken yine heyecanlı ve ataktı... Gizli anket paniği ERDEM GÜL ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, mevcut milletvekillerinin performanslarını ölçmek için üç ayrı gizli anket yaptırıp bunu partinin yöneticileriyle de paylaşmayınca AKP milletvekillerini sıkıntı bastı. Erdoğan’ın anketi gizli tutması milletvekilleri arasındaki “çizik” stresini arttırdı. 12 Haziran’daki seçim öncesi AKP’li vekillerin “büyük çizik gelecek” kaygıları, Başbakan Erdoğan’ın, “Milletvekilleriyle ilgili anketler yaptık. Halk karne verdi” sözleriyle zirve yaptı. Milletvekilleri, Erdoğan’ın açıkladığı anketten kendileri için nasıl sonuçlar çıktığını öğrenmek için parti yöneticilerinden bilgi almaya çalışınca ankete ilişkin “gizliliğin” çok daha üst boyutlarda 12 Haziran’da koltuğu kaybetme kaygısı yaşayan AKP’li vekiller, Erdoğan’ın gizli anketler yaptırdığını öğrenince daha büyük korkuya kapıldı. AKP’de kaç milletvekilinin çizileceği, yeni adayların kimler olacağı sorularının yanı sıra en çok tartışılan konuların başında bu kez türbanlı milletvekili aday gösterilip gösterilmeyeceği geliyor. 2003 ve 2007 seçimlerinde türbanlı aday gösterilmeyeceğini çok önceden açıklayan Erdoğan, bu kez “Siyasette her şey mümkündür” diyerek konunun partide tartışma konusu olmasının yolunu açtı. olduğu gerçeğiyle karşılaştı. Milletvekillerinin soruları üzerine, kendileri de milletvekili olan AKP yöneticilerinin de anketlerin içeriğini bilmediklerini ortaya çıktı. AKP’de adaylar parti yöneticilerinin başkanlığında oluşturulacak gruplarca yapılan eğilim yoklamalarıyla belirleniyor. Ancak mevcut milletvekilleri bu yoklamaların dışında tutuluyor. Edinilen bilgilere göre bu nedenle Erdoğan, adaylıklar konusunda ilk adımı mevcut milletvekillerinin adaylığıyla ilgili attı. Erdoğan, mevcut milletvekillerinin seçim bölgelerindeki performanslarını ölçmek için 81 ilde anket yaptırdı. Erdoğan, üç ayrı şirkete yaptırdığı ankette seçmenlere milletvekillerinin yeniden aday gösterilmesini isteyip istemediklerini sordu. Erdoğan, aynı anketle AKP milletvekillerinin yanı sıra diğer partilerin mevcut milletvekillerinin durumlarını da soruşturdu. Anket sonuçları şirketlerce doğrudan Erdoğan’a teslim edildi. Erdoğan, anket sonuçlarıyla ilgili parti yöneticilerine de şu ana kadar sır vermedi. Erdoğan’ın 2007 seçimlerinde milletvekillerinin neredeyse yarıya yakınını çizmesi gerçeğini de göz önüne alan AKP’li vekiller, anketin çok gizli tutulmasını, “Bu kez çizik daha büyük olacak. 340 milletvekilinden 150200’ü yeniden gelemeyecek” şeklinde değerlendirdi. TBMM’de seçimin 12 Haziran’da yapılması kararının resmen alınmasıyla birlikte AKP’de kaç milletvekilinin çizileceği, yeni AKP adaylarının kimler olacağı sorularının yanı sıra en çok tartışılan konuların başında bu kez türbanlı milletvekili aday gösterilip gösterilmeyeceği geliyor. 2003 ve 2007 seçimlerinde türbanlı aday gösterilmeyeceğini çok önceden açıklayarak kapıları kapatan Erdoğan, bu kez “Siyasette her şey mümkündür” diyerek konunun partide tartışma konusu olmasının yolunu açtı. Erdoğan’ın bu sözleri üzerine, parti yönetiminin tanıdığı süre içinde Ankara, Bursa ve Yalova’dan 3 türbanlı parti yöneticisi milletvekili adayı olduklarını açıklayarak görevlerinden istifa etti. ki Gazeteci: Nedim ve Ahmet... Gazeteci Nedim Şener ve Ahmet Şık bir terör örgütü üyesi olabilir mi? Yazımı yazdığım saatlerde Şener ve Şık’ın evleri aranıyordu. İkisinin de bir terör örgütü üyesi olduğuna kimse beni inandıramaz... Nedim Şener’in Hrant Dink olayını anlatan kitabı çok önemlidir. Nedim bu nedenle uluslararası ödül almıştır. Ahmet Şık’a gelince... Ahmet’i 20’li yaşlarda Cumhuriyet’te tanıdım. Gözü pek bir gazeteciydi. Çok atak olduğu için çoğu eylemleri izlerken polisten dayak yemişti. Ahmet’in Ertuğrul Mavioğlu’yla birlikte hazırladığı, Ergenekon sürecini anlatan kitabını okudum ve köşemde yazmıştım. Çok önemli bir çalışmaydı... Ergenekon davası, Kürt sorunu, Hrant Dink cinayeti, Malatya Zirve Yayınevi katliamı. Türkiye ilginç bir dönemden geçiyor ve Ergenekon süreci insanların kafasını karıştırıyor. Ergenekon davasının içinde Alparslan Arslan da var, Veli Küçük de, Balbay ve Özkan da... Balbay ve Özkan, ayrı ayrı odalara konulurken Cumhuriyet’e bomba atmaktan ve kanlı Danıştay baskınını düzenlemekten sanık Alparslan Arslan’a dokunulmuyor. Balbay, Tuncay, Soner, Nedim ve Ahmet Şık. Siyasal görüşleri, duruşları farklı beş gazeteci... Beşinin de tek silahları kalemleri ve yazdıkları kitapları... Beş arkadaşımız darbeci mi, cinayet zanlısı mı, ne! Yazıları, kitapları ortada? Ne düşünüyorlarsa bunları açık seçik yazmışlar. Dün olup bitenlere bakalım... Faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için çaba harcayan Nedim Şener ve Ahmet Şık yazılarıyla, kitaplarıyla bu sürece katkı sağlayan gazetecilerdi. Her ikisi de demokrasi ve özgürlüklerin gelişmesini, faili meçhul cinayetlerin aydınlanmasını istiyorlardı. Ben o nedenle iki meslektaşımın yanındayım ve onların darbecilerle, eli kanlı çetelerle ilişkileri olmadığına adım gibi inanıyorum. Bu ülkede 20032005 yılları arasında darbe hazırlıkları TBMM’DE KABUL ED LD Fotoğraf: SERKAN YILDIZ 12 Haziran’da genel seçim kesinleşti Seçimlerin 12 Haziran’da yapılmasına ilişkin AKP önergesi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Muhalefet partileri görüşmelerde yargıdaki yeni yapılanmayı hatırlatarak seçim güvenliği konusundaki endişelerini dile getirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milletvekili genel seçimlerinin 12 Haziran’da yapılmasına ilişkin karar TBMM’de kabul edildi. Muhalefet, iktidarı yüzde 10’luk seçim barajı nedeniyle eleştirdi ve devlet imkânlarının kullanılmamasını istedi. İktidar, TBMM’yi milletvekili aday listelerinin YSK’ye verileceği tarihe kadar çalıştırmayı planlıyor. Ulaştırma, içişleri ve adalet bakanları, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından itibaren 5 gün içinde istifa edecek. Seçimlerin 12 Haziran’da yapılmasına ilişkin AKP önergesinin TBMM Genel Kurulu’daki görüşmlerinde CHP adına söz alan Manisa Milletvekili Şahin Mengü, seçimlerin yargı güvencesinde yapılmasına ilişkin anayasanın 79. maddesini anımsatarak, “Son yapılan anayasa değişikliğiyle bu durum iktidarın insafına bırakılmıştır. AKP’nin belli yargıçları kendi seçim bölgelerinde görevlendirilmeleri işten bile değildir. Seçimlerin dürüst şartlarda yapılması özgür basına da bağlıdır. Bugün onlarca gazetecinin evi aranmaktadır, gözaltılar olmaktadır” dedi. Mengü, seçim barajını da gündeme getirerek, “Seçmen iradesinin parlementoya yansımaması da ayrı bir sorundur. CHP barajın yüzde 7’ye düşürülmesini istemiştir” diye konuştu. BDP adına konuşan Grup Başkanvekili Bengi Yıldız ise seçim barajını eleştirdi. AB ülkelerinden örnekler veren Yıldız, “Temsili demokrasilerde çeşitli güçlerin karar sürecini etkilemesi gerekir. Yüzde 10 barajı kalkmadığı için yapılacak yeni anayasanın demokratik olduğu söylenemez. Şimdiden sakatlanmış demektir” dedi. MHP adına Konya Milletvekili Faruk Bal, Libya gibi iç isyan yaşanan ülkelerde de seçim yapıldığını anımsattı. Bal, Adana’da yapılan yerel seçimleri örnek verdi ve kendisine seçimlerde polisin tutanak tutması nedeniyle suç duyurusu yapılıp takipsizlik kararı verildiğini belirterek, “AKP’nin polisi ile Kaddafi’nin polisi arasında ne fark var? Polisleri muhalefeti susturmak için kullanıyorsunuz” dedi. Erzurum’da MHP’li il başkanının ‘kış oyunlarında yolsuzluk oluyor’ diye yaptığı telefon konuşması nedeniyle tutuklandığını anlatan Bal, “Hitler Almanyası’ndan Mussoloni’nin İtalyası’ndan, Stalin döneminden ne farkı var” diye sordu. Hükümet adına Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, artık bu seçimlerden sonra demokrasi dışı çözüm arayışlarının son bulması gerektiğini belirterek, “Zaman zaman yaşanan yol kazaları, demokratik olmayan yol ve yöntemlerle iktidar olma yöntemi son bulmalıdır” dedi. Kadın partisi kuruluyor Türkiye’nin ilk kadın partisi kuruluyor. Kadın Partisi Girişimi Kurucu Başkanı Benal Yazgan, kadınların ülkenin her türlü sorunlarında söz sahibi olmak istediğini belirterek, “Bir siyasi partinin yapması gerektiği gibi ülkenin tüm sorunlarıyla ilgiliyiz ama bunları yaparken kadın bakış açısını ülke yönetimine aksettirmek istiyoruz” dedi. Levent Pos tanesi önünde dün toplanan Beşiktaş Kent Konseyi Kadın Meclisi üyeleri de “ lk iki sırada mutlaka bir kadın” ve “Eşit temsil hakkı” istemlerini dile getirmek için basın açıklaması yaparak, siyasi parti liderlerine mektup gönderdi. Dedeman Otel’de önceki gün “KADER bu kez 275 kadın arıyor” başlığıyla bilgilendirme toplantısı düzenlendi. KADER Genel Başkanı Çiğdem Aydın, “TBMM’de eşit temsil sağlandığında, yeni anayasa için de umutlanabileceğiz” diye konuştu. ‘ şkencede öldürüldü’ Komisyona bilgi veren Cemil Kırbayır’ın arkadaşları ‘Gözaltında elektrik verildi, kustu, sesi kesildi, bir daha haber alamadık’ dedi AYŞE SAYIN Dedim ya, Ergenekon’da at iziyle it izi birbirine karıştı ve içinden çıkılmaz bir hale geldi... Bir yandan Öcalan için istenilen örtülü af, BDP milletvekillerinin gözdağı vermeleri... Bir yandan yine Öcalan’ın yol haritası. Türkiye’nin üzerinden sis perdesinin kalkması, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması, darbecilerden hesap sorulması hepimizin isteği. Bakıyorum, bu eylemleri ortaya çıkaran, tarikat şeyhinin devlet içindeki örgütlenmesini kitaplaştıran gazeteciler gözaltına alınıyor. Ergenekon bir bilmeceye dönüştüğü için de kafalar iyice karışıyor... Odatv yöneticileri, yazarları, Prof. Dr. Yalçın Küçük... Evleri aranıyor sabahın erken saatlerinde... Siz Balbay’ı, Tuncay’ı, Soner’i, Nedim’i, Ahmet’i “Kelle Avcısı” Arif Doğan’la, Alparslan Arslan’la aynı kefeye nasıl koyarsınız? ÜYELERE KIYAK MAAŞ DÜZENLEMES DEĞ ŞT R LD ANKARA 12 Eylül darbesi sonrasında Kars’ta gözaltına alındıktan sonra “kaybolan” ve annesi 103 yaşındaki Berfo Kırbayır’ın yıllardır aradığı Cemil Kırbayır’la ilgili Meclis komisyonuna bilgi veren birlikte gözaltına alınan arkadaşları, “işkencede öldüğünü” ifade etti. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun “gözaltında kayıplar”la ilgili oluşturduğu alt komisyon, Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayır ile Kırbayır ile beraber gözaltına alınan Zübeyit Çelik, Cengiz Kaya, Türkan Çiftçi ve Davut Aksu’nun bilgisine başvurdu. Kırbayır’ın arkadaşları gözaltına alındıklarında “5 kişi” olduklarını, çıkışta “4 kişi” kaldıklarını, belirterek şunları anlattılar: “Ağır işkence yapıldı. Gözlerimiz bağlıydı ama birbirimizi duyabiliyorduk. Hepimize elektrik verildi. Sesinden anladığımız kadarıyla Kırbayır da aynı muameleye maruz kaldı. Bir ara Cemil, istifra etmek (kusmak) istedi. Kustuktan sonra bir daha sesini duymadık. Ora da ölmüş olabilir. Çünkü daha sonra etrafa kan yayıldığını hissettik. Hemen arkasından ortalık yıkandı. Ondan sonra da polislerin kendi aralarında ‘nereye kaçmış olabilir, kaçmış’ gibi ifadeler kullandığını duyduk.” Alt komisyonun, Kırbayır’ın bir arkadaşını “tanık” olarak dinlemek için Münih’e gideceği öğrenildi. Komisyon, Kars Valiliği’ne yazı yazarak, Kırbayır’ın hangi birim veya komutanlıkça gözaltına alındığını, o dönem bölgede görev yapan bekçiler ile rütbeli emniyet personelinin isim ve adreslerini istedi. Anayasa Mahkemesi tasarısı komisyondan geçti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Anayasa Komisyonu Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yapılandırılmasına ilişkin tasarıyı kabul ederken 12 yıllık görev süresi dolduğu halde emekliliği hak etmeyen üyelere oturdukları yerden 6 bin lirayı bulan maaş verilmesine ilişkin düzenleme değiştirildi. Komisyonda konuşan Anayasa Mahkemesi Genel Sekreteri Mehmet Oğuz Kaya, tasarıyla mahkeme başkanının 9 bin 542 TL, üyelerin 8 bin 572 TL, 8’inci derecedeki raportörün ise 3 bin 570 TL maaş alacağını söyledi. CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, bu maaşların yüksek olduğunu belirterek Gök, “Hükümetin kanunlarını denetleyecek olan 17 kişiye ve onun alt çalışanlarına özel maaş veriyorsanız buna ‘siyasi rüşvet’ derler” açıklamasını yaptı. Emekliliğe hak kazanmadan 12 yıllık görev süresi biten Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyelerinin emekliliği hak edinceye kadar maaşlarının 3’te 2’sini almaya devam etmesini öngören madde tartışma yarattı. CHP ve AKP milletvekilleri önceki gün bu hükmün çıkarılmasını istemişti. Yapılan değişikliğe göre, 12 yıllık görev süreleri sona eren üyeler eski görevlerine dönebilecek. Komisyon, mahkemenin bireysel başvurularla ilgili Yargıtay ve Danıştay kararlarını iptal yetkisini “sadece temel haklarla” sınırlandırdı. AKP’li Fatoş Gürkan’ın “TBMM Genel Sekreteri’ne kırmızı pasaport” önergesi tartışma yarattı. CHP’li Gök, “Rezaletin son perdesi” derken Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, “Burada Anayasa Mahkemesi ile ilgili özel bir yasa çıkartıyoruz. Beğenmeyen genel sekreterlikten ayrılsın, gitsin” diye tepki gösterdi. Gürkan önergesini geri çekti. Cumhurbaşkanı Gül’ün Danıştay’a yaptığı atamaların çoğu hükümetin gözde isimleri AKP bürokratları yargıya taşındı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun geçen hafta yaptığı tartışmalı atamanın ardından önceki gün de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ağırlıklı olarak bakanlık bürokratları olmak üzere 15 kişiyi Danıştay üyeliğine seçti. Cumhurbaşkanı Gül’ün anayasa ve Danıştay Yasası’nın ilgili maddeleri gereğince boş bulunan Danıştay üyelikleri için seçtiği isimler şöyle: Çanakkale Valisi Abdulkadir Atalık, Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Ulusoy, Merkez Valisi Bülent Kılınç, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Olcay, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Galip Tuncay Tutar, Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü Müşavir Avukatı Halide Esen, İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Halil Yılmaz, eski Karayolları Genel Müdürü Hicabi Ece, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürü İbrahim Er, eski Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu Başkanı Mahmut Vural, Merkez Valisi Mevlüt Atbaş, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Kökçam, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yalçın Ekmekçi ve Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Zeki Yiğit. Danıştay üyeliğine atanan Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürü İbrahim Er’in, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın teyzesinin oğlu olduğu belirtildi. MEB’de ilköğretim müfettişi olarak görev yaparken 2003 yılında 2 kadrosu olmasına karşın 3. genel müdür yardımcısı olarak göreve getirilmişti. Er, 2007 yılında da İlköğretim Genel Müdürü olmuştu. Rize Pazarköylü olan Er, Güneysu İmam Hatip Lisesi mezunu. Danıştay’a atanan isimlerden Halide Esen’in de Başbakan Erdoğan’ın da memleketi olan eski Rize Valisi Kasım Esen’in eşi olması dikkat çekti. AKP YÖNET C LER SAVCILIĞA BAŞVURDU CHP afişine polis el koydu MERSİN (Cumhuriyet) Mersin’de CHP Toroslar ilçe binasına yaklaşık 3 ay önce üzerinde “Aldatma Kandırma Partisi’nden güzel ülkemizi, aldatılan ve kandırılan işçi, memur, esnaf, köylü, emekli tüm kadınerkekgenç kardeşlerimizle el ele vererek kurtaracağız. Katıl bize. Güç ver” yazılı afiş asıldı. AKP yöneticilerince Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunularak, afişe el konulması istendi. Bunun üzerine harekete geçen polis, ilçe binasına gelerek afişe tutanakla el koydu. Savcılık ise ilçe başkan ve yöneticileri hakkında soruşturma başlattı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle