18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 MART 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA HABERLER 3 Öldürülüp boş bir evin bahçesine gömülmüş KPSS’ye eşekli protesto MERSİN (Cumhuriyet) Mersin’de, bir grup öğretmen adayı eşeğe KPSS hazırlık kitapları yükleyip, boynuna temsili diploma asarak atamaların yapılmamasını protesto etti. Grup adına konuşma yapan Kaysel Ergül, geçen yılın öğretmen adayları açısından “felaket yılı” olduğunu belirterek, sınav sorularının çalınmasının ardından mağdur edildiklerini söyledi. ISPARTA (AA) 9 aydır kayıp olduğu belirtilen kişinin, bir süre birlikte olduğu kadının eski eşi tarafından bıçaklanarak öldürüldüğü ve boş evin bahçesine gömüldüğü belirlendi. Polis, 16 Haziran 2010’dan bu yana kayıp olduğu belirtilen Mehmet Çevik’in (38) bulunma Hırsıza karşı nöbet tutuyordu, vuruldu 16 Haziran’dan beri kayıp olan Mehmet Çevik’in cesedi 9 ay sonra boş bir evin bahçesinde bulundu. ZM R (AA) Kadifekale semtinde, pompalı tüfekle öldürülen kişinin, yaşanan hırsızlık olaylarına karşı birlikte nöbet tuttuğu komşusu tarafından “hırsız sanılarak’’ vurulduğu ortaya çıktı. Polis, Metin Sepetçi’nin (34) gece sokakta birlikte beklediği kişilerden olan G.S’nin (22) evine gitti. Öldürdüğünü itiraf eden G.S’nin evinde olayda kullanılan pompalı tüfek ele geçirildi. G.S, “hırsız var” çığlığını duyunca pompalı tüfeğini alıp sokağa fırladığını, yüzünde poşu bulunan kişiyi hırsız sandığını ve yere yatması için uyardığını, üzerine gelince ateş ettiğini söylediği öğrenildi. Korkunç itiraf sı için yürütülen soruşturmada, Çevik’in bir süre önce birlikte olduğu H.T. (27) ve boşandığı eşi N.T’yi (39) sorguladı. Yapılan sorgulamada N.T, boşandığı eşi ve Mehmet Çevik’i evde uygunsuz vaziyette yakaladığını, daha sonra bıçaklayarak yaraladığı Çevik’in ölmesini beklediğini, ölünce de cesedi gömdüğünü itiraf etti. George Orwell ve Celal Üster Nereyi Anlatıyor Silivri Cezaevi nüfusu sürekli artıyor. Son Odatv ve gazeteci tutuklamalarına ek olarak kalp hastası olan Prof. Mehmet Haberal da hastaneden cezaevine nakledildi. Bu arada sanıklara ve sanık avukatlarına da deliller tam olarak açıklanmıyor. Aslında bu durumu edebi açıdan en iyi Kafka’nın Dava adlı kitabı yansıtır ama ben bugün bir başka başyapıttan söz edeceğim: Bin Dokuz Yüz Seksen Dört. Asıl adı Eric Arthur Blair olan George Orwell, 1984 adlı kara ütopya romanını yazmadan önce, Hayvanlar Çiftliği kitabı ile zaten üne kavuşmuştu. 1949 yılında, 47 yaşındaki erken ölümünden ancak bir yıl önce basılan 1984, ününe ün kattı. Orwell, totaliter rejimlerin egemen olduğu yıl olarak belirlediği 1984’ten 30 yıl sonra, insanlığın 21’inci yüzyılında, 1940’lı yıllarda çizdiği resmin hâlâ “gerçek ve yakın” bir tehlike oluşturduğunu görse acaba ne derdi? 1984’te, dünya üç büyük devlete bölünmüştür: Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya. Kitap bu devletlerden Okyanusya’da geçer. Bu devletlerin hepsi birbirleriyle sürekli savaş halinde bulunmaktadır. Ama zaman zaman Okyanusya’nın düşmanı ve müttefiki değişmekte, tarih de hemen bu güncel gerçeğe göre yeniden değiştirilmekte ve yeniden yazılmaktadır. Okyanusya’da insanlar devamlı olarak, devlet yani devlete egemen olan parti tarafından izlenmektedir. Her yerde çift taraflı görüntü veren teleekranlar vardır. Bunlar hem yayın yapar, hem de bulundukları yerdeki ses ve görüntüleri merkeze taşır. Hiç kimse hiçbir zaman bunların denetim alanının dışına çıkamaz! İnsanların düşünceleri ise “Yenisöylem” diliyle biçimlendirilmektedir. Çünkü bu dil bireyleri sadece partinin istediği biçimde düşünmeye ve düşüncelerini de bu biçimde ifade etmeye koşullamaktadır. Zaten ayrıca bir “Düşünce Polisi” de kurulmuştur. Devletin ya da devleti denetleyen Parti’nin belirlediği düşüncelerin dışına çıkanlar, mevcut düzeni sorgulamaya çalışanlar bu polis tarafından izlenir, yakalanır ve işkenceden geçirilerek beyinleri yıkanır, “düzeltilir”. Parti görüşlerinin yani ‘devlet’ düzeninin egemenliği “çiftdüşün” yöntemiyle sağlanır: Yani insanların tüm düşünceleri ve yaşamları sadece “yenisöylem” diliyle değil, “çiftdüşün” sistemiyle de biçimlendirilir. “Çiftdüşün” düzenini kuran ve işleten egemen partinin sloganları şunlardır: Savaş barıştır. Özgürlük köleliktir. Cahillik güçtür. Ben 1984’ü ilk kez, 1958 yılında, Doğan Kardeş Yayınları’nın “Işık Kitapları” dizisinin beşinci kitabı olarak V. Turhan ve S. Tonguç çevirisiyle yayımlandığında okumuştum, lise son sınıftayken. Sonradan başka çevirileri de çıktı. Orwell’in bu muhteşem totaliter düzen eleştirisini Celal Üster yeniden tertemiz bir dille Türkçeye çevirdi. Kitabın başına da “Bir İnsanlık Karabasanı” başlığıyla harika bir çözümleme yazmış. 1984’ü, yirmi yaşındayken ikinci kez okuduğunda Mamak Askeri Cezaevi’nde olduğunu belirtiyor ve kendi yaşamıyla romanın kahramanı Winston’un yaşamı arasındaki koşutluğa işaret ederek şunu söylüyor: “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, benim yaşadığım hücreler ya da koğuşlardan başka bir şey değildi.” Merak ediyorum, acaba Silivri’de yatanlar Kafka’nın Dava’sını veya Orwell’in 1984’ünü okuduklarında ne hissediyorlardır? Aksa 5 ayda açığını kapattı bile Boğaz’dan bir dev geçti Yine bir aile yok oldu GÖLBAŞI (AA) Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen anne, baba ve çocuğu yaşamını yitirdi. Tulumtaş Mahallesi’nde bekçilik yaptığı villanın müştemilatında yaşayan Ekrem Tekin’i (46) arayan arkadaşları haber alamayınca villaya gitti. Kırdıkları camdan giren arkadaşları, Tekin ile eşi Asiye (45), çocukları Emrah Tekin’i (18) ölü buldu. 55 milyonluk bakım kıyağı AHMET ŞEF K ve doğalgaz aramak için getirtilen “Leiv adlı sondaj Karadeniz’de petroltarafından Norveç’tenstanbul Boğazı’ndanEiriksson” saatlerinde platformu, Norveç’e dönmek üzere geçiş yaptı. TPAO ve Petrobrasiçin getirtilen dev platform, sabah Karadeniz’den stanbul Boğazı’na giriş yaparak önce Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, ardından da 1. Boğaziçi Köprüsü’nün altından geçerek Marmara Denizi’ne ulaştı. Römorkörler eşliğinde yaklaşık 2 saatte geçişini tamamlayan platform, köprülerin altından geçişi sırasında batırma sistemi uygulanarak yüksekliği azaltıldı. Leiv Eiriksson’un geçişi, stanbullular tarafından ilgiyle izlendi. (Fotoğraf: DOĞAN HASOL) TRABZON Özelleştirme kapsamında geçen yıl ekim ayında Doğu Karadeniz’deki dağıtım işini 227 milyon dolara devralan Aksa’nın, yaklaşık 55 milyon TL’lik ‘sayaç bakım geliri’ elde edecek olması, satışla ilgili kuşkulara yol açtı. Yasal olarak 10 yılda bir alındığı belirtilen bakım ücretlerinde tahsilat döneminin, özelleştirmenin 5 ay sonrasına denk gelmesi dikkat çekti. Artvin, Giresun, Gümüşhane, Rize ve Trabzon illerini kapsayan ve özelleştirme kapsamında daha 5 ay önce Aksa’ya devredilen Çoruh Elektrik Dağıtım AŞ’nin tüketicilere gönderdiği yeni faturada, 55 TL sayaç bakım ücretine yer verilmesi tepki yarattı. Yurttaşlar, kış dolayısıyla zaten yüksek olan elektrik faturalarına 55 TL gibi bir bakım parasının eklenmesini anlamakta güçlük çekiyor.. Oğlu ve hamile gelinini katletti OSMANİYE (Cumhuriyet) Osmaniye’nin Hasanbeyli ilçesinde Ramazan B. (56), evinin yakınında oturan oğlu Mehmet B. (28) ile 7 aylık gebe olduğu ve ikiz çocuk beklediği öğrenilen gelini Derya B’yi (26), henüz belirlenemeyen bir nedenle av tüfeği ile vurdu. Mehmet B. ve hamile eşi öldü. Zanlı, olayın ardından kaçtı. Olayla ilgili operasyon başlatıldı. Üzmez’in avukatına hapis BURSA (Cumhuriyet) Mudanya ilçesinde 14 yaşındaki B.Ç’ye cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle 13 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan eski Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez ile mağdur B.Ç’nin vekâletini alan ve duruşmalara Üzmez’in vekâletiyle katılan avukat Bülent Demir, görevi kötüye kullanmaktan 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanığın duruşmadaki iyi halini dikkate alan heyet, bu cezayı 5 aya indirdi. Fuhuş operasyonu İstanbul Haber Servisi Beyoğlu’nda fuhuş yaptıkları ve yaptırdıkları öne sürülen 50 kişi gözaltına alındı. Polis, fuhuş ihbarı üzerine Taksim İstiklal Caddesi ve Talimhane’deki 2 eğlence yerine baskın düzenledi. Eğlence yerlerinde 25’i kadın 50 kişi gözaltına alındı. Fas, Moldova ve Rus uyrukluların da aralarında bulunduğu kadınların, fuhuş karşılığı olarak 200 TL para istedikleri belirtildi. Belgeler bile dikkate alınmadı Huzurevinde insan hakları ihlali BARIŞ YAMAN 2 kişi kazandı Haber Merkezi Sayısal Loto’da numaralar; 6, 11, 22, 24, 31 ve 32 olarak belirlendi. 6 bilen 2 kişi, 697 bin 935’şer TL, 5 bilenler 1734’er TL, 4 bilenler 24’er TL 3 bilenler 3’er TL alacak. KONYA Konya İl İnsan Hakları Kurulu’nun Dr. İsmail Işık Huzurevi’nde yaşlılara kötü muamele ve intihar iddialarıyla ilgili olarak başlattığı incelemenin ardından huzurevinde ‘insan hakkı ihlali’nin yaşandığına ilişkin karar verdiği ortaya çıktı. Ayrıca huzurevinde yaşandığı iddia edilen üç intihar, bir ozon suyunu içerek ölme, bir yaşlının kaybolmasının ardından cesedinin bulunması ve bir şüpheli ölüm olaylarıyla ilgili olarak ya hiç soruşturma açılmadığı ya da açılan soruşturmaların yöneticilerin ihmali bulunmadığı gerekçesiyle kapatıldığı öne sürüldü. Korkunç gerçek, huzurevinde kalan Ömer Bozak’ın iki dilekçesiyle Konya Valiliği İl İnsan Hakları Kurulu’na müracaat etmesi üzerine ortaya çıktı. Ancak huzurevinde yaşanan ihmallerin belgelenmesine karşın 20’nin üzerinde açılan soruşturmanın hiçbirisinden cezai sonucun çıkmamasının nedeni ise anlaşılamadı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle