Katalog

11 MART 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA HABERLER Ergenekon, Balyoz, Kafes, Poyrazköy, şantaj ve casusluk çetesi gibi birçok operasyonda rol alan İstanbul Emniyet Müdürlüğü (İEM) İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı’nın yeri değişti 7 Yılmazer görevden alındı B R NC ERGENEKON DAVASI Başkentten ntibalar İstanbullu bir gazetecinin, arada bir de olsa “dersaadet”i bırakıp başkent Ankara’ya da gitmesi ve giderek daha kızışmakta olan siyasetin havasını almak istemesi gerekiyor. Beni, bu kez başkent yolculuğuna çıkaran asıl neden, mesleksel şapkamın yani Basın Konseyi Başkanlığımın verdiği bir yükümlülük oldu. Sevgili Oktay Ekşi, 12 Haziran seçimleri için Konsey başkanlığını benim omuzlarıma yükleyince, birçok kişiden aldığım kutlama mesajları içinde Sayın Cumhurbaşkanı’nki, içeriği bakımından da bende ve Konsey Yüksek Kurul üyelerinde olumlu etki yapmakla kalmadı, bu hafta başında sayıları 66’yı bulan tutuklu gazetecilerin sesini devletin doruğuna da duyurma olanağını sağlamış oldu. Çankaya’nın bu isteği olumlu karşılamasından sonra cuma günü 11 kişilik bir heyet ile Sayın Gül’ü ziyaret ederek 50 dakika süren bir görüşme gerçekleştirdik. Ev sahibimiz, konuşmalarımızın önemli bir kesimi için yazılmama kaydını koyduğu için, o kurala elbette uyacağım. Ama doruktaki havayı ve edindiğim algıları anlatmaktan vazgeçmeyi de düşünmediğimi söylemek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’na, ziyaret sırasında neler söyleyeceğim, ambargolu olarak Basın Konseyi’nin internet sitesinde de yayımlanmıştı. Ev sahibimiz orada açıkladığım kaygılara, yani iletişim özgürlüğünün sınırlandırılmasına “hayır” demedi. Tam aksine gelişmekte olan her ülke gibi bizim de bazı sorunların çözümünün soğukkanlılık ile sağlanmasında birleşmemizi istedi. Özellikle gazetecilerin özel yetkili mahkemelerde ve birer terör suçu şüphelisi olarak yargılanmasına karşı çıktığımızı kendisine yansıtan avukat Turgut Kazan’a verdiği yanıt ilginç olduğu kadar şaşırtıcıydı da. Sayın Erdoğan’ın milletvekili seçilmesini önleyen antidemokratik hükümler temizlenmeden önce, AKP iktidarı adına hükümet kurma görevi kendisine verilerek Başbakan olduğu zaman, gerçekleştirmek istediği işlerin ilk sıralarında bu özel mahkemelerin kaldırılması geliyormuş. Başbakan Gül, bu konuda düğmeye basılmasını bürokratlarından isteyince, o dönemde yüksek yargıda görev yüklenmiş bazı “zevat” apar topar Başbakanlık’a gelmiş ve o mahkemelerin yararından söz ederek caydırıcılık işlevini yerine getirmişler. Öylelikle o gün yakalanan fırsat, ne yazık ki kuş olmuş kaçmış. Bu içten itirafın, aynı mahkemelerin bugün sayıları daha da artarak, özellikle Silivri’de yığınak yapmış olmalarının, dahası tutukluluğa karşı itirazları genellikle 1’e karşı 2 oy ile reddetmelerinin elbette mazereti olarak karşımıza çıkmadığını söylemeliyim. Amacım yakın tarihimizdeki bir sayfanın ortaya çıkmasına yardımcı olmayı sağlamaktır. Bu özel mahkemelerin, 12 Mart ve 12 Eylül gibi darbe dönemlerinin sıkıyönetim mahkemelerinden farksız olduğunu söyleyen avukat Turgut Kazan’a Cumhurbaşkanı ne öyledir diye destek verdi ne de hayır onlar bağımsız yargı organlarıdır türünden bizler için masal olarak algılanacak bir yöntem kullandı. Anlamlı bir yüz ifadesi ile sustu ve biraz yukarıda da anlattığım gibi “bazı sorunlarımızın çözümünde soğukkanlı bir birliktelik” istedi. Çankaya’dan ellerimiz bomboş döndüğümüzü söylemek o günün gerçeğini tamamen inkâr olur. Ne Nedim Şener, ne Ahmet hele hele ne de Mustafa Balbay’ı zulümhanelerinden alıp evlerine götürmeyi başarabildik. Ama Sayın Gül’ün makamındayken kapattığımız cep telefonlarına konutun vestiyerinde paltolarımızı alırken düşen son dakika mesajı, gazeteci kimliği taşıyan bir tacizcinin, Hüseyin Üzmez’in özgürlüğüne kavuşmuş olduğunu duyuruyordu. Kapalı oturum HAT CE TUNCER Birinci Ergenekon davasında tanık Esra Feride Gökçimen’in talebi doğrultusunda kapalı oturum yapılarak sanıklar, izleyiciler ve gazeteciler salondan çıkarıldı. İddianamede sanık Semih Tufan Gülaltay’ın yargılandığı başka bir çete davasında eşi Muzaffer Gökçimen ile şikâyetçi olan Feride Gökçimen, “Danıştay saldırısından iki gün önce Gülaltay’ın ofisine Muzaffer Tekin’in 45 kişilik grupla geldiği ve saatlerce toplantı yaptığı, Alparslan Arslan’ın olaydan önce binaya kalabalık bir grupla geldiği” şeklindeki ifadesi yer alıyor. Feride Gökçimen mahkemede ifade değişikliğine giderek söz konusu iddiaları eşinden duyduğunu söyledi. Silivri’deki duruşmada, mahkeme başkanı Köksal Şengün izinli olduğundan heyete başkanlık yapan Hasan Hüseyin Özese, tanık Feride Gökçimen’in “kapalı oturum” talebini savcının karşı mütalaasına rağmen kabul edildiğini açıkladı. Feride Gökçimen kapalı oturumda ifadesinin alınmasının ardından savcı ve avukatların sorularını yanıtladı. Heyet Başkanı Özese, sanıkların soru sorması için salona alınmalarını isteyince Gökçimen’in sanıklarla karşılaşmak istemediğini söylediği öğrenildi. Bunun üzerine Gökçimen gizli tanıklar için hazırlanan odaya alındı. Daha sonra sanıklar, izleyiciler ve gazeteciler salona alındı. Özese, Feride Gökçimen’in kapalı oturumda verdiği ifadesini, savcı ve avukat soruları ile yanıtlarını tutanaklardan okudu. Tutanaklara göre Gökçimen’in “Önceki ifadelerinde iddia edilen konuları eşi Muzaffer Gökçimen’den duyduğu” şeklindeki açıklaması üzerine savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in “Bunlar çok ciddi iddialar. Bu ifade değişikliğinin nedeni nedir? Devlet tanığa her türlü korumayı sağlar” sözleri üzerine Gökçimen “Arkadaşlarımın verdiği harçlıklarla geçiniyorum, bütün kapılar kapandı” dedi. Tutanak okunurken Gökçimen’in rahatsızlandığı ve hastaneye kaldırıldığı öğrenildi. İstanbul Haber Servisi Ergenekon soruşturmasında da kilit rol oynayan İstanbul Emniyet Müdürlüğü (İEM) İstihbarat Şubesi’nde terfi ve tayin döneminden önce görev değişikliği yaşandı. İstihbarat Şube’den sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın tarafından önceki gün Tanık Koruma Şubesi ve Bomba İmha Şubesi’nden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı’na atandı. Yılmazer’in yerine herhangi bir atama yapılmazken İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün direkt olarak İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’a bağlı olarak çalışacağı belirtildi. Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlü ‘Birçok yerde ismi geçti’ rant Dink cinayetinin ardından terör ve azınlıklardan sorumlu Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı C Şube Müdürlüğü görevinden, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü görevine getirilen Ali Fuat Yılmazer’in ismi son dönemde birçok operasyonla birlikte anıldı. Yılmazer, Ergenekon, Balyoz, Kafes, Poyrazköy, şantaj ve casusluk çetesi gibi operasyonlarda aktif rol alğü’ne gelişi sırasında Yılmazer’in görevden alınmasına ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hüseyin Çapkın, İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer’e yeni görev veril H dı. Yılmazer’in ismi gazeteci Nedim Şener’in “Hrant Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları” ile Hanefi Avcı’nın “Haliçte Yaşayan Simonlar” isimli kitaplarında da geçmiş, Şener, Hrant Dink cinayetinde Yılmazer’in büyük sorumluluğu olduğunu öne sürmüştü. Yılmazer ise iddialar üzerine Nedim Şener ve Hanefi Avcı hakkında iftira ve hakaretten dava açmıştı. Nedim Şener ise açılan davadan beraat etmişti. bir görev değişikliği. Bu nöbet devri. Çok fazla anlam yüklenmemeli. Polislik mesleğinde bunlar olur. Yeni görevimizi layıkıyla yerine getirmeye çalışacağız” dediği öğrenildi. mesinin rutin bir uygulama olduğunu söyledi. Yılmazer’in de görevden alınma kararını öğrendikten sonra yakın mesai arkadaşları ile yaptığı konuşmada, “Çok normal bir durum. Bu KAMERALARDAN KAÇTI, SORULARI YANITLAMADI Kozinoğlu tutuklandı İstanbul Haber Servisi Ergenekon soruşturması kapsamında geçen günlerde evinde arama yapılan ve hakkında arama kararı bulunan Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubu Kaşif Kozinoğlu tutuklandı. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne Çırağan Caddesi üzerinde bulunan savcı ve hâkimlerin kullandığı kapıdan MİT görevlileri eşliğinde giriş yapan Kozinoğlu, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’e ifade vermek üzere binaya girdi. MİT görevlileri Kozinoğlu’nun görüntüsünü vermek istemeyerek, bir arabayı gazetecilerin beklediği kapıdan içeri soktu. Gazeteciler Kozinoğlu’nun geldiğini düşünürken, Kozinoğlu başka bir araçla, tutukluların girdiği kapıdan girmek istedi ancak burada da gazetecilerle karşılaştı. Kameralara görüntü vermekten kaçınan Kozinoğlu, adliyenin yanında bulunan üniversiteye girmek istedi. Daha sonra üniversite kapısından çıkan Kozinoğlu, geldiği araca tekrar binerek adliyenin ön kapısından uzaklaştı. Kozinoğlu burada gazetecilerin sorularını yanıtsız bıraktı. Cezaevi araçlarının girdiği kapıdan uzaklaşan Kozinoğlu, daha sonra hâkim ve savcıların kullandığı protokol kapısından adliyeye girdi. Savcı Öz tarafından ifadesi alınan Kozinoğlu, sevk edildiği İstanbul Nöbetçi 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce sorgulandı. Mahkeme, Kozinoğlu’nun tutuklanmasına karar verdi. Soruşturma kapsamında Ankara’daki evinde arama yapılan Kozinoğlu, yurtdışında olduğu için hakkındaki gözaltına alma kararı uygulanamamıştı. Kaşif Kozinoğlu’nun MİT’teki görevi nedeniyle Afganistan’da bulunduğu bildirilmişti. M T’çi Kaşif Kozinoğlu, Beşiktaş’taki stanbul Adliyesi’ne geldi. TSK’DEK DARBE MAĞDURLARI Askeri öğrenciler kapsam dışı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tük Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) atılan eski askerlere özlük hakları getiren tasarı, uzun pazarlıklar sonucu son dakikada 12 Eylül ve 12 Mart döneminde atılanları da kapsayarak dün yasalaştı. Ancak askeri okullardan atılan askeri öğrenciler yine kapsam dışı bırakıldı. Düzenlemeden 2 bin 736 kişi yararlanacak. Tasarının genişletilmesinin son dakikaya kalmasının Başbakan Tayyip Erdoğan’ın olur vermesinin gecikmesinden kaynaklandığı öğrenildi. Önergeyle 12 Mart 1971 tarihinden yargı denetimine kapalı idari işlemler veya YAŞ kararı ile TSK ile ilişiği kesilenler kapsama alındı. Bu düzenleme ile 12 Mart muhtırası ile 12 Eylül darbesinin ardından TSK’den atılanlara özlük hakları tanındı. Önerge ile Milli Savunma Bakanlığı’nda kurulacak komisyon ise etkisiz hale getirildi. Başvuruların kabulüne veya reddine Milli Savunma Bakanı karar verecek. 12 Mart 1971’den itibaren TSK ile ilişiği kesilenler 60 gün içinde başvuracak. TGC’nin web sayfası hacklendi Haber Merkezi Türkiye’de gazetecilerin örgütlü olduğu en büyük örgüt olan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) “www.tgc.org.tr” adresindeki web sayfası dün hacklendi. Sayfaya bağlanmak isteyenler doğrudan başka bir adrese yönlendirildiler. Bu adreste de başında siyah bir kurdelenin yer aldığı sayfa ile karşılaştılar. Sayfada yer alan “İtiraz Ediyorum” başlıklı metinle, “Basın özgürlüğü” isteyen TGC protesto edildi. TGC, resmi internet sitesinin “hacklenmesinin” basın özgürlüğüne tahammülsüzlüğün yeni bir örneği olduğunu belirtti. Açıklamada, “Bu girişim Türkiye’de cezaevlerinde 68 gazetecinin tutuklu olmasını, gazetecilerle ilgili 2 bin dava ve 4 bin soruşturma açılmasını yok saymanın bir başka biçimidir. Her türlü tehdit ve hedef gösterme, TGC’yi doğru bildiği yoldan döndürmeye yetmeyecektir” denildi. AA DUYURDU, SAVCI YALANLADI 28 Şubat sürecine soruşturma iddiası İstanbul Haber Servisi “Şantaj ve askeri casusluk” soruşturması kapsamında elde edilen belgeler doğrultusunda 28 Şubat sürecine ilişkin soruşturma yapıldığı iddiası özel yetkili cumhuriyet savcısı tarafından yalanlandı. Anadolu Ajansı (AA) dün akşam saatlerinde abonelerine geçtiği haberde İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’nın, 28 Şubat süreciyle ilgili inceleme yaptığını iddia etti. Haberde “Edinilen bilgiye göre, özel yetkili savcılık, ‘şantaj ve askeri casusluk’ soruşturması kapsamında Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’nda yapılan aramada ele geçirilen belgeler doğrultusunda, 28 Şubat sürecine ilişkin inceleme yapıyor” ifadelerine yer verildi. Ancak bu iddia Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen tarafından yalanlandı. Seçen gazetecilerin soruları üzerine yaptığı açıklamada iddia edildiği şekilde bir soruşturmanın bulunmadığını belirterek,“28 Şubat ile ilgili bir soruşturma yok. Gölcük Donanma Komutanlığı’nda çıkan belgelere ilişkin genel inceleme devam ediyor” dedi. Hilmioğlu yeniden hastanede İstanbul Haber Servisi İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından eski İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu rahatsızlanarak yeniden hastaneye kaldırıldı. Tutuklandıktan bir süre sonra rahatsızlanan ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde karaciğer sirozu tedavisi gören Hilmioğlu, hastanede yatmasına gerek olmadığına ilişkin düzenlenen rapor üzerine 8 Mart günü Silivri 2 No’lu Cezaevi L2 koğuşuna sevk edildi. Hilmioğlu’nun bir gün sonra rahatsızlanarak Silivri Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığı belirtildi. ‘Toplu mezarlar araştırılsın’ Aralarında Suavi, Ferhat Tunç, lkay Akkaya, Kazım Öz, Şanar Yurdatapan, Yusuf Çetin, Esmahan Aykol, Özcan Alper, Mikail Aslan ve Mezopotamya Kültür Merkezi’nden sanatçıların bulunduğu yaklaşık 50 sanatçı, Siirt’te önlerinde “Acıların değil, sevinçlerin ve barışın sanatını yapmak istiyoruz” pankartı açarak BDP il binasına kadar yürüdü. Sanatçılar, “Newala Qasaba” olarak bilinen, içine atılan faili meçhul cinayet kurbanlarının cesetleri nedeniyle üzerine şiirler yazılıp, ağıtlar okunan Siirt’teki Kasaplar Deresi’nde toplu mezar araştırması yapılmasını talep etti. Yıldırım ve Büyükanıt yalanladı Haber Merkezi Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde casusluk iddiasıyla hazırlanan “Askeri Casusluk ve Şantaj” davasının İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamesinde Fenerbahçe Klubü Başkanı Aziz Yıldırım’ın Eski Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’a 3 Rus kadın yolladığı ve bunu videoya aldığı iddiaları Yıldırım ve Büyükanıt tarafından yalanlandı. Yıldırım’ın avukatı Umur Yaşar, iddiaları “gerçekdışı” olarak nitelendirdi. Büyükanıt’ın avukatı Levent Koçer de iddiları “ilginç bir saldırı” olarak nitelendirdi. ‘Sözleşmeli erlik’ kabul edildi Sözleşmeli erlik yasa tasarısı da kabul edildi. Yasaya göre, en az ilköğretim mezunu, askerliklerini erbaş ve er olarak tamamlayan, terhislerinin üzerinden 3 yıldan fazla süre geçmeyen ve 26 yaşından gün almayan Türk vatandaşları sözleşmeli er olabilecek. C MY B C MY B